|
ANTİSİYONİZM
http://www.haber10.com/makale/5741 Haber10 yazarlarından Peren Birsaygılı, Merkezler i Amerika Brooklyn de olan [ http://www.jewsagainstzionism.com] anti-siyonist Yahudiler in öndegelen isimlerin den Y. Cohen'le 07.01.200 7 tarihinde Siyonizm, Yahudilik ve kendi amaçlarına dair bir söyleşi yapmıştı. Politik bir algı ile değil de dini inanışları gereği siyonist İsrail devletini n tüm politikal arına ve aslında bölgede bir devlet fikrine tamamen karşı çıkan bu grubun zaman zaman protesto gösterileri ekranlara yansıyor, ancak tahmin edileceği üzere medya destekler i hiç yok . Filistin'e olan saldırılarda bir çok kereler müslümanlarla kol kola yürüyüşler yaptılar .
Uluslarar ası Yahudi topluluğu içindeki çelişkileri de ortaya koyan bu ilginç söyleşiyi Gazze katliamı vesilesiy le, tekrar ilginize sunuyoruz:
haber10
İSRAİL DEVLETİNE KARŞIYIZ ÇÜNKÜ ; BİZLER GERÇEK YAHUDİLERİZ …
Bay Cohen , öncelikle, bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
İnanıyoruz ki, bu röportaj Türk halkının ilgisini çekecek ve ayrıca bizim içinde yararlı olacaktır.
Peren Birsaygılı
Faaliyetl eriniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Organizas yonunuzun temel amacı nedir?
Y.Cohen:
Organizas yonumuz adı “Siyonizm’e Muhalif Gerçek Tevrat Yahudiler i” ve bizler iki temel amaç güdüyoruz:
1) Hedefimiz Diaspora’ya ilişkin Gerçek Tevrat görüşünü, kefareti ve İsrail Devleti’ni bundan bihaber olan Yahudiler e tebliğ etmek olmakla beraber inancımız, Sabatikal Milad’ın 69. yılında (Shemittah’a göre yaratılıştan 3829 yıl sonra) Kudüs’teki--420 yıl boyunca ayakta kalmış—(ikinci) tapınağın yıkılmasından bu yana çeşitli uluslar içinde sürgünde olan Yahudiler in Tanrı, Mesih’i gönderene kadar sürgünde yaşamaya devam etmekle mükellef olduklarıdır. Sürgün (Diaspora), Kutsal (Vaad Edilmiş) Topraklar’a ilişkin herhangi bir hak iddia etmememiz ya da (o topraklar üzerinde) herhangi bir siyasi egemenliğe kalkışmamamız inancımızın en önemli gereğidir. Bizim inancımızda Yahudiler in herhangi bir ulus ile savaşa kalkışması haramdır. Mesih, mucizeler ortaya koyan, tüm Yahudiler i Tevrat’a sadık kalmaya davet eden ve bir Mesih olarak meşruiyeti tüm insanlar tarafından kabul edilecek bir peygamber olacaktır. Üstelik, Mesih geldiğinde, diğer milletler in (topraklarının) fethedilm esi ve (topraklarından) sürülmesi diye bir şey de olmayacak tır. Tüm milletler birbirler iyle ve Yahudi milletiyl e barış içinde yaşayacaklar; Yahudi milleti kendi atalarından yadigar topraklar a kavuşturulacak ve Mesih onların kralı olacaktır. Yahudiler e düşen görev, yalnızca beklemek ve hiçbir siyasi ya da askeri faaliyet içinde bulunmama ktır. Bu, sırf bize ait olan bir inanç değidir; her yer ( ve zamandaki) Yahudiler in daimi inancı olagelmiştir. Sadece son zamanlard a, Siyonistl erin girişimleri vasıtasıyla, Yahudiler e bu inançları unutturul maya başlamıştır.
Biz, sitemiz (jewsagain stzionism .com), dağıttığımız basılı kitapçık, broşür ve yayınladığımız kitaplar ile Yahudiler e ulaşıyoruz. Halihazırda sitemizde bulundurd uğumuz Siyonizm’e ilişkin varolan kitaplara ilaveten, bize ait olan bazı kitapları da yayınlamaktayız. Siyonistl erin nerede yanlış yaptıklarına odaklanan ve hakiki manada ortaya koyan Tevrat üzerine İngilizce bir tefsir çok yakın bir zamanda çıkacak. Ayrıca, Siyonistl erin neden hatalı olduklarını ortaya koyan İncil, Talmud ve Haham öğretilerini muhteva eden yazmalar içindeki kaynakları ayrıntılı olarak ele alan 500 sayfalık İbranice bir kitabı da tamamladık. Umuyoruz ki, bu kitabı ingilizce ye de çevireceğiz.
