Konu Başlığı: MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - LÜTFEN TIKLAYINIZ Gönderen: admin üzerinde Kasım 02, 2012, 12:59:56 ÖS MURAT YAVUZ ŞAHİNOĞLU - ŞİİR KÖŞESİ
TEVEKKÜL VE TEFEKKÜR Yaratıcımız Rabbimiz o ne güzel yardımcımızdır O'nun kudretiyl e iradesiyl e her müşkil aşılır Herşey onun külli iradesiyl e hallolur Kapalı kapılar açılır ve o'nun zikriyle kalpler mutmain olur Necat ve halas ancak Allah c.ca iltica ile olur Başka türlü sizin kalbinizi yumuşatacak ikna edecek Korkularınızdan emin eyleyecek Ruhunuzu teselli edecek Sağlık ve selamet ile huzur ve mutluluk verecek zerreden kürreye her şeyde maddi ve manevi zarar görmeden Doyuma ve selamete ulaştıracak odur Allah c.c tan başka bir güç ve kudret sahibi yoktur Bataklıkta gül yetişmez Amerkikayıda yeniden keşfe gerek yok Rabbimizi düşünmeliyiz ve yardımı ancak ondan dilemeliy iz Ondan gelen herşeyde sıkıntıda ve kederde bir hayr vardır Sabretmel iyiz ve asla Rabbimizd en ümidimizi kesmemeli yiz Sabır ve dua ile gözyaşı bizi Rabbimize ulaştırır inşallah Kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı elindeyse beyazdan gelde ayır beyazı Necip Fazıl KISAKÜREK EY MÜSLÜMANLAR BİR HAMSİ SÜRÜSÜ OLAMADINI ZMI HÜSEYİN RAFET ALTINOĞLU FORUM İSLAMAKDENİZ DÜNYA MARMARA 2008 EY MÜSLÜMANLAR BİR HAMSİ SÜRÜSÜ OLAMADINI ZMI Sahile vurmuş ve ölmüş bir Balinayı gördü bir deniz adamı Balina nefessiz kalarak ölmüş solungaçlarında Hamsi balıkları Sürüden ayrılan Balina aç kalmış saldırmış Hamsi sürüsüne Hamsiler tek tek dolaşmazlar onlar dolaşırlar sürü halinde Hamsi sürüsüne saldıran Balinaya top yekün saldırır Hamsi balıkları Önce pullarını döker ve anında denizin rengini bozar Balinanın görüş açısını Sonra üç beş Hamsi kendini feda eder koca sürü için tıkar solungaçları Solungaçları tıkanan Balina nefes alamaz kaçar hızla karaya doğru Ey Müslümanlar Küffar tek milettir Ümmet tek millet siz hangi mllettens iniz Hamsi kadarda birlikte olmaya gücünüz yetmiyorm u siz nasıl Ümmetsiniz Bir duvarın tuğlaları gibidir Ümmet yıkılır duvar alırsanız içinden br tuğlayı Ey Müslümanlar bir Hamsi balığı sürüsü kadarda olamadınızmı MERHABA DÜNYA FORUM 2000 RABBİMDEN SANA GELEN SEVGİYİ BEĞENMEDİNMİ MURAT YAVUZ ŞAHİNOĞLU - ŞİİR KÖŞESİ MERHABA DÜNYA FORUM 2000 RABBİMİN SANA VERDİĞİNİ SEN HİÇ BEĞENMEDİNMİ Mevlana Celaleddd in-i Rumi ne der sende bilirsin Ey gönül İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl sadaka ver Umut verip güven aşılayıpta yarıyolda bıraktığın insanın Gönül sadakasını her iki cihandada veremezsi n Ey gönül Kabe mutlak yıkılmaz ama yıkılırsa tuğla ve çamur ile mamuldür Kalp sırçadan saraydır kırılırsa ne mümküm tamiri Ey gönül Seni sevenin sevgisi eğerki Rabbinden geliyorsa bırak gelsin Kırma seni seven gönlü kıracaksanda helalleş ne olur Sen sevmesend e seni sevenin aşkı Haktandır bunu bil Sen Rabbinden geleni beğenmedinmi ey gönül Seni kim beğenecek peki sen Rabbinden geleni reddettiy sen eğer Kalpleri eviren çeviren ve aşkı kalplere koyan Rabbin değilmidir Ve seni seven bir kalp varken sen başka bir kalbe ümit vermen nedendir Ya seni seven kalbin sahibinin Mevlaya nazı geçer ve şikayet ederse Ve sen ona haber vermeden başka gönüle girmeye çalışırsan habersiz Seni seven şikayet etmezmi Rabbine ve ne olur halin Rabbine nazı geçerse Sen kimsinki Rabbinin verdiğinden