« : Ocak 03, 2012, 12:14:53 ÖS » |
|
SANAL ALEM - SANAL ALEM VE TASAVVUFİ SOHBET
Allah c.c sanal alemde islam için çalışan sitelerde n ve buradaki yetkilile rden razı olsun ve başarılarının devamını nasip eylesin inşallah http://www.islam-green34.com
SANAL ALEM - SANAL ALEM VE TASAVVUFİ SOHBET
ZEYNEP - SOFİ İZMİR
http://www.zeynep-sofi34.tr.gg
Selamün aleyküm kardeşlerim Sanal alemde ve bazı dini sohbet chat sitelerin de tasavvufi sohbetler yapılabilirmi ve yapılan islami tebliğde başarılı olunabili rmi diye bir soru geldi aklıma ve bununla ilgili sanal alem ve ınternet siteleriy le ilgili bazı genel araştırmalar yaptım elde ettiğim bulguların tümünü buraya aktarmaya cağım ancak altını çizerek sizlerle paylaşmak istediğim bazı şeyler var İlk etapta şunu söylemem gerekirse hakiki islami sohbet siteleri veya ilahiyatçıların bizzat görev aldığı bazı siteler kapandı ve aslında ismi islami sohbet olan bazı dini içerikli isimlerle sanal alemde arz-ı endam eden sitelerin geneli zaten kız-erkek sohbeti kanalı haline gelmiştir ve amacı kesinlikl e islami tebliğden uzaklaşmıştır buradaki dini konularında amacı sadece kız-erkek sohbetidi r ve dini konuların kız-erkek sohbeti için bir malzemede n başka hiç bir muhteviya tı kalmamıştır istisnala r vardır ancak bu genelin hükmünü ortadan kaldırmaz Tasavvuf ehli aslında gönül diliyle ve kalp lisanıyla ve içindeki ilahi aşkla ve yaradanda n ötürü yaradılana beslediği sevgiyle islami tebliğ eder ve aslında tasavvuf ehli nefs-i emareyi tesviye ve tasfiye ederek kulun Allah c.c a ulvi ruhunu ulaştırmak amacıyla emr-i maruf ve nehyl-i münker vazifesiy le islamı tebliğ edenin ismi tasavvuf ehlidir ve islama hak ve hakikate davetin adıdır tasavvuf ve tasavvuf ehli kalp kırmaz gönül yıkmaz ve islami tebliği ulaşltırmaktaki yöntemi sevgi dilidir ve bu sevgi diliyle kalplere inkişaf ederek islamı aktarır ve yapılması gereken ise Allah c.c rızası için ve dinimizin izin verdiği ölçü ve sınırlar içinde erkekleri n erkeklere bayanların ise bayanlara hitap ederek sevgi diliyle gönüllere girerek islamı tebliğ etmesidir nedir bu lisan ve gönle girmektek i sır nedir bununla ilgili aşağıdaki alıntıları okuyunuz ve konumuza kaldığımız yerden devam edelim inşallah http://yunusemredensecmeler.wordpress.com/2008/05/04/ilim-kendin-bilmektir-hepisinden-iyice-bir-gonule-girmektir/
İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır Okumaktan mani ne Kişi Hakk’ı bilmektir Çün okudun bilmezsin Ha bir kuru emektir Okudum bildim deme Çok taat kıldım deme Eri Hak bilmez isen Abes yere gelmektir Dört kitabın manisi Bellidir bir elifte Sen elif dersin hoca Manisi ne demektir Yunus Emre der hoca Gerekse var bin hacca Hepisinde n iyice Bir gönüle girmektir YUNUS EMRE Evet müslüman kardeşlerim biz Taptuk EMRE Hazretler ini Yunus Emre nin gönlüne girdiği için tanıdık ve sevdik ve onun ulvi gayesini anlamaya çalıştık Şems-i Tebrizi Hazretler inide Mevlana Celaleddi n-i Rumi Hazretler inin gönlüne girdiği için tanıdık ve sevdik ve anlamaya çalıştık yine bu gönle girme hadisesiy le ilgili aşağıdaki alıntıyı sizlere aktarayım ve ondan sonra yine konumuza devam edelim
http://www.fidandergisi.net/fidan/siirtahlili.htm
Çeşm-i İnsaf "Kimseye bâkî değildir, mülk i dünya sîm ü zer, Bir harab olmuş gönül, tâmir etmektir hüner." Halk arasında söylenegelen bu güzel beytin kısaca manası günümüz dilinde şöyle ifade edilebili r: Dünyanın malı, mülkü, altını ve gümüşü hiç kimseye kalmaz. Kişi bunların hepsini dünyadan ayrılırken burada bırakıp gider. Dünyada ve ahirette kalıcı olan şudur:
Kırık kalpleri, harab olmuş gönülleri tamir ve teselli ederek Allah'ın rızasına kavuşmaktır, işte asıl hüner de budur.
