« : Haziran 06, 2009, 11:43:11 ÖÖ » |
|
ESMA-ÜL HÜSNA VE DUALAR - DUA KÜLLİYATI
NURLU DUALAR - İSLAMGREEN34 GRUBU DUA KÜLLiYATI WEB SİTESİ LÜTFEN ALTTAKİ LİNKİ TIKLAYINI Z
http://www.nurludualar-com.tr.gg
Allah’ın isimleri (Esma-i hüsna)
Esmâ-ül hüsna Allahü teâlânın güzel isimleri demektir ve bu isimlerin içerikleri Allah c.c zati-subuti sıfatlarıdır Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirile n 99 ismi şunlardır:
1- Allah: Her ismin vasfını ihtiva eden öz adı Kendinden başka ilah bulunmaya n tek Allah.
Bu ism-i şerif, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz Bu isim, Allah'tan başkasına mecazen de verilemez Diğer isimlerin den bazılarının Allah'tan başkasına isim olarak verilmesi caizdir.
2- Er-Rahmân: Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden şefkat gösteren, ihsan eden.
3- Er-Rahîm: Ahirette, sadece müminlere acıyan, merhamet eden.
4- El-Melik: Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5- El-Kuddûs: Her noksanlıktan uzak ve her türlü takdîse lâyık olan.
6- Es-Selâm: Her türlü tehlikele rden selamete çıkaran Cennettek i bahtiyar kullarına selâm eden.
7- El-Mü’min: Güven veren, emin kılan, koruyan iman nurunu veren.
8- El-Müheymin: Her şeyi görüp gözeten her varlığın yaptıklarından haberdar olan.
9- El-Azîz: İzzet sahibi, her şeye galip olan, karşı gelinemey en.
10- El-Cebbâr: Azamet ve kudret sahibi Dilediğini yapan ve yaptıran. Hükmüne karşı gelinemey en.
11- El-Mütekebbir: Büyüklükte eşi, benzeri yok.
12- El-Hâlık: Yaratan, yoktan var eden Varlıkların geçireceği halleri takdir eden.
13- El-Bâri: Her şeyi kusursuz ve mütenasip yaratan.
14- El-Musavvir: Varlıklara şekil veren ve onları birbirind en farklı özellikte yaratan.
15- El-Gaffâr: Günahları örten ve çok mağfiret eden Dilediğini günah işlemekten koruyan.
16- El-Kahhâr: Her istediğini yapacak güçte olan, galip ve hâkim.
17- El-Vehhâb: Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan eden.
18- Er-Razzâk: Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
19- El-Fettâh: Her türlü sıkıntıları gideren.
20- El-Alîm: Gizli açık, geçmiş, gelecek her şeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile en mükemmel bilen.
21- El-Kâbıd: Dilediğinin rızkını daraltan, ruhları alan.
22- El-Bâsıt: Dilediğinin rızkını genişleten, ruhları veren.
23- El-Hâfıd: Kâfir ve facirleri alçaltan.
24- Er-Râfi: Şeref verip yükselten.
25- El-Mu’ız: Dilediğini aziz eden.
26- El-Müzil: Dilediğini zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27- Es-Semi: Her şeyi en iyi işiten, duaları kabul eden.
28- El-Basîr: Gizli açık, her şeyi en iyi gören.
29- El-Hakem: Mutlak hakim, hakkı bâtıldan ayıran. Hikmet sahibi.
30- El-Adl: Mutlak adil, yerli yerinde yapan.
31- El-Lâtîf: Her şeye vakıf, lütuf ve ihsan sahibi olan.
32- El-Habîr: Her şeyden haberdar Her şeyin gizli taraflarından haberi olan.
33- El-Halîm: Cezada, acele etmeyen, yumuşak davranan hilm sahibi.
34- El-Azîm: Büyüklükte benzeri yok. Pek yüce.
35- El-Gafûr: Affı, mağfireti bol.
36- Eş-Şekûr: Az amele, çok sevap veren.
37- El-Aliyy: Yüceler yücesi, çok yüce.
38- El-Kebîr: Büyüklükte benzeri yok, pek büyük.
39- El-Hafîz: Her şeyi koruyucu olan.
40- El-Mukît: Rızıkları yaratan.
41- El-Hasîb: Kulların hesabını en iyi gören.
42- El-Celîl: Celal ve azamet sahibi olan.
