+ ISLAMGREEN34 NEW WORLD » SANAL ALEM ANEKTODLARI 2. BÖLÜM » 2- SANAL ALEM - SANAL VE YALAN MUTLULUK - KONU İÇİN TIKLAYINIZ (Moderatör: İman_Power)
 SANAL ALEM - SANAL ALEMDEKİ GEÇİCİ VE SAHTE MUTLULUKLAR

Kullanıcı Adı: Beni Hatırla?
Şifre:
Sayfa: [1]
Konu: SANAL ALEM - SANAL ALEMDEKİ GEÇİCİ VE SAHTE MUTLULUKLAR  (Okunma Sayısı 8889 defa) Seçenekler Arama
« : Mayıs 21, 2010, 01:48:14 ÖS »
admin
Ziyaretçi
SANAL ALEM - SANAL ALEMDEKİ GEÇİCİ VE SAHTE MUTLULUKLAR

SANAL ALEM - SANAL ALEMDEKİ GEÇİCİ VE SAHTE MUTLULUKL AR

Selamün aleyküm kardeşlerim
Allah c.c sanal alemde gerçekten
islam için varlığını sürdürmeye çalışan
ve her türlü olumsuzlu lara
ve sanal alemin zararlarına rağmen
ayakta kalmaya çalışan değerli müslüman kardeşlerimizden
ve sanal alemde islam için çalışan sitelerde n
ve görevlilerinden Allah razı olsun
Allah c.c başarılarının devamını nasip eylesin inşallah
Sanal alem bazı sohbet chat sitelerin e
çok çeşitli amaçlarla girenleri n olduğu bilinmekt edir
bu ortamlard a maddi veya manevi olarak mutlu olmaya
çalışan müslüman kardeşlerimizde vardır
içlerindeki sıkıntıyı ve stresi atmaya çalışmaktadırlar
veya dini konularda yazışarak
islamiyet i internet üzerinden yaşamaya çalışmaktadırlar
ve internett e bir sürü dostlukla r ve arkadaşlıkların oluştuğunu
düşünmektedirler
bazıları kız-erkek sohbetini tercih etmekte
duygusal bağlarla karşılarındaki yazıştıkları insanlara
gönülden bağlandıklarını düşünmektedirler
ancak sanal alemde hiç bir zaman
ne şekilde olursa olsun asla gerçek ve kalıcı dostlukla r uzun süreli
kurulamaz ve yaşanamaz
çünkü Sanal alem Reel yaşam gibi değildir ve asla olamazda
Sanal alemde herşey mekanik ve robotsaldır
sunidir ve doğal değildir
oysa insan bir robot değildir mekanikse l iç güdüleri yoktur 
ve Reele yansımayan her türlü dostluk ve arkadaşlıklar
Sanal alemde Sanal olarak kalmaya ve bir gün yok olmaya mahkumdur
kişinin islami eğitim-kültür-ahlak-iman ve takva seviyesi
ne kadar yüksek olursa olsun sanal alemde Reeldeki gibi 
gerçek varlığını ortaya koyamaz insan
karşısındakine tam anlamıyla kendini ifade edemez
bu MSN veya Telefon ile uzun süreli dostlukla rdada aynı şekildedir
Sanal alemde kişi kendini tam olarak ifade edemeyinc e
karşısındaki kişi yada kişilerce sürekli bir şüpheli olarak görülebilirler
sürekli güven bunalımıda yaşayabilirler
insanın sanal alemdeki paylaştıkları ve yaşadıkları ile
Reel alemdeki paylaşım ve yaşantısı birbirine tezatda olabilir
ancak bunun tesbitini n sanal alemde yapılabilmesi çok zordur
paylaşılanlar arttıkça nefs-i emare her defasında daha fazlasını isteyecek tir
ve bu sanal alemde yerine getirilem eyecek boyutlara ulaşabilecektir
dolayısıyla sanal alemdeki bu birliktel iklerin
Reel alemde devam edemeyeceği durumlard a kişi veya kişiler
sanal alemden veya karşılarındaki kişilerden soğumaya başlayacaklardır
birbirler ini suçlayacaklardır bu kaçınılmaz bir sonuçtur
arada tatsızlıklar oluşabilecek kalpler kırılabilecek
acılar ve pişmanlıklar yaşanabilecektir
ve ilk baştan aslında bilinen sonuç ve hüküm
uzun süre sonra
hüsrana uğranıldıktan sonra hayal kırlıklığı içinde anlaşılmış
ve idrak edilmiş olacaktır
halbuki ilk baştan sanal alemde her türlü mutluluğun
uzun süreli olamayacağı bellidir
sanal alemin geçici ve sahte mutlulukl arın kol gezdiği bir yer olduğu
işin başından beri bellidir
fakat kişi veya kişilerin bu gerçekleri kabul etmeleri
nefs-i emareleri ne ağır geldiğinden
bu gerçekleri görmezden gelerek
itiraf ve kabul etmeyerek kendileri ni kandırmaya çalışacaklardır
bir dostluk biterken suçu kendinde veya karşısındakinde arayacak
biten bir dostluğun ardından bundan bir ders çıkarmayarak
yeni bir dostluğa kucak açarak
yeni yaşanacak hüsranlara yelken açmaya devam edecekler dir
aslında Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur
ancak nefs-i emareleri nin tutsağı olanlar
ve Allah c.c 'ı zikr ile mutmanin olabilece k kalplerin i
islami realite hükümlerine uygun doneler yerine
boş heva ve heveslerl e doldurara k
kendileri ni bile bile günah ve haram bataklığına sürükleyeceklerdir
Allah c.c muhafaza buyursun ve ebeden ve daimen yardımcımız olsun
inşallah