Umudumuz ve hedefimiz, tüm Yahudiler in, Siyonizm’in Tevrat ve öğretilerine muhalif olduğunun farkına varıp pişman olmaları ve neticesin de, İsrail Devleti’ni hükümsüz kılıp barış içinde sürgünde yaşamalarıdır. Bu, sadece Yahudi ve Yahudi olmayan hayatları korumakla kalmayaca k, bununla beraber bizim için fevkalade önemi haiz Tevrat hükümlerine riayet etmek demek olacak. Yahudi milleti birdir.He pimiz birbirimi ze karşı sorumlulu k hissediyo ruz ve bu yüzden, sadece bizim Tevrat’a sadık kalmamız bizi memnun etmez; biz, her yerdeki Yahudiler in bunu yapmasını arzu ediyoruz.
Organizas yonumuz Yahudi olmayan dünyaya da ulaşmaya da gayret ediyor. Siyonist devlet (İsrail) tüm dünya Yahudiliğini temsil ettiğini iddia ettiği ve bu Siyonist devlete karşı olan bir çok insan netice olarak müştereken Yahudiler den nefret etmeye başladığı için, biz, Siyonizm’in Yahudilik (Judaizm) demek olmadığını dünyaya izah etmeye çalışıyoruz. Siyonizm, Yahudilik inancından kökten bir kopuş hareketid ir. Biz, kimsenin Yahudiler i, özellikle dindar Yahudiler i İsrail Devleti’nin yaptıkları yüzünden suçlamasını istemiyor uz.
Siyonist politikal ar ve İsrail Devleti’ne muhalif Yahudiler tarafından kurulan kaç organizas yon var ve sözü geçen organizas yon ya da gruplar ne zamandan beri faaliyetl erini sürdürmektedirler?
Y.Cohen:
Anti-siyonist ornanizas yonlar hakkında konuşmadan önce, bazı demografi k göstergeler vermeme müsaade edin; çünkü bir çok anti-siyonist Yahudi herhangi bir organize grubun parçası değildir. Bu gün, İsrail Devleti’nde yaklaşık 5 000.000 yahudi yaşıyor, ki bu nüfusun yaklaşık %20’si Tevrat hükümlerine sadıktır. Oysa, bunların çoğu biraz cahillerd ir ve Tevrat hükümlerinin tahrif edilmiş yorumlarına bağlıdırlar. Bu sebeple, (İsrail Devleti) sınırlarının her parçasına elde tutmayı ve bunun için savaşmayı savunan “dindar” Yahudiler olduğunu duyabiliy orsunuz. (İsrail) nüfusunun yaklaşık %10’u “hareidim”; yani Tevrat hükümlerinin gerçek tefsirini takip eden daha sağlam dindarlar dır. Bu insanlar, ‘Mesih gelmeden önce herhangi bir Yahudi devletini n kurulmasının bir günah ve vahim bir hata olduğu’na ilişkin inançlarımızı paylaşıyorlar.
Amerika, İngiltere, Belçika ve başka toplulukl arda muhtemele n 500.000 hareidim daha var. Nitekim, genel olarak dünyada yaklaşık 1.000.000 siyonist olmayan Yahudi var. Bunlar arasında, Siyonist ideolojiy e karşı açık muhalefet ve mücadeleyi savunan yaklaşık 150.000 kişilik daha küçük bir grup vardır. Bu, Satmar, Munkacz, Stolin, the Brisker schools of Talmudic study ve Siyonist kolonizas yon başlamadan önce 1800’lerde ‘Eski Şehir’ (Kudüs)’de yaşamış toplulukt an gelen dindar Kudüs Yahudiler i olan the Eidah Haredis toplulukl arını ihtiva ediyor. Bu son 150.000 grup, daha genel bakımdan tüm Siyonist olmayan Yahudiler i temsil etmemize rağmen, bizim organizas yonumuzun görüşlerini temsil ediyor.
Çok yakın işbirliği içinde olduğumuz Satmar hakkında bir kaç söz etmek gerekirse: “Satmar” adı, bizim muhterem önderimiz Haham Yoel Teitelbau m’un (1887-1979) II.Dünya Savaşı’ndan önce haham olduğu Macarista n’daki bir şehirden geliyor. II.Dünya Savaşı’ndan sonra Newyork’a yerleşti ve etrafında kendi okul ağı ve sinagogla rı ile geniş bir taraftar topluluğu kurdu. O, büyük bir bilge, yazar ve karizmati k bir kişilik idi ve tüm gayretini Siyonizm ile savaşa vakfetti. O’nun yazdığı her kitapta dinleyici lerine bir devlet kurmanın Yahudi kanunlarının korkunç bir ihlali olduğunu ve Yahudi halkına hiçbir fayda getirmeye ceğini; sadece onların durumlarını psikoloji k ve ruhsal olarak daha kötüleştireceğini göstermeye gayret etmiştir.