habersiz ve vesilesin den izinsizsi n Ve haberin yokmudur Rabbinin verdiğinden başka aşk arayanın mutsuzluğundan Aldınmıki seni sevenden izin ben başka gönüle giriyorum diye Ey Sultan Ve birgün öğrenemeyecekmi sandın seni sevenin sana ihanetini Ve kalbi kırılmazmı sandın seni sevenden habersiz başkasına senin sevginden Bari seni sevene haber verseydin sevmediğini önceden sana alışmadan Belki bu kadar çok üzülmezdi yanmazdı kalbi ümitle yaşayıp hayallerl e gülerken Medine ANKARA KUTUP YILDIZI WHİTEROAD ŞİMŞEK FORUM İSTANBUL 2000 Geceleri seni düşünüyorum,hayalimde ve rüyalarımda yalnız sen Gökyüzüne bakıyorum,benim ruhumu aydınlatan,senin hayalin Kutup yıldızı gibisin,diğerlerinden farklı ve öylesine parlak yolumu aydınlatan Öyle özlüyorum ki seni,ama,sevgimin büyüklüğü kadar benden uzaktasın Ne saçlarının telini gördüm,ne gözlerinin rengini,nede güzel tenini Öylesine seviyorum ki seni,biliyorum ruhunun derinlikl erini Öylesine bana uzak,öylesine imkansız,akan çağlayanlar gibi sevgimin seli Görüntünün hükmü yok gözümde,duymasam da seviyorum senin sesini Hissediyo rum ruhumda kalbinin her atışını ve ılık meltem gibi nefesini Belki böylesine uzak ve imkansız olduğun için seviyorum seni Ölümsüz aşklar yanlışlardan doğar,akıl ve mantık ekseni Ulaşmak öylesine zor,öylesine özlüyorumki,hayalimdeki seni Seninle konuşurken bile,anlatamıyorum seni nasıl sevdiğimi Seni nasıl özlediğimi,hasretle beklediğimi ve ölünceye kadar bekleyeceğimi BEN SENİN HİÇ BİR ŞEYİN OLAMADIM Narin topuğunu saran bir siyah çizme,bastığın toprakta bir yeşil çimen Yürüdüğün asfaltta bir zift-i katran,ayağının tozu bile olamadım Zincirler e vurulmuş evinde bir siyahi köle,peşinde dolaşan bir Body Guard Kapında bağlı bir Rottweıller,sokağında bir tekir kedi bile olamadım Siyah saçlarını saran bir başörtüsü,nakışında saklı bir gül motifi Üstünde takılı bir altın iğne,silip attığın mendilind eki bir oya bile olamadım Çöllünde bir serap,ufkunda bir deniz,hayalinde bir okyanus Yağmurda yüzüne düşen bir damlacık bile olamadım Damarlarında dolaşan bir kan sıvısı,gören gözünde bir nur bahçesi Dudaklarında bir ruj lekesi,nazik parmaklarındaki bir tırnak ojesi bile olamadım Acılarını dindiren yürekten sevdiğin bir eş,sorunlarını paylaşan bir dost bir arkadaş Seni koruyabil en bir ağabey bir kardeş,yüreğinde atan bir sevda bile olamadım Ömrümde kimseyi senin kadar sevmedim,ölünceye kadar bu kalp seni unutmaz,denedim Senin gibi yüreğimi yakan bir sevda,böyle bir aşk görmedim,seni hep sevdim Ölünceye kadarda bütün kalbimle seveceğim,başkasını sevemez artık bu yüreğim Sevmeden kara toprağa gireceğim,şu fani dünyada sen yoksan, bana haram geleceğim ABDULLAH BİN MUTARRİF ( r.a ) HAZRETLERİ VE SANAL ALEM Abdullah Bin Mutarrif ( r.a )Hazretler i çok mübarek bir zattır,tabiindendir kendileri . Ebu Hureyre ( r.a ) Hazretler inin talebesid ir,Ebu Hureyre ( r.a ) ise sahabeden dir. Abdullah Bin Mutarrif ( r.a ) şöyle bir söz söylemiştir,yazılan ve çizilenlerle ilgilidir . [ Kıyamet günü bazıları diyecekle rki,keşke kalemleri miz ateş olsaydı da,tutamasaydık. Lüzumsuz ve günah ileten şeyler yazamasay dık,diyecekler ] diyor,mübarek zat. Sanal alem,sesli-görüntülü veya sadece yazılı sohbet,chat şeklinde bir hayal alemidir. Gerçek dünya ile ilişkisi yoktur,yaşananlarında gerçek olup olmadığı sorgulanm