43- El-Kerîm: Keremi, lütuf ve ihsânı bol, karşılıksız veren çok ikram eden.
44- Er-Rakîb: Her varlığı, her işi her an gözeten Bütün işleri murakabes i altında bulundura n.
45- El-Mucîb: Duaları, istekleri kabul eden.
46- El-Vâsi: Rahmet ve kudret sahibi, ilmi ile her şeyi ihata eden.
47- El-Hakîm: Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan.
48- El-Vedûd: İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden Sevgiye layık olan.
49- El-Mecîd: Nimeti, ihsanı sonsuz, şerefi çok üstün her türlü övgüye layık bulunan.
50- El-Bâis: Mahşerde ölüleri dirilten, Peygamber gönderen.
51- Eş-Şehîd: Zamansız, mekansız hiçbir yerde olmayarak her zaman her yerde hazır ve nazır olan.
52- El-Hak: Varlığı hiç değişmeden duran. Var olan, hakkı ortaya çıkaran.
53- El-Vekîl: Kulların işlerini bitiren. Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran.
54- El-Kaviyy: Kudreti en üstün ve hiç azalmaz.
55- El-Metîn: Kuvvet ve kudret menbaı, pek güçlü.
56- El-Veliyy: Müslümanların dostu, onları sevip yardım eden.
57- El-Hamîd: Her türlü hamd ve senaya layık olan.
58- El-Muhsî: Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen.
59- El-Mübdi: Maddesiz, örneksiz yaratan.
60- El-Muîd: Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltece k olan.
61- El-Muhyî: İhya eden, yarattıklarına can veren.
62- El-Mümît: Her canlıya ölümü tattıran.
63- El-Hayy: Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olan.
64- El-Kayyûm: Mahlukları varlıkta durduran, zatı ile kaim olan.
65- El-Vâcid: Kendisind en hiçbir şey gizli kalmayan hiçbir şeye muhtaç olmayan.
66- El-Macîd: Kadri ve şânı büyük, keremi, ihsanı bol olan.
67- El-Vâhid: Zat, sıfat ve fiillerin de benzeri ve ortağı olmayan tek olan.
68- Es-Samed: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan herkesin muhtaç olduğu merci.
69- El-Kâdir: Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan.
70- El-Muktedir: Dilediği gibi tasarruf eden her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi.
71- El-Mukaddim: Dilediğini yükselten, öne geçiren, öne alan.
72- El-Muahhir: Dilediğini alçaltan, sona, geriye bırakan.
73- El-Evvel: Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan.
74- El-Âhir: Ebedi olan, varlığının sonu olmayan.
75- Ez-Zâhir: Yarattıkları ile varlığı açık aşikâr olan, kesin delillerl e bilinen.
76- El-Bâtın: Aklın tasavvuru ndan gizli olan.
77- El-Vâlî: Bütün kâinatı idare eden, onların işlerini yoluna koyan.
78- El-Müteâlî: Son derece yüce olan.
79- El-Berr: İyilik ve ihsanı bol olan.
80- Et-Tevvâb: Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan.
81- El-Müntekım: Asilerin, zalimleri n cezasını veren.
82- El-Afüvv: Affı çok olan, günahları mağfiret eden.
83- Er-Raûf: Çok merhametl i, pek şefkatli.
84- Mâlik-ül Mülk: Mülkün, her varlığın sahibi.
85- Zül-Celâli vel İkrâm: Celal, azamet, şeref kemal ve ikram sahibi.
86- El-Muksit: Mazlumların hakkını alan, adaletle hükmeden her işi birbirine uygun yapan.
87- El-Câmi: İki zıttı bir arada bulundura n Kıyamette her mahlûkatı bir araya toplayan.
88- El-Ganiyy: İhtiyaçsız, muhtaç olmayan her şey Ona muhtaç olan.
89- El-Mugnî: Müstağni kılan. İhtiyaç gideren, zengin eden.
90- El-Mâni: Dilemediği şeye mani olan, engelleye n.
91- Ed-Dârr: Elem, zarar verenleri yaratan.
92- En-Nâfi: Fayda veren şeyleri yaratan.
93- En-Nûr: Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren.
94- El-Hâdî: Hidayet veren.
95- El-Bedî: Misalsiz, örneksiz harikalar yaratan (Eşi ve benzeri olmayan).
96- El-Bâkî: Varlığının sonu olmayan, ebedi olan.