http://www.mumsema.com/islamda-aile/2888-sanal-es-arama-umutlari.html
Sanal Eş Arama Umutları Mumsema İslam Arşivi
Sanal Eş Arama Umutları wwwmumsem acom
Baş döndürücü teknoloji k gelişmelerle birlikte insan ilişkilerinde de büyük değişiklikler olmaya başladı Eskiden insan insana bire bir ilişkiler vardı Şimdi ise bu ilişkilerin yerini, internet ortamındaki sanal ilişkiler almaya başladı
Kitle iletişimin ve bilgisaya rın insana kazandırdığı sayısız imkanların yanı sıra, teknoloji bir çok değerleri de alıp götürüyor İnsanı sosyal hayatından, çevresinden, arkadaşından ve ailesinde n koparıyor En önemlisi, kişilik karakteri nde yaptığı tahribatt an dolayı da insanı yalnızlığa sürüklüyor
Yalnız kalan insan, içindeki boşluğu doldurabi lmek için "sanal alem içine" dalıp farklı arayışlara yöneliyor Televizyo nla, bilgisaya rla ve cep telefonuy la içindeki boşluğu doldurmay a çalışıyor
Kişinin içe dönük bu sanal arayışları ona bir takım rahatlıklar sağlıyor gibi gözükebilir Sanal alemle öylesine bütünleşir ki, yaptıklarıyla mutlu oluyor sanır Meşgul olduğu süre içerisinde de müthiş bir haz alır
Ancak, Benliğiyle baş başa kaldığında, kendini bir garip hissetmey e başlar Farklı bir kişilik kompleksi içinde ruhsal sıkıntılara girer Gerçek hayatla sanal hayat arasında gidip gelir Gerçek insanlarl a sanal insanları birbirine karıştırır

İşin daha vahim yönü, umut bağladığı ve güvendiği insanların ihanetler iyle karşılaştığında da hüsrana uğrar

Eskiden Mektuplaşmalar Vardı

Bir zamanlar mektup arkadaşları vardı En güzel kelimeler, en anlamlı cümleler seçilerek mektup kağıtlarına dökülürdü Umutla ve merakla mektupların cevapları beklenird i Bu kültür öylesine yaygınlaşmıştı ki edebiyat alanına bile girmişti Mektuplaşma kültürü, başlı başına bir sanat dalı olmuştu Yakın tarihe kadar mektup kültürüyle iç içe yaşıyorduk Telefonla rın yaygınlaşmasıyla birlikte mektuplaşma kültürünün yerini şimdi, " mesajlar ve sözel anlatımlar " aldı

Vakti zamanında çok yaygın olan bir söz vardı : " At, avrat, silah" Şimdi bu ifadenin yerini: " araba, avrat, cep telefonu" aldı

Cep telefonu konuşma ihtiyacından öte, bir alışkanlık haline geldi Dünyada en çok cep telefonu kullanan ülkeler arasında dördüncü sıradayız Adeta insanlar, kişiliklerini cep telefonla rıyla ispatlar hale geldiler Son gelinen nokta, çok daha farklı bir görünüm sergiliyo r Gençler, İnternette yapılan "çetleşmelerle" kendileri ni bambaşka bir sanal dünya içerisinde buluyorla r Yüzünü görmediği, sesini duymadığı, yaşınıbaşını bilmediği, dilini, dinini, hatta cinsiyeti ni bilmediği insanlarl a uzaktan uzağa ilişkiye giriyorla r
Genelde yalanlar, kandırmacalar ve ihanetler üzerinde kurulan bu sanal ilişkiler bir maceradan öteye gitmiyor Gerçi, bu sanal ilişkiyi önemseyip işi evliliğe kadar götürenler de az değil Bu da işin bir başka boyutu
Sanal Aleme Rağbet Neden Oluyor?