Ayrıntılı bir Siyonizm tanımı verebilir misiniz? Kökleri neye dayanıyor? Kabul edersiniz ki, Masonluk ya da Siyonizm’i, Yahudilik ile özdeşleştiren bir çok insan var. Bunun hakkında, Tevrat ve Talmud’a referansl a neler söylemek istersini z?
Y.Cohen:
Örgütlü anti-siyonizm’e gelince, zaten T.Herlz zamanında Avrupa Hahamları Siyonist plana karşı net bir duruş sergilemişlerdi. Siyonizme muhalif Hahamlar’dan Ohr Layeshari m adlı mektuplar derlemesi 1900 yılında basılmıştı ve daha sonra, Daas Harabanim ve Tikun Olam adlı bunlarla emsal iki kitap daha çıktı.
Ortodoks Yahudi organizas yon Agudath İsrail 1909’da kuruldu ve amaçlarından biri Siyonizm ile savaş idi. Bununla birlikte, Agudath İsrail daha sonra o kadar büyüdü ve çok geniş bir Yahudi yelpazesi ni o derece kuşatıcı oldu ki, git gide –Filistin’in kolonileştirilmesi vb. ile --Siyonist plana meyletmey e başladılar ve bu yüzden dindar Yahudiler Agudath’tan uzak durdular. The Eidah Chareidis of Jerusalem üyelerinin bir çoğu 1930 ve 40’lar da--1945’teki belirleyi ci oy ile-- Agudath’tan ayrıldılar. 1949’da İsrail Devleti ilk seçimini düzenlediğinde, Agudaht’ın müsaade etmesine rağmen, Eidah’ın üyelerine seçime katılmayı yasaklayınca bölünme derinleşmiş oldu. Eidah’ın anti-siyonist ideologla rı,”Şehir Muhafızları” anlamında gelen Neturei Karta olarak tanınmaya başladılar. Karta’nın bu gün Birleşik Devletler ve İngiltere’de şubeleri vardır ve kendi web sitesi (nkusa.org) ile faaliyet sürdürmektedir.
Aynı zamanda, Amerika’da 50, 60, ve 70’li yıllar süresince Haham Teitelbau m vaaz verdi ve Siyonisle r ve onların devleti (İsrail) karşı yazılar yazdı. 1979’da ölümünden sonra, bu iş devam ettirilem dei; ama O, takipçileri üzerinde iz bıraktı. O, Newyork’ta siyonistl ere karşı toplantılar düzenlemeye devam eden Birleşik Devletler ve Kanada Merkezi Hahamlar Konseyi’ni kurdu. Ayrıca, Satmar topluluğu, İsrail hükümetinden para kabul etmeyi reddetmel eri için kutsal topraklar daki okulları desteklem ek için milyonlar ca dolar göndermeye devam etti. Halihazırdaki yeni teknoloji’den faydalana rak son 10 yıl içinde Satmar aktivistl eri, kamuoyuna ulaşmak ve eğitme vasıtası olarak, “Siyonizm’e Muhalif Gerçek Tevrat Yahudiler i” ni kurdular.
Siyonizm, Judaizm’i geri plana iten Yahudiler tarafından kurulmuş bir hareket idi. Herzl gibi onların bazıları, çeşitli ülkelerde yaşayan Yahudiler in maruz kaldığı zulme bir çözüm bulmayı amaç ediniyord u. Rus Yahudiler i “aydınlanma” hareketi üyeleri gibi başkaları, eski dini terk edip yeni bir vatanda yeni bir dil konuşan yeni bir ulus kurarak, Yahudi halkını ıslah etmekle daha fazla ilgili idiler. Buna karşın, diğerleri Marks ve onun sosyalist prensiple rinin takipçileri idi.