97- El-Vâris: Her şeyin asıl sahibi olan.
98- Er-Reşîd: İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren.
99- Es-Sabûr: Ceza vermede, acele etmeyen.
ŞİFA AYETLERİ VE DUALAR
KURAN-I KERİMDEKİ ŞİFA AYETLERİ VE MEALLERİ
http://www.mumsema.com/misafir-sorulari/220927-kurani-kerimdeki-6-sifa-ayeti-arapca-ve-turkce-yazilisi.html
بسم الله الرحمن الرحيم وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِنِينَ Ve yeşfi sudura kavmim mü’miniin. Sure-i Tevbe 14
بسم الله الرحمن الرحيميَـٰٓأَيُّہَا ٱلنَّاسُ قَدْجَآءَتْكُم مَوْعِظَةٌٌ مِنْ رَبِّڪُمْ وَشِفَآءٌ۬ لِمَا فِى الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌٌ لِلْمُؤْمِنِينَ Ya eyyühennasü gad caa etküm mev’izatüm mirrabbiküm ve şifa ül lima fissuduri ve hüdev ve rahmetül lilmü’miniin. Sure-i Yunus 57
بسم الله الرحمن الرحيم يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ۬ مُخْتَلِفٌ أَلْوَٲنُهُ ۥ فِيهِ شِفَآءٌ لِلنَّاسِ* إِنَّ فِى ذَٲلِكَ لَأَيَةًً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ Yahrucü min bütunihee şerabüm muhtelifün elveenühü fihi şifa ül linnasi inne fii zelike le eeyeetül likavmiy yetefeker uun. Sure-i Nahl 69
بسم الله الرحمن الرحيم وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرآنِ مَا هُوَ شِفَآءٌ وَرَحۡمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ Ve nünezzilü minel kur’ani ma hüve şifa üv ve rahmetül lilmü’miniin Sure-i İsra 82
بسم الله الرحمن الرحيم وَاِذَاَمَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ Ve iza meriztü fehüve yeşfiin Sure-i Şuara 80 بسم الله الرحمن الرحيم قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَآءٌ Kul hüve lilleziin e amenü hüdev ve şifa ün Sure-i Fussilet 44
http://www.ilgiliayethadis.com/konu/kurandaki-sifa-ayetleri.12942/
FÂTİHA SURESİ
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ (١) Okunuş: (1) Bismillah irrahmani rrahim Elmalılı Orijinal: (1) Rahmân, Rahîm Allahın ismiyle Diyanet Açıklamalı: (1) Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah'ın adıyla. S. Ateş: (1) Rahmân ve Rahim Allâh'ın adıyla Y.N. Öztürk: (1) Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...
الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (٢) Okunuş: (2) El hamdü lillahi rabbil alemin Elmalılı Orijinal: (2) Hamd, o rabbiâlemîn, Diyanet Açıklamalı: (2) Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur . S. Ateş: (2) Âlemlerin Rabbi (sâhibi, yetiştiricisi) Allah'a hamdolsun . Y.N. Öztürk: (2) Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır.
الرَّحْمـنِ الرَّحِيمِ (٣) Okunuş: (3) Er rahmanir rahiym Elmalılı Orijinal: (3) o rahman, rahîm, Diyanet Açıklamalı: (3) O, rahmândır ve rahîmdir. S. Ateş: (3) (O) Rahmân'dır, Rahim'dir. Y.N. Öztürk: (3) Rahman'dır, Rahîm'dir O.
مَـلِكِ يَوْمِ الدِّينِ (٤) Okunuş: (4) Maliki yevmid din Elmalılı Orijinal: (4) o din gününün maliki Allâhın. Sade sana ederiz kulluğu, ibadeti ve sade senden dileriz avni, inayeti yarab! Diyanet Açıklamalı: (4) Ceza gününün mâlikidir. S. Ateş: (4) Din (cezâ ve mükâfât) gününün sâhibidir. Y.N. Öztürk: (4) Din gününün Mâlik'i, sultanıdır O...