Sanal aleme rağbet eden insanların psikoloji k ve sosyoloji k halleri incelendiğinde çok nedenler sıralanabilir Bizi ilgilendi ren iki önemli neden üzerinde kısaca duralım

Bunlardan birincisi, herkeste var olan " merak duygusu" dur Merak duygusu, sağlıklı ve sağlıksız her insanda var olan bir duygudur İnsan bilmediği şeyleri merak edip öğrenmek ister Burada önemli olan, davranışlarını kontrol altında tutabilme iradesini gösterebilmesidir Bu iradeyi gösteremeyen ve bağımlı hale gelen kişiler, hem kendileri ne hem de çevrelerine sorun olurlar

İkincisi, sosyal hayatta kendileri ni ifade edemeyen, içine kapanık, ruhsal sorunları, davranış bozuklukl arı ve bastırılmış duyguları olan kişilerdir
İnternette "çetleşme yaparak " sanal aleme kendini kaptıranlar üzerinde psikologl ar ve sosyologl ar devamlı araştırmalar yapıyorlar Bu insanların kişiliklerini ve ruhsal dünyalarını devamlı inceliyor lar Çok enteresan sonuçlar ortaya çıkıyor

Bilim adamları, kendisini sanal aleme kaptıranların büyük çoğunluğunun içe dönük, sosyal hayattan kopuk ve kendileri ni açıkça ifade edemeyen kişiler olduklarını ifade etmektedi rler
Daha sonraki sıralamalarda, gerçek hayattan kaçanlar, cinsel tatminsiz ler, kişiliği oturmamış zayıf karakterl i insanlar, bastırılmış duygularını ortaya koyamayan lar ve çeşitli kompleksl ere sahip olan insanların yanında, yukarıda da belirttiğimiz gibi sırf merak duygusund an dolayı bu işe yönelenler de az sayılmazlar (ben)

Sanal Alemden Evliliğe Gidilir mi?

Sanal arkadaşlık yapıp da evlenenle r az da olsa var Yapılan bu evlilikle rin ne derece sağlıklı olup olmadıkları pek bilinmiyo r

İnternet teknoloji si bizde yeni geliştiğinden ne gibi sosyal rahatsızlıklara yol açacağını ileriki zamanlard a göreceğiz Şu anda var olan şekliyle olumlu yönleri yanında olumsuzlu kları daha fazla gözüküyor
Bu bağlamda, internet dünyasının sanal alemi içerisinde eş arama girişimlerini hiç mi hiç doğru bulmuyoru z Evlilik gibi çok ciddi bir kurumun temelleri ni bu sahte dünya içerisinde arayanlar, körü körüne kendileri ni maceraya atmış olurlar

Gazeteler deki, televizyo nlardaki evlilik ilanları,internet dünyasındaki çetleşmeler ve diğer sanal arkadaşlıklar, tamamıyla "para tuzakları" dır Bu tür girişimler, insanların yalnız paralarını almıyorlar Aynı zamanda umutlarını ve güzelim duygularını da alıp götürüyor

Sanal alem içerisinde gerçek hayat arkadaşı aramak bir şans işidir Sağlıklı ve mutlu bir evlilik yapma ihtimali çok azdır Tamamıyla bir risktir diyebilir iz Bir ömür boyu beraber olacağınız insanı bu sahte dünya içerisinde arayıp riske girmeye değer mi?

Diğer bir yönüyle, sanal alemde gerçek sevgi yoktur Evliliğin içtenliğini, sıcaklığını ve samimiyet ini bulmanız imkansız gibi Bu nedenle teknoloji nin size kazandırdıklarından daha fazlasını alıp götürdüğünü hiçbir zaman unutmayın

Mustafa Topaloğlu

http://www.mumsema.com/kisisel-gelisim/41526-genclik-ve-sanal-dunya.html
Gençlik ve Sanal Dünya

