+ ISLAMGREEN34 NEW WORLD
 Son Mesajlar

Kullanıcı Adı: Beni Hatırla?
Şifre:
Sayfa: 1 ... 6 7 [8] 9 10
 71 
 : Şubat 06, 2014, 01:13:54 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
İSLAM VE ANTİ FANATİZM İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR ANEKTOD

BÖLÜM 2

İSLAM VE ANTİ FANATİZM

FORUM  İSLAMİDÜNYA34  İSTANBUL 2013

AHMET METİN ZİYAOĞLU  




MUAVİYE YEZİD VE KERBELA

http://ha-ber.net/index.php?option=com_content&task=view&id=20618


 

Tam adı Muaviye bin Ebi Süfyan'dır. 602 yılında Mekke'de doğan Muaviye Hz. Muhammed'in Mekke'yi fethinden sonra müslüman oldu.

İkinci Halife Ömer döneminde Şam'a Vali olarak tayin edildi. Muaviye'nin gücü, akrabası olan Hz.Osman zamanında iyice arttı. Üçüncü halife olmuştu. Hz.Osman'ın halifeliğiyle Muaviye Şam'ın yanısıra Suriye'nin diğer vilayetle rini de idaresi altına aldı. Böylece Muaviye, bütün Suriye ve çevresinin valisi olup, servet ve iktidarını günden güne arttırmaktaydı.

 

 

 

 

Muaviye, Üçüncü halife Hz.Osman öldürüldüğünde hem siyasi, hem de ekonomik açıdan oldukça güçlü bir konuma gelmiş bulunuyor du. Bu gücü nedeni iledir ki, müslümanların ittifak ile halifeliğe getirdiği Hz. Ali'nin meşru halifeliğini tanımamış, Hz.Osman'ın kanını talep iddiasını öne sürerek Hz. Ali ile savaşa girmiştir.
Yine Muaviye, Hz.Osman'ın intikamcısı rolüne sarılmakla kalmıyor; halife Hz.Osman'ın katilleri ni teslime rıza gösterdiği taktirde Hz. Ali'ye biat etmeğe razı olduğunu ilan ediyordu ki, bu apaçık siyasi bir manevraydı. Muaviye bu manevrada n Sıffin Savaşı öncesindeki müzakerelerde oldukça yararlanmıştı.

Emevi sülalesi İslâm'ın doğuşu ile kaybettik leri nüfuz ve iktidarı yeniden ele geçirebilmek için akıl almaz yollara başvurmuşlardır. Özellikle Muaviye'nin ve Yezid'in davranışlarının iyi niyetle izahı mümkün değildir.

Muaviye, servetini siyasal başarısı için seferber etmiş durumdaydı. Karşıtlarından kiminin öldürülmesi yolu benimseni rken, kiminin de para ile satın alınması yoluna gidilebil iyordu. Tahsis ettiği maaşların ve cömertce ihsanların altın zinciri ile en inatçı aleyhtarl arının dizginler ini elinde tutmayı başarmış idi.

Muaviye'nin suçlanmasına yol açan davranışlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

1. Muaviye, Şam dışındaki bütün İslâm eyaletler inin meşru halifesi olan Hz. Ali'ye savaş açmış ve esasta iktidarı elde etme amacını Hz.Osman'ın kanını talep iddiasıyla hasıraltı etmeyi amaçlamış, dolayısıyla o zamana kadarki İslâmi teamüllere karşı çıkarak hilafeti gaspetmiştir.

2. Muaviye, siyasi amaçları uğruna, vali ve hakimlere ferman göndermek suretiyle Hz. Ali'ye, Ebu Turap lakabıyla birlikte küfür ettirir, lanet okutturur, sövdürürdü. Ebu Turap, toprağın babası anlamında olup, Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali'ye verilmiş bir ad idi ve Hz. Ali de bu lakabı çok severdi. Muaviye ile başlayan bu adet diğer Emevi hükümdarları zamanında da sürdü. Mescidi Nebevi'de, Peygamber in manevi huzurunda, onun minberind e en çok sevdiği zata karşı yakışık almayan küfürleri savurmak adet bile oldu.

3. Muaviye, diyet uygulamasında sünnete aykırı davrandığı gibi, ganimet mallarının dağıtılmasında da Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünnetinin açık hükümlerine aykırı davranmıştır. Emevi soyunun idarecile ri, Hz.Ömer b. Abdülaziz istisna edilecek olursa, Kur'an ve Sünnet'i dünyevi hırs ve menfaatle r uğruna feda edebilmiş ve tarihte ''İslâm'' değil ''Arap'' devleti adıyla şöhret kazanmışlardır.

4. Muaviye, valilerin i o zamanki yasalarda n üstün sayıyordu. Valilerin den Ziyad b. Ebih ve Bişr İbni Ertat'ın yaptıkları katliamla r ve zulümler tarihçilerce oldukça yer verilen konularda ndır. Muaviye ise bu zulümlere sessiz kalıyordu. Muaviye'nin Basra valiliğine getirdiği Ziyad b. Ebih, Irak'ta haksız yere binlerce insanı öldürttü. Muaviye'nin komutanla rından Büsr İbni Ertat, Mekke, Medine ve Yemen'de zalimce icraatler iyle ortalığa dehşet saçtı.

5. Muaviye, amaçlarına engel olarak gördüğü kişilerden kurtulmak için hiçbir harekette n çekinmezdi ve kanlı emelleri uğruna pek çok değerli şahsın ölmesi onun idaresi dönemine rastlar. Mesela Ammar b. Yasir, Eşter b. Malik, Muhammed İbn-i Ebu Bekir ve Hucr b. Adî bunlardan dır. Bu şahısların tümünün de ortak yanı, Hz. Ali'nin tarafında yer almış oluşlarıydı.

6. Muaviye, Hz. Hasan'la yaptığı anlaşmayı hiçe sayarak, ölmeden önce oğlu Yezid'e biat edilmesin i istedi. Böyle bir durum, o zamana kadar Arapların ve Müslümanların anlayışına uymadığı gibi, Yezid de serbest hareketle rinden dolayı fasık sayılıyordu ve böyle bir kimsenin halifeliğe adaylığını kabul etmek mümkün değildi. Böylece, Muaviye, tarihe içki içen ilk halife olarak geçen oğlu Yezid'i, kendisine halef tayin etmiş oluyorduk i bu durum hilafetin saltanata dönüştüğünün açık bir göstergesiydi.

Müsteşrik, G. Levi Della Vida'nın da dile getirdiği gibi, Muaviye'nin halifeliği, İslâm'ın devlet teşkilatı tarihinde yepyeni bir dönem açıyordu. Artık halife, sünneti uygulayan veya devam ettiren kimse olmaktan çıkıyor, Arap aleminin belli başlı siması, askeri kuvveti, aile ilişki ve etkileri, kendi şahsi itibarı sayesinde, kabile reisleri arasında en başta geleni oluyordu. Artık halife, resmi ünvanı bakımından olmasa bile, fiilen bir ''melik'', daha doğrusu Yunanlıların ''tiran'' dediği türden bir hükümdardı.

Muaviye'nin iktidarı ile birlikte; saray adabına ve merasimle re aşırı derecede önem verilmeye başlandı.

Muaviye'nin işlediği en önemli dört kötülüğü şu şekilde sıralamak mümkündür:

-Muaviye her yönden dört halife devrinin sadelik, dürüstlük, eşitlik, adalet, kanaat kapılarını kapamış, Suriye'ye sinen Bizans ve İran saray politikası ile ihtişamının esiri olmuştur.

-Serkeş birisini kendisine halef tayin etmiştir ve,

-Milleti, Yezid'e biat ettirmek suretiyle Halifeliği saltanata dönüştürmüştür.

-Cami minberler inden Hz. Ali'ye lanet okutturmuştur.

-Yezid kimdir?

Esasen Halife, eşitler arasından istişare ile seçiliyordu. Muaviye bu kuralı elinin tersiyle iterek, daha henüz sağken, çevresindekileri etki altına aldı ve kendisind en sonra oğlu Yezid'e biat etmelerin i sağladı. Böylece o zamana kadar Araplara yabancı olan saltanat uygulaması fiilen başlamış oldu. Bu şekilde, Halife'nin seçimi ve liyakati gibi unsurlar geri plana itilerek halifelik makamı bir tür saltanat kurumu haline dönüştürüldü.

Hz. Ali'nin vefatından sonra( 24 Ocak 661), Hz. Ali'nin halifeliğini tanımış -Şam ve Mısır dışında- bütün eyaletler Hz. Hasan'a biat ettiler.

Muaviye bu durumu haber alınca 60 bin kişilik bir ordu ile Irak'a yürüdü. Hz. Hasan da 40 bin kişilik bir ordu ile yola çıktı. Ancak Hz. Hasan karşı tarafın askeri gücünden ve yandaşları arasındaki ayrılıklardan çekinerek, savaşı göze alamadı ve yapılan bir anlaşma sonucunda halifelik ten çekildi. Anlaşmaya göre;

-Hz. Ali yandaşlarına eziyet edilmeyec ek,

-Hutbelerde Hz. Ali'ye lânet okunmayac ak,

-Halifelik Muaviye'den sonra Hz. Hasan'a devredile cek,

-Hz. Ali soyundan gelenlere maddi katkıda bulunulac aktı.

Ancak zaman niçerisinde askeri ve siyasi gücünü iyice sağlamlaştıran Muaviye ''Hasan'la olan ahdim ayağımın altındadır.'' demek suretiyle, anlaşma hükümlerini bir bir çiğnedi.

Ve Hz. Hasan'ın ortadan kaldırılmasi gerekiyor du ve Muaviye'de öyle yaptı. Mervan b. Hakem'i Medine'ye bu iş için yolladı. Mervan çeşitli hilelerle Hz. Hasan'ın eşi Ca'de binti Eş'as'ın, Hz. Hasan'ı zehirleme sini sağladı ve böylece Yezide Halifelik yolu açılmış oldu.

Yezid'in veliahtlığının bir hayli tepki görmesine karşın, Muaviye çeşitli girişimlerle Yezid'e biat sağlıyordu. Hatta Muaviye'nin kendisi bu amaçla kalkıp Mekke'ye ve Medine'ye geldi ve buraların halklarına, Yezid'in veliahtlığını öteki bütün eyalet ve şehirlerin kabul ettiğini söyleyerek ve tehdit ederek onların da biatını aldı.Sadece Hz. Hüseyin, İbn-i Zübeyr ve İbn-i Ömer biat etmediler .

Muaviye 18 Nisan 680'de Şam'da ölünce Yezid daha önce kendisine veliaht olarak biat edildiğinden babasının yerine saltanat tahtına geçti. Onun için önemli bir sorun olarak Hz. Hüseyin, İbn-i Zübeyr ve İbn-i Ömer'in biatleri meselesi vardı.Yezid, Medine Valisi olan amcası oğlu Velid'e bu üç kişinin biatlerin in bir an önce sağlanmasını isteyen bir mektup yazdı. Mektubund a özellikle Hz. Hüseyin'in biatının sağlanmasını istiyor, ''Biate yanaşmazsa başını al ve bana gönder'' diyordu.

Bütün Hicaz, zor karşısında sinmişti ama bu makamın (halifeliğin) ilim, ahlak ve fazilet bakımından gerçek sahibinin Hz. Hüseyin olduğunu çok iyi biliyordu . Birçokları da Hz. Hüseyin'i, müslümanları bu makamın layıkı olmayan bu adamdan kendileri ni kurtarmay a çağırıyordu. Hz. Hüseyin de İslâm aleminin yaşadığı bu ızdıraplı dönemi yakından izlemekte ydi. Hz. Hüseyin kendinde, babası Hz. Ali, dedesi Hz. Muhammed'in bütün vasıflarını toplamış gibiydi. Fakat karşısında para, servet, şöhret ve hileye dayanmış Emeviler gibi bir düşman vardı.

-Hz. Hüseyin'in katili Yezid

Kendisine saltanatı devreden babası Muaviye ölürken bile başucunda bulunma gereği duymayan, avlanmakl a gönül eğleyen Yezid, gününü gecesini çalgı dinlemekl e, köçek çengi oynatmakl a, içip kendinden geçmekle sürdürmeyi adet etmiş bir kişiydi. Özellikle maymunlar a ve köpeklere çok düşkündü. Ebu Kubays adını verdiği bir maymunu vardı ki, ona alaca bulaca renkli ipek elbise giydirir, başına ipekten örülmüş bir külah koyar, dişi bir merkebe bindirir ve atlarla yarışa sokardı.''

Sıbt İbn'il-Cevzi'ye göre Yezid üç şeyi çok severdi: Kadın, şiir ve müzik. İşte böyle bir kişi, müslümanların başına geçmiş, İslâm'ın temsilcis i sözde halifesi olmuş ve Müminlerin Emiri diye anılmaya başlanmıştı. Bu duruma oldukça üzülen Hz. Hüseyin, Medine'de kendisine Yezid'e biat etmesini öğütleyen Mervan'a şu yanıtı veriyordu: ''Başımız sağolsun; çünkü ümmet, Yezid gibi birinin hükmü altına girmekle büyük bir belaya uğradı.''

-Hz. Hüseyin ve Kerbela olayı

Hz. Hüseyin Peygamber in torunu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma'nın ikinci çocuğu idi. O zamana kadar Araplar arasında pek rastlanma yan bu adı ona Hz. Muhammed vermiş idi. Peygamber Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'i çok severdi. ''Bunlar benim oğullarımdır, kızımın oğullarıdır; Allahım ben onları seviyorum, sen de onları sevenleri sev.'' derdi.

İmam Hüseyin'in çocukluğu Peygamber in derin sevgi ve şefkati içinde geçti. Ancak bu durum kısa sürdü. Daha 5 yaşındayken dedesini yani Hz. Muhammed'i ve kısa bir süre sonra da annesi Hz. Fatıma'yı kaybetti. Bu durumun onu oldukça etkilediği muhakkaktır.

Üçüncü halife Hz.Osman'a karşı gerçekleşen isyanda Hz. Ali onu ve abisi Hz. Hasan'ı halifenin evine göndererek eve kimseyi sokmamala rını emretti (656). İsyancılar buradan içeri giremedil er, ancak başka bir evden geçerek Hz.Osman'ı öldürmeyi başardılar. Bunun üzerine Hz. Ali oğullarını sert bir şekilde azarladı. Hz. Hüseyin babasının halife olmasıyla birlikte Kûfe'ye gitti ve onunla bütün seferlere katıldı. Hz. Ali'nin şehadeti sonrasında abisi Hz. Hasan'a itaat etmeyi yeğledi. Çünkü babası ölürken ona abisine uymasını vasiyet etmişti. Ancak abisinin Muaviye'nin hileleriy le zehirleti lerek şehid edilmesin den sonra yaşanan gelişmeler onun o zaman kadarki durumunu değiştirdi. Yezid'e biat etmemekte ki kararlılığı onun bu yolda sonuna kadar gideceğini gösteriyordu.

Daha önce de söz ettiğimiz gibi, Muaviye ölmeden önce çeşitli hile ve tehditler le halkı oğlu Yezid'e biat ettirmiş; Hz. Hüseyin ve bazı ileri gelenler biat etmemişlerdi. Yezid ilk iş olarak babasının yarım bıraktığı bu işi tamamlama k üzere, Velid'e yolladığı mektupta ''her ne suretle olursa olsun Hz. Hüseyin, İbn-i Zübeyr ve İbn-i Ömer'in biatlerin in sağlanmasını, eğer bu mümkün olmazsa, boyunlarının vurulup, başlarının kendisine gönderilmesini'' istiyordu . İktidar hırsının iştahlarını kabarttığı Emeviler'in yapamayac akları iş yoktu. Babası Muaviye'nin izinden giden Yezid, gerekirse Peygamber in sevgili torununun dahi başını kesmeye, Ehli Beyt'e zulüm etmeye kararlıydı.

Doğal olarak Hz. Hüseyin, Yezid'e biat etmedi ve Velid'in çabaları sonuç vermedi. 4 Mayıs 680 gecesi kardeşi Muhammed Hanefi'nin de tavsiyesi yle bütün aile fertleriy le birlikte Mekke'ye gitti. Ayrıca bu sırada Hz. Hüseyin'in Mekke'ye gittiğini öğrenen Kûfeliler de Hz. Hüseyin'e elçiler göndererek Kûfe'ye davet ederek kendisini halife olarak tanımaya hazır olduklarını bildirdil er. Bunun üzerine Hz. Hüseyin de amca oğlu Müslim b. Akıyl'i oradaki durumu yerinde görmek ve uygun bir zemin sağlamak üzere Kûfe'ye gönderdi. Önceleri Müslim Kûfe'deki çalışmalarında başarılı oldu ve Hz. Hüseyin de bunun üzerine Mekke'den Kûfe'ye doğru yola çıktı.. Hz. Hüseyin kendisini Kûfe'ye gitmekten alıkoymaya yönelik girişimlere ''Rüyasında dedesi Hz. Muhammed'i gördüğünü ve başladığı iş ister lehine ister aleyhine olsun, dönmeyeceğini'' söylüyordu.

Bu arada Müslim'in faaliyetl eri Yezid tarafından haber alınınca, Kûfe Valiliğine zalim Ubeydulla h getirildi ve Müslim yakalanar ak idam edildi. Ubeydulla h'ın Kûfe valiliğine atanması şüphesiz anlamlıydı. Çünkü o Muaviye'nin Irak Valisi Ziyad b. Ebih'in oğluydu. Zalimlikt e babasından aşağı değildi. Ubeydulla h'ın Kûfe Valiliğine atanmasıyla Hz. Hüseyin'i davet eden onbinler korku ve tehditle sindirild i.

Hz. Hüseyin, Mekke'den Kûfe'ye doğru yola çıktığında amca oğlu Müslim Yezid'in adamlarınca öldürülmüştü. Hz. Hüseyin kafilesiy le ilerlerke n yolda, ünlü Arap Şair Ferezdak ile karşılaşıldı. Hz. Hüseyin ondan Kûfe'deki durumu sorunca, Ferezdak, ''Halkın kalbi seninle, kılıçları ise Beni Ümeyye(Emeviler) iledir; kaza ise gökten iner ve Allah dilediğini işler.'' dedi. Hz. Hüseyin de ''Doğru söyledin , Allahın dediği olur.'' dedi ve yola devam edildi. Hz. Hüseyin Müslim'in Yezid'in adamlarınca acımasızca öldürüldüğünü yolda öğrendiğinde oldukça üzüldü.

Kûfelilerin kalleşliği ve dönekliği ortada olduğu, Müslim'e oynanan oyun herşeyi gösterdiği halde, hatta kendisi için başkoyduklarını söyleyenler dağılıp kaçtığı halde o, Mekke'den yola çıkan ailesi ve fedakar dostlarıyla , yola devam etmekten çekinmedi. Hatta ordunun geldiğini haber alınca yanındakilere zaman varken kendisind en gece ayrılabileceklerini ifade ettiyse de, yanında bulunanla r ''hayatlarını kurtarmak için onu terketmek alçaklığını yapmayaca klarını ifade ettiler. Hz. Hüseyin ya başarıya ulaşacak, müslümanları eşitlik, kardeşlik ve adalet ülküleri içinde yaşatacak, Yezid'in saltanatına son verecek yada bu yolda boyun eğmeden şehid olacaktı. İşte Hz. Hüseyin, bu asil duyguların esiri olarak adım adım Kerbela'ya, her neye malolursa olsun gidecekti .

Hz. Hüseyin ve beraberin dekiler Kerbela'ya geldikler inde hem susuz bırakılmış, hem de binlerce kişilik ordu tarafından sarılmış durumdaydılar. İnsanlık değerlerinden yoksun Kûfe Valisi zalim Ubeydulla h, Hz. Hüseyin'in geri dönmek, Yezid'le görüşmek veya İslâm sınırlarından herhangi birine gitmek istekleri nden hiçbirini kabul etmedi. Esasen onun görevi Yezid'in emrini yerine getirmek yani Hz. Hüseyin'i şehid etmekti. Çünkü biliyordu ki, Hz. Hüseyin yaşadığı sürece efendisi Yezid'e rahat yoktu.

Nihayet 10 Ekim 680 (Hicri 10 Muharrem 61) günü Hz. Hüseyin son hazırlıklarını yaptı ve Yezid'in ordusuna yaklaşarak onlara hitab etmek istedi. Ancak bu çok veciz konuşma gözleri dönmüş azgınlardan oluşan bu orduyu pek etkilemed i. Hz. Hüseyin atını sürerek iki ordu arasında bir yerde durdu ve Yezid'in ordusuna hitaben:

''Ey Kûfe halkı benim kim olduğumu ve sonra da vicdanınızın sesini dinleyini z. Ben Peygamber in torunu değil miyim? Benim katlim size helal olur mu? Peygamber in hadisini ne çabuk unuttunuz . O, bizler için -Siz Ehlibeyt'in seyyitler isiniz- diye buyurmuştu. Bunu bilmiyor musunuz? Ben o büyük Peygamber in kızının oğlu, vasisi ve amcazades i olan zatın oğlu değil miyim?Şayet bu hadisi unuttu iseniz, içinizde bunu size hatırlatacak kimseler vardır. Benden ne istiyorsu nuz? Medine'de Resululla hın ravzai mübarekesinin yanında kendi halimde yaşarken beni orada bırakmadınız. Mekke'de itikafa çekilmeme müsade etmediniz . Davetname ler göndererek, ricalar ederek, yalvarara k beni buraya kadar çağırdınız. Ben sizin bu davetiniz üzerine buralara kadar geldim. Şimdi beni öldürmek istiyorsu nuz. Bu akıbete müstehak olabilmek için ben sizlere ne yaptım? İçinizden birisini mi öldürdüm? Yoksa birinizin malını mı gasbettim? Eğer beni istemiyor sanız bırakınız gideyim. Bu ne gaddarlık ve bu ne hilekarlıktır....''

Konuşmadan sonra Ömer b. Sa'd gelip: Ey Hüseyin! Dedi, bu hikayeler den bir sonuç çıkmaz. Ya Yezid'e biat edersin yahut da ölümü göze alırsın.!...

Çok dengesiz bir şekilde başlayan savaşta Hz. Hüseyin'in 23 süvari ve 40 piyadeden oluşan askerleri öğle üzeri olduğunda iyice azalmış durumdaydı. Hz. Hüseyin de bu az sayıda susuz ve bitkin insanla yaya olarak savaşıyordu. Sonunda Şimr'in emriyle her yandan hücum edilerek Hz. Hüseyin şehid edildi. Peygamber in torunu Hz. Hüseyin'in vücudunda otuzüç ok, otuz dört kılıç ve kargı yarası vardı (10 Muharrem 61-10 Ekim 680

Sonra çadırlar ve kadınlar yağma edildi, hasta ve yatakta olan İmam Zeynel Abidin Ali de öldürülmek istendi. Bu kanlı savaşın bitiminde İmam Zeynel Abidin yatak ve yorganlar a sarılarak saklanmıştı. Hz. Hüseyin'in şehid edilmesi sonrasında çadıra koşan Şimr ''Hüseyin'in bir oğlu daha olacak o nerede?'' diye aramaya başladı. Çadırın her tarafını arayıp çocuğu buldu. Fakat bu esnada çadırda bulunan kadınlar Şimr'e hücum ederek Zeynel Abidin'i bu caninin elinden kurtardılar.

Bu çirkin şavaşın en küçük kurbanı ise daha altı aylık bir bebek olan Hz. Hüseyin'in oğlu Ali Asgar'dı. Hz. Hüseyin'in yanındakilerden şehid olanlar yetmiş iki kişi idi. Yezid ordusunun komutanı, bu şehitlerin başlarını Vali Ubeydulla h'a gönderdi. Hz. Hüseyin'in kızları, kızkardeşleri ve çocuklar da Kûfe'ye Ubeydulla h'ın huzuruna getirildi ler. Ubeydulla h'ın Peygamber in soyuna karşı davranışı çok çirkin ve kaba idi; kendileri ne hakaretle r ve tehditler savurdu, hatta İmam Zeynel Abidin'i öldürmek dahi istedi. Ubeydulla h bundan sonra İmam Zeynel Abidin'in ellerini bağlatıp, Kerbela'da öldürülenlerin kesilmiş başlarını, çoluk çocuğu Şam'a Halife Yezid'in yanına yolladı. Şam'a vardıklarında onları götüren Züheyr, Halife Yezid'in yanına girip başarıyı(!) müjdelemiş ve Kerbela savaşının ayrıntılarını anlatmıştı.

Hz. Hüseyin'in ailesini getiren kafile Yezid'in sarayına getirilmişti. Kısa süre sonra Ehlibeyt kadınlarını Yezid'in huzuruna çıkardılar. Kadınlar İmam Hüseyin'in kesik başını Yezid'in önünde görünce feryad ve figan etmeye başladılar. Kadınlarla birlikte zincirli bir şekilde İmam Zeynel Abidin de Yezid'in huzuruna getirilmişti. Manzaranın dehşetinden Yezid'in yanında bulunanla r bile dehşete kapılmışlar ve bunu açıkça belirtmişlerdi.

Yezid Hz. Hüseyin'i ortadan kaldırdıktan sonra artık rahatlamış sayılırdı. Şimdi Ehli Beyt'e yalandan da olsa saygılı davranabi lirdi. Derhal Zeynel Abidin'in zincirler ini çözdürdü. Yezid'in kadınları da Ehli Beyt kadınlarını teselli etmeye çalışıyorlardı. Artık Yezid yaptığı kötülükleri ve cinayetle ri unutturab ilmek için Ehli Beyt'e iyi davranıyor, sarayda onlarla konuşuyor, her istekleri nin yerine getirilec eğini belirtiyo rdu. Daha sonra Numan bin Beşir komutasındaki bir muhafız kıtası eşliğinde onları Medine'ye kadar götürdü.

-Kutsal şehirleri yıkan Yezid

Medine halkı fasık ve günahkar olarak gördüğü Yezid ve iktidarına karşı ayaklanar ak, valiyi şehir dışına atmış yerine Abdullah'ı valiliğe getirmişlerdi. Yezid bu durumu haber alınca Akabe oğlu Müslim adlı zalimi onikibin askerle hemen Medine'ye gönderdi ve şu talimatı verdi: ''Şehir halkına üç gün süre ver. İsyandan vazgeçmezlerse, onlarla savaş. Zafer kazanıldıktan sonra da bütün şehri yağma et.'' İslâm'ın bu kutsal şehrinde sözde halife Yezid'in arzuları doğrultusunda İmam Zuhri'nin bildirdiğine göre on binden fazla insan öldürüldü.

Evlere saldıran askerler, ellerine geçirdikleri malları almakla yetinmedi ler, masum bini aşkın kadına da tecavüz etmekten de kaçınmadılar. Tarihçi H. M. Balyuzi bunu şu şekilde anlatıyor: ''...Medine düştüğü zaman Hz. Muhammed'in geride kalan dostlarından seksen kişi ve yediyüz hafız öldü. Peygamber in şehri yağmacılara teslim edildi; yapılan barbarlık ve tecavüz inanılır gibi değildi. Peygamber in mescidi dahi kurtarılamadı. Etrafı ahır alanı oldu. Medine sınırları içinde daha pek çok insan kılıçtan geçirildi, kalanı da şehri terketti. Ölümden yakasını kurtaranl ar Yezide yalnız halife olduğu için değil aynı zamanda onların efendisi ve amiri olarak itaat etmek zorunda bırakıldılar. Karşı çıkanlar ise kızgın demirle dağlanırlardı. 26 Ağustos 683'te gerçekleşen bu Medine'ye Yezid'in saldırması olayı, Harre Savaşı(vak'atül Harra) olarak bilinir.

Medine'yi kanlı bir şekilde susturan Yezid Ordusu daha sonra Mekke'ye yöneldi. Tepeler üzerine yerleştirilen mancınıklarla şehir taş yağmuruna tutuldu. Kuşatma iki ay kadar sürdü ve Kâbe'ye de mancınıkla taş atıldığı gibi, şehirde yer yer yangınlar çıktı. Bu kuşatma Yezid''n öldüğü haberinin Mekke'ye ulaşmasına kadar sürdü. Böylece Yezid, Kâbe'ye saldırma şerefini (!) de elde etmiş oldu. Yezid 11 Kasım 683'te kötü bir nam bırakarak öldü.

-Sonuç

Yezid'in, Hz. Hüseyin'e, Hz. Ali soyuna ve yandaşlarına yaptıkları, Mekke ve Medine'ye saldırması İslâm tarihinin en kara sayfalarını oluşturur. Yezid, hilafetin haksız varisi, Hz. Hüseyin'in katledilm esinin ve mukaddes şehirlerin kirletilm esinin baş sorumlusu olarak müslümanların hafızasında kötü bir isim bırakmıştır. Emevi zalimleri Hakkı tanımamışlar, azgınlaşmışlar ve Peygamber'in Ehli Beytine olmadık şeyler yapmışlardır. Bütün bunlar sonrasında Emevi saltanatı kökünden sarsıldı ve yıkıldı. İslâm alemi yüzyıllardır Peygamber torunlarına yapılan bu zulmü unutmadı. Nihayet bir gün Muhtar isimli bir kahraman arkadaşları ile birlikte ayaklandı. Kûfe şehrindeki Ömer bin Sa'd ile Kerbela Olayı'na katılanlardan 210 kişi kılıçtan geçirildi. Bu karışıklıklar sırasında kaçmaya çalışan Hz. Hüseyin'in katili Şimr de yakalandı ve katledild i.

750 yılında Emevi Hanedanı'nı deviren Abbasiler, onlardan öyle bir öç aldılar ki, ölülerinin kemikleri ni bile mezarlarından çıkarıp yaktılar.

İslâm tarihinde Muharrem ayı içerisinde gerçekleşen bu facia her yıl canlandırılır. Ehli Beyt için ağıtlar, mersiyele r söylenir, matem tutulur. Kerbela'da Hz. Hüseyin ve Abbas adına birer cami yapılmıştır. Hz. Ali'nin türbesi ise Necef'tedir. İmam Hüseyin Camisinde, Ali Ekber, Ali Asgar ile birlikte Kerbela'da şehid düşen 72 kişinin mezarı vardır. Hz. Ali'nin türbesinin bulunduğu yere Meşhed-i Ali denir. Meşhed bir şehidin şehid olduğu yer demektir. Minareler i ve kubbe şeklindeki tavanları altın yaldızlı bakırla kaplıdır. Meşhed-i Ali'nin çok görkemli ve göz kamaştırıcı bir görünümü vardır. Meşhed-i Hüseyin ise ormanlarl a çevrilmiş, minareler ve kubbe altın yaldızlı bakırla kaplı büyük ve güzel bir abidedir.

-Kerbela

Kerbela Şehri, Bağdat'tan 80 km. Ve Fırat'ın 25 km. Batısında bulunmakt adır. Hem Şah İsmail hem Kanuni, Necef'le birlikte Kerbela'yı ziyaret etmişler ve İmam Hüseyin'in türbesine karşı saygı ve bağlılık göstermişlerdi.

-Matem ve muharrem orucu

Aleviler yüzyıllardır, Hz. İmam Hüseyin'in Kerbela'da şehid edilmesin in anısına, Muharrem ayının 1-12 günleri arasında matem orucu tutarlar. Matem (yas) orucuna Kurban Bayramı'ndan 20 gün sonra niyet edilir.

  

 

 
 
 
Rüştü Kam




1-Aczi, Remzi : Yeni Gülzar-ı Haseneyn Vaka-i Kerbela, İstanbul, 1955.

2-Ahmet Cevdet Paşa : Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hülefa, c. 1.

3-Arnold, T. W. : ''Halife'', İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, c. V/I, s.150.

4-Ateş, Ahmed : ''Hüseyin'' md., İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, c. V/I, s. 636.

5-Balyuzi, H. M. : Hz. Muhammed ve İslam Devri, İstanbul, 1996.

6-Brockelmann, Carl : İslam Ulusları ve Devletler i Tarihi, Ankara, 1992.

7-Buhl, Fr. : ''Sıffin'', İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, c. X, s. 553.

8-Çağatay, Neşet : ''Ziyad b. Ebih'', İSLAM ANSİKLOPEDİSİ c. XIII, s. 617.

9-Fığlalı, Ethem Ruhi : Türkiyede Alevilik Bektaşilik, İstanbul, 1990.

10-Fuzuli : Saadete Ermişlerin Bahçesi, İstanbul Maarif Kitaphane si.

11-Gölpınarlı, Abdülbaki : İslam Tarihi, İstanbul, 1975.

12-Gölpınarlı, Abdülbaki: Tarih Boyunca İslam Mezhepler i ve Şiilik, İstanbul, 1979.

13-Gölpınarlı, Abdülbaki: Oniki İmam, İstanbul, 1979.

14-Huart, Cl. : ''Ali'', İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, c. I, s. 307.

15-Huart, Cl. : ''Eşter'' md., İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

16-Karahan, Abdülkadir : Fuzuli (Muhiti, Hayatı ve Şahsiyeti), İstanbul, 1996.

17-Karahan, Abdülkadir : Anadolu Türk Edebiyatında Maktel-i Hüseyinler, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi mezuniyet Travayı, 1939.

18-Katip Çelebi : Mizanü'l-Hak Fi İhtiyari'l-Ahak, Ankara, MEB Yayınları,

19-Kennedy, H. : The Prophet and the Age of Caliphate s, London, 1986.

20-Lammens, H. : ''Muaviye'', İSLAM ANSİKLOPEDİSİ c. VIII, s. 438.

21-Lammens, H. : ''Büsr'', İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, c. II, s. 841.

22-Mevdudi : Hilafet ve Saltanat, İstanbul, 1972.

23-Noyan, Bedri : Bektaşilik-Alevilik Nedir?, Ankara, 1985.

 

 
 
 
24-Özgürel, Nihad : İslamın Belası Yezid, İzmir, Moripek matbaası, 1958.



 

Rüştü Kam'in ha-ber.com'da yayınlanan tüm yazıları

 





İSLAMİYET

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam


İslamiyet 7. yüzyılda peygamber i Muhammed aracılığıyla Arap Yarımadası'nda yayılmaya başlanmıştır. Muhammed'in ölümünden sonra İslam Devleti'nin başına Dört Halife geçmiştir, bunlar sırasıyla: Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'dir. Ali'nin ölümünden sonra kısa süreliğine Müslümanların biatıyla Hasan halife olmuş fakat daha sonra elindeki gücü kullanara k Muaviye hilafeti almış, iktidara gelmiştir[40]. Peygamber in ölümünden sonra iktidara gelen ilk dört halifeye Sünnî yazında sıklıkla Hülefa-i Raşidin yani Doğruluk üzere bulunan Halifeler denmiş ve bazen bunlara Hasan da eklenmiştir. Bununla birlikte Ebu Bekir, Ömer ve Osman'ın halifelik leri genel olarak Şii ve Aleviler tarafından tanınmaz. Haricîlerin bugün hâlâ devam eden bir kolu olan İbadiyye ise sadece ilk iki halifeyi, yani Ebu Bekir ve Ömer'i, kabul eder ve Doğruluk üzere halife olarak görür.



622-750 yılları arasında İslam Devleti
██ Muhammed döneminde ele geçirilen topraklar (622-632)
██
Dört Halife
 döneminde ilave edilenler (632-661)
██
Emeviler
 döneminde ilave edilenler (661-750)
Ebu Bekir döneminde öncelikle peygamber in ölümü sonrası Arap yarımadasında başlayan kargaşalar giderilmiş, zaman içinde Sasani İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu'na doğru ilerlenmiştir. Ömer'in hilafeti sırasında İslam devleti sınırları büyük ölçüde genişlemiş[41], Mezopotam ya fethedili p ele geçirilmiş, Mısır, İran, Filistin, Suriye, Kuzey Afrika ve Ermenista n'ın çeşitli bölümleri ele geçirilmiştir[11]. Daha sonra üçüncü halife olarak seçilen Osman'ın[42] hilafeti sırasında İran'ın tamamı, Kuzey Afrika'nın tamamına yakını, Kafkaslar ve Kıbrıs ele geçirilmiş, İslam Devleti topraklarına katılmıştır. Bununla birlikte kendi zamanında bazı yakınlarının önemli görevlere atanması ve diğer bazı iç sorunlar sebebiyle Osman öldürülmüştür[42]. Osman'ın öldürülüşü ve ortaya çıkan iç savaş ortamı sebebiyle Ali'nin döneminde hilafet iç meseleler e yönelmiş, çıkan iç savaşla uğraşmıştır[42][43]. İç savaş ve iç gerilimle r sonucunda Ali de öldürülmüş[43], kendisind en sonra halife olan oğlu Hasan ise hilafeti Muaviye'ye teslim etmek zorunda kalmıştır[40]. Muaviye İslam Devletini n başkentini Şam'a taşımış, imparator luk benzeri bir yapının temelleri ni atmış, kendisind en sonra oğlu Yezid'i bu makama atayarak İslam siyasî tarihinde saltanatı başlatmıştır[40]. Bu harekâta karşı ayaklanan Muhammed peygamber in torunu, dördüncü halife Ali bin Ebu Talib'in oğlu Hüseyin ise, Yezid tarafından gönderilen askerlerc e, Kerbela'da taraftarl arıyla birlikte öldürülmüştür[44][45]. Nitekim bu noktadan sonra daha katı bir Şiî ayrılması söz konusu olmuştur. Muaviye ile birlikte başlayan yeni döneme Emeviler Dönemi denmiştir. Emeviler Dönemi'nde büyük bölgeler zaptedilm iş, İslam Devleti İber yarımadasına kadar ilerlemiştir[46]. Her ne kadar siyasî yayılma yükselişe geçmiş olsa da aynı şey dinî yayılma için söylenemez; nitekim bu dönemde dinî yayılmanın devletin gayrimüslimlerden aldığı vergi göz önünde bulunduru larak pek teşvik edilmediği de öne sürülmüştür[46]. Emeviler'den sonra miladî 750 yılı civarı kurulan Abbasi hükümdarlığı, Emevi hanedanlığının kontrolünü, Endülüs (İber yarımadasındaki kısım) haricinde ki tüm topraklar da ele geçirmiştir[46][47]. Abbasiler in iktidara gelişiyle Abbasiler Dönemi başlamış ve Abbasiler in hilafeti 750 yılından 1258 yılına kadar sürmüştür[48]. Abbasiler zamanında hilafet başkenti tekrar değişmiş, Şam'dan Bağdat'a alınmıştır[48].

Emeviler ve Abbasiler döneminde yapılan fetihler sonucu ele geçirilen yeni topraklar daki halklar aynı zamanda İslam'la da tanışmış oluyorlar dı. Bunun sonucu olarak zaman içinde birçok bölgeye İslam dini yayıldı. Önce yakın bölgelerde yaşayan İranlılarda, 10. yüzyılda ise kitleler halinde Türkler arasında İslam yayılmaya başladı. Tüccarlar aracılığıyla Müslümanlıkla tanışan ve Müslümanlığı benimseye n İdil Bulgarları ilk Müslüman Türk devleti oldu. Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri ise Orta Asya'daki ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlı Devleti'ni (840), Oğuzlar ise Büyük Selçuklu Devleti'ni (1038) kurdular. Abbasiler yönetiminde askeriyed e büyük rol verilen Türklerin oluşturduğu Memlükler güçlenirken Abbasiler iki yüzyıllık hâkimiyetlerinin son dönemlerinde çöküşe geçmiştir[48]. Nitekim 1250'de Mısır'da Memlük Sultanlığı başlamış, Memlüklerin buradaki hâkimiyeti 1517 yılına kadar devam etmiş, 1517 yılında Mısır'ı Osmanlılar ele geçirmiştir ki bu fetihten sonra Osmanlılar hilafeti kendi iktidarla rı olarak benimsemiş, ilan etmiş, Osmanlı padişahları aynı zamanda halife unvanını taşımıştırlar[48][49]. Abbasi hanedanlığının sonu ise 1258 Bağdat'ın Moğol istilacıları tarafından yağmalanmasıyla son bulmuştur[50][48]. Endülüs'teki Emevi kontrolü ise 13. yüzyılda düşüşe geçmiş, bölgedeki en son İslam hükümdarlığı olan Gırnata Emirliği1492'de düşmüştür[11][51]. Bunların dışında 909 yılından 1171 yılına kadar Mağrib ve Mısır'daki çeşitli bölgelere Fatimîler isimli Arap Şii (İsmailî) hanedanlığı hükmetmiştir[9][48][52]. Hanedanlığın başındaki halife Şii İsmaili imamıydı ve bu sebeple seküler gücünün yanı sıra İsmaili İmamet anlayışında da önemli bir yere ve tarihsel öneme sahip olmuşlardır. Fatimîlerin 12. yüzyıldaki çöküşleriyle birlikte Doğu'da hükmetmiş oldukları Mısır, Suriye, Yemen ve Hicaz gibi bölgelerde Eyyûbî hanedanlığı başa geçmiştir[52]. 1517 yılında Osmanlıların ilan ettikleri halifelik 1924 yılına kadar devam etmiş, 1924 yılında Osmanlı'nın mirasçısı konumunda ki Türkiye Cumhuriye ti devletini n meclisini n (TBMM) aldığı bir karar feshedilm iş, yönetim sistemi değişmiştir[49]. Osmanlı Devleti tarafından yapılan fetihlerl e Anadolu'nun tamamı ve Balkanlar da Müslüman nüfus artmış, İslam yayılmıştır.