Her halükarda, Yahudiler in eski vatanı Filistin üzerine ırkçı hevesleri ni odakladıkları gerçeğinin farkında olamadıkları sürece, tüm bu gruplar muhtemele n halihazırdaki Yahudi halkının şevk ve heyecanını kazanmayı başaramayacaklardır. Yahudi dini kutsal topraklar daki eski zamanlar üzerine bir çok vurgu yapar: Biz, dualarımızda tapınak adaklarını anarız; Tevrat’ın bir çok emri sadece orada ifa edilebili r ve biz sürekli olarak, o zaman geldiğinde Yahudiler in yine kutsal topraklar da yaşayacağı Mesih’in gelişi için umut besliyor ve dua ediyoruz. Bunun için, Siyonizm’in Yahudi halkın en hassas noktasından vurmasına ve bir çoğunun, dindar olanlarının bile, Siyonistl ere katılmasına şaşırtıcı değildir. Bu Yahudiler cahildile r ve beklentis i içinde olduğumuz şeyin, tanrı ve Mesih’in kefareti-- ki o zaman tüm insanlık huzur ve barış içinde olacak-- olduğunu idrak edemedile r. Biz, herhangi bir ülkenin fethedilm esi beklentis i içinde değiliz ;zira Yahudiler e başka halklarla savaşa kalkışmak kesin bir şekilde yasaklanmıştır.
Sorunun parçası, --ve burada’ siyonistl erin hedefleri ve fiilen varılan nokta arasındaki farka ilişkin sorunuzu atlıyorum-- Siyonistl erin ilk yıllarda projeleri hakkında çok toy oldukları idi. Onlar, Filistin’e göç edip bir devlet kurarlars a hiç kimsenin aldırış etmeyeceğini sanıyorlardı. Orada öteden beri yaşayan başka bir halk olduğunu idrak edemedile r. Bu toyluk, dindar Yahudi dünyası için de geçerli idi ve bu yüzden Filistin’ yerleşen bazı dindar Yahudiler kendileri ni Filistin’e karşı bir savaş açmış olarak görmediler. Seküler Siyonistl er nihayetin de şiddetli bir başkaldırı ile yüzleşecekleri gerçeğinin farkına vardıklarında, zaten iş işten geçmişti ve silahlanm aya başlayıp savaşa hazırlandılar. Bu, bazı dindar anti-siyonist toplulukl arı şaşırttı; çünkü onlardan bazıları topraklar a yerleşmeyi desteklem elerine rağmen, hiçbiri savaşa teşebbüs etmeyi desteklem iyorlardı.
Fakat, şu gerçektir ki, İsrail Devleti’nin kurulması ve onun kanlı tarihi boyunca bazı “dindar Siyonistl er” olmuştur. Bu insanlar Judaizm ile Siyonizm’i nasıl bağdaştırabilir? Bu sorunun iki parçalı bir cevabı vardır ve insan ve gruba bağlı olarak muhtelif dereceler de ikisi de gerçektir.
1) Biz, bu gün Tevrat’a inanan ve amel eden bununla birlikte, farklı bir ideolojiy i de desteklem ek isteyen bir çok Ortodoks Yahudi grup gözlemliyoruz. Bu insanlar, Tevrat’ı alacak ve kendi ajandalarına uydurana dek çarpıtacaklar. Örneğin, Evrim Teorisine inanan Yahudiler Genesis Kitabı’nı açacak ve onu kendi görüşlerine uyacak şekilde yorumlaya caklar. Yahudi feministl er, Yahudi kanunlarına riayet edecek ve aynı zamanda modern zamana uymak için değişiklikler yapacakla r: Sinagogda ibadetler i yürütmeleri gibi… Burada da dindar Siyonizm, melez bir ideolojid ir: Seküler düşüncelerde kaynak bulan ve aynı zamanda Tevrat’a itaati muhafaza eden Siyonizm doktrinin e inanma teşebbüsü. Ajandaları bu olduğu için, klasik metinlere bu zihin dünyası ile yaklaşırlar (yararlı bir doz cahillik). Talmud’a aşina olan bir kimse bilir ki, hemen hemen her alanda sözleri yanlış yorumlama yolları ve vasıtaları vardır. Talmud’un kendisi (Eiruvin13 b) der ki: Bir bilge vardı, ki ölmüş bir kertenkel e’nin (Gerçekte Tevrat açıkça temiz olmadığını söylerken) ritüel olarak temiz olduğuna ilişkin 150 sebep öne sürebiliyordu.
Bu dindar Siyonist liderleri n gerçeğidir. Bununla birlikte, takipçileri genel olarak metin ve kaynaklar hakkında hiçbir şey bilmez ve sadece onların açtığı yolda ilerlerle r.