İnternet bir eğlence, oyun aracı olmaktan daha ötede insanın zevklerin i, sosyal ilişkilerini, siyasette n hukuka, ekonomide n kültüre hemen her şeyini kökten etkileyen bir araç haline gelmiştir Dünya, bir “evrensel köy”e dönmüştür sanal ortamda İçinde kaybolabi leceğimiz bir köy… Yeni ilişki türleri, sanal cemaatler, örgütler, değerler, sosyal ilişkiler, dinler, siyasi düzenler, ekonomik sistemler, üretim ve tüketim ilişkileri ve kalıpları kısaca insana ait ne varsa hemen her şey dönüşmektedir
Sanal dünya, bilginin de merkezi haline geliyor Birçok bilimsel kaynak, internet ortamına aktarılıyor Bilgiye ulaşmak düne göre çok kolay ve daha az meşakkatli…
“Google’a yaz, istediğin konuyu bulsun(!)”
Niteliksi z, manüplatif birçok bilginin de bulunduğu bu ortamda bilgiye ulaşmak kolay ama gerçeğe ulaşmak giderek daha zorlaşıyor Okullarda verilen ödevlerin bile anlamı kalmıyor artık Ödev siteleri bu konuda geniş bir malzeme içeriyorlar Tüm bunlar eğitim sistemind en, sosyal hayattan siyasi alana (27 Nisan muhtırasını, You Tube ses kayıtlarını hatırlayın) hayatın tüm yönlerini cidden etkilemek tedir
Yeni kuşaklarla birlikte bunlar, hayatın vazgeçilmez ve doğal unsurları olarak yer alacaktır
İnternet ortamı insana kendi yetenekle rini keşfetme, yalnızlığını giderme ve kendini özgürce ifade edebilme imkânları da sunmaktadır Kişisel siteleri veya bloglar aracılığıyla bu dünyanın içinde yer almak, düşüncelerini, zevklerin i, tarzını tüm dünyanın ilgisine sunmak çok kışkırtıcı olsa gerek…
Son dönemlerin gençlerini anlamak ve onların dünyasına girebilme k için internet, chat, ve oyun dünyasını çözmek, hangi ilgilerin ve ihtiyaçların sonucu gençleri cezbettiğini anlamak gerekir Bu konuda yapılmış birçok çalışma mevcuttur Bu çalışmaların ortaya koyduğu bazı tespitler e göz attığımızda ciddi sorunların olduğunu görmekteyiz
İnternetin hayatımıza girişiyle birlikte küresel çözülüş süreci daha bir hızlanmıştır Ciddi bir bireysell eşme dalgası özellikle genç kuşağı sarıp sarmalama ktadır Bilgisaya r oyunları ve chat kültürüyle yetişen gençlik giderek içe kapanık, asosyal ya da parçalı ve çoklu kişilik yapısına maruz kalmaktadır
Gelenekse l ilişki ve otorite biçimleri dönüşmektedir İnsan, toplumun, egemen sistemler in hatta dinin kurallar dünyasından uzak, kendi dünyasının efendisi olmaya gitmekted ir Sanal olarak tabii… Acıkınca, susayınca yani hayatın kendisine dönünce acımasız yüzüyle karşı karşıya gelmekte
Sanal dünyanın kapısından içeri giren genç, hayalle gerçeğin sanalla iç içe girdiği bu ortamda yalnızlıktan kurtuluyo r Birey oluyor Kimi zaman Kendince son derece anlamlı olan duygusal bağlar kuruyor Kendi sosyal çevresini buradan ediniyor İnternet ortamı bir anlamda ona kimlik ve çevre sunuyor Hem de içinden geldiği gibi davranabi ldiği bir ortam… Toplumun kuralları, “-mış gibi” davranmak zorunluluğu olmadan… İçindeki tüm bastırılmış duygularını, güdülerini hoyratça savurduğu bir ortam…


ABD’den İran’a, Malezya’dan, Küba’dan, Çin’e kadar tüm ırklardan ve renklerde n karma bir dünya bu Tüm dünyada gençliği sarıp sarmalamış, kuşatmış dört bir yanını… Kültürleri, yerellikl eri çözen, yutan bir küresel dalga karşısında herkes şaşkın ve herkes bu büyünün henüz yeni fark edilen sonuçları karşısında kaygılı… Çözülüş sürecine giren tüm gelenekse l toplum yapıları ve ilişki biçimleri neredeyse tuzla buz olmaya doğru gitmekted ir Tüm insani ilişki biçimleri değişmekte, ancak yerine dar bireysel ve sınıfsal çıkarlar dışında bir şeyler konulamam aktadır İş, para ve çıkar eksenli oluşmuş bu dünya insan ruhunu sıkmakta, yalnızlaştırmaktadır İnsan ruhu acımasız bir kıskacın pençesindedir Bir yanda insanın iç dünyasından kopup gelen insani talepler diğer yanda modern hayatın dayattığı yaşam biçimi
Arzularını fütursuzca gerçekleştiren, ancak yine de mutlu olamayan, gönlündeki yangını söndüremeyen milyonlar ca genç Bunun sonucunda bunalımlara düşen, toplumuna düşman olan uyuşturucu, alkol bağımlısı yığınlar Kendini hayatın merkezine koyan (egosantri k), narsist, bireyleştiği oranda yalnızlaşan, ailesiyle, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanan bu gençlik için başkalarını gerçekten içten ve karşılıksız sevebilme k, ihtiyacı olsa bile karşılıksız verebilme k nostaljid en başka bir anlam ifade etmemekte dir Ve böylesi bir yaşam biçimi son derece sıkıcıdır aynı zamanda
Tüm dünyada değerler skalasında bireyleşme ve bencilleşme en üst sıralarda… Varlığın en temel ihtiyacı olan başkalarıyla diyalog kurma, sosyal varlık olma sanal ortamda yeni sosyal alanlar oluşturarak boyut değiştiriyor Facebook’lar, arkadaş siteleri, forumlar, Knight online tarzı küresel oyunlar…
Tüm bunlar yeni kuşakların İslami, insani duyarlıklarını ve gündemlerini etkilemek tedir Hatta İslami duyarlılıklara sahip kimi gençler arasında bu duyarlılıkların ifade edildiği zeminlere dönüşüyor Zararlı siteleri çökerten akıncı hacker’ler(!), chat ortamlarında giderek yaygınlaşan İslami sohbet odaları, forumlard a yaygınlaşan tartışmalar, kof, niteliksi z ama etkin ve ilginç bir sürecin işaretlerini veriyor
11 Eylül sonrası tüm dünyada yaygınlaşan İslamofobi’de sanal dünyada sürdürülen imaj savaşının da oldukça önemli payı var Bu yüzden İslami kesimin sanal ortama dair çok ciddi çalışmalarının olması gerekir Bilgi, haber, kültür, eğlence, oyun, eğitim, öğretim ve daha birçok alanda önemli işlevler görecek bu ortama aşina olmaktan daha ötelerde etkin bir güç olmaya doğru yönelmek gerekir