İSLAM VE ANTİ FANATİZM

FORUM  İSLAMİDÜNYA34  İSTANBUL 2013

AHMET METİN ZİYAOĞLU  


BÖLÜM 2 SONU

 72 
 : Şubat 06, 2014, 01:04:07 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
İSLAM VE ANTİFANATİZM HAKKINDA ÖNEMLİ BİR ANEKTOD

BÖLÜM 1



İSLAM VE ANTİ FANATİZM

FORUM  İSLAMİDÜNYA34  İSTANBUL 2013

AHMET METİN ZİYAOĞLU  

Selamün aleyküm kardeşlerim
Öncelikle şunu söylemek istiyorum
Kelime-i şahadet ehli olan
Tüm insanlar Müslümandır
Dünyada ve Türkiyede
Asırlardan beri süren
Müslümanlar arasında yaşanan
Tüm savaşların asıl sebebi
İktidar ve fanatizmd ir
Ve Müslümanların arasındaki savaşın
Sebepleri ne olursa olsun
Asıl sebep iktidar ve fanatizmd ir
Dökülen Müslüman kanıdır
Öldürülende Müslümandır
Ölende Müslümandır
Yezid ve Muaviyede Müslümandır
Hz. Hüseyin r.a Efendimiz de Müslümandır
Hz. Ali r.a ve taraftarl arıda Müslümandır
Sahabe-i Kiramdan
Veysel Karani Hazretler i Hz.Ali nin r.a Askeridir
Sahabe-i Kiramdan Eyyub El-Ensari Hazretler i ise
Yezid ve Muaviyeni n Askeridir
Kısacası hepsi Müslümandır
Bu konuyla ilgili
aşağıdaki bazı kaynaklar dan
bir iki anektod aktardım
Okuyunuz
Ancak benim asıl söylemek istediğim şey
Yezid ve Muaviye veya Hz. Ali r.a veya Hz. Hüseyin r.a
Ve bütün Müslümanların
Üst iktidar sahipleri arasında ilk etapta
asla kin ve nefret yoktur
Fakat taraftarl arı arasındaki fanatizm yüzünden
Üst iktidar sahipleri Müslümanlar arasındada
Düşmanlık varmış gibi algılanmaktadır
Müslüman kardeşlerim
Savaş ve kan ile gözyaşı
Kin ve nefret Müslümanlara yakışmaz
İslamiyet sevgi ve kardeşlik dinidir
Ve hangi Mezhepten Tarikatte n olursak olalım
Hangi cemaatten veya Ülkeden olursak olalım
Dilimiz rengimiz ne olursa olsun
Müslümanlar kardeştir
Ve ikltidar kavgası ile Fanatizm
Müslümanları birbirine düşman eden olgudur
Allah rızası için bu olguların etkisinde kalmayalım
Ve Hz. Ali r.a buyurduğu gibi
" Hayatta en hakiki Mürşid İlimdir " Hz. Ali r.a
Buyurduğu gibi akl-ı selim düşünelim
Ve kin ve nefret ile savaşmak yerine
Bilim ve teknoloji ye önem verelim
Ve barış ve kardeşlik içinde
Yaşamaya çalışalım
Allah c.c yardmıcımız olsun
Selamün aleyküm
Lütfen aşağıdaki yazıları okuyalım
Ve bir kez daha akl-ı selim olarak
Düşünelim İnşallah




VEYSEL KARANİ HZ.ALİ R.A SAFINDA ASKERDİ

http://www.siirtmuftulugu.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=117


Hz. Veysel Karani’nin 555-560 yılları arasında doğduğu tahmin edilmekte dir. Doğum yeri Yemen’in Karen Köyü’dür. Soyu Yemen Kabileler inden Muradoğulları’ndan gelmekted ir. Babasının ismi Amir’dir. Kendisini n asıl ismi Üveys Bin Amir-i Karenî’dir.  Karen Köyü’nün bir mutlu seherinde dünyaya gelen küçük Üveys, Muradoğulları’ndan Amir’in mütevazı evini mutlulukl a doldurur. Dört yaşında iken babası vefat eder. O, annesinin başka kimsesi bulunmadığından bin bir güçlükle herhangi bir tahsil görmeden, semavi dinlere ve kitaplara ait herhangi bir bilgisi olmadan büyür.
      Üveys büyüdükçe kendisind e doğuştan mevcut olan “Tek Tanrı’ya İnanç” hissi de gelişir. O’nu kimse anlamaz, söylediklerine güler, alay ederler. Kendisini anlayan, dinleyen, derdine ortak olan tek insan annesi idi.
       Gönlü ulvi hislerle kaynaşan ve artık çalışıp annesine bakabilec ek çağa gelen genç Üveys, bir iş aramaya koyulur. Sonunda kendisine en uygun işi seçer. Kendisiyl e alay eden, kendisini anlamayan insanlard an uzaklaşmak ve endi iç dünyasıyla başbaşa kalabilme k için deve çobanlığı yapmaya başlar.
       Hz. Veysel Karani deve çobanlığı yapmaya başlayınca ihtiyar ve hasta annesi olmasa deve otlattığı sakin vadilerde n Karen’e inmeyi hiç istememek tedir. Kendi uzletgahında Allah ile başbaşa kalmaktan bir an olsun ayrılmak istememek tedir. Artık Hz. Veysel Karani’nin ufku öyle geniş, aydınlık, gönlü öyle duyarlıdır ki, her an bir kurtarıcının haberini beklemekt edir.
       Ve beklediği kutlu haber çok geçmeden kendisine ulaşır. Bu haber Allah’ın son Peygamber i Hz. Muhammed’in zuhur ettiği ve insanları “Hak Din’e” davet ettiği haberidir . Hz. Veysel Karani bf haberi duyunca hiç kimsenin irşad ve teşviki olmadan Müslüman olur, İslam’a ve Hz. Muhammed’e gönülden bağlanır. Annesine de Kelime-i Tevhid’i bizzat kendisi öğretir.
      Hz. Veysel Karani Müslüman olunca yüce peygamber in nurlu yüzünü görebilmek aşkıyla yanar tutuşur. Hz. Veysel Karani, Allah Resulü’nü görme arzusunu birkaç defa pek sevdiği annesine açarsa da, çok ihtiyar ve âmâ (kör) olan annesi, kendisine bakacak kimse olmadığından izin vermez. Hz. Veysel Karani’nin yaşı kırk’ın üzerine gelir. Oğlunun gönlünde patlayan yanardağları çok iyi hisseden anne, çaresiz “Ancak Medine’ye gidip hemen gelmek, Hz. Peygamber’i orada bulamayac ak olursa teşriflerini beklemede n dönmek.” Şartıyla kendisine izin verir.
       Gönlü Allah aşkıyla, Peygamber muhabbeti yle dolu olan Hz. Veysel Karani, izin alınca durmaz ve Medine yollarına koyulur. Issız vadiler, dağlar, tepeler, kızgın çölleri aşar ve Peygamber beldesi Medine’ye ulaşır. Hz. Peygamber’in evine giden Hz. Veysel Karani, Peygamber imizi evde bulamaz. Peygamber Efendimiz o sırada Tebük Seferi’ndedir. Peygamber imizi bulamayınca çok üzülür. Hz. Veysel Karani, annesine verdiği sözü hatırlar. Hz. Aişe (R.A.)’ye “- Kainatın efendisin e selamımı söyleyiniz. Cennet sabahlarını andıran mübarek yüzlerini doya doya görmek isterdim. Lütfen, içimin aşk-ı Muhammed’i (S.A.V.) ile yandığını, gönlümün bitmez niyazını bildirini z.” Diyerek ayrılır ve tekrar Yemen yolunu tutar.
       Peygamber Efendimiz seferden dönünce Hz. Aişe’ye şöyle hitap ettiler:
       “- Ya Aişe, evimize hangi ulu kişi geldi? Bu Rahmani kokular, bu İlahi lezzet nedir?
Ey Allah’ın Resulü; Yemen Oymağı’ndan Karen Köyü’nden Üveys adında bir zat sizi ziyarete geldi. Mukaddes Cemâlinizin bağrı yanık aşıklarındanmış. Zat-ı âlinizi bulamayınca çok üzgün bir halde ayrıldı. İşte o adam gittikten sonra evin içinde bu ulvi kokuları hissettim .
Ya Aişe, sen o zatı gördün mü?
Evet ey Allah’ın Resulü. Sağ gözümün ucu ile baktım.
Öyleyse o gözünü bende ziyaret edeyim. Görüşün ve gördüğün mübarek olsun.”
Bir müddet sonra Mescid-i Nebevi’ye geçen Resululla h, Sahabeler ine seslendil er;
“ – Müjdeler olsun, Üveys’i gören gözü ziyaret ettim, gelin siz de benim gözümü ziyaret edin.
Ve buyurdula r; “Bana Yemen tarafından rahmani kokular geliyor. Şüphesiz tabii’nin en hayırlısı Üveys’tir.”
Resululla h son hastalıklarında Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Aişe’ye vasiyet buyurdula r :
“ Benden sonra arkamdaki hırkamı, Üveys’e veriniz.”
Yine Resululla h buyurdula r :“Benim ümmetimde Üveys adında bir kişi vardır. Kıyamet gününde Rebia ve Mudar Kabileler i’nin koyunları tüyü sayısınca günahlı kişilere şefaat edecektir .”
       Resululla h’ı göremeden tekrar Karen’e dönen Hz. Veysel Karani yine deve çobanlığı yapmaya devam eder. Yine Karen halkı ona divane gözüyle bakar ve O’nunla alay ederlerdi . O yine herkesten uzak kendi uzletgah’ında ibadetler iyle meşgul olur, gönlü Allah aşkı, Peygamber sevgisiyl e dolar taşardı.
      Peygamber imizin vefatından sonra Hz. Ali ve Hz. Ömen Üzeys Hz.’ni bulur ve Peygamber imizin vasiyeti üzerine Hırka-i Şerifi Hz. Veysel Kanani’ye verirler. Peygamber imizin hırkasının Hz. Veysel Karani’ye verilmesi nden sonra ve Peygamber imizin O’nun hakkındaki övgülerinin duyulmasından sonra Hz. Veysel Karani’nin gözünde değeri artar, herkes ona hürmet eder.
      Annesi vefat etmiş bulunan Hz. Veysel Karani’nin yüceliği bu hadiseden sonra Karen’de bilindiği ve kendileri ne olan hürmet arttığı için köyden ayrılırlar. Kûye’ye giderler.
      Hz. Veysel Karani’nin Kûye ve Basra taraflarındaki hayatı da eskisi gibi yine ıssız vadilerde, tabiatın kucağında ve kendi uzletgahında Hakk’a niyazla geçmektedir.
      Hz. ali’nin halifeliği sırasında iki Müslüman grup arasında çıkan Sıffin Savaşı’nın hazırlıkları esnasında Hz. Ali tarafında, safında savaşa katılması ricasıyla Medine’ye davat edilirler . Memnuniye tle bu davete icap eden Hz. Veysel Karani hemen Medine’ye hareket ederler, daha sonra da Hz. Ali’nin yanında Sıffin Savaşı’na katılırlar.
     Sıffin Savaşı esnasında Veysel Karani’de yaralanar ak, Hicret’in 37. Senesinde (Miladi 657) Şevval ayının 18. günü Fırat Nehri kenarında savaş meydanında şehit olur.
    Sıffin Savaşı’nda şehitlerin büyük çoğunluğu savaşın olduğu yerde toprağa verildi. Şehitlerini memleketl erine götürmek isteyenle r için tabutlar yaptırıldı. Şehitlerin içinde Hz. Veysel Karani’de vardı. Mübarek naaşı için üç ayrı kabile toplanmış ve sahip çıkmışlardır. Şehit birdi, ancak sahipleri üçtü. Saatlerce tartıştılar. Ne var ki, hiçbir kabile diğerini tatmin edip inandıramadı. Sonunda iş Hz. Ali’ye ulaşınca O, olayı islami açıdan anlatmaya çalıştı. Hz. Veysel Karani’nin köken itibariyl e Yemen’li olduğunu ve Yemenlile re verilmesi gerektiğini belirtti. Ancak, diğer iki kabile bu teklife razı olmadılar. Hz. Ali kur’a çekme teklifind e bulundu ise de buna da razı olmadılar. Bunun üzerine Hz. Ali “Peki, dedi... Veysel Karani’nin mübarek naaşını ben korumaya alıyorum... Yarın görüşürüz.” dedi ve her üç kabile başkanları dağıldılar. Hz. Veysel Karani son kerametin i gösterdi ve sabah kalktıklarında her üç kabilenin tabutlarında da göründü. Her kabile birbirind en habersiz naaşın kendileri ne verildiğini zannedere k sessizce naaşı alarak, biri Yemen yolunu, biri Şam yolunu, biri de Bitlis yolunu tuttu.
       Allah aşkının potasında eriyen Veysel Karani Hz.’nin kerameti böylece yeni olayların çıkmasını önler. Rivayetle r O’nun şahadetini ve kerametin i böyle anlatır. Ancak, her şeyi bilen yüce Allah’tır. O’nun defni ve mezarıyla ilgili anlatılanlar birer rivayete dayanır. Nereye ve nasıl defnedild iği konusunda kesin bir bilgi yoktur. Nerede olduğunu ancak yüce Allah bilir.
Keşifleri :
   Kahveyi bulan o’dur.
   Üveys bir gün develeri otlatırken buruşuk meyvelerd en birisini ısırdı. Acıydı. “ Allah (c.c) her bir nimeti fayda için yaratmıştır.” Diyerek acı bulduğu o meyvelerd en birazını ateşin üzerine attı, kavurdu, çiğnedi acılıkları kalmamıştı. Bir saat sonra Üveys’in aklı içi bir olmuştu. Daha sonra iyi düşünmeye, kendisine güvenmeye başlamıştı. Üveys derhal yakışan ismi söyledi. “Madem ki yiyeni keyiflend iriyor (keyfe) olmalıdır.” Dedi. Günümüzde Keyfe adı kahve olarak anılmaktadır.
Hz. Veysel Karani’nin İlmi Yönü :
       Hz. Veysel Karani, dünyanın batıl inançlarla karanlık içinde yüzdüğü bir dönemde, İslam’ın doğuşundan önce Yemen’in Karen Köyü’nde bu aleme gözlerini açan bir velidir. Hem de velilerin öncüsüdür. Doğuşunda gönlünü ışıklandıran tek Allah inancı daha çocukluk yıllarında başlamış, olgunluk çağına geldiğinde bu inanca Peygamber sevgisi eklenince, iç aleminde dış alemleri görür pencerele r açılmıştır. Okul görmediği, bir harf bilmediği halde yüce Allah ona gayb alemlerin i açmıştı. Hiçbir öğretmene gerek duymadan gizli hazineler ini öğrenmek ve görmek mutluluğunu bağışlamıştır.
      O’nun zengin gönül ikliminde sürekli olarak Allah’a ve yüce Peygamber ine sevgi çiçekleri yeşermişti. Hz. Peygamber daha dünyayı aydınlatmadan yıllar önce tek tanrı görüşüne ve peygamber in geleceğine inanmış olması, O’nun erdem dolu nitelikle rinin en üstünüydü.
      Alemler serdarı Hz. Peygamber i dünya gözüyle görmeden O’na aşık olmuştu. O’nu görebilmek iştiyakıyla doluydu. Ne var ki, gönül gözüyle her zaman gördüğü Hz. Peygamber i dünya gözüyle görememiştir.
     Hz. Peygamber in " Cennet anaların ayakları altındadır.” Hadisi ile buyurduğu anne sevgisini n kutsallığını, yatalak annesine bir ömür boyu gösterdiği üstün hizmet ve ilgisiyle, insanoğluna en güzel örneği hiç kuşkusuz Veysel Karani Hz. vermiştir.
     Hz. Veysel Karani’nin tabii’nin en ulusu olduğu, Allah ve Resulü nezdinde çok sevilen bir kişi olduğu, gerek Peygamber efendimiz in hadisleri nden, gerekse İslam alimlerin in ortak yorumlarından anlaşılır.
     Veysel karani Hz.’nin hayatı, derinlikl erine erişilmeyen bir ummandır. Bütün yaşamını deve çobanı yanında ibadet ve itaatle sürdürmüştür.
     Allah’ın bahşettiği eşsiz yüceliği de Peygamber in hırkasının kendisine verilmesi nden sonra anlaşılabilmiştir. Böylece o güne kadar deli divane olarak görülen Veysel Karani Hz. halkın gözünde kutsallaşmış, gönüllerde layık olduğu altın tahta oturmuştur.
     Allah’ın velileri her zaman insanların gönlünde taht kurmuştur. Onları her toplum kendileri ne mal etmek istemiştir. Sahip çıkmışlardır. Kendileri tek olduğu halde Anadolu’muzun birçok yerinde makamları bulunmakt adır.
   Hz. Peygamber bir hadisinde;
  “ Beni ziyaret etmek imkanına erişemediğinizde, kardeşim Veysel Karani’yi–Makamını-ziyaret ediniz.” buyurmuştur.



EYYÜB EL - ENSARİ HAZRETLERİ  YEZİDİN ORDUSUNDA ASKERDİ

http://www.enfal.de/ecdad62.htm

Rasûlullah (s.a.s.) Istanbul'un fethini ashâbina anlatip, "Istanbul elbette fetholuna caktir; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335) diye müjdelemistir. Hicrî 52. yilda Muaviye oglu Yezid kumandasi ndaki müslümanlar Istanbul'u kusattila r. Islâm akîdesinin dünyanin dört bir yanina yayIlmasi husûsunda çok canli ve diri bir gayrete sahip olan müslümanlar Istanbul'un fethi ve Islâm devletini n sinirlari na dahil olmasini siddetle arzuluyor lardi. Hz. Ebû Eyyûb el-Ensâri bu seferin hazirlanm asi için çok çalismis ve sefere karsi çikanlara ögütlerde bulunmust u. Uzun bir yolculuk yapan Ebû Eyyûb yasinin çok ilerlemes inden dolayi Istanbul'a yaklastik lari bir sirada hastalanm is, Yezid'e, öldügü takdirde cenazesin in hemen gömülmeyerek ordunun varacagi en ileri noktaya kadar götürülmesini ve o yerde gömülmesini vasiyyet etmisti. Burada defnedile n Ebû Eyyûb müslümanlarin Istanbul'da bir sembolüdür. Istanbul, ashab devrinden baslamak üzere defalarca muhâsara edIlmis, nihâyet bu sehri fethetmek 1453 yilinda Fatih'e nasip olmustur. Ebû Eyyûb'un ölüm döseginde su hadisi rivâyet ettigi zikredili r; "Bir Insan Cenâb-i Hakk'a bir ortak kosmaksiz in ruhunu teslim ederse, Allah onu cennete koyar."




SAHABE HAZRET- İ MUAVİYE R.A  

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1632

Hazret-i Muaviye


Hazret-i Muaviye (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimiz in kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resululla hın zevceleri nden Habibe validemiz in kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resululla hın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesin de saklamış olduğu, Resululla hın mübarek saç ve tırnak kesintile rinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilm esini vasiyet etmişti. Kabri Şam’dadır.

Mekke fethedild iği gün babası ile beraber, Resululla hın önünde müslüman oldu.
Hazret-i Muaviye, Peygamber efendimiz in kâtiplerinden idi. Yazısı güzel idi. Fasih, halim, vakur idi.
Zeyd ibni Sabit diyor ki:
Muaviye, Cebrailin getirdiği vahyi ve Peygamber efendimiz in mektuplarını yazardı.

Fahr-i âlemin emniyetli si idi. Bu yüksek rütbe, derecesin in ne kadar yukarı olduğunu gösterir. Bu büyük zata dil uzatanlar, Server-i âlemin Kur’an-ı kerimi yazmakta emniyet ettiğine dil uzatmış olurlar.
Abdullah ibni Mübarek hazretler inin ilminin derecesin i bilmeyen bir müslüman yoktur. Din imamı idi. Her ilimde ileri, her işi ilmine uygun idi. Peygamber efendimiz in ilmine tam vâris idi. İşte bu büyük âlim buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye, Resululla hın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülaziz’den bin kere efdaldir.)

İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretler i de buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye’nin yanılması, Resululla hın sohbeti bereketi ile, Veysel Karani’nin ve Ömer bin Abdülaziz’in doğru işlerinden daha hayırlı oldu. Bunun gibi, Amr ibni As’ın yanlış bir işi, o ikisinin şuurlu işinden daha üstün oldu.) [c.1, m.120]

Din-i İslamın en büyük âlimlerinden İbni Hacer-i Mekki hazretler i de buyuruyor ki:
(Şüphe yoktur ki, Hazret-i Muaviye Sahabe-i kiramın nesep itibariyl e büyüklerindendir. Peygamber efendimiz e nesep ile ve nikah ile çok yakın ve mahremler idir. Server-i âlem, Onun hilm ve sehasını meth ve sena buyurdu. Onda İslamiyet, sohbet, nesep, nikahla akrabalık şerefleri toplanmıştır ki, bunların her biri, Cennette Resululla hın yanında bulunmaya sebep olan şereflerdir. Bunlara hilm ve ilim ve Halifelik şerefleri de katılınca, kalbinde az bir safa ve sıdkı ve salahı ve imanı ve izanı olan kimse için artık bu hususta fazla anlatmaya lüzum kalmaz.) [Sava’ik-ul-muhrika]

Hazret-i Muaviye, Huneyn Gazasında Resululla hın önünde babası ile birlikte kahramanc a çarpıştı. Tebük Gazvesine katıldı. Veda Haccında bulundu. Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer zamanlarında Suriye taraflarındaki savaşlara katıldı. Hazret-i Ömer, onu Şam valisi yaptı. Hazret-i Ömer zamanında 4 yıl, Hazret-i Osman zamanında 12 yıl, Hazret-i Ali zamanında 5 yıl, Hazret-i Hasan zamanında altı ay Şam’da 21.5 sene vali oldu. [41.] senede, Kufe’de halife seçildi. 19 sene, dört ay halifelik yaptı.

Aklı, zekası, fesahatı, sabrı, yumuşaklığı, ikramı, cömertliği fevkalade çok idi. Müslümanların başına geçeceği, hadis-i şerifte bildirild i. Kendisind en çok hadis-i şerif alındı, kitaplara yazıldı. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermektedir.

İslamiyet’in yayılmasında kıymetli ve pek çok hizmetler de bulundu. Miladi 662’de Sicistan’ı, 663’de Sudan’ı, bir sene sonra Afganista n’ı, Kâbil şehrini ve Hindistan’ın kuzey kısmını, 665’te Tunus’u (Afrikiyye’yi) aldı. 668’de gemilerle gittiği Kıbrıs’ı ve iki sene sonra da İran’daki büyük Kuhistan eyaletini fethetti. Yine aynı sene Bizans İmparatoru Dördüncü Kostantin zamanında, oğlu Yezid’i büyük bir ordu ile İstanbul’un fethi için gönderdi ve şehir kuşatıldı. Kostantin, her sene büyük miktarda vergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı.

673’de Ubeydulla h bin Ziyad’ı Horasan’daki orduya kumandan yapıp, Ceyhun Nehrini develerle geçerek Buhara’yı aldı. Hazret-i Ömer tarafından fethedile n Kudüs hıristiyanlara geçince, Hazret-i Muaviye şehri tekrar ele geçirdi. Yemen, Mısır, Kayrevan, Irak, Azerbayca n, Anadolu, Horasan ve Maveraünnehire hakim oldu. Müslümanlar tarafından çok sevildi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaviye’ye, (Ey Muaviye! Memleketl ere hakim olduğun zaman, iyilik et!) buyurmuştur. Resululla hın sohbeti ve hayır dualarının bereketiy le, İslamiyet’in tesir sahasını çok genişletti ve İslamiyet’ten hiç ayrılmadı.

Hazret-i Muaviye, uzun boylu, beyaz tenli, heybetliy di. Güzel konuşur, adaletli davranırdı. Çalışkan, gayretli, azimliydi . Arabistan’da meşhur olmuş dört dâhi Sahabiden biridir. Sanki her bakımdan devlet başkanı olmak için yaratılmıştı. Hatta Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaviye’ye her bakışta; Bu, ne güzel bir Arap sultanıdır derdi. Cins atlara biner, kıymetli elbiseler giyerdi. Resululla hın sohbetini n bereketiy le İslamiyetten hiç ayrılmazdı. Hazret-i Ali onun hakkında; Muaviye’nin idaresini kötülemeyiniz! Zira onu kaybeders eniz başların koptuğunu ve düştüğünü görürsünüz buyurmuştur. (Kısas-ı Enbiya, Mirat-i Kâinat, Medaric-ün-nübüvve)

Hazret-i Ali ile birbirler ine beddua ettikleri asla doğru değildir, bunu ibni Sebeciler in uydurmuş olduğu kıymetli kitaplard a yazılıdır. Yalan olduğunu şu âyet-i kerime de açıkça bildiriyo r:
(Muhammed aleyhisse lam, Allah’ın Resulüdür ve Onunla birlikte bulunanla rın [Eshab-ı kiramın] hepsi, kâfirlere karşı çetin, fakat, birbirler ine karşı merhametl i, yumuşaktır.) [Feth 29]

Birbirler ine karşı merhametl i olan, birbirini seven insanlar birbirler ine beddua eder mi hiç? Hâşâ Allahü teâlâ yalan mı söylüyor?

Peygamber efendimiz in kayınbiraderi olan Hazret-i Muaviye, Peygamber imizden hayır dua aldı ve övüldü. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İşlerinizde Muaviye’yi bulunduru nuz. Çünkü, o kavi ve emindir.) [Tathir-ül-cenân]

(Ümmetimin en halimi ve cömerdi Muaviye bin Ebu Süfyan’dır.) [İ. Süyuti]

(Muaviye’nin mülk sahibi olmasına fazla zaman geçmez.) [Deylemi]

Hazret-i Hasan diyor ki:
Resululla h, (Bir gün gelir, Muaviye devlet başkanı olur) buyurdu. (Deylemi)

(Ya Rabbi, onu [Muaviye’yi] hâdi ve muhdi eyle) [Tirmizi] (Yani, Onu doğru yola ulaştır ve doğru yola ulaştırıcı eyle!)

(Ya Rabbi, ona [Muaviye’ye] kitap öğret, ülkelere sahip et ve azaptan koru.) [İ. Ahmed, Taberani, Ebu Nuaym, Ebu Ya'la, İ. Asakir]

Ebu İdris el-Havlani anlatır:
Hazret-i Ömer, Umeyr İbnu Sad’ı Humus valiliğinden azledince yerine Muaviye’yi tayin etti. Halk, "Umeyri azledip Muaviye’yi mi tayin etti" diye mırıldandı. Umeyr; "Muaviye’yi hayırla yâd edin. Zira ben Resululla hın, (Allah’ım, onunla (insanlara) hidayetin i ulaştır!) dediğini duydum dedi. (Tirmizi)

İbnu Meryem el-Ezdi anlatır:
Muaviye’nin yanına girmiştim. Bana, seni hangi rüzgar attı diyerek ziyaretim den memnuniye ti izhâr etti. Ben de, Resululla htan işitmiş olduğum şu hadisi size hatırlatmayı düşündüm dedim:
(Allah kime Müslümanların işlerinden bir şeyler tevdi eder, o da onların ihtiyaçlarını, istekleri ni, darlıklarını giderirse, kıyamet gününde Allah da onun ihtiyaç, istek ve darlıklarını giderir.) Râvi der ki, bunun üzerine Hazret-i Muaviye insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenme k üzere görevliler tayin etti. (Tirmizi, Ebu Davud)

Âmir İbnu Sa'd babasından naklen anlatır:
Resululla h Beni Muaviye Mescidine girdi. Orada iki rekat namaz kıldı, biz de onunla beraber kıldık. Sonra uzun uzun dua etti. Sonra yanımıza döndü. Buyurdu ki:
(Rabbimden üç şey talep ettim. İkisini verdi, birini geri çevirdi: Rabbimden ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesin i talep ettim, bunu bana verdi. Ümmetimi suda boğulma suretiyle helak etmemesin i diledim, bana bunu da verdi. Ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını da talep etmiştim, bu geri çevrildi.) [Müslim]

Resululla hın torunlarından seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretler i buyuruyor ki:
(İmam-ı Ali şehid olunca, imam-ı Hasan müslüman kanı dökülmemesi ve rahat etmeleri için hilafeti bırakmak istedi. Muaviye’ye teslim eyledi. Onun emirlerin e tâbi oldu. O günden itibaren Muaviye’nin hilafeti hak ve sahih oldu. Böylece, (Bu oğlum seyyiddir . Allahü teâlâ, onun ile, müminlerden, iki büyük fırka arasını bulur, barıştırır) hadis-i şerifinin manası meydana çıktı. Muaviye de, imam-ı Hasan’ın tâbi olması ile, dine uygun halife oldu. Böylece, müslümanlar arasındaki bütün anlaşmazlık sona erdi.) [Gunye]

Hazret-i Hasan, hilafeti kendi arzusu ile Hazret-i Muaviye’ye bıraktı. Onu halife olmaya layık görmeseydi, hilafeti bırakmazdı. Onunla harp ederdi. Hazret-i Hasan, layık olmayan birine hilafeti bıraktı, demek, Hazret-i Hasan’ı kötülemek olur. (H. S. Vesikaları)

Hadis imamlarından İbni Asakir bildiriyo r ki:
Resululla h, Muaviye’ye, (Benden sonra, ümmetimin üzerine hakim olursun. O zaman, iyilere iyilik et, kötüleri de affet!) buyurdu.

Hazret-i Ali, (Muaviye, hiç mağlup olmaz) hadis-i şerifini hatırlasaydım, Muaviye ile savaşmazdım buyurdu. İmam-ı Beyheki de diyor ki: Hazret-i Ali buyurdu ki, Resululla htan işittim, (Ümmetimden bazıları, Eshabımı kötüleyecekler. Bunlar, Müslümanlıktan ayrılacaklardır) buyurdu. (Mevahib-i ledünniyye)

İmam-ı a'zam hazretler i, (Eshab-ı kiramın hepsini hayırla anarız) buyurdu. İmam-ı Şafii ve Ömer bin Abdülaziz de, Eshab-ı kiram arasındaki savaşlar hakkında (Allahü teâlâ, ellerimiz i, bu kanlara bulaşmaktan koruduğu gibi, biz de, dilimizi tutup, bulaştırmayalım!) buyurdu. (M. Rabbani c.2, m.96)

İmam-ı Gazali hazretler i de (Dinimizi bize ulaştıran Eshab-ı kiramdır. Onlardan birini kötülemek, dini yıkmak olur) buyurdu. İbni Hacer-i Mekki hazretler i buyuruyor ki: Abdullah ibni Abbas buyuruyor ki: Cebrail aleyhisse lam Peygamber efendimiz e geldi (Ya Resulalla h! Muaviye’yi sana tavsiye ederim. Kur'an-ı kerimi yazdırmakta ona emniyet et, güven) dedi. Yine aynı sayfada yazıyor ki, Resul-i ekrem, bir gün mübarek zevcesi Ümm-i Habibe’nin odasına geldi. O esnada Hazret-i Muaviye başını, kız kardeşi Ümm-i Habibe’nin kucağına koymuş uyuyordu. Resul-i ekrem bu hâli görünce, (Ya Habibe! Kardeşini bu kadar çok mu seviyorsu n?) buyurdu. O da evet deyince, Peygamber imiz buyurdu ki, (Onu Allah ve Resulü de seviyor.) [Tathir-ül-cenân s. 27]

İmam-ı Malik’in ictihadına göre, Hazret-i Muaviye dalalette idi diye kötüleyenin katline fetva verdiği birçok kitaplard a yazılıdır. (Mesela Eshab-ı Kiram, Ö. N. Bilmen s. 84)

Ebussuud Efendi, Muaviye’ye lanet eden kimseye tazir-i beliğ ve hapis lazım olduğu fetvasını vermiştir. (488. Mesele sayfa 112)

Hazret-i Ali, Hazret-i Muaviye ve arkadaşları için, “Onlar bizim kardeşimizdir, fâsık ve kâfir değildirler” buyurdu. (Şerh-i Mekasıd)

İbni Teymiye bile, Hazret-i Muaviye’yi kötüleyenler hakkında kitap yazdı.
Hazret-i Muaviye’yi sevmeyen mezhepsiz Mevdudi bile, sahabe-i kiramdan olduğu için Hazret-i Muaviye’nin suçlanamayacağını bildirmek tedir. (Hilâfet ve Saltanat tercümesi s. 326)

Ali bin Ahmed hazretler i, Fedâilüs-Sahabe adlı risalesin de, diyor ki: İbni Abbas şöyle anlatır:
Biz mescidde sohbet ederken içeriye, uzun boylu ve yüzü örtülü bir zat girip selam verdi. Selamını aldık. Bize, ne konuşuyordunuz diye sorunca, biz de, Resululla h zamanındaki kendimizl e ilgili faziletle rden konuşuyoruz diye cevap verdik. O zat yüzünü açtı. Bu zatın Muaviye bin Ebu Süfyan olduğunu gördük Ona, sen de kendi hakkında neler gördüysen bize anlat dedik. O da anlatmaya başladı:
"Ben şu hasletler le bazılarınızdan faziletli oldum:
1- Resululla h efendimiz ile birlikte bir seferde idik. Beni bindiği hayvanın terkisine alıp; (Neren bana temas ediyor) diye sordu. Ben de, "Karnım, ya Resulalla h!" dedim. O zaman, (Allahü teâlâ karnını ilim ve yumuşak huy ile doldursun) buyurdu.

2- Resululla ha bir tabak ayva hediye edilmişti. Herkese bir tane verdi. En sonunda bir ayva kalmıştı. Sadece Resul-i ekrem ve ben almamıştık. Kalan bir ayva, Resululla h efendimiz in mübarek elinden düştü. Yerden alıp kendisine vermek istediğimde, (Onu sen al ya Muaviye! Yarın kıyamette, o ayva elinde olarak bana kavuşursun) buyurdu.

3- Resul-i ekremle Tebük gazvesind en dönerken, Hudeybiye’ye geldik. Çok susamıştık. Resul-i ekreme; "Ya Resulalla h! Musa aleyhisse lamın kavmi için istediği gibi, sen de Rabbinden bizlere su talep etmez misin!" dedim. Bana, (Ya Muaviye! Bak şurada bir kaya var) buyurup elime, bir çubuk verdi. (Ya Muaviye! O kayanın yanına git ve ona bu çubukla vur) buyurdu. Gidip taşa vurunca, çok tatlı, buz gibi bir su fışkırdı. Tam içeceğim sırada sevgili Peygamber imizi ve susuzlukt an yanan Eshabını hatırlayıp geri çekildim. Arkama bakınca, onların da gelmiş olduğunu gördüm. Resul-i ekrem, (Ya Muaviye, iç! Allahü teâlâ bu suyu senin için yarattı) buyurdu.

4- Resululla h mescidde iken Cebrail aleyhisse lam gelir, selamdan sonra, "Rabbin sana ve ümmetine ikram olarak, Âyet-el-kürsi'yi ihsan etti" deyince, Resululla h; (Bu âyeti kim yazacak?) diye sorar. Cebrail aleyhisse lam da, "Şu kapıdan içeriye ilk giren kişi" der. O kapıdan giren ilk şahıs ben olmuşum. Resululla h bana, (Ya Muaviye! Cenab-ı Hak bugünkü fazileti sana nasip etti, sana, Âyet-el-kürsi'yi tahsis kıldı. Ya Muaviye! Âyet-el-kürsi' yi yaz!) buyurdu. Ben de, "Eve gidip hokka ve mürekkep getireyim mi?" dedim. (Yâ Muaviye yaz! Zira Allahü teâlâ kalemi de Âyet-el-kürsi'den yaratmıştır) buyurdu. Bunun üzerine yazmaya başladım.

5- Bir gün Peygamber efendimiz in arkasında namaz kılıyorduk. Resul-i ekrem, Fatiha suresini okuyup "Veladdâllin" dedikleri nde, peşinden; "Âmin" dedim. Namazdan sonra Eshab-ı kirama, (Hanginiz âmin dedi) buyurunca, herkes sustu. Ben de sustum. Resul-i ekrem aynı soruyu iki üç defa tekrarladı. Fakat yine kimseden bir ses çıkmayınca, "Ya Resulalla h! Âmin diyene ne yapacaksın?" dediğimde; (Onu ve ona tâbi olanları Cennetle müjdelemek istiyorum) buyurdu.

İbni Abbas hazretler i, “Muaviye bin Ebu Süfyan’ın bu anlattıklarını biz de biliyordu k” buyurarak onu tasdik etmiştir. (Fedâilüs-Sahabe)

Server-i âlem namaz kıldırırken rükuda (semi Allahü limen hamideh) deyince, ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye de, (Rabbena lekel-hamd) dedi. Böyle söylemesi, takdir ve tahsin buyurular ak, bunu söylemek kıyamete kadar sünnet olarak kaldı. (Eshab-ı kiram)

Şii kaynaklarına göre Hazret-i Muaviye
Pakistan’ın büyük Tarih âlimi mevlana Abdüşşekur İlahi Mirzapuri, Şehadet-i Hüseyin isminde kitap yazmıştır. Urdu dilinden, farisiye de tercüme edilmiştir. İslam düşmanlarının, İslamiyet’i içerden yıkmak için, Müslüman ismi altında ortaya çıktıklarını, (Ehl-i beytin dostuyuz) diyerek, Ehl-i beyte düşmanlık ettikleri ni yazmaktadır. Kitabın her yerinde, Şii kitaplarından vesikalar vererek, bunu ispat etmektedi r. Onbirinci sayfasında diyor ki:
Şii âlimlerinden Muhammed Bakır Horasani, [m. 1679 senesinde vefat etti.] Cila-ül-uyun kitabının 321. sayfasında diyor ki:
(Muaviye vefat edeceği zaman, oğlu Yezide şöyle vasiyet etti: İmam-ı Hüseyin’in Resululla ha yakınlığını, Onun mübarek kanından olduğunu biliyorsu n. Irak halkı Onu kendi yanlarına çağırırlar. Sana yardım edeceğiz, derler. Yardım etmezler. Onu yalnız bırakırlar. Ona galip olursan, kendisine hürmet et. Sana yaptıklarına karşılık, Onu hiç incitme! Benim Ona olan iyilikler imi sen de yap!)

Şii tarihçilerinden Muhammed Taki han, [m. 1879 senesinde vefat etti.] Farisi, Nasih-üt-tevarih kitabında diyor ki:
(Nasihatin de şunları da söyledi: Oğlum, nefsine uyma! Allahü teâlânın huzuruna, Hüseyin bin Ali’nin kanına bulanmış olarak çıkma! Yoksa sonsuz azaba yakalanırsın! (Hüseyin’e hürmette kusuru olana, Allahü teâlâ bereket vermez!) hadis-i şerifini unutma!)
Bu Şii tarihinin 38. sayfasında diyor ki:
(İmam-ı Ali’nin yanında olanlar, yani Şiiler, Şam’a gelirler, Muaviye’yi kötülerlerdi. Muaviye, böyle söyleyenlere bir şey yapmaz, kendileri ne (Beyt-ül-mal)dan bol ihsanda bulunurdu .)

Cila-ül-uyun Şii kitabının 323. sayfasında diyor ki:
(İmam-ı Hasan bin Ali dedi ki, Muaviye, etrafımdaki yardımcılarımdan, vallahi daha iyidir. Çünkü bunlar, bir yandan Şii olduklarını söylüyorlar. Bir yandan da, beni öldürmek, mallarımı almak istiyorla r.)

Yezide gelince, babasının nasihatle rini unutmadı. Bunun için, imam-ı Hüseyin’i Kufe’ye çağırmadı. Onu öldürmek için emir vermedi. Ölümüne sevinmedi . Hatta, işitince ağladı. Ehl-i beyte hürmet etti.

Cila-ül-uyun Şii kitabının 322. sayfasında diyor ki:
(Yezid, Ehl-i beyte sevgisi ile meşhur olan Velid bin Akabeyi Medine’ye vali yaptı. Ehl-i beyte düşman olan Mervanı valilikte n ayırdı. Velid, gece, imam-ı Hüseyin’i çağırıp Muaviye’nin öldüğünü ve Yezide biat edildiğini bildirdi. İmam-ı Hüseyin (Benim Ona gizli biat etmeme razı olmazsın. Herkesin yanında biat etmemi istersin) dedi.)

Şii kitabının bu yazısından anlaşılıyor ki, imam-ı Hüseyin Yezid için, fâsık, facir veya kâfir demiyordu . Öyle bilseydi, gizli biat etmeye razı olmazdı. Açıkça biat etmemesi de, Şiilerin kendisine düşmanlık etmelerin e sebep olmamak içindi. Nitekim, Muaviye ile sulh yaptığı için babasından ayrılıp harici olmuşlardı. Babası ile savaş etmişlerdi. Hilafeti Muaviye’ye bıraktığı için de, kardeşi Hazret-i Hasan’a düşmanlık yapmışlardı.

Yine bu acem tarihinde diyor ki:
(Zecr bin Kays, Hazret-i Hüseynin ölüm haberini Yezide getirince, başını eğip, bir zaman durdu. Sonra, (Onu öldüreceğinize, Ona itaat etseydini z, iyi olurdu. Ben orada olsaydım Onu af ederdim) dedi. Mahdar bin Salebe İmam-ı Hüseyin’i kötülemeye başlayınca, Yezid yüzünü asıp, (Mahdarın anası böyle zalim ve alçak çocuk doğurmasaydı. Allah, Mercaneni n oğlunu [İbni Ziyadı] kahr eylesin) dedi. Şemmer, imam-ı Hüseyin’in mübarek başını Yezide getirip, (İnsanların en iyisinin çocuğunu öldürdüm. Bunun için, atımın heybeleri ni altınla, gümüşle doldurmalısın) deyince, Yezid çok kızdı ve (Allah heybeleri ni ateşle doldursun! İnsanların en iyisini niçin öldürdün? Def ol. Git karşımdan. Sana hiçbir şey verilmez) dedi.)

Şiilerin Hulasat-ül-mesaib kitabının 393. sayfasında diyor ki:
(Yezid, herkesin yanında ağladığı gibi, yalnız kaldığı zamanlard a da çok ağladı. Kızları ve hemşireleri de beraber ağladılar. İmam-ı Hüseyin’in mübarek başını altın tasa koyup, (Ey Hüseyin! Allah sana rahmet etsin! Ne hoş gülüyorsun) dedi.

Şii kitabının bu yazısından anlaşılıyor ki, bazı kimseleri n, (Yezid, İmam-ı Hüseyin’in mübarek dişlerine sopa ile vurdu) demeleri tamamen yalandır.

Cila-ül-uyunda diyor ki:
(Yezid, imam-ı Hüseyin’in Ehl-i beytini kendi sarayına yerleştirdi. Çok ikram etti. Sabah, akşam yemekleri ni imam-ı Zeynelabi din ile beraber yerdi.)

Hulasat-ül-mesaibde diyor ki:
(Yezid, imam-ı Hüseyin’in Ehl-i beytine, (Şam’da benim misafirim olarak kalmak mı, yoksa Medine’ye gitmek mi istersini z?) dedi. Ümmi Gülsüm, tenha bir yerde matem yapmak istiyoruz) dedi. Yezid, sarayında geniş bir odayı bunlara verdi. Burada bir hafta matem yaptılar. Yezid, sekizinci gün, Ehl-i beyti çağırıp, arzularını sordu. Medine’ye gitmek istediler . Çok mal ve süslü hayvanlar ve ikiyüz altın verdi. Her ihtiyacınızı her zaman bildirin, hemen gönderirim, dedi. Numan bin Beşiri, beşyüz süvari ile bunların emrine verdi. İzzet ve hürmetle Medine’ye gönderdi.)

Yukarıdaki yazılar ve bunlar gibi, taassuba kapılmadan yazan insaflı Şii âlimlerinin kitapları açıkça gösteriyor ki, Hazret-i Muaviye, imam-ı Hüseyin’e asla düşman değildi. Yezid, imam-ı Hüseyin’in öldürülmesini emretmemiş ve istememiştir. Ehl-i beytin düşmanı ve imam-ı Hüseyin’i şehid edenler, bu düşmanlıklarını gizlemek için, bu iki halifeye iftira etmişlerdir.

Abdurrahm an ibni Mülcem Şii idi. Sonra harici oldu. Sonra imam-ı Ali’yi şehid etti.
Kerbela’da imam-ı Hüseyin’i şehid edenler arasında Şam askeri yoktu. Kufe şehrinden gelmişlerdi. Şii âlimlerinden kadi Nurullah Şüşteri, bunu açıkça yazmıştır. İmam-ı Zeynelabi din’in Kufe şehrine getirilin ce, katilleri miz Şiilerdir, dediği Cila-ül-uyunda da yazılıdır.

İslam düşmanları, İslamiyet’i içerden yıkmak için Ehl-i beyti nebeviyi facia ve felaketle re sürüklemişler. Bu cinayetle rini Ehl-i sünnete mal ederek, bu bahane ile İslamiyet'in bekçisi olan Eshab-ı kirama ve bunların yolunda olan Ehl-i sünnet âlimlerine saldırmışlardır. Müslümanların, bu tuzaklara düşmemek için, çok uyanık olmaları lazımdır. (H. S. Vesikaları)
 



Hazret-i Muaviye


Hazret-i Muaviye (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimiz in kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resululla hın zevceleri nden Habibe validemiz in kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resululla hın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesin de saklamış olduğu, Resululla hın mübarek saç ve tırnak kesintile rinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilm esini vasiyet etmişti. Kabri Şam’dadır.

Mekke fethedild iği gün babası ile beraber, Resululla hın önünde müslüman oldu.
Hazret-i Muaviye, Peygamber efendimiz in kâtiplerinden idi. Yazısı güzel idi. Fasih, halim, vakur idi.
Zeyd ibni Sabit diyor ki:
Muaviye, Cebrailin getirdiği vahyi ve Peygamber efendimiz in mektuplarını yazardı.

Fahr-i âlemin emniyetli si idi. Bu yüksek rütbe, derecesin in ne kadar yukarı olduğunu gösterir. Bu büyük zata dil uzatanlar, Server-i âlemin Kur’an-ı kerimi yazmakta emniyet ettiğine dil uzatmış olurlar.
Abdullah ibni Mübarek hazretler inin ilminin derecesin i bilmeyen bir müslüman yoktur. Din imamı idi. Her ilimde ileri, her işi ilmine uygun idi. Peygamber efendimiz in ilmine tam vâris idi. İşte bu büyük âlim buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye, Resululla hın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülaziz’den bin kere efdaldir.)

İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretler i de buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye’nin yanılması, Resululla hın sohbeti bereketi ile, Veysel Karani’nin ve Ömer bin Abdülaziz’in doğru işlerinden daha hayırlı oldu. Bunun gibi, Amr ibni As’ın yanlış bir işi, o ikisinin şuurlu işinden daha üstün oldu.) [c.1, m.120]

Din-i İslamın en büyük âlimlerinden İbni Hacer-i Mekki hazretler i de buyuruyor ki:
(Şüphe yoktur ki, Hazret-i Muaviye Sahabe-i kiramın nesep itibariyl e büyüklerindendir. Peygamber efendimiz e nesep ile ve nikah ile çok yakın ve mahremler idir. Server-i âlem, Onun hilm ve sehasını meth ve sena buyurdu. Onda İslamiyet, sohbet, nesep, nikahla akrabalık şerefleri toplanmıştır ki, bunların her biri, Cennette Resululla hın yanında bulunmaya sebep olan şereflerdir. Bunlara hilm ve ilim ve Halifelik şerefleri de katılınca, kalbinde az bir safa ve sıdkı ve salahı ve imanı ve izanı olan kimse için artık bu hususta fazla anlatmaya lüzum kalmaz.) [Sava’ik-ul-muhrika]

Hazret-i Muaviye, Huneyn Gazasında Resululla hın önünde babası ile birlikte kahramanc a çarpıştı. Tebük Gazvesine katıldı. Veda Haccında bulundu. Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer zamanlarında Suriye taraflarındaki savaşlara katıldı. Hazret-i Ömer, onu Şam valisi yaptı. Hazret-i Ömer zamanında 4 yıl, Hazret-i Osman zamanında 12 yıl, Hazret-i Ali zamanında 5 yıl, Hazret-i Hasan zamanında altı ay Şam’da 21.5 sene vali oldu. [41.] senede, Kufe’de halife seçildi. 19 sene, dört ay halifelik yaptı.

Aklı, zekası, fesahatı, sabrı, yumuşaklığı, ikramı, cömertliği fevkalade çok idi. Müslümanların başına geçeceği, hadis-i şerifte bildirild i. Kendisind en çok hadis-i şerif alındı, kitaplara yazıldı. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermektedir.

İslamiyet’in yayılmasında kıymetli ve pek çok hizmetler de bulundu. Miladi 662’de Sicistan’ı, 663’de Sudan’ı, bir sene sonra Afganista n’ı, Kâbil şehrini ve Hindistan’ın kuzey kısmını, 665’te Tunus’u (Afrikiyye’yi) aldı. 668’de gemilerle gittiği Kıbrıs’ı ve iki sene sonra da İran’daki büyük Kuhistan eyaletini fethetti. Yine aynı sene Bizans İmparatoru Dördüncü Kostantin zamanında, oğlu Yezid’i büyük bir ordu ile İstanbul’un fethi için gönderdi ve şehir kuşatıldı. Kostantin, her sene büyük miktarda vergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı.

673’de Ubeydulla h bin Ziyad’ı Horasan’daki orduya kumandan yapıp, Ceyhun Nehrini develerle geçerek Buhara’yı aldı. Hazret-i Ömer tarafından fethedile n Kudüs hıristiyanlara geçince, Hazret-i Muaviye şehri tekrar ele geçirdi. Yemen, Mısır, Kayrevan, Irak, Azerbayca n, Anadolu, Horasan ve Maveraünnehire hakim oldu. Müslümanlar tarafından çok sevildi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaviye’ye, (Ey Muaviye! Memleketl ere hakim olduğun zaman, iyilik et!) buyurmuştur. Resululla hın sohbeti ve hayır dualarının bereketiy le, İslamiyet’in tesir sahasını çok genişletti ve İslamiyet’ten hiç ayrılmadı.

Hazret-i Muaviye, uzun boylu, beyaz tenli, heybetliy di. Güzel konuşur, adaletli davranırdı. Çalışkan, gayretli, azimliydi . Arabistan’da meşhur olmuş dört dâhi Sahabiden biridir. Sanki her bakımdan devlet başkanı olmak için yaratılmıştı. Hatta Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaviye’ye her bakışta; Bu, ne güzel bir Arap sultanıdır derdi. Cins atlara biner, kıymetli elbiseler giyerdi. Resululla hın sohbetini n bereketiy le İslamiyetten hiç ayrılmazdı. Hazret-i Ali onun hakkında; Muaviye’nin idaresini kötülemeyiniz! Zira onu kaybeders eniz başların koptuğunu ve düştüğünü görürsünüz buyurmuştur. (Kısas-ı Enbiya, Mirat-i Kâinat, Medaric-ün-nübüvve)

Hazret-i Ali ile birbirler ine beddua ettikleri asla doğru değildir, bunu ibni Sebeciler in uydurmuş olduğu kıymetli kitaplard a yazılıdır. Yalan olduğunu şu âyet-i kerime de açıkça bildiriyo r:
(Muhammed aleyhisse lam, Allah’ın Resulüdür ve Onunla birlikte bulunanla rın [Eshab-ı kiramın] hepsi, kâfirlere karşı çetin, fakat, birbirler ine karşı merhametl i, yumuşaktır.) [Feth 29]

Birbirler ine karşı merhametl i olan, birbirini seven insanlar birbirler ine beddua eder mi hiç? Hâşâ Allahü teâlâ yalan mı söylüyor?