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ (٥) Okunuş: (5) İyyake na'büdü ve iyyake nesteiyn Elmalılı Orijinal: (5) Hidayet eyle bizi doğru yola Diyanet Açıklamalı: (5) (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. S. Ateş: (5) (Ya Rabbi) Ancak sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz! Y.N. Öztürk: (5) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
اهدِنَــــا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ (٦) Okunuş: (6) İhdinas siratal müstekiym Elmalılı Orijinal: (6) O kendileri ne in'am ettiğin mes'utların yoluna Diyanet Açıklamalı: (6) Bize doğru yolu göster. S. Ateş: (6) Bizi doğru yola ilet: Y.N. Öztürk: (6) Dosdoğru giden yola ilet bizi...
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ (٧) Okunuş: (7) Siratalle zine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin Elmalılı Orijinal: (7) Ne o gadap olunanların ne de sapgınların Diyanet Açıklamalı: (7) Kendileri ne lütuf ve ikramda bulunduğun kimseleri n yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! S. Ateş: (7) -ni'met verdiğin kimseleri n yoluna. Kendileri ne gazabedil miş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)! Y.N. Öztürk: (7) Kendileri ne nimet verdikler inin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna...
9-TEVBE
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ (١٤) Okunuş: (14) Katiluhüm yüazzibhümüllahü bi eydiküm ve yuhzihim ve yensurküm aleyhim ve yeşfi sudura kavmim mü'minin
Elmalılı Orijinal: (14) Muharebe edin onlara ki Allah sizin elleriniz le kendileri ni muazzeb kılsın, rüsvay etsin, nusratiyl e sizi üzerlerine muzaffer buyursun ve mü'min bir kavmin yüreklerine su serpsin
Diyanet Açıklamalı: (14) Onlarla savaşın ki, Allah sizin elleriniz le onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerin i ferahlatsın.
S. Ateş: (14) Onlarla savaşın ki Allâh, sizin elleriniz le onlara azâbetsin, onları rezil etsin, sizi onlara üstün getirsin ve inananlar toplumunu n göğüslerine şifa versin;
Y.N. Öztürk: (14) Savaşın onlarla ki, sizin elinizle Allah onlara azap etsin, onları rezil etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Ve inananlar toplumunu n göğüslerine şifa ulaştırsın
10-YUNUS
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ (٥٧) Okunuş: (57) Ya eyyühen nasü kad caetküm mev'izatüm mir rabbiküm ve şifaül lima fis suduri ve hüdev ve rahmetül lil mü'minin
Elmalılı Orijinal: (57) Ey insanlar işte size rabbınızdan bir mev'ıza ve gönüller derdine bir şifa, ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet geldi
Diyanet Açıklamalı: (57) Ey insanlar! Size Rabbinizd en bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.
S. Ateş: (57) Ey insanlar, size Rabbinizd en bir öğüt, göğüslerde olan(sıkıntılar)a şifa ve inananlar a bir yol gösterici ve rahmet gelmiştir.
Y.N. Öztürk: (57) Ey insanlar! İşte size Rabbinizd en bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlar a bir kılavuz ve bir rahmet geldi. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
16-NAHL
ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلاً يَخْرُجُ مِن بُطُونِهَا شَرَابٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ فِيهِ شِفَاء لِلنَّاسِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ (٦٩) Okunuş: (69) Sümme küli min külles semarati feslüki sübüle rabbiki zülüla yahrucü mim butuniha şerabüm muhtelifün elvanühu fihi şifaül linnas inne fi zalike le ayatel li kavmiy yetefekke run Elmalılı Orijinal: (69) Sonra meyvaların hepsinden ye de rabbının müyesser kıldığı yollara koy, içlerinden renkleri muhtelif bir içecek peydâ olur ki onda insanlara bir şifa vardır, her halde bunda tefekkür edecek bir kavm için elbet bir âyet var
Diyanet Açıklamalı: (69) Sonra meyveleri n her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.
S. Ateş: (69) "Sonra her çeşit meyvalard an ye de Rabbinin yollarında boyun eğerek yürü!" Onun karınlarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki onda insanlara şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir millet için ibret vardır.
Y.N. Öztürk: (69) "Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var.
17-ISRA
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَارًا (٨٢) Okunuş: (82) Ve nünezzilü minel kur'ani ma hüve şifaüv ve rahmetül lil mü'minine ve la yezidüz zalimine illa hasara
Elmalılı Orijinal: (82) Biz de Kur'andan peyderpey öylesini indiririz ki mü'minler için o bir şifâ ve bir rahmettir, zalimleri n ise ancak hasarını artırır
Diyanet Açıklamalı: (82) Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyor uz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimleri n ise yalnızca ziyanını artırır.