http://www.mumsema.com/sohbet-muhabbet/23614-sanal-dunya.html
İnsan, yaratılışı gereği sürekli bir arayış içinde olmuş, hiçbir zaman elindekiy le yetinmemiştir Hususiyle günümüz insanı bu arayışı en zirve noktada temsil etmektedi r Bilim ve teknoloji dünyası baş döndürücü bir hızla yeni gelişmelere sahne olmakta, hayal gücümüzün sınırlarını zorlamakt adır
Sanal Dünya Bütün bu yenilikle r içinde en göze çarpanı ve muhtemele n gelecek asra damgasını vuracak olanı da bilgisaya rlardır Öyle eski bir mazisi olmamasına rağmen bilgisaya rlar hayatımızın pek çok alanında kullanılır hâle geldi Son yapılan araştırmalara göre Amerika Birleşik Devletler i'nde ortalama her üç kişiden biri, Japonya'da (belki şaşıracaksınız ama Japonlar bu alanda ABD'nin hâlâ bir hayli gerisinde dirler) her on kişiden biri bilgisaya r kullanmak tadır Her ne kadar Türkiye çoğu olumlu konuda olduğu gibi bu alanda da dünya sıralamasında oldukça gerilerde olsa da, bu süratli teknoloji devrimind en bütün bütün nasipsiz de kalmadı Ülkemizde de ortalama her iki yüz altmış kişiden biri bilgisaya r dünyasına girmiş bulunmakt adır

İlk elektroni k bilgisaya rlar koca bir odayı dolduraca k kadar büyük, tonlarca ağırlıkta ve fazlaca ısınan hantal âletlerken bugün onların yaptığı işleri fazlasıyla yapan ve masamızın bir köşesine sığışan bilgisaya rlarımız var Çok küçük ve güçlü mikroçiplerin üretilmesiyle birlikte, saatlerde n kameralar a, taşınabilir bilgisaya rlardan otomobill ere ve hattâ robotlara kadar pek çok ürün bundan faydalanm aya başladı Evlere, ofislere, okullara süratle giren bilgisaya rların internet yoluyla birbirler ine bağlanması ise dünyamızı global bir köy hâline getirdi

Gülün Dikenleri
Bilgi teknoloji sindeki gelişmeler insanlara robotlar yapma fikrini de ilham etti Ancak, daha sonra robotlarl a alâkalı iki kanaat hâkim hâle geldi: Birinci kanaate göre, robotlar emirlere anında itaat eden, kurallara uyan, sadece programla ndığı gibi çalışan, ama kendi başına herhangi bir şey yapma veya düşünme yeteneğine sahip olmayan makineler di İkinci kanaate göre ise, bunlar potansiye l bir düşman ve hakimiyet sahibi, kendi hareketle rini kendisi kontrol edebilen insanüstü yetenekle re sahip varlıklar olarak tasavvur edildi