Peygamber efendimiz in kayınbiraderi olan Hazret-i Muaviye, Peygamber imizden hayır dua aldı ve övüldü. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İşlerinizde Muaviye’yi bulunduru nuz. Çünkü, o kavi ve emindir.) [Tathir-ül-cenân]

(Ümmetimin en halimi ve cömerdi Muaviye bin Ebu Süfyan’dır.) [İ. Süyuti]

(Muaviye’nin mülk sahibi olmasına fazla zaman geçmez.) [Deylemi]

Hazret-i Hasan diyor ki:
Resululla h, (Bir gün gelir, Muaviye devlet başkanı olur) buyurdu. (Deylemi)

(Ya Rabbi, onu [Muaviye’yi] hâdi ve muhdi eyle) [Tirmizi] (Yani, Onu doğru yola ulaştır ve doğru yola ulaştırıcı eyle!)

(Ya Rabbi, ona [Muaviye’ye] kitap öğret, ülkelere sahip et ve azaptan koru.) [İ. Ahmed, Taberani, Ebu Nuaym, Ebu Ya'la, İ. Asakir]

Ebu İdris el-Havlani anlatır:
Hazret-i Ömer, Umeyr İbnu Sad’ı Humus valiliğinden azledince yerine Muaviye’yi tayin etti. Halk, "Umeyri azledip Muaviye’yi mi tayin etti" diye mırıldandı. Umeyr; "Muaviye’yi hayırla yâd edin. Zira ben Resululla hın, (Allah’ım, onunla (insanlara) hidayetin i ulaştır!) dediğini duydum dedi. (Tirmizi)

İbnu Meryem el-Ezdi anlatır:
Muaviye’nin yanına girmiştim. Bana, seni hangi rüzgar attı diyerek ziyaretim den memnuniye ti izhâr etti. Ben de, Resululla htan işitmiş olduğum şu hadisi size hatırlatmayı düşündüm dedim:
(Allah kime Müslümanların işlerinden bir şeyler tevdi eder, o da onların ihtiyaçlarını, istekleri ni, darlıklarını giderirse, kıyamet gününde Allah da onun ihtiyaç, istek ve darlıklarını giderir.) Râvi der ki, bunun üzerine Hazret-i Muaviye insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenme k üzere görevliler tayin etti. (Tirmizi, Ebu Davud)

Âmir İbnu Sa'd babasından naklen anlatır:
Resululla h Beni Muaviye Mescidine girdi. Orada iki rekat namaz kıldı, biz de onunla beraber kıldık. Sonra uzun uzun dua etti. Sonra yanımıza döndü. Buyurdu ki:
(Rabbimden üç şey talep ettim. İkisini verdi, birini geri çevirdi: Rabbimden ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesin i talep ettim, bunu bana verdi. Ümmetimi suda boğulma suretiyle helak etmemesin i diledim, bana bunu da verdi. Ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını da talep etmiştim, bu geri çevrildi.) [Müslim]

Resululla hın torunlarından seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretler i buyuruyor ki:
(İmam-ı Ali şehid olunca, imam-ı Hasan müslüman kanı dökülmemesi ve rahat etmeleri için hilafeti bırakmak istedi. Muaviye’ye teslim eyledi. Onun emirlerin e tâbi oldu. O günden itibaren Muaviye’nin hilafeti hak ve sahih oldu. Böylece, (Bu oğlum seyyiddir . Allahü teâlâ, onun ile, müminlerden, iki büyük fırka arasını bulur, barıştırır) hadis-i şerifinin manası meydana çıktı. Muaviye de, imam-ı Hasan’ın tâbi olması ile, dine uygun halife oldu. Böylece, müslümanlar arasındaki bütün anlaşmazlık sona erdi.) [Gunye]

Hazret-i Hasan, hilafeti kendi arzusu ile Hazret-i Muaviye’ye bıraktı. Onu halife olmaya layık görmeseydi, hilafeti bırakmazdı. Onunla harp ederdi. Hazret-i Hasan, layık olmayan birine hilafeti bıraktı, demek, Hazret-i Hasan’ı kötülemek olur. (H. S. Vesikaları)

Hadis imamlarından İbni Asakir bildiriyo r ki:
Resululla h, Muaviye’ye, (Benden sonra, ümmetimin üzerine hakim olursun. O zaman, iyilere iyilik et, kötüleri de affet!) buyurdu.

Hazret-i Ali, (Muaviye, hiç mağlup olmaz) hadis-i şerifini hatırlasaydım, Muaviye ile savaşmazdım buyurdu. İmam-ı Beyheki de diyor ki: Hazret-i Ali buyurdu ki, Resululla htan işittim, (Ümmetimden bazıları, Eshabımı kötüleyecekler. Bunlar, Müslümanlıktan ayrılacaklardır) buyurdu. (Mevahib-i ledünniyye)

İmam-ı a'zam hazretler i, (Eshab-ı kiramın hepsini hayırla anarız) buyurdu. İmam-ı Şafii ve Ömer bin Abdülaziz de, Eshab-ı kiram arasındaki savaşlar hakkında (Allahü teâlâ, ellerimiz i, bu kanlara bulaşmaktan koruduğu gibi, biz de, dilimizi tutup, bulaştırmayalım!) buyurdu. (M. Rabbani c.2, m.96)

İmam-ı Gazali hazretler i de (Dinimizi bize ulaştıran Eshab-ı kiramdır. Onlardan birini kötülemek, dini yıkmak olur) buyurdu. İbni Hacer-i Mekki hazretler i buyuruyor ki: Abdullah ibni Abbas buyuruyor ki: Cebrail aleyhisse lam Peygamber efendimiz e geldi (Ya Resulalla h! Muaviye’yi sana tavsiye ederim. Kur'an-ı kerimi yazdırmakta ona emniyet et, güven) dedi. Yine aynı sayfada yazıyor ki, Resul-i ekrem, bir gün mübarek zevcesi Ümm-i Habibe’nin odasına geldi. O esnada Hazret-i Muaviye başını, kız kardeşi Ümm-i Habibe’nin kucağına koymuş uyuyordu. Resul-i ekrem bu hâli görünce, (Ya Habibe! Kardeşini bu kadar çok mu seviyorsu n?) buyurdu. O da evet deyince, Peygamber imiz buyurdu ki, (Onu Allah ve Resulü de seviyor.) [Tathir-ül-cenân s. 27]

İmam-ı Malik’in ictihadına göre, Hazret-i Muaviye dalalette idi diye kötüleyenin katline fetva verdiği birçok kitaplard a yazılıdır. (Mesela Eshab-ı Kiram, Ö. N. Bilmen s. 84)

Ebussuud Efendi, Muaviye’ye lanet eden kimseye tazir-i beliğ ve hapis lazım olduğu fetvasını vermiştir. (488. Mesele sayfa 112)

Hazret-i Ali, Hazret-i Muaviye ve arkadaşları için, “Onlar bizim kardeşimizdir, fâsık ve kâfir değildirler” buyurdu. (Şerh-i Mekasıd)

İbni Teymiye bile, Hazret-i Muaviye’yi kötüleyenler hakkında kitap yazdı.
Hazret-i Muaviye’yi sevmeyen mezhepsiz Mevdudi bile, sahabe-i kiramdan olduğu için Hazret-i Muaviye’nin suçlanamayacağını bildirmek tedir. (Hilâfet ve Saltanat tercümesi s. 326)

Ali bin Ahmed hazretler i, Fedâilüs-Sahabe adlı risalesin de, diyor ki: İbni Abbas şöyle anlatır:
Biz mescidde sohbet ederken içeriye, uzun boylu ve yüzü örtülü bir zat girip selam verdi. Selamını aldık. Bize, ne konuşuyordunuz diye sorunca, biz de, Resululla h zamanındaki kendimizl e ilgili faziletle rden konuşuyoruz diye cevap verdik. O zat yüzünü açtı. Bu zatın Muaviye bin Ebu Süfyan olduğunu gördük Ona, sen de kendi hakkında neler gördüysen bize anlat dedik. O da anlatmaya başladı:
"Ben şu hasletler le bazılarınızdan faziletli oldum:
1- Resululla h efendimiz ile birlikte bir seferde idik. Beni bindiği hayvanın terkisine alıp; (Neren bana temas ediyor) diye sordu. Ben de, "Karnım, ya Resulalla h!" dedim. O zaman, (Allahü teâlâ karnını ilim ve yumuşak huy ile doldursun) buyurdu.

2- Resululla ha bir tabak ayva hediye edilmişti. Herkese bir tane verdi. En sonunda bir ayva kalmıştı. Sadece Resul-i ekrem ve ben almamıştık. Kalan bir ayva, Resululla h efendimiz in mübarek elinden düştü. Yerden alıp kendisine vermek istediğimde, (Onu sen al ya Muaviye! Yarın kıyamette, o ayva elinde olarak bana kavuşursun) buyurdu.

3- Resul-i ekremle Tebük gazvesind en dönerken, Hudeybiye’ye geldik. Çok susamıştık. Resul-i ekreme; "Ya Resulalla h! Musa aleyhisse lamın kavmi için istediği gibi, sen de Rabbinden bizlere su talep etmez misin!" dedim. Bana, (Ya Muaviye! Bak şurada bir kaya var) buyurup elime, bir çubuk verdi. (Ya Muaviye! O kayanın yanına git ve ona bu çubukla vur) buyurdu. Gidip taşa vurunca, çok tatlı, buz gibi bir su fışkırdı. Tam içeceğim sırada sevgili Peygamber imizi ve susuzlukt an yanan Eshabını hatırlayıp geri çekildim. Arkama bakınca, onların da gelmiş olduğunu gördüm. Resul-i ekrem, (Ya Muaviye, iç! Allahü teâlâ bu suyu senin için yarattı) buyurdu.

4- Resululla h mescidde iken Cebrail aleyhisse lam gelir, selamdan sonra, "Rabbin sana ve ümmetine ikram olarak, Âyet-el-kürsi'yi ihsan etti" deyince, Resululla h; (Bu âyeti kim yazacak?) diye sorar. Cebrail aleyhisse lam da, "Şu kapıdan içeriye ilk giren kişi" der. O kapıdan giren ilk şahıs ben olmuşum. Resululla h bana, (Ya Muaviye! Cenab-ı Hak bugünkü fazileti sana nasip etti, sana, Âyet-el-kürsi'yi tahsis kıldı. Ya Muaviye! Âyet-el-kürsi' yi yaz!) buyurdu. Ben de, "Eve gidip hokka ve mürekkep getireyim mi?" dedim. (Yâ Muaviye yaz! Zira Allahü teâlâ kalemi de Âyet-el-kürsi'den yaratmıştır) buyurdu. Bunun üzerine yazmaya başladım.

5- Bir gün Peygamber efendimiz in arkasında namaz kılıyorduk. Resul-i ekrem, Fatiha suresini okuyup "Veladdâllin" dedikleri nde, peşinden; "Âmin" dedim. Namazdan sonra Eshab-ı kirama, (Hanginiz âmin dedi) buyurunca, herkes sustu. Ben de sustum. Resul-i ekrem aynı soruyu iki üç defa tekrarladı. Fakat yine kimseden bir ses çıkmayınca, "Ya Resulalla h! Âmin diyene ne yapacaksın?" dediğimde; (Onu ve ona tâbi olanları Cennetle müjdelemek istiyorum) buyurdu.

İbni Abbas hazretler i, “Muaviye bin Ebu Süfyan’ın bu anlattıklarını biz de biliyordu k” buyurarak onu tasdik etmiştir. (Fedâilüs-Sahabe)

Server-i âlem namaz kıldırırken rükuda (semi Allahü limen hamideh) deyince, ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye de, (Rabbena lekel-hamd) dedi. Böyle söylemesi, takdir ve tahsin buyurular ak, bunu söylemek kıyamete kadar sünnet olarak kaldı. (Eshab-ı kiram)

Şii kaynaklarına göre Hazret-i Muaviye
Pakistan’ın büyük Tarih âlimi mevlana Abdüşşekur İlahi Mirzapuri, Şehadet-i Hüseyin isminde kitap yazmıştır. Urdu dilinden, farisiye de tercüme edilmiştir. İslam düşmanlarının, İslamiyet’i içerden yıkmak için, Müslüman ismi altında ortaya çıktıklarını, (Ehl-i beytin dostuyuz) diyerek, Ehl-i beyte düşmanlık ettikleri ni yazmaktadır. Kitabın her yerinde, Şii kitaplarından vesikalar vererek, bunu ispat etmektedi r. Onbirinci sayfasında diyor ki:
Şii âlimlerinden Muhammed Bakır Horasani, [m. 1679 senesinde vefat etti.] Cila-ül-uyun kitabının 321. sayfasında diyor ki:
(Muaviye vefat edeceği zaman, oğlu Yezide şöyle vasiyet etti: İmam-ı Hüseyin’in Resululla ha yakınlığını, Onun mübarek kanından olduğunu biliyorsu n. Irak halkı Onu kendi yanlarına çağırırlar. Sana yardım edeceğiz, derler. Yardım etmezler. Onu yalnız bırakırlar. Ona galip olursan, kendisine hürmet et. Sana yaptıklarına karşılık, Onu hiç incitme! Benim Ona olan iyilikler imi sen de yap!)

Şii tarihçilerinden Muhammed Taki han, [m. 1879 senesinde vefat etti.] Farisi, Nasih-üt-tevarih kitabında diyor ki:
(Nasihatin de şunları da söyledi: Oğlum, nefsine uyma! Allahü teâlânın huzuruna, Hüseyin bin Ali’nin kanına bulanmış olarak çıkma! Yoksa sonsuz azaba yakalanırsın! (Hüseyin’e hürmette kusuru olana, Allahü teâlâ bereket vermez!) hadis-i şerifini unutma!)
Bu Şii tarihinin 38. sayfasında diyor ki:
(İmam-ı Ali’nin yanında olanlar, yani Şiiler, Şam’a gelirler, Muaviye’yi kötülerlerdi. Muaviye, böyle söyleyenlere bir şey yapmaz, kendileri ne (Beyt-ül-mal)dan bol ihsanda bulunurdu .)

Cila-ül-uyun Şii kitabının 323. sayfasında diyor ki:
(İmam-ı Hasan bin Ali dedi ki, Muaviye, etrafımdaki yardımcılarımdan, vallahi daha iyidir. Çünkü bunlar, bir yandan Şii olduklarını söylüyorlar. Bir yandan da, beni öldürmek, mallarımı almak istiyorla r.)

Yezide gelince, babasının nasihatle rini unutmadı. Bunun için, imam-ı Hüseyin’i Kufe’ye çağırmadı. Onu öldürmek için emir vermedi. Ölümüne sevinmedi . Hatta, işitince ağladı. Ehl-i beyte hürmet etti.

Cila-ül-uyun Şii kitabının 322. sayfasında diyor ki:
(Yezid, Ehl-i beyte sevgisi ile meşhur olan Velid bin Akabeyi Medine’ye vali yaptı. Ehl-i beyte düşman olan Mervanı valilikte n ayırdı. Velid, gece, imam-ı Hüseyin’i çağırıp Muaviye’nin öldüğünü ve Yezide biat edildiğini bildirdi. İmam-ı Hüseyin (Benim Ona gizli biat etmeme razı olmazsın. Herkesin yanında biat etmemi istersin) dedi.)

Şii kitabının bu yazısından anlaşılıyor ki, imam-ı Hüseyin Yezid için, fâsık, facir veya kâfir demiyordu . Öyle bilseydi, gizli biat etmeye razı olmazdı. Açıkça biat etmemesi de, Şiilerin kendisine düşmanlık etmelerin e sebep olmamak içindi. Nitekim, Muaviye ile sulh yaptığı için babasından ayrılıp harici olmuşlardı. Babası ile savaş etmişlerdi. Hilafeti Muaviye’ye bıraktığı için de, kardeşi Hazret-i Hasan’a düşmanlık yapmışlardı.

Yine bu acem tarihinde diyor ki:
(Zecr bin Kays, Hazret-i Hüseynin ölüm haberini Yezide getirince, başını eğip, bir zaman durdu. Sonra, (Onu öldüreceğinize, Ona itaat etseydini z, iyi olurdu. Ben orada olsaydım Onu af ederdim) dedi. Mahdar bin Salebe İmam-ı Hüseyin’i kötülemeye başlayınca, Yezid yüzünü asıp, (Mahdarın anası böyle zalim ve alçak çocuk doğurmasaydı. Allah, Mercaneni n oğlunu [İbni Ziyadı] kahr eylesin) dedi. Şemmer, imam-ı Hüseyin’in mübarek başını Yezide getirip, (İnsanların en iyisinin çocuğunu öldürdüm. Bunun için, atımın heybeleri ni altınla, gümüşle doldurmalısın) deyince, Yezid çok kızdı ve (Allah heybeleri ni ateşle doldursun! İnsanların en iyisini niçin öldürdün? Def ol. Git karşımdan. Sana hiçbir şey verilmez) dedi.)

Şiilerin Hulasat-ül-mesaib kitabının 393. sayfasında diyor ki:
(Yezid, herkesin yanında ağladığı gibi, yalnız kaldığı zamanlard a da çok ağladı. Kızları ve hemşireleri de beraber ağladılar. İmam-ı Hüseyin’in mübarek başını altın tasa koyup, (Ey Hüseyin! Allah sana rahmet etsin! Ne hoş gülüyorsun) dedi.

Şii kitabının bu yazısından anlaşılıyor ki, bazı kimseleri n, (Yezid, İmam-ı Hüseyin’in mübarek dişlerine sopa ile vurdu) demeleri tamamen yalandır.

Cila-ül-uyunda diyor ki:
(Yezid, imam-ı Hüseyin’in Ehl-i beytini kendi sarayına yerleştirdi. Çok ikram etti. Sabah, akşam yemekleri ni imam-ı Zeynelabi din ile beraber yerdi.)

Hulasat-ül-mesaibde diyor ki:
(Yezid, imam-ı Hüseyin’in Ehl-i beytine, (Şam’da benim misafirim olarak kalmak mı, yoksa Medine’ye gitmek mi istersini z?) dedi. Ümmi Gülsüm, tenha bir yerde matem yapmak istiyoruz) dedi. Yezid, sarayında geniş bir odayı bunlara verdi. Burada bir hafta matem yaptılar. Yezid, sekizinci gün, Ehl-i beyti çağırıp, arzularını sordu. Medine’ye gitmek istediler . Çok mal ve süslü hayvanlar ve ikiyüz altın verdi. Her ihtiyacınızı her zaman bildirin, hemen gönderirim, dedi. Numan bin Beşiri, beşyüz süvari ile bunların emrine verdi. İzzet ve hürmetle Medine’ye gönderdi.)

Yukarıdaki yazılar ve bunlar gibi, taassuba kapılmadan yazan insaflı Şii âlimlerinin kitapları açıkça gösteriyor ki, Hazret-i Muaviye, imam-ı Hüseyin’e asla düşman değildi. Yezid, imam-ı Hüseyin’in öldürülmesini emretmemiş ve istememiştir. Ehl-i beytin düşmanı ve imam-ı Hüseyin’i şehid edenler, bu düşmanlıklarını gizlemek için, bu iki halifeye iftira etmişlerdir.

Abdurrahm an ibni Mülcem Şii idi. Sonra harici oldu. Sonra imam-ı Ali’yi şehid etti.
Kerbela’da imam-ı Hüseyin’i şehid edenler arasında Şam askeri yoktu. Kufe şehrinden gelmişlerdi. Şii âlimlerinden kadi Nurullah Şüşteri, bunu açıkça yazmıştır. İmam-ı Zeynelabi din’in Kufe şehrine getirilin ce, katilleri miz Şiilerdir, dediği Cila-ül-uyunda da yazılıdır.

İslam düşmanları, İslamiyet’i içerden yıkmak için Ehl-i beyti nebeviyi facia ve felaketle re sürüklemişler. Bu cinayetle rini Ehl-i sünnete mal ederek, bu bahane ile İslamiyet'in bekçisi olan Eshab-ı kirama ve bunların yolunda olan Ehl-i sünnet âlimlerine saldırmışlardır. Müslümanların, bu tuzaklara düşmemek için, çok uyanık olmaları lazımdır. (H. S. Vesikaları)
 

Hazret-i Muaviye (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimiz in kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resululla hın zevceleri nden Habibe validemiz in kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resululla hın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesin de saklamış olduğu, Resululla hın mübarek saç ve tırnak kesintile rinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilm esini vasiyet etmişti. Kabri Şam’dadır.

Mekke fethedild iği gün babası ile beraber, Resululla hın önünde müslüman oldu.
Hazret-i Muaviye, Peygamber efendimiz in kâtiplerinden idi. Yazısı güzel idi. Fasih, halim, vakur idi.
Zeyd ibni Sabit diyor ki:
Muaviye, Cebrailin getirdiği vahyi ve Peygamber efendimiz in mektuplarını yazardı.

Fahr-i âlemin emniyetli si idi. Bu yüksek rütbe, derecesin in ne kadar yukarı olduğunu gösterir. Bu büyük zata dil uzatanlar, Server-i âlemin Kur’an-ı kerimi yazmakta emniyet ettiğine dil uzatmış olurlar.
Abdullah ibni Mübarek hazretler inin ilminin derecesin i bilmeyen bir müslüman yoktur. Din imamı idi. Her ilimde ileri, her işi ilmine uygun idi. Peygamber efendimiz in ilmine tam vâris idi. İşte bu büyük âlim buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye, Resululla hın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülaziz’den bin kere efdaldir.)

İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretler i de buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye’nin yanılması, Resululla hın sohbeti bereketi ile, Veysel Karani’nin ve Ömer bin Abdülaziz’in doğru işlerinden daha hayırlı oldu. Bunun gibi, Amr ibni As’ın yanlış bir işi, o ikisinin şuurlu işinden daha üstün oldu.) [c.1, m.120]

Din-i İslamın en büyük âlimlerinden İbni Hacer-i Mekki hazretler i de buyuruyor ki:
(Şüphe yoktur ki, Hazret-i Muaviye Sahabe-i kiramın nesep itibariyl e büyüklerindendir. Peygamber efendimiz e nesep ile ve nikah ile çok yakın ve mahremler idir. Server-i âlem, Onun hilm ve sehasını meth ve sena buyurdu. Onda İslamiyet, sohbet, nesep, nikahla akrabalık şerefleri toplanmıştır ki, bunların her biri, Cennette Resululla hın yanında bulunmaya sebep olan şereflerdir. Bunlara hilm ve ilim ve Halifelik şerefleri de katılınca, kalbinde az bir safa ve sıdkı ve salahı ve imanı ve izanı olan kimse için artık bu hususta fazla anlatmaya lüzum kalmaz.) [Sava’ik-ul-muhrika]

Hazret-i Muaviye, Huneyn Gazasında Resululla hın önünde babası ile birlikte kahramanc a çarpıştı. Tebük Gazvesine katıldı. Veda Haccında bulundu. Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer zamanlarında Suriye taraflarındaki savaşlara katıldı. Hazret-i Ömer, onu Şam valisi yaptı. Hazret-i Ömer zamanında 4 yıl, Hazret-i Osman zamanında 12 yıl, Hazret-i Ali zamanında 5 yıl, Hazret-i Hasan zamanında altı ay Şam’da 21.5 sene vali oldu. [41.] senede, Kufe’de halife seçildi. 19 sene, dört ay halifelik yaptı.

Aklı, zekası, fesahatı, sabrı, yumuşaklığı, ikramı, cömertliği fevkalade çok idi. Müslümanların başına geçeceği, hadis-i şerifte bildirild i. Kendisind en çok hadis-i şerif alındı, kitaplara yazıldı. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermektedir.

İslamiyet’in yayılmasında kıymetli ve pek çok hizmetler de bulundu. Miladi 662’de Sicistan’ı, 663’de Sudan’ı, bir sene sonra Afganista n’ı, Kâbil şehrini ve Hindistan’ın kuzey kısmını, 665’te Tunus’u (Afrikiyye’yi) aldı. 668’de gemilerle gittiği Kıbrıs’ı ve iki sene sonra da İran’daki büyük Kuhistan eyaletini fethetti. Yine aynı sene Bizans İmparatoru Dördüncü Kostantin zamanında, oğlu Yezid’i büyük bir ordu ile İstanbul’un fethi için gönderdi ve şehir kuşatıldı. Kostantin, her sene büyük miktarda vergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı.

673’de Ubeydulla h bin Ziyad’ı Horasan’daki orduya kumandan yapıp, Ceyhun Nehrini develerle geçerek Buhara’yı aldı. Hazret-i Ömer tarafından fethedile n Kudüs hıristiyanlara geçince, Hazret-i Muaviye şehri tekrar ele geçirdi. Yemen, Mısır, Kayrevan, Irak, Azerbayca n, Anadolu, Horasan ve Maveraünnehire hakim oldu. Müslümanlar tarafından çok sevildi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaviye’ye, (Ey Muaviye! Memleketl ere hakim olduğun zaman, iyilik et!) buyurmuştur. Resululla hın sohbeti ve hayır dualarının bereketiy le, İslamiyet’in tesir sahasını çok genişletti ve İslamiyet’ten hiç ayrılmadı.

Hazret-i Muaviye, uzun boylu, beyaz tenli, heybetliy di. Güzel konuşur, adaletli davranırdı. Çalışkan, gayretli, azimliydi . Arabistan’da meşhur olmuş dört dâhi Sahabiden biridir. Sanki her bakımdan devlet başkanı olmak için yaratılmıştı. Hatta Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaviye’ye her bakışta; Bu, ne güzel bir Arap sultanıdır derdi. Cins atlara biner, kıymetli elbiseler giyerdi. Resululla hın sohbetini n bereketiy le İslamiyetten hiç ayrılmazdı. Hazret-i Ali onun hakkında; Muaviye’nin idaresini kötülemeyiniz! Zira onu kaybeders eniz başların koptuğunu ve düştüğünü görürsünüz buyurmuştur. (Kısas-ı Enbiya, Mirat-i Kâinat, Medaric-ün-nübüvve)

Hazret-i Ali ile birbirler ine beddua ettikleri asla doğru değildir, bunu ibni Sebeciler in uydurmuş olduğu kıymetli kitaplard a yazılıdır. Yalan olduğunu şu âyet-i kerime de açıkça bildiriyo r:
(Muhammed aleyhisse lam, Allah’ın Resulüdür ve Onunla birlikte bulunanla rın [Eshab-ı kiramın] hepsi, kâfirlere karşı çetin, fakat, birbirler ine karşı merhametl i, yumuşaktır.) [Feth 29]

Birbirler ine karşı merhametl i olan, birbirini seven insanlar birbirler ine beddua eder mi hiç? Hâşâ Allahü teâlâ yalan mı söylüyor?

Peygamber efendimiz in kayınbiraderi olan Hazret-i Muaviye, Peygamber imizden hayır dua aldı ve övüldü. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İşlerinizde Muaviye’yi bulunduru nuz. Çünkü, o kavi ve emindir.) [Tathir-ül-cenân]

(Ümmetimin en halimi ve cömerdi Muaviye bin Ebu Süfyan’dır.) [İ. Süyuti]

(Muaviye’nin mülk sahibi olmasına fazla zaman geçmez.) [Deylemi]

Hazret-i Hasan diyor ki:
Resululla h, (Bir gün gelir, Muaviye devlet başkanı olur) buyurdu. (Deylemi)

(Ya Rabbi, onu [Muaviye’yi] hâdi ve muhdi eyle) [Tirmizi] (Yani, Onu doğru yola ulaştır ve doğru yola ulaştırıcı eyle!)

(Ya Rabbi, ona [Muaviye’ye] kitap öğret, ülkelere sahip et ve azaptan koru.) [İ. Ahmed, Taberani, Ebu Nuaym, Ebu Ya'la, İ. Asakir]

Ebu İdris el-Havlani anlatır:
Hazret-i Ömer, Umeyr İbnu Sad’ı Humus valiliğinden azledince yerine Muaviye’yi tayin etti. Halk, "Umeyri azledip Muaviye’yi mi tayin etti" diye mırıldandı. Umeyr; "Muaviye’yi hayırla yâd edin. Zira ben Resululla hın, (Allah’ım, onunla (insanlara) hidayetin i ulaştır!) dediğini duydum dedi. (Tirmizi)

İbnu Meryem el-Ezdi anlatır:
Muaviye’nin yanına girmiştim. Bana, seni hangi rüzgar attı diyerek ziyaretim den memnuniye ti izhâr etti. Ben de, Resululla htan işitmiş olduğum şu hadisi size hatırlatmayı düşündüm dedim:
(Allah kime Müslümanların işlerinden bir şeyler tevdi eder, o da onların ihtiyaçlarını, istekleri ni, darlıklarını giderirse, kıyamet gününde Allah da onun ihtiyaç, istek ve darlıklarını giderir.) Râvi der ki, bunun üzerine Hazret-i Muaviye insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenme k üzere görevliler tayin etti. (Tirmizi, Ebu Davud)

Âmir İbnu Sa'd babasından naklen anlatır:
Resululla h Beni Muaviye Mescidine girdi. Orada iki rekat namaz kıldı, biz de onunla beraber kıldık. Sonra uzun uzun dua etti. Sonra yanımıza döndü. Buyurdu ki:
(Rabbimden üç şey talep ettim. İkisini verdi, birini geri çevirdi: Rabbimden ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesin i talep ettim, bunu bana verdi. Ümmetimi suda boğulma suretiyle helak etmemesin i diledim, bana bunu da verdi. Ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını da talep etmiştim, bu geri çevrildi.) [Müslim]

Resululla hın torunlarından seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretler i buyuruyor ki:
(İmam-ı Ali şehid olunca, imam-ı Hasan müslüman kanı dökülmemesi ve rahat etmeleri için hilafeti bırakmak istedi. Muaviye’ye teslim eyledi. Onun emirlerin e tâbi oldu. O günden itibaren Muaviye’nin hilafeti hak ve sahih oldu. Böylece, (Bu oğlum seyyiddir . Allahü teâlâ, onun ile, müminlerden, iki büyük fırka arasını bulur, barıştırır) hadis-i şerifinin manası meydana çıktı. Muaviye de, imam-ı Hasan’ın tâbi olması ile, dine uygun halife oldu. Böylece, müslümanlar arasındaki bütün anlaşmazlık sona erdi.) [Gunye]

Hazret-i Hasan, hilafeti kendi arzusu ile Hazret-i Muaviye’ye bıraktı. Onu halife olmaya layık görmeseydi, hilafeti bırakmazdı. Onunla harp ederdi. Hazret-i Hasan, layık olmayan birine hilafeti bıraktı, demek, Hazret-i Hasan’ı kötülemek olur. (H. S. Vesikaları)

Hadis imamlarından İbni Asakir bildiriyo r ki:
Resululla h, Muaviye’ye, (Benden sonra, ümmetimin üzerine hakim olursun. O zaman, iyilere iyilik et, kötüleri de affet!) buyurdu.

Hazret-i Ali, (Muaviye, hiç mağlup olmaz) hadis-i şerifini hatırlasaydım, Muaviye ile savaşmazdım buyurdu. İmam-ı Beyheki de diyor ki: Hazret-i Ali buyurdu ki, Resululla htan işittim, (Ümmetimden bazıları, Eshabımı kötüleyecekler. Bunlar, Müslümanlıktan ayrılacaklardır) buyurdu. (Mevahib-i ledünniyye)

İmam-ı a'zam hazretler i, (Eshab-ı kiramın hepsini hayırla anarız) buyurdu. İmam-ı Şafii ve Ömer bin Abdülaziz de, Eshab-ı kiram arasındaki savaşlar hakkında (Allahü teâlâ, ellerimiz i, bu kanlara bulaşmaktan koruduğu gibi, biz de, dilimizi tutup, bulaştırmayalım!) buyurdu. (M. Rabbani c.2, m.96)

İmam-ı Gazali hazretler i de (Dinimizi bize ulaştıran Eshab-ı kiramdır. Onlardan birini kötüleme


İSLAM VE ANTİFANATİZM BÖLÜM 1 SONU
LÜTFEN 2. BÖLÜMÜ OKUYUNUZ


 73 
 : Aralık 13, 2013, 07:17:37 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
SANAL ALEM - SANAL ALEM BAĞIMLILIĞI BİR HASTALIKT IR - 3 .BÖLÜM

FATİH ALPARSLAN
 
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE İSTANBUL 2014

İSLAMA KARŞI ÜRETİLEN TEORİLER VE SANAL İSLAMİ BİLİNÇ İLE FACEBOOK

Selamün Aleyküm değerli Müslüman kardeşlerim
İslamGreen34 grubunun kuruluş amacıyla ilgili
Bir çok detaylı açıklama sitelerim izde mevcut
Önemli gördüğüm bir kaç Anektodla ilgili
Bir iki satır daha yazarak pekiştirmek istiyorum
Önce aşağıdaki açıklamayı okuyunuz
Ve konumuza kaldığımız yerden devam edelim İnşallah

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE İSLAMİ FORMASYON

Allah c.c sanal alemde islam için çalışan
kardeşlerimizden razı olsun
başarılarının devamını nasip eylesin inşallah

http://www.islam-green34.com

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE İSLAMİ FORMASYON

MURAT - BEYAZID

http://www.istanbul-fatih34.tr.gg

Selamün aleyküm kardeşlerim
ben sizlere farklı bir konudan
ve bazı teorilerd en bahsetmek istiyorum
varsayımlar üzerine bazı konular
aktarmak istiyorum
ve tefekkür ederek doğruyu
bulalım istiyorum
çünkü her varsayım ve teori
arkasında incelenme si gereken
bir çok soru işaretini barındırır
ve içinde mutlaka ortaya
çıkarılması gereken
gerçeklerde vardır
Sanal alem ve dini sohbet chat
siteleri Türkiyedeki internet ortamında
hangi tarihlerd e yaygınlaştı
ve ilk kim kurdu
ve dini sohbet chat
panelleri nin ana unsuru olan
JAVA proğramı ilk nerede planlandı
ve bu proğramın
Türkiyede yaygınlaştırılması
ilk kimin fikriydi
ve yaygınlaştırılmasındaki
asıl amaç neydi
ve sonuçları ne oldu
kısaca bu konular
üzerine özet bir yazıyla
ve yukarıdaki bahsettiğim
konularla birlikte
bu gelişen hadiseler in
farklı teorilerl e
bir ilişkisi varmıdır
bu konuda birşeyler yazmaya
çalışacağım inşallah
Sanal alem ve dini
sohbet chat siteleri
JAVA proğramının yaygınlaşmasıyla
ve Türkiyedeki bazı kişilerin
JAVA sohbet chat panelleri ni
dini sohbet chat adıyla sitelerin e
monte etmesiyle yaygınlaştı

TEORİ - 1 -

bir varsayım şudurki
Dünya Hakimiyet ini
elllerind e bulundura n bazı güçler
bir toplantı neticesi aldıkları kararla
Dünya ülkelerini
ve özellikle gelişmekte olan ülkeleri
kontrol altında tutmak için
ve bu ülkelerdeki insanların
yaşadığımız dünyadaki olan biten
olayların arka planındaki
hakikatle ri görmelerini engelleme k için
ülke insanlarının gerçeklerden uzaklaştırılması için
sanal alemle meşgul ederek
gerçekleri görmesinin zorlaştırılması için
ve ülkelerdeki gençlerin veya genel olarak
ülke insanlarının ahlaki değerlerini
sanal alem ve sohbet chat bağımlılığıyla birlikte
tahrip ederek
maddepese rt bir yapıya büründürülmesi için
zevk ve fuhuş gibi donelerle meşgul edilerek
ve o toplumu ayakta tutan dinamikle ri
ve aile yapısının yok edilmesi için
ve o toplumun dışarıdan sömürüye direnecek
gücünü kırmak için
ve direnç gücünü kırarak
o toplumun sömürüye açık hale getiriler ek
gerçekleride görmesinin ve karşı koymasınında
önünü kesmek için
Dünyadaki en büyük sermaye gücünün
sahibi olan
ve Dünyayı yöneten
sevk ve idare asıl büyük
gücün
diğer ülkeleri sömürüsüne devam
edebilmek için
o ülkelerin Dini
Ahlaki ve Kültürel yapısını
tahrip etmek için
medya ve dijital ortamlard a
internet teknoloji sinide
kullanma kararıyla birlikte
çalışmalarına hız vermişlerdir
ve JAVA türü sohbet chat proğramları
bu amaca yönelik olarakta
kullanılmıştır


TEORİ - 2 -

Dünyayı yöneten hegamonya tik
güçlerin
Dünya ülkelerini sömürebilmesi için
Tarihi Kültürel ve Dini
değerleriyle güçlü hale gelebilec ek
ülkelerin yükselişine
engel olmak gayesi mevcuttur
Türkiye diğer islam ülkeleri içinde
geçmişten gelen bağlarıyla
Tarihi medeniyet i Kültürü
Dini ve Alkaki yapısı itibariyl a  
farklı bir misyonu olan
ve müslüman ülkeler içinde
lokomotif olabilece k potansiye li bulunan
ve Dünyayı yöneten hegamonya ya karşı
geçmişte direbilen nadir ülkelerdendir
ve yeniden aynı değeriyle
yükselmesine engel olunabilm esi için
her türlü ileri teknoloji yle
Dini ve Ahlaki yapısının
çökertilerek
aile kavramının dejenere edilerek
maddepese rt zevklerle ve cinsellik le
meşgul edilmesi gereken ülkelerdendir
bilişim teknoloji leri alalnındada
sanal alemde Türkiyenin
Dini ve Ahlaki yapısını çökertmek
isteyenle r
her türlü farklı Proğramı
ülkemize sokarak
bu proğramların insanlar üzerinde nasıl etkisi
olduğunu anlamak için
Türk gençleri üzerinde denenmesi ni
sağlamışlardır
ve Müslüman Türk gençliği
ve insanı kobay faresi olarak
kullanılmaktadır
Sanal alem ve sohbet chat sitelerin e
bağımlı hale gelen evli veya bekar
erkek ve bayanların
sohbet chat siteleri içinde kalarak
aile yuvalarının dağıldığı
artık gözle görünen gerçeklerdendir


TEORİ - 3 -http://www.islam-green34.com/index.php

Türkiyede ilk dini sohbet chat sitesinin
açılışına sebep olan biri dini cemaat üyesidir
ve aslında belki iyi niyetli olarak
islamı tebliğ için dini sohbet chat sitesi
açılmıştır
fakat açılmadan önce
Dinimize ve müslümanlara
ne gibi zararları olabilir araştırılmamıştır
ve amaç islama hizmet ise
bunun internett e hangi proğramlarla
yapılması gerektiği konusunda
veya JAVA gibi sohbet chat proğramının
nasıl islami formasyon dan geçirilerek
islama ve müslümanlara hizmet edebilece k
şekle getirileb ileceği araştırılmamıştır
sonuçlarının dinimize ve gençlerimize
nasıl zararlı olabileceği incelenme miştir
ve genel itibariyl e dini sohbet chat sitelerin in
Müslüman Türk gençliğine
yarardan fazla zararı dokunmuştur
ve Türk insanı Müslüman kimliğinden ötürü
Avrupa gençliği gibi
açık ve özgür bir toplum olmadığından
Müslüman Türk gençliğinin
Dini ve Ahlaki değerleri farklı
ve kapalı bir toplum olduğundan
Reel yaşamda yapamadığı şeyleri
sanal alem ve bazı dini sohbet chat sitelerin de
yapmaya çalışarak
örneğin erkek-kız karışık sohbet ederek
özellerde erkek-kız başbaşa yazışarak
Ahlak dışı kavramlar yaygınlaşmış
ve Müslüman Türk Kızı veya gençi
Dini ve ahlaki değerlerden uzaklaşmıştır
Bunun çok çeşitli sebepleri vardır
fakat bu konuda kapsamlı araştırmalar
yapılmamıştır
islami Formasyon a uygun hale
getirilme miştir  
ve bazı dini sohbet chat sitesinde
yetkili olarak görev yapanlar
ilahiyatçı kimliğine sahip olmayan
sıradan ve kültürsüz kişilerdir
ve nefs-i emaresini n etkisinde
kızlarla sohbet maksadıyla
dini konuları malzeme yaparak
yazışmaktadırlar

