PEYGAMBERİMİZ HZ.MUHAMM ED SAV EFENDİMİZ VE MUSIKI
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 52:2(2011), ss. 291-310
Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri
Fatih KOCA ÖĞR. GÖR. ANKARA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ ihkoca@yahoo.com">neyzenfat ihkoca@yahoo.com
Özet
Her din, kendisine tabi olan insanları ibadetler ine çağırırken birbirind en farklı metodları kullanmıştır. İslam dininin ibadete çağrı yöntemi, diğer dinlerin uygulamal arına nazaran çok daha farklıdır. Çünkü Ezân, bizzat insanın kendi sesidir. Hz. Peygamber güzel ve gür sese hayatı boyunca önem vermiş, İslamın semboller inden birisi olan “Ezân”ın ise güzel sesli ve mûsikîye vâkıf insanlar tarafından okunmasını tavsiye etmiştir. Kendi müezzinlerini de güzel sesli insanlard an seçmiştir. Bu makalede Hz. Peygamber’in en çok bilinen müezzini Hz. Bilal ve diğer müezzinleri ele alınmış ve bu müezzinlerin seslerine ve mûsikîye olan vukûfiyeti üzerinde durulmuştur. Anahtar kelimeler: Ezân, Müezzin, Mescid, Ses, Mûsikî, Salât Abstract All the religions have used different ways to invite their belivers to the prayer. The way adopted in Islam is quite different . Because this invitatio n is realised by human voice. The Prophet Muhammad (Pbuh) attribute d great importanc e to beautiful and strong human voice and wanted Azan to be called by people who had a beautiful voice and a good knowledge of music. He chose muezzins who called the faithful to prayer from those people who had such a bautiful voice. This article is intended to introduce the muezzins choosed by The Prophet Muhammad (Pbuh) and to give informati on about their voice character istics and musical knowledge . Key terms: Azan, Muezzin, Mosque, Masjid, Music, Voice, Salat, Prayer 292 FATIH KOCA
Giriş Konuya başlamadan önce, müezzinlerin yaptıkları çok önemli bir görev olan Ezân okuma (Çağrı) hakkında bilgi vermek istiyoruz . Daha sonra Hz. Peygamber’in müezzinlerini konu edinen bölümü detaylı bir şekilde inceleyec eğiz.
EZÂN
Ezân, insan sesiyle ve belirli lafızlarla namaz vaktinin geldiğini bildiren ve müminleri namaza çağıran bir davettir. Ezân’ın en önemli dini fonksiyon u, Müslümanları namaza davet ederken aynı zamanda Tevhîd (Allah’ın varlığı ve birliği), Nübüvvet (Hz. Muhammed’in Allah’ın elçisi olması), ve ibadetle ebedi saadet ve kurtuluş (felah) arasındaki ilişki gibi İslam’ın bu önemli esaslarını günde beş kez Müslümanlara hatırlatmasıdır.1 Namaza çağrı olan Ezân’ın, diğer dinlerin ibadete davet şekillerinden en önemli farkı insan sesiyle olmasıdır. Güzel sesin varlıklar üzerindeki etkisi yadsınamaz.2 Yaradan tarafından insana verilen nimetlerd en birisi olan güzel sesin tüm canlılar üzerinde güçlü bir tesiri vardır. Çünkü güzel ses ve mûsikî, insanın duygularını ahenkli nağmelerle ifade etmesini sağlayan yardımcı bir dildir.3 Bundan dolayı İslâm, ibadete çağrıda diğer davet yöntemleri yerine insan sesini tercih etmiştir. Dolayısıyla bu tercih her zaman İslâm mûsikîsi’nde insan sesinin ön planda olmasına sebep olmuştur. Tarih boyunca güzel sesli insanlar, diğerlerine göre daha fazla itibar görmüştür.4 Çünkü güzel ve terbiyeli sesin insanlar ve hayvanlar üzerindeki tesiri oldukça yüksektir.5 Sesi iyi kullanma sanatı olan mûsikînin başlangıcını, insanlığın varoluşundan itibaren başlatabiliriz.6 Sonuçta mûsikî, zamanla insanın duygu ve düşüncelerini yansıtabildiği önemli bir sanat dalı haline gelmiştir. Hz. Peygamber, sonuçta bir beşerdir; bu beşerî fıtratına binâen, O da güzel sesten etkilenmiştir. Ezân’ın ilk defa okunması gündeme geldiğinde, Hz. Peygamber’in Ezân’ı Hz. Bilâl’in okumasını istemesin deki sebep Hz. Bilâl’in sesinin gür ve güzel 1 Abdurrahm an Çetin, “Ezan”, DİA, İstanbul 1995, XII, 36. 2 İbn Haldun, Mukaddime, Terc. Zakir Kadiri Ugan, MEB, İstanbul 1991, II, 423-437. 3 Ruhi Kalender, “Mûsikî ve İnsan”, AÜİFD, Ankara 1998, XXXVII, 265. 4 İrfan Aycan, “İslam Toplumund a Eğlence Sektörünün Ortaya Çıkışı”, AÜİF D, Ankara 1998, XXXVIII, 155-193. 5 Ruhi Kalender, “Ruh Hastalıkları Tedavisin de Mûsikî”, AÜİFD, Ankara 1989, XXXI, 274. 6 İsmail Hakkı Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri Kudüm Velvelele ri, Ötüken Yayınları, İstanbul 2000, 17-18. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 293 olmasıdır.7 Muhtemele n Hz. Peygamber, Hz. Bilâl’in sesini daha önceden dinlemiş ve bundan etkilenmiştir. Nitekim Hz. Bilâl aslen Habeşistanlıydı. Bazı araş- tırmalarda Habeşlilerin seslerini iyi kullandıkları ve güzel şarkı söylediklerine dair bilgiler aktarılmaktadır.8 Bir hadîs-i şerif’de de Hz. Peygamber “Ezân Habeşîlere aittir”9 buyurarak Habeşlilerin sesinin güzelliğine vurgu yapmıştır. Hz. Peygamber’in, müezzinlerini güzel ve gür sesli insanlard an seçtiği bilinmekt edir. Hz. Bilâl dışındaki müezzinlerinin seslerini n de güzel olduğuna dair bilgiler mevcuttur . Bu da dine davette güzel ve gür sesin önemli olduğunu açıkça göstermektedir. Hz. Peygamber gibi kendisind en önceki peygamber lerin de güzel sese önem verdikler i bilinmekt edir.10 Güzel sesin tesiri, sadece Ezân okuma ile sınırlı değildir. Güzel ses, Kur’ân tilaveti açısından da son derece önemli ve gereklidi r. Çünkü Kur’an, hem mâna hem de lafız açısından mûcizevî bir etkiye sahiptir. 11 Mâna açısından i’cazını ortaya koyabilme k için nasıl müctehidlere ihtiyaç var ise lafız güzelliğini ve ses insicâmını ortaya koyabilme k için de güzel sesli okuyucula ra ihtiyaç vardır. Nitekim Hz. Peygamber de hadisleri nde güzel sese vurgu yapmış “Kur’an’ı (güzel) seslerini zle süsleyiniz”12 buyurarak güzel sesin önemini ortaya koymuş- tur. İbn Mes’ûd’un Kur’an okuması ile Hz. Peygamber’in duygulanm asını buna örnek gösterebiliriz.13 Kezâ, sahabîlerin Kur’an’ı güzel bir ses ile okumalarının, müşriklerin îman etmelerin e vesile olduğunu gösteren örnekler de yaşanmıştır.14 Günümüzde de güzel bir ses ve edâ ile okunan Kur’an-ı Kerim ya da Ezân’ın tesiriyle îman ile şereflenmiş birçok insan mevcuttur . 7 Süleyman Uludağ, İslam Açısından Mûsikî ve Sema, Uludağ Yayınları, Bursa 1992, 14. 8 Uludağ, a.g.e., 90. 9 Ahmed b. Hanbel, Müsned, Thk: Şuayb el-Ernaût, Müessesetü’r-Risâle, Beyrût 1999, Hadis no: 8761, XIV, 368. 10 Mustafa Kılıç, “İslam Kültür Tarihinde Mûsikî”, AÜİFD, XXXI, 40. Yıl Özel Sayısı, Ankara 1989, 405. 11 Kılıç, a.g. m., XXXI, 405. 12 Muhammed b. İsmâîl Ebû Abdillâh el-Buhârî, el-Câmiu’s-Sahîh, Dâru İbn Kesîr, Beyrût 1987, Tevhîd 52; Süleyman b. el-Eş’as Ebû Dâvud, Sünen, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrût (t.y.), Vitr 20. 13 Mehmet Akif Koç, “Kur’an Kıraatinde Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu” , AÜİFD, Ankara 2010, c. 51, S. 2, 79-91. 14 Müşriklerin Hz. Ebû Bekir’in evinin avlusuna gelip onun lâhûtî sesinden Kur’an dinlemele ri ve bunu dfalarca tekrar etmeleri. Bkz. Muhammed Hamîdullah, İslam Peygamber i, Terc. Salih Tuğ, İstanbul 1993, I, 97-98; Hattaboğlu Ömer, Hz. Peygamber’i öldürme görevini alarak onu öldürmeye giderken kızkardeşi ile eniştesinin de Müslüman olduğunu öğrendi; hiddetle önce onları öldürmek için evlerine gitti. Evin önüne ulaştığında evlerinde Tâ-Hâ sûresinin okunduğunu işitti ve cazibesin e kapılarak onlara ne okuduklarını sordu. Onların bilgi vermemesi karşısında onları dövdü. Ancak bu sûreyi okuyunca derhal Hz. Peygamber’e giden Hz. Ömer, İslam ile şereflendi. Bkz: Tâ-Hâ Sûresi’nin açıklaması, Hasan Tahsin Feyizli, Feyzü’l-Furkân Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, İstanbul 2007, 311. 294 FATIH KOCA