Birinci Mısra:
İnsanın dünyada yaşaması için mal, mülk elbette önemli ve gereklidi r. Dünyada rahat bir hayat yaşamak, ahirette yüksek dereceler e ulaşmak için de mala, mülke ihtiyaç vardır. Dinimiz, çalışıp helalinde n kazanmayı, zengin olmayı ve meşru şekilde dünya nimetleri nden yararlanm ayı teşvik eder. Fakat dinimizin, üzerinde önemle durduğu bir husus vardır. O da dünya malına çok değer vererek her şeyde onu ölçü almaktır. Malı ve serveti amaç değil, bir araç olarak görmektir. Malın, kendisine bir imtihan için verildiğini, ilerde bunun hesabının sorulacağını unutmamak tır. Cenab ı Hakk Kur'an ı Kerim’de şöyle buyurur: "Oysa mal mülk ve çoluk çocuk dünyanın geçici süsleridir. Asıl kalıcı olan iyi ve yararlı işler ise Rabbinin katında sevapça daha değerli, ümit bağlamaya daha layıktır." (Kehf, 18/46)
Başka bir ayette, "Gerçekten mallarınız ve çocuklarınız (dünyayı tercih ve ahireti ih mal konusunda) sizin için bir imtihan aracıdır. Asıl büyük mükâfat ise Allah katındadır." (O'nun katında mallarınız ve çocuklarınız dan daha değerli nimetler vardır.) (Teğabun, 64/15) Ahirette malın ve evladın fayda sağlamayacağını şu ayet i kerime, veciz bir şekilde ifade eder. "O gün mal da, mülk de,evlat da hiçbir fayda vermez. O gün kurtula cak olanlar, Allah'ın huzuruna şirkten arınmış (kalb i selim ile) temiz bir kalple gelenlerd ir. (Şuara, 26/88 89) Ruh i Bağdadi, bu ayeti şu ifadelerl e ne güzel yorumlamış:
"Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler, YEVME LÂ YENFAU'da kalb i selim isterler."
Yine Peygamber Efendimiz in, dünya malı konusunda ki şu uyarısı çok dikkat çekicidir. O şöyle buyurur. "Kişi öldüğünde mezara kadar onu şu üç şey takip eder; malı, ailesi
ve ameli... Mevta kabre konduktan sonra malı ve ailesi geri döner, kişi ameli ile başbaşa kalır. Başka bir hadisleri nde yüce Peygamber bizi şöyle uyarır: Ey insan! Malım malım diye sahiplend iğin, şu dört şeyden ibarettir, bir bölümünü yer tüketirsin, bir bölümünü giyer eskitirsi n bir kısmını Allah için harcar ebedileştirirsin ve ahirette karşılığını görürsün, geriye kalan dördüncü kısmı ise artık senin değil, geriye kalan mirasçılarındır. Ziya Paşa Terkib i Bend'inde dünya malının durumunu şöyle ifade eder: "Dehrin ne sâfa var acaba sîm ü zerinde? İnsan bırakır hepsini hîn i seferinde ."
Yani dünyanın gümüş ve altınında bir safa yok, insan vefasız olan bu dünyadan ahirete sefer esnasında hepsini bırakır gider. Yunus bu gerçeği bir cümle ile şöyle ifade eder: "Ana rahminden geldik pazara, bir kefenaldık girdik mezara...". Bir başka değerli şairimiz bunu şöyle ifadelend irmiş: "Mal toplamak için düşenler aşka, Ne götürür acep kefenden başka. Hâlikini eyle her nefeste yâd, Kıymetli ömrünü eyleme berbat."
Kur'an ı Kerim'de, dünyalara malik olduğunu sanan, kendini tanrı ilan eden Firavun'lar Karunlar ve daha nicelerin in ibretli hikâyeleri anlatılır, bugün onlardan eser yok. Gerçekten şairin dediği gibi "Kimseye bâki değildir mülkü dünya sîm ü zer" sözünü yine Yunus'la bağlayalım:
"Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi, Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan."
İkinci Mısra:
"Bir gönül harab olmuş tamir etmektir hüner."