SANAL ALEM - SANAL ALEMDE İSLAMİ FORMASYON

MURAT - BEYAZID

http://www.istanbul-fatih34.tr.gg


Evet değerli kardeşlerim yukarıdaki yazıyı okudunuz
Şimdi konuya kaldığımız yerden devam edelim İnşallah
İslamGreen34 Web gruplarının
Ve İslamGreen34 facebook gruplarının bir amacı var
Bu konuyla ilgili yine bir çok detaylı yazı sitelerim izde mevcuttur
Ben burada sizlere yine aynı konuyla ilgili
Bir iki anektodu özellikle yeniden hatırlatmak istiyorum
İslamGreen34 Facebook gruplarının ve Web gruplarının kurucularının geneli Bayandır
Ve genelinin bayan olmasının geçerli ve mantıklı
Ve islami perspekti fe uygun akılcı sebepleri vardır
Bununlada ilgili açıklamaları daha önce yapmıştık
Ve haklı gerekçelerimiz mevcut
Nasip ve kısmet olursa erkek yetkilile rin facebook gruplarını bırakması düşünülüyor
Grupların yönetim kadrosunu n tamamıyla bayanlard an kurulu olması için çalışılıyor
O aşamaya geldiğinde gruplar Psikolog Yasemin ve İlahiyatçı Hatice'ye devredile cek İnşallah
Yasemin ve Hatice kardeşlerimiz İslamGreen34 Web gruplarına uzun zamandır gelemiyor lardı
İnternette İslamgreen34 Web gruplarında faaliyet yürütemiyorlardı
İşlerinin yoğunluğundan dolayı gruplar için çalışmaya zamanlarının olmadığını belirtmişlerdi
Facebook gruplarının sevk ve idaresi daha kolay olduğundan
Ve özellikle facebook gruplarının idaresi
Web grupları kadar çok fazla zaman almadığından
Yasemin ve Hatice kardeşlerimizin  
Facebook gruplarının sevk ve idaresi için
İnternete geri dönebileceklerini kendileri belirtmişlerdi
Bu yüzden Facebook gruplarına gerekli işlerlik kazandırılıp
Bayanlard an kurulu bir yetkili kadrosu oluşturup
Yasemin ve Hatice'ye devrinin gerçekleştirilmesi için çalışılıyor
Ancak Web veya Facebook İslami perspekti f açısından
Genel itibariyl e pek farklı değil
Sanal alem bilinçli kullanılamazsa eğer
Müslümanlar ve İslamiyet için son derece zararlıdır
Sanal alem tuhaf bir yer
Ve aslında tuhaf olan ilk etapta Müslümanların düştüğü durumlardır
Sanal alemde hiç akla hayale gelmeyece k kişilerle karşılaşabiliyorsunuz
Bir çok Müslüman okulundan geri kaldı veya eşiyle arası açıldı
Veya Sanal alem yüzünden intihar eylemine bile kalkışanlar oldu
Yine burada özellikle belirteli mki
İslamGreen34 grubun asıl amacı aslında sadece Din değil
Veya facebook ile sanal alemi yaygınlaştımak gibi bir amacıda asla yok
Amaç sadece İslamiyeti anlatmak tebliğ etmekte değil
İnsanları sanal alem konusunda bilinçlendirmek ve zararlarını anlatmak
ve İnsanları intihar gibi yanlış eylemlerd en kurtarmak
Veya Müslümanlardan bazıları sanal aleme bağımlı hale gelmiş
Ve ne yaptıysa ne denediyse kopamamışsa
O zaman Sanal alemden zarar görmeyecek şekle gelmeleri için
Her türlü yazı video gibi argümanları paylaşarak ve yaygınlaştırarak
Bilinçli bir Müslüman ve insan topluluğu oluşturulmasına zemin hazırlamak
Müslümanların sanal alemden ve facebookt an zarar görmelerini engelleme k
Bu konuda yapılmış araştırmaları yayınlamak ve bu amaçla çalışmak isteyenle re
İslamGreen34 grubu çatısı altında imkan ve görev alanı sağlamaktır
Facebook İslamGreen34 grupları daha yeni kuruldu kardeşlerim
Ve aslında facebook ünitelerine daha önce karşı çıkmıştık
Fakat Web forum siteleri eskisi gibi rağbet görmediği için
Ve müslümanların daha çok facebook gruplarına ilgisi ve alakası olduğu için
Facebook gruplarının kurulmasına gerek duyuldu
Ancak İslamGreen34 gruplarının her yerde ve zamanda amacı değişmedi
Facebookt a bağımlılık derecesin de zaman harcamakl a
Veya sürekli paylaşım yaparak tartışma ortamlarına insanları çekmekle  
Facebookt a veya sanal alemde bu şekliyle DİN olmaz veya yaşanamaz zaten
Öncelikle DİN insanın gerçek yaşantısında yaşayacağı bir şeydir
Sanal alem veya facebook bağımlısı olarak islamiyet yaşanamaz
Ve aslında bazı bilinçsiz Müslümanlar Sanal alemde bir dönem
Farkında bile olmadan ve birileri tarafından kobay olarakta kullanıldığı gibi
Ve sonuçları ise bazı Amerikan Webmaster sitelerin de yayınlandığı gibi
Bazı müslüman kardeşlerimizin bu yayınlanan yazıları okuduğu halde bile
Olayın ne olduğunu ve vehametin i bir türlü anlayamadığı gibi
Şimdide facebook'ta aynı şey uygulanma ya çalışılıyor
Ve bazı müslümanlar hiç bir şeyin farkında değil
Ve bilinçsizce hareket etmeye devam ediyor
Bilerek yada bilmeyere k istemeyer ekte olsa yine kobay olarak kullanılıyor
facebook sadece bir sosyal paylaşım sitesi değildir kardeşlerim
Dünyayı yöneten gücün haber alma ve bilgi edinme kaynağıdır
Sanal alem ve facebook aynı zamanda dünyayı idare eden asıl gücün
Sömürüsünden insanları haberdar etmemek için oyalanma yeridir
Ve sömürüldüğünün farkına varan bazı insanların dayanışmasını engelleme k için
İnsanların inançlarının zayıflatılarak şehevi arzularının tırmandırıldığı
Ve aslında gerçekleri göremeyecek şekilde uyuşturulduğu bir mekandır
Daha önceki sanal alem ile İlgili yazılarımızdaki mevcut bazı anektodla
Yeniden hatırlayalım İnşallah aşağıyı okuyunuz  
Tahmini olarak 1991 yılında
Amerikanın Kaliforni ya eyaletind eki silikon vadisinde
Sun-Mıcrosystem isimli yahudi sermayeli bilişim teknoloji leri şirketinde
Görevli james Goslıng isimli mühendise bir görev verilmiş olabilir
JAWA isimli proğramı geliştirmesi istenmiş olabilir
Bazı güçlerin dünya egemenliğinin yürütülebilmesi için
Dünyadaki ülkelerin bazı gerçeklerden koparılması
Ve ahlak ile maneviyatının çökertilmesi
Ve aile yapılarının bozulması için
Sanal alemin teknoloji k bir silah olarak nasıl ve ne ölçüde
Kullanılabileceğinin tesbiti için
Ve bunun insanlar ve toplumlar üzerindeki yıkıcı etkisi ne olabilir
Bunun test edilerek
Egemen güçlere test sonuçlarının raporlanm ası istenmiş olabilir
Ve bu JAWA proğramı ilk defa
Ve daha önce bilindiği gibi
Müslüman ülkelerin içinde lider olabilece k
Medeniyet ve inancı ve kültürel alt yapısı olan
Türkiye'de denenmesi istenmiş olabilir
Ve bu tuzağa adını veremeyec eğim bir dini Cemaatin bazı elemanları
Bilmeyere k ve istemeyer ek düşmüş olabilir
Ve bu cemaatin bazı elemanlarının
Asıl amacı aslında bu teknoloji yi islam için kullanmak ta olabilir
fakat bu Almanyada n Mercedes otomobil alıp kullanmay a benzemiyo rdu
Müslümanların bu konuda araştırmaları yoktu
Ve hala ve yine Bilişim teknoloji leri hakkında Müslümanların bilgisi çok fazla değil
Bilgisaya rı satın almak ve kullanmak
Sanal alemde yazı yazmak veya Webchat ile meşgul olmak
Veya facebookt a paylaşım yapmak  
teknoloji üretmek anlamına gelmiyor
Yada satın alıp kullanmak la
Teknoloji yi üretmenin arasındaki farkı müslümanlar bilmediği için
Bir dini cemaatin bazı elemanları bu JAWA proğramını aldılar
Ve sitelerin e monte ederek kullanmay a başladılar
Amaçları elbette İlk etapta İslamiyete hizmet etmekti
Fakat eşyanın tabiatı gereğidir
Üretilen eşya ilk etapta üretene hizmet eder
Ve elbette İslamgreen34 grubu olarak
Bu proğramın üretilmesindeki
Asıl amacının ne olduğunu araştırdık
İslamiyetle ilgisi olmayan kişilerce üretilmiş olduğunu zaten herkes biliyordu
Ve bu proğramın İslami açıdan Ayet veya hadis çizgisindeki hükmü neydi
Bu konudada yapılmış detaylı bir araştırma yoktu
Peki bu proğram ile islamiyet e nasıl hizmet edilebilr di
Bu konuylada ilgili detaylı bir araştırma mevcut değildi
Peki proğram kullanıldığında müslümanlara etkisi nasıl olabilird i
Bu konuylada ilgili hiç bir araştırma yoktu
İslamGreen34 grubu olarak bu proğramı ve etkilerin i araştırdık
Bu proğrama benzer farklı proğramlarda vardı
O Proğramlarıda araştırdık ve yayınladık
Örneğin bir farklı proğram tesbit etmiştik
Ve islamiyet e ve müslümanlara daha uygun olacağını düşünmüştük
Amerikan menşeli ve katolik dini chat sitesinin kullandığı bir proğramdı
Bu proğramda şöyle bir sistem vardı
Proğramda özeller yoktu ve kız-erkek sohbetine sistem olanak sağlamıyordu
Sisteme giren erkekler ve kızlar birbirler iyle bağlantı kuramıyorlardı
Sitede bir Rahip ve birde Psikolog vardı
Siteye girenler birbirler iyle iletişim kuramadıkları için
Mecburen ve sadece rahib veya psikologa sırayla soru sorabiliy orlar
Ve yanıt alabiliyo rlardı dolayısıyla sitedeki muhatapla rı rahip ve psikologl ardı
Bizlerde bu proğramın İslami konularda uzman bir ilahiyatçı ve bir psikolog ile birlikte
Uygulanma sının ve özel odaların olmadığı bu proğramın
Kız-erkek sohbetine olanak tanımadığından dolayı
Tercih edilmesin in İslamiyete ve Müslümanlara daha az zarar vereceğini düşünmüştük
O zaman İSLAM-GREEN34 grubu olarak
Daha farklı olan bu verdiğimiz örnekteki gibi proğramların kullanılmasını
Ve JAWA proğramının Kız-erkek sohbetine zemin hazırladığı için
İslamiyete ve müslümanlara zarar verebilec eğini düşünerek
Kullanılmaktan vaz geçilmesinin hayırlı olacağını düşünmüştük
Ve İslami chat sitelerin den bazılarına bu örnekteki gibi
Farklı türdeki bazı proğramları tavsiye ettik ve dedikki
" JAWA' yı bu mecvut şekliyle alıp kullanmayın
Bu şekliyle İslami formasyon dan geçmeden kullanmayın
Bu şekliyle olduğu gibi alıp kullanırsanız
Müslümanlar ve İslamiyet zarar görür
Bu proğramın alt yapısı bu şekliyle Müslüman aileleri çökertir
Bu proğramı formasyon dan geçirin ve değiştirin öyle kullanın
Veya siz Müslümanlarla istişare ederek
Bilişim teknoloji siyle ilgilenen en uzmanlarl a görüşüp
Başka bir proğramın müslümanlar tarafından üretilmesine zemin hazırlayın
O hazırlanan o yeni proğramı kullanın " dedik
Buna zamanlarının olmadığını belirttil er
Ve teknoloji k bilgileri nin yeni proğram üretmeye yeterli olmadığını belirttil er
Bizlerde üretilmiş farklı bir proğram var onu kullanın dedik
Ama bizi dinlemedi ler ve ve JAWA ile birlikte Dini Sohbet Chat siteleri açıldı
Ve iki yıl sonra yaklaşık 1 milyon kişi
Bu proğramla bilrikte gerçeklerden koptu ve sanal bağımlısı oldu
Gerçekle sanalı birbirine karıştırıp
Pskolojik travma geçirecek hale geldi
Ve işte kimse düşünmediki bu proğramı neden bu kadar ucuz fiyata
Bize verdiler ve neden ilk önce müslüman ülkelerin içinde Türkiye seçildi
Ve daha proğram alınmadan önce hiç bir resmi ve özel kurum
Bu proğramın insanlar üzerindeki etkisini araştırmadığı için
Dolaylı olarak bazı insanlar bilmeden kobay olarak kullanıldı ve haberi bile olmadı
Amerikan scifience dergisind e Türkiye ile ilgili raporlar yayınlanıncaya kadarda
Kimse ne olup bittiğini anlayamadı
Twitter Facebook Google gibi İnternet teknoloji lerinin
Veya genel olarak bilişim teknoloji lerinin
Ar-ge çalışmalarının yapıldığı dünyadaki asıl ana merkez Kaliforni yadır
Ve bu tür proğramların genelinin üreticisi siyonist veya onların destekçisi şirketlerdir
Ve tarihi ve siyasal araştırmalar yapıldığındada bilinen bir gerçek vardırki
Dünyayı tek merkezden idare etmek olan egemen güçlerin
Asıl amaçları Bilim ve teknoljiy i kendi tekelleri nde tutarak
Bunu kültürel bir silah ve haber ile bilgi toplamak amaçlı kullanmak tır
Webchat veya facebook bu yönüyle yeterince Müslümanlar tarafından araştırılamadı  
Müslümanlar en son SALAM-WORLD isimli İslami Facebooku ürettiler
Fakat facebook kadar ne yazıkki Müslümanlar tarafından rağbet görmedi
Ve müslüman ülkeler arasında bir türlü yaygınlaştırılamadı
Dünyayı ve teknoloji yi takip etmeyip
Bilim ve teknoloji yi üretmek yerine
Yahudiden satın alarak ayakta durmaya çalışan müslümanlar
Bunun bedelini her zaman çok ağır ödediler ve ödemeyede devam edecekler
İslamdaki düstur " ilim Çindede olsa alınız " şeklindedir
Fakat teknoloji yi üretmek yerine satın almakla ilimin bir alakası yoktur
Facebook veya Twitter veya herhangi bir ürünün üretiliş gerekçesinin
Sadece dünya insanları tarafından yararlanm ası için üretildiğini düşünmüyoruz
Ve müslümanlar üretmediği ve teknoloji si hakkında bilgisini n olmadığı
Ne olursa olsun her türlü doneyi üretmeden satın almakla
Aslında egemen güçlerin üretme ve yayma amacına destek olmuş oluyorlar
Ne Facebookt a nede Twitterde veya her ne olursa olsun
Üretilen her türlü üründe ilk etapta
Egemen güçlerin islamı ve müslümanları sömürmek
Ve dünyayı tek elden idare etmek amacı göz önüne alınarak üretiliyor
Her türlü üründe mutlaka egemen güçlerin amaçlarına hizmet eden bir yön ile
Birlikte imal ediliyor ve kullananl ar formasyon yapmadan kullanırsa
Elbette bilmeden egemen güçlerede hizmet etmiş oluyor
Bir islam aliminin dediği gibi sanal alem
Yahudinin gemisi ve rotasını çizen ve varacağı limanı önceden belirleye n yahudi
Müslümanlar bu sanal alem gemisinin içinde sözde islam için savaşıyor
Fakat geminin rotasını çizen yahudinin varacağı limanı yine yahudi tayin ettiği için
Müslümanda teknoloji yi üretmediği için gerçeklerden haberi olmadığı için
Yahudinin tahtasında satranç oynamakla yahudiyi yendiğini düşünüyor
Ama satranç tahtasının sahibi zaten yahudi olduğu için
Müslüman yahudiyi yensede yenilsede
Neticede tahta yahudinin olduğu için
Yahudi tahtasını alıp gidiyor
Ve ortada müslümanın kazanacağı bir zafer yok
İnternette bazı müslümanlar bazı yahudiler ile nasıl savaşılması gerektiğini yazıyor
Ve bu savaşta neler yapılması gerektiğini ve strateji planlarını açıklıyor
Zaten dünyadaki bilişim teknoloji sinin sahibi bazı yahudiler dir
Googledek i Facebook ve twitterde ki veya nerede olursa olsun
Her türlü belgeyi bilgiyi bazı sratejist yahudiler kopyeliyo r ve laboratua rlarda inceliyor
Ayrıca islamiyet i ve müslümanları bazı yahudiler çok iyi tanıyor
İsrailin tel-aviv kentinde dünyanın en gelişmiş islam araştırmaları laboratua rı var
Bu arada facebookt a yazılan her türlü yazıdan dolayı
Egemen güçler para kazanıyor ve bu paranın bir kısmı
Müslümanları Filistind e öldürenlere aktarılıyor    


FATİH ALPARSLAN
 
FORUM GÜNEŞLİBAHÇE İSTANBUL 2014

İSLAMA KARŞI ÜRETİLEN TEORİLER VE SANAL İSLAMİ BİLİNÇ İLE FACEBOOK



.

 74 
 : Aralık 04, 2013, 06:47:57 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
SANAL ALEM FACEBOOK VE İSLAM - 6 . BÖLÜM KONU İÇİN LÜTFEN TIKLAYINI Z




SANAL ALEM FACEBOOK VE İSLAM - 6 . BÖLÜM KONU İÇİN LÜTFEN TIKLAYINI Z


SANAL ALEM VE FACEBOOK AHLAKSIZL IĞI YAYGINLAŞTIRIYOR

FATİH EMRE YALINOĞLU

FORUM İSTANBULGÜNDEMİNDEYİZ 2012 BEYKOZ

Selamün aleyküm değerli müslüman kardeşlerim
Forumda bugün size farklı bir konuyu aktarmak istedim
Konu başlığımız ise Sanal alem ve Facebook Ahlaksızlığı
Evet müslüman kardeşlerim ben bu konuda sizlere
Önemli gördüğüm bir kaç anektod aktarayım  
Sanal alem ve Facebook islamiyet e ve müslümanlara
Bu süregelen yapısıyla zarar vermekted ir
Ve Türkiyedeki yaşayan müslümanların
Ahlaksızlaşmasını yaygınlaştırmaktadır  
Bunun nedenleri nedir ve niye ahlakşızlaşılıyor
Bununla ilgili bir yığın yazı yayınlandı aslında
Ve araştırmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor
Amerika bu konuda araştırmalarıyla en öndeki ülkedir
Sebebi ise JAWA veya Google veya Facebook gibi
Proğramların alt yapısının ve veri depolama merkezini n
Amerikada oluşuyla birlikte her türlü bilgi ve belgeye
Ulaşma imkanının elinde olmasıdır ve verileri sınıflamaktadır
Verilere göre Anketler ve grafikler düzenleyebilmektedir
Günümüzdeki Bilişim teknoloji si çok ilerlediği için
iyi veya kötü amaçlı olarak bu teknoloji kullanılabilmektedir  
IP numarasından kişilerin kendine ait şahsi bilgileri ne ulaşmak
Ev ve Gsm telefonla rını ve ikametgah adresleri ni elde etmek
Kişilerin kendinin haberi olmadan banka hesaplarına girmek
Veya üzerine Limited Şirket açıp naylon fatura kesmek artık kolaydır
Durum böyle olunca Türkiye ve Dünyadaki müslümanlarla ilgili
Sanal alem konulu araştırmalar yapmak ve raporlar elde etmek
Amerika için gayet basit bir şeydir ve her türlü araştırmayı
İnternet üzerinden yapabilec ek ve kişilerin WEB üzerinde
Nerede ve ne zaman ve neyle ilgili paylaşım yaptığınıda
Kontrol ederek veri alabilece k teknoloji ye Amerika sahiptir
Bundan dolayıdırki Türkiye ve Dünyadaki Müslümanlarla ilgili
Yapılan araştırmaları hiçe sayıp aldırış etmemek yerine
Yada kaynakları güvenilir bulmamak ve eleştirmek yerine
Doğruluğu yada yanlışlığı üzerinde yorum yapmak yerine
Yapılan araştırmaların genel sonuçları
Raporlar halinde internett e yayınlandığı zaman
Takip ederek konu hakkında bilgi sahibi olmak akıllılıktır
Amerikan WEB master şirketlerinin zaman zaman
Türkiye ve dünyadaki Müslümanlarla ilgili
İnternet üzerinde yaptığı ve yayınladığı veriler
Çok çarpıcı ve dikkat çekici nitelikte dir
Türkiyedeki müslümanların ne amaçla interneti kullandığı
Facebookt a ise En ahlaklı ülkelerin Endonezya ve Malezya gibi
Uzak doğu ülkeleri olduğu ve burada yaşayan müslümanların
Ahlak kavramına dikkat ederek Facebook sistemini kullandığını
Türkiyedeki Müslümanların ise en ahlaksız şekilde kullandığını
Yine bu araştırma sonuçlarından öğrenmektediyz
Türkiyede Müslümanların Facebook gibi sosyal ağlarda
DİN kavramını gün geçtikçe bayağılaştırmasının
Ve her geçen gün biraz daha fazla ahlaklızlaşmasının
Araştırılması gereken bir çok sebepleri bulunmakt adır
Örneğin aslında Batı tarzı yaşamın gereği olan Facebook ile
Türkiyenin adet gelenek ve göreneklerinin
Ve yaşadığı islamiyet ile aldığı eğitim ve kültürün
Paralel olamayışı en önemli faktörlerden biridir
Facebook gibi sosyal ağların sağladığı hizmetler in
Kötüye kullanılmasının gayet kolay olduğu günümüzde
Kızlarla sohbet için girenleri n sayısının genelin %70 i olduğu
Ve Dini literatüründe sadece kızlarla sohbet malzemesi olduğu
Araştırma raporlarından elde edilen sonuçtur
Antalyada ki bir genç erkeğin Facebook yoluyla ulaştığı
Las-vegasta yaşayan ve kendini Playboy adayı olarak tanıtan
Amerikalı genç kız ile Okey oynarken sohbet etme imkanı varsa
Elbette temelde kapalı bir toplum olan Türkiyedeki gençlerin
Yada genç olduğu dönemde yaşayamadığı heveslerd en dolayı
Bazı konularda ki açlığı ve zaafları ile nefs ve zevkleri olanların
Kuşaklar öncesinden gelen Ahlaki ve dini eğitiminin yetersizl iği ile
İşte Sanal alem ve Facebookt aki ahlaksızlaşmanın
Çokta şaşırılmaması gereken doğal bir sonuç olduğu fikrine
Alışmamız ve bu konuda gereken araştırmaların yapılmasını
Ve Facebook veya genel olarak sanal ile ilgili
İslami formasyon ların artık yapılması gerektiğini
Açıkça bir hakikat olarak yazabilme liyiz ve tartışabilmeliyiz
Nihayetin de bu konuyla ilgili eksiklikl erimizin olduğu açıktır
Ve bu konuyla ilgili olarakta bireysel yada kurumsal olarak
Teknoloji k veya manevi eğitimin verilmesi nin şart olduğu
ortaya çıkmaktadır
islamiyet in hükmü dün ne ise bugünde aynıdır
Ve hükümlerin yeniden anlaşılması gerekmekt edir
Ve hükümlerin islami realite çizgisinde zamana aktarılması
Toplumdak i yaşayan herkesind e bu konuya hassasiye t göstermesi
Artık bir gereklili ktir
Eğer islami formasyon yapılamazsa ahlaksızlık artacaktır  
Görünen köy klavuz istemez ve balçıkla güneş sıvanmaz
Allaha emanet olun Selamün aleyküm



SANAL ALEM VE FACEBOOK AHLAKSIZL IĞI YAYGINLAŞTIRIYOR

FATİH EMRE YALINOĞLU

FORUM İSTANBULGÜNDEMİNDEYİZ 2012 BEYKOZ


FACEBOOK İLE İLGİLİ DÖKÜMAN

http://tr.wikipedia.org/wiki/Facebook
http://www.facebook.com/topic.php?uid=204559200367&topic=9068
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook&meta=
http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/12605265.asp
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook%27un+zararlar%C4%B1&meta=
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook+neden+tehlikelidir&btnG=Ara&meta=
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook%27+kay%C4%B1t+silinebilirmi&meta=
http://yasamkadin.com/teknoloji/88905-facebook-kiz-tavlamak-icin-kuruldu.html

FACEBOOK

http://nn-no.facebook.com/group.php?gid=56580211320
Husk meg Har du gløymt passordet ditt  
  

Registrer degRegist rer deg pa Facebook for a vere medi
Türkiyede facebook üyesi kaç kişi var merak edenler (sürekli güncellenir)
Globale
Grunnlegg jande informasj on
Namn: Türkiyede facebook üyesi kaç kişi var merak edenler (sürekli güncellenir)
Kategori: Felles interesse r - Syslar
Skildring: toplam üye sayısı sürekli yenilerek guruba yazılacak.
ayrıca en çok üyeli guruplard a yazılacak

Kontaktin formasjon
E-post::  
Stad: Istanbul, Turkey

Nyhende29 .10.2008 itibari ile
Türkiyede toplam 5.302.100 üye var
A.B.D de toplam 34.488.98 0
yani türkiyede 1 günde
yaklaşık 4000 kişi yeni üye olmuş
ABD de 1 günde yaklaşık 75.000 kişi üye olmuş


Türkiyede 12/10/2008 itibari ile
2.481.260 erkek
1.643.400 bayan var.
toplam:5.200.260 kişi var
evet toplasak o kadar etmiyor (kalanlar cinsiyet belirtmem iş)
15-20 yaş arası: 1.648.500 (tümü)
20-25 yaş arası :1.995.000 (tümü)
25-35 yaş arası :1.654.400 (tümü)

örneğin ABD de toplam 34.213.54 0 üyesi var

Türkiyede aynı anda en çok 60 bin kişi online
(çevrim dışı gösternler dahil değil) oluyor.

04.11.200 7  15:10:28 - (2295)

FACEBOOK’UN KAÇ TÜRK ÜYESİ VAR BİLİYOR MUSUNUZ


Tüm dünyada büyük bir hızla büyüyen Facebook
Türkiye’de adeta çılgınlığa döndü.
Peki nedir Facebook’u bu kadar çekici kılan İşte bu sorunun yanıtı
Tüm dünyada büyük bir hızla büyüyen Facebook
Türkiye’de adeta çılgınlığa döndü. Kullanıcı sayısı 794 bine ulaştı.
Facebook yetkilile ri
Türkiye’nin en aktif 25’inci ülke olduğunu açıkladı
Vatan gazetesin ini haberine göre
her gün 200 bin yeni üyeyle 45 milyon insanı
birbirine bağlayan arkadaşlık sitesi Facebook, Türkiye’de de rüzgarı arkasına aldı.
Türkiye’de en çok ziyaret edilen ikinci site haline gelen Facebook’a
3 hafta içinde 500 bin kişi üye oldu.
Böylece kullanıcı sayısı da 794 bine yükseldi.
Buna göre Kasım ayı içinde siteye
Türkiye’den giren kişilerin sayısının bir milyonu geçmesi bekleniyo r.
VATAN’a konuşan Facebook yetkilile ri
Türkiye’nin
Facebook’u en çok kullanan 55 ülke arasında 25’inci sırada yer aldığını söyledi.
Peki nedir Facebook’u bu kadar çekici kılan?
      
Statü sembolü haline geldi
Facebook, üyelerin fotoğraflarının ve şahsi bilgileri nin yer aldığı bir arkadaşlık sitesi.
Birbirini tanıyan kişiler burada “arkadaş'' olabiliyo r.
Sitenin birçok kişide “bağımlılık'' yaratmasının nedeni ise statü ihtiyacı olarak açıklanıyor.
Filozofla rı, sosyologl arı ve psikologl arı biraraya getiren
“Dijital Çağda Arkadaşlık'' konferansında uzmanlar
arkadaş sahibi olmanın 21’inci yüzyılın statü sembolü haline geldiğini
Facebook’un da bunu tatmin ettiğini söyledi.
Üyelerin, arkadaş sayılarını artırmak için çabalamasıda buna bağlandı.
      
İnternetteki her şey tek sitede
İnternetteki her şeyin bu site üzerinden yapılabiliyor olmasıda Facebook’u çekici kılıyor.
Sitede e-posta gönderiliyor, fotoğraf ve müzik paylaşılıyor
gerçek hayattaki buluşmalar buradan düzenleniyor, alışveriş yapılıyor.
Üyeler birbirler ine küçük semboller le öpücük bile yollayabi liyor.
Sitenin kurucusu da “İnsanlar arasında ilişkiler ağını internete aynen aktarmak istiyorum'' diyor.
      
Reklam geliri ayda 6 milyon $
Facebook iş dünyasını da etkiliyor .
Reklamcılar, herkesin yaşını, cinsiyeti ni, hobilerin i belirtere k üye olduğu siteyi
hedef kitleleri ne ulaşmak için dört dörtlük bir yol olarak görüyor.
Zaten Facebook’un geçen haftalard a yüzde 1.6 hissesini
Microsoft’a tam 250 milyon dolara satmış olması da buna bağlanıyor.
Zira Microsoft, Google’ın lider olduğu sanal reklam piyasasında
Facebook yoluyla kendini göstermeyi umuyor.
Facebook’un sayfalarına koyduğu reklamlar dan elde ettiği gelir haftada 1.5 milyon doları buluyor.
  
15 milyar dolarlık şirketi var, yer yatağında yatıyor
Mark Zuckerber g, zengin bir ailenin çocuğu olarak büyüdü.
Lise yıllarından itibaren bilgisaya ra ilgi duydu.
Psikoloji okumak üzere Harvard Üniversitesi’ne girdikten bir yıl sonra
Harvard öğrencilerinin birbirini daha iyi tanıması için Facebook’u kurdu.
Okul nüfusunun üçte ikisi siteye iki hafta içinde üye oldu.
Facebook, yıl sonunda ABD’de 30 ayrı okula yayılmıştı.
İşte bu sırada Zuckerber g, okulu bırakıp Californi a’ya taşındı
ve 500 bin dolarlık yatırımla siteyi genişletti.
Başta yalnızca belli üniversitelerden öğrencilerin kullanabi ldiği Facebook
2005 yılında liselere, 2006’da da tüm dünyaya açıldı. Bu sırada Zuckerber g
Yahoo’nun siteyi satın almak için yaptığı 1 milyar dolarlık teklifi geri çevirdi.
Bugün Zuckerber g 15 milyar dolarlık bir şirketin sahibi
Ama para hayatını pek değiştirmedi.
Hala kiralık bir evde, yer yatağında yatıyor. Şirketinde ise sabaha kadar mühendislerle çalışıyor.
      
          En büyük fotoğraf ve haber sitesi
      *  Facebook’un 49 milyon üyesi var. Yıl sonunda 60 milyon olması hedefleni yor.
      *  Her ay 4 milyon üye ekleniyor .
      *  Ayda 600 milyondan fazla arama yapılıyor.
         Toplam 30 milyar sayfaya bakılıyor.
         Günde 8.5 milyon fotoğraf eklenen Facebook
         interneti n bu alandaki en büyük sitesi
         Sitede toplam 1.7 milyar fotoğraf var.
      * Dünyanın en çok ziyaret edilen 7’nci sitesi.
         Facebook’ta 500 bin grup bulunuyor . Bunların 2 bini üniversite ve 25 bini ise lise grupları.
      * Üyelerin yüzde 60’ı siteye günde en az bir kez; yüzde 85’i haftada en az bir kez giriyor.
      * Facebook’un en büyük kullanıcı grubu 17-25 yaş arası kızlar (yüzde 69).
      * 35 yaş üstü üyelerin sayısı bir yılda yüzde 4700 arttı ve 3.6 milyon oldu.
      * Üyeleri hakkında her gün 300 milyon bilgi notu güncelleyen
         Facebook, dünyanın en büyük haber sitesi.
         KAYNAK : www.milli yet.com.t r
         ALINTI :   http://medya.webim.eu/?i=1386

MEHTAP YILDIZ GİRAYHAN - İSTANBUL

GENÇNEWFORUM DÜŞÜNCE PAYLAŞIM  

FACEBOOK VE SOHBET CHAT

Merhaba gençlik
sizlere facebook ile ilgili önemli bir ayrıntıyı sunmak istiyorum
facebook içinde bulunan sohbet chat paneli ile
messenger ağındaki sohbet chat paneli
ve diğer java proğramlı sohbet chat panelleri arasında
kişisel güvenlikle ilgili önemli bir fark var
bunu bir anektod olarak aktarmak istiyorum
messenger ağındaki sohbet chat panelinde ki sohbet konularını
sadece paylaşılan kişi okur ve kaydeders e ancak o kaydeder ve bilgiler onda kalır
ve messenger de genel yapısıyla facebook gibi bir web sitesi formatında
dünyadaki bütün insanlara anında iletilebi len bir yapı yoktur
messenger de yazılan sohbet chat konuarı
anında facebook gibi dünyadaki tüm insanlarc a okunamaz
java proğramlı sohbet chat sitelerin de ise yapılan sohbet chat konuları
genel sohbet odasında administr atörlerin log kayıtlarıyla
veya özelde yazışılıyorsa yazışılan kişinin kaydetmes iyle
kaydeden kişinin eline geçer
fakat bu bilgiler java proğramında facebook gibi bir web sitesi yapısı olmadığından
dünyadaki herkes tarafından anında okunamaz
fakat facebook ile yapılan sohbet chat konuları anında kaydedile rek
facebook sayfasında görüntülenip tüm dünyadaki kişilerin bilgisine sunulabil ir
işte bu yönüyle facebook içinde sohbet chat yapılması
messenger veya java proğramlı sohbet chat panelleri ne göre daha risklidir
çünkü neticede sanal alemde kişilerin gerçek karakterl erini bilmediğimizden
bilmeden tanımadan aslında art niyetli kişilerle yapılan facebook chat sohbetler i
bu art niyetli kişi tarafından farklı amaçlarla ve farklı eklentile rle
facebookt a yayınlanırsa bütün dünya ile anında paylaşılmış olunur
ve bu paylaşım sonrasında facebookt a hiç bir şey silinemey eceğinden
ve kayıtlı kalacağından dolayı bu paylaşımı dünyaya ileten kişi ile
paylaşım sahibi arasında yaşanabilecek küçük bir anlaşmazlıkta
bu sohbet chat konuları bir tür karalama ve şantaj malzemesi haline dönüşebilir
facebook ile yapılan sohbet chat konuları bu farklı ve riskli yönüyle
messenger ve java proğramlı sohbet chat panelleri ndeki güvenlik açıklarından
daha risklidir ve sakıncalıdır bunu sizlerle paylaşmak istedim

MEHTAP YILDIZ GİRAYHAN - İSTANBUL

GENÇNEWFORUM DÜŞÜNCE PAYLAŞIM  

FACEBOOK VE SOHBET CHAT


FACEBOOK HELAL İLE HARAM

 FORUM ALACAKARA NLIKLAR İSTANBUL 2013

 AHMET FUAT YILMAZOĞLU

 Değerli kardeşlerim " Facebook haramdır "isimli bir yazı okudum
 Gerçekten İslamiyette Facebook kesinlikl e haram olurmu diye düşündüm
 Bu konuda yazılmış bazı önemli İslami kaynakları araştırdım
 Ve edindiğim bilgiler neticesin de bir yazı yazmayı düşündüm
 Öncelikle aşağıdaki yazıyı okumanızı istirham ediyorum
 Daha sonra ben konumuza geri dönerek
 Özetle bazı şeyleri aktaracağım
Şimdi aşağıdaki yazıyı okuyalım

 SALİH ÇETİN AYDIN

 FORUM TRANSDİNYESTERS İSTANBUL 2012

İSLAMİYET VE HAYAT FACEBOOK

 Facebook harammıdır veya helalmidi r diye soruluyor
 Yaşantımız içinde herhangi bir şey hakkında
 Haram ve helal oluşu ile ilgili verilecek hüküm
 Neye göre veriliyor diye soruluyor sa eğer
İslamiyette herhangi bir konuya ait hüküm
 Ayet Hadis İcma ve Kıyasa göre veriliyor deriz
İncelenecek konuya ait hüküm aranıyorsa
 Direkt Kuran-ı kerimde veya bazen açıkça mealde bulunabil ir  
 Bazı konularda ise bu şekilde direkt hüküm alınamayabilir
 Çünkü ayetler iki çeşittir ve muhkem veya müteşabihtir
 Sünnet-i seniyyeye daha doğrusu Kütüb-i Sitteye baş vurulur
Peygamber imizin yaşantısında bu tür bir hüküm varmıdır bakılır
 Net bir hüküm bulunamaz sa İcmaya baş vurulur
İcmanında yetersiz kaldığı durumlard a Kıyas ile hüküm kurulur
 Kıyas ise bilim ve teknoloji nin gelişmesiyle hükmünü verir
 Ancak bu İctihad öyle basit elde edilecek bir şey değildir
 Haram denilince ilk algılanması gereken
 Genel olarak insana veya topluma zararlı donelerdi r
 Helal ise bunun tam tersi olarak algılanır
İslamiyetin hakiki manada haram veya helale bakış açısı budur
 Tarih süreci içinde islam alimlerin in durumuna bakılırsa eğer
 Bazı konularda hüküm elde edilebilm esi için
 Eskiden hakiki islam alimleri tek başlarına karar vermezler di
Ve konuyla ilgili bir çok detaya önem verirlerd i
 Bir çok farklı bilimsel kaynağıda araştırırlardı
Konuyla ilgili bir çok nesne ve olayı inceledik ten sonra karar verirlerd i
 Çünkü eskiden hakiki islam alimleri herşeyin farkındalardı
 İslamiyette ruhban sınıfı olmadığını çok iyi biliyorla rdı
"Din adamı "diye bir sınıfın islamiyet te olmadığını biliyorla rdı
Fakat günümüzün bazı islam alimleri hiç bir şeyin farkında değildirler
İctihadın hükmü hem hüküm veren için hemde diğer kişiler için geçerlidir
 Yani islam alimi herhangi bir konuda haram diyorsa eğer
 Haram dediği içtihadın kendisi içinde haram olduğunu bilmesi gerekir
 Bu yüzden eskiden hakiki islam alimleri ictihadla rına dikkat ederlerdi
 Tabi bu günümüzdeki bazı islam alimleri böyle dikkat içinde değildirler
 Haram dedikleri bazı cürümleri kendileri de bilerek yada bilmeyere k
İşledikleri vakidir ve bu durumdan kendileri de hoşnut değildirler
 Bazende sanki kendileri ne haram değilmiş gibi
 Bir hava oluşturma gayreti içindedirler
 Günümüzün bazı islam alimlerii n içtihadlarına bakarak
 Bizlerin haram veya helal konularında şüphelere kapılmamız gayet doğaldır
 Bazı islam alimleri Facebook için " kesinlikl e haram "demektedi rler
 Bazı islam alimleri ise Facebook için kesinlikl e haramdır denilebil mesi için
 Niyet ve davranış yapısının önemli olduğunu belirtmek tedirler
 Facebook için kesinlikl e haramdır denilebil mesi için
 Ayet ve hadisler ile İcmada kesin bir hükmün olması gerekmekt edir
 Facebookl a ilgili böyle kesin bir hüküm ayet-hadis ve icmada mevcut değildir
 O halde Facebook kıyasın ve içtihadın konusudur diyebilir iz
 Bu konuda kıyas ve içtihad için izlenecek yol şudur
 Önce İslam alimleri ve nazari alimlerin bir araya gelmeleri gerekmekt edir
 Detaylı bir araştırma yapmaları gerekmekt edir
 Fakat Facebook konusunda böylesine detaylı bir araştırma yapan bir kurum
 Veya bir kuruluş henüz mevcut değildir
 Bu konu bazı islam alimlerin in söyledikleri şeylerle sınırlıdır
 Kimisi haram kimisi helal demektedi rler
 Ve bu konu bir çok çelişkilerle doludur
 En basiti şudurki Facebook için kesinlikl e haram diyen bir islam aliminin
 Haram oluşu dolayısıyla Facebook kullanmam ası gerekmekt edir
 Çünkü eğer Facebook haram denilirse
 Herkese haramdır hacıyada hocayada haramdır
 Fakat nedense haramdır diyen bazı islam alimlerin in
 Kendileri ne ait olan özel Facebook hesapları olduğu bilinmekt edir
 Dolayısyla burada içtihadla icraat arasında bir çelişki ortaya çıkmaktadır
 Ve bu içtihadında toplum içindeki güvenilirliğini yıpratmaktadır
 Saygılarımla

 SALİH ÇETİN AYDIN

 FORUM TRANSDİNYESTERS İSTANBUL 2012

İSLAMİYET VE HAYAT FACEBOOK



FACEBOOK HELAL İLE HARAM

 FORUM ALACAKARA NLIKLAR İSTANBUL 2013

 AHMET FUAT YILMAZOĞLU

 Evet kardeşlerim yukarıdaki yazıyı okudunuz
Şimdi kaldığımız yerden devem edelim
 Haram ve helal ile ilgili suçlanacak kişi insanmıdır
 Ortaya çıkan vakamıdır veya kullanılan alet edevatmıdır
 Bazı islam alimlerin in bazı konularda
 Çok önceleri verdiği kesin haram hükmünün
 Daha sonraları zaman içinde değiştiğini görüyoruz
 Sebebi ise bazı islam alimlerin in konuya vakıf olmamalarından
 Veya detaylı araştırma yapmamala rından kaynaklan maktadır
 Bazı islam alimlerin in ilk etapta bu şekilde verdikler i hükümler  
 Bazı şeylerin helal yada haram olduğunu belgeleme k için yetersizd ir
 Dünyada bir çok şeyin helal yada haram oluşunu belgeleye n ise
 Zaman içersinde yaşananlar neticesin de elde edilen bilgilerd ir
 Bunun içinde hem islami ilimlerin hemde nazari ilimlerin ortaklığı şarttır
 Haram zararlıdır ve helal faydalıdır
 Doktorlar bıçak ile ameliyat yapmaktadırlar
 Doktorun kullandığı bıçak için haram deniliyor mu
 Bıçak ile insan öldürülüyor katledili yor
 Peki yine o bıçak için helaldir denilebil iyormu
 Atom enerjisiy le ülkeleri yok edebilirs iniz
 Ancak Tıp için kullanara k hastaları tedavide edebilirs iniz
 Bazı İslam alimleri Televizyo n ilk yayına başladığında
Televizyo n için haram diyorlardı
Fakat günümüzde bir sürü islam alimini televizyo nlarda görüyoruz
 Ve bazı islam alimlerin in kendi televizyo nları ve radyolarıda mevcuttur
 Uçak içinde ilk önceleri bazı islam alimleri haram demişlerdir
 Sebebi ise " Peygamber imiz Hz.Muhamm ed sav Efendimiz
 Gideceği uzun yerlere bile uçak ile seyahat etmemiştir " denilmiştir
 Fakat günümüzde bir çok islam aliminin uçakla seyahat ettiği vakidir
 Mikrofonu n kullanılması içinde bazı islam alimleri haram demiştir
 Fakat günümüzde bir çok islam aliminin
 Katıldığı proğramlarda mikrofonl a konuştuğu görülmektedir
 Kısacası önce haram denilen bir çok şeyin
 Kullanılış amacına göre haram veya helal hükmünün değiştiği
 Fakat ilk etapta haram diyen bazı islam alimlerin in değişmediği
 Dolayısıyla Facebook ile ilgili hükmünde zamanla değişebileceği
 Bu yüzden " Facebook kesinlikl e haramdır " diyen bazı islam alimlerin e
 Bu konuda daha detaylı bir araştırma yaptıktan sonra
İçtihad yayınlamalarının daha uyguın olacağı hatrlatılmalıdır
 Facebook için son söyleyeceğimiz bir kaç önemli ayrıntı şudur
 Facebook'un haram veya helal oluşu kişiye ve kullanıma göre değişir
 Kişi haram yoldada kullanabi lir helal yoldada kullanabi lir
 Haram veya helal olmasına kişinin kendisi davranışıyla yön verir
 Umarızki bu konuda zamanla daha detaylı araştırmalar yapılır
 Ve yine umarızki Facebook gibi bir sitenin benzerini
 Müslümanlar imal ederek yine islamiyet in hizmetine sunabilir İnşallah


 FACEBOOK HELAL İLE HARAM

 FORUM ALACAKARA NLIKLAR İSTANBUL 2013

 AHMET FUAT YILMAZOĞLU


FACEBOOK HARAM VE HELAL

FORUM İSLAMGEZGİNLERİ İSTANBUL 2013

MEHMET TARIK SÜLEYMAN

Facebook ile ilgili bir çok araştırma yazı dizisi mevcut
Günümüzde bazı islam alimlerin in
Facebook'un haram veya helal oluşuyla ilgili
Bazı kıstasları mevcut
Bazıları haram diyor bazıları helal diyor
Bu yazıyı kaleme almaktaki maksadım
Sadece Facebook ile ilgili değildir
Neticede elbette o konu ile ilgilide bir iki çift sözüm olacak
Facebook'un haram veya helal oluşunu
Facebook kullanan kişinin kendisi belirler
Facebook kullanan kişi isterse haram olarak kullanabi lir
Yine isterse helal olarakta kullanabi lir
Bu kullanıcının tercihind e ve tasarrufu ndadır ve herkes özgürdür
Kullananın ne amaçla kullandığını yine kişinin kendisi ve Allah c.c bilir
Kul kulun kalbinide hakiki niyetinid e bilemediğinden
Hiç kimse bazı kişiler hakkında
" Facebooku haram olarak kullanıyor " diyede hükümde veremez
Herkez kendisind en mesuldür ve hesabını Allaha kendisi verir
Kimse kimseden Allahın soracağı hesabıda soramaz
Çünkü kimse kimsenin kalbini görecek kudreti yoktur
Bu konuyla ilgili bir kıssa şöyledir
Müşriklerle Ashab-ı kiram arasındaki bir savaş sırasında
Müslümanların cengaver savaşçılarından bir Ashab-ı kiram
Müşriklerden biriyle yaptığı kılınç düellosu neticesin de
Onu yere sermiş ve boynunu kılıncıyla uçuracağı sırada
Müşrik " La İlahe İllallah " demiştir
Ashap-ı kiram savaşçı ise onun boynunu uçurduğu sırada
Peygamber imiz Hz.Muhamm ed sav Efendimiz
" La İlahe İllallah demişti ve iman etmişti neden öldürdün "
Diye buyurdu
Ashap-ı kiram ise şunu söyledi
" O gerçekten iman etmedi
Ve Allahtan korktuğu için bunu söylemedi
Benim ve kılıncımın hışmından korktuğu için
Ölümden kurtulmak için bunu söyledi " buyurdu
Peygamber imiz Hz.Muhamm ed sav Efendimiz ise
" Belki kalpten iman etmiş olabilir
Sen onun kalbini açıp baktınmı " diye buyurduğunda
Ashap-ı kiram yaptığı hatadan pişman oldu ve tövbe etti
Evet müslüman kardeşlerim kıssa böyledir
Ben sizlere şunu söylemek istiyorum
Bazı müslüman alimler yıllardır şu hatayı yapıyorlar
Müslümanlara zararı dokunabil ecek bazı şeyler ile
Başa çıkamayacaklarını anladıklarında
Müslümanlara " Haramdır " diye buyuruyor lar
Ve tabi her zaman olduğu gibi
Bunu demeleri hiç bir işe yaramıyor ve yaramayac akta
Yıllardır içki faiz ve zinanın haram olduğunuda söylemişlerdir
Fakat bunu söylemelerinin hiç bir faydası olmadığı gibi
İçki içenlerin ve faiz alanların
Ve zina edenlerin sayısı dahada çok artmıştır
Yani işin aslı ne zaman bazı islam alimleri bir şeyi " Haram " demişse
"Haram " dedikleri şeyin takipçisi daha çok artmıştır
Halbuki bunu söylemek yerine
Haram fillin ortaya çıkmasını engelleye cek sebepleri  
Ortadan kaldırmak için çaba sarf etselerdi keşke
Peki neden bazı islam alimlerin in " haram " dediği şeyin
İslam alimleri " Haram " deyince kullanıcısı neden artıyor
Bunun bir çok sebebi var
Bu sebeplerd en birini örnek verecek olursak
Şöyledir yazalım
Avrupada matbaa teknoloji si geliştiği sırada
Elleriyle Kuran-ı kerim yazan
Ve bu elleriyle yazdıkları Kuran-ı kerim karşılığında
Bayağı iyi para kazanan bazı hafızlar vardı
Bu bazı hafızlar matbaa teknoloji sinin gelmesini istemedil er
Çünkü matbaa gelirse elle yazma işi bitecekti
Ve elle yazan bazı hafızlar artık para kazanamay acaklardı
Bu bazı hafızlara ayak uyduran bazı cahil islam alimlerid e aynı fikirdeyd iler
Bu bazı cahil islam alimlerin in görüşleri diğer islam alimlerin ede sirayet etti
Matbaa avrupada yayılmaya başladı ve bu konuda tekeller oluşmaya başladı
Müslümanlar ve bazı cahil islam alimleri bunu hiç önemsemediler
Çünkü bazı cahil müslümanların adetidir
Bilim ve teknoloji yi zerre kadar önemsemezler
İbrahim Müteferrika matbaayı getirmek istediğinde " gavur icadı "
Diyerek ve inceleyip araştırmayarak hemen bazıları tefva vermişlerdi
Daha sonra bu matbaa konusunda tekelleşme
Osmanlı ve müslümanlara düşmanlık edenlerin kontrolüne geçince
Ve matbaa ile islamiyet in ve müslümanların aleyhine yapılan faaliyetl er artınca
Bu sefer " Haram " diyerek bunun önünü kesmeyi denemişlerdir
Çünkü bu konuda eğitimli kişiler ve bilim ve teknoloji müslümanlarda yoktur
Bununla mücadele edecek güç ve kudrette zaten müslümanlarda olmayınca
" Haram " diyerek matbaanın yayılmasını önlemeye çalışmışlardır
Daha sonra bu matbaa ile mücadelenin tek şartının
Ancak kendileri ne hizmet edecek bir matbaa kurmakla olabileceğini anlamışlardır
Ve matbaa için " gavur icadı " demenin faydasızlığını görmüşler  
Ve dolayısıyla " Haram " demektend e vaz geçmişlerdir
Daha önce " gavur " dedikleri kişilerden
Matbaa konusunda yardım almaya çalışmışlardır
Bu sefer ise önce " Haram " dedikleri için
Bazı müslümanlar bu islam alimlerin in sözüne uyarak
Matbaayı kullanmayı " Haram" diyerek reddedere k
Osmanlının bu konudaki teknoloji k gelişmesini durdurara k
Osmanlı ve islam düşmanlarının
Matbaa konusunda dahada tekelleşmesini sağlamışlardır
Bazı akl-ı selim müslümanlar olayı fark ettikleri ndede
Bu bazı islam alimlerin in matbaa konusunda ki tavrına artık bakmayara k
Bazı islam alimlerin in " Haram" demelerin deki maksadın yanlış olduğunu
Ve bu bazı islam alimlerin in yabancı kökenli olduklarını düşünerek
Müslümanların bilim ve teknoloji deki gelişimini durdurmak için
Bunu söylediklerini fark etmişlerdir
Ve toplumda matbaaya "Haram " diyen bazı islam alimlerin e
Artık inanılmaması gerektiğini düşünerek
Bazı İslam alimlerin in yüzünden tüm islam alimlerin e güven azalarak
İslam alimlerin in " Haram " dedikleri şeylerin aslında öyle olmadığını düşünerek
"Haram " denilen herşeye dahada çok ilgi ve alaka göstermişlerdir
Televizyo n denilen elektroni k alet piyasaya çıktığında
Müslümanlar ve bazı islam alimleri bunu hiç önemsemediler
Tıpkı matbaa için dedikleri gibi " gavur icadı " dediler
Televizyo nun islamiyet e ve müslümanlara
Zararıda dokunabil eceğini gördükleri zaman
Müslümanları uzak tutmak için " Haram " dediler
Fakat bunun hiç bir faydası olmadı
Aksine Televizyo n herkesin hayatının bir parçası oldu
Sonra bazı islam alimleri baktılarki
"Haram " demeyle bir şey olmuyor ve haramın sayısı artıyor
Bu sefer bununla baş etmenin yolunun
" Haram " denilen televizyo nun nasıl helal hale getirileb ileceğini düşünerek
Bu sefer kendileri televizyo nlara çıkmaya ve televizyo n açmaya başlamışlardır
Dolayısıyla önce haram dedikleri televizyo nu sonra kendileri kullanınca
Bu yüzden bazı müslümanlar bu bazı islam alimleri için " ikiyüzlü " demişlerdir
Aslında bu bazı islam alimlerin in suçu ikiyüzlülük değildi
Sadece kendileri nin imal etmedikle ri bir şey hakkında
Hüküm vermenin veya " İslamiyete göre haramdır " demelerin in
Bazen hatalı olabileceğinin farkına varamamal arından kaynaklanıyordu
Müslümanlar nedense bilim ve teknoloji yi dışlayarak
Hiç bir konuda çaba ve emek sarf etmeyerek
Yabancıların ürettiği şeyleri alıp kullanmayı tercih ederek
Daha sonrada üretmediği şeyler hakkında detaylı bilgisi olmadığı için
Ve asıl üreticilerinde müslümanların dışındaki kişiler olduğu için
Ve gerektiğinde bu bazı teknoloji k aletleri
Müslümanlara karşı bir kültürel emperyali zm amaçlı kullanabi ldiklerin den
Kısacası müslümanlara zararı dokunduğundan
Bu zarardan müslümanların kurtulması için
" Haram " demekle güya tehlikeye karşı
Mücadele edebilece klerini ve başa çıkabileceklerini düşünerek
"Haram" demişlerdir
Fakat ne yazıkki bazı islam alimlerin in daha önceleri yaptığı gibi
Araştırıp incelemed en " Haram " dedikleri herşeyi
Yine kendileri nin kullanmal arı yüzünden
Söyledikleri ile icraatları birbirine uymadığından
Bazı islam alimlerin in hangi konuda olursa olsun
 " Haram" demelerin in artık hiç bir inandırıcılığı kalmadı  
Şimdi Facebook içinde bazı islam alimleri " Haram " diyorlar
Fakat bazı islam alimleri Facebook kullanıyor
Bazı müslümanlarda bu bazı islam alimlerin i kendileri ne örnek alarak
Demekki bazı islam alimleri kullandığına göre haram değildir
Diye düşünmeye başladığından
Facebook kullanıcısı sayısı gün geçtikçe artacaktır
Halbuki " Haram " diyecekle rine
Şunu deseler mesela
"Facebook müslümanlarca üretilmedi
İslami formasyon dan geçirilmedi
Bizler müslümanlar olarak islami bir Facebook imal etmeliyiz " deseler
Belki Facebook kullanıcı sayısı azalır ve islami Facebook sayısı artardı  
Fakat bizler bazı cahil islam alimlerin in
İslama hizmet edeyim derken
Aslında islama hizmet edecekler i engellediğini
Ve islam ve müslümanların bazı konularda gelişmesinin önüne geçerek
Dolayısıyla İslam dışındaki güçlerin dahada güçlenmesine
Bilerek yada bilmeyere k hizmet ettikleri ni düşünüyoruz
Zamanında çünkü Fatih Sultan Mehmedin İstanbulu fethinde
Havan topunada bazı islam alimlerin in " gavur icadı " diyerek soğuk baktığını
Sultan Abdülhamit Osmanlıyı yıkılıştan kurtarmak için
Bilim ve teknoloji de gelişmenin gerektiğini düşünerek
Sanayi-i nefise mektebini ve lokomotif fabrikasını açmaya çalışırken
Bazı cahil islam alimlerin in
" Dergaha gelip tesbih çekmiyor ve gavur güruhu ile ilgileniy or "
Diyerek aslında Osmanlının bilim ve teknoloji de gelişmesini engelleye rek
Ve Osmanlının kuyusunu kazan yabancıların daha çok güçlenmesini sağlayarak
Daha doğrusu Osmanlıyı bilim ve teknoloji ile yıkmaya çalışanlara
Dolaylı olarak bilerek yada bilmeyere k destek olarak
Osmanlının yıkılışını hızlandırdıklarını unutmamak gerekir
Şimdi bazı islam alimleri Facebook için haram demiştir
Evet kardeşlerim bu bazı islam alimlerin in görüşleri gerçekten doğru olabilir
Fakat tarih süreci içinde bazı haram denilen şeylerin
Zaman içinde haram denmesini n yanlış olduğuda ortaya çıktığı için
Bu konuda detaylı bir araştırma yapan kurum yada kuruluşun
Bu konudaki "Haram" yani zararlı olduğuna dair
Araştırma ve inceleme raporlarının henüz yayınlanmadığı için
Facebook kesinlikl e haram'dır fetvasına karşın
Yinede kafamıza takılan ve cevap istediğimiz bazı sorularımız mevcuttur  
Bu konularda detaylı bilgisi olan değerli müslüman kardeşlerimizin
Veya değerli islam alimlerim izin aşağıdaki yazımıza yorumlarını bekliyoru z
Amacımız kimseyi kırmak yermek veya suçlamak değildir
Eğer sorularımızda böyle bir şey hissedili rse özür dileriz
Hakkınızı helal ediniz İnşallah
Şimdi aşağıdaki sorularımızı okuyunuz ve yanıt veriniz inşallah