A- Terim Olarak Ezân
Arapça bir kelime olan Ezân, e-z-n (أذن (kökünden gelmekted ir. “بالشيء ن َذِ َ أ ْنا إذ ً“ifadesi, “bir şeyi bildi/öğrendi”15 anlamını taşımaktadır. Kelime bu anlamda Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılmaktadır.16 Kelime olarak “bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan etmek” anlamlarına gelen Ezân özellikle “namaz vaktini bildirmek” anlamında kullanılmaktadır.17 Terim olarak ise Ezân, vahiy ve rüya ile belirlene n sözlerle, farz namazların vaktinin geldiğini, müminlere duyurmayı ifade eder.18 Ezân, İslâm dini’nin şiarı,19 namaza davet; namaz ise insanı Yüce Yaradan’a yaklaştıran en kutsal ibadettir .20 Çeşitli sebeplerl e okunacak olan Ezân’ı, sesi daha uzaklara duyurabil mek için yüksek sesle, yüksek bir mekândan okuyan kimseye de müezzin denir.21 Hz. Adem yeryüzüne indirildiği zaman Cebrâil’in onun için Ezân okuduğu bilgisi de bazı eserlerde geçmektedir.22 Bu bilgiye dayanarak Cebrâil’in ilk müezzin olduğu kanısına varılabilir. Ezân, Hz. İbrâhim’in çağrısından alınmış diyebilir iz. 23 O, insanları hacca çağırmış, Hz. Peygamber ise namaza çağrı olarak Ezân ile davet etmiştir.24
B- Ezân Uygulamasının Başlangıcı
Hicretin birinci veya ikinci yılında25 Ezân’ın vaz’ına sebep olan rüyâ hadisesi öncesinde Müslümanlar, güneşin hareketle rine göre vaktin girdiğini anlı- yorlar ve namazlarını kılıyorlardı. Bununla birlikte sahâbe arasında Mescid-i 15 Muhammed b. Mukram İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, Dâru’s- Sadr, “e-z-n” mad. Beyrût (t.y.), XIII, 9. 16 Bakara, 2/279; A’râf, 7/177; İbrâhîm, 14/7. 17 İbn Manzûr, “e-z-n” mad., XIII, 9. 18 Çetin, “Ezan”, DİA, XII, 36. 19 Zeynuddîn Ahmed b. Ahmed b. Abillatif ez-Zebîdi, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, çev. ve şerh: Ahmed Naim, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1988, II, 568. 20 Zebîdi, II, 562. 21 Hamîdullah, II, 1084. Müezzin; sözlük olarak çağrıda bulunan, ezan okuyan, kâmet getiren kimsedir. Kur’an-ı Kerîm’de iki ayette geçmektedir; Araf 7/44, Yusuf 12/70. Münâdîlik, İslam öncesi Araplar arasında mevcuttur . Mekke’de Dârü’n-Nedve’de yapılan toplantılara insanlar münâdîler vasıtasıyla çağırılırdı. Bkz. Mustafa Sabri Küçükaşçı, “Müezzin”, DİA, XXXI, 491-495. 22 İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı, Ankara 1989, VIII, 367. 23 Hac, 22/27. 24 Küçükaşçı, “Müezzin”, DİA, XXXI, 491-495. 25 Ebû Muhammed Abdülmelik İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Dâru’l-Cîl, Beyrût H.1411., II, 159; Ebu’l-Fidâ İsmâîl İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrût 1988, III, 283-284; Canan, VIII, 349; İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 2007, 146. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 295 Nebevîde kılınmakta olan namazlar için bir çağrıda bulunulma sı gerektiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştü. Nitekim bir müddet sokaklard a “Namaza! Namaza!” şeklinde bir çağrıda bulunulmuştur.26 Sahâbeden bazıları Hristiyan ların yaptığı gibi çan (nâkûs) ile; bazıları Yahudiler in yaptığı gibi adına “Bûk”27 denilen bir boru ile; diğer bazıları ise Mecûsîlerin ateş yakması gibi eski adetlerle namaza çağrı yapılmasını önerdiler, ancak Hz. Peygamber bunların hiçbirini uygun görmedi.28 Bu farklı fikirler karşısında bir sonuca varılamamasından dolayı Hz. Peygamber’in düşünceli olduğunu gören Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe, Hz. Peygamber i bu halde görmüş olmanın etkisiyle meclisten ayrılmış ve o gece Ezân ile ilgili bir rüya görmüştür.29 Rüyasında kendisine yeşil renkli kıyafetler içinde bir kişinin Ezan’ın sözlerini kendisine öğrettiğini Hz. Peygamber’e bildirmiştir. Bu rüyaya benzer bir rüyayı Ömer b. Hattab da gördüğünü ifade etmiştir. Hz. Peygamber’e ise Ezân, bu rüyaların hemen öncesinde vahiy ile bildirilm iştir.30 Hz. Peygamber, görülen bu rüya hakkında “Bu, inşallah hak-sâdık bir rüyadır”31 buyurmuş ve Abdullah b. Zeyd’e Ezân lafızlarını Hz. Bilâl’e öğretmesini ve Hz. Bilâl’in de bu lafızlarla Ezân okumasını emretmiştir.32 Bunun üzerine Hz. Bilal, Beni Neccar oğullarından bir kadının evinin damına çıkarak ilk sabah Ezân’ını vaktinde okumuştur.33 Ensâr’ın, “o gün hasta olmasaydı Ezân’ı doğrudan doğruya Abdullah b. Zeyd okurdu” şeklinde bir kanaate sahip olduğu nakledilm ektedir.3 4 Bu nakilden, Abdullah b. Zeyd’in sesinin de güzel olduğu anlaşılabilir. Ancak Hz. Peygamber’in Abdullah b. Zeyd’e Ezân’ı Hz. Bilâl’e öğretmesini emrederke n “Bilal’in sesi seninkind en daha gür”35 şeklinde bir ifade kullanması, iki güzel ses arasında bir karşılaştırma yaptığını ve Ezân’ın daha güzel sesli olan kimse tarafından okunmasını istediğini göstermektedir. 26 Zebîdi, II, 552. 27 İbn Hişam, es- Sîret’un-Nebeviyye, II, 149-151. 28 İbn Hişam, II, 149-151; İbn Kesîr, III, 284; Sarıçam, 146. 29 Muhammed b. Abdillâh b. Yahyâ İbn Seyyidi’n-Nâs, Uyûnu’l-Eser fî Funûni’l-Meğâzî ve’ş- Şemâil ve’s-Siyer, Müessesetü Izziddîn li’t-Tıbâa ve’n-Neşr, Beyrût 1986, I, 269. 30 İbn Hişam, II, 149-151; Zebîdi, II, 556. 31 Ahmed, b. Hanbel, Hadis no: 16477, XXVI, 400. 32 İbn Hişâm, III, 41. 33 İbn Hişam, III, 41. 34 İbn Seyyidi’n-Nâs, I, 269. 35 İbn Hişâm, III, 41. 296 FATIH KOCA
C- Ezân’ın Hükmü
Ezân’ın Kur’an ile sâbit olduğuna şu ayetler delâlet etmektedi r;36 “Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorla r. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.”37 “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseni z bu, sizin için daha hayırlıdır.”38 O halde Ezân, dinin önemli kavramlarından ve semboller inden birisidir .
D- Ez’an’ın Sözleri
Ezân şu sözlerden oluşmaktadır; Allâhu Ekber, (Allah en büyüktür) 4 kez. Eşhedü en Lâilâhe illallah, (Allah’tan başka tanrı olmadığına şehâdet ederim) 2 kez. Eşhedü enne Muhammede rrasûlullah, (Muhammed’in Allah’ın elçisi oldu- ğuna şehâdet ederim) 2 kez. Hayye ale’s-Salâh, (Haydi namaza) 2 kez. Hayye ale’l-Felâh, (Haydi kurtuluşa) 2 kez. es-Salâtu hayrun mine’n-nevm, (Namaz uykudan hayırlıdır) 2 kez, (sadece sabah Ezân’ında okunur) Bu bölüm, Hz. Bilâl’in ilavesidi r.39 Allâhu Ekber, (Allah en büyüktür) 2 kez. Lâilâhe illallâh,40 (Allah’tan başka tanrı yoktur) 1 kez. Ezân’ın o günden beri güzel sesli müezzinler tarafından okunması itibar görmüştür. Hz. Peygamber de bunu teşvik etmiş, Hz. Bilâl’e sesinin güzelliği ve etkisinde n dolayı “Bizi namazla rahatlat ey Bilâl”41 buyurarak, ezanın sesi güzel insanlar tarafından okunması gerektiğine işaret etmiştir.
E- Tarihte Ezân
İslam dünyasında, tarih boyunca ezan ile Müslümanların özgürlüğü arasında çok yakın bir ilişki kurulmuştur. Nitekim Ezân’ın ilk ortaya çıktığı yer olan 36 Zebîdî, II, 551. 37 Mâide, 5/58. 38 Cuma, 62/9. 39 Mehmed Zihni Efendi, el-Hakâyık mimmâ fi’l-Camii’s-Sağîr ve’l-Meşârik minel- Hadîs, İstanbul 1310/1892, 186-188. 40 Muhammed Hudarî, Nûru’l-Yakîn fî Sîreti Seyyidi’l-Mürselîn, Beyrût 2006, s. 106; Zebîdî, II, 555. 41 Ebû Davud, Edeb 86. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 297 Medine, aynı dönemdeki Mekke’ye göre Müslümanlar’ın dinlerini çok daha rahat bir şekilde yaşadıkları bir yerdi. Bu nedenle olsa gerek, İslam tarihinde Ezân’la Müslümanların ibadete çağrılması, Hz. Peygamber’in hicretini n hemen sonrasında Medine’de gerçekleşebilmiştir. Hicretten sonraki dönemlerde de Ezan, İslam dünyasında fetih ve zaferleri n birer unsuru olmuştur. Mekke’nin fethedilm esinden sonra ele geçirilen her beldede ilk uygulama olarak fethi müjdelemek için “Fetih Ezan’ı” okunması bir adet haline gelmiştir.42 Hz. Peygamber bu beldelere tayin ettiği valilere, İslam’a giren kabileler için imam ve müezzin tayin edilmesin i emretmiş, tayin edilen bu kimseleri n seslerini n güzel olmasına, Kur’an-ı Kerim’i gereği gibi güzel okuyan kişilerden seçilmesine dikkat edilmesin i emretmiştir. Bunların yanında bu seçilen müezzinlerin mûsikîye vukûfiyeti olan kişilerden seçilmesine de özen gösterilmesini tavsiye etmiştir.43 Hem Hz. Peygamber döneminde hem de ondan sonraki dönemlerde yerleşim merkezler ine atanan valilerin toplumu yönetme görevinin dışında camide imamlık ve hatiplik görevlerini de yapmakta oldukları bilinmekt edir.44 Bu, tayin edilen valilerin seçiminde onların kıraatinin ve fasih konuşmasının Hz. Peygamber ya da halife tarafından göz ardı edilmediği ve özenle seçildiğine bir işaret olarak telakki edilebili r. HZ. PEYGAMBER’İN MÜEZZİNLERİ Hz. Peygamber’in müezzinlerinin araştırılması ile yakından ilgili bir diğer husus ise Asr-ı Saâdetteki müezzinlerin Ezân hizmetini nerelerde ve nasıl îfa ettikleri meselesid ir. Çünkü Ezân, genellikl e, mescidle birlikte düşünülen bir kavramdır. Ezan konusunda günümüzde de zaman zaman dile getirilen farklı yaklaşımlara ya da tartışmalara ışık tutması bakımından Hz. Peygamber zamanındaki mescidler de takip edilen ezan uygulamasından kısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Makrîzî’nin aktardığına göre Asr-ı Saâdette Medine’de Mescid-i Nebevî dışında dokuz mescid bulunmakt a idi.45 Bu mescidler de mü’minler, Hz. 42 Mustafa Uzun, “Ezan”, DİA, XII, 43. 43 Küçükaşçı, “Müezzin”, DİA, XXXI, 491-495. 44 Ünal Kılıç, Peygamber ve Dört Halife Günlerinde Şehir Yönetimi ve Valilik, Yediveren Yayınları, Konya 2004, s.105-106. 45 Takıyuddîn Ahmed b. Alî el-Makrîzî, el-Mevâiz ve’l-İ’tibâr bi Zikri’l-Hıtat ve’l-Âsâr, Mektebetü Medbûlâ, Kâhire 1997, III, 205; Ebû Dâvud’dan yapılan bu nakil bazı kaynaklar da mescitler in sayısının Mescid-i Nebevî ile birlikte dokuz tane olduğu şeklinde yer almaktadır. Bununla birlikte Hz. 298 FATIH KOCA Bilâl’in Mescid-i Nebevî’den okuduğu Ezan’la namaz kılıyorlar idi.46 Bu rivayet göz önüne alındığında Hz. Peygamber’in Medine’deki resmî görevli müezzinlerinin sadece Hz. Bilâl ile İbn Ümmi Mektûm’dan ibaret olduğu, Medine’deki diğer mescitler de resmî bir müezzinin olmadığı, bu mescitler de Mescid-i Nebevîden okunan Ezân’a göre namaz kılındığı, o dönemde merkezî Ezân uygulamasının var olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Mescid-i Nebevî’den okunan Ezân’ın ulaşması mümkün olmayan Kuba Mescidi’inde Sa’d elKaraz’ın resmî bir müezzin olarak Ezân okuduğu da bilinmekt edir.47 Hicret sonrasında Medîne’nin nüfusunun onbinin üzerinde, eli kılıç tutan Müslü- manların nüfusunun ise bin beşyüz civarında olduğu48 ve Ezân’ın yüksek bir yerden okunduğu49 göz önünde bulunduru lduğunda, modern hayatın getirdiği şehir ortamının bulunmadığı Medîne’de, okunan tek bir Ezân’ın her yerden duyulması imkânsız ise de müezzinin okuduğu Ezân’ı en azından mescidin civarındaki Müslümanlara duyurdukl arı düşünülebilir. Ezân okumada öncelik, güzel ses, gür ses, güzel okuma ve vakti iyi tayin edebilme şartıdır.50 Hz. Peygamber şöyle buyurmakt adır; “Ezân okurken sesini yükselt, zira müezzinin sesini işiten insan, cin, sair her şey kıyamet günü onun lehine şehâdet edecektir .”51 Yine başka bir hadîs-i şerif’de şöyle buyurulur: “Müezzinler kıyamet günü, boyun itibarı ile insanların en uzun boyluları olacaklar dır.”52 Diğer hadîs-i şeriflerde ise: “Müezzin sesinin ulaştığı yere kadar bağışlanır. Sesini duyan her şey onu tasdik eder, ayrıca onun için namaz kılanların ecri vardır. 53 Ezân okurken sesinizi yükseltin, çünkü her duyan kıyamet gününde onun lehine tanıklık edecektir . 54 Peygamber’in içerisinde namaz kıldığı ve kılmadığı başka mescidler den bahsedilm ektedir. (Ayrıntılı bilgi için bkz: Moğoltây b. Kılıç b. Abdillâh el-Hıkrî, el-İ’lâm bi Sünnetihi Aleyhi’s-Selâm, Suudi Arabistan, 1999, I, 1216 (vd.). 46 Makrîzî, III, 205. 47 Muhammed Abdülhay el-Kettânî, et-Terâtibu’l-İdâriyye, Thk. Ahmet Özel, İz Yayıncılık, İstanbul 1990-1993. I, 162; Kettâni, I, 156-157. 48 Hamidulla h, I, 183. 49 Kettânî, I, 162. Kettânî, Mi’zene’nin (Minâre’nin) Hz. Peygamber hayatta iken olmadığını iddia etmektedi r. O, Ezân’ların onun döneminde, Hz. Bilâl’in Hz. Hafsa’nın evindeki yüksek bir yerden ezan okuduğunu söylemektedir. Bkz. Kettâni aynı yer. 50 Canan, VIII, 319. 51 Ebu Davud, Salat 31. 52 Ebû Abdillâh Muhammed b. Yezîd İbn Mace el-Kazvinî, Sünen, Dâru’l-Fikr, Beyrût (t.y.), Ezan 5. 53 Ebu Dâvûd, Salât 31; İbn Mâce, Ezân 5. 54 Buhârî, Ezân 5; Ahmed b. Şuayb Ebû Abdirrahmân en-Nesâî, Sünen, Mektebetü’l-Matbûâti’lİslâmiyye, Haleb 1986, Ezân 14. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 299 Hz. Peygamber, Ezân’ın nasıl okunacağını şu ifadelerl e ortaya koymuştur: Ebû Mahzûre’ye Resûlullah, Haydi sesini yükseltip uzatarak (tercî yaparak) oku.55 Hz. Bilâl’e, Ezân okuduğun zaman ağır ağır oku, kamet getirdiğin zaman ise acele ve çabuk getir.56 Yine Hz. Peygamber’in Hz. Bilâl’e, “Ezân okurken parmaklarını kulaklarının üstüne koyarak okumasını emretti,57 ve şöyle dedi; “Bu, sesin gür çıkması için daha iyidir”.58 Başka bir hadîs de ise; “Elfâz-ı ezânı açık söyleyenden başkası size ezan okumasın” buyurarak Ezân’ın açık ifadelerl e okunmasını ve dinleyenl eri de yormayaca k şekilde okunmasını tavsiye etmiştir.59 Ezân’ı dinleyenl er için ise; “Ezân’ı duyduğunuz zaman, tıpkı müezzinin söylediği gibi söyleyiniz”60 buyurmuş ve yine; “Her kim Ezân’ı işittiği zaman; “Kılınmak üzere olan namazın ey Rabbi Celîl’i, Muhammed aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm’a vesîleyi, fazîleti ihsân et. Bir de kendisine va’dettiğin Makâm-ı Mahmûd’u verip oraya vardır. Hiç şüphe yok ki Sen, va’dinden dönmezsin” derse, ona kıyamet gününde şefaat edeceğini müjdelemiştir. 61 Mescid-i Nebevî’nin arka tarafına müezzinlerin Ezân okuması için “Mi’zene-Minâre”62 adı verilen yüksekçe bir yer yapılmıştır. Müezzinler Ezân’ları buradan okurdu. Bayram namazına gidilirke n müezzinler Hz. Peygamber’in önünde yürürler, ellerinde Habeş Necâşisi Ashame’nin hediye olarak gönderdiği ve adına “Anaze” denilen asayı taşırlardı. Resûlullah ve iki halife döneminde Cuma namazı için hutbeden önce sadece iç Ezân okunurdu. Hz. Osman döneminden itibaren ise, artan cemaatin durumu düşünülerek dış Ezân da okunmaya başlanmıştır.63 Hz. Peygamber hayatta iken onun müezzinliğini yapan dört müezzinden bahsedili r ki bunlar; Bilâl b. Rebâh el-Habeşî, Abdullah b. Ümmi Mektûm, Ebû Manzûre/Mahzûra, Sa’d b. Âız (Sa’du’l Karaz) dır.64 Kettâni’nin et- 55 Ebû Dâvûd, Salât 28; Tercî; Şahadeteynin her birini müezzinin yavaşça ve yalnız kendisi duyacak kadar okuduktan sonra yüksek sesle tekrar etmesine denir. Bkz. Zebîdi, II , 557. 56 Muhammed b. Îsâ Ebû Îsâ et-Tirmizî, Sünen, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrût (t.y.), Salât 143. 57 İbn Mâce, Ezân 3. 58 İbn Mâce, Ezân 3. 59 Zebîdî, II , 567. 60 Tirmizî, Salât 154. 61 Zebîdî, II , 574. 62 Kettânî, I, 162. 63 Küçükaşçı, “Müezzin”, DİA, XXXI, 491-495. 64 Ahmet Hakkı Turabi, “İlk Dönem İslam Dünyasında Mûsikî Çalışmalarına Bakış”, MÜİFD, S. 13-14-15, 225-248, İstanbul 1997; Zebîdi, Tecrid-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, II, 560. 300 FATIH KOCA Terâtibu’l-İdâriyye isimli eserinde bu sayı sekize kadar çıkarılmıştır. Bu dört isme ilaveler, Ziyâd b. Hâris es-Sudâi, Abdülaziz b. Esam65, Sevbân ve Osman b. Affan’dır.66 Ezan rüyasını gören Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe de kamet getirdiği için, onu da Hz. Peygamber’in müezzinleri arasında zikredebi liriz.67 Hz. Peygamber’in müezzinleri, yaptıkları bu görevi gönüllülük esasına dayanarak îfa etmişlerdir. Asr-ı saâdet döneminde bu göreve istinaden belirli bir ücret aldıklarına dair bir bilgi bulunmama ktadır. Müezzinlere ilk defa maaş bağlayan halife ise Hz. Osman’dır.68 Ancak Hz. Ömer döneminde artan gelirler vesilesiy le memurlara bağlanan maaşla69 müezzinlerin maaşlarının da göz önünde bulunduru lduğu düşünülebilir.
A- Hz. Peygamber’in Resmî Müezzinleri
1- Bilâl b. Rebâh el-Habeşî (ö.20/641)
İlk Müslümanlardan olan Bilâl b. Rebah el-Habeşî (ö.20/641),70 imân ile müşerref olduktan sonra müşriklerin şiddetli işkencelerine maruz kalmışsa da kararında sebât göstermiştir.71 Başlangıçta köle iken Hz. Ebû Bekir’in kendisini satın alıp azat etmesiyle Hz. Peygamber’e daim hizmet edip, sesinin güzelliği ve etkisinde n dolayı Hz. Peygamber’in müezzini olmuştur.72Hz. Bilâl, görünüm itibariyl e uzun boylu ve esmer tenlidir. Mekke müvelledlerinden73 olup Habeşistanlıdır. Annesi Benû Cumah cariyeler inden Hamâme’dir.74 Hicrî 20’de altmış üç yaşında Şam’da vefat etmiştir. Hz. Peygamber’in hazinedar lık hizmetini de yapan75 Hz. Bilâl, ilk kez Ezân okuyan müezzindir. İlk kâmet getiren ise Abdullah b. Zeyd’dir.76 Rüyayı Abdullah b. Zeyd görmüştür, 65 Abdülaziz’in, İbn Ümmü Mektûm olduğu konusunda bazı rivayetle rde mevcuttur . Bkz. Kettâni I, 156-159. 66 Kettâni, I, 156-159. 67 Kettâni, I, 157. 68 Abdurrahm an b. Ebi Bekr es-Suyûtî, Târîhu’l- Hulefâ, Matbaatü’s-Seâde, Mısır 1952, s. 24. 69 Kılıç, s. 161-162. 70 Hayruddîn b. Mahmûd ez-Ziriklî, el-A’lâm, Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, (b.y.) 2002, II, 73. 71 Muhammed Yusuf Kandehlevî, Hayatü’s-Sahabe, Terc. Sıtkı Gülle, İstanbul 1990, II, 258. 72 Zebîdi, I, 578-579; İmam Kastalâni, Merâbib-i Ledünniyye Tercümesi, Çev: Şâir Bâkî, Sad: H. Rahmi Yananlı, İstanbul 1983, I, 353. 73 Müvelled: Saf Arap olmayan, ırken Arap olmayıp Araplar arasında yetişen kimse. Bkz. İbn Manzûr, “v-l-d” mad. III, 467. 74 Zebîdi, II, 578-579. 75 Zebîdi, II, 578-579. 76 Kettâni, I, 157. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 301 ancak sesinin daha gür ve güçlü olmasından dolayı Hz. Peygamber’in emri ile Ezânları Hz. Bilâl okumuştur. Belirtild iğine göre bir gece de iki Ezân okunurdu. Bunlardan ilki fecir’den önce sahabeyi teheccüde kaldırmak için okunan Seherî Ezân’dır. Bu ilk ezan Bilâli Habeşî tarafından okunmakta idi. Benî Neccâr’dan bir kadın şöyle der; “ Benim evim mescidin etrafındaki evlerin en yükseği idi. Bilâl de Ezân’ı burada okurdu. O, Ezân’dan önce hep şu duayı yapardı”, “Ey Allah’ım ben sana hamd eder ve Kureyş’in senin dinine karşı koymalarına karşı senden yardım dilerim.” O, bu duasını hiç terk etmedi. 77 İkinci Ezân ise sabah namazının vaktini bildirmek için okunan sabah Ezân’ıdır. Bu Ezân’ı ise İbn. Ümmi Mektum okumakta idi. Hz. Bilâl sabah Ezân’ına mahsus olan “es-Salâtü hayrun min’en-Nevm” ibaresini sabah Ezân’ına ilave etmiştir. Bir sabah Hz. Bilâl Ezân için mescide geldiğinde Hz. Peygamber’in biraz dalmış olduğunu görür ve iki kere “esSalâtü hayrun min’en-Nevm” diye seslenir. Bu Hz. Peygamber’in çok hoşuna gider ve; “Bilâl bu ne güzel söz! Sabah Ezân’larını okuduğunda bunu söyle!” diye emir buyurmuşlardır.78 Buna “tesvîb”79 denilir. Tesvîp lügat olarak, bir duyurma, yaptıktan sonra dönüp tekrar duyurma yapmaktır. Üçe ayrılır, birincisi ezandan sonraki kâmet, ikincisi sabah Ezân’ında okunan “es-Salâtü hayrun minen-Nevm” ibaresi, üçüncüsü ise halkın Ezân’a rağmen namaza yetişmekte ağır davranmal arından dolayı müezzinin “Kad kâmeti’s-Salât” demesidir .80 Bu ilave Hz. Peygamber tarafından da tasdik edilmiştir. Hz. Bilâl Ezân okuduktan sonra Hz. Peygamber’in kapısı önünde durur, “ Allah’ın selâmı üzerine olsun ey Allah’ın Resûlü, Selâm senin üzerine olsun, anam babam sana fedâ olsun, haydi namaza!” derdi.81 Hz. Bilâl Hz. Peygamber’in hücresinden çıkışını gö- zetler, O oradan çıkmadan kamet getirmezd i.82 Hz. Bilâl Hz. Peygamber’in vefatından sonra derin bir üzüntü yaşamış, Halife Hz. Ebû Bekir’in ısrarı üzerine Medine’de bir müddet kalmış ancak onun vefatından sonra Hz. Ömer’den izin alarak Şam’a hicret etmiştir. Hz. Ömer’in bir keresinde Şam’a ziyaretin de Onun ısrarı üzerine Hz. Bilâl bir defaya mah- 77 İbn Hişam, Sîret-i İbn Hişam, Terc. Hasan Ege, İstanbul 1994, II,181. 78 Zebîdi, II,560. 79 Mehmed Zihni, s.186-188. 80 Canan, VIII,347. 81 Kettâni, I, 157-158. 82 Zebîdi, II,601. 302 FATIH KOCA sus Ezân okumuş, hem kendisi hem de Hz. Ömer karşılıklı gözyaşı dökmüş- lerdir. Bu minval üzere bir gün Hz. Peygamber’i rüyasında görmüş, efendimiz kendisine rüyada “Nedir bu ayrılık? Sen ey Bilâl bizi incittin, neden bizi ziyarete gelmezsin” buyurarak Medine’ye çağırmıştır. O da Medine’ye gitmiş Ravza-i Mutahhara’nın toprağına yüz sürmüş, daha sonra Hz. Peygamber’in torunlarını görüp ikisine sarılarak ağlamıştır. Sabah Ezân’ını okuyarak ehl-i Medine’ye o sabah duygusal atmosfer yaşatmış, ancak Ezân’ın yarısında bayılarak yere düşmüştür. Medine’de fazla kalmamış, Şam’a geri dönmüş ve altmış üç yaşında orada vefat etmiştir.83
2- Abdullah b. Ümmi Mektûm (ö.23/643)
Kettâni’nin et-Terâtibü’l-İdâriyye’sinde geçen bilgilere göre Abdülaziz b. Esam da Hz. Peygamber’in müezzinlerindendir. Buradaki bilgilere göre bu sahabînin, Abdullah b. Ümmi Mektûm olduğu söylenmektedir. Yani bu ikisi ayrı müezzinler değil aslında aynı kişidir.84 Ümmi Mektûm’un (ö.23/643)85 asıl ismi Amr b. Kays’tır. Babası Kays, Hz. Hatice validemiz in dayısı Kays b. Zâide b. el-Esam’dır.86 Annesi Ümmi Mektûm Âtike binti Abdullah el-Mahzûmiye’dir.87 Ümmi Mektûm âmâ yani görme özürlü idi. Ümmi Mektûm’un birgün Hz. Peygamber’in huzuruna gelip İslam hakkında kendisind en bilgi almaya geldiğini beyan ettiği sırada Hz. Peygamber kibirli bazı müşrik liderler ile görüşmekte idi. Onun bu sorusuna Hz. Peygamber çok meşgul olduğu için yüzünü ekşitip öteye dönmüş, yanındakileri dinlemeye devam etmişti. Kur’an-ı Kerîm’in 80. Sûresi olan Abese Sûresi, işte bu olaya binâen nazil olmuştur.88 İbn Ümmi Mektûm Kureyş’den ve muhacirle rin önde gelenleri ndendir. Hz. Peygamber Medine’den cihat için çıktıklarında onu yerine vekil tayin etmiş, namazların imamlığını da yine o yapmıştır. Bu, on üç defa olmuştur. Hz. Peygamber Tebuk seferine çıktığında ise yine âmâ olan Ityân b. Mâlikî’yi imam olarak tayin etmiştir.89 83 Mehmed Zihni, s.186-188; Kettâni, I, 157; Canan, VIII, 354. 84 Kettâni, I, 156-157. 85 Ziriklî, V, 83. 86 Mehmed Zihni, s. 13-14. 87 Zebîdi, II, 579. 88 Bkz. Kur’an-ı Kerim, Abese, (584. Dipnot), DİB, Heyet, Ankara 2009. 89 Mehmed Zihni, 13-14. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 303 Hz. Bilâl sabah ezanını geceleyin okur, Ümmi Mektûm ise fecr doğmadık- ça ezanı okumazdı. Bundan şunu anlarız, birinci ezanı Bilâl, ikinci ezanı ise Ümmi Mektûm okurdu. Hz. Peygamber imsak vaktini belirleme k için şöyle buyurur; “Bilâl ezan okuyunca yiyin için tâ ki Ümmi Mektûm ezan okuyana dek.”90 İbn Ümmi Mektûm Hz. Ömer zamanında Kadisiye muharebes ine siyah bir bayrak ile katılmış ve bu muharebed e şehit düşmüştür.91
3- Ebû Mahzûre (ö.59/679)
Semure b. Muir, Evs b. Muir ya da Muir b. Mahzûre diye anılır. Mekke’nin fethinden sonra Hz. Peygamber, Ebû Mahzûre’nin (ö.59/679)92 Mekke’nin dışında bir yerde Mekkeli gençlerle Ezân’ı alaya alarak okuduğunu işitmiş ve onu huzura çağırtmıştır. O, kendisini n idam edileceğini zannetmiş, ancak Hz. Peygamber’in onu imana davet etmesiyle iman ile müşerref olmuştur. Bu olaydan sonra Hz. Peygamber onu Harem-i Şerif’e müezzin tayin etmiştir.93 Hz. Peygamber’in yirmi kadar kişiye Ezân okutup dinlediği ve içlerinden Ebû Mahzûre’nin sesini beğenerek ona Ezân cümlelerini öğrettiği de rivayet edilir.94 Ebû Mahzûre, o gün Hz. Peygamber’in kendisine Ezân’ı okuma usûlünü öğrettiğini ve başının ön kısmını meshettiğini söyler.95 Ebû Mahzûre Ezân’ı Tercî96 yaparak okur, Hz. Bilâl ise Tercî yapmadan okurdu.97 Kendisini n sesi gür ve güzeldi. Vefatına kadar Harem-i Şerif’in müezzinliğini yapmıştır. Ondan sonra bu görevi amcazâdeleri, onlardan sonra da müezzinlik görevi Rebia b. Sa’d oğullarına geçmiştir.98 Hz. Ömer’in, kendisine şöyle dediği de rivayet edilmekte dir; “Bağırdığın vakit göbeğinin altı yarılır diye korkmaz mısın?”99 Ebû Mahzûre Mekke okuyuşunun kurucusu kabul edilmiştir.100 90 İbn Ümmi Mektûm’un ikinci Ezân’ı, imsak vaktinin geldiği anlamını ifade etmektedi r. Zebîdi, II, 579-580; Mehmed Zihni, 13-14. 91 Mehmed Zihni, 13-14. 92 Ziriklî, el-A’lâm, II, 31. 93 Mehmed Zihni, 13-14,139-140. 94 Küçükaşçı, “Müezzin” DİA, XXXI, 491-495. 95 Ebû Dâvûd, Salat 28; Nesâî, Ezan 3,4. 96 Tercî: Şahadeteynin her birinin müezzinin yavaşça ve yalnız kendisi duyacak kadar okuduktan sonra yüksek sesle tekrar etmesi. 97 Zebîdî, II, 560. 98 Mehmed Zihni, 139-140; Canan, VIII, 350-351. 99 Mehmed Zihni, 139-140. 100 Küçükaşçı, “Müezzin” DİA, XXXI, 491-495. 304 FATIH KOCA
4- Sa’d b. Âid101 (Sa’du’l Karaz)
Sa’d el-Kuraz/Karaz Hz. Peygamber’in müezzinlerindendir.102 Hz. Peygamber Kuba’ya geldiğinde yanında daima Hz. Bilâl’i de getirir ona orada Ezân okutur, orada bulunan Müslümanlar da Ezân’ı duyunca mescide toplanırlardı. Bir defasında Kuba’ya yanında Bilâl olmaksızın gelmişti. Orada bulunan Sa’d el-Kurâz hemen hurma ağacına çıkarak Ezân okumaya başladı. Hz. Peygamber ona bunu neden yaptığını sorduğunda Sa’d; “Ey Allah’ın elçisi, sen gelince zencileri n sana baktığını ve sana bir şeyler yapacakla rından korktum. Halkın hemen buraya toplanmasını sağlamak amacıyla Ezân okudum” dedi. Hz. Peygamber de buna karşılık ona; “İyi yaptın. Bilâl’i yanımda görmediğin zaman sen Ezân oku!” buyurarak ona tenbihte bulunmuştur. Hz. Peygamber ona özellikle Kubâ mescidind e Ezân okuması için müsaade etmiştir.103 O, Hz. Peygamber hayatta iken üç kez Ezân okumuştur.104 Hz. Bilâl Şam’a gidince Kuba’da Ezân okumakta olan Sa’d, daha sonra Mescid-i Nebevî’de de Ezân okumuştur.105 Hz. Ebû Bekir halife olunca Sa’d onun kapısı önünde durur; “ Allah’ın selam, rahmet ve bereketi üzerine olsun ey Allah’ın Resûlü’nün halifesi, haydi namaza, haydi felâha” derdi.106 Sa’d b. Âid Medine okuyuşunun kurucusu kabul edilmekte dir.107 Sa’du’lKaraz’ın, Haccâc’ın (ö.94/714)108 zamanına kadar yaşadığı belirtilm ektedir. Sa’du’l-Karaz’ın vefatından sonra Mescid-i Nebevî’de Ezân okuma görevi oğulları tarafından da sürdürülmüştür.109
B- Hz. Peygamber Döneminde Muhtelif Zamanlard a Müezzinlik Yapanlar
1- Ziyâd b. el-Hâris es-Sudâi
Ziyâd b. Hâris es-Sudâi, Hz. Peygamber’in müezzinlerindendir. Bir defasında Hz. Bilâl’in mescidde olmayışından dolayı sabah namazında Ezân oku- 101 Sa’d b. Âid’in adı Sa’d b. Aiz olarak da verilmiştir. Bkz: Zebîdî, II, 560. 102 Kettâni, I, 156-157. 103 Şihâbuddîn Ahmed b. Alî İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, Dâru’l-Cîl, Beyrût 1412/1991, III, 65. 104 Kandehlevî, III, 384. 105 İbn Hacer, el-İsâbe, III,65; Kettânî, I, 157. 106 Kettânî, I, 158. 107 Küçükaşçı, “Müezzin” DİA, XXXI, 491-495. 108 Ahmet Lütfi Kazancı, “Haccâc b. Yusuf es-Sakafî”, UÜİFD, IV/IV, Bursa 1992. 109 İbn Hacer, el-İsâbe, III, 65. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 305 muştur. Hz. Bilâl ise namaza yetişmiş, kamet getirmeyi istemiş, ancak bunun üzerine Hz. Peygamber; “Sudâîler’in kardeşi Ezân okudu. Ezân’ı kim okuduysa kâmeti de o yapsın” buyurmuştur.110 Sudâî’nin bilahere Mısır’a yerleştiği ve burada büyük itibar gördüğü daha sonra Medine’ye gelerek Muaviye b. Ebî Süfyân’ın hilafeti zamanında, burada vefat ettiği belirtilm ektedir.1 11
2- Sevbân (ö.54/674)
Sevbân Hz. Peygamber’in azatlı kölelerindendir. Aslen Serat’lıdır. Burası Mekke ile yemen arasında bir yerdir. Künyesi Ebû Abdullah’tır. Vaktiyle esir düşmüş, Hz. Peygamber de onu satın alarak kendisine “İster memleketi ne dön, istersen bizimle kal” buyurmuşlardır. Kendisini n rivayet ettiği bir hadîste; “Bir defasında Ezân okuyup Nebî’nin yanına girdim ve ey Allah’ın Resûlü, ben Ezân okudum dedim. Bunun üzerine Resûlullah; “Sabah olmadık- ça Ezân okuma” buyurdu. Sonra ona gelerek tekrar “Ezân okudum” dedim, O da; “Fecri görmedikçe Ezân okuma buyurdu”. Sonra kendisine üçüncü defa gelerek “Ezân okudum” deyince, iki elini birleştirip sonra birbirind en ayırdı ve “Onu böyle görmedikçe Ezân okuma” buyurdu.1 12 Ezân lafızları ikişerdir. Hz. Bilâl Ezân lafızlarını ikişerli okur, kameti tek getirir, Abdullah b. Zeyd rüyada Ezân’ın da kametin de ikişerli olarak öğretildiğini beyan ederek hem Ezân’ı hem de kameti ikişerli okurdu. Sevbân’ın da Ezân’ı ikişerli okuduğu zikredili r.113 Hz. Peygamber’in vefatıyla Suriye ve Mısır’a gitmiş, Mısır’ın fethinde bulunmuş, yüzyirmi dört hadîs rivayet etmiştir. Hicrî 54 yılında Hıms’da vefat etmiştir.114
3- Osman b. Affan (ö.35/656)
Tam adı, Osman b. Affân b. Ebi’l-âs b. Ümeyye b. Abdi’ş-Şems b. Abdi Menâf el-Kuraşî el-Emevî’dir.115 Hz. Ebu Bekr’in İslam’a davet etmesiyle Müslüman olmuştur.116 Hz. Peygamber’in kızlarından önce Rukıyye, daha sonra ise Ümmü Külsûm ile evlenmiştir. Hz. Peygamber’in üçüncü halifesi 110 Muhammed İbn Sa’d, et-Tabakatü’l-Kübrâ, Dâru Sâdir, Beyrût (t.y.), VII, 503. 111 İbn Sa’d, VII, 503-504. 112 Kettâni, I, 158. 113 Zebîdî, II, 559. 114 İbn Hacer, el-İsâbe, I,413; Mehmed Zihni, 193-194. 115 İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, Beyrût (t.y.),I,749; İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 456. 116 İbnu’l-Esîr, I, 749. 306 FATIH KOCA olan Hz. Osman (ö.35/656)117 Resûlulah’ın müezzinleri arasında zikredebi liriz. O, Hz. Peygamber’in huzurunda, minberin yanında Ezân okumuştur.118
4- Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe (ö.32-33/652-653)
Sâhibü rüyâ119 diye meşhur olan Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe, Ezân rü- yasını gören ve Hz. Peygamber’e haber veren sahabîdir.120 Ezân okuduğuna dair rivayet bulunmaya n bu zâtı burada Ezân rüyası dışında zikretmem izin sebebi ise, “Ezân’ı Bilâl okudu, kameti ise Abdullah b. Zeyd getirdi”121 rivayetid ir. Kamet getirmek de müezzinlik hizmetini n bir görevi olduğu için Hz. Peygamber’in sabit müezzinlerinin dışında Abdullah b. Zeyd’i, Hz. Peygamber’in müezzinlerinden biri olarak zikredebi liriz. Abdullah b. Zeyd b. Sa’lebe b Abbdirabb ih b. Zeydi’l-Hars b. Hazrec (ö.32/652)122 veya (ö.33/653 ) 123 Bedir savaşına katılmış Uhud’da şehid olmuştur.124
Sonuç
Bu bilgiler ışığında, Hz. Peygamber’in müezzinlerde aradığı özellikleri şu şekilde değerlendirebiliriz; 1. Sesinin güzel ve etkili olması125 2. Sesini güzel bir şekilde kullanabi lmesi126 3. Elfâz-ı Ezân’ı sesle süsleyerek okuması127 4. Elfâz-ı Ezân’ı doğru telaffuzl arla okuması128 5. Sesinin gür olması129 6. Yeterli derecede mûsikîye vâkıf olması130 117 Ziriklî, IV, 210. 118 Makrîzî, III, 204; Kettâni, 158. 119 İsmail Lütfi Çakan, “Abdullah b. Zeyd”, DİA, I, 144. 120 İbn Hişâm, III, 41; Zebîdi, II, 556. 121 Kettânî, I, 157. 122 Şihâbuddîn Ahmed b. Alî İbn Hacer el-Askalânî, Tehzîbu’t-Tehzîb, Dâru’l-Fikr, Beyrût 1984, V, 197. 123 Muhammed b. Cerîr Ebû Ca’fer et-Taberî, Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrût 1407/1986, II,629. 124 İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, V,197. 125 Uludağ, 14. 126 Uludağ, 14; Uludağ, 90. 127 Buhari, Tevhid 52; Ebu Davud, Vitr 20. 128 İbn Hişam, III, 41. 129 İbn Hişam, III, 41. 130 Küçükaşçı, “Müezzin”, DİA, XXXI, 491-495. Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 307 7. Ezân vaktini iyi tayin edebilmes i131 8. Sesini yükselterek okuması132 9. Tercî yaparak okuması133 10. Ezânı ağır ağır okuması134 11. Başparmakları kulaklarının üstüne koyarak ezanı okuması135 12. Dinleyenl eri yormayaca k şekilde okuması136 13. Ezânı yüksek bir yerden okuması137 Hz. Peygamber’in müezzinlerde aradığı bu özellikleri sıraladıktan sonra müezzinlerin bunların dışında güzel bir Ezân okuyabilm eleri için şu hususlara da dikkat etmeleri gerekmekt edir. a. Diyafram nefesi alarak, nefesi tasarrufl u kullanmak . b. Müezzin kendi sesinin ses aralığını bilmeli, çok tiz veya çok pes sesten başlamamalı, başladığı perde ile Ezân’ı sonlandırmalı. Gereksiz uzatmalar dan kaçınmalıdır.138 Din-i İslâm’ın şiarı Ezân, özelde namaza davetin bir ilanı olmakla beraber, genelde İslâm’a davetin bir ilanıdır. Allah’ın varlığı ve birliğini, Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğunu ve ebedî saâdetin ahiret inancı olduğunu vurgulaya n Ezân, onu dinleyenl eri İslâm’a davet eder. Bu davetin ise gelişigüzel bir şekilde yapılamayacağını, sesi gür ve güzel sesli insanlarl a, insanların gönüllerine işleyecek bir ahenk ve usûl ile yapılması gerektiğini, Hz. Peygamber’in müezzinlerini tanıyarak öğrenebiliriz. Kaynakça Ahmed b. Hanbel, Müsned, Müessesetü’r-Risâle, Thk: Şuayb el-Ernaût, Beyrût 1999. Akdoğan Bayram, Türk Din Mûsikîsi Dersleri, Ankara 2010. Aycan, İrfan, “İslam Toplumund a Eğlence Sektörünün Ortaya Çıkışı”, AÜİFD, c. XXXVIII, s. 155-193. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1998. 131 Canan, VIII, 319. 132 Ebu Davud, Salat 31. 133 Ebu Davud, Salat 28. 134 Tirmizi, Salat 143. 135 İbn Mace, Ezan 3. 136 Zebîdî, II, 567. 137 Kettânî, I, 162. 138 Bayram Akdoğan, Türk Din Mûsikîsi Dersleri, Ankara 2010, 203. 308 FATIH KOCA el-Buhârî, Muhammed b. İsmâîl Ebû Abdillâh, el-Câmiu’s-Sahîh, Dâru İbn Kesîr, Beyrût 1987. Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte Muhtasarı, Akçağ Yayınları, Ankara 1989. Çakan, İsmail Lütfi, “Abdullah b. Zeyd”, DİA, I, 144, İstanbul 1995. Çetin, Abdurrahm an, “Ezan”, DİA, XII, 36, İstanbul 1995. Ebû Dâvud, Süleyman b. el-Eş’as, Sünen, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrût (t.y.). Feyizli, Hasan Tahsin, Feyzü’l-Fûrkân Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Server İletişim, İstanbul 2007. Hamidulla h, Muhammed, İslam Peygamber i, Terc. Salih Tuğ, İrfan Yayıncı- lık, İstanbul 1993. Hıkrî, Moğoltây b. Kılıç b. Abdillâh, el-İ’lâm bi Sünnetihi Aleyhi’s-Selâm, Mektebetu Nizâr Mustafâ el-Bâz, el-Memleketü’l-Arabiyyetü’sSuûdiyye 1999. Hudarî, Muhammed, Nûru’l-Yakîn fî Sîreti Seyyidi’l-Mürselîn, Dâru’lYemâme, Beyrût 2006. İbn Hacer, Şihâbuddîn Ahmed b. Alî el-Askalânî, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, Dâru’l-Cîl, Beyrût H. 1412. ____, Tehzîbu’t-Tehzîb, Dâru’l-Fikr, Beyrût 1984. İbn Haldûn, Mukaddime, Terc. Zakir Kadiri Ugan, c. II, MEB, İstanbul 1991. İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdülmelik, es-Sîretü’n-Nebeviyye, Dâru’l-Cîl, Beyrût H. 1411. -------, Sîret-i İbn Hişam, Terc. Hasan Ege, II/181, Kahraman Yayınları, İstanbul 1994. İbn Kesîr, Ebu’l-Fidâ İsmâîl, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Dâru İhyâi’t-Türâsi’lArabî, Beyrût 1988. İbn Mâce, Ebû Abdillâh Muhammed b. Yezîd el-Kazvinî, Sünen, Dâru’l-Fikr, Beyrût (t.y.). İbn Manzûr, Muhammed b. Mukram, Lisânu’l-Arab, Dâru Sâdir,Beyrût (t.y.). İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, Dâru’l-Meârif, Kahire (t.y.)., İbn Sa’d, Muhammed, et-Tabakatü’l-Kübrâ, Dâru Sâdir, Beyrût (t.y.). İbn Seyyidi’n-Nâs, Muhammed b. Abdillâh b. Yahyâ, Uyûnu’l-Eser fî Funûni’l-Meğâzî ve’ş-Şemâil ve’s-Siyer, Müessesetü Izziddîn li’t-Tıbâa ve’n-Neşr, Beyrût 1986. İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, (m.y.), Beyrût (t.y.). Peygamber imiz Hz. Muhammed’in Müezzinleri 309 Kalender, Ruhi, “Mûsikî ve İnsan”, AÜİFD, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1998. c. XXXVII, s. 263-272. ____, “Ruh Hastalıkları Tedavisin de Mûsikî”, AÜİFD, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1989., c. XXXI, s. 271-281. el-Kandehlevî, Muhammed Yusuf, Hayâtü’s-Sahabe, Terc. Sıtkı Gülle, Divan Yayınları, İstanbul 1990. Kastalâni İmam-ı, Merâbib-i Ledünniyye Tercümesi, Çev: Şâir Bâkî, Sad: H. Rahmi Yananlı, İstanbul 1983. Kazancı, Ahmet Lütfi, “Haccâc b. Yusuf es-Sakafî”, UÜİFD, IV/IV, Bursa 1992. el-Kettâni, Muhammed Abdülhay, et-Terâtibu’l-İdâriyye, Tah. Ahmet Özel, İz Yayıncılık, İstanbul 1990-1993. Kılıç, Mustafa, “İslam Kültür Tarihinde Mûsikî”, AÜİFD, c. XXXI, s. 405, 40. Yıl Özel Sayısı, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1989. Kılıç, Ünal, Peygamber ve Dört Halife Günlerinde Şehir Yönetimi ve Valilik, Konya 2004. Koç, Mehmet Akif, “Kur’an Kıraatinde Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu”, AÜİFD, c. 51, S. 2, s. 79-91. A. Ü. Basımevi, Ankara 2010. Küçükaşçı, Mustafa Sabri, “Müezzin”, DİA, c. XXXI, s. 491-495, İstanbul 1995. el-Makrîzî, Takıyuddîn Ahmed b. Alî, el-Mevâiz ve’l-İ’tibâr bi Zikri’l-Hıtat ve’l-Âsâr, Mektebetü Medbûlâ, Kâhire 1997. Mehmed Zihni Efendi, el-Hakâyık mimmâ fi’l-Camii’s-Sağîr ve’l-Meşârik min Hadîs, (m.y.), İstanbul H. 1310. en-Nesâî, Ahmed b. Şuayb Ebû Abdirrahmân, Sünen, Mektebetü’l-Matbûâti’lİslâmiyye, Haleb 1986. Özkan, İsmail Hakkı, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri Kudüm Velvelele ri, Ötüken Yayınları, İstanbul 2000. Sarıçam, İbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 2007. es-Suyûtî, Abdurrahm an b. Ebi Bekr, Târîhu’l- Hulefâ, Matbaatü’s-Seâde, Mısır 1952. et-Taberî, Muhammed b. Cerîr Ebû Ca’fer, Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrût H. 1407. et-Tirmizî, Muhammed b. Îsâ Ebû Îsâ, Sünen, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrût (t.y.) 310 FATIH KOCA Turabi, Ahmet Hakkı, “İlk Dönem İslam Dünyasında Mûsikî Çalışmalarına Bakış”, MÜİFD, S. 13-14-15, s. 225-248, İstanbul 1997. Uludağ, Süleyman, İslam Açısından Mûsikî ve Sema’, Uludağ Yayınları, Bursa 1976-1992. Uzun, Mustafa, “Ezan”, DİA, c. XII, s. 43, İstanbul 1995. ez-Zebîdi, Zeynuddîn Ahmed b. Ahmed b. Abillatif, çev. ve şerh: Ahmed Naim, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Gaye Matbaacılık, Ankara 1988. ez-Ziriklî, Hayruddîn b. Mahmûd ez-, el-A’lâm, Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, (b.y.) 2002.
|