2) Cevabın ikinci parçası, siyonizmi n, Judaizm açısından önemli olan belli konulara darbe vurmasıdır ve dikkatli düşünmeksizin bir kimse onu gerçek Judaizm ile karıştırabilir. Yahudiler, gerçekte, bir gün sürgünden dönmeyi ve Filistin’e yerleşme beklentis i içindedirler. Bununla birlikte, bu, siyasi ya da askeri bir hareket ile değil, tanrı’nın inayetiyl e olacaktır. Judaizm, tarihin şekillenmesinde tanrının iradesini görmeye önem atfetmekt edir. Nitekim, Siyonistl er, devletin (İsrail) kurulmasına vesile olan tüm olayların aslında tanrının tarihe yön vermesi olduğunu söyleyeceklerdir. Bununla birlikte, biliyoruz ki tanrı bazen günahkarlara başarı ihsan eder, ama böyle bir başarı haklılıklarına bir delili değildir. Tevrat ve Talmud’ta İsrail topraklarını öven, gerçekte bizi sürgünde olmaya yükümlü kıldığı halde, bir devlet kurmaya yönelik yanlış yol gösterecek bir çok malzeme vardır.
Web sitemizde, ziyaretçi yorumları, sorular ve cevaplar başlıklarından teşkil ‘hakkımızda’ denen bir bölüm vardır. Orada, insanların Siyonizm’i müdafaa etmek için yazdıkları bazı yazıları ve bizim onlara verdiğimiz cevapları görebilirsiniz.
Anti-Semitizm nedir? Sizce bu Yahudi düşmanı mı olmaktır ? Peki Madem ki Arap ulusları da Nuh Peygamber’in en büyük torunu Şem (Shem)’in soyundan gelmektel er, onlar da Semitik değil midir ?
Y.Cohen:
Anti-Semitizm nispeten son zamanlard a--son 200 yıl içinde—Yahudi düşmanlığı ve zulmüne ilişkin eski bir fenomen dolayısıyla uydurulmuş bir terimdir. Exodus kitabı’nı okursanız, Yahudiler in zulme maruz kaldıklarını ve Mısır’da köleleştirildiklerini göreceksiniz. Pers imparator u Ahasuerus’un danışmanı Haman, tüm Yahudiler i öldürmeyi planlıyordu. Suriyeli Grek kral Antiochus Epiphanes Yahudi hükümlerini gözetenlere karşı emirler çıkardı. Hristiyan lık muktedir bir dünya gücü olduktan sonra, anti-semitizm için yeni bir gerekçe yaratıldı; Yahudiler onların Mesihleri ni reddetmek le ve O’nu öldürmekle suçlandılar. Avrupa Yahudiler i Haçlı Seferleri’nden çok zarar gördüler; Engizisyo n ve başka bir çok katliam Hristiyan liderler tarafından tahrik edildi. Yahudi nefretini n en vahim ve en yakın zamandaki tezahürü, elbette Nazilerin Polonya, Rusya, Macarista n ve tüm doğu Avrupa ülkelerindeki yaklaşık 6.000.000 yahudiyi katletmes i idi.
Terim’in makul olmadığı konusunda haklısınız; çünkü Semitler hakikatte Şem (Shem) soyundan gelen tüm insanları ihtiva ediyor. Aynı manada, İbrani (Hebrew) terimi de hatalıdır; çünkü bu, Şem’in büyük torunu Eber’in bütün soyunu ima eder. Dil’in tabiatı böyledir; sözler gelişir ve yeni anlamlar kazanır.
Son zamanlard a Siyonistl er anti-semitizm suçlamasını muhalifle rini bastırmaya çalışmak için istismar ediyor ve biz bunun yanlış olduğuna inanıyoruz. Siyonistl er ve Filistinl iler arasındaki çatışma, din ya da ırklara ilişkin bir çatışma değil, siyasi ya da askeri bir çatışmadır ve bir insan sırf Filistinl iler yanında saf tutması yüzünden Yahudiler e karşı olmaz.
Anti-Semitizm, İsrail Devleti’ne muhalefet nedeni değildir; fakat kesinlikl e bir sonuçtur. Yani, devlete muhalefet leri yüzünden bir çok insan kesin olarak anti-semitik olmuştur. Bu, onların hatalı bir şekilde devlet, onun hedefleri ve faaliyetl erini Yahudi halkı ile özdeşleştirmeleri yüzündendir. Fakat bu hal, hakikat’ten daha fazla uzak olamazdı. Tevrat ve Talmud’u tetkik eden ve emirlerin e riayet eden Asli Yahudiler devlete karşıdır ve onun faaliyetl erinde hiçbir şekilde yer almamışlardır. Bu yüzden, bu zamanda bizim organizas yonumuzun çalışmaları çok önemlidir. Biz, Judaizm ve Siyonizm arasındaki farklar hakkında insanları eğiterek, anti-semitizm’in tehlikeli gelişimini önlemekteyiz.
Modern siyasi siyonizm’in 19.yüzyılın sonlarında ortaya çıkışını bir başlagıç olarak kabul edersek-- ki İlk Siyonist Kongre Theodor Hersl tarafından 1897’de Basel’de düzenlendi—ulaşılan arzu edilmiş hedef ve sonuçları arasında ne gibi farklar vardır? İsrail Devleti’nin, kimilerin in dediği gibi, “demir duvar arkasında” bir devlet olduğunu düşünüyor musunuz?
Y.Cohen:
Siyonizm’in asli hedefleri ve sonuçları arasındaki farkı soruyorsu nuz. Farklar çok çarpıcıdır. Gerçek Siyonistl er Yahudiliği zulüm ve tehlikede n korumayı amaç edinmişlerdi; fakat yarattıkları ülke bu gün Yahudiler in yaşaması için çok tehlikeli bir yere dönüşmüştür. Onlar Yahudi hayatlarını kurtarmayı istediler, fakat devleti ayakta tutmak onlara 28.000’i aşkın Yahudi hayatına mal oldu. Bu, hiç kimsenin tanrı’ya aklı ile üstün gelemeyec eğine olan inancımıza ilişkin bir kanıttır ve tanrı bizden sürgünde kalmamızı istiyorsa, biz kendi faaliyetl erimizle sürgünü sona erdirerek halihazırdaki durumumuz u iyileştirme çabasına giremeyiz ve girmemeli yiz. Biz tanrı’nın hükmünü beklemek zorundayız.
Diğer önemli fark, gerçek Siyonistl erin, yahudiler için seküler bir vekalet yaratmayı istemeler idir. Tevrat’a uymak yerine, Yahudiler şimdi kendi topraklarında yaşıyor, İbranice konuşuyorlar ve bu, kendileri ni Yahudi olarak farz etmeleri için kafi geliyor. Onlar, bir vatana ve dile sahip olduklarından bu yana, dünyada her günahı işlediler. Bu, onların vizyonu idi ve maalesef onu uygulamay a sokmak için bir çok şeyi seferber ettiler. Fakat, Yahudi tarihinde ki hüküm, Tevrat’a muhalif ideolojil erin tükenip ortadan kalktığına yöneliktir. Dindar bir Yahudi, çocuklarının ve torunlarının hepsinin dindar Yahudiler olmalarını gözetir; fakat seküler Yahudi bunu önemsemez ve bu sebeple, onun torunları çoğu kez yahu olamayaca ktır, ya da olsalar bile, onun ideolojis ini taşımayacaklardır. Nitekim, seküler bir ideoloji olarak Siyonizm hükmünü yitirmekt edir. Tevrat’a inanan Yahudiler, onlara Tevrat tarafından vaad edilmiş bir vatan için savaşmaktan bıkmışlardır. Adeta bundan vazgeçmeye hazırdırlar. Bu gün, haklarında endişe etmemiz gereken dindar Siyonistl erdir. Ulaşmaya ve eğitmeye gayret sarf ettiğimiz kişiler onlardır. Onlar zaten Tevrat’a inanıyorlar ve bu sadece Tevrat’ın gerçekte ne dediğini onlara gösterme meselesid ir.
Biz Müslümanlar , 2.Dünya Savaşı esnasında Naziler tarafından öldürülen insanları saygıyla anıyoruz. 2.Dünya Savaşı süresince, Nazilerin” Yahudi Sorununun Nihayi Çözümü” olarak adlandırdığı bir çok soykırım kurbanı olduğunu ve başka azınlık üyelerininde soykırımda can verdikler ini çok iyi biliyoruz . Peki sizce soykırımdan kim sorumludu r? Trajik sonuçlara yol açan soykırım hadisesin deki Siyonistl erin oynadığı anahtar rolü açıklayabilir misiniz? Sizin araştırmalarınıza göre, Siyonist planın bir parçası olarak kaç Yahudi kurban edildi?
Y.Cohen:
Soykırım’dan kim sorumlu idi? Hitler ve Nazi’ler. Hitler, herhangi bir bedel ya da rüşvet karşılığında, Yahudi soykırımından vazgeçmeye razı değildi. O’nun, önemli kaynakları ve insan gücünü Yahudiler i katletmek için dağıtması ve Rus Yahudiler ini katletme amacıyla zamanından önce Rusya’ya saldırması yüzünden, savaşı kaybetmes i dahi tartışılabilir. Generalle ri, o’na tren ve ikmal malzemele rini cephede kullanmak için yalvarmışlardı; fakat o, trenlerin Yahudiler i ölüm kampına taşınması için kullanılması emretmişti. Diğer Nazi subayları da programla mutabık idi, fakat program hakkında pek de iradeli sayılmazlardı ve rüşvetle ayartılabiliyorlardı. Örneğin; SS subayı Wisliceny, Slovakyalı Yahudiler den sorumlu idi ve Haham Michael Weissmand el, savaş boyunca Yahudiler i dışlamaması için ona sürekli olarak rüşvet verebiliy ordu. Nihayet, 1944 sonbaharında rüşvet vermeye devam etmeye muktedir olamadı ve Slovak Yahudiler inin hepsi Auschwitz’e götürüldü. O’nun diğer subaylara rüşvet verme ve daha bir çok insanı kurtarma planları vardı; fakat Siyonistl er o’na para göndermeyi reddettil er. Macar Yahudiler i sorumluluğuna atanan Eichman, siyonistl erden alacağı bir rüşvet için onların tümünü ( yaklaşık 800.000 ) öldürmemeye karar verdi. Eichman, Joel Brand adlı bir yahudiyi temsilci olarak İstanbul’daki Siyonist liderliğe onlardan “ kan karşılığı kamyonlar” istemesi için gönderdi. Macar Yahudiler i bin ton çay, bin ton kahve ve on bin kamyon karşılığında öldürülmeyeceklerdi. Fakat Moshe Sharet, Yitzchok Greenbaum ve Siyonist ajansın diğer liderleri, bu Yahudiler i kurtarmak için herhangi bir çabaya destek vermenin arzu edilir olmayacağına karar verdiler; çünkü bu, onların İngiliz müttefiklerini gücendirebilir ve kutsal topraklar da bir Yahudi devleti kurma planlarına engel olabilirl erdi. Bu yüzden, Brand’ın misyonunu saklamaya karar verdiler; onu Türkiye Suriye sınırı boyunca ayarttılar; İngilizler, onu Mısır’da hapse attılar ve orada elindeki teslim edilmemiş mesajı ile üç ay süresince, tüm Macar Yahudiler i yakılıncaya kadar, kederden bitip tükendi.
Genel olarak, Siyonistl er, başka yerlere götürerek Yahudiler in hayatını kurtarabi lecekken, esas olarak Filistin’e göç ile ilgili idiler. O zamanın büyük Yahudi organizas yonlarını kontrol ediyorlar dı ve büyük miktarlar da paralar emirlerin e amade idi.
Siyonistl er, bir devlet için çalışarak, Yahudiler i korumaya gayret ettikleri ni ve II.Dünya Savaşı’ndan önce bir devletler i olsaydı, hepsini kurtarabi lecekleri ni iddia ediyorlar . Fakat, hakikat bunun aksidir: Bir devlet için çalışarak, yerel Filistin halkını çileden çıkardılar. Filistinl ilerin öfkelenmesini istemeyen İngilizler, Yahudi göçüne sert bir şekilde sınırlama getirdile r. Eğer Yahudiler in ırkçı hevesleri olmasaydı, ayaklanma ve şiddet olmayacak tı ve İngilizler, kesinlikl e daha fazla yahudinin Filistin’e göç etmesine müsaade edecekler di.
Peki siz Bay Cohen İsrail’deki genç Yahudi neslin, İsrail hükümetinin uyguladığı politikal ar yüzünden, Tevrat prensiple rinden uzak büyüdüğünü düşünüyor musunuz?
Y.Cohen:
Genç nesil Tevrat’tan uzak mı yetişiyor? Bunun, çok daha uzun bir zaman önce, İsrail Devleti’nin kuruluşunun ilk yıllarında olduğunu düşünüyorum. Avrupalı Yahudi Siyonistl er İsrail Devleti’nin kurulmasından çok önce sırtlarını zaten Tevrat’a dönmüşlerdi ve İsrail devleti Sifardik (Sephardic; İspanya, Portekiz ve Kuzey Afrika’dan gelen) Yahudiler’e kapılarını açtığında, bu Yahudi evladın Tevrat eğitimi almamış ve mümkün olduğu ölçüde seküler yetişmiş olmalarını temin ediyorlar dı.
Günümüzde, bu mücadele bitmiştir; seküler Siyonizm çöküş içindedir ve İsrail devleti’ndeki bir çok Yahudi Tevrat’a dönmektedir. Şu an, Tevrat Yahudiler ini eğitmek ve onlara Siyonizm’in Tevrat’a muhalif olduğunu göstermek bir zorunlulu k olmuştur.