1- Fetva veren bazı islam alimlerin in görüşlerine göre
Facebook kesinlikl e haram ise
Kuran-ı kerimde " Facebook kesinlikl e haram'dır "
Şeklinde bir ayet-i kerime mevcutmud ur
Mevcut ise hangi ayet-i kerimedir
Öğrenmek istiyoruz
2- Bu konuyla ilgili Hadis İcma ve Kıyas varsa
Kaynağı nedir bilmek istiyoruz
3- Fetva veren bazı islam alimlerin in
Facebook ile ilgili olarak
Bu konuda bilişim sektöründe görev yapan
Uzmanlarl a veya pskologla rla ortak bir çalışmalarının
Olup olmadığını öğrenmek istiyoruz
4- Facebook eğer gerçekten haram ise
Bazı islam alimlerin in buna " Haram " demeleriy le birlikte
Ve bunu Facebook'ta yayınlamalarıyla birlikte
Ve müslümanlarında bu yazıları okumak için
Facebook'a daha fazlaca gireceği için
Facebook kullanımının dolaylı olarak artacağı düşünülürse
"Haram " olan bir şeyin kullanımının
Artmasının nasıl engellene bileceği hakkında
Bazı islam alimlerin in görüşleri varmıdır
Öğrenmek istiyoruz
5- Facebookt a iyi veya kötü her yazılan yazının
Yazan kişinin veya ona hitap ettiği kitlenin
Popülaritesinin artmasına katkı sağlayacağını biliyoruz
" Facebook kesinlikl e haram'dır " fetvasıyla birlikte
Bu popülaritenin artmasıda gayet doğaldır
Böyle bir artışında hedefleni p hedeflenm ediğinin
Belirtilm esini istiyoruz
6 - Facebook'ta yazılan her türlü yazıdan dolayı
Aynı zamanda Facebook'un reklamı ve reytingin in artışına
Dolaylı yoldan hizmette edilmiş olunacağına göre
Facebook'unda kime ait olduğu ve kime hizmet ettiği
Bazı kaynaklar dan alınan belgelerl e sabit olduğuna göre
Ve bizim toplumda bazı islam alimlerin in " Haram " dedikleri herşeyin
Kullanıcı sayısının " Haram " dedikçe arttığına göre
Facebook kullanıcısının sayısınında daha çok artacağını
Ve eğer gerçekten haram ise
Dolaylı olarak haramın sayısınında artışının sağlanacağına göre
Hemde Facebook 'un hizmet ettiği kişilere
Bu sayede dolaylı olarak güç aktarımının sağlanacağına göre
Bunun sebebinin de buna " Haram " diyen bazı islam alimlerin in  
Farkında olmadan yada bilmeyere k katkı sağlayacağını düşünüyoruz
Bu düşüncemiz eğer yanlışsa
Neden yanlış olduğunun belirtilm esini istiyoruz
7 - Facebook eğer gerçekten " Haram " ise
Ve islam alimleri "Haram " dedikçe
Kullanıcı sayısının artışı ile birlikte
Bu işten en çok memnun olacak kişilerinde
Facebook üreticisi firma ile birlikte
Bazı para kazanan firmalar olacağını
Ve bazı firmaların bu paralarla
Filistind eki kardeşlerimize sıkılan mermileri n
Parasının ödendiği hakkında duyumlar aldığımızdan
Aslında bilerek yada bilmeyere k "Facebook kesinlikl e haram "
Türündeki yazılarla birlikte aslında dış güçlerede dolaylı yoldan
Farkına varılmadan yada bilmeyere k hizmet edildiğinide düşünüyoruz
Bu düşüncemiz yanlışsa neden yanlış olduğunun belirtilm esini istiyoruz
8 - Bazı cahil islam alimlerin in
Tarih süreci içinde ve sürekli olarak
Batılıların ürettiği bilim ve teknoloji k her türlü ürüne
" Haram " diyerek
Müslümanları "Haram" olan bir şeyden uzak tutmakla birlikte
Aslında bu konudaki bilim ve teknoloji dende
Müslümanların geri kalmalarının sağlandığı vakidir
Şimdi " Facebook kesinlikl e haram'dır "
Denilerek bu konudaki üretilebilecek
Müslümanlara ait islami facebook sistemler ininde
Üretiminin engeleneb ileceğini düşünüyoruz  
Bazı islam alimlerin in fetva vererek
Bu üretimin engellenm esine bilmeyere k
Veya farkında olmadan katkı sağlayacağını düşünüyoruz
Eğer düşüncemiz yanlışsa neden yanlış olduğunun belirtilm esini istiyoruz
9 - Facebook eğer helal ise
Bazı islam alimlerin in " Haram " diyerek
Müslümanların bu konudaki bilimsel ve teknoloji k gelişiminin
"Haram " diyerek dolaylı olarak önüne geçebileceğini düşünüyoruz
Ve bazı islam alimlerin inde Facebook ile ilgilendi klerini bildiğimizden
Ve bazı müslümanlar bu işle uğramaktan vaz geçtiğinde
Bazı islam alimlerin in Facebook konusunda
Teknoloji k çevrelerle bağlantı kurabilec eğini
Ve kendileri ne ait farklı bir Facebook sistemi ile uğraşabileceğini
Ve kendileri ne ait bu sistemle bu Facebook pazarında yer alabileceğini
Zaman içinde tekelleşebileceğinide düşünüyoruz
Ve bu bağlamda " Haram " diyerek
Farklı tekelleri n oluşmasını engelleme yemi çalışıyorlar
Bunu düşünmekteki amaçları ve niyetleri nin
Halis ve iyi niyetle olmasını temenni ediyoruz
Bu konuda bilgisi olan varsa bizlerle paylaşsın inşallah
10 - Bu yazmızda hiç bir mezhebi veya tarikatı
Veya cemaati veya herhangi bir islam alimini
Veya herhangi bir müslümanı suçlamak gibi bir niyetimiz yok
Ülkemizin yetiştirdiği çok değerli islam alimleri vardır
Rabbim bu islam alimlerin den razı olsun inşallah  
Kalp kırıp gönül kırdıksa affola
Hakkınızı helal ediniz
Bütün tarikat mezhep ve cemaatler deki kardeşlerimiz
Bizlerin din kardeşleridir
Hepimiz müslümanız ve birlik ve beraberli k içinde olmamız gerekiyor
Fikir ve düşüncelerimizi paylaşmamız ve istişare etmemiz gerekiyor
Bir müslüman kardeşimiz hehangi bir şeyden zarar görürse
Bu zarar hepimize yansır ve tüm Ümmet-i Muhammedi etkiler
Akıllı olalım ve akıl akıldan üstündür
Müslümanlar olarak birbirimi zi anlayalım ve dinleyeli m
Yeri geldiğinde müslümanlar olarak birbirimi zi ve kendimizi eleştirelim
Hepimiz kuluz ve kul beşer ara sıra şaşar
Hepimizin mutlak hatası olabilir
Rabbim hatalarımızı görmeyi ve hatalarımızdan dönmeyi
Hatalarda n ders almayı ve tövbe etmeyi bizlere nasip etsin İnşallah
Allaha emanet olunuz
Selamün aleyküm
 


FACEBOOK HARAM VE HELAL

FORUM İSLAMGEZGİNLERİ İSTANBUL 2013

MEHMET TARIK SÜLEYMAN


  

FACEBOOK İLE İLGİLİ ŞİKAYET VE  BİLDİRİMLER
KONU İÇİN ALTTAKİ LİNKİ TIKLAYINI Z

http://www.e-sorgu.org/facebook-mesaj-engelleme-face-sadece-arkadaslarim-mesaj-atsin.html


http://www.google.com.tr/#hl=tr&tbo=d&sclient=psy-ab&q=facebookta+%C3%B6zel+mesaj+engelleme&oq=FACEBOOKTA+%C3%96ZEL+MESAJ+E&gs_l=serp.1.0.33i21.18118.38807.6.43870.13.9.0.4.4.1.1433.4487.2-1j1j1j3j0j1.7.0...0.0...1c.1.sjQC2qLWwmU&pbx=1&bav=on.2,or.r_gc.r_pw.r_qf.&fp=8855f024979ed1c5&biw=1024&bih=614



http://www.gundemyorumlari.com/facebook-iletisim-adresleri-e-mailleri-sikayet.html

Bu yazı; Facebook İletişim Adresleri, facebook iletişim bilgileri hakkında ayrıntılı bir makale.

Facebook e-mail adresleri ve e-posta adresleri ni bulup Facebook ile iletişime geçmek isteyen

o kadar çok kişi var ki, onlara yardımcı olmak için facebook yetkilile rine ulaşabileceğiniz e-mail adresleri ni yazacağım.

Bazılarımız herhangi bir şeyi şikayet etmek için facebook’un e-mail adresine ihtiyaç duyarız…

Bazılarımızın facebook adresleri kapatılıyor, bazılarımızın adına yeni hesap açılıyor ve bunları bildirmek istiyoruz .

Facebook iletişim adresleri aşağıdaki gibidir;

Facebook ile ilgili herhangi bir öneriniz ya da isteğiniz varsa: info@facebook.com adresine mail gönderebilirsiniz.

Facebook hesabınız kapatıldıysa, konuyla ilgili disabled@facebook.com adresine mail atabilirs iniz.

Facebook’ta güvenlik ve gizlilik ile ilgili problemle riniz varsa privacy@facebook.com adresine mail atabilirs iniz.

Facebook’ta her hangi bir grubu, kişiyi ya da olayı şikayet etmek için ise; appeals@facebook.com adresini kullanabi lirsiniz.

Facebook’tan yardım istemek için ise help@corp.facebook.com adresini kullanabi lirsiniz.

Herhangi bir uyarı için ise warning@facebook.com adresi ile facebook yetkilile ri ile iletişime geçebilirsiniz.
  
  
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook+zararlar%C4%B1+&meta=
http://www.uruninceleme.com/?p=991
http://www.uruninceleme.com/?p=9281
http://www.yazarak.com/Yazi/2036/FACEBOOK-COK-TEPKI-ALDI-GERI-CEKILDI.aspx
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook+yaz%C4%B1lanlar+silinmiyor+kay%C4%B1t+donduruluyor&meta=
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook+tehlikeleri&meta=
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook+%C3%BCyesi+ka%C3%A7+ki%C5%9Fi&btnG=Ara&meta=
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=facebook+y%C3%B6netim+merkezi&meta=










 75 
 : Kasım 27, 2013, 12:24:03 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
FACEBOOK  KURULUŞ  AMACI  VE İSLAMİYET

HARUN NİHAT DEMİRCİOĞLU

FORUM İSLAMİYETİMİZ İLE İSTANBUL 2012


Selamün Aleyküm Müslüman kardeşlerim
Sizlere bugün Facebook nedir amacı nedir
Ve Facebook ile islamiyet e hizmet edilebili rmi
Bu konuyla ilgili bazı olumsuzlu klardan
bir iki anektod aktarmak ve bazı müslüman kardeşlerimizi
uyarmak istiyorum
Eskiden Web Dini Sohbet Chat kanalları vardı  
O tür yerlerde çok karakters izliklere şahit olundu
Şimdi ise aynı şeylerin Facebookt ada olduğu görülüyor
Facebook üstelik genel yapısı itibariyl e
Yaşanan olumsuzlu kların şikayetiyle
bilişim suçları  kapsamına alındığı
Hukuk Mahkemele rin delil kabul ettiği sosyal paylaşım alanıdır
Ve Facebook tamamıyla kişisel bilgileri n sergilend iği bir yer
Ailelerin parçalandığı ve boşanmaların yaşandığı bir yer
Bu konuyla ilgili aşağıya bir yazı alıntıladım
Aşağıdaki konuyu okuyalım
ve konumuza kaldığımız yerden devam edelim İnşallah



FACEBOOK  KURULUŞ  AMACI

http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/139585-facebook-neden-kuruldu


Facebook'un kurucusu Mark Elliot Zuckerber g'in
hayatını anlatan kitapta siteyi
"daha fazla kız tavlamak için"
kurduğu yer alıyor
Facebook'un kurucusu ve sahibi Mark Zuckerber g.
 ark Zuckerber g'in hayatını ve
Facebook'un nasıl kurulduğunu anlatan yeni bir kitapta
'Silikon Vadisi'nin genç dahisi için ilginç
iddialard a bulunuldu .
Ben Mezrich'in yazdığı kitapta zuckerber g'in
siteyi Harvard'daki gizli bir klübe üye olup
"daha fazla kız tavlamak için" kurduğu
iddia edildi. Ayrıca 24 yaşındaki Zuckerber g'in
bugün kraliyet ailelerin in
genç üyeleriyle lüks yatlarda gezdiği de ortaya çıktı.
Dünyanın en büyük internet sitelerin den
biri haline gelen Facebook'un kurucusu
Mark Zuckerber g'in Harvard Üniversitesi'nde
okuduğu yıllarda sitenin ilk versiyonu nu
gizli bir klübe üye olmak
ve öğrenci kızları bu siteden bulup
tavlamak için kurduğu ortaya çıktı.
Zuckerber g'in yakın çevresiyle
konuşarak hakkında bir kitap yazan
Ben Mezrich'e göre Mark yakın arkadaşlarına
"Şu site çalışır hale geldiğinde
bütün kızlar elimizin altında olacak.
Üstelik popülerliğim de artacak" diyordu.


FACEBOOK  KURULUŞ  AMACI



FACEBOOK  KURULUŞ  AMACI  VE İSLAMİYET


Evet  değerli müslüman kardeşlerim
Facebook kuruluş amacıyla ile ilgili
yukarıdaki yazıyı okudunuz
Facebook ile islamiyet e hizmet edilebili rmi
Bu konuyla ilgili bazı anektodla r aktarmak istiyorum
Müslüman kardeşlerim islami formasyon nedir
İslamiyetteki düstur hadis-i şerifle sabit
Peygamber imiz Hz.Muhamm ed sav Efendimiz  
" Bilim Çindede olsa alınız " buyurmuştur
Fakat burada buyrulan şey Bilimin alınmasıdır
Yoksa Peygamber imiz Facebook satın alın demiyor
Sizin dininize düşman Yahudiye para kazandırın demiyor
Bilim alınır teknoloji alınır ve ürün imal edilir
islamiyet e göre formasyon yapılarak kullanılır
Yahudinin ürettiği ve farklı amaç için ürettiği
ve ürettiği amaca hizmet için tasarladığı Facebook
Bu şekliyle İslamiyete ve müslümanlara faydasızdır
Ve Facebook islamiyet e ve müslümanlara zarar veriyor
Bunun sebebide müslümanlar tarafından incelenme den
güvenliği ve müslümanlara olan faydası araştırılmadan
ve kullanılırsa sonuçları ne olur test edilmeden
ve işin aslı islami formasyon dan geçmeden satın alındı
Ve kullanılıyor Coca-Cola gibi sağlığa zararlıdır
Ve islami Facebook Salam-World açıldı
Güvenliği ve ergonomik tasarımı süper
bilim teknoloji harikası fakat kızlarla sohbet zor galiba
Müslümanlar ise İslami Facebook kullanmıyor
Yahudinin Facebooku ndan kızlarla sohbete devam ediyor
Bir islam aliminin dediği şudur
" Yahudinin tahtasında santraç oynamayın
siz Yahudiyi yenseniz bile tahta onundur
tahtasını alır gider siz yendiğinizle kalırsınız
Facebook Yahudinin imal ettiği gemidir
Ve bu geminin varacağı limanı ve izleyeceği rotayı
Yahudi tesbit etmiştir ve o rotaya göre gidecekti r
Ve siz geminin içindesiniz ve kiminle olursanız olun
 ne kadar islamiyet için savaşırsanız savaşın
geminin varacağı liman önceden belirlenm iştir değişmeyecektir
gemi Yahudinin dir ve yahudiye ait şer limana varacaktır "
Almanyada n Mercedes alır kulllanırsınız otomobild ir
Ama Facebook otomobil gibi değildir
Sizin evinize ve ruhunuza girer nefsinizi harekete geçirir
Ve dininizi imanınızı elinizden alır yok eder
Bir zamanlar nasılki dünyayı sömüren siyonistl er
Aldıkları bir kararla dünyayı sömürmek için
Sömürünün anlaşılmaması ve zihinleri n körelmesi için
Ahlak ve maneviyatın yok edilmesi gerektiği için
JAWA proğramının geliştirilmesini istemiş
Ve insanlar üzerindeki etkisinin testi içinde  
Müslüman ülkeler içinde lider olabilece k Türkiye
ve Müslümanlar kobay olarak kullanılmıştır
Yahudinin Facebooku nda siz islamı anlatırsınız
sizin dininizi yok etmeye çalışan Yahudi ile savaşırken
Savaş planlarınız Facebook Amerika Laboratuv arlarında
Siz kiminle savaşıyorsunuz müslüman kardeşlerim
Siz daha bilim ve teknoljiy i alıp
islami Facebook üretemiyorsanız
Ve Yahudinin ürettiği Facebooka mahkumsanız
Ve Facebooku islami formasyon dan geçiremiyorsanız
Facebookt a islamiyet i yazmanız çizmeniz boşunadır
İslamiyete Yahudinin size açtığı pencerede n bakarak
Ve Yahudinin size verdiği talimatla rla yol alarak
islamiyet e hizmet edemezsin iz kardeşlerim
Ancak siz günaha ve harama bulaşırsınız
haysiyeti nizi şerefinizi ve namusunuz u kaybeders iniz
Yahudi Facebooku islamiyet e hizmet edilsin diye kurmadı
Sizde Facebookt a islamiyet ten bahsedere k Arslanlaştınız
Ama Yahudi sizin halinize gülüyor farkında değilsiniz
Yahudiye Facebook ile para vermekle islama hizmet edilemez
Bu sistem islamın sistemi değil ve o amaçla imal edilmedi
Müslümanlar Allah c.c Yahudiye verdiği aklı sizede verdi
Aklınızı kullanın ve kendi sistemini zi kendiniz imal edin
Ama gerek duymaz bazı müslümanlar
Çünkü bazı müslümanların tek amacı kızlarla dini sohbettir
Ve böyle müslümanlarında dinle imanla islamla Kuranla
Alakaları yoktur ve bilmeden Yahudiye hizmet ederler
Haberleri olmaz hakikatle rden onlara kalsa halis mümindir
YAHUDİNİN TAHTASIND A SANTRAÇ OYNAMAYIN



FACEBOOK  KURULUŞ  AMACI  VE İSLAMİYET

HARUN NİHAT DEMİRCİOĞLU

FORUM İSLAMİYETİMİZ İLE İSTANBUL 2012







FACEBOOK GRUPLARI VE İSLAMİYET

HARUN NİHAT DEMİRCİOĞLU

FORUM İSLAMİYETİMİZ İLE İSTANBUL 2012


Selamün Aleyküm Müslüman kardeşlerim
Sizlere bugün Facebook nedir amacı nedir
Ve Facebook ile islamiyet e hizmet edilebili rmi
Bu konuyla ilgili bazı olumsuzlu klardan
Bir iki anektod aktarmak ve bazı müslüman kardeşlerimizi
Uyarmak istiyorum
Eskiden Web Dini Sohbet Chat kanalları vardı  
O tür yerlerde çok karakters izliklere şahit olundu
Şimdi ise aynı şeylerin Facebookt ada olduğu görülüyor
Facebook üstelik genel yapısı itibariyl e
Yaşanan olumsuzlu kların şikayetiyle
Bilişim suçları  kapsamına alındığı
Hukuk Mahkemele rin delil kabul ettiği sosyal paylaşım alanıdır
Ve Facebook tamamıyla kişisel bilgileri n sergilend iği bir yer
Ailelerin parçalandığı ve boşanmaların yaşandığı bir yer
Bu konuyla ilgili aşağıya bir yazı alıntıladım
Aşağıdaki konuyu okuyalım
Ve konumuza kaldığımız yerden devam edelim İnşallah



AYŞE ZERRİN  EGESOYLUGİL  

FACEBOOK VE HAKİKİ  İSLAM  

FORUM DÜŞÜMMAVİDENİZLER  İSTANBUL 2012


Selamün aleyküm kardeşlerim
Bu forumda banada Allah rızası için yer verdiğiniz için
Allah razı olsun müslüman kardeşlerim
Teşekkür ederim hepinize  
Facebook ile ilgili çok şeyler yazıldı çizildi forumda
Ve Facebookt a herkes islamiyet ten bahsetti durdu
Kimse hakikatle ri yazıp çizmedi ve anlatmadı
Bütün bayanlar masum Kedi ve erkekler dişsiz Arslan
Bu yalanlara kimse inanmıyıor artık
Ve herkes ikiyüzlü ve gerçeği görüp kabul etmiyor
Kendine dahi gerçekleri itiraf etmekten çekiniyor
Müslüman kardeşlerim ben evliyim iki kızım var
Facebooka neden girdim ve neler yaşadım
Ve yaşadıklarımı Allah c.c bilirde ben bir şey anlatacağım
Eşimin benimle dini konularda  yazışmaması
Ve benim düşüncelerime saygı duymaması
Zerre kadar beni kaale alıp karşısına alıp sohbet etmemesi
Benim birileriy le islami fikirleri mi paylaşmama yok açtı
İnsan tek başına yaşayabilen bir mahluk değildir
Paylaşmaya her zaman ihtiyacı vardır
Eşiylede paylaşamıyorsa mecburen başkalarıyla paylaşır
Bende işte paylaşmak için Facebooka girdim
Bazı evli müslüman erkekleri n ikiyüzlülüğünü gördüm
Önce " Selamün Aleyküm Bacım,Dinden bahsedebi lirmiyiz "
Demesiyle başlayan ve sonra " canım aşkım tatlım " larla
Devam eden ve zerre kadar dinle imanla ahlakla ilgisiz
Dini sohbetler in olduğu bazı islami facebook gruplarını gördüm
Sözde islamiyet i anlatmak için bazı dini sayfalar açılmış
Bazılarının sahibi ilahiyatçı değil kızlarla dini sohbet için grup açmış
Amacı zaten Facebooku na eklediği kızlardan
Facebooku ndaki kızların yorumlarından belli zaten
Gruptada kızlara yorum yazıyor başka işi gücü yok
Bizim gibi evli bayanlard a işte gruplara girmiş
Bu evli barklı müslüman erkekleri ekliyor veya yazıyor işte
Bunun islamla Kuranla Dinle İmanla Ahlakla bir ilgisi yok
Ben açıkça itiraf ediyorum ama müslümanlar itiraf etmiyor
Ben pişmanım Facebooka girdiğim için yüreğim sızlıyor
Ama bakıyorumda bazı kimseleri n keyfi yerinde
" İslamdan bahsediyo ruz " diyorlar ve " Biz müslümanız "
Yazıklar olsun gerçekten yazıklar olsun başka ne diyeyim  


AYŞE ZERRİN  EGESOYLUGİL  

FACEBOOK VE HAKİKİ  İSLAM  

FORUM DÜŞÜMMAVİDENİZLER  İSTANBUL 2012



FACEBOOK GRUPLARI VE İSLAMİYET

Evet  saygıdeğer müslüman kardeşlerim
Yukarıdaki yazıyı okudunuz ve tüm gerçekler ortada
Yani bazı Facebook gruplarının ikiyüzlülüğü ortada
Dinden imandan bahsedilm esinin gerçekle ilgisi yok
Ve ben sizlere farklı bir şey aktarmak istiyorum
Bu bazı evli müslüman bayanlar gerçeği biliyorla r
Ama gerçeği bile bile " islami tebliğe devam " diyorlar
Gerçekleri yüzlerine vuran erkeklerd en hoşlanmıyorlar
Ve nerede ahlaksız ve ikiyüzlü şımarık yılışık erkek varsa
Bayanların bazıları aslında karakters iz olan erkeğin yanında
Bayanlarıda anlamak zor iş gerçekten ve hayret ediyorum
Bu karakters iz erkeğin hem yazı ve yorumlarına bakıyorlar
Hemde onun ne kadar karakters iz birisi olduğunu
İslamdan bahsetmes inin ikiyüzlülük olduğunu anlayamıyorlar
islami Facebook gruplarında dikkatimi çeken ikinci bir şeyde
Yabancılar var Arap Fars Amerikalı veya Malezyalı
Birde Türkiyeden katılan Türk Erkekleri var mesela
Türk erkekleri gruplarda fazla paylaşım yapmıyor
Ve kendi Facebookl arındada dini paylaşım çok az
Ve gruplarda sadece kızların paylaşımlarını beğenip
Kızların paylaşımlarına yorum yapmakla meşgüller
Ve Türk erkekleri nin asıl amacının KIZ olduğu çok belli
Ama Amerikalı veya Arap ile yabancıların geneli farklı
Yani yabancıların hiç olmazsa Facebookl arında islam var
Ve yabancıların gruplarda islami paylaşımları var
Yani elbette kızlarla ilgilenir ler ama Türkler gibi değiller
Türklerin KIZ için Facebook açtıkları ve gruplara girdikler i
Çok açık seçik belli ve bu olay artık bizleri rahatsız ediyor
Bir  Amerikan Webmaster sitesinin araştırmasını okuduk
Müslüman Türk Erkekleri nin %70  kadarı KIZ için Facebookt a
Bu Amerikan Webmaster sitesinin raporu sanırım doğru
Ancak bu gelişmeler bizim gibi müslüman erkekleri nde
Facebookt an nefret etmesine ve ayrılmasına sebep oluyor
Allaha emanet olun selamün aleyküm




FACEBOOK GRUPLARI VE İSLAMİYET

HARUN NİHAT DEMİRCİOĞLU

FORUM İSLAMİYETİMİZ İLE İSTANBUL 2012



FACEBOOK VE MÜSLÜMAN ERKEKLERİN  CEHALETİ

HARUN NİHAT DEMİRCİOĞLU

FORUM İSLAMİYETİMİZ İLE İSTANBUL 2012




FACEBOOK VE MÜSLÜMAN ERKEKLERİN  CEHALETİ


Selamün Aleyküm Müslüman kardeşlerim
Sizlere bugün Facebook denilen yerdeki
Bazı olumsuzlu klardan bir iki anektod aktarmak
ve bazı müslüman kardeşlerimizi uyarmak istiyorum
Eskiden Web Dini Sohbet Chat kanalları vardı  
O tür yerlerde çok karakters izliklere şahit olundu
Şimdi ise aynı şeylerin Facebookt ada olduğu görülüyor
Facebook üstelik Mahkemele rin delil kabul ettiği bir yer
Ve Facebook tamamıyla kişisel bilgileri n sergilend iği bir yer
Ailelerin parçalandığı ve boşanmaların yaşandığı bir yer
Bu konuyla ilgili aşağıya bir yazı alıntıladım
Aşağıdaki konuyu okuyalım
ve konumuza kaldığımız yerden devam edelim İnşallah


5 BOŞANMA DAVASININ 4 ÜNÜN NEDENİ  FACEBOOK

http://www.haber7.com/neler-oluyor-hayatta/haber/1092513-5-bosanma-davasinin-4nun-nedeni-facebook


Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler
ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Özsoy
Türkiye'deki 5 boşanma davasının
4'nün nedeninin Facebook olduğunu
ve Google'de aranan ilk beş kelimeden
üçünün seks ve porno olduğunu söyledi.
Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi
tarafından düzenlenen
"Medya ve Mahremiye tin Sınırları"
Sempozyum u'na konuşmacı olarak katılan
Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Osman Özsoy
son zamanlard a çok kullanılan sosyal paylaşım
sitelerin in son durumlarını ve zararlarını anlattı.
Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Osman Özsoy
"7 sene önce Facebook kuruldu.
7 sene önce olmayan
şey şu anda boşanma davalarının
5 boşanma davasının 4'ünün nedeni durumunda dır.
Amerika'da bu oran yüzde 82'dir.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz.
Sonrasında da yazmaya karar verdim.
2010 yılında interneti n sosyal hayata
etkisi kitabım çıktı.
O günkü yaşadığım manzara bana ders oldu.
İnternetin mucidi olan kişi diyor ki
özellikle genç kitlelere ve kullanıcılarına
'Gençler, Facebook, My Space, gibi network
sitelerin de bir şeyler yazarken dikkat edin.
Farz edin ki klavye başında yazdığınız
her şey yarın iş başvurusu yaptığınızda
sizi değerlendirecek kişiler tarafından
okunacak veya internete bütün yazdıklarınızı
anne ve babanız, gelecekte çocuklarınız
ve torunlarınız okuyacak diyor.
Aman evlatlarım dikkat edin' diyor.
2010 yılı Ocak ayında Beyaz Saray'a bir grup genç
Obama'yı ziyaret etmek için gidiyorla r.
15 yaşındaki genç Obama'ya şunu soruyor.
'Efendim gelecekte başkan olmamız için
neyi tavsiye edersiniz' diyor.
Obama, gençlere diyor ki :
Facebook, My Space ve Twitter gibi
sosyal ağlara neler yazdığınıza dikkat edin
bir gün çoğunuzun hayatı kararacak' diyor.
Prof. Dr. Osman Özsoy
"Siz üniversiteye başladığınızda cep telefonu yoktu.
30 Mart 1994 yılında cep telefonu
Türkiye'de kullanılmaya başlandı.
İnternet 1997 yılında kullanılmaya başlanırken
mailleri 1998 ve 2000 yıllarında kullanmay a başladık.
Bakın 20 sene evvel olmayan şeyler
şu anda hayatımızın vazgeçilmezi durumunda dır.
İnsanlık tarihinde ilk kez şöyle bir şey oldu.
İlk kez bir sonraki kuşak bir önceki kuşağı geçti.
Büyükler öğretici olmaktan çıktı.
Hocalar da hoca olmaktan çıktı.
Akıllı tahtalar koydular okullara
öğretmenlere akıllı tahtaların nasıl kullanılacağını
5 yaşındaki anaokulu çocukları öğretiyor.
Baba akıllı telefon alıyor, nasıl kullanılacağını
5 yaşındaki çocuğundan öğreniyor.
Ustalık, kalfalık, çıraklık dönemi bitti
artık hayırlı olsun tüm dünyaya.
Arkadaşlar Google'da aranan ilk beş kelimeden
üçü seks ve pornodur.
Seksenler dizisinin dün akşamki bölümünde
eve telefon yeni bağlandı.
Ergün plak arıyor evin kızını
kız konuşabilmek için kaçarak bir yerlerde
konuşmaya çalışıyor.
Normalde şöyle olurdu
baba namaza gittiği zaman
veya işe gittiği zaman
delikanlılar arar evin kızıyla konuşurlardı.
Ortak alandaydı o zaman telefon
şimdi çocuklar evdeyken
korunaklı alanlarda olduğunu zannediyo ruz.
Windows pencere koymuş programın adını
bakın mahremiye t nedir perdeyi çekersiniz
ora sizin özel alanınız olur.
Adam perdeleri kaldırdı
pencerele ri sonuna kadar açtı.
Mahremiye t denilen bir kavram kalmadı.
Şimdi bu ne anlama geliyor
her şey kontrol altındadır" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA

5 BOŞANMA DAVASININ 4 ÜNÜN NEDENİ  FACEBOOK


FACEBOOK VE MÜSLÜMAN ERKEKLERİN  CEHALETİ

Evet Müslüman kardeşlerim yukarıdaki konuyu
okudunuz ve şimdi sizlere bazı şeyler aktarayım
Facebookt a bazı dini  sayfalar var
Kurucusun un kim olduğu
ve neye hizmet ettiği belli değil
Bazı islami Facebook grupları var
Kızlar ve erkekler bir arada yazışıyor
ve adına DİN deniliyor bu tür yazışmaların  
Asıl amacın ne olduğu belli değil
sadece kız-erkek sohbeti var islam sadece araç
Ve Bazı Müslüman evli erkekler var
sayfa veya grup sahibi olmuşlar
İlahiyatçı falan değil kim olduklarıda belli değil
Güya bu bazı Müslüman evli erkekler burada DİN anlatıyor
Peki bizim Dinimizde İslamiyetteki düstur nedir
Müslüman evli bir erkeğin görevi nedir
Önce islamiyet i kendisini n yaşaması gerekmekt edir
islamiyet in yaşama alanıda evi ve karısı ile kızı yani ailesidir
Facebook bir islamiyet i yaşama alanı değildir
Kendisi islamiyet i gerçek hayatında yaşarken
Müslüman evli erkeğin görevi şudurki
Karısına ve kızına islamiyet i anlatmalıdır
Bunu gerçek hayatında yapmalıdır Facebookt a değil
Facebook müslümanlığının islamiyet e faydası yoktur
Bazı Müslüman evli erkekler evinde karısıyla konuşmuyor
Evinde Facebooka bağlanıyor başkalarının karısıyla yazışıyor
Karısı yada kızı çay demlemiş ve erkeğin ayağına getiriyor
Ve müslüman evli erkek evde karısının yüzüne baka baka
Zerre kadar utanmadan haya etmeden sıkılmadan bunalmada n
Burada başkalarının karısıyla kızıyla dini sohbet ediyor
Şimdi hangi ayet ve hadiste böyle bir şey tavsiye edilmiştir
Veya erkek bayanlara eşini şikayet ediyor kızını şikayet ediyor
Bütün ailenin mahremiye ti ve özel alanlar yok ediliyor
Ve bu müslüman evli erkeğin karısı aynı şeyi yaparsa
O müslüman evli kadına kötü gözle bakılıyor ne alakası varsa
Şimdi müslüman evli erkeğin yaptığı şeyin dinle ilgisi varmı
Dinimizde " başkalarının karısına din anlat " diye bir emir varmı
Müslüman kardeşlerim bu yapılanların dinle imanla ne ilgisi var
Haramın ve günahın olduğu yerde islamiyet ve ahlak olabilirm i
Kadınlarla sohbet bir Batı modasıdır islamiyet le ilgisi yoktur
Bekar erkek veya bekar kızın Batı  modasına uyması normaldir
Ancak evli erkek veya evli bayanlara ne oluyor peki
Müslüman evli erkek kardeşlerim sizlere tavsiyem acizane
Facebookt a  bazı " dini sohbet " veya " dini sayfa " veya " dini grup "
Bunların geneli sizler için saçmalıktır ve zerre kadar faydasızdır
Ve hiç yoktan yere bu tür yerlere girerek göz göre göre
Günaha ve harama bulaşıyorsunuz niye bunu yapıyorsunuz
Bu kadarmı nefsinizi n zevkinizi n esirisini z bu nasıl fazilet
Suriyede müslümanlar birbirini öldürürken sizlerin keyfi yerinde
Allah c.c sizlere Suriyeli kardeşlerimiz gibi afet vermedi
Siz ise Allaha şükredip islamı gerçek hayatınızda yaşayacağınıza
Facebook müslümanlığıyla uğraşmaktasınız
ve bayanlarl a dini sohbet etmektesi niz sebep nedir derdiniz ne
Bu Facebookt a DİN saçmalığından neden vaz geçmiyorsunuz
vaz geçmeniz için illa Rabbim sizlerin başınada musibetmi vermeli
Müslüman erkek kardeşlerim artık hakikatle ri görün
Facebook müslümanlığını bırakın ve gerçek müslüman olun
Ben sizleri müslüman kardeşim olarak seviyorum
Sevdiğim içinde harama ve günaha batmanıza gönlüm razı değil
Allah rızası için müslüman kardeşlerim
Facebook hesabınızı kapatın ve islamiyet i yaşamaya başlayın



FACEBOOK VE MÜSLÜMAN ERKEKLERİN  CEHALETİ

HARUN NİHAT DEMİRCİOĞLU

FORUM İSLAMİYETİMİZ İLE İSTANBUL 2012







AHMET REZZAK ŞAHİNOĞLU

SANAL ALEM VE FACEBOOK  İLE AHLAK

FORUM GÜNEŞLİDÜNYA İSTANBUL 2012



SANAL ALEM VE FACEBOOK İLE AHLAK

Selamün aleyküm değerli Müslümanlar
Kardeşlerim ben farklı ve çok önemli bir konuyu
Gündeme taşıyarak paylaşmak istiyorum
Bu konuda bildiğiniz araştırmalar varsa
Sizlerde Forumda bu konu hakkında
Rastladığınız araştırmaları yayınlayınız
Ve fikir ve düşüncelerinizi belirtini z İnşallah
Değerli Müslüman kardeşlerim
Sanal alem ve Facebook gibi
Sosyal paylaşım alanlarını
Herkes kendine göre farklı amaçlarla
Kullanmak tadır ve bir genelleme yapılması zordur
Fakat geçenlerde okuduğum New-Orleans kaynaklı
İngilizce bir dergideki anektod beni çok üzdü
Her ne kadar belirtile n kaynağın güvenilirliği
Tartışılır ve güvenilir olmadığı düşünülsede
Bence asıl düşünülmesi gereken kaynak değil
Bu konuda bizim Türkiye Müslümanları olarak
Bu konuda farklı araştırmalarımız ve incelemel erimizin
Olmayışı ve bu tür konulara ilgisizliğimizdir
Konu kısaca şu değerli Müslüman kardeşlerim
İnternet ve bilişim teknoloji sinin
Bizlere sunduğu hizmetler i ve WEB sitelerin i
Sanal alem ve Twitter ile Facebook gibi
Sosyal paylaşım ağlarını ne amaçla kullanıyoruz
Ve bu kullanılan amaç içinde İslamiyet hangi sırada
Ve kullanırken asıl amacımız fikir ve düşünce
Gelişimine katkıda bulunmak ve dinimizi yaymakmıdır
Yoksa DİN bizim için farklı amaçlara payandamı
olmaktadır ve DİN ile ilgisi olmayan amaçlarımız için
DİN sadece bir araçtan öteye geçememektemidir
Ve yalandan yere DİN ile meşgul olduğumuzu
Vitrinde göstererek aslında kendimizi
Ve akabinde ahlak dışı amaçlarımıza alet ettiğimiz
Diğer bazı müslümanları kandırmamızmıdır
Sanal alemde ve Facebook gibi sosyal alanlarda
Bizler ne derece ahlaklıyızdır veya ahlaksısızdır
Bu konuyla ilgili Amerikan West-Postcode İnternet Webmaster
Network Californi a Web sitesinde ki
Bir alıntıyı yayınlayan Amerikan dergisind eki
Anektoda göre Dünyadaki Müslümanların yaşadığı
Avrupa veya Asya ile Ortadoğu veya Amerikada ki
toplumlar içinde müslümanların genelinin
WEB sitelerin i sanal alem ve Twitter ile Facebook gibi
Sosyal paylaşım ağlarını islamiyet i yaymak amaçlı
ve ahlaklı şekilde fikir ve düşünce paylaşımında
Bulunan müslümanların ve Müslüman ülkelerin
bu bazdaki sıralaması nasıldır şeklindedir
ve Amerikan dergisind eki anektoda göre
Genel olarak İnterneti ahlaklıca kullanan ülke
İlk başta Endonezya ve Malezya gibi Uzak Doğu
Ülkeleri ve burada yaşayan müslüman halktır
Elbette her ülkede mutlaka ahlaklı ve ahlaksız
Müslümanlar bulunmakt adır ve istisnala r vardır
Ancak istisnala r genelin yerini tutamaz
Mustesna olanla asıl olan genelde kıyaslanamaz
Ancak herşeyde olduğu gibi bizi ilgilendi ren genelidir
Bu bağlamda Amerikan şirketinin araştırması
Endonezya ve Maleyza gibi uzak doğu müslümanlarının
Sanal alem ve Facebook gibi sosyal alanlarda
Bütün dünyadaki müslümanlardan daha fazla
Ahlaklıca hareket ettiği yönündedir
Ve islamiyet i araç değil amaç olarak kullandığıdır
Bilgi ve belge toplamak için fikir ve düşünce
Paylaşımı yapmak için çaba sarf ettiğidir
Listede bu yönde bir sıralama mevcuttur
Amerikada yaşayan müslümanlar ise
Endonezya ve Malezya' dan sonra ikinci sıradadır
Elbette bu birazda teknoloji ye hızlı ulaşmakla igili
Diye düşünülebilir ancak aynı teknoloji her yerde var
Google ve Facebook'un olmadığı ülke artık yok gibidir
Listeye göre Amerikanın peşinde İngiltere vardır
daha sonra Avrupadak i müslüman nüfus göze çarpıyor
ve sıralamada Fransa en başta ve Almanya en sondadır
Bu birazda müslüman yoğunluğu olan ülkelerden çok
islamiyet e bağlılığın azlığıyla veya çokluğuyla ilgilidir
Sayıca az olup nitelikte üstün olmakla ilgilidir
Ancak bu sıralama sanal ile ilgilidir ve varsayımdır
Gerçek nüfus ile veya islamiyet in yaşanmasıyla ilgili
Geneli temsil eden bir hüküm olarak kabul edilmeyeb ilir
Arap ülkeleri Avrupanın altındadır ve daha sonra listede
eski SSCB'den kopan yeni Türk Devletler i gelmekted ir
ve listenin en sonundada Türkiye'deki yaşayan
Müslümanlar gelmekted ir
Bu liste elbette Dünyadaki yaşayan müslümanların
Veya Müslüman ülkelerdeki yaşayan müslümanların
Veya Türkiye'deki müslümanların genelini kapsamaz
Sanal alem ve Facebook ile bütün ülke halkı
Meşgul değildir ve bu ülke genelini temsil etmez
Arap ülkelerindeki her müslüman bizim ülkemizde
Yaşayan müslümanlar kadar Facebook ile meşgulmüdür
Yani bu listeye göre biz Müslümanların geneli
Ahlaksızdır diyemeyiz ancak bu halde bile
Türkiye'de yaşayan müslümanların durumu
Hiçte iç açıcı değildir ve önemsenmesi gereken bir konudur
Bu konuyla ilgili farklı bilgisi olanlar lütfen paylaşsınlar
Allaha emanet olun Selamün Aleyküm
 