Mary Shelley'nin 1818 yılında yayınladığı Frankenst ein: Modern Prometheu s adlı eserinde Baron Frankenst ein'ın bir cesetten, yıldırım gücü ile hayat vererek ortaya çıkardığı yaratığı her ne kadar bir robot değilse de, robotlarl a ilgili bilimkurg u eserlerin e bir ilham kaynağı oldu Patricia Warrick'in robotlar ve androidle rle alâkalı çalışmasında2 Shelley'nin eserinden ortaya çıkan ve modern bilimkurg u eserlerin i de etkileyen unsurlar anlatılır Samuel Butler, Erewhon3 adlı eserinde bu unsurlard an biri olarak insanlar ve makineler arasındaki ilişkiyi ele alır Yazar, Erewhon toplumunu n makineler i yasaklama nedenleri olarak sunulan faktörleri irdelerke n, asıl korkulması gerekenin şu an mevcut olan makineler değil, bir gün bunların çok hızlı ve tahmin edilemeye cek şekilde gelişmesi olduğunu ifade eder ve henüz bu âletler ilkel bir hâldeyken kontrol edilmesi, sınırlandırılması ve yok edilmesi gerektiğini savunur

Bunlardan yaklaşık elli yıl kadar sonra yazılan diğer iki ütopik eser, (Aldous Huxley'in Brave New World/Cesur Yeni Dünya ve George Orwell'in 1984) geleceğin toplumunu n yapısıyla ilgili daha genel konulara değinmiştir Cesur Yeni Dünya'da doğum olaylarını, 1984'te ise her insanı izleyecek şekilde tasarlanmış iki yönlü bir iletişim ağını kontrol eden makineler, yani gücü elinde tutan bilgisaya rlar anlatılmıştır Hattâ bundan sonra 1984, bütün her şeyin devletin iç ve dış, gerçek veya hayalî düşmanlarına karşı korunmasına adandığı, tamamen totaliter yapıya sahip toplumlar için kullanılan bir tâbir olmuştur "Büyük Abi (Big Brother) sizi izliyor" vurgusu özel hayatın ve kişi özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı istibdat toplumları için bir uyarı anlamında kullanılmıştır
Yirminci yüzyılda, insanların ve insan benzeri makineler in problemle rini yansıtan ve robot kelimesin in ilk kez kullanıldığı eser Karel Capek'in RUR'udur (Rossum's Universal Robot/Rossum'un Evrensel Robotu)4 RUR'de insanoğlu robotlara o kadar bağımlı hâle gelir ki, robotlar artık itaat etmez olunca insanlık için hiç ümit kalmaz Ancak, robotlar da nasıl üreyeceklerini bilmemekt edirler Yok ettikleri insanlıkla beraber çoğalmaları için gerekli formülü de yok etmişlerdir ve dolayısıyla kendi sonlarını da hazırlamışlardır

Robotlar ve insan-robot ilişkileriyle ilgili pek çok kısa hikâyeler yazan Isaac Asimov da bu karamsar fikirleri n etkisinde kalmıştır Bu nedenle 1942'de yazdığı Runaround 5 adlı eserinde robotların üç temel kuralını tanımlar:

1 Bir robot bir insana zarar veremez veya bir işi yapmayara k zarar görmesine yol açamaz
2 Bir robot bir insanın emirlerin e ilk kuralla çelişmediği sürece itaat etmek zorundadır
3 Bir robot kendi mevcudiye tini birinci veya ikinci kuralla çelişmediği sürece korumak durumunda dır

Asimov bu kuralların robotun insanlara karşı davranışlarını düzenleyerek onların insanlara bir zarar vermesini engelleye ceğini iddia etmektedi r Hikâyelerinin çoğunda da bu kuralların uygulamal arından bahsetmek tedir

İnsanların dikkatini robotlara çeken ve uzun süre de gündemde kalmalarını sağlayan en önemli hâdise ise Star Wars/Yıldız Savaşları serisi oldu hiç şüphesiz Buradaki 'R2D2' ve 'C3PO' gibi robotlar hiçbir kötü niyeti olmayan, tamamen sahipleri ne, yani insanlara boyun eğen ve hizmet eden robotlardı Dolayısıyla iyimser görüşleri destekler mahiyette ydi

Sanal Dünyadaki Hakimiyet in Devamı
Zaman içerisinde robotlarl a ilgili değişik fikirler ortaya atılıp duruldu Yazarlar, çizerler, sinemacılar bu konudan bol bol malzeme çıkardı ve para kazandılar Bilgisaya rların icadı ve her alanda kullanılmasıyla yeni görüşlerin ortaya çıkacağı ve daha pek çok şeyin yazılıp çizileceği de muhakkak