S. Ateş: (82) Biz Kur'ân'dan mü'minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyor uz. Ama bu, zâlimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz. 188,189
Y.N. Öztürk: (82) Biz Kur'an'dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyor uz. Ama bu, zalimleri n yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
26-ŞUARA
وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ (٨٠) Okunuş: (80) Ve iza meridtü fe hüve yeşfin Elmalılı Orijinal: (80) Hastalandığım vakıt da bana o şifa verir Diyanet Açıklamalı: (80) Hastalandığım zaman bana şifa veren O'Dur. S. Ateş: (80) "Hastalandığım zaman bana şifâ veren O'Dur." Y.N. Öztürk: (80) "Hastalandığımda O'Dur bana şifa ulaştıran."
وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا لَّقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاء وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ فِي آذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًى أُوْلَئِكَ يُنَادَوْنَ مِن مَّكَانٍ بَعِيدٍ (٤٤) Okunuş: (44) Ve lev cealnahü kur'anen a'cemiyyüv ve arabiyy kul hüve lillezine amenu hüdev ve şifa' vellezine la yü'minune fi azanihim vakruv ve hüve aleyhim ama ülaike yünadevne mim mekanim beiyd
Elmalılı Orijinal: (44) Ve eğer biz onu a'cemî bir Kur'an yapa idik diyecekle r idiki: âyetleri tafsıyl edilseydi ya! Araba Acemcemi? de ki: o, iyman edenler için hidayet ve şifadır, iyman etmiyenle rin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o onlara karşı körlüktür, onlara uzak bir mekândan haykırılır
Diyanet Açıklamalı: (44) Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık, diyecekle rdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar.)
S. Ateş: (44) Eğer biz onu, yabancı (dilde) bir Kur'ân yapsaydık derlerdi ki: "Âyetleri (anlayacağımız) bir dille açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı söz mü (geliyor)?" De ki: "O, inananlar için bir yol gösterici ve (gönüllere) şifâdır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve o, onlara bir körlüktür. (Sanki) Onlar, uzak bir yerden çağırılıyorlar (da duymuyorl ar).
Y.N. Öztürk: (44) Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyecekle rdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilm ektedir."
Yazının Devamı: http://www.ilgiliayethadis.com/konu/kurandaki-sifa-ayetleri.12942/#ixzz2uc64PqzL DUALAR VE FAZİLETLERİ
DUALAR VE FAZİLETLERİ
Allahım Hazreti Muhammed ve âline salat eyle İnşallah Rabbim sen Kaygısını çektiğimiz işlerle Meşguliyetimize ihtiyaç bırakmayarak Asıl yarın bize soracağın işlerle Meşgul olmayı bizlere nasip eyle Tüm günlerimizi yaratılış amacımıza adamamıza yardımcı ol Tüm ihtiyaçlarımızı karşıla ve verdiğin rızıkta Bize bolluk ihsan et Geçim kaygısı çekme imtihanına düşürme Ve bizi aziz eyle Fakat kibirle müptela eyleme Rabbim.Am in
DUALAR VE FAZİLETLERİ
https://www.google.com.tr/#q=DUALAr ŞİFA AYETLERİ
https://www.google.com.tr/#q=%C5%9E%C4%B0FA+Ayetleri