AHMET REZZAK ŞAHİNOĞLU

SANAL ALEM VE FACEBOOK  İLE AHLAK

FORUM GÜNEŞLİDÜNYA İSTANBUL 2012






 76 
 : Haziran 02, 2013, 09:46:48 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin


İSLAM COĞRAFYASI
VE İSLAMİ KÜLTÜREL GERÇEKLERLE İLGİLİ ANEKTOD  

ARAKAN MÜSLÜMANLARI KAN AĞLIYOR
VE ÜMMET SUSKUN

Osmanlı Devletini n yıkılmasıyla birlikte
sahipsiz kalan Ümmet paramparça edildi.
Biat edecekler i bir baş olmayınca mezhepler e fırkalara
ve hiziplere ayrıldılar.
Küffar tek milettir ve Ümmette tek millettir
fakat Ümmet günümüzde tek millet olamıyor.
Ve Ümmet paramparça hepsi farklı bir yerde
bir araya gelip hakkını savunamıyor.
Hz.Ömer r.a zamanındaki adalet merhamet
her insana karşı eşitti.
Osmanlı devletind ede İslam coğrafyasında
ve Osmanlının ulaştığı her yerde adalet vardı.
Fakat Osmanlıdan sonra
adalet ve merhamet duygusu sekteye uğradı.
Hz. Ömer r.a adaleti uygularke n
Kuran-ı Kerimin ahlakının gereği olarak
herkese eşit davranmış; soyluluk, zenginlik, akrabalık
makam gibi unsurların
adaleti engelleme sine kesinlikl e izin vermemiştir.
İdaresi altındaki topraklar da adaletin katıksız bir biçimde
uygulanma sı için her türlü önlemi almıştır.
Her zaman Müslümanlara karşı büyük bir sorumlulu k
duygusuyl a hareket etmiştir.
Tarihi kaynaklar a göre bu konuda, "Fırat kıyısında
bir deve helak olsa bile
bundan kendimi sorumlu bilirim" sözü meşhurdur.
Şimdi islam Coğrafyasında kan ve gözyaşı hakim
ve Ümmet suskun.
Ümmet bir araya gelip
kendileri ne yapılan zulümlere karşı gelemiyor .
Hz.Ömer r.a "Davalara bakarken telaşa, çığırtkanlığa
ve tarafların haysiyeti ni kırıcı davranışlara
asla müsaade etme
Çünkü adaletin yerini bulması için sükunet
ve ciddiyet şarttır.
Hakkın tecelli etmesi ise
İlahi adaletin itibar kazanmasına sebep olur.
Bir Müslümanın niyeti iyi ise Allah, onun insanlarl a olan
münasebetlerini ıslah eder, ama içi başka dışı başka olursa
Allah ona musibet verir. Bu durumda hakimin görevi
Allah'ın rızk ve rahmet hazineler inin kulları arasında
adaletle dağıtılmasını sağlamaktır." [Doğuştan Günümüze
Büyük İslam Tarihi, Cilt: 2 s: 109]
Adalet konusunda ki bu hassasiye ti nedeniyle
herkese adaletli ve eşitlikle davranılmasını yazılı olarak
yöneticilere duyurmuştur. Tarihi kaynaklar a göre
Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] dönemin kadılarına gönderdiği
 bildirile n mektup, kendinden sonra gelen tüm
yöneticiler için de bir rehber olmuştur:
Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] özellikle
hassasiye t gösterdiği konularda n biri de
"Yüce Allah Katında sizin en üstün Kerim olanınız
[ırk ya da soyca değil] takvaca en ileride olanınızdır."
[Hucurat Suresi, 13] ayetinin gereği olarak
halk arasından biri ile yetki sahibi bir valinin
eşit olduğunun anlaşılmasını sağlamaktı.
Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] nezdinde bir Vali
toplumun herhangi bir ferdi gibiydi.
Bu nedenlede adaleti uygularke n
herhangi bir kişi ile bir Valiyi bile ayırt etmezdi.
Bugün Arakanlı Müslümanların başına gelenler
Diğer müslümanlarında başlarına gelebilir .
Ümmetin artık fırkaları hizipleri mezhepler i
ve siyasi görüşlerini bir tarafa bırakarak
İslam Coğrafyasındaki akan kan ve gözyaşı için
Bir araya gelip birlik ve beraberli k içinde
Zulme dur demesi gerekmekt edir
Yoksa Ümmetin suskunluğu
ve nefsleriy le meşguliyetinin bedeli çok ağır olacaktır
Allah c.c Müslümanların yardımcısı olsun AMİN  



İSLAM VE TARİH BİLİNCİ

http://www.el-aziz.com/irkci_cumhuriyetin_eseri_haber6889.html

TEDAVİSİNE ÇALIŞILAN TÜRKÇÜLÜK VE KÜRTÇÜLÜK AKIMLARI


Siyonist ırkçı emperyali zm küresel hâkimiyetini tesis etmek için, Hıristiyanlık temelinde kurulan Batı Medeniyet ini laiklik adı altında dinle mücadele ederek yok etmeyi, eski paganist kavimleri n kültürlerini diriltmey i esas alan ulusal devletler oluşturmayı,Büyük Fransız İhtilali temelinde oluşturduğu ilkeler doğrultusunda toplumları dinsizleştirmeyi amaçlayan bir plan uyguladı.
Büyük Fransız İhtilalini kabalist hahamlar kurdukları Tapınak Şövalyeleri ve masonluk teşkilatı ile uzun yıllar süren yer altı faaliyetl eri ve mücadeleler sonunda gerçekleştirdiler. Zaten bir kişi, hareket ya da olayın başına büyük sıfatı konuyorsa onun Yahudi veya Yahudi eseri olduğunu düşünmek gerekir. Türkiye tarihinde de başına büyük sıfatı konulan kişiler yahudi asıllı, ya da Siyonizm’e hizmet eden kişiler olmuştur.
Birinci Dünya Savaşını çıkartan Siyonistl er Avusturya Macarista n İmparatorluğunu, Osmanlı İmparatorluğunu yıkarken, gerçekleştirdikleri Bolşevik İhtilali ile de Rus Çarlığını yıktılar.
Siyonistl er dünyadaki bu üç büyük imparator luğu yıkarak Avrupa’da ırkçı, faşist ulus devletler oluştururken; çökerttikleri Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını Haçlı ordularına işgal ettirip Türkiye Cumhuriye ti’ni de güdümlü ırkçı bir ulus devlet olarak kurdular.
Avrupa’daki Hıristiyan kurumlarını, kuruluşlarını, kültürünü; Fransız İhtilali ile oluşturulan din dışı seküler ideolojil er aracılığıyla bertaraf eden Siyonistl er Hıristiyanlık öncesi paganist, ırkçı kavimleri n kültürlerini, zihniyetl erini, anlayışlarını diriltere k ikame etmeye çalıştılar.
Hıristiyanlık temelinde bütünleşen Avrupa bu paganist ırkçı düşüncelerle parçalanıp birbirine düşman ulus-kavim devletler ine ayrıldı. Siyonistl er İkinci Dünya Savaşını da bu ırkçı, ulusçu, faşist zihniyetl e kurulan devletler i birbirine karşı kışkırtarak ve tekelleri ndeki silah sanayiini kullanara k gerçekleştirdiler.
Türkiye Cumhuriye ti’ni askeri ve siyasi olarak, Başkent İstanbul’u işgal eden İngiltere İngilizci İttihat ve Terakki Partisi mensuplarını el altından destekley erek kurdu ve Lozan Anlaşması ile uluslarar ası resmiyet ve meşruiyet kazandırdı.
Ancak Türkiye Cumhuriye ti kültürel olarak Fransız İhtilali ile Avrupa’da oluşan ırkçı/ulusçu bir zihniyet temelinde kuruldu. Fransız Jakobenle rinin tepeden inmeci, baskıcı yöntemleri ve Fransız tipi din düşmanı bir laiklik temelinde kurulan Türkiye Cumhuriye ti tıpkı Avrupa’daki gibi, Selçuklu ve Osmanlı İslam Medeniyet ini yok edip köklerini kazıyarak, izlerini silerek eski ilkel kavimlere ait paganist uygarlıkları diriltme politikal arı izledi.
Bu anlayış ve yaklaşımla hareket edilerek Cumhuriye t döneminin en prestij kuruluşları olan Sümerbank ve Etibank ilkel dönemlerin putperest/paganist kavimleri olan Sümerlerin, Etilerin adlarıyla kuruldu. Aynı düşünceden hareketle başkent Ankara’nın amblemi olarak yine eski bir ilkel paganist/putperest kavim olan Hititlere ait Hitit Güneşi belirlend i.
İslam Medeniyet ine ait Selçuklu ve Osmanlı eserleri aşağılanıp tahrip edilirken, vakıflarına ait mallar yağma, talan üleşilip bölüşülürken; putperest/paganist Sümerlere, Etilere, Hititlere ait eserlerin günışığına çıkartılıp ihya edilmesi, rağbet gösterilmesi Siyonizm’in küresel planlarının gereği yapılıyordu.
Haçlı ordularının işgal edip sömürgeleştirdiği bütün Müslüman ülkelerde de İslam öncesi ırkçı, putperest/paganist ilkel uygarlıklara ait semboller, anlayışlar, uygulamal ar işbirlikçi yönetimler tarafından resmen yüceltiliyor, buna karşın açık ya da sinsi bir İslam düşmanlığı yürütülüyordu.
Zaten Siyonizm’in güdümündeki Haçlı Devletler i ordularıyla işgal ettikleri İslam ülkelerinde gayrimüslim ya da sapkın mezhep toplumlarını yönetime getirip Müslümanları ve Sünnileri devletten, siyasette n, ekonomik ve kültürel hayattan dışlayıp köylü, bedevi, parya toplumlar haline getiriyor lardı.
Bu uygulama bir prototip olarak İngilizlerin Başkent İstanbul’u işgal altında tutup Ankara’yı yeni başkent yaparak işbirlikçilerine kurdurduk ları Türkiye Cumhuriye ti’nde Haim Nahum ilkeleri ile gerçekleştirildi.
İsmet İnönü’nün Lozan Anlaşması müzakerelerinde başdanışmanlığını yapan Mısırlı Haham Haim Nahum, Türk Milleti Kur’an’dan, İslam’dan yoksun bırakılmadan; devletten, siyasette n, ekonomik ve kültürel hayattan uzaklaştırılmadan; köylü, yoksul, cahil bir parya toplum haline getirilme den bu coğrafyada hâkimiyet kurulamay acağını Haçlı Devletler e anlattı. Böylece Türkiye Cumhuriye ti’nin kurulmasına ve Sevr Planının geçici bir süre askıya alınmasına razı etti.
Nitekim Lozan anlaşmasını müteakip İngilizler İstanbul’un resmen işgaline son verince hemen ardından Cumhuriye t ilan edildi ve Haim Nahum ilkeleri doğrultusundaki devrimler in art arda hayata geçirilmesine başlandı.
Vehbi Koç’un ortağı ve servetini n asıl sahibi Bernard Nahum işte bu Mısırlı Haham Haim Nahum’un oğludur.
Türkiye Cumhuriye ti, Siyonistl erin süper güç yaptıkları İngiltere tarafından Sabetayis t Yahudi Cemaatine kurduruld u. Selçuklu/Osmanlı tarihi tahrif edilip İslam medeniyet inin izleri silinerek Türklerin mazisi Ergenekon efsanesin e dayandırıldı ve ırkçı, paganist, putperest bir anlayışla Türkiye Cumhuriye ti kuruldu.
Cumhuriye t’in kurucu iradesini temsil eden çakma, sentetik Türkler; Sabetayis t Yahudi gerçek kimlikler ini örtbas etmek için kendileri ni Çılgın Türkler, Beyaz Türkler, suyun öte tarafından gelen Türkler gibi nitelemel erle ifade etmektedi rler.
En doğru bir niteleme ile Sentetik Türkler denilmesi gereken Sabetayis t Yahudiler Osmanlı Devletini de Jön Türkler jargonunu kullanara k yıktılar.
Osmanlı Devletini yıkmak amacıyla Avrupa başkentlerinde, özellikle de Paris’te eğitim gören Jön Türkler ulusçuluk, ırkçılık, kavmiyetçilik yaparak Anasırı İslam denilen Osmanlı milletler toplulukl arını ayrıştırmaya yönelik fitne, fesat, tefrika, düşmanlık tohumları ektiler.
Balkan Savaşlarında yaşanan korkunç hezimetle rin özünde de ordu içerisindeki Sabetayis t Yahudi unsurların ihanetler i ve onlardan oluşan Jön Türklerin yol açtıkları ayrılıkçı düşünceler vardı.
Bugün de Türkiye’yi bölmeye yönelik Kürtçülük akımının Avrupa Başkentlerinde, özellikle de Paris’te faaliyet yapan bölücü PKK unsurları tarafından yürütülmesi bir tesadüf değil, bilinçli bir tarihi tekerrürdür.
Osmanlı Devleti döneminde Paris’te Türkçülük Enstitüsü kurulurke n şimdi Kürtçülük Enstitüsü kurulması da keza bir tesadüf değil tarihin bilinçli şekilde tekerrür ettirilme sidir.
Başbakan Erdoğan TBMM Grup Toplantısında bütün Türkiye’ye seslenirk en getirip kameralar a gösterdiği tarihi bir belgede Türkiye Cumhuriye ti’nin ilk yıllarında nasıl kafatasçılık yapıldığı ve devletin iki kurucu önderi tarafından bu çalışmaları yürütenlerin nasıl takdir ve tebrik edildiği gerçekliğini gözler önüne serdi.
Bu, Başbakan Erdoğan tarafından Türkiye Cumhuriye ti’nin kafatasçı, ırkçı zihniyet temelinde kurulduğunun TBMM’de resmen ilanıdır ve gerçeğin de ta kendisidi r.
Frengi hastalığı gibi Avrupa’dan getirilip bulaştırılan ırkçılık, ulusçuluk, milliyetçilik illeti Selçuklu ve Osmanlı İslam medeniyet inde hiçbir şekilde barınamayan, Hıristiyanlıkta da yeri olmayan tarih öncesi ilkel kavimlere ait paganist inanç ve düşüncelerdir. Bu sapkın inançlar, düşünceler yeniden diriltile rek ve Darwinist evrim teorisiyl e sözde bilimsell eştirilerek insanlığın başına bela edildi.
Yaratanı ve yaratılışı inkâr eden batının bütün materyali st ideolojil eri merhameti, fedakârlığı, şefkati, hayırhahlığı, yardımlaşmayı, hoşgörüyü, dürüstlüğü, ahlaki esasları anlamsızlaştırıp kavgayı, mücadeleyi, rekabeti, şiddeti, hileyi, entrikayı, asimilasy onu, imha etmeyi esas alır.
Bu yüzden batıdan dünyaya yayılan ırkçılık, milliyetçilik, ulusalcılık, faşizm, komünizm gibi bütün ideolojil er güç ve şiddete dayanır, hak hukuk tanımaz, kendinden olmayanı imha eder, boyun eğdirir, asimilasy ona tabi tutar…
PKK’nın Marksist, Leninist bir parti olarak şiddet ve terörü yöntem olarak kullanması ve Kürt milliyetçiliğini, kavmiyetçiliğini esas alan bir ulus devlet ideolojis i oluşturmaya çalışması birbiriyl e bağdaşmaz, çelişir gibi gözükse de özünde temel zihniyet olarak batı kaynaklı aynı materyali st ideolojid en beslenmek tedir. Sözde bilimsel ortak dayanakla rı da Darwinizm’dir.
Çünkü Darwin hayatın bir mücadeleden ibaret olduğunu, sadece güçlünün yaşamaya hakkı olduğunu, zayıf ve güçsüz olanın yok olmaya mahkûm olduğunu, böylece elenme, ayıklanma sonucu evrimin gerçekleştiğini iddia etmektedi r.
Adalet, hakkaniye t, düşküne merhamet, şefkat, iyilik ve yardımlaşma gibi duyguların; dürüstlük, vefa, sadakat, sevgi, saygı gibi ahlaki ve manevi mefhumların hayatta yeri olmadığını, yalnızca arzuların, istekleri n, menfaatle rin, ihtirasla rın, tatmin duygusunu n geçerli olduğunu kabul eden Darwinist ler bir zulüm, inkâr, kaos, kargaşa ortamından başka bir şey vaat etmemekte dirler.
Her türden inkârcı felsefele ri, materyali st ideolojil eri örgütleyen Siyonizm, Yahudiler in üstün ve hâkim olduğu bir dünya düzeni kurmak amacıyla engel tanımaz şekilde ırkçı emperyali zmini yürütüyor.
Bu amaçla 1897 Basel Siyonist Kongresin de asırlık planlar yapılarak küresel kararlar alındı. İlk 50 yıl içerisinde Sultan II. Abdülhamit’in tahttan indirilme si, Osmanlı Devletini n dağıtılması ve Filistin’de Yahudi devleti kurulması; ikinci 50 yılda Arzımevud üzerinde Büyük İsrail kurulması, Siyonizm’in dünya hâkimiyetinin tesis edilmesi öngörülüyordu.
İlk 50 yıl için öngörülenlerin tamamı bu süre içerisinde gerçekleştirildi. İkinci 50 yıl içerisinde gerçekleştirilmesi öngörülenler Büyük Ortadoğu Projesini n hayata geçirilememesi nedeniyle henüz başarılabilmiş değil.
İlk 50 yılda gerçekleştirilenler art arda çıkartılan iki dünya savaşı sayesinde başarılabildi. Önce Birinci Dünya Savaşı çıkartılarak dünyadaki 3 büyük imparator luk yıkılarak ırkçı, faşist, ulusal, milliyetçi ideolojil er ve yönetimler kuruldu…
Rus çarlığını yıkan Bolşevik İhtilalini 30 milyon $ harcayara k gerçekleştiren Siyonistl er Avrupa ülkelerinde nasyonali st faşist yönetimler işbaşına getirirke n, Rusya’da enternasy onalist komünist bir yönetim oluşturdular. Bolşevik ihtilalin in lider kadrosu bütünüyle istisnasız Yahudi idi.
Avrupa ülkelerinde yönetime gelen ırkçı faşist yönetimler, başta Yahudiler farklı ırklara mensup toplumlar a zulüm, baskı ve soykırım uygulamay a başladılar. Böylece Avrupa ülkelerinde büyük bir refah ve lüks içinde yaşadıkları için Filistin’e gitmek istemeyen Yahudiler gemilere doluşup İsrail devletini oluşturmak üzere göç etmeyi canlarına minnet bildiler.
Siyonistl er İkinci Dünya Savaşını da çıkartarak faşist yönetimleri devirip çok partili demokrati k yönetimler oluşturulmasının yolunu açmak üzere savaşın bitiminde 1945 yılında Yalta Konferansını tertipled iler.
ABD, İngiltere ve Rusya liderleri nin katıldığı zirvede Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve onun çatısı altında iki kutuplu bir dünya düzeni kuruldu. ABD ve SSCB iki kutuplu dünya düzeninin süper güçleri olurken Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının galibi, üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya İmparatorluğu ise Yalta Konferansında devre dışı bırakıldı.
Böylece dünyadaki son imparator luğun da dağıtıldığı Yalta Konferansından çıkan sonuçlar üst üste iki dünya savaşını Siyonistl erin çıkardığı gerçeğini tescillem iş oldu. Yoksa İngiltere her iki savaşın da galibi olarak girdiği Yalta Konferansından hezimetle çıkmazdı. Bu hiçbir şekilde İngiliz diplomasi sinin beceriksi zliğine bağlanamaz, Siyonizm’in açık bir başarısıdır.
Yalta Konferansında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatının aldığı ilk karar ise Filistin’de İsrail Devletini n kurulması oldu: 1948. Yani 1897 Basel Siyonist Kongresin in ilk 50. yılı!
Yalta Konferansında kurulan iki kutuplu dünyanın Doğu Blokunda tek partili demokrati k komünist sistem egemen olurken, Batı Blokunda sosyalist/komünist partileri n de kurulabil diği çok partili demokrati k sistem egemen oldu. Bu, Siyonizm’in nihai küresel düzen olarak komünizmi öngördüğü anlamına gelir!
Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizlerin başkent İstanbul’u işgal edip işbirlikçilerine Ankara’da kurdukları Türkiye Cumhuriye ti tek parti CHP yönetiminde İkinci Dünya Savaşına girmediği halde Yalta Konferansında kurulan iki kutuplu dünya sistemind e Batı Blokuna dâhil edildi. Bu yüzden Türkiye 1946’dan itibaren çok partili hayata zorunlu geçiş yaparken patronluğunu da İngiltere’den ABD devraldı.
Ancak Türkiye Cumhuriye ti, tek partili düzenden çok partili düzene geçerken kuruluş felsefesi ni dayandırdığı ırkçı, ulusalcı, milliyetçi resmi ideolojis ini aynen, daha da pekiştirerek sürdürdü.
Öyle ki, 1950 seçimini ezici bir çoğunlukla kazanıp CHP’yi marjinal konuma getiren Demokrat Parti iktidarı demokrasi nin mabedi denilen TBMM binasının inşaatı yerine, resmi ideolojin in mabedi olan Anıt Kabir inşaatına öncelik verdi. Her iki proje de daha önce başlatılmış olmasına karşın Anıtkabir 1953’te bitirilir ken, TBMM binası 1961’de 27 Mayıs Darbe yönetimi tarafından tamamlanıp hizmete konuldu!
Demokrat Parti iktidarı bununla da yetinmeye rek resmi ideolojiy i koruma amaçlı TCK’nın 5816 sayılı yasasını çıkarttı. Bunu da yeterli görmeyip rejim için potansiye l tehdit ve tehlike olarak görülen dindar Müslümanları irtica ile yaftalayıp cezalandıran TCK 163 sayılı yasasını çıkardı.
Türkiye Cumhuriye ti’nin kuruluş felsefesi ni oluşturan Türk Milliyetçiliği tamamen ırkçı, paganist, faşist bir ideoloji olarak sürdürdüğü asimilasy oncu politikal arla nihayet Kürt milliyetçiliğine ve bölücü terör örgütü PKK’nın doğmasının yolunu da açıp tetikledi .
Hiç kuşkusuz ki bölücü terör örgütü PKK’nın ortaya çıkmasına yol açan tek neden asimilasy on uygulayan rejimin Türk milliyetçisi temelli politikal arı değildir. Bu politikal ar tetikleyi ci faktör olsa bile PKK terör örgütü, Türkiye’yi bölme kararı alan Siyonistl erin içerideki uzantılarını kullanara k kurup yönettikleri, alınan dış kaynaklı her türlü destekle yürütülen bir büyük organizas yondur.
Türkiye’yi bölme kararını ise, Erbakan’ın başlattığı Millî Görüş hareketin in önlenemez yükselişi karşısında ABD ve SSCB liderleri 23-24 Kasım 1974 günleri Vladivost ok Zirvesind e aldılar.
ABD Başkanı Gerald Ford ile SSCB Lideri Leonid Brejnev tarafından Sibirya’daki turistik Vladivost ok kasabasında gerçekleştirilen zirve ile ilgili bir Millî Selamet Partisi seminerin de değerlendirmeler yapan Erbakan özetle şunları anlatmıştı:
“Elbette ki bu iki süper güç arasında yapılan çok gizli bir zirve idi; neler konuşulduğunu, ne kararlar alındığını bilmek mümkün değildir. Ancak bu tür zirvelerd e alınan kararlara ilişkin fikir yürütmek, sonrasında meydana gelişmeler değerlendirilerek mümkündür.
1974 yılında ABD-SSCB arasında gerçekleştirilen Vladivost ok Zirvesi sonrasında göze çarpan şu 3 önemli gelişmenin yaşandığına tanık olundu:
1-ABD Vietnam Savaşını sonlandırıp bu ülkeyi SSCB’ye terk etti. Herkes acaba ABD bu savaşı kaybetti mi diye düşünürken, SSCB de Mısır’dan çekilerek bu ülkeyi ABD’ye terk etti. Vladivost ok Zirvesi sonrası meydana gelen bu gelişmeden ABD ve SSCB arasında Vietnam ile Mısır’ın takas edildiği anlaşıldı.
2-Pakistan’daki iki lider Zülfikar Ali Butto ve Mucibburr ahman arasında başlayan şiddetli siyasi kavga sonunda ülke bölündü; Doğu Pakistan ayrılarak Bangladeş adında yeni bir devlet kuruldu.
Vladivost ok Zirvesi sonrası meydana gelen bu olaydan anlaşılan ise iki süper gücün Pakistan’ı bölme kararı aldıkları oldu. Çünkü Pakistan gibi büyük nüfusa sahip bir İslam ülkesinin varlığı küresel Siyonist hakimiyet i için potansiye l tehlike olarak görülüyordu.
3-Vladivostok Zirvesi sonrasında Pakistan’daki Zülfikar Ali Butto ile Muciburra hman arasındaki şiddetli siyasi kavganın bir benzeri de paralel bir süreçte Türkiye’de Demirel ile Ecevit arasında sağ-sol kavgası şeklinde şiddetlendi ve ülkeyi saran anarşik olaylara dönüştü.
Aniden bütün ülkeyi saran sağ-sol anarşisi ve bunun ardından başlayan kitlesel kanlı Alevi-Sünni olayları ilginç şekilde Türkiye’yi ortasından bölecek şekilde kuzey-güney ekseni üzerinde yoğunlaştırıldı.
Fatsa, Sivas, Çorum, Kahramanm araş, Adana hattında meydana gelen kitlesel anarşik olayların amacı, oluşturulmak istenen kurtarılmış bölgelerin halkalar halinde birleştirilip zincir şeklinde doğu ile batıyı bir koridorla ayırarak Türkiye’yi filen bölmekti.”
Bunları anlattığı toplantıda Allah’ın izniyle ABD ve SSCB’yi karton gibi yırtacağız demeyi de ihmal etmeyen Erbakan bir de şunları söylemişti: Generalle rle her gece beraberiz . “Bu ülkeyi senden başkasına teslim etmeyiz” diyorlar. Onlara diyorum ki siz ülkeyi bana teslim etseniz bile ancak üç gün kalır, Yahudi elimden alır. Ama Allah’ın izniyle öyle bir zamanda ülke yönetimini ele alacağım ki artık Yahudi alamasın.”
Türkiye’nin bölünmesi Pakistan gibi kolay olmayınca ABD 12 Eylül 1980 askeri darbe planını hazırladı. Amaç askerlere yaptıracakları yanlışlar ve ihanetler sonucu anarşinin alevlenme sini ve ülkenin bölünmesini hızlandırmaktı.
Ancak Kenan Evren ve silah arkadaşları ABD’nin talimatı ve desteği ile 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirdikten sonra Erbakan ile birlikte hareket ettiler. Sağ-sol anarşisi üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül darbe yönetimi olayların bıçakla kesilir gibi önünü aldı. Böylece Türkiye’nin sağ-sol anarşisi ve kitlesel Alevi-Sünni olayları ile bölünmesi engellenm iş oldu.
Ancak Dünya Siyonizm’i tarafından kullanılan iki süper güç ABD ve SSCB Türkiye’yi bölme planının 12 Eylül yönetimi tarafından önlenmesine seyirci kalacak değildi. Bir yanda Türkiye’yi Erbakan’ın kurduğu millî derin devlet yönetimine sokan 12 Eylül darbecile rinden hesap sormak için siyasi planlar yapılırken diğer yanda Ermeni terör örgütü ASALA derhal devreye sokuldu ve eylemleri ne başladı.
Ancak Ermeni ASALA örgütünün yaptığı terör olayları milli birlik ve beraberliği pekiştirici ve 12 Eylül yönetimini güçlendirici sonuçlara yol açmaya başlayınca derhal vazgeçildi. Böylece ASALA terörü de bıçakla kesilir gibi son buldu.
Bunun üzerine bölücü PKK terör örgütü kurulup eylemleri ni gerçekleştirmeye başladı. PKK’nın ilk terör eylemi Başbakan Turgut Özal liderliğindeki ANAP iktidarında gerçekleştirildi.
Turgut Özal 12 Eylül yönetiminin kurduğu Bülent Ulusu Hükümetinde Başbakan Yardımcılığına getirilmiş ve bu sayede kamuoyund a tanınmıştı. Ancak iç ve dış baskılarla 12 Eylül yönetimi 1982 anayasasını hazırlayıp referandu ma götürdükten sonra ülke yönetimini sivil iktidara devretmek üzere 1983 yılında genel seçime gidildi.
Bu seçime 12 Eylül yönetiminin icazeti ile kurulan sadece iki parti girecekti . Ancak ABD’den gelen bir Yahudi heyeti referandu mda anayasa ile birlikte Cumhurbaşkanlığı onaylanan Kenan Evren’i ziyaret edip Turgut Özal’ın ANAP’ının da seçime sokulması için vize aldı.
ABD Yahudi Cemaati kendileri ne ihanet edip ülke yönetimini Erbakan’ın kontrolündeki milli derin devlete teslim eden Kenan Evren ve arkadaşlarından hesap sorsun diye Turgut Özal’a ANAP’ı kurdurup seçime girmesi için vize almıştı. Fakat ANAP seçim kazanıp iktidar olunca Turgut Özal da Kenan Evren ile birlikte hareket ederek Yahudi’ye ihanet edenler kervanına katılmış oldu.
Bu yüzden bir yanda PKK ilk eylemini ANAP iktidarı döneminde gerçekleştirirken öte yanda da Başbakan Özal’a yönelik suikast girişimi yapıldı.
Bölücü PKK terör örgütü eylemleri ni İsrail-ABD-SSCB ve Avrupa Birliği desteğinde arttırarak sürdürdü. Ama hiçbir zaman nihai hedefine ulaşamadı. SSCB dağıldıktan sonra Putin yönetimi Türkiye’nin Çeçenleri desteklem ekten vazgeçmesi karşılığında PKK’dan desteğini çekti.
ABD ve Avrupa Birliği de El-Kaide’nin gerçekleştirdiği eylemlerd en sonra PKK’ya verdikler i destekler i pazarlık konusu yapmaya başladılar. Ancak İsrail ve İran hiçbir zaman PKK terörüne desteğini azaltmadı.
Daha da önemlisi İsrail’in Türkiye’deki uzantısı oldukça güçlü bir yapılanma -ki Ergenekon da buna dâhildir- PKK’ya her türlü desteği vermeye devam etmektedi r. İsrail işbirlikçisi iktidarla r döneminde eylemleri ni yavaşlatan PKK İsrail ile arası açılan iktidarla r döneminde azgınlaşıp adeta kudurmakt adır.
Nitekim Başbakan Erbakan ve 54. Hükümete yönelik başlatılan 28 Şubat sürecinde göreve getirilen Başbakan Bülent Ecevit Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan Kenya’dan paketleni p getirildi, teslim edildi. Bu sayede Kenya Fatihi ilan edilen Başbakan Ecevit’in partisi 1999 genel seçiminde birincili k ipini göğüsleyerek DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin kurulması sağlandı.
Ecevit Başbakanlığındaki bu koalisyon hükümeti döneminde Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayıp siyasi kaosa sürüklenirken PKK bu durumdan yararlanm ayı asla düşünmedi. Aksine eylemleri ne son verip Başbakan Ecevit döneminde terörü sıfırladı!
3 Kasım 2002 erken genel seçiminde DSP-MHP-ANAP koalisyon u topluca barajın altına düşüp AKP tek başına iktidar olunca açılım çabalarına inat PKK terör eylemleri ni yeniden arttırdı. Bu yüzden sürekli Başbakan Erdoğan’a sen terörü sıfırdan alıp zirveye çıkardın diye yüklenen muhalefet İsrail faktörüne ilişkin tek söz bile etmemekte dir.
Dünya Siyonizm’inin Vladivost ok Zirvesind e kararlaştırdığı Türkiye’yi bölme planı bugüne kadar hiçbir şekilde gerçekleştirilemedi. Çünkü Türkiye, Siyonizm’in uzantısı Ergenekon derin devleti ile mücadelesinde galip gelen milli derin devletin ülke yönetimine hâkim olması ve Millî Görüş’ü devlet politikası haline getirmesi sayesinde bölge lideri bir küresel güç haline geldi ve bölünmekten de kurtuldu.
PKK’ya silah bıraktırmaya ilişkin görüşmeler yürütülürken, artık terörden bıkan Güneydoğunun halkı gibi terör eylemleri ni sürdürme kabiliyet ini yitiren ve herhangi bir sonuç almaya umudu kalmayan Kandil yönetimi de anlaşılıyor ki destek vermekted ir.
PKK terörünün kaymağını yiyen BDP ise bir yandan eski Marksistl erle yaptığı işbirliği, diğer yanda Kürt milliyetçiliği yaparak oluşturduğu taban sayesinde siyasete devam etme umuduyla silahların bırakılması için sürece katkı yapmaya çalışmaktadır.
Ancak Türkiye’yi örtülü batı sömürgesi olarak işbirlikçi unsurlar üzerinden yöneten Dünya Siyonizm’inin ırkçı emperyali st hegemonya sından kurtarıp bağımsızlaştıran, fiilen İslam Birliği lideri ve küresel güç haline getiren Millî Görüş, Müslüman Milletimi zi Türkçülük ve Kürtçülük illetinde n de kurtarıp İslam kardeşliği potasında yeniden iman cevherine dönüştürecektir.
Erbakan, Siyonizm Deccalının küresel hegemonya sından Türkiye’yi, İslam Âlemini ve tüm insanlığı kurtaraca k olan Millî Görüş hareketin i başarıya ulaştırıp geri dönülmez noktada bıraktı. Artık yeniden Büyük Türkiye liderliğinde, İslam Birliği temelinde Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen için hiçbir engel kalmamıştır. Bunun için belirlenm iş hedef 2023 yılıdır.
>>>O<<<
Sayı: 749


TARİH VE HAKİKATLER

MEHMET ŞEVKET EYGİ

MİLLİ GAZETE


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/62_Maddede_1924-1945_Turkiyesi/15349



1924’ten 1945’e kadar Türkiye:
 
1. Demokrasi ve çoğulculuk yok, tek parti faşizmi var.
 
2. Muvazaalı (=danışıklı, aldatmaca) Serbest Cumhuriye t Fırkası ve Terakkipe rver Cumhuriye t Fırkası kuruluyor; halkın çoşkun desteği karşısında kapatılıyor.
 
3. Karakuşî İstiklal (Terör) Mahkemele ri kuruluyor ve nice aydın, politikacı, din adamı, tarikat şeyhi avukatsız yargılanıyor, Yargıtay’a başvuru hakkı olmadan idam ediliyor.
 
4. Müslümanların Halifesi Abdülmecid bin Abdülaziz Han ve bütün Osmanlı ailesi yurt dışına sürülüyor.

5. Alevî Şeyhi Seyit Rıza hile ile yakalanıp idam ediliyor.
 
6. Oğlunun yaşı küçük, alelacele yaşı büyütülerek o da idam ediliyor.
 
7. Dersim halkı, Sabiha Gökçen (Hatun Sebilciya n) tarafından bombalanıyor.
 
8. Zilan deresinde on beş bin vatandaş mitralyöz ve top ateşiyle katl ediliyor.
 
9. İskilipli Âtıf Efendi, Şapka Kanununda n önce yazmış olduğu kitapçık yüzünden idam ediliyor.
 
10. Düzmece Menemen hadisesi bahane edilerek Şeyh Erbilli Esad Efendi Erenköy’den zincire vurularak götürülüyor ve hastahane de şehit ediliyor.
 
11. İslam medresele ri kapatılıyor, bir gecede 40 bin talebe-i ulum sokağa atılıyor.
 
12. On bin cami, mescid, medrese, tekke, taş mektep, imaret, vakıf binası kapatılıyor, kimisi satılıyor, kimisi kiraya veriliyor, kimisi yıkılıyor.
 
13. Bin yıl boyunca kullanılmış olan alfabe değiştiriliyor.
 
14. Türk Dil Kurumu genel sekreteri A. Dilaçar (Agop Martayan) marifetiy le dilde sadeleştirme, arıtma, özleştirme faaliyeti başlatılıyor, edebî lisanımızın canına okunuyor, Türkiyeli Müslümanlar dilsiz bırakılıyor.
 
15. Basında dinî yayın yapılması yasaklanıyor.
 
16. Kürt ileri gelenleri, aşiret reisleri, uleması, tarikat şeyhleri Batıya sürülüyor.
 
17. Ezan-ı Muhammedî okunması yasaklanıyor, Türkçe ezan okutuluyo r.
 
18. Namazlard a Türkçe Kur’an okunması için hazırlıklar yapılıyor. Mısırda bunu duyan Mehmed Âkif, bir kısmını hazırladığı Kur’an mealini Diyanette n geri alıyor ve vefatından sonra yakılmasını vasiyet ediyor.
 
19. Camilerin mihraplarına, kiliseler de olduğu gibi piyano konulmasına dair bir rapor hazırlatılıyor.
 
20. Mecelle-i Ahkam-ı Adliye yürürlükten kaldırılıyor, onun yerine, dibacesin de İslam hukukuna hakaret edilen İsviçre Medenî Kanunu tercümesi getiriliy or.
 
21. Sürgündeki Bediüzzamana bin türlü eziyet, haksızlık, yapılarak iman ve Kur’an hizmetler i akamete uğratılmak isteniyor .
 
22. Bir Müslüman, Bursada Ulucami minaresin den Arapça ezan okuduğu için irtica hortladı yaygarala rı kopartılarak ezan okuyana ve nice Müslümana eziyet ediliyor.
 
23. Dindar Müslümanlar çocuklarına dağlarda, mağaralarda, samanlıklarda bin bir korku ve dehşet içinde Kur’an ve ilmihal öğretmeye çalışıyor. Yakalanan hocalar zincire vurularak tutuklanıyor.
 
24. Türkiyeyi bit istila ediyor, tifüs salgını oluyor.
 
25. Müslümanların evleri basılıyor, Nurculuk veya tarikatçılık bahanesiy le tutuklanıyor, kitaplarına el konuluyor, ağır ceza mahkemele rinde yargılanıyor.
 
26. İşçilerin sigortası ve sosyal hakları yok, köle gibi çalıştırılıyor.
 
27. Varlık Vergisi toplanıyor, nice zengin iflas ettiriliy or, veremeyen ler Aşkale’ye sürgüne gönderiliyor.
 
28. Tek partili seçimler yapılıyor, CHP yüzde 99, 9 ile seçimi kazanıyor. Oylar açıkta veriliyor, sayım ve tasnif gizli yapılıyor.
 
29. Şark fatihi General Kazım Karabekir Paşa uzun müddet ev hapsinde tutuluyor
 
30. Tarihî İslam kabristan ları yıkılıp düzleniyor. Sadece Üsküdar Bülbül deresinde ki Sabataycılar mezarlığının bir taşına bile dokunulmu yor.
 
31. Yahudi Moiz Kohen, Tekin Alp takma adıyla milliyetçilik ve Türkçülük kitapları yazıyor ve bunların birine Kahr Olsun Şeriat bölümünü koyuyor.
 
32. Ayasofya camilikte n çıkartılıp müze yapılıyor.
 
33. Padişahların yaptırdığı nice binanın kitabeler i ve tuğraları kazınıyor.
 
34. Halkın büyük kısmı açlık, sefalet sıkıntı içinde sürünüyor.
 
35. Üniversite öğrencilerinin yüzde doksanı yurtsuzke n, İstanbul Teknik Üniversitesinde okuyan Millî Şefin oğlu Dolmabahçe Sarayı’nı lojman olarak kullanıyor.
 
36. İkinci dünya savaşı yıllarında ekmek vesika ile veriliyor .
 
37. Bazı kış aylarında açlık ve kıtlıktan toplu ölümler oluyor.
 
38. Sağlık hizmetler i çok zayıftır, halk veremden sıtmadan frengiden kırılıyor.
 
39. 1944’te Türkçüler, milliyetçiler tutuklanıyor ve İst. İkinci Şubede (Sansaryan Hanı) korkunç tabutluk işkencelerine tabi tutuluyor .
 
40. Ramazan aylarında devlet tekelinde ki radyolard a iftar saati bile bildirilm iyor, tek cümle dinî yayın yapılmıyor.
 
41. Hacca gitmek yasak ediliyor.
 
42. Bazı büyük devlet adamları, ömürleri boyunca ticaret, sanayi, para kazandıracak başka işler yapmadıkları halde efsanevî servetler e sahip olarak dünya çapında zengin oluyor.
 
43. İktidara karşı en ufak tenkit ve memnuniye tsizlik büyük isyan olarak görülüyor ve çok ağır şekilde cezalandırılıyor.
 
44. 1928’de birçok yerde Osmanlıca ve Arapça kitaplar, meydanlar da üzerlerine gaz yağı dökülerek yakılıyor.
 
45. İstiklal Savaşında Hindistan Müslümanlarının Türkiyeye yardım için göndermiş olduğu 30 bin altın birilerin in zimmetind e kalıyor ve bunlarla banka kuruluyor .
 
46. Kaçan veya sürülen Rum ve Ermeniler den kalan malların bir kısmı gayr-i âdil şekilde dağıtılıyor.
 
47. Sovyetler birliğinde Stalinin yaptığı gibi bizde de İslama, Şeriata savaş ilan ediliyor ve Müslüman halkın temel hakları ve hürriyetleri ayaklar altına alınıyor.
 
48. Uyduruk, düzmece, sahte bir tarih üretiliyor ve genç nesilleri n beyinleri yıkanıyor.

49. Millî kimlik, millî kültür darbeleni yor.
 
50. Mukaddesa tımıza, millî büyüklerimize hakaret ediliyor.
 
51. Şapka Kanunu’nu tenkit ettiği için Erzurumda Şalcı Şöhret Bacı adındaki zavallı bohçacı çarşaflı Müslüman kadın idam ediliyor.
 
52. Mimar Sinan’ın mezarı açılıyor, kafatası Ankara’ya getiriliy or ve sonra kayb ediliyor.
 
53. Nice eserler vermiş, halka tarih kitapları okuma zevkini aşılamış ünlü bir tarihçi Büyük Ada’da bir kulüpte, masaya çıkartılıp ben bir eşeğim diye bağırtılıyor ve adamcağız kısa bir müddet sonra kahrından ölüyor.
 
54. İngiliz elçisi çağırılıyor ve kendisine “Ekselans Türkiye’nin başına siz geçiniz” deniliyor .
 
55. Tek partinin gazetesin de Ankara Yenişehiri için “Tarihte ilk defa mabetsiz bir şehir inşa ettik” cümlesini ihtiva eden bir başmakale yazılıyor.
 
56. Manzarayı bozmasınlar diye perişan kıyafetli köylüler Yenişehire sokulmuyo r.
 
57. Büyük kahraman, hamiyet sahibi, Hilafet-i İslamiyenin cesur ve yılmaz müdafii Trabzon mebusu Ali Şükrü bey Topal Osmana şehid ettiriliy or, sonra Topal Osman öldürülüyor.
 
58. Camiden çıkarken, dalgınlıkla başında namaz takkesini unutan zavallı Müslümanlar caniler gibi tutuklanıyor.
 
59. Antalya müftüsü camiye namaz kılmaya gidiyor, müezzin Türkçe kamet getirirke n müftünün dudakları titriyor. Vay sen sessiz şekilde Arapça kamet okudun diye savcı tarafından sorgulanıyor.  

60. Köylerde ayakkabı lüks. Bulabilen ler çarık giyiyor, onu da bulamayan lar yalın ayak geziyor.
 
61. Matbuat Umum Müdür Muavini İzzettin Nişbay imzasıyla gazeteler e tamim gönderilip dinî tefrikala ra, köşeyazılarına, haber ve bendlere en kısa zamanda son verilmesi isteniyor .
 
62. İslamda süt kardeşlerin evlenmesi yasaktır, yeni Medenî Kanuna bu konuda bir madde konulsun teklifine, biz öyle süt yoğurt kardeşliği bilmeyiz cevabı veriliyor .
 
Daha yazayım mı?.. Yetmez mi?..
 
Bu eski kara günlere dönülmesini isteyenle r var. Allah onlara fırsat vermesin.
 
 
 
(İkinci yazı)
 
Halk Eşittir Ama Onlar Daha Eşittir
 
1. EŞİTLİK: Bütün Türkiyeliler eşittir ama egemen azınlıklar, çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlardan daha eşittir.
 
2. Türkiye elbette bir hukuk devletidi r ama hukukun üzerinde Kemalizm ideolojis i vardır ve son sözü o söyler. Kemalizme aykırı hüküm verilemez .
 
3. Halkın iradesine saygı gösterilir ama egemen azınlıkların, bilhassa Sabataycıların ve Kemalistl erin iradeleri daha fazla saygıya layıktır.
 
4. Büyük Millet Meclisi halk iradesini n tecelligâhıdır ama faiz lobisi Sanhedrin’inin iradesi Meclisin üzerindedir.
 
5. Türkiye bir yıldan fazla bir müddet lisanını, edebiyatını, devlet arşivlerini, atalarının mezar taşlarını, sosyal ve kültürel hafızasını İslam-Kur’an yazısıyla yazmıştır ama halk 1928’den önce yazılmış Türkçe kitapları okuyamasa bile Latin alfabesi ondan önemli ve üstündür.
 