Bilgi teknoloji lerinin hayatımıza getirdiği yenilik ve kolaylıklar her ne kadar hoşumuza gitse de, medyanın olağanüstü gayretler iyle kafamızda birtakım soru işaretlerinin oluşmasının önüne geçemedik Dünyanın ileride bilgisaya rlar ve robotlar tarafından ele geçirileceğine ve sanal kıyamete dair spekülatif hikâyeler, makaleler ve özellikle de filmler sıkça gündeme gelir veya getirtili r oldu Derken bir de baktık ki bu hayalî senaryola ra inanmaya başlayanların sayısı oldukça artmış Bu tip hayalleri n ve kötümser yaklaşımların, bir kısım karanlık ruhlu ve karanlık düşünceli insanların içlerindekinin dışarı yansıması olduğu ve insanların bu yönde kanalize edilmesi için kasıtlı olarak ortaya atıldığı akla geliyor ister istemez

Teknoloji k gelişmeler yanlış ellere geçtiği zaman insanlık aleyhine işleyen birer vâsıta hâline gelmiştir ve tarih bu olguyu destekley en pek çok vak'aya şahit olmuştur Ama insanlığa hizmet için yola çıkanların bizlere sayısız imkânlar ve kolaylıklar sunduğunu da kimse inkâr edemez Evet nükleer enerji üretmek müthiş bir keşiftir, ama bunun atom bombası yapımında da, enerji ihtiyacını karşılamada da kullanılması mümkündür Şimdi böyle bir gelişmeye, insanlara zarar verecek yönde kullanılabilir endişesiyle karamsar bir şekilde yaklaşmak, sele neden olabilir kaygısıyla yağmurun yağmasından korku duymak kadar yanlıştır Dolayısıyla yanlış ellere geçerse zararlı olur düşüncesiyle bazı şeylerden tamamen kaçınmak yerine -ki tamamen kaçmak zaten mümkün de değildir, er veya geç insanlık bu gelişmelere doğru gidecekti r-, onları doğru şekilde kullanaca k olan, insanlığa hizmet aşkı ve şevkiyle dolu kişilerin bir an önce harekete geçerek bu imkânları hayırlara kanalize etmelerin i sağlamak gerekir "Canavarca düşüncenin elinde daima denizler bataklık, akarsular zift kanalı ve atmosfer kirden bir tavan hâline gelmiştir ve gelecekti r de İnsanlık meleğin elindeki silâhtan zarar görmemiştir O zararı canavar ruhlardan, hakkı kuvvette görenlerden, doyma bilmeyen hırslardan görmüştür Bundan böyle de o, iman ve ilmi mezcedip kendi dünyasını kuracağı ana kadar aynı şekilde devam edecektir"6

Sonuç olarak güzel gören, güzel düşünen insanlar sözüm sizedir Haydi iş başına; insanlık sizlerin Allah'ın inayetiyl e çağın gerekleri ne göre yapacağınız hayırları, nefesini tutmuş bekliyor!