İnsanın hastalandığında şifa için sebeplere müracaat etmesi, bu çerçevede tıbbın tavsiyele rine kulak vermesi, doktora başvurması, doktorun verdiği ilâçları kullanması, hastalığın hikmetler ini kavrayara k sabretmes i ve şifayı yalnız Allah’tan beklemesi; sağlıklı günlerinde ise sıhhat ve afiyetini gözetmesi ve sıhhatini bozmamaya dikkat göstermesi hiç şüphesiz şifa için önemli birer fiilî duâ niteliği taşır. Şifa için olsun, deva için olsun, derde derman için olsun, Bedîüzzaman Hazretler inin ifadesiyl e, duâyı mümkünse fiilî yapmak, bununla beraber kavli duâyı (dil ve kalp ile yapılan duâyı) da ihmal etmemek gerekir.1 Öyleyse yol haritamız şöyle olacaktır: Bir hastalığımız oldu mu fiili duâ kapsamında doktora başvurmak, tıp ilminin tavsiyele rini dinlemek; diğer yandan kavli duâ kapsamında şifa âyetlerini okuyarak şifayı yalnız Allah’tan beklemek… Bu, İnşallah, şifayı üzerimize celp eden olmazsa olmaz hareket tarzımız olmalıdır. Peygamber Efendimiz Aleyhissa lâtü Vesselâm bir insana teveccüh buyurdu mu, o insanın maddî-manevî ne hastalığı varsa şifa bulur, ne derdi varsa kaybolur giderdi. O’nun yönelişi şifa demekti, nazarı şifa demekti, sözleri şifa demekti, ilgisi şifa demekti, gülümseyişi şifa demekti, mübarek tükürüğü, teri ve elinin artığı şifa demekti. Onun getirdiği Kur’ân da şifa hükmündeydi. ***Resul-i Ekrem Aleyhissa lâtü Vesselâm, Ebû Katâde’nin genç kalması için şöyle duâ lütfetti: “Efleha’llahü vecheke Allahümme bârik lehû fî şa’rihî ve beşerihî” (Allah yüzünün güzelliğini artırsın. Allah’ım saçını ve vücudunu kendisi için mübarek kıl.) Ebû Katâde (ra) bu duânın bereketiy le yetmiş yaşında vefat ettiği zaman on beş yaşında bir genç gibi gösteriyordu.2 ***Yine bir gazvede Ebû Katâde’nin (ra) yüzüne ok isabet etmiş ve yüzü yırtılmıştı. Peygamber Efendimiz (asm) mübarek eliyle meshetti. Ebû Katâde (ra) der ki: “Kat’iyyen ve asla ne acısını ve ne de cerahatin i görmedim.” 3 ***Bir gün İmam Ebû Kasım Kuşeyrî Hazretler inin çocuğu hastalanmıştı. Çok üzüntü çektiği günlerde Resul-i Ekrem Aleyhissa lâtü Vesselâm’ı rüyasında gördü. Ve Efendimiz’den (asm) şifa talep etti. Peygamber Efendimiz (as): “Oğluna şifa âyetlerini oku.” buyurdu. Hazret-i İmam da oğluna şifa âyetlerini okudu ve Allah’ın izniyle oğlu şifâ buldu. Şifa âyetleri şunlardır: 1-“Ve yeşfî sudûra kavmi’m-mü’minîne ve yüzhib ğayza kulûbihim.” Meali: (Allah mü’minler topluluğunun gönüllerini ferahlandırsın, şifâ versin ve kalplerin deki ıztırabı gidersin.) 4 2- “Yâ eyyühe’n-nâsü kad câet küm mev’ızatun min Rabbikum ve şifâü’l-limâ fi’s-sudûri ve hüden ve rahmetün li’l-mü’minîn.” Meali: (Ey İnsanlar! Size Rabb’inizden bir öğüt, gönüllerin derdine şifâ, mü’minlere bir hidâyet ve rahmet gelmiştir.) 5 3- “Yahrucu mim-butûnihâ şarâbüm-muhtelifün elvânühû fîhi şifâü’l-linnâsi inne fî zâlike le’âyete’l-likavmi’y-yetefekkerûn.” Meali: (Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifâ bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.”) 6 4- “Ve nünezzilü mine’l-Kur’âni mâ hüve şifâü’v-ve rahmetü’l-li’l-mü’minîn.” Meali: (Biz Kur’ân’da mü’minler için şifâ ve rahmet olan âyetleri indiriyor uz.” 7 5- “Ve izâ meridtü fehüve yeşfîn.” Meali: (Hastalandığımda bana şifâ veren Allah’tır.” 8 6- “Kul hüve li’llezîne âmenû hüden ve şifâün.” Meali: (De ki: Kur’ân, inananlar için hidayet ve şifadır.) 9 Resul-i Ekrem Aleyhissa lâtü Vesselâm hastalara şöyle duâ etmiştir: 1-“Allahümme rabbi’n-nâsi ezhibi’lbe’se işfi. Ente’ş-şâfî. Lâ şifâe illâ şifâüke. Şifâen lâ yüğâdiru sekamen. Allahümme işfi abdeke yenke’ leke adüvven ev yemşî leke ilâ salatin.” (Allah’ım! Ey insanların Rabbi! Şifa ver! Şifa veren ancak Sen’sin! Sen’den başka şifâ verecek kimse yoktur! Allah’ım! Şu kuluna şifa ver ki, Senin bir düşmanına acı versin veya Senin rızânı kazanmak için namaz kılmak üzere yürüsün.) 