Bu gün, biliyoruz ki İsrail Devleti’nin uygulamak ta olduğu soykırımdan endişe duyuyorsu nuz. Filistinl i dini temsilcil er ve Filistin hükümet temsilcil eri ile ilişkileriniz nasıl? Filistin, acımasız batı emperyali zmi ve Siyonizm ile olan mücadelesinde yalnız mıdır?
Y.Cohen:
Filistin hükümeti ile ilişkilerimizi soruyorsu nuz. Aslında biz, siyasi değil, dini bir organizas yonuz ve hiçbir siyasi ilişki içinde değiliz. Biz, Filistinl ilere ulaşmaya, onlara sempatiyl e baktığımızı ve şiddetle İsrail’in onları maruz bıraktığı zulme karşı olduğumuzu bilmeleri ni temine çalışıyoruz. Daha çok müslümana ulaşmayı ve her iki tarafın, Judaizm ve İslamiyet’in güzel ve barışçıl doktrinle r olduğunu, bunun yanı sıra şiddet ve savaşın, kendi dinlerini suistimal eden ya da yanlış yorumlaya n insanlar yüzünden ortaya çıktığını idrak etmeleri için bir tür diyalog sürdürmeyi arzu ediyoruz. Bu yüzden bize, İslam dünyası’nda bunu ifade etme fırsatı verdiğiniz için memnunuz.
Bu, bizi Amerika’nın Ortadoğu’yu özgürleştirme arzusuna ilişkin olan sonraki sorunuza götürüyor. Böyle bir arzu, İslam’a karşı şiddetli bir önyargıya dayanıyor ve aslen, kendi önyargılarınız sebebiyle, başka halkların inanç ve kanunlarını değiştirmeye çalışmak yanlıştır. Biz Yahudiler bunu çok iyi anlıyoruz; çünkü tarihimiz de çok defalar prensiple rimizi terk etmemiz için zorlama çabasına girişen liderler yüzünden çok acılar çektik. Bu önyargının bir parçası, tıpkı Yahudi karşıtı algılara neden olan anti-siyonist algı gibi, Amerikalıların askeri çatışması ve belirli Ortadoğu ülkeleriyle (kısmen İsrail meselesi üzerine) alakalı menfaat çatışması da onların, İslam’ın bir şiddet doktrini olduğunu düşünmelerine sebep oluyor. Ayrıca, Amerika kadın ve erkek eşitliği bakımından çok müsamahakar ve liberal bir toplumdur ve onların çarpık bakış açılarından İslam, aşırı derecede kısıtlayıcı görünmektedir. Fakat yine de, herhangi bir ulusun başka bir ulusun kültür ve dini üzerine etkide bulunması yanlıştır.
Irak işgali’ne dair görüşlerinizi sormak isteriz. Amerika’nın asli hedefi nedir?
Y.Cohen:
Irak Savaşı hakkında, yorum yapamam; çünkü organizas yonumuzun bu meseleye ilişkin resmi bir duruşu yoktur. Yapacağım herhangi bir yorum, kendi görüşümle sınırlı olacak ve Tevrat’ı ya da organizas yonumuzu temsil etmeyecek tir. Barış aktivistl eri bazı takipçileri vardır, fakat Amerika’nın Vietnam Savaşı’ndaki kadar çok değildirler. Bu aktivistl erin, 2004’te Bush’a karşı galip gelememel eri size bir fikir verecekti r. Amerika’daki kamuoyu geniş ölçüde bilgisizl ikdir. Çok az insan, doğru bir görüş edinmek için gerçekleri yakından takip etmektedi r.
Dinler arası diyalog üzerine olan uluslar arası toplantılar son zamanlard a Türkiye’de gündem işgal etmekte. Sizin , siyonist kuruluş ADL tarafından desteklen en bu proje hakkındaki görüşünüz nedir?
Y.Cohen:
Dinler arası diyalog ilginç geliyor; fakat bunun hakkında şu ana kadar çok bilgi edinmedik . Eğer bize bilgi yollarsanız , belki yorum yapabilir im.
Elbette bu konudaki görüşlerimizi, bununla amaçlanan dair olan fikrimizi sizlerle paylaşmak bizi memnun eder , peki Bay Cohen Türkiye’ye son olarak ne iletmek istersini z?
Y.Cohen:
Bizler , bizimle ilişki kurarak röportaj yaptığınız ve mesajımızı Müslüman kamuoyuna ulaştırmaya olanak sağladığınız için size teşekkür ederim.
Bizler de tüm anti-siyonist Yahudiler in mücadelesinde başarılar diler , siyonist işgal karşısında cesurca durduğunuz için tüm Filistinl i kardeşlerimiz adına sizlere teşekkür ederiz.
Y.Cohen:
Bizler teşekkür ederiz
.
|