http://www.mumsema.com/sohbet-muhabbet/97711-sanal-dostum.html
sanal dostum... ... Mumsema İslam Arşivi sanal dostum... ...Bu sanal alemınde kişiler, birbirini görmeden, tanımadan seviyor
sanal dostum... ... dostluk adına çabalarını sürdürüyorlar Birbirimi zi görmeden
tanımadan ve sadece "hissedere k" yürüttüğümüz dostluk
ilişkisi yaşamımızdaki diğer ilişkilerden çok farklı gelişiyor
Gerçek yaşamda önce fizikleri yle, giyim kuşamlarıyla, sonra da
fikirleri yle ve yaşam görüşleriyle, zihinleri yle tanışırız insanların
Oysa burada, sanal ortamda, önce fikirler ve görüşler ön plandadır
birbirimi zi zihinleri mizle tanırız, severiz ( ya da sevmeyiz ) ve bazen de tanımak isteriz, görüşür tanışırız Değer verir, dost oluruz Çok sevdigim bir şair ve filozofun, Halil Cibran'in sözlerini yazım süresince paylaşacağım sizlerle: "Dostunuz size aklından geçenleri açıklarken ne 'hayır'ı ne de 'evet'i ona söylemekten korkmayınız Ve o sustuğunda yüreğiniz onu dinlemeyi sürdürsün; eğer dostun senin içindeki denizin alçalacağını bilmek zorundays a, bırak yükseleceğini de bilsin Yalnızca zaman öldürmek için aranılan dost nedir ki ? O, sizin ihtiyacınızı karşılamak içindir, yoksa anlamsız boşluğunuzu değil Ve dostluğunuzun uyumunda,bırakın kahkahala r yükselsin ve zevkler paylaşılsın" Bazen bu büyü bozulmasın diye, dürüst olamadığımız için, bu tanışmayı istemeyiz Karşımızdakinin dürüstlüğü veya
bizimki Bir şekilde kafamızda hep dürüstlüğü sorgularız, güvenmek isteriz yazılana, dostlarımıza Gerçekten o kişi mi
Gerçekten böyle mi düşünürO mu gerçekten bizim etkilendiğimiz,
sevgi duyduğumuz Yoksa yalan mı bize söyledikleri Yoksa Yoksa Bize sevgiden bahseden, yüce duyguları bayrak etmiş
kişi, evinde eşini veya çocuklarını döven biri mi? En azından,
insanları, iddia ettiği kadar sevmiyor olabilir mi? Zaman içinde
tanıdıkça kuşkular başlayacaktır Hiç kimse yalanı sürekli
sürdürecek kadar zeki değildirVe hiç kimse de bu yalanlara
sonsuza kadar inanacak kadar saf değilDürüstlük, özgürlük
demektir ve özgürlük kısıtlanmamalıdır asla "Özgürlüğünüz,
kendisine vurulmuş olan zincirler inden kurtulduğunda, daha büyücek bir özgürlüğe zincir olur" Sürdürmeye çalışacağımız yalan, hatırlamak zorunda olduğumuz uydurma kişilik en çok kendimizi rahatsız edecektir bir gün İnsan karşısındakini bir süre aldatabil ir belki Hatta uzun bir süre de bunu devam ettirebil ir Ama kendini kandıramaz, bunu hep sürdüremez Sürdürürse, kişilik sorunları
başlayacaktır, yarattığı kahramanı yaşatmaya çalışırken, kendisini yaralamış, hatta öldürmüş olabilir Ne kaybederi z oysa ne olur boyumuz kısa veya uzun ise zayıf veya şişman isek Sağlığımız yerinde veya değil iseEksikl erimiz varsa Paramız olsa veya olmasa
Veya o filmi görmemişsek, o şiiri duymamışsakYa da o ülkeye gitmemişsekSesimiz güzel değilseO konuya yabancı isekSöylediğimiz yaşta değilsekManken-fotomodel bir kadın veya atletik vücuda sahip bir erkek değilsek Ya da yaşamımızda olmadığını
söylediğimiz birileri varsa Ne farkeder dostluk adınaYalanların esiri olarak yaşamak ve bir gün herşeyden kaçmaktansa,
dürüst olmayı denesek dostlarımıza ve kendimize
Yarattığımız dünyanın birgün başımıza çökmesindense
Daha kötüsü, bir başkasının dünyasını yıkmaktansa
"tıpkı okyanusun sahilinde durmadan kumdan
kaleler yapan ve sonra da bir vuruşta
gülerek yıkıveren çocuklar gibi Oysa sizler kumdan
kaleler yaptıkça okyanus sahile daha çok kum yığmaktadır,
ve yaptığınız kaleleri yıktıkça okyanus sizlere gülmektedir"
Kendine mükemmel bir kişilik yaratmak çok kolay
Zor olan, olduğunu dürüstçe olabilmek En acı gerçeğin
bile en güzel yalandan üstün olduğunu hatırla
Dürüstlük temelinde oturan dostlukla rın daha değerli
ve uzun ömürlü olacağını ta içinde biliyorsu n
Unutma,uzun vadede dürüstlük her zaman galip gelecekti r
Kendini zor olsa da, acı olsa da, kabullen Çünkü sen biriciksi n,
çok değerlisin Sonradan acısını çekeceğin hayalleri
yaratma"Acınız, idrakiniz i kaplayan kabuğun kırılmasıdır
Nasıl ki, bir meyvanın yüreğinin güneşi görebilmesi
için kabuğunun çatlaması gerekir, acı da sizin için öyledir
Kalbinizi güncel yaşantınızın mucizeler ine hayran tutabilse ydiniz,
acınız mutluluğunuzdan daha az görkemli olmazdı Tıpkı;
tarlalarınızdan geçip giden mevsimler gibi, yüreğinizin
mevsimler ini de kabul edebilsey diniz, Pişmanlık ve üzüntülerinizin
Kış'ında çevrenize huzur içinde bakabilir diniz Acılarınızın çoğu
kendinizc e seçilmiştir İçinizdeki hekimin hastalıklı benliğinizi
tedavi amacıyla verdiği tatsız ilaçtırBu nedenle içinizdeki hekime güvenin ve uzattığı devayı sükûnetle ve yatışarak için"
Karşındakine güvenmek istiyorsa n,dürüstlük arıyorsan önce kendini güvenilir kılmalısın Bunun da yolu; acı da olsa, zor da gelse kendinle tanış ve bize seni sun Çünkü biz seni seviyoruz, klavyenin tuşlarındakini, sahte dostu değil sadece ve tam da şu halinle
SENİ
HERKEZİN KENDİNDEN BİRŞEYLER BULACAĞINI UMARIM
alıntı


« Son Düzenleme: Haziran 23, 2010, 02:46:32 ÖS Gönderen: admin » Logged
Sayfa: [1]
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2008, Simple Machines
LinkBacks Enabled by LordReco | FoRuMBoL Themes