10 2- “Bismillâhi erkîke min külli şey’in yü’zîke min şerri külli nefsin ev aynü hâsidin. Allahümme yeşfîke bismillâhi erkîke.” (Sana ıztırap veren her şeyden, her kıskanç nefisten, her hasetçi gözden Allah’ın adıyla sana şifa dilerim. Allah sana şifa versin. Allah’ın adıyla sana şifa dilerim.) 11 http://www.fikih.info/kategoriler/kuran-i-kerim/2206-kuranda-sifa-ayetleri.html
http://www.biriz.biz/dualar/
DUALAR GOOGLE PHOTOGRAP HY
https://www.google.com.tr/search?q=dualar&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ei=BbEMU86lDejW4gT6u4HIDg&sqi=2&ved=0CAcQ_AUoAQ&biw=1676&bih=860 NAZAR İÇİN DUALAR
NAZAR İÇİN YAPILACAK DUALAR Ayetel Kürsi Nas Suresi Felak Suresi Fatiha Suresi ve İhlas Suresi NAZAR İÇİN YAPILACAK DUALAR
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1985
Peygamber efendimiz in zamanında Esed oğullarından nazarı değen bir kimse var idi. Üç gün bir şey yemez sonra çadırın bir tarafını kaldırıp oradan geçen bir deveye bakıp (Bunun gibi bir deve hiç görmedim) der demez, deve yere düşer hastalanırdı Müşrikler, bu adamı bulup Peygamber efendimiz i nazarla öldürmesini istediler Cenab-ı Hak da Resululla hı bunun nazarından korumuştur. Bu hususta Kalem suresinin (Nerede ise, kâfirler seni gözleri ile yıkacaklardı) mealindek i 51. âyet inmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar.) [İbni Adiy] (İnsanların yarısı nazardan ölür.) [Taberani] (Nazar haktır.) [Müslim] Kendisine nazar değen kimse, aşağıda bildirile n duaların birini veya tamamını okumalıdır. 1-Fatiha, Âyet-el kürsi ve dört kul [Kâfirun, İhlas, Felak, Nas sureleri] 7şer defa okunup hastaya üflenirse büyü, nazar ve her dert için iyi gelir. Tuza okunup suda eritilere k içmek de olur. Bir hadis-i şerifte de (Fatiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez) buyuruldu . (Deylemi) 2- Bir hadis-i şerifte, (Sabah akşam, [Besmele ile] 3 defa “Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil Erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemi’ul alim” okuyan, büyü ve nazardan korunur) buyuruldu . (İbni Mace) 3-Âyet-el-kürsi, Fatiha, iki kul euzü ve Kalem suresinin sonunu okumak çok iyi gelir. (Medaric) 4- Peygamber efendimiz, iki kul euzüyü okuyup buyurdu ki: (Bu iki sure ile [belalardan, nazardan] korunun Hiç kimse, bu iki sure ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz .) [Ebu Davud] 5- (Kul Euzü bi-kelimâtillahittâmmeti min şerri külli şeytânin ve hâmmetin ve min şerri külli aynin lâmmetin) tavizini, sabah akşam 3 defa okunup kendine veya hastaya üflenirse nazardan, cin, şeytan ve hayvanların zararından korur. (Mevahib) 6- Peygamber efendimiz nazar için (Allahümme barik fihi ve la tedarruhü) okurdu. (İbni Sünni) 7- Nazarı değen kimse veya herkes, beğendiği bir şeyi görünce Mâşâallah demeli, ondan sonra o şeyi söylemelidir. Önce Mâşâallah deyince nazar değmez. Hadis-i şerifte, (Hoşa giden bir şeyi görünce “Mâşâallah la kuvvete illa billah” denirse o şeye nazar değemez) buyurdu. (Beyheki) 8- Nazardan korunmak için âyât-i hırz denilen âyetleri okumalı ve üzerinde taşımalıdır.