İnsan, Allah'ın değer verdiği ve özenerek yarattığı yüce bir varlıktır. Kur'an ı Kerim’de onun için "Kerramnâ" ifadesi kullanılır, yani Ademoğullarını mükerrem, değerli, şanlı şerefli kıldık. (İsra 17/70) buyurmuş, yine Tîn Suresinde "Ahsen i Takvim" (95/4) ifadesini kullanmış, yani Biz, insanı (beden veruh bakımından) en güzel şekilde yarattıkbuyuruyor. Cenab ı Hakk bu kadar değer verdiği bir varlık olan insanların da bir birlerine değer vermeleri ni istiyor. Nitekim Peygamber (as) bir hadis i şeriflerinde "Güleç yüzle mü'min kardeşininyüzüne bakarak, onunla ilgilenme yi, onu teselli etmeyi bir iyilik olarak küçük görme." (Müslim, Birr, 144) buyurmuştur. Başka ifa delerinde şu tavsiyele rde bulunur: "Mü'min kardeşinin yüzüne tebessümle bakmandab ir sadakadır, sevginizi n artması için selamlaşın selamı yayın. Aranızdaki muhabbeti n çoğalması ve pekişmesi için hediyeleşin." buyuran gene Sevgili Peygamber imizdir.
Gönül yıkmak kolay, ama yapmak zordur. Şarkılara da konu olan şu dizeler çok anlamlıdır:
"Dil yâresini andıracak yâre bulunmaz, Dünyada gönül yâresine çare bulunmaz." Yunus bu konuda şunları söyler:
"Eğer gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil." Başka dizelerin de ise şöyle seslenir:
"Gönül Çalab'ın tahtı Çalap gönüle baktı, İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise."
Ve başka mısralarında da gönül yapmanın değerini şöyle anlatır:
"Derviş Yunus der hoca, istersen var bin hacca Hepisinde n iyice bir gönüle girmektir ."
Mevlâna Mesnevi'sinde gönül tamirini şu ifadelerl e dile getiriyor . Farsça olan dörtlüğü şöyle açıklayabiliriz:
a) Mahzun ve kırık bir gönlü ele alarak onu teselli ve tamir et ki, bu hacc ı ekberdir. Yani hac sevabı kazandırır.
b) İnsan gönlü ve kalbi binlerce Kâbe'den daha değerlidir.
c) Zira Kâbe, Azer'in oğlu İbrahim peygamber in, elleriyle yaptığı bir binadır.
d) İnsan kalbi ve gönlü ise Celil olan Yüce Allah'ın nazargâhıdır.
Yine Mevlâna insan gönlünü şöyle tanımlar: "Bedenin bu dünyadandır, gönlün de öteki dünyadan. Bedenin dostu eğlence, heves, şehvet ve aşırılıklardır. Gönlün dostu da Hakk'tır.Sözümüzü Yunus'un güzel dizeleri ile bi tirelim: Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım,Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz. Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için, Dostun yeri gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim. Konu ettiğimiz şiirin şairi haklı olarak "dünya mülkü, altın ve gümüşü kimseye bâki değildir" derken başka bir şairimiz ise: "Âvâzeyi bu âleme Dâvut gibi sal, Bâki kalan bu kubbede bir hoş sâdâ imiş." diyerek başka bir gerçeği dile getirmiştir.
Evet sevgili müslüman kardeşlerim yukarıdaki yazıları okudunuz ve şunları hatırlatalım inşalah Tasavvuf ehlinin islami tebliğdeki dili sevgi dilidir ve bu dili kullanara k kalplere inkişaf eder kardeşlerim bayanlar bayanlara bu sevgi diliyle islami tebliği yapabilir erkeklerd e yine bu sevgi diliyle erkeklere islamı tebliğ edebilir ancak erkek bir bayana sevgi diliyle islamı anlatmaya çalışırsa eğer erkek ile bayan arasında doğası ve yaratılışı gereği bir kebir-i sevgi ile örülü med-cezir zaten sohbet etmesede var olduğundan dolayı konu dini sohbette olsa bu sevgi dili bu sefer erkek ile bayan arasında nefsi ve cinsi yakınlığı başlatabilir ve konu islami tebliğ kapsamından çıkar ve ilahi aşktan nefsi aşklara doğru ruh yol alınır ve bunu engelleme k zordur bu pencerede n bakarsak olaya sanırımki sizlerde takdir edersiniz ki bir erkeğin bir bayana tasavvuf ehlinin sevgi diliyle ulaşmaya çalışması hatalıdır ve başarılı olunması zordur imkansız değildir ancak genel olarak zordur ve bu tasavvufi yol ve yöntem dışındada islami tebliğde başarılı olabilece k kalplere inkişaf edecek başka yol ve yöntemde yoktur ve bu sevgi dilide erkek ile bayan arasında kulanılamayacağından dolayı sanal alemde erkek-kız bir arada tasavvufi sohbet edilmesi nefsidir ve zararlıdır ve dinimizin ölçülerinede uygun değildir erkek-kız bir arada tasavvufi sohbetler in yapılmaması daha uygundur Allaha emanet olun selamün aleyküm
SANAL ALEM - SANAL ALEM VE TASAVVUFİ SOHBET
ZEYNEP - SOFİ İZMİR
http://www.zeynep-sofi34.tr.gg
|
|
|
Logged
|
|
|
|