6. Kölelik yasaktır ama birtakım kadınları TC başlıklı resmî vesikalar la seks kölesi olarak kullanmak, bunların hijyenik seksüel hizmetler inden KDV ve gelir vergisi alıp devlet bütçesine koymak çağdaşlığa ve uygarlığa aykırı değildir.
 
7. Laikliğe göre Yahudi vatandaşlar cumartesi günleri, Hıristiyan vatandaşlar pazar günleri hafta tatili yapabilir ama çoğunluğu oluşturan Müslümanlar cuma günü tatil yapamazla r.
 
8. İslamcı iktidar Taksim parkındaki birkaç ağacı yerinden söküp başka bir yere dikmeye kalkarsa, bu bir isyan sebebi olur ama faizci egemen azınlık aileleri ormanları tahrip ederek üniversiteler kurarlars a bu tahribata ses çıkartılmaz.
 
9. Bir Müslüman yolsuzluk yaparsa büyük suç olur ama bir egemen azınlık mensubu çalar çırparsa egemen azınlıklar bunu önemsemez.
 
10. İlerici, uygar, çağdaş bir kadın veya kız bikini mayo, mini etek, dekolte kıyafet giyer veya iç çamaşırsız gezerse bu gayet normal karşılanır ama Müslüman bir kadın avukat, kadın memur başını örterse buna izin verilmez. İngilterede böyle bir şeye ses çıkartılmaz ama Türkiyede Kemalizme ve laikliğe aykırı olur.
 
11. Hıristiyan İngilterede Müslümanlar için Şeriat Mehkemele ri kurulmuştur ama Müslüman Türkiyede böyle bir şeyi istemek bile suçtur.

12. Türkiye hür bir ülkedir. Hıristiyan Misyonerl eri ve papazları Notre Dame de Sion, Saint Michel, Saint Benoît, Saint Georg gibi okullar açabilirler ama Müslümanlar İmamı Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Şah Bahaüddin Nakşibend okullara açamaz. Laiklik Hıristiyanlara hürriyet verir, Müslümanlara vermez.
 
13. Türkiyede İslam dışındaki her dinin, her mezhebin başında bağımsız bir din reisi vardır ama Müslümanların bir İmam-ı Kebir’i yoktur. Çünkü Müslümanlar, gayr-i Müslimler kadar eşit değildir ve onlara bu hak tanınmamıştır.
 
14. Kemal Paşayı biraz sert tenkit ederseniz veya açıklanması doğru olmayan tarihî gerçekleri yazar veya söylerseniz suç işlemiş olur, mahkemeye verilir ve hapse atılabilirsiniz ama Peygamber e hakaret ederseniz fazla önem verilmez.
 
13.06.201 3


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Turkiye_Denkleminin_Bilinmeyenleri/15392


Okullarda iki bilinmeye nli denklem nasıl çözülür, öğretirler. Çözümü çok ama çok zor denklemle r de vardır. Türkiye bunlardan biridir. Kaç bilinmeye n? Sanırım en az 25 bilinmeye nli bir denklem.
Herkes konuşuyor, çok kişi yazıyor, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Şu yetmiş beş milyonluk ülkenin denklemin i anlayıp çözecek yedi kişi çıkar mı acaba?
 Türkiyenin bilinmeye nleri nelerdir? Birkaçını saymama izin vermenizi rica ederim.
 Birincisi: 1923 Lozan anlaşmasının gizli protokoll eridir.
 İkincisi: En az bir milyon kişi olan Kripto Yahudiler dir.
 Üçüncüsü: Bir milyondan az olmayan Kripto Hıristiyanlardır.
 Dördüncüsü: En büyük bilinmeye n M. Kemal Paşadır.
 Beşincisi: Cumhuriye tin kuruluşunda Hahambaşı Hayim Nahumun rolüdür.
 Altıncısı: Mütarekede, bir yat ile Karadeniz den Tuna yoluyla Avrupaya sessizce kaçırılan 22 ton Osmanlı altınıdır.
 Yedincisi: Son 350 yılın en önemli aktörü Sahte Mesih Sabatay Sevi’dir.
 Sekizinci si: Asıl kökenleri Yahudilik olan, sonra sahte Ermeni kılığına giren ve en son Müslüman postuna bürünen Pakraduni lerdir.
 Dokuzuncu su: Sahnede Müslüman görünen bazı Kırımçaklar, Tat Yahudiler idir.
 Onuncusu: Boğaziçi aşiretidir.
 İyi bir anayasa yapılırsa işler düzelirmiş… Sünnî çoğunluğa hürriyet verilirse iyi olurmuş…
 Gerçek bir demokrasi yle bütün krizler giderilir miş…
 Bunlar boş, ucuz, kolay laflardır. İşin esası, bilinmeye nleri bilmek ve karmaşık denklemi çözmektir.
 M. Kemal Paşa çözülmeden Türkiye denklemi çözülmez.
 Kriptolar Kriptolar Kriptolar… Bunları bilmeyenl er hiçbir şey bilmiyor demektir.
 Pakraduni ler kimlerdir bilmiyor ve sonra Türkiyenin bugünkü çıkmazları hakkında konuşup duruyor. Bilmezlik karanlıkları içinde çok konuşanlar.
 Türkiyeyi anlamak için şunlara ihtiyaç vardır:
 1. Çok derin İslam kültürüne sahip olmak.
 2. Gerçek tarihi ve tarih felsefesi ni bilmek.
3. Dünyaya, insanlığa tepeden bakacak derecede genel kültür sahibi olmak.
 4. Konvansiy onel yalan dolanlara aldanmama k.
 5. Hads=sezgi sahibi olmak.
 6. Geçmişte olanları, günümüzde olup bitenleri nebevî nur ışığında görebilmek, anlayabil mek.
 7. İrtibatlı olmak.
 8. Keşif sahibi olmak.
 İslamı iyi anlayanla r, iyi bilenler Türkiyenin durumunu sezebilir .
 Türkiyeyi anlayabil mek için bazı kıraat tavsiyele ri: İbn Haldun Mukaddime si… Arnol J. Toynbee’nin Tarih Üzerine bir Etüd kitabı…
 Padişah çok kötüymüş, M. Kemal paşa Samsuna pür velvele pür tantana çıkmış ve uzun zahmetli uğraşlardan sonra vatanı kurtarmış… Bunlara inanan kimseler Türkiyeden, tarihten, gerçeklerden bî haber demektir.
 Adamlar, kadınlar 1928’den önce yazılmış, yayınlanmış kitapları ve belgeleri okuyamaya cak kadar cahiller ve kalkmışlar kurtuluş çare çözümleri, reçeteleri yazıyorlar.
 Tarihi, hele yakın tarihi bilmeden bugünü anlamak, geleceği tahmin etmek mümkün müdür?
 Atalarının Türkçe mezar taşlarını okuyamaya nlar ne kadar çok konuşup ahkam kesiyor.
 Türkiye Titanic’i nereye gidiyor?
 Buzdağlarına karşı tedbir alınmış mıdır?
 Gemideki Pakraduni ler, Kripto Yahudiler, Kripto Haçlılar ne yapıyor.
 Gemide çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlar niçin bin parçaya ayrılmıştır?
 Bu gemide ne kadar çok boşboğaz, zevzek, geveze var…
 Gemi temiz değil; pislik, soygun, hırsızlık, sömürü, kokuşma, irtişa, zina, riba, fısk fücur, fuhşiyyat=azgınlık…
 Niceleri ah Türkiye vah Türkiye diye bağırırken gemiyi bilerek veya bilmeyere k batırmaya çalışıyor.
Tiitanic dalgalar, fırtınalar, krizler içinde bata çıka yol alıyor.
 Gemideki orkestral ar çılgınça çalıyor.
 Danslar… İçkiler… Çin çin şerefinize… Çok içmeyin, hayır içeceğim tartışmaları…
 Gemideki tadilat, boya badana, taahhüt işleri…
Uluyan sarhoşlar… Anıranlar… 150 desibel şiddetinde ezan okuyanlar…
 Ayasofya açılsın diye bağıranlar… Evet elbette açılsın ama biraz ötede Sultan Ahmet Camii boş…
 İslamda kader yoktur diye haykıran o biçim İslamcılar… Kader yok mu? Bekleyin göreceksiniz.
 Devasa Titanic’in uçak pistlerin den umre uçakları havalanıyor. Zam Zam Tower Zam Zam Tower…
 Titanic’te her gün altı milyon ekmek ziyan ve israf ediliyor.
 Kimi dans ediyor, kimi ilahi okuyor.
 Titanic bata çıka menzil-i maksuduna gidiyor…
Bilinmeye nler kumkuması Titanic…
 
(İkinci yazı)
 Âhir Zuhur Namazı Kılınmalıdır
 BAZI bid’atçi, reformcu, modernist, Sünneti hafife alan, Mason Afganîci, Mason Abduhçu, Reşid Rızacı, Fazlurrah mancı, Kemalist, mezhepsiz, telfik-i mezahib taraftarı, laik, seküler ilahiyatçıların ve İslamcıların, cumadan sonra ihtiyaten kılınan zuhr-i âhir namazını inkar etmeleri, önlemeye çalışmaları, halkı bu ibadetten soğutmaları ve vaz geçirmeleri bir zulümdür.
 Çünkü zuhr-i âhir namazı ihlasla kılındığı takdirde mutlak olarak bir ibadettir, nurdur, feyiz ve bereketti r.
 Kaldı ki zamanımızda, Hanefî mezhebine göre cumanın şartlarından biri eksiktir.
Cumanın sıhhati için ya Emirülmü’minîn olan zatın beratı olması gerekir.
 Beratsız kişiler rasgele kendi hevalarıyla Cuma namazı kıldıramaz ve hutbe okuyamaz.
 Reformcul arın İslamda teravih namazı diye bir namaz yoktur demeleri nasıl akıllara ziyan bir inkarsa, cumanın ilk ve son sünnetlerinin ve ahir zuhur namazının inkarı da öyledir.
 Zuhr-i âhir namazını kılmanın faydaları nedir?
 1. Zuhr-i ahir, namaz ve ibadet olmakla, onu kılan ecir alır, ilahî rızaya nail olur.
 2. Zuhr-i ahir namazı Müslümanın darülislam ve darülharb kavramlarını öğrenmesine bu konuda şuurlu olmasına vesile olur.
 3. Zuhr-i âhir kılmak, gayr-i İslamî düzeni bir tür, dolaylı şekilde protesto etmektir.
 Tekrar ediyorum: Müslümanlar cumanın ilk ve son sünnetlerini ve bilhassa zuhr-i âhir namazını kılmaya teşvik edilmelid ir. Bu namazları önlemek zulümdür.
 Sultan Abdülhamid zamanında zuhr-i âhir kılmaya lüzum yoktu. Çünkü Hilfafet vardı, İmamü’l-Müslimîn vardı. Galatasar ay lisesinde bile bütün Müslüman öğrencilerin beş vakit namazı cemaatle kılmaları mecburî idi. Hafta tatili cumaydı. Mahkemele rde İslam fıkhı ile hüküm veriliyor du. Bütün İslam kadınları tesettürlüydü. Ceza kanununda zina suçtu.
 Bir konuda çok ciddî şüpheler varsa, ihtiyatlı olmak ve şüpheyi giderici işi yapmak gerekmez mi?
 Zuhr-i âhir namazını kılan bir şey kaybetmez . Kılmayan kaybeder.
 Türkiyedeki laik rejimin kullarının, zuhr-i âhir konusunda ki menfi fetvaları yersizdir, gereksizd ir, bâtıldır, bunlara uyulmaz.
 Hâtemü’l-Fukaha dersiamda n Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen hazretler i, Büyük İslam İlmihali adlı muhalled ve mübarek kitabında cumanın ön ve son sünnetlerinin ve zuhr-i ahir namazının kılınmasını emr ve tavsiye buyurmakt adır. Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanlarının bu emir ve tavsiyeye uyması gerekir.
 Bir beldede aynı anda birkaç yerde cuma namazı kılınabileceği, binaenale yh zuhr-i ahire lüzum olmadığı tezi ve iddiası konuyu çarpıtmaktır. Konu cumanın Darülislam ile, Halifenin izniyle ve beratıyla ilgilidir .
 Fazlurrah mancılara kalsa, cumayı da tarihsel ilan ederler ve kaldırırlar.
 Reşid Rızanın, cuma ve ahir zuhur namazı ile ilgili fetvalarının, Ehl-i Sünnet nazarında hiçbir kıymeti yoktur.
 Sevgili Müslüman kardeşlerim… Cuma ve ahir zuhur namazları konusunda sahih itikadlı, icazetli fakih olan, Ehl-i Sünnetten taviz vermeyen Ömer Nasuhi Bilmen hocaefend iye tabi olalım.
 16.06.201 3


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Reformcular_ve_Yenilikciler_Neler_Yaptilar/12660



Reformcul ar, dinde yenilikçiler, dinde değişimciler, mezhepsiz ler, telfik-i mezâhib taraftarl arı, çeşit çeşit İslamcılar, Kemalist İslamcılar, Feminist İslamcılar, Aktivist İslamcılar hangi niyetlere sahipler, şimdiye kadar ne gibi tahribat yapmışlardır, yanlış ve bozuk tarafları ve fikirleri nelerdir, amaçları nedir?.. Çok açık ve seçik olması için maddeler halinde yazıyorum.
 1. Bütün reformcul arın ana amacı Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmaktır.
 
2. Onların çok büyük kısmı, farkında olarak veya olmayarak laiklik taraftarıdır, Müslümanların sekülerleşmesini, dünya işlerinde dinden kopmasını isterler, bazısı açıkça mezhep fıkıh Şeriat düşmanlığı yapar.
 
3. Münzel (İndirilmiş) gerçek İslam’ın yerine uydurulmuş türeme bir din çıkartmak isterler. Dini bir hümanizmaya veya bir ideolojiy e yahut da aktivist bir harekete dönüştürmeye çalışırlar.
 
4. Onların bir kısmı Resululla h Efendimiz in (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinin, İslam’ın ikinci ana kaynağı olduğunu inkâr eder, tek kaynak Kur’andır der.
 
5. Sünneti yüzde yüz inkâr etmeyenle r, onu hafife alır, Müslümanların kafalarına şeytani şüpheler ve tereddütler sokar, mütevâtir ve sahih hadislere gölge düşürür.
 
 6. Onlar her Müslüman’ın Kur’an’dan, (kabul ediyorlar sa) Sünnetten kendi kafasına, re’yine, anlayışına göre hüküm çıkartmasını ister.
 
7. Reformcul arın bir kısmı Kemalistt ir. Birbirler i ile uzlaşmaları ve bağdaşmaları mümkün olmayan iki zıddı, İslam ile Kemalizm’i bağdaştırmaya uğraşırlar.
 
8. Reformcul arın ve İslamcıların bir kısmı Tevhid ve Tenzih akidesine çok zıt olan, inananı küfre götüren, son derece bozuk inançlara ve zındıklıklara hoşgörü ile bakar. Mesela: Ali Şeriatî’nin ‘Allah gerçek bir Janustur = Hoda Janus-i hakiki est’ (Janus iki çehreli bir Roma putudur) cümlesinden hiç rahatsız olmazlar, Şeriatî’yi baş tacı ederler, öve öve bitiremez ler, onu Müslüman gençliğe, peşinden gidilecek bir önder olarak tanıtırlar.
 
9. Bir kısım reformcul ar Ehli Sünnet Müslümanlığını aşağılamak, hafife almak için alaycı bir ifade ile ona İlmihal Müslümanlığı derler.
 
10. Onlar, Müslümanların dinlerini, güvenilir ve muteber ilmihal, akaid, fıkıh ve ahlak kitaplarından öğrenmelerini istemezle r.
 
11.  Reformcul arın bir kısmı Kur’anda, Sünnette, Şeriatta kesin haram olan faize cevaz vermişler; Kitab ile, Sünnet ile, icmâ-i ümmet ile kesin haram olan bir günah ve isyanı helalleştirmişlerdir.
 
12.  Onlar, binlerce ve binlerce Ehl-i Sünnet imamını, müctehidlerini, ulema, fukaha ve mürşitlerini saf dışı bırakarak; farmason Afgani’yi, farmason Muhammed Abduh’u, onun talebesi telfikçi ve Menarcı Reşid Rıza’yı, birkaç aşırıyı hidayet rehberi olarak gösterirler.
 
13.  Reformcul arın büyük ekseriyet i tasavvufa, tarikatla r, sufîlere karşıdır.

14.  Reformcul arın bir kısmı Tevhidi, İslam’ı, Kur’anı, Resululla h’ı yalanlaya n Teslisçi Ehl-i Kitab’ın da cennetlik olduğunu iddia eder.
 
15.  Reformcul arın bir kısmı fanatik feministt ir. Feminizm bozuk ideolojis ine uymayan ayetleri te’vil ederler. İşlerine gelmeyen hadisleri de yok sayarlar.

16.  İşlerine gelmediği için din ilimlerin de icazeti kabul etmezler.
 
17.  Reformcul ar takiye yaparlar, Müslüman halkı aldatırlar.
 
18. Bir kısım reformcul ar Pakistan’dan kovulmuş, Kur’andaki 300 küsur kesin hükümlü ayetin bugün geçerli olmadığını iddia eden Fazurrahm anı imam kabul ederler.

19. Reformcul ar mucizeler i inkâr eder.
 
20. Onlar İslam Şeriatında recm cezası olduğunu inkar ederler. Hâlbuki Resululla h Efendimiz recm cezasını uygulamıştı.
 
21. Reformcul ar Kur’an-ı Kerim’in abdestsiz tutulabil eceğini iddia ederler.
 
22. Onlar özürlü kadınların yapamayac akları şeylerin yapılabileceğine, bir takım şazz rivayetle re dayanarak fetva verirler, cumhur-i ulemaya muhalefet ederler.

23. Bazı reformcul ar haccın kesin tarihi değişebilir, başka zamanlard a da hacc edilebili r diyerek son derece bozuk ve bâtıl ictihadla r yumurtlamıştır.
 
24. Bazı reformcul ar tesettürü inkâr eder.
 
25.Bir kısım reformcul ar Derin Devletle, vesayet rejimi ile, resmî ideoloji ve faşist sistemle işbirliği yapmışlar ve karşılığında yüklü telif ücretleri almışlardır.
 
26.Hiçbir reformcun un ‘Müslümanlar birleşsin, tek bir İmama biat ve itaat etsin, Ümmet haline gelsin’ dediği görülmemiştir.
 
27. Onlar, ehliyet ve liyakatle ri olmadığı halde bol bol
 bozuk ictihadla r yapar.
28. Onlar Kur’ana, Sünnete, icmaya aykırı saçma sapan fetvalar ve ruhsatlar verirler.
 
29. Onlar, din ile dünyayı ayırırlar, dinin hüküm dairesini daraltırlar.
 
30. Onlar, Ehl-i Sünneti herhangi bir fırka, hizip ve parça gibi görürler; onun İslam’ın gerçek yorumu olduğunu kabul etmezler.
 
31. Reformcul arın hemen hemen ekseriyet i Osmanlı Devlet-i İslamiyesine ve Hilafetin e karşıdır.
 
32. Reformcul ar Türkiye’nin Sünnî Müslüman çoğunluğunu, birbirind en kopuk, bazısı bazısıyla çarpışan, başlarındaki zevat yılda bir kez bile bir iftar sofrasında toplanama yan yüzlerce hattâ binlerce cemaate, gruba ayırmışlar, dehşet verici bir anarşi ve kaosa sebep olmuşlardır.
 
33. Reformcul ar âhir zamanda çıkacağı mânevî tevâtürle bildirilm iş olan Hz. Mehdi’nin zuhurunu ve yine mânevî tevâtürle haber verilmiş olan nüzul-i İsa aleyhisse lamı inkar ederler.
 
34. Bazı reformcul ar imanın temel şartlarından kaderi inkar eder.
 
35. Bazısı Allahın izniyle yapılacak olan ve Kur’anla, Sünnetle, icmâ ile sabit bulunan şefaati ve kabir ahvalini inkar eder.
 
Bu çeşit çeşit, renk renk, kendi aralarında bir yığın meşrebe ayrılmış reformcul ar camiası Ehl-i Sünneti, Ümmet birliğini yıkmak konusunda ittifak ve ittihad etmiştir. Müslüman halkı bunlara karşı uyarmak gerekir. Bu hizmet benim yazılarımla olmaz, Türkiye Ehl-i Sünnet Müslümanları tez elden bir ‘Ehli Sünnet Müslümanları Şûrası’ toplamalı, neler yapılması gerekiyor sa o hizmet ve vazifeler i yerine getirmeli dir. Bu dediğim yapılmazsa din konusunda ki kaosun, anarşinin, çekişme ve tepişmenin, cahilliğin önüne geçilemez.

Dinin kesin inançları, helaller, haramlar, had cezaları, Allahın kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olduğu, müminlerin tek bir ümmet olması gerektiği, iman edenlerin Allah’a, Resul’üne ve kendileri nden olan emir sahipleri ne itaatleri nin farz olduğu gibi temel din hükümlerinde çekişen, tartışan, doğru yoldan çıkan Müslümanlar iflah olmaz. İslam dünyasında tek bir ümmet olmaması, bir yığın birbirind en kopuk cemaat, fırka ve hizip bulunması büyük değil çok büyük bir felaketti r. Kur’an-ı Kerim açıkça beyan ediyor: Allah katında geçerli, muteber, kabul edilen tek hak din İslam’dır. Reformcul ar bir bu temel inanca karşı çıkmıştır; onların uyarılması, aydınlatılması, bilgilend irilmesi Kuran ve Sünnet yolunda olan âlim ve muktedir Müslümanlara farzdır.

Reformcul arın saçtıkları mikroplar, ortaya attıkları sapık yorumlar yüzünden Türkiye’de din, iman tehlikede dir. Şeriat çoktan elden gitmiştir.

Reformcul uk, dinde yenilik, dinde değişim, mezhepsiz lik, Fazlurrah mancılık, Kemalizm’e uygun İslam, AB ve Feminizm normlarına ayarlanmış, ayıklanmış yeni bir İslam türetme gibi helâk edici yangınlar söndürülmezse, büsbütün söndürülemediği takdirde kontrol altına alınıp tecrid edilemezs e Türkiye Müslümanları kurtulama z. Ehl-i Sünnet elden giderse Kur’ana, Sünnete, icmâya uygun din de gider; bid’atler ortalığı istila eder, fitne fesat, nifak şikak, isyan tuğyan yaygın hale gelir, korkunç bir kaos ve anarşi oluşur.
 
14.12.201 2


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Cemaat_Taassubu/1052


SEYDİŞEHİR'den Hasan Dinç kardeşimize... Selâmdan sonra: "Birçok yazılarınızda cemaatler i rencide edecek talihsiz yazılar yazıyorsunuz. Bu sizin ilminize, kişiliğinize yakışmaz. Bunlardan biz zarar görmeyiz, çünkü rüşdümüzü isbatlamışız, Müslüman halkımızla bütünleşmişiz... Cemaatler in hizmetler ini anlayamam ak, görememek cehaletin ve sığ düşüncenin bir göstergesidir. Bizim yurtlarımızda 100 bini aşkın talebemiz en iyi şartlarda okuyorlar . Biz onlardan para da almıyoruz, alırken ayrım da yapmıyoruz. Sizin yazdığınız gibi reklâm da yapmıyoruz. Çünkü müesseselerimizin tertip ve düzeni, hocalarımızın ihlâsı, talebeler imizin başarısı bize yetip artıyor. Yurtlarımız Ay'da değil, Merih'te değil, isteyen herkes rahatça gezip görebilir. Yeter ki, art niyet olmasın...Netice itibarıyla göbekten aşağı vuruşları bırakınız. Hizmet kollektif çalışmayla olur, cemaatle olur..... . Parayı çarçur eden, reklâm yapan cemaatler vardır, onları ayırın. Tüm cemaatler i aynı kefeye koyamazsınız..."

Cevaplarım:

(1)Elbette bütün cemaatler aynı kefeye konulamaz . Ben de koymuyoru m. BÜTÜN cemaatler i tenkit etmiyorum, BAZI cemaatler deki TENKİT EDİLMESİ GEREKEN hususları tenkit ediyorum. Böyle bir iş bana düşer mi, düşmez mi, bilmem ama kimse tenkit etmediği için, dinimizin emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmek için kınıyorum, uyarıyorum.

(2)İslâm'da esas olan Ümmet şuurudur. Ümmet şuuru yok, cemaat asabiyeti var... Bu eksikliği kabul edemeyiz.

(3) Dine, Şeriata, ehli sünnete uygun şekilde çalışan cemaatler i takdir ediyorum, onlara teşekkür ediyorum, tebrikler imi sunuyorum . Onların, benim yazılarımdan alınacak, gocunacak bir tarafları yoktur.

(4) Cemaatler i bırakalım, daha genel konuşalım. Bazı Müslümanlar Ehl-i Kitab ile Ehl-i İslâm arasında Âmentüde ihtilâf olmadığını, ittifak olduğunu/Hazret-i Muhammed'i inkâr edip yalanlaya nların,Kur'ân'ı inkâr edenlerin, İslâm'ı inkâr edenlerin de ehl-i necat ve ehl-i cennet olduğunu / Üç "ibrahimî din" bulunduğunu / Tevhid inancı ile Teslis inancına bağlı olanların esasta bir olduğunu... iddia ediyorlar . Bu gibi Müslümanların, hayırlı ameller yapsalar, sâlih işler işleseler de mutlaka tenkit edilmeler i, uyarılmaları gerekir. Çünkü USÛLDE vahim hataları vardır. İtikad bakımından ayakları kaymıştır. Onları, itikadlarını TASHİH etmeleri için uyarmak gereklidi r. Uyarmayan lar sorumlu olur. Bu gibi Müslümanları uyarmak, "Bizim dinimizde böyle inanç ve görüşler yoktur" demek kardeşlik hukukuna aykırı değildir, bilâkis kardeşliğin bir gereğidir.

(5) BAZI(hepsi değil) cemaatler, halktan topladıkları hayır ve hizmet paralarının bir kısmı ile bir şahsın reklâmını yapıyorlar. Bunu uygun bulmuyoru m, yıkıcı olmamak şartıyla tenkit ediyorum. İslâm'da, başkanların, reislerin, kaidlerin reklâmı, övgüsü, pohpohu yapılamaz. Böyle bir şey dine de, hikmete de (bilgeliğe), aklıselime de (sağduyu) aykırıdır. İki hadîs meali vereyim: (1) "Meddahların (övücülerin) suratlarına toprak saçınız!" (2) "Din kardeşini gıyabında öven kişi, sanki onun boynuna keskin bir bıçak çalmış gibi olur..." (Bu hadîsleri İhya'da okumuştum.Arzu eden o kitaba bakar, kaynaklarını görür..." Kur'ân-ı Kerîm'de Yahudiler ve Nasranîler din ulularını, ruhbanlarını erbab haline getirmekl e suçlanıyorlar. Müslümanlar bu gibi aşırılıklardan, reklâm ve övgü edebiyatından kaçınmalıdır. Büyüklerimizi elbette severiz, sayarız, onlara hürmet ederiz ama Ehl-i İslâm'dan hizmet için toplanmış paraların bir kısmı ile onların fuzulî reklâmını yapamayız. Bazı cemaatler in bazı mensupları (bağlıları) Allah'a, dine, imana, Peygamber e, Kur'ân'a, Şeriata saldırılınca tepki göstermiyorlar ama kendi din-başlarına fiske vurulunca küplere biniyor, aşırı şekilde öfkelenip yaygara kopartıyorlar. Onların bu hali islâmî bakımdan sağlıklı mıdır?

NETİCE OLARAK: Bütün cemaatler i aynı kefeye koymayız. Bazılarının tenkit edilmesi gereken hallerini ve işlerini, isim vermeden müsbet şekilde tenkit ederiz. Bunu yapmaya mecburuz. Bu gibi tenkitler bize maddî bakımdan hiçbir şey kazandırmaz. Aksine bir yığın başağrısına sebebiyet verir. Bir Müslüman, ÜMMET ŞUURUNA SAHİP OLMAK ŞARTIYLA bir cemaate bağlı olabilir ama asla CEMAATÇİLİK yapamaz. Yüce İslâm dini, bizleri bu gibi cahiliyet lerden, taassubta n, aşırılıklardan uzak durmaya çağırıyor. İslâm'da futbol kulübü tutar gibi tarikat, cemaat, hizip, fırka tutulmaz. Allah katında üstünlük şu veya bu tarikata ve cemaate mensup olmakta değil, takvadadır, dindarlıktadır.

Diyalog-İftar-Showları
İftar ne demektir? Oruç tutan Müslümanların, gün batınca sofraya oturup yemekle karınlarını doyurmala rıdır. Peki son yıllarda çıkan Dinlerara sı Diyalog iftarlarına ne demeli? İslâm hocaları, çeşitli kiliseler e mensup Hıristiyan papazları, Hahamlar oturmuşlar ve iftarı bekliyorl ar. Top atılıyor ve yemek yeniliyor . Böyle iftarlar İslâm tarihinin hangi devrinde görülmüştür? Bunun mânâsı nedir? Bu iftarları tertipley enlerin amacı nedir, ne yapmak istiyorla r? Efendiler ciddî olalım. Ramazanı, orucu, iftarı böyle şovlara, böyle nümayişlere âlet etmeyelim . Oruç bir ibadettir . Bu ibadeti bu gibi iftar şovları ile ifsad etmeyelim . Eğer gerekiyor sa, eğer zaruret ve lüzum varsa İslâm hocaları ile papazlar ve hahamlar bir araya gelip yiyip içebilirler. Ancak böyle toplantılar oruç ibadetind en ayrı yapılmalı, ibadet dışı tutulmalıdır. Evangelis t Amerikalılar Irak'ta sivil Müslümanları tavuk gibi boğazlıyor, ırkçı İsrail Filistinl ilere ve Lübnanlılara kan kusturuyo r ve bizler burada mübarek Ramazan aylarında papazlar, hocalar, hahamlar cümbür cemaat güle oynaya iftar ziyafeti tertipliy oruz. Şeytan bile şu acınacak ve gülünecek halimize şaşıyordur

http://www.mehmetsevketeygi.com/

http://www.gazeteoku.com/mehmet-sevket-eygi/tumyazilari/232

http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/mehmet-sevket-eygi/


 

 77 
 : Haziran 01, 2013, 02:30:17 ÖS 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
İSLAM DÜNYAYA HAKİM OLACAK
TEORİ VİDEO POWER LINK

http://www.youtube.com/watch?v=01LkQpD9qwc


Dünya değişiyor
Çocuklarımızın miras alacağı
küresel kültür bugünkünden oldukça
farklı olacak
Dünyanın değişen nüfus verileriy le ilgili
bir rapora şahit olmak üzeresiniz
Araştırmalara göre, bir kültürün
25 yıldan uzun bir süre devamlılığını
sağlayabilmesi için
aile başına düşen doğurganlık oranının
 2,11 olma...sı gerekmekt edir.
Bu sayının altına düştüğünde
kültür yok olacaktır.
Tarihsel olarak, 1,9' un altına düşen
hiçbir kültür
kendini yenileyem emiştir.
Bu sayı 1,3 olduğunda ise, değişim
imkansızdır.
Çünkü böyle olduğunda, kültürün kendini
düzeltmesi
80 ila 100 yıl alır. Ve bu kadar süre
bir kültürü
ayakta tutacak hiçbir ekonomik
model yoktur.
Başka bir değişle, eğer 2 çiftin
birer çocuğu olursa, ebeveyn sayısının
yarısı kadar
çocuk var demektir. Eğer bu çocukların da
bir çocuğu olursa
büyükanne-büyükbaba sayısının 1/4'ü kadar
torun olur.
Eğer 2006 yılında sadece 1 milyon
bebek doğarsa
2026 yılında işgücüne katılacak 2 milyon
yetişkin bulmak zor olur
Nüfus geriledikçe, kültür de geriler. 2007 yılı
verilerin e göre
Fransa' daki doğurganlık oranı 1.8'di.
İngiltere 1.6, Yunanista n 1.3
Almanya 1.3, İtalya 1.2, İspanya 1.1.
Avrupa birliğinin tamamında, 31 ülkede
doğurganlık oranı yanlızca 1,38'dir.
Tarihsel araştırmalar
bize bu sayılarla kültürel değişimin imkansız olduğunu
söylemektedir. Birkaç yıl sonra, Avrupa diye bildiğimiz
varlığını yitirecek . Hem de Avrupalı nüfusu
yok olmamasına rağmen
Neden mi? Göç... Müslüman göçü...
1990 yılından bu yana
Avrupa'da meydana gelen nüfus artışının
%90'ını
Müslüman göçü oluşturmaktadır.
Fransa'da aile başına düşen
çocuk sayısı 1,8'dir. Müslümanların ise 8,1.
Gelenekse l olarak, dünyanın en yüksek nüfuslu kilise
bölgelerinden biri olan Güen Fransa'da artık
kiliseden fazla cami vardır. 20 yaş ve altındaki
çocukların
%30'u Müslüman'dır. Nice, Marsilya ve Paris gibi
daha büyük şehirlerde bu oran %45'i bulmuştur.
2027 yılı itibariyl e, 5 Fransızdan 1'i Müslüman olacak.
Sadece 39 yıl içinde Fransa
bir İslam Cumhuriye ti olacak.
Son 30 yılda, Büyük Britanya'daki müslüman nüfusu
82.000'den 2,5 Milyona çıkmıştır. 30 katlık bir artış
Yaklaşık 1000 cami bulunmakt adır ve bunların birçoğu
eski kiliseler dir. Hollanda'da yeni doğanların %50'si
Müslümandır. Yalnızca 15 yıl içinde, nüfusun yarısı
Müslüman olacak. Rusya'da 23 Milyon civarı
Müslüman vardır. Bu da Rusların beşte biri eder.
Birkaç kısa yıl içinde, Rus ordusunun %40'ını
Müslümanlar oluşturacaktır. Halihazırda Belçika'da
nüfusun %25'i ve yeni doğanların nüfusun %50'si
müslümandır. Belçika Hükümeti, 2025 yılında Avrupalı
çocukların üçte birinin, Müslüman ailelere doğacağını
açıklamıştır. Sadece 17 yıl sonra... Bundan açıkça
sözeden ilk ülke olan Almanya, yakın zamanda şöyle
bir bildiri yayınladı: "(Alman) Nüfusundaki azalma
artık enellenem ez. Düşüş, geri döndürülemez durumda
Almanya, 2050 yılında bir Müslüman Devleti olacak.
" (Almanya Federal İstatistik Ofisi) Libya Devlet Başkanı
Muammer Kaddafi diyor ki: "Allah'ın
İslamiyet'e Avrupa'da
kılıçsız, silahsız, fetihsiz bir zafer bahşedeceğinin
işaretleri mevcuttur . Bizim teröristlere ihtiyacımız yok.
İntihar bombacılarına ihtiyacımız yok. Avrupa'daki
50 milyondan fazla müslüman, orayı birkaç on yıl
içinde bir Müslüman kıtasına dönüştürecek.
" Şu anda Avrupa'da 52 Milyon
Müslüman bulunmakt adır.
Alman hükümeti bu sayının 20 yıl içide
iki katına çıkarak
104 milyona ulaşacağını tahmin etmektedi r.
ABD'ye yaklaştıkça sayılar, bize benzer bir
hikaye anlatmakt adır. Şu anda, Kanada'nın
doğurganlık oranı 1,6'dır. Kültürün devamlılığını
sağlayacak 2,11'den nerdeyse bir puan aşağıda.
Ve İslam, en hızlı büyüyen din. 2001 ve 2006 yılları
arasında, Kanada'nın nüfusu 1,6 milyon arttı.
Bunun 1.2 milyonu, göçtü. Birleşik Devletler'de ise
Amerikan vatandaşlarının doğurganlık oranı 1,6'dır.
Latin akınıyla bu oran 2,11'e yükselmektedir.
Yani kültürün sürdürülebilirliği için gereken asgari oran.
1970 yılında ABD'de yalnızca 100.000 Müslüman vardı.
Bugünse, 9 milyon civarı... Dünya değişiyor.
Artık uyanma zamanı! 3 yıl önce, Chicago'da,
24 İslami Organizas yonun katıldığı bir toplantı
düzenlendi. Toplantının raporları bize, Amerika'ya
İslamı anlatma konusunda ki planları detaylı olarak
gösterdi. Gazetecil ik, politika, eğitim ve daha fazlası
Dediler ki: "Kendimizi, 30 yıl sonra Amerika'da
50 milyon müslümanın yaşayacağı gerçeğine
hazırlamamız gerekiyor ." Çocuklarımızın ve
torunlarımızın yaşayacağı dünya
bizim içinde yaşadığımız dünya olmayacak .
Katolik Klisesi yakın zamanda, İslamiyet'in
kendi üye sayılarını geçtiğini bildirdi. Bazı çalışmalar,
İslamiyet'in bu büyüme hızıyla, 5 ila 7 yıl içinde
dünyadaki hakim din olacağını gösteriyor.
İnananlar olarak sizi, Hakikat mesajını
değişmekte olan dünyayla paylaşmaya
davet ediyoruz. Bu bir Hareket Çağrısıdır!


İSLAM DÜNYAYA HAKİM OLACAK
TEORİ VİDEO POWER LINK

http://www.youtube.com/watch?v=01LkQpD9qwc








WEBMASTER S  İSLAMGREEN34  LIST LINKS
 
İSLAMGREEN34 AMERİCAN BUSINESS TEAM REPORT

MC LAREN THOMPSON





islam-Green34 Web Group
World Internet Technolog y Group
Sortıng List lınks - Kınd Of Sort
 2012 Webmaster s Report  
 Emerging technolog ies in the world of internet with a place among the indispens able
 already found the internet in certain places only now that many home internet
pe how many serving in the internet world , we have been thinking of that website
Certain knowledge about this topic in ulaşılamas estimates are as follows
 2012 Web site in the world around 697,089,482 Total house.We as the site name
 although only having been close to 210 million ( active ) units of used and unused web site available
In our country this year, with a nominal website has around 17 million ( Turkey )
 This figure is so high in this website up now stems from the almost child's play
 Buy domain name business now for 10 minutes
 However, the main problem here , the number of active sites is nearly
 half of the total number of sites Internet is going to the dump and do not know
what will be the end of it Landfill sites are seeing a lot of our daily lives
 especiall y when you go to the link provided in that article
 was written in the old site that winds blew over
 the longer a domain name that fell into the hands of trafficke rs
 faced with an absurd content that you see
 
WEBMASTER S İSLAMGREEN34 LIST LINKS
 
İSLAMGREEN34 AMERİCAN BUSINESS TEAM REPORT

MC LAREN THOMPSON

islam-Green34 Web Group
World Internet Technolog y Group
Sortıng List lınks - Kınd Of Sort
  2014 Webmaster s Report  
World Web sites About 2014 Sites About 800 million total
 Active Real About 2014 Web sites About 300 million
 İslam-Green34 2014 About World kınd of Sort ( Big Large Category islam ) 15 million
Kınd of Sort 4 million ( World )
 Turkey Web sites World About 20 million total
 İslam-Green34 Group sites World Turkey islam 2 million ( Big Large Category )
 İslamGreen34 Kınd of Sort World 800.
 Facebook Turkey Group 5 million islam group category
 Facebook Turkey İslam category Kınd Of Sort 1 million Group
500.000 ( Big Large Category ) islam Green34 Group 980.
islam-Green34 Group Facebook Europa Group 1. Category list
İslam-Green34 Facebook World Group 6. Category list
 Result Decision : İslam-Green34 İNW group
World Kınd of Sort : 4 million Web Sites Group and Facebook Group Total
( World Total 800 miliion )



http://www.alexa.com/siteinfo/islam-green34.com
 
http://www.seomastering.com/audit/islam-green34.com/
 
http://dawhois.com/site/islam-green34.com.html
 
http://website.informer.com/islam-green34.com
 
http://islam-green34.com.ipaddress.com/
 
http://www.rankglimpse.com/islamgreen34.tr.gg
 
http://www.alexa.com/siteinfo/islamgreen34.tr.gg
 
http://whois.domaintools.com/islam-green34.com
 




WEBMASTER S  İSLAMGREEN34  LIST LINKS
 
İSLAMGREEN34 AMERİCAN BUSINESS TEAM REPORT

MC LAREN THOMPSON


http://website.informer.com/islam-green34.com

http://www.alexa.com/siteinfo/islam-green34.com

ALEXA TRAFFİC RANKS  2014

GOOGLE LEATER ENGLİSH - TURKİSH

2014 Siteler Hakkında 800 milyon toplam Hakkında Dünya Web siteleri
 Aktif Gerçek Hakkında 2014 Web siteleri Yaklaşık 300 milyon
 Sıralama Dünya Kind (Büyük Large Kategori islam) Hakkımızda islam-Green34 2014 15 milyon
Sıralama 4 milyon cinsi (Dünya)
 Türkiye Web siteleri Dünya Yaklaşık 20 milyon toplam
 İslam-Green34 Grup siteler World Türkiye islam, 2 milyon (Büyük Large Kategori)
 Sıralama Dünya 800 İslamGreen34 tür.
 Facebook Türkiye Grup 5 milyon islam grubu kategoris i
 Sıralama, 1 milyon Group Of Facebook Türkiye İslam kategoris i tür
500.000 (Büyük Large Kategori) islam Green34 Grup 980.
islam-Green34 Group Facebook Avrupa Grubu 1. Kategori listesi
İslam-Green34 Facebook Dünya Grubu 6. kategori listesi
 Sonuç Karar: İslam-Green34 INW grubu
Sıralama Dünya Kind: 4 milyon Web Siteleri Grubu ve Facebook Grubu Toplam
(Dünya toplam 800 Milyon Kişi)


 78 
 : Nisan 04, 2013, 11:13:59 ÖÖ 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
İSLAMGREEN34 İNTERNATİONAL NEW WORLD GROUP

İNW GROUP İSLAMGREEN34

İSLAMGREEN34 GROUP CONTACT WEB LINKS LIST



http://islam-green34.com  TURKİ

https://moonstar34green.tr.gg   KURDİ

https://green-rockys.tr.gg      AZERİ - KAZAKS - UZBEK  

https://islam-green34-russian.tr.gg   RUS - GREECE

https://islam-green34-english.tr.gg   ENGLİSH

https://islamgreen34-america.tr.gg   AMERİCA

https://islamgreen34-karen-deutsch.tr.gg   DEUTSCH

https://islamgreen34-france-china.tr.gg   FRANCE - CHİNA

https://islam-green34-arabic.tr.gg   ARABIC

SAUDI - EGYPT - LIBYA - AFGHANIST AN - PAKISTAN - MOROCCO - TUNUS

https://islamgreen34-japan-korea.tr.gg   JAPAN - KOREA

https://islam-green34-india-italy.tr.gg   INDIA  - ITALY

İSLAMGREEN34 AFRİCA MAURİTANİA OFFİCE

https://nuradavet-net.tr.gg  
 
İSLAMGREEN34 ASIA JAKARTA GROUP INDONESIA

https://nurvakti-net.tr.gg

İSLAMGREEN34 AVUSTRALY A SYDNEY GROUP

https://islamgreen34-america.tr.gg/AUSTRA%26%23304%3BLA--%26%23304%3BNW.htm
 
NEW-ZEALAND  İSLAMGREEN34 WELLİNGTON   GROUP

https://new-zealand-islam.tr.gg

GRÖNLAND   İSLAMGREEN34  NUUK  GROUP

https://transdinyesterworld.tr.gg

ALASKA  İSLAMGREEN34 JUNEAU  GROUP

 https://alaska-islamic.tr.gg

CHİLE  İSLAMGREEN34   SANTIAGO   GROUP

https://chile-muslims.tr.gg

MALAYSIA  İSLAMGREEN34  KUALA LUMPUR GROUP

https://malaysia-islam.tr.gg

İSLAMGREEN34 PALESTİNE RAMALLAH GROUP

https://islamgreen34-palestine.tr.gg



İSLAMGREEN34  BİLİM VE TEKNOLOJİ

https://social-worlds.tr.gg


İSLAMGREEN34 GOOGLE PLUS POWER  

https://plus.google.com/u/0/113384380114441568102/posts

https://plus.google.com/+islamGreen34


ISLAMGREE N34 YOUTUBE CHANNEL POWER

https://www.youtube.com/c/islamgreen34

 
GOOGLE REFERANCE DIAGNOSTI C POWER

http://www.google.com/safebrowsing/diagnostic?site=www.islam-green34.com


ISLAMGREE N34 GOOGLE FOLLOW & ANALYSİS RESEARCH UNIT


http://www.alexa.com/siteinfo/islam-green34.com
 
http://www.seomastering.com/audit/islam-green34.com/
 
http://dawhois.com/site/islam-green34.com.html
 
http://website.informer.com/islam-green34.com
 
http://islam-green34.com.ipaddress.com/
 
http://www.rankglimpse.com/islamgreen34.tr.gg
 
http://www.alexa.com/siteinfo/islamgreen34.tr.gg
 
http://whois.domaintools.com/islam-green34.com

http://www.islam-green34.com.webstatsdomain.org/

http://www.similarsites.com/site/islam-green34.com

http://webinfo.reformal.ru/islam-green34.com/

http://www.sharedordedicatedhosting.com/sites/islam-green34.com

http://www.sbup.com/audit/islam-green34.com/



İSLAMGREEN34 PİCASA PHOTO GALLERY

http://english.cohga.net/picasa/user/113384380114441568102_1.html


PERSIAN ISLAMIC LINKS LIST

http://www.imamreza.net/eng/services/islamicsites/index.php?a=a
 

FİQHA İSLAME WORLD

 

ARNAVUT

1
 
http://www.radio-feja-islame.com/  

AZERI

2

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?id=5544  

BASK

3

http://www.euskara.euskadi.net/r59-luredir/es/contenidos/articulo/c1103/eu_d1103003/1103003.html

http://eu.wikipedia.org/wiki/Islamismo

http://zientzia.net/artikuluak/islamiar-zientzia-kultur-zubi/

http://www.anakel.com/liburua/ikusi/gizartezientziak/2eso/3/6/4    

UKRAIN

4

http://www.whyislam.ru/main/dostoinstva-islama.htm  


BENGAL

5

http://www.erfan.ir/article/article.php?id=55250  

http://www.jamaat-e-islami.org/en/    


BULGARIA

6

http://www.islamforbulgaria.com/islam/islam_osnovi/tauhid.html

http://religiology.org/religions/islam    

http://www.way-to-allah.com/bul/islam/was_ist_islam_bul.htm    

CZECK

7

http://www.al-islam.cz/uvodni-charakteristika-islamu/islam-a-muslimove-zakladni-pojmy.html    

http://pravdaoislamu.cz/index.php/category/islam-a-muslimove/  

http://www.islamweb.cz/objevte_islam/1.htm  


DANCA

8

http://www.islamstudie.dk/index.htm


INDINESIA

9

http://www.slideboom.com/presentations/tags/islam

http://abuzuhriy.com/islam-satu-satunya-agama-yang-benar-1/

http://darulfatwa.org.au/en/Table/Languages/Indonesian-/-أندونيسي/

http://putrabungsu.pun.bz/

http://akucintakanislam.blogspot.com/


ARMENIA

10


http://armenian.irib.ir/index.php?option=com_k2&view=itemlist&layout=category&task=category&id=96&Itemid=85&lang=en


GOOGLE  ISLAMIC  LINKS

1

ESPARANTO

http://www.lernado.it/kurano/indekso.htm

http://eo.wikipedia.org/wiki/Islamo

http://www.dmoz.org/World/Esperanto/Socio/Religio/Islamo/

2

ESTONIA

http://www.islam-guide.com/ee/frm-ch3-5.htm


3

FARSIAN


Page=Check&Rand=0" target="_blank">http://daneshnameh.roshd.ir/mavara/mavara-index.php?page=%d8%af%db%8c%d9%86+%d8%a7%d8%b3%d9%84%d8%a7%d9%85&SSOReturn Page=Check&Rand=0

http://yarann.persianblog.ir/post/85

http://www.tahoordanesh.com/page.php?pid=8601

aghrib&Itemid=393" target="_blank">http://www.taqrib.info/persian/index.php?option=com_content&id=119:1388-07-07-08-25-08&catid=64:vahdatvat aghrib&Itemid=393

www.aqaed .com

www.sista ni.org

www.imamh adi.net

www.almar kaz.net

www.emamr eza.net

www.yazah ra.net

www.rafed .net


4

FLEMENK

http://www.ontdekislam.nl/

http://www.islamwereld.com/islam/ware.htm

http://www.answering-islam.org/Dutch/r/meerdaneenreligie.htm


5

FILIPIN

http://www.islamawareness.net/Asia/Philippines/filipinos.html

http://www.islamawareness.net/Asia/Philippines/

http://www.islamawareness.net/Asia/Philippines/struggle.html


6

FINLAND

http://www.halla-aho.com/scripta/muhammadista_ja_liberaalista_demokratiasta.html

http://www.saaste.net/aasia2008/archives/93

d=9" target="_blank">http://www.uskonnot.fi/uskonnot/view.php?religionI d=9

7

GALCE

http://www.caerdydd.ac.uk/news/articles/perspectives-on-islam-8125.html

8

GALICIA

http://lannister.blogaliza.org/tag/relixion/

9

GUCURATI

http://arifmansuri.wordpress.com/trueislam/

http://www.sandesh.com/article.aspx?newsid=29968

10

GEORGE

http://www.islam.ge/rf/?lang=ka

http://www.iman.ge/index.php?mod=article&cat=ქართულად



THE WORLD MUSLIMS UNITY AND DİVERSTY İNFOGRAPHIC


http://www.alaskamasjid.com/

 
http://www.pewforum.org/Muslim/the-worlds-muslims-unity-and-diversity-infographic.aspx



GOOGLE ISLAMIC LINKS

1

HAITI

http://ht.mormonlady.se/muslims-view-the-quran-as-purely-divine/

http://ht.innerself.com/content/spirituality/religions-a-beliefs/religions-general/6349-understanding-islam-quran.html

http://www.biyokulule.com/view_content.php?articleid=5273

http://www.muslimpopulation.com/America/Haiti/Islam%20finds%20a%20place%20in%20Haiti.php

http://missoulian.com/haiti-turning-to-islam/image_3d5d23e2-1499-11e2-bcae-0019bb2963f4.html

http://www.usatoday.com/story/news/world/2012/10/11/islam-haiti/1626271/

http://ht.mormonlady.se/muslimer-fortrycks-ofta-av-sina-trosfrander/



2

HIRVATIA

http://www.camo.ch/islam.htm

http://fedzr.de/

http://www.wish.hr/2012/01/islamska-sveta-mjesta/

3

IBRANI

http://rasoulallah.net/index.php/he/articles/article/7913

http://www.academybasis.com/?page_id=481

4

IRELAND

http://islaminireland.com/

http://www.islamiccentre.ie/

http://discoverislam.ie/

http://nimfa.org/


5

SPAIN

http://www.islamenlinea.com/

http://www.buenanueva.net/preguntasb/islam.htm

http://www.almargen.com.ar/sitio/seccion/cultura/islam/

6

SWEDEN

http://swedish.submission.info/

http://islam.se/trosartiklar/koranen/

http://biphome.spray.se/isllam/introduktion1.html


7

ISLAND

http://convertingtoislam.com/why.html

http://www.inter-islam.org/index.htm

http://www.missionislam.com/discover/why_they_became_muslim.htm


8

JAPAN

http://www.islamreligion.com/jp/articles/512/

http://knowingallah.com/index.php/jp/articles/article/7847

http://muslimkyoukai.jp/whatisislam.htm

http://www.way-to-allah.com/jp/topics/JapaneseIslam.html


9

KANNADA


http://kannada.webdunia.com/religion/islam/aboutislam/0705/25/1070525015_1.htm


10

KATALANIA

http://www.monografias.com/trabajos/islamica/islamica.shtml



GOOGLE ISLAMIC LINKS


1

KORE

http://www.koreaislam.org/data/data2.jsp

http://www.busanislam.or.kr/busan1.php?PHPSESSID=544f3f6b47ab0912ab1f533e2d7d3874

http://www.islamkorea.com/index.html

http://www.islammission.org/islam/introduction/beliefs.htm

2

LATIN

http://www.newenglishreview.org/custpage.cfm/frm/51069/sec_id/51069

http://www.danielpipes.org/7827/minareti-helvetiae-et-europae-religio-islamica


3

LEHIA

http://www.alislam.pl/islam/jednosc_boga

http://apologetyka.com/swiatopoglad/islam/ksiazki/inwazja/bog

http://www.wiez.com.pl/islam/index.php?id=6

http://www.way-to-allah.com/pol/islam/muslime_pl.html


4

LETONIA

http://www.islammuslim.lv/Islams/Iss_ievads_islama/Islams.htm

d=927c3471-50eb-4d55-b18b-6b67ed105238&parentTyp e=VirtualSchool&parentId=738" target="_blank">http://www.uzdevumi.lv/ExerciseRun/RunExercise?exerciseI d=927c3471-50eb-4d55-b18b-6b67ed105238&parentTyp e=VirtualSchool&parentId=738

http://www.maruta.lv/?wp=3430&lg=1


5

LITVANIA

http://www.musulmonai.lt/straipsniai2/kas-yra-islamas.aspx

http://www.islamas.8m.com/atraskite_islama.html

http://noradawa.blogspot.com/2013/02/at-tauhid-dievas-yra-vienas.html


6

HUNGARY

http://ceedrus.mindenkilapja.hu/html/19041993/render/iszlam-vallas

http://iszlam.com/iszlam-az-elet-vallasa/iszlam-alapismeretek/isten-fogalma-az-iszlamban

http://magyariszlam.hu/mikregi/5piller.htm

http://www.egyistenhit.com/default.php

07.4" target="_blank">http://latogatok.hu/news.php?extend.23 07.4

http://istenem.hu/iszlam.html

http://szalam.blogter.hu/477696/mit_jelent_az_iszlam

http://terebess.hu/keletkultinfo/11kerdes.html

http://www.gotquestions.org/Magyar/Iszlam.html


7

MAKEDONIA

http://www.islamski-centar.org/web/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=36&Itemid=83

http://islamskobudenje.wix.com/zora#!veruvanje

http://www.makislam.com/makislam/Naslovna/


8

MALAYSIA

http://www.shiar-islam.com/

http://www.isadanislam.com/

http://akucintakanislam.blogspot.com/

http://quran.al-islam.com/Loader.aspx?pageid=729

9

MALTA

http://mt.mormonlady.se/islamic-exhibit-at-byu-aids-understanding/

10

NORWAY

http://www.islam.no/

http://isnn.webs.com/sprsmlogsvar.htm

http://islam-i-norge.blogspot.com/2010/04/innvandrerhelse-kulturelle-hindringer.html

http://snl.no/islam

http://www.irn.no/er-maten-vi-spiser-halal/koranen-sier

http://www.hlsenteret.no/kunnskapsbasen/livssyn/religion-og-livssyn/islam/islam.html



GOOGLE  ISLAMIC LINKS LIST

1

PORTUGAL

http://www.islamreligion.com/pt/?gclid=CIjLp6nVrrYCFVG7zAod_VcA1A

http://www.suapesquisa.com/islamismo/

http://www.religiaodedeus.net/

http://www.10emtudo.com.br/artigo/religiao-islamica/

2

ROMANIA

http://www.islam-abc.ro/bazele-credintei.aspx

http://islamromania.ro/cat-41/religie_comparata.html

3

SIRBIA

http://www.islamski-centar.org/web/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=36&Itemid=83


http://www.makislam.com/makislam/Naslovna/

4

SLOVAKIA

http://www.islamweb.sk/stranky/start.htm

http://www.islam-sk.sk/sk/islam-viera-a-nabozenstvo


5

SLOVENC

http://www.islamska-skupnost.si/index.php?option=com_content&view=article&id=979:sporocilo-za-javnost-islamske-skupnosti-v-sloveniji&catid=3:minas&Itemid=18


http://www.islambosna.ba/forum/svenska/

http://www.medzlis-sa.ba/

http://bosanski-mesdzid.org/index.php?option=com_content&view=frontpage&Itemid=1


http://www.veengle.com/s/islamske%20stater.html

http://www.miztuzla.com/

http://www.sehur.net/osnovi-islama.html


6

SVAHILI

http://mzalendo.net/

http://www.quranitukufu.net/Biblia/index.htm

http://www.islamkutuphanesi.com/swahilibooks/index.htm

http://www.islamtanzania.org/an-nuur2/210/

http://al-iman.co.uk/

http://www.alhidaaya.com/sw/

http://www.mawaidha.info/


7

TAMIL

http://www.islamkalvi.com/religions/dear_friends.htm

http://www.iiponline.org/Rebuttal/Mubahala.htm

http://www.nouralislam.org/tamil/islamkalvi/religions/islam_hindu_comparision_01.htm

8

THAILAND

http://www.muslimthaiexpo.com/main/index.php

http://www.islam-talks.com/index.php/newmuslim/89-family-islam

http://www.islammore.com/main/content.php?page=sub&category=15&id=507

http://allknowledges.tripod.com/islam.html#moon

http://quran.al-shia.org/th/ahlulbayt-quran/061.htm


9

URDU

http://urdu.sahartv.ir/

http://urdu.tebyan.net/index.aspx?pid=235796

http://www.kitabosunnat.com/

http://www.erfan.ir/article/article.php?id=16533

http://www.islamtimes.org/vdccopqis2bq118.c7a2.html

http://www.markosweb.com/www/urdu.irib.ir/

http://www.akhbaroafkar.com/detail.asp?aid=952

http://www.newageislam.com/a/urdu-section

http://www.shafaqna.com/urdu/component/k2/item/6637

http://www.siratulhuda.com/forums/forum.php

http://tarjumanulhaq.com/2012/07/

http://islamquest.net/ur/archive/question/fa2381

http://www.islamtimes.org/vdcdkk0foyt05x6.432y.html

http://urdutahzeeb.net/faith-and-religion/islam/why-west-is-so-afraid-of-islam

http://pak.net/?p=2620


10

TELUGU

http://telugu.sakshitimes.net/

http://www.answering-islam.org/telugu/palurachayitalu/prabhuteja/islaamsantiyutamatama.html

http://www.islamhouse.com/s/10118


11

BELARUS

http://www.islamreligion.com/ru/articles/466/

http://www.islam.by/at/?id=187

http://www.imam.ru/

http://oneislam.ru/

http://islamclick.ru/

http://www.whyislam.ru/main/dostoinstva-islama.htm

http://schools.keldysh.ru/school1413/religija/islam.htm

http://www.answering-islam.org/russian/authors/wood/deceptivegod.html

http://www.islam.gmir.ru/

http://zeynepdersaadet.livejournal.com/9555.html


12

VIETNAM

http://sachhiem.net/CHARLIE/CN_CGHT/thienchuaallah.php

http://www.islamhouse.com/p/354525

http://www.iqra.net/articles/combodia.html

http://www.hanoimasjid.com/vi/what-is-islam/misconception-about-islam/

http://www.riseap.org/2011/12/08/vietnamese-muslims-keen-study-malaysia-2/

http://www.angelfire.com/vt/vietnamesemuslims/masjidList.html

http://muslimvillage.com/2010/09/08/5983/the-challenges-of-being-muslim-in-vietnam/

http://www.muslimpopulation.com/asia/Vietnam/

http://www.vietnammuslimtours.com/

http://www.ummah.com/forum/showthread.php?345819-Vietnam-Muslims

http://www.omaresa.com/


13

BOSANSKİ

http://www.orbus.be/religion/islam/kuran_bos/index.htm

http://www.islambosna.ba/sejfudinova-hronika/11714-bosanski-islam-za-evropu

http://praviput.com/

http://www.minber.ba/

http://www.rijaset.ba/

http://www.halal.ba/site/

http://www.bosanskialim.com/

http://selam.jimdo.com/bosanski.php

http://abna.co/index.asp?lang=19

http://www.islamhouse.com/s/9815

http://www.turntoislam.com/threads/pitanja-i-odgovori.63913/

http://www.slobodnaevropa.org/specials/al_kaida/14_bosanski_islam.htm

http://bosnian.irib.ir/radioislam/

http://www.izbih.no/index.php?option=com_weblinks&view=category&id=2%3Ajoomla-specific-links&Itemid=285

http://www.2muslims.com/directory/Quran/translations/Bosnian/

http://www.mlivo.com/

14

YIDCE

http://masjedeazam.com/yi/page/5

http://hamariweb.com/islam/bosanski-petrovac_ramadan-timing13464.aspx


15

TATARS


http://islamrt.ru/

http://dumrt.ru/tt/mm-islam

http://www.tatar-islam.com/

http://www.azatliq.org/content/article/24950534.html

http://matbugat.ru/news/?id=7693

http://vatantat.ru/

http://im-kazan.ru/news/240

http://musulman.su/?p=7118

http://etatar.ru/top/44320

http://qazan-radiosi.com/

http://shahrikazan.com/tt/component/k2/item/4255-kamil-hәzrәt-–-iң-laeklyisyi.html

http://beznen.ru/basma/2013-147/fenge-morecegat-iterge-kirek/

http://intertat.ru/tt/dengi-tt/item/16370-hәlәl-rizyiknyi-mөselman-bulmagannar-kүbrәk-kullana.html

http://ati-times.tatar-inform.ru/news/view/1760/

http://www.kuray.ru/

http://qha.com.ua/

http://darulfikr.ru/

http://muslem.ru/

http://www.islamnews.ru/news-138953.html

http://www.islamnews.ru/news-91531.html

http://www.rbrides.com/info/russian-tatars.htm

http://www.biyokulule.com/view_content.php?articleid=4590

http://www.onislam.net/english/politics/europe/437085-russian-muslims-between-oil-and-federalism.html

http://hayrettinguelecyuez.webs.com/tatarstanhistory1.htm

http://tt.wikipedia.org/wiki/%D0%98%D1%81%D0%BB%D0%B0%D0%BC

http://tt.wikipedia.org/wiki/%D0%9A%D0%BE%D0%BB%D1%88%D3%99%D1%80%D0%B8%D1%84_%D0%BC%D3%99%D1%87%D0%B5%D1%82%D0%B5

http://tt.wikipedia.org/wiki/%D0%A2%D0%B0%D1%82%D0%B0%D1%80%D1%81%D1%82%D0%B0%D0%BD

http://crosswalkoutreach.wordpress.com/2010/03/30/the-tatar-people/


ENGLISH - AFRICA

http://www.africamuslimsagency.co.za/

http://www.muslimsinafrica.com/

http://www.islamawareness.net/Africa/

http://www.30-days.net/muslims/statistics/about-africa/

http://www.muslimpopulation.com/africa/

http://www.muslim.co.za/

http://www.islamandafrica.com/challenges21.html

http://wikiislam.net/wiki/Main_Page

http://www.onislam.net/english/culture-and-entertainment/traditions/438799-south-africa-many-muslims-one-islam.html



1

TURK

https://www.google.com.tr/#q=%C4%B0SLAM


2

KURDİ


https://www.google.com.tr/#q=MISILMAN+KURD%C4%B0&spell=1


3

ENGLISH


https://www.google.com.tr/#q=THE+REL%C4%B0G%C4%B0ON+%C4%B0N+%C4%B0SLAM

4

DEUTSCH


https://www.google.com.tr/#q=DEUTSCH+%C4%B0SLAM

5

FRANCE


https://www.google.com.tr/#q=FRANCE+%C4%B0SLAM

6

INDIA

https://www.google.com.tr/#q=%C4%B0ND%C4%B0A+%C4%B0SLAM

7

ITALY


https://www.google.com.tr/#q=%C4%B0TALY+%C4%B0SLAM+GENOA+RENA%C4%B0SSANCE


8

RUSSIAN


https://www.google.com.tr/#q=RUSS%C4%B0AN+%C4%B0SLAM


9

ARABIC


https://www.google.com.tr/#q=%D8%A5%D8%B3%D9%84%D8%A7%D9%85


10 - A

AFRİCA ENGLISH

https://www.google.com.tr/search?q=%E0%AA%88%E0%AA%B8%E0%AB%8D%E0%AA%B2%E0%AA%BE%E0%AA%AE&source=lnms&sa=X&ei=jxUoU-uZBIrb7Ab3rIHQDw&ved=0CAgQ_AUoAA&biw=1676&bih=860&dpr=1#q=AFR%C4%B0CA+ENGLISH+%C4%B0SLAM

10 - B

AFRİCA DEUTSCH

http://www.google.com.tr/search?biw=1024&bih=614&q=Islam+und+Muslime+africa&nirf=Islam+and+Muslime+africa&sa=X&psj=1&ei=VB96UdHeC8L_OZjxgZAD&ved=0CCgQ8BYoAQ&bav=on.2,or.r_qf.&bvm=bv.45645796,d.ZWU&emsg=NCSR&noj=1&ei=YB96UZiSJIGvO8LlgYgB


10 - C

AFRİCA FRANCE


http://www.google.com.tr/search?biw=1024&bih=614&noj=1&q=Islam+et+les+musulmans+africa&oq=Islam+et+les+musulmans+africa&gs_l=serp.12...0.0.0.4723.0.0.0.0.0.0.0.0..0.0...0.0...1c..11.serp.LZtqW9cvEvU


10 -  D

AFRİCA  ARABIC


http://www.google.com.tr/search?biw=1024&bih=614&noj=1&q=%D8%AF%D9%8A%D9%86+%D8%A7%D9%84%D8%A5%D8%B3%D9%84%D8%A7%D9%85+%D9%88%D8%A3%D9%81%D8%B1%D9%8A%D9%82%D9%8A%D8%A7&oq=%D8%AF%D9%8A%D9%86+%D8%A7%D9%84%D8%A5%D8%B3%D9%84%D8%A7%D9%85+%D9%88%D8%A3%D9%81%D8%B1%D9%8A%D9%82%D9%8A%D8%A7&gs_l=serp.12...0.0.1.375.0.0.0.0.0.0.0.0..0.0...0.0...1c..11.serp.kMyV4AQP4IA


10 - E

AFRİCA  RUSSİAN


http://www.google.com.tr/search?biw=1024&bih=614&noj=1&q=%D0%A0%D0%B5%D0%BB%D0%B8%D0%B3%D0%B8%D1%8F+%D0%98%D1%81%D0%BB%D0%B0%D0%BC+%D0%98+%D0%90%D0%A4%D0%A0%D0%98%D0%9A%D0%98&oq=%D0%A0%D0%B5%D0%BB%D0%B8%D0%B3%D0%B8%D1%8F+%D0%98%D1%81%D0%BB%D0%B0%D0%BC+%D0%98+%D0%90%D0%A4%D0%A0%D0%98%D0%9A%D0%98&gs_l=serp.3...69033.70284.0.71160.1.1.0.0.0.0.313.313.3-1.1.0...0.0...1c.1.11.serp.Swpo8BjO5kc



11

OZBEK


https://www.google.com.tr/search?q=%E0%AA%88%E0%AA%B8%E0%AB%8D%E0%AA%B2%E0%AA%BE%E0%AA%AE&source=lnms&sa=X&ei=jxUoU-uZBIrb7Ab3rIHQDw&ved=0CAgQ_AUoAA&biw=1676&bih=860&dpr=1#q=MUSULMON+UZBEK%C4%B0STAN



12


TATAR

https://www.google.com.tr/search?q=%E0%AA%88%E0%AA%B8%E0%AB%8D%E0%AA%B2%E0%AA%BE%E0%AA%AE&source=lnms&sa=X&ei=jxUoU-uZBIrb7Ab3rIHQDw&ved=0CAgQ_AUoAA&biw=1676&bih=860&dpr=1#q=TATAR+%C4%B0SLAM



13  

TACİKS

https://www.google.com.tr/search?q=%E0%AA%88%E0%AA%B8%E0%AB%8D%E0%AA%B2%E0%AA%BE%E0%AA%AE&source=lnms&sa=X&ei=jxUoU-uZBIrb7Ab3rIHQDw&ved=0CAgQ_AUoAA&biw=1676&bih=860&dpr=1#q=TAC%C4%B0KS+%C4%B0SLAM


14

TURKMENÇ


https://www.google.com.tr/search?q=%E0%AA%88%E0%AA%B8%E0%AB%8D%E0%AA%B2%E0%AA%BE%E0%AA%AE&source=lnms&sa=X&ei=jxUoU-uZBIrb7Ab3rIHQDw&ved=0CAgQ_AUoAA&biw=1676&bih=860&dpr=1#q=T%C3%9CRKMEN+%C4%B0SLAM&spell=1


15


KIRGIZ


https://www.google.com.tr/search?q=%E0%AA%88%E0%AA%B8%E0%AB%8D%E0%AA%B2%E0%AA%BE%E0%AA%AE&source=lnms&sa=X&ei=jxUoU-uZBIrb7Ab3rIHQDw&ved=0CAgQ_AUoAA&biw=1676&bih=860&dpr=1#q=KIRGHIZ+%C4%B0SLAM


16


UYGHUR


http://www.google.com.tr/search?noj=1&q=uyghur+islam+tori&sa=X&ei=xyR6UYDrFsfdswb7zoDABA&ved=0CCoQ7xYoAA&biw=1024&bih=614



İNGİLİZCE TÜRKÇE ÇEVİRİ PROĞRAMI

https://www.google.com.tr/?gfe_rd=cr&ei=r3lCVI6BKKPe8gfhy4DoAg&gws_rd=ssl#q=%C3%87Eviri

TÜRKÇE ENDONEZCE ÇEVİRİ

https://www.google.com.tr/?gfe_rd=cr&ei=r3lCVI6BKKPe8gfhy4DoAg&gws_rd=ssl#q=T%C3%9CRK%C3%87E+ENDONEZCE+%C3%87EV%C4%B0R%C4%B0&spell=1



.

 79 
 : Şubat 26, 2013, 10:23:06 ÖÖ 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin


islam-green34-english.tr.gg -   WELCOME PLEASE PRESS

http://www.islamist.com/index.php/islam-green/15-spotlight
http://www.islam-usa.com/
http://www.google.com.tr/#hl=tr&sclient=psy-ab&q=%C4%B0SLAM-USA&oq=%C4%B0SLAM-USA&gs_l=serp.2...11559.12606.6.12746.5.5.0.0.0.2.609.1202.2-1j1j0j1.3.0...0.0...1c.1.6.psy-ab.Mx_VmSf0qag&pbx=1&bav=on.2,or.r_qf.&fp=13f189e743c20407&biw=1024&bih=614
http://www.onislam.net/english/home.html
http://www.google.com.tr/#hl=tr&gs_rn=6&gs_ri=psy-ab&pq=islam-istanbul.tr.gg&cp=7&gs_id=1n&xhr=t&q=islam-guide&es_nrs=true&pf=p&sclient=psy-ab&oq=islam-g&gs_l=&pbx=1&bav=on.2,or.r_qf.&bvm=bv.43828540,d.ZWU&fp=13f189e743c20407&biw=1024&bih=614
http://www.30-days.net/muslims/statistics/islam-growth/
http://khidr.org/hizir.htm
http://islam.about.com/
http://www.greenstar.org/Islam/
http://www.google.com.tr/search?q=MUSL%C4%B0MVO%C4%B0CES&btnG=Ara&hl=tr&gbv=1
http://www.google.com.tr/search?q=%C4%B0SLAM-GABR%C4%B0EL&btnG=Ara&hl=tr&gbv=1
http://www.google.com.tr/#hl=tr&sclient=psy-ab&q=%C4%B0SLAM+GROWTH&oq=%C4%B0SLAM+GROWTH&gs_l=serp.2...1703.3561.1.3608.12.6.0.0.0.2.813.1329.5-1j1.2.0...0.0...1c.1.6.psy-ab.cuEnewtm1H8&pbx=1&bav=on.2,or.r_qf.&fp=13f189e743c20407&biw=1024&bih=614

İSLAM - GREEN34 İSLAMİC FORUM STATISTIC ANALYSİS REPORT
AMERİCA - USA CRAFTKEYS RESEARCH AND REVIEW
INTERNATI ONAL 100 WEB SITES THE FIRST 15 WEB SITES
PAGE AND SECTION 12. İSLAMİC FORUM WEB SİTES İSLAMGREEN34

http://craftkeys.com/islami/islami-forum-siteleri/
http://craftkeys.com/site-info/islam-green34.com
http://craftkeys.com/url-info?url=http://islam-green34.com/
http://islamiforum.info/
http://www.islam-tr.net/forum.php
http://www.islamicity.com/
http://tevbe.org/
http://www.topix.com
http://islam.myforumlive.com/index.php
http://www.islaminesil.com/
http://www.islamseli.net/
http://www.islamkent.com/
http://cennetyolculari.net/
http://www.gawaher.com/
http://www.islam-green34.com
http://www.sunniforum.com/forum/forum.php
YOUTUBE İSLAM UNIT
http://www.youtube.com/watch?v=EAvlimEYEpQ
http://www.youtube.com/watch?v=YTEshwPppFM
http://www.youtube.com/user/khalifahklothing
http://www.youtube.com/watch?v=CHChZZUcdvc
http://www.youtube.com/watch?v=fpDJTBBwrKM
http://chatislamonline.org/en/
http://www.insaanrelief.org/

TURKEY GOOGLE İSLAM - GREEN34 CHAT PANELS
100-990 PANEL LİST PAGE DOCUMENTS
STATISTIC ANALYSİS REPORT PAGE AND SECTION 45-449
İSLAM - GREEN34 CHAT PANELS 45. PAGE


http://www.googledakacinci.com/aranan_arsiv.php?id=1263848153

İSLAMİC FORUM QUALITY PAGE AND SECTİON IST

http://www.gezginler.net/modules/arama_motorlari/pagerank.php

TURKEY GOOGLE İSLAM - GREEN34 NAME ONE FORUM SITES
NAME AND TOGETHER WITH ISLAMGREE N34 SEARCH
FIRST PAGE FIRST SECTION 1. İSLAMGREEN34


TURKEY GOOGLE İSLAMİC QUALITY FORUM LINK LIST
100 WEB SITES STATISTIC ANALYSİS REPORT PAGE AND SECTION
İSLAMGREEN34 İSLAMİC FORUM SITES 99. SECTION

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam
http://www.dinimizislam.com/
http://www.sorularlaislamiyet.com/
http://www.isam.org.tr/
http://www.islamidavet.com/
http://www.islamsevdasi.com/
http://www.islamsitesi.net/
http://www.dw.de
http://www.radyoislam.net/
http://www.al-islam.org/
http://www.muslumanlar.com/
http://www.guardian.co.uk/world/islam
https://tr-tr.facebook.com/josefislam
http://en.wikipedia.org/wiki/Islam
http://www.islammedya.com/
http://www.islam-guide.com/
http://www.milliyet.com.tr/index/%C4%B0slam/default.htm
http://answering-islam.org/turkce.html
http://www.answering-islam.org/
http://islam.about.com/
http://www.bbc.co.uk/religion/religions/islam/
http://www.theunity.org/tr/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Portal:%C4%B0slam
http://www.sacred-texts.com/isl/
http://www.29mayis.edu.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=70
https://twitter.com/search?q=%23islam
http://carm.org/islam
http://www.sehir.edu.tr/Pages/Akademik/Lisans/IslamiIlimlerFakultesi/IslamiIlimlerFakultesi.aspx
http://ilahiyat.akdeniz.edu.tr/temel-islam-bilimleri-bolumu
http://www.izlesene.com/liste/islam
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/basiliyayin/web_kitap.asp?yid=33
https://twitter.com/IslamMona
http://www.islamiforum.net/
http://www.diyanetvakfiyayin.com.tr/index.php?Option=IslamAnsiklopedisi
http://www.enfal.de/tarih.htm
http://www.islamiyet.gen.tr/
http://www.timeturk.com/tr/kategori/islam
http://muze.gov.tr/turkislam
http://www.islammerkezi.com/
http://www.osman-unlu.com/islam_ve_toplum.asp
http://www.islamvehayat.com/
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_ve_Yahudilik
http://www.hayrettinkaraman.net/
http://www.dogankitap.com.tr/kitap/%C4%B0slam+Korkusu-1673
http://www.reddit.com/r/islam/
http://www.islamkutuphanesi.com/
http://islamdevleti.org/
http://www.islamterorulanetler.com/
http://islamqa.info/tr
http://trtokul.anadolu.edu.tr/?q=videos/331
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_felsefesi
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_Devleti
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_%C4%B0%C5%9Fbirli%C4%9Fi_Te%C5%9Fkilat%C4%B1
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_Kerimov
http://www.enfal.de/ulkeler.htm
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_%C3%BClkeleri
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkas_%C4%B0slam_Ordusu
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_Kalk%C4%B1nma_Bankas%C4%B1
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_cumhuriyeti
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ran_%C4%B0slam_Devrimi
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam'%C4%B1n_be%C5%9F_%C5%9Fart%C4%B1
http://www.isam.org.tr
https://www.facebook.com/tekdinimislam
http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fu_T%C3%BCrkistan_%C4%B0sl%C3%A2m_Cumhuriyeti
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_mitolojisi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Halifeler_listesi
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_hukuku
http://en.wikipedia.org/wiki/Islam_in_Turkey
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam_tarihi
http://tr.wikipedia.org/wiki/III._%C4%B0sl%C3%A2m_Giray
http://tr.wikipedia.org/wiki/Malezya'da_%C4%B0slam
https://www.facebook.com/Dnmz.islam
https://tr-tr.facebook.com/moslimsoftheworld
https://tr-tr.facebook.com/pages/Innedd%C3%AEne-Indall%C3%A2hil-Islam-Allah-cc-Katinda-Tek-Din-Islamdir/101967686551511
https://www.facebook.com/islamekibi
http://en.wikipedia.org/wiki/Sunni_Islam
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mezhep
http://en.wikipedia.org/wiki/Islam_in_India
http://www.whyislam.org/
http://islam101.net/
http://www.avrasya-is.org/
http://www.turkislambirligi.org/
http://tr.ircica.org/default.aspx
http://en.wikipedia.org/wiki/Islam_in_Indonesia
http://www.islamciyiz.com/
http://www.islamekseni.com/
http://www.differencebetween.net/miscellaneous/difference-between-islam-and-muslim/
http://www.istanbul.edu.tr/edebiyat/edebiyat/dekanlik/arastirma_merkezleri/islam_arastirma_merkezi.htm
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/default.aspx
http://www.atib.org/
http://www.seyfislam.com/forum/
http://www.turkislamedebiyati.com/
https://tr-tr.facebook.com/video.iislam
http://en.wikipedia.org/wiki/Women_in_Islam
http://en.wikipedia.org/wiki/History_of_Islam
http://www.alislam.org/
http://www.islam-green34.com/
http://www.islamtomorrow.com/default.asp

ENGLAND - TURKEY  ÇEVİRİ

http://www.ingilizce-turkce-ceviri.net/


 80 
 : Şubat 06, 2013, 10:23:03 ÖÖ 
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - 2. BÖLÜM

ARSLANIM BİR İMTİHAN VESİKASIDIR
 




Hayalimiz deki aradığımız özlediğimiz rüyalarda gördüğümüz
 Ulaşmak için hep çabaladığımız acılar çektiğimiz ümitle beklediğimiz
 Acılara göğüs gerip sabrettiğimiz  ve kimdir nerededir hiç bilmediğimiz
 Bir aşkı bekledik yıllar geçti ve yıllar geçtikten sonra nihayet geldi ruh ikizimiz
 Rabbim acıdı halimize merhamet etti gönderdi işte geldi beklediğimiz
 



Bir imtihandır gelen ve hayrdır her hali varlığıda hayrdır yokluğuda hayrdır
 Rabbim kolay eylesin imtihanımızı böylesine bir sevgiyi hak etmekte zordur
 Biz kolay sanmıştık hakkımız olmasaydı verilmezd i aşk büyük imtihandır
 Aradığımız geldi nihayet gönlü geniş ufku geniş Arslanım geldi o bir Arslandır
 Biz kimiz onun yanında biçareyiz onun kadar güçlüde değiliz gücünüz yetmiyor




İlk Rabbimin sonra Arslanımın merhameti ne sığındık sonumuzu bilmıyoruz
 Bir rüzgara fırtınaya yakalanmış gemi gibiyiz oradan oraya savruluyo ruz
 Bazen hüzün içindeyiz yüreğimiz yanıyor bazende o kadar çok mutluyuz
 Gönül isterki ömür boyu Arslanıma hizmet edeyim belki imtihanı kazanırız
 Rabbim bilir artık sonumuzu yeterki Arslanımı kırmayalım yoksa yanarız

ALLAH DOSTU ARSLANIM BENİM



Arslanım öyle bir insandırki hep hayr içindedir
Bulunduğu neresi olursa olsun hayra yelken açar
Gücünü kudretini Haktan alır koruyucus u Haktır
Bu kalp Arslanımı hiç unutmaz Arslanım Allah dostudur
Arslanımı unutan kalp zaten yıkılır mahv-ı perişan olur
Onu kaybeden kendini kaybeder ama sonu hep hayrdır



Arslanımın gelişide hayrdır gidişide hayrdır
Varlığıda hayrdır yokluğuda onun her hali hayrdır
Varlığında hayr ile güldürür yokluğunda hayr ile ağlatır
Varlığı mutlu eder yokluğu üzer insanın yüreğini yakar
Arslanımı anlamaya bazen kalp yetmez o çok başkadır
Anlayacak kalp onun gibi atar kalbi ateş saçar



Arslanım bir kilometre taşıdır yüreklerde kalır
Enkaz halindeki yüreklerde ümit ışığını yakar
Yeniden yüreklerde yaşama sevincini aşılar
Gerçek sevgiyi aşkı öğretir yaralı gönüllere ilaçtır
Arslanımın duasıda hayrdır bedduasıda mutlak tutar
Rabbim Arslanımı kıranlardan eylemesin kıran yanar



Arslanım merhameti yle Allahın kullara verdiği pırlantadır
Nerede olursa olsun altın gibidir göz kamaştırır parlar
O severse çok sever sevdiğini korur herşeyini paylaşır
Onu seven kim olursa olsun sevemez onun kadar
Arslanım Allahın kullarına verdiği hüzünlü bir imtihandır
Kimisi kazanır kimisi kaybeder kaybeden mutlak ağlar



Arslanım Allah yardımcın olsun geleceğin hayr olsun
Rabbim seni değersiz insanların eline bırakmasın
Seni sevenleri nde kırdığı günü Rabbim göstermesin
Rabbim seni sevgiyi bilmeyenl erin elinde yıpratmasın
Arslanım seni sevenide affet sen büyüksün
Rabbimde sen affettin diye inşallah affetsin



FATİH YUNUS OSMANLIOĞULLARI





ARSLANIM ALLAH DOSTUDUR RABBİM SEN ONU KORU



Rabbim sen Arslanıma sahip çık sen onu seversin
Merhamet et Arslanıma Rabbim sen merhameti seversin
Arslanımdan rahmetini esirgeme bilirim senin boldur rahmetin
Sağlık ver sıhhat ver huzur ver Arslanıma inşallah o hep mutlu olsun
Arslanımı kötü insanlard an koru ve vaz geçir onların kötülüklerinden

 
Arslanıma sabır ver yaşama sevinci ver korkularından emin eyle Rabbim
Arslanım ahlaklıdır Rabbim sen Arslanımı ahlaklı insanarla karşılaştır
Rabbim Arslanım sevdiğini korur gözetir sende onu koru gözet Rabbim
Allahım Arslanımın hatalarını affet günahlarını bağışla şükrünü arttır
Arslanım adaletlid ir imanlıdır onun imanını daim eyle Rabbim


Allahım Arslanımı ateşlerde yakma onu hatalara sürükleyenlerden koru
Ona düşmanlık edene fırsat verme Rabbim Arslanımı güçlü kıl inşallah
Rabbim Arslanımın tüm dilekleri ni ve dualarını kabul eyle zikrini arttır
Sen Arslanımı ve onu sevenleri doğru yoldan ayırma hak yolunu göster
Rabbim sen Arslanımı nefsinden koru benim Arslanım Allah dostudur




SEVGİ GERÇEK OLSADA BU DÜNYA ZATEN YALAN



Bir gün nefes alır üç gün boğuluruz bir gün neşeliyiz üç gün hüzün
Yalandır bu dünya imtihandır nedir yaşanan geçmişten geriye kalan
Sevgisi aşkı gerçek olsada bir gün bitiyorsa zaten dünya temeli yalan
Dün çocuktuk büyüdük gençtik yaşlandık ölümdür yüzümüze bakan
Üç günlük saltanattır dünya yaşanır biter ne yaşadıysan zaten yalan


Yalanların içinde ister mutlu ol ister olma bitecek nasılsa temeli yalan
Kalp kırma gönül yıkma kul hakkına girme bilmem sen ne yaşadıysan
Son nefeste kelime-i şehadetle göçmeyi nasip ederse sana Yaradan
Birde helalleşebildiysen ne mutlu sana geriye kalan koskoca bir yalan
Baki kalan Allahtır sende yalansın yaşadıklarında dünyada bir yalan





Allahın dediğinden çıkma doğru yoldan ayrılma sapmışlardan olma
Bu yalan dünyanın bir anlık zevki için nefsinin şeytanın dediğini yapma
Allah dostuysan hakikati söyle ama sakın sakın asla bir kalp kırma
Bu yalan dünyada gerçek yoktur sakın sen hakikati buldum sanma
Hakikat bir Allah bir ölüm ve imtihandır gerisini sakın gerçek sayma


Yalan dünya yalan sevgim ve aşkım gerçektir değildir yalan
Malda mülkte canda yalan ama sanmaki sevgi ve aşk yalan
Yalan olsaydı sevgi ve aşk Peygamber im Muhammed s.a.v sevmezdi
Peygamber im seviyorsa aşkta sevgide gerçektir değildir asla yalan
Yalansa bu dünya yalan bir imtihandır bizlere aşkımız geriye kalan
Aşkımız yaşanır yaşayan bilir yalansa bu dünya yalan



ARSLANIN DÜNYADAKİ GERÇEK AŞKI



Hayat kısa ve aslında engebeli bir arazi gibi imtihandır temeli
Yol almak için zürriyet farz-sünnet yaşamın sebepleri nden birisi
Elmanın diğer yarısını bulmak gerekiyor kaderdir bir bütün olmak
Adem a.s ile Havva nın yaşadığı gibi ne güzel sevgiyle aşkla yaşamak



Ruh ikizi yarım elma ile hayata direnç kolay önemli olan onu bulmak
Ruhlar denk olurmu kolaymı farklı bedenlerd e farklı ruhlarla yaşamak
Bulan kaç kişi ve dünyada mutluluk ile cennet-i ala benzeri yaşamak  
Kaderdir evlilik ama mutluluk nerede yalandır dünyadaki sevgi ve aşk



Arslan ruh ikizidir bana benden daha yakın ve okyanusla r ötesindedir
Sevgisine layık olmak ona ulaşmak kavuşmak imkansızdır zordur
Arslanı sevmeyi sevmek rüyalarda görmek çok büyük mutlulukt ur
Yalan dünyanın içinde işte gerçek sevgi işte yaşanan gerçek aşktır


Bir gün sona erecekte olsa yaşananlar unuttulma z mümkün değil
Yalan dünyanın içinde unutulurm u bu gerçek sevgi ve gerçek aşktır
Bir gün bitecek ama zaten herşey bir gün bitecek hiç bir şey baki değil
Baki kalan Allahtır ve onu sevgisidi r ve Arslanım bir Allah dostudur
O yüzden sevgisi Hakka dayanır ölümsüzdür gerçektir yalan değil


SEVGİYLE İMTİHAMINIZI KOLAY EYLE RABBİM



Rabbim sensin bana bu sevgiyi bu aşkı nasip eden yüreğime veren
Sevdamın hakkınıda vermeyi bana öğret Resululla h s.a.v gibi sevmeyi
Nasip et bana Rabbim bir gün sevdam ile aynı yerde aynı havayı koklamayı
Sevda yüreğimi yakıyor  zor bir imtihan öğret bana ayrı yerlerde sevdamla yaşamayı



Yalan dünyanın imtihanı herşey biliyorum vardır Rabbimin her şeyde imtihanı
Aşk ilede imtihan oluyoruz ve öğret bize Rabbim sabrını ver kazanalım imtihanı
Hayat kısa ömür bir sermaye bizi doğru yoldan ayırma Rabbim göster hakikatını
Biz hatalıyız bizim tövbelerimizi kabul et  inşallah yaşamayalım haramı ve günahı

 
 ARSLAN YOKSA SEVDADA ÖLÜR YÜREĞİMDE
 


Arslan ayrı bir dünyadır mutluluk verir içinde benim yalan dünyamın
Arslan ile yeniden güldüm sona erdi benim eski halim ve bunalımlarım  
Hakkını ödeyemem kilometre taşıdır var olan mutsuz ve çaresiz hayatımın
Rabbim bana merhamet etmiş yollamış budur adı benim sevdamın
Varlığı ruhumda gerçekte hissettiğim aradığım sevdadır yaşadıklarım  


Arslanım sensiz olduktan sonra ne baharın tadı var nede yazın
Sana ulaşmakta zor kavuşmakta zor ucundasın sanki deryanın
Rabbim bilir yüreğimdekileri derinlikl erini yaşadığım sevdanın
Sensiz ne facebook güzel nede bir anlamı var ne sanalın nede kanalın
Sanal değil gerçektir ruhta yaşanır Rabbimden dir nihayeti bu sevdanın


YAVUZ YILMAZ ŞAHİNOĞLU

      ARSLANIN SEVDASI

      FORUM  İSTANBUL BAHAR  2011





Bir Arslan tanıdım sevdiğini ölümüne seven
Şefkat ve merhamet yüklü bir yüreği olan
Allah dostudur ve Rabbine asla isyanı olmayan
Öyle bir yürektiki acılara ve cilelere göğüs geren
En bunalımlı zamanlarında sevdiğinin yanında olan







Hakkını ödemek mümkün değil Arslan gibi Arslandır
Sevdayıda ondan öğrendim vefayıda cefayıda ondan
Bulunmaz eşi yok ruh ikizidir o sevdiğine karşı bir Ceylan
Hayat denilen bu yalan dünyanın ortasında Arslanımdır bazen çaresiz kalan
Mekanını cennet eder inşallah dileğimdir Rabbimden budur duam







Kelimeler tükenir tükenir onda herşey zaman ve mekan
Ne söylesek anlatamayız boş söz olur saçmalarız birazda yalan
Yaşayan bilir onu ve yüreğindeki sevdasını ancak bilir yaradan
Ondan güç alır ona güvenir o Rabbine itimat eden bir Arslan
Yalan dünyanın ortasındadır ama tek başına değildir sahibidir Mevlam





           SEN  ÖMRÜN BOYUNCA  MUTLU OLURSUN  İNŞALLAH
 


          Arslanım  bana çok sitem etmişsin ne desen haklısın
 
          Haksız olan hep bendim evet biliyorum bunun farkındayım

          Kalpleri ve beyinleri eviren çeviren Rabbimdir ben değilim

          Benim gücüm yetmiyork i beynimdek ileri sileyim
 
          Gücüm yetseydi beni sevmeyenl eri bir kalemde silerdim


        
         Bana " inşallah aradığın aşkı bulamazsın " demişsin

         Bulamadım ve bulamayac ağımı biliyorum şüphen olmasın

         Ve bana " aşkımı  nefrete dönüştürmeyi  başardın " demişsin

         Bende çok kişiden nefret ettim ama nefretimi söyleyemedim
  
         Aşk ile nefret bir arada bulunmaz yinede sen haklısın



         Bana  demişsinki " sen benim aşkımı beğenmedin " demişsin

         Arslanım ben kimimki değerli birimiyim ki bana verileni beğenmiyeyim
 
         Sadece beynimdek ileri silmeye gücüm yetmedi ben güçsüzüm

         Fakat benim gibi güçsüzlerinde gerçek sevgiye hakkı olamaz

         Ama benim kimseye nefretimd e olamaz ben böyle biriyim
 
         Yinede  sen haklısın inşallah sen hep mutlu olursun ne diyeyim



        Herşey imthandır bu yalan dünyada aşklarda sevgilerd e yalan

        Rabbim sevsin senide benide gerisi kader - i kebirdir geçer zaman

        Allaha kul olamadık nefsimizi n esiri olduk kalp kırdık gönül yıktık

        Rabbim affetsin bizi sende beni affet hakkını helal et Arslanım

        Allah c.c bana seven bir yürek verdi onunda kıymetini bilemedim

        Her zaman sen haklıydın Allaha emanet ol inşallah sen mutlu olursun

Sayfa: 1 ... 6 7 [8] 9 10
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2008, Simple Machines
LinkBacks Enabled by LordReco | FoRuMBoL Themes