alıdır. Sanal alemi,gerçeklere taşımak,insanların psikoloji k yapısına çok fazla zarar vermekted ir. Yazılacak her satırdan hesaba çekileceğimizi unutmamalıyız,Allah her şeyi gören ve bilendir. Hiçbir şey Allah’a gizli değildir,sonuçta her sözün ve cümlenin sevabı ve günahı olacaktır. Eğer bir erkek,islami eğitim-kültür-ahlak ve iman derecesin de belirli bir merhaleye gelmişse. Bir bayan ile chat yapmaya başlamadan önce,özellikle kendini ve ilminin seviyesin i iyi bilmelidi r. Halis bir niyet ile,imani bir çizginin içinde kalarak,bayan ile chat yapmayı amaç edinmelid ir. Evliya değildir,fakat,dinsel-ahlaki,bilimsel-kültürel realite sınırlarını iyi bilmelidi r,aşmamalıdır. Karşısındaki bayanı kırmadan,otokontrol sistemiyl e,belirli bir ölçü-seviye içinde uyarmalıdır. Kişilik haklarına zarar vermeden,üzmeden,nefsi-i emare ve şeytani tuzaklard an,onu,korumalıdır. Bayanın kul hakkını çiğnememeye dikkat etmelidir,ona,faydalı ve kalıcı bilgiler vermelidi r. Bu kurallara uymalıdır,bayanın psikoloji k ve uzun vadede biyolojik yapısına zarar vermemeli dir. Aksi takdirde,Allah,bu bayana verdiği her türlü zarardan dolayı,o erkeği cezalandıracaktır. Abdullah bin Mutarrif ( r.a ) Hazretler inin sözü ile yazılı chat arasında,bu tür bir bağ kurulabil ir. Bazı bayanlar,ram aldıkça yükselir,fakat,hakim oldukça alçalabilir,İslami kültür çok önemlidir. Bayanlar genel olarak kırılgan,nazik ve alıngan,ince ruhlu ve duygusaldır,Allah böyle yaratmıştır. Onları uyarırken incitmeme k,kırmamak,psikolojik yapılarına zarar vermeden uyarmak gerekir. Sizlere Diyanet takvimi 33.sahife-31 Ocak 2008’de yer bir örnek uyarma metni yazıyoruz. Hz.Hasan (r.a) ve Hz.Hüseyin (r.a) daha henüz çocuktular,bir pınarın başında arkadaşlarıyla. Oynuyorla rdı,baktılar ki,yaşlı bir adam pınardan abdest alıyor,fakat,yaşlı adamın aldığı adbest. Yanlıştı,yaşlı adama,doğru abdest alma şeklini öğretme gereği duydular,fakat,ihtiyar adamı. Utandırmak istemiyor lardı,hem yapılan hatayı düzeltmek,hemde bu işi yaparken. Hata sahibi yaşlı adamı incitmeme k gerekiyor du,iyice düşündüler,şöyle karar verdiler. Kendi problemle riymiş gibi davranaca klardı,Hz.Hasan (r.a) ihtiyar adama dedi ki. [ Amca bakar mısın,kardeşim bana”sen yanlış abdest alıyorsun”diyor,her ikimiz senin önünde. Bir abdest alalım,bakalım hangimizi n aldığı abdest hatasız oluyor ] dedi,Yaşlı adam dedi ki. [ Peki yavrularım,abdest alında göreyim ] dedi,ikisi de ihtiyar adamın önünde abdest aldılar. İkisinin de aldığı abdest hatasızdı,doğruydu,yaşlı adam,onların aldığı abdesti izledi şöyle dedi. [ Çocuklar,sizin ikinizin de aldığı abdest doğrudur,hatalı olan benim benim aldığım abdestimd ir. İnceliğinize,kibarlığınıza ve nezaketin ize hayran oldum,Allah ikinizden de razı olsun ] dedi. Günümüzün müslüman erkeği kaba,kültürsüz,ahlak seviyesi düşük,nezaketle uyarmayıda bilmiyor ELVEDA SEVENİN SEVDASI Ben alışamadım aşksız yaşamaya çünkü gerçekten bir aşkım hiç olmadı Olmasını çok isterdim olsada keşke vedalaşsak sanki ayrılıyor gibi Hep hayallerd e beklediğim ama bir türlü gelmeyen bir aşkım vardı Yoktuki gelsin hasret çektiğim aşkım belki hiç bir zamanda olmayacak tı Ama olmasada ben ona şiirler yazdım sanki var gibi o benim meleğimdi Sen yeryüzünde bir melektin,bir vardın,bir yoktun Elveda sevenin sevdası ,Allah’a emanet ol,hakkını helal et Seni