9- İbni Âbidin hazretler i (Tarlaya kemik, korkuluk, hayvan kafası koymalı Bir kadın, ürününe nazar değmemesi için ne yapacağını sorunca Resululla h, (Tarlaya hayvan kafası as) buyurur Bakan kimse, önce bunu görüp tarladaki ürünü sonra görür) buyuruyor . (Redd-ül-muhtar) 10-Tivele, temime ve efsun caiz değildir. Manasız veya küfre sebep olan rukyeyi okumaya Efsun denir Nazarı bizzat önlediğine inanılan nazarlıklara Temime denir Şirinlik muskası denilen rukyelere Tivele denir. Rukye okuyup üflemek veya üzerinde taşımak demektir Rukye, âyet ve hadis ile bildirile n dualarla yapılırsa taviz denir Taviz ise caizdir. Hadis-i şerifte, (İlaçların en iyisi Kur’an-ı kerimdir) buyuruldu . (İbni Mace) 11- İmam-ı Rabbani hazretler i, talebeler i ile, uzak bir yere giderken gece, bir handa kaldılar. (Bu gece bir bela zuhur edecektir [Besmele ile] (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duasını üç defa okuyun) buyurdu Gece büyük yangın oldu. Her odada eşyalar yandı Duayı okuyanlar a bir şey olmadı. Dert, bela, fitne, hastalık, nazar sihir ve zalimleri n şerrinden korunmak için, sabah akşam İmam-ı Rabbani hazretler inin bildirdiğini hatırlayarak 3 defa okumalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semî’ul alîm) duasını sabah 3 kere okuyana akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.) [İbni Mace] http://www.nazarduasi.gen.tr/ GOOGLE NAZAR DUALARI DÖKÜMANI https://www.google.com.tr/#q=NAZAR+DUALARI
DUA KÜLLİYATI - LÜTFEN ALTTAKİ LİNKLERİ TIKLAYARA K OKUYUNUZ
http://bizimsahife.org/dua/index-26.htm
http://www.tevbe.org/forum/mubarek-gungece-ve-aylar/243760-uc-aylar-girdiginde-okunacak-dua-ve-cekilecek-tesbihler.html
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=DUA+AR%C5%9E%C4%B0V%C4%B0&oq=DUA+AR%C5%9E%C4%B0V%C4%B0&aq=f&aqi=g2&aql=&gs_sm=e&gs_upl=3625l55422l0l13l12l0l4l4l1l329l1565l1.3.3.1&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=%C3%9C%C3%87+AYLARA+G%C4%B0R%C4%B0LD%C4%B0%C4%9E%C4%B0NDE+OKUNACAK+DUALAR+&oq=%C3%9C%C3%87+AYLARA+G%C4%B0R%C4%B0LD%C4%B0%C4%9E%C4%B0NDE+OKUNACAK+DUALAR+&aq=f&aqi=&aql=&gs_sm=e&gs_upl=3016l18922l0l39l38l0l30l30l0l515l1671l2-2.2.0.1&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=RAMAZAN+AYI+DUASI&oq=RAMAZAN+AYI+DUASI&aq=f&aqi=&aql=&gs_sm=e&gs_upl=2890l10765l0l19l15l0l0l0l3l641l3017l3-1.2.3&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=DUALAR&oq=DUALAR&aq=f&aqi=g10&aql=&gs_sm=si&gs_upl=2390l9453l0l8l8l0l0l0l0l562l1765l2-1.0.2.1&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=RECEP+AYI+DUALARI&oq=RECEP+AYI+DUALARI&aq=f&aqi=&aql=&gs_sm=e&gs_upl=2344l10016l0l17l16l0l5l0l0l734l3062l0.1.4-1.3.1&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=DUALARIN+SIRRI&oq=DUALARIN+SIRRI&aq=f&aqi=g1&aql=&gs_sm=si&gs_upl=3094l15735l0l14l14l0l1l1l0l610l2189l1.4.4-1.2&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=DUALARIN+ANLAMLARI&oq=DUALARIN+ANLAMLARI&aq=f&aqi=g1&aql=&gs_sm=e&gs_upl=2141l11453l0l18l15l0l1l1l0l625l2125l5.2.4-1.2&fp=1&biw=1260&bih=837
http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&q=DUALARIN+G%C3%9CC%C3%9C&oq=DUALARIN+G%C3%9CC%C3%9C&aq=f&aqi=g1&aql=&gs_sm=e&gs_upl=2718l11890l0l13l12l0l1l1l0l844l1547l3.4.6-1&fp=1&biw=1260&bih=837
|
|
« Son Düzenleme: Nisan 14, 2014, 01:41:37 ÖS Gönderen: admin »
|
Logged
|
|
|
|