kimseyi sevmediğim kadar ölesiye sevdim demiştim Kalbimde ölünceye kadar başkası olmayacak,böylesine seni sevmiştim Meğer söylenenlerde yaşananlarda bu dünya gibi yalanmış nereden bilebilir dim Hoşcakal sevda ,fani dünya gibi,sende yok oldun gittin Ahirette,hesap ve mizandan sonra,sonsuzluk alemine göçtüğümde Cennette hurileri değil,sadece seni bekliyoru m demiştim Halbuki ne kadar büyük bir laf etmişim ve gerçekten çok anlamsız konuşmuşum Her aşk böyle başlamaz,her aşk böyle bitmez,adı sevenin sevdası Öylesine uzak ve aramızda sıra dağlar,engin denizler ve okyanusla r vardı Bizi birbirimi ze bağlayan sırlı bağlar,kopmayan sevdalar vardı Fani dünya gibi elbette bir gün tuz ile buz olup yok olacaktı ve öylede oldu Elveda sevenin sevdası İnşallah bu dünyada mutlu olursun İnşallah üzülmezsin,inşallah seni üzmeyen biriyle olursun Ben senin mutlu olmanı istiyorum,üzülmeni hiç istemem İnşallah,hep yüzün güler,seni üzmeyecek biriyle mutlu olursun Ben kimseyi sevemedim aslında çünkü beni hiç kimse sevmedi Benim hayalleri mde kaldı hep sevdalar ve vedalar beni kimse sevmedi Ben hep sevgisiz yaşadım bu yalan dünyada demekki aşklar yalandı Aşklar gerçek olsaydı eğer mutlaka benide bir seven olurdu Olmuyorsa demekki bu benim kaderimdi r benimkisi de böyle bir imtihandı GIRL’S TOWER - KIZ KULESİ Üsküdar,Ayazma’da Cadde arasında bir bina,gündüz müzik dershanes i gece boş katı Demo kayıt Stüdyosu en üst katı geceleri bir kaç kişi olurdu ben hatıralarla içerdim çayları Kaset kayıtları yapılır,İstanbul MoonLıght Starmoon Müzik Merkezi’dir, Stüdyonun adı Gitar veya Bağlama çalarak,kayıt yaparız,belki bir hobi,belki bir yalnızlık ilacı Yan tarafında bir küçük oda,ara sıra dinlendiğimiz,demli çay içtiğimiz,çatı katı Denize bakar ve Kız Kulesini görür,ses geçirmeyen,üç katlı sisli camı Bir gün,canım sıkkın,moralim bozuk,işlerim ters gidiyor,kimse yok Stüdyoda Alexandra Cavelius isimli yazarın bir romanını okuyorum konusu geçer Bosnada Bosna hersekte geçen gerçek bir hayat hikayesi ben okumam yaşanmamışları Bosna hersek savaşı içindeki çekilen acılar ve yaşanan gerçek bir aşk romanı Leyla isimli bir genç kız var,ve Ratko isimli bir erkek var bu romanın baş kahramanı Bıraktım romanı masaya camdan dışarı bakıyorum benimde bir Leylam olmalımıydı Yada hiç varmıydı benim bir Leylam hiç olmuşmuydu yada neden olmamıştı Neden benide bir seven olmamıştı yalan dünyada sevgiye hasrettim böylemi olmalıydı Böyle oluyorsa demekki benim sevgiye ve sevene hakkım yoktu bu benim imtihanımdı İnşallah Rabbim sevsin beni Rabbimden başkasının aşkına artık güvenim kalmadı Rabbim sen sev beni banada sabır ver yoruldum sevdasızlığa dayanacak gücüm kalmadı GRAND MUSLIM GIRL’S Müslüman bayan nasıl olmalı,buna örnek bir Müslüman bayan siz tanıyor musunuz ? Ben tanıyorum,ama,siz tanımıyorsunuz,herkes tanıyamaz ve onu anlayamaz . Mecnun’un Leyla’sıdır,Müslüman bayanların Kraliçesidir o,Arslanımdır Grand Muslım Gırl’s. Onu tanımak ne kadar büyük bir şeref ve bahtiyarlıktır,siz bunu anlayamaz sınız. Mecnun’un Leyla’sı,Dünyadan ayrı bir Dünyadır ,ayrı bir çekim alanıdır Marstır gezegendi r. Ona ulaşmak çok zordur,ancak,uydusu olunabili r,onun etrafında dolaşılabilir. Dünya’ya bakış açısı çok farklıdır Mecnun’un Leyla’sının,onu tanımak,anlamak çok zordur. Örnek Müslüman bir bayan ,nasıl konuşuyorsa,nasıl davranıyorsa,Leyla öyledir. Allah dostudur,İslam ahlakı,terbiyesi,eğitim ve kültürünü almıştır,hep kalbinde taşır. Müslüman bir Kız,ancak onun kadar namusludu r ve şereflidir,iffetli ve merhametl idir. Leyla kimsenin kalbini kırmaz,iyi niyetlidi r,cana yakındır,hoş sözlüdür,tatlı dillidir. Ağzından kötü bir kelime duyamazsınız,o konuşurken melekler konuşuyor sanırsınız. Masum bir Prensesti r ,onunla tanışanın,sevmekten başka yapabilec eği bir şey yoktur Leyla,Allah tarafından gönderilmiş bir imtihan ve sevgisi bir hediyedir Yokluğuna dayanmak çok zordur,onunla olmak çok büyük bir mutlulukt ur Ölünceye kadar ondan başkasını sevmeyeceğim,onu kaybetmek ne kadar acıdır HAYAT VE İMTİHAN Ben hep aklımda bir sevdayı çizdim ve çizdiğim resimdeki aşkımı sevdim bilmiyoru m o kimdi Benim sevdam bir imtihandı yüreğimde her zaman bir sevgi vardı ben çok severdim insanları Sevgisiz yaşayabilenlerden değilim ben ve ben sevmeliyi m ve sevgime karşılık verilmeli ydi Olmadı hiç bir zaman olmadı beni seven omadı ama bu benim hayatımdı ve imtihanımdı Bir sevda çizdim hikayeydi ona aşık oldum sonra beni terketti gitti anlatayım size bu kimdi Sevdam ile aramızda,bazı düşünce farklılıkları vardı,yaratılışımız farklıydı dünyalarımız ayrıydı Ayrı iki insandık hiç mutlu olamadık ama dünyanın aşkları böyleydi zaten çünkü dünya yalandı Yalan dünyada gerçek yoktuki aşkı nasıl gerçek olsun dünyanın aşkıda dünya gibi yalandı Aşka hep ihtiyacım vardı ellerimle bir aşk çizdim ismini sevda koydum sevdam aşkımdı Benim çizdiğim sevda öyle biriydiki ,düşüncelerini paylaşacaksa ,o insan sevdiği insan olmalıydı Sevdiği insan ile ömür boyu paylaşmalıydı,fani dünyanın,fani aşklarını istemiyor du Fani aşklar bana hep acı verdi ve sevdikler imi kaybettim diyordu,artık üzülmek istemiyor du Ümitsiz imkansız bir aşk acısı çekmek ,göz yaşları içinde kalmak istemiyor du bunda çok haklıydı Kim isterki bu yalan dünyada sıkıntı çekmeyi herkes ister sevmeyi ve mutlu olmayı Sevda dediki " kalbimde,artık,fani aşklara yer yok,kalbimdeki tek aşk, Allah aşkı olmalı " dedi Haklıydı,bizim aşkımızın,belki de geleceği yoktu,ümitsiz ve imkansız bir aşktı Çok çeşitli nedenlerd en dolayı, bir araya gelebilme miz,bir mucize gerektiri yordu olamazdı Allah’tan ümit kesilmez,ama,belki de,ömür boyu bir araya gelemeyec ektik,ne acıydı Sevdam ,artık,bu ümitsiz ve imkansız aşklardan yorulmuştu,bitkin ve çaresiz kalmıştı Çok sevmiştik birbirimi zi ,ama bu aşkın belki de sonu yoktu,ama,onu seviyordu m Bir gün,bana " artık gelmeyeceğim bitti bu kadardı ve seni artık sevmiyoru m "dedi Yağmurlu bir havaydı ben ıslanmak istiyordu m dışarıda çünkü ruhumda aşk rüzgarı vardı Sevdam bana dediki " git beni bırak ve yeniden bensiz ve aşksız yaşantına geri dön " dedi " Bu aramızdaki yaşananlar saçmalıktır yalandır hayaldir sen gerçek hayatına geri dön " dedi Beni sevdiği için pişman olduğunu söyledi bana söyleyecek söz kalmadı ve hayallerd e tükendi Sevda veya sevdalarl a aramızdaki fark ben imkansızda olsa sevgiye hasrettim bumuydu farkı Ben kadere ve Rabbime isyan edemem benim aşkım hiç olmadı ama aşksızda yapamazdım Sevda gibi düşünmek,en doğrusuydu,ama ben bunu yapamıyordum,yüreğim aşksız kalamazdı Sevda haklıydı,islami eğitim-kültür-ahlak ve iman sahibiydi,doğrusunu o bilirdi,her zaman haklıydı Sevdaya her zaman saygı duydum,görüşlerine her zaman değer verdim,o bir Allah dostuydu Keşke bende,onun gibi ahlak ve iman sahibi olabilsem bu aşka saçmalık diyebilse ydim ne olurdu İslami realiteye sıkı sıkıya bağlıydı Sevda,onu bu yüzden sevmiştim,keşke sevdam gerçek olsaydı Hayat bir imtihan,her şey imtihandır,bu yalan dünya gibi aşklarda yalan aşkta benim bir imtihanım Yalan dünyadan bir beklentim yok mutsuz sevgisiz ve aşksız bir şekilde hayatıma devam ediyorum Aşksız yaşayabilsem keşke, aşksız bir hayatın bence anlamı yok,bundan sonrada yüzüm gülmez benim Ancak sağlığım yerinde Allah’a çok şükürler olsun,anlamsızca yaşamaya devam ediyorum Hayatımdaki en mutlu zamanlarım,sevdam ile geçirdiğim zamanlardı bu zamanlar dediğim işte şiirlerim Sevda her kimse,elbette bir gün evlenecek,ve evlendiğinde herkes gibi " mutlu olurum " diye düşünecek Evlenilin ce geneldeki gibi en uzun aşk ancak iki yıl sürecek,sonra hayatın acı gerçekleri başlayacak Bir evde iki yabancı,aşksız ve sevgisiz,sadece saygıya dayalı bir birliktel ikle yaşanacak başka ne olacak Ve sevdam mutsuz bir şekilde yaşamaya devam edecek,ve mutsuzluğunu kimseye anlatamay acak Sevda keşke bu duruma düştüğü zaman,dertlerini paylaşabileceği bir gerçek dostu olsa Eğer,şimdiki gibi,dertlerini paylaşamaz ve içine atarsa,nasıl dayanır bu hayata,bu nasıl olacak Evlilik sonuçta,kadının tüm hak ve özgürlüklerini elinden alır,ülkemdeki evlilikle r böyle sonuçta Kimse kimseyi sevmiyork i artık herkes nefsinin ve zevkinin kölesi kalmadıki Leyla Mecnunun aşkı Hayat bir imtihandır dünya bir yalandır ve yalanların içinde gerçek olamazki dünyanın aşkı Keşke sevdam mutlu olabilse keşke bu dünyada gerçek aşk ve mutluluk diye bir şey olsaydı Ama sevdam mutlu olamaz biliyorum çünkü dünya mutluluk yeri değil imtihan yeridir sonu acıydı Leyla gibi bir aşkımız hiç olmadı beni sevende olmadı benim kaderimde buydu aşk şiirlerde kaldı LOVE STORY Leyla Excuse me,can you serme me ,Do you speak Muslım-love Yes,I’m from Paradise,hello,good afternoon My name is Mecnun,I’m Muslım,What’s your name My name is Leyla,My surname’s İslam,Mecnun I’m Mecnun,Don’t panıc,I’m muslım,nıce to meet yo,Leyla Nıce to meet you,too,Where do you come from Leyla Leyla,where are you from ,I’m from Paradise Mecnun,I’m from Islam-land,I love you Prophet Hz.Muhamm ed (s.a.v ) Yes,Leyla,okey,I love you Hz.Muhamm ed ( s.a.v ) Leyla,I hope I’m not disturbin g yo No Mecnun,It’s very nıce to talk to you Thank you very much,Leyla Where I you I would go to love,Do you understan d Leyla Yes Mecnun,I Understan d,can you tell me the way to Mecnun,How far is love Shall w ego this way,ıs ıt to far to walk Mecnun, No Leyla,it is too far,you can’t walk there Mecnun Which bus go es to love Mecnun Leyla,ı can take you to the love,if you want Leyla,are you alone here,How long have you been like this Leyla Please lie down over there,I love Leyla I can’t breath easily,I love you Mecnun MELEĞİM SEVDİĞİM ARSLANIM Melekler,Allah’ın yarattığı suçsuz ve günahsız yaratıklardır Bende dünyada tanıdığım bir meleği anlatacağım,evet o bir melektir Çünkü suçsuz ve günahsız,tertemiz,pırıl pırıl,berrak ve durudur ismi Arslandır Kusursuz,hatasız ve mükemmel bir insandır,adı Mecnun’un Leyla’sıdır Meleklere herkes aşık olamaz,o bir yeryüzü meleğidir,ben ona aşığım Onu sevmek bir şeref,ona ulaşmak çok zor,adı üzerinde o bir melektir Melekleri seversini z,ama,onlara ulaşamazsınız,ancak hayallerd edir Ben Mecnun’um Leyla’nın sesini duydum,ancak melekler böyle konuşur Allah’ım o ne büyük mutlulukt ur,melekle konuşmak,sesini duymak Böyle bir şerefe nail olmak ve Allah’a binlerce kere şükretmek Böyle bir meleğe nasıl aşık olunmaz,çok zordur ona aşık olmamak Ancak bir gün sona erecek bu mutluluk,kavuşmak imkansız Leyla ile aramızda sıra dağlar,engin denizler ve okyanusla r var Mecnun’nun Leyla’sı,o kimsenin kalbini kıramaz,onu da kimse kırmamalı Kimse onu üzmemeli,hep onun yüzü gülmeli,o mutlu olmalı O her şeye layık bir melektir,olsa olsa melek böyle bir şey olmalı İnşallah Allah yarattığı melekleri koruyacak tır,ama,insanlarda korumalı ÖLÜMSÜZ AŞKIM VE İMTİHANIM LEYLA Ben yüreğimde bir aşk olsun istedim aşkımın adını Leylam dedim yıllarca onu bekledim Olmadı hiç bir zaman Leyla isminde bir aşkımız ama ben rüyalarımda resimleri ni çizdim Ben hiç bir zaman Leylayı görmedimki hayalleri mde bir Leyla vardı o Leyla çok güzel biriydi Ben kendi resimleri mde çizdiğim Leylaya aşık oldum Leylam resimlerd e başörtülü bir melekti Çizdiğim başörtülü meleğime şiirler yazdım hayalleri mde oda beni sevdi kimdi bu melek anlatayım Sen başörtülü bir melektin,merhametliydin,seni ben sevmeyece ktimde ne yapacaktım Leylam Senden gördüğüm anlayışı kimseden görmedimki,evimdede çevremdede sevgisiz ve mutsuzdum Ben seni ölesiye severken,sen beni sevmeden yapabilec ekmiydin,tabiki sende beni çok sevdin Sevginin yaşı ırkı dini olmaz ,insan sever,sevgisiz yaşayamaz ihtiyaçtır yapamaz insan sevmeden Aşkın ölçüsü olmaz,şunu seveyim bunu sevmeyeyi m diyemezsi niz siz bilmeden istemeden seversini z Aşkı kalıba ve ölçü içine koyarak şekil vererek birine aşık olamazsınız,aşkıda parayla satın alamazsınız Evlilikle aşk farkı şeydir,aşık olursunuz evlenemez siniz,evlenirsiniz imkansızdır sevemezsi niz Evlenirsi niz,ama aşık olamazsınız,her aşk evlilikle bitmez,her evlilikte de aşk ve mutluluk olmaz Aşkta yanlış ve doğru olmaz ,akıl ve mantık yer almaz,aşkınız yanlışta olsa siz doğruyu göremezsiniz İslami kriterler,evliliğin ölçü ve sınırlarını belirler,ama İslamda aşk için hiç bir ölçü yoktur bilemezsi niz İnsan ne zaman ,nasıl,kime aşık olacağını bilemez,niye aşık olduğunuda bilemez aşk bilinmeye n şeydir Aşk’ın net bir tanımı yoktur ve olunmayac ak kişiyede aşık olunur,aşk bazen böyle saçmada bir şeydir Kalp ve ruh ikilisi,ne dine bakarak aşık olur,ne ırka veya yaşa bakarak aşık olur hepsi geçersizdir Kimisi ben Müslüman’ım der,ben olsam kesinlikl e böyle birine aşık olmazdım der ama yine aşık olur Bazen işte dediğiniz halde bile yine aşık olursunuz ve neden olduğunuzu bilemezsi niz neye yarar deseniz Belki size göre aşk bir yalan ve saçmalıktan ibarettir,ama siz ,bunu aşıkken zaten göremezsiniz Kimsenin aşkınada saçma ve yalan demeyiniz,aşkı yaşayan bilir ve bir gün sizde böyle aşık olabilirs iniz Aşkınızda başkalarına göre saçma ve yalan olabilir,ama,aşık olan sizsinizd ir dile getiremez siniz Aşık olursunuz,yaşanacaklar yaşanır,koparsınız,sonra ancak ne olduğunu anlarsanız anlayabil irsiniz İmkansız ve evlilikle bitmeyen aşklar hep böyle olmuştur ve olmaya devam edecektir bunuda bilesiniz Din ile,akıl veya mantık ile siz aşkın önüne set çekemezsiniz,bunlar kaderdir ama siz seçersiniz Seçtiğinizinde kaderiniz olduğunu bilemezsi niz bilseniz zaten en güzelini siz seçerdiniz Ama bu dünya mutluluk yeri değil imtihan yeridir siz bazen çirkinide güzel diye seçersiniz Ve seçtiğinizin ne olduğunu çirkinmidir güzelmidir seçerken siz bunu bazen bilemezsi niz Siz seçersiniz seçtiğinizi Rabbim nasip eder son sözü Rabbimind ir imtihandır sonunu göremezsiniz Allah,aşk ile de insanı imtihan eder,çoğu insan da aşk ile imtihan olmuştur bu kaderdir Önemli olan,Allah’tan af dilemek,tevekkül etmek,sabırlı olmak ve dua etmektir Rabbim,herkesin kalbini,ruhunu,neden ve nasıl aşık olduğunu bilir,ve kulunu affeder Aşk sizin planladığınız gibi olmaz,ne olacağınıda bilemezsi niz,aşk sizin tayin ettiğiniz bir şey değildir Belirli bir plana,proğrama göre siz aşk oluşturamazsınız,o sizin dışınızda oluşur ve gelişir Bu dünyada aşk ile mutlu olmak istersini z ve olanlar cenneti yaşar ama bu dünya cennet değildir Aşk ile cenneti bu dünyada yaşayıp mutlu olunamama sının sebebide işte bu dünyanın imtihanıdır MUSLIM WOMAN’S Peygamber imiz Hz.Muhamm ed ( s.a.v ) Efendimiz i doğuran Hz.Amine( r.a ) dir. Hz.Amine (r.a ) Annemizde,hem hepimizin Annesi,hem de bir Kadın’dır. Dünyadaki cennetin melekleri bebekler,dünyanın melekleri Kadınlardan başka kimdir. Bebekler birer günahsız melek ise, onları karnında taşıyan,doğuran ve emziren Anneler. Annelerim iz birer melek değilmidir,onlar dünyanın gülleri Mübarek Kadınlar değilmidir. Gözlerinin içi güler onların, dünya güler onlar gülerse,fakat,gülmüyor Kadınlarımız. Müslüman olduğumuzu iddia ediyoruz,biz İslam toplumund a yaşıyoruz sanıyoruz. Kadınlar hiç ağlamış mı Asr-ı Saadet devri İslam toplumund a,biz nerede yaşıyoruz. Müslümanların olduğu İslam toplumund a kadınlar ağlamaz,ağlatılamaz. Bu ülkede Kadınlar ağlıyorsa,Müslüman yok demektir,Camileri niye yaptınız. Bu nasıl bir İslam toplumudu r ki,hep ağlayan ve gözyaşı dökenlerle doludur. Kadınlarımız,Annelerimiz,Halalarımız,Teyzelerimiz,Ablalarımız ve Kız kardeşlerimiz. Ağlıyorlar,ağlıyorlar ve yine ağlıyorlar,Müslüman kalmamış,derdine derman olacak. İslam’ın olduğu yer değil,Kadınlar ağlıyor,İn aşağı müezzin,boşuna okuma bu ezanı. Bizler onlara sahip çıkamadık,sen onlara sahip çık Allah’ım,ağlatma onları. İster yaşı benden küçük olsun,ister büyük olsun,sonuçta aynı toplumun ferdi değil miyiz. Onların hepsi benim Annemdir,Ablamdır,Kız kardeşimdir,biz aynı Ümmetin evladıyız. Hangi Kadın istemez,birini sevmek,sevdiği bir insanla evlenmek, mutlu bir yuva kurmak. Huzur ve saadet içinde yaşamak,bazı Kadınlarımız çok isteyerek mi yanlış yollara düştüler. Müslümanların olduğu yerde,İslam’ın yaşandığı yerde yanlış yollara düşen olurmu. Bu İslam’dan kopmuş toplum yapısıdır ,onları bu hale düşüren,biz aynı toplumun fertleriy iz. Biz aynı toplumun fertleriy sek,hepimiz, az yada çok,bu durumdan sorumlu değilmiyiz. Kadınlarda bu toplumda yaşıyor ,bizlerde,biz onlar kadar,sorumlu ve suçlu değilmiyiz. Biz ne çaba gösterdikki toplumu düzeltmek için,biz kendimizi düzeltmekten aciz haldeyiz. Kadınlarda değil suç,önce kendini,sonra bozuk toplum yapısını düzeltmeye uğraşmayanlarda. Kadınları boşuna suçlamayın,suçlu değiller,onlar herkese şefkat ve merhamet gösterdiler. Bu toplum hep onları ezdi,kullandı ve sonra attı,hep iyi niyetleri nin kurbanı oldular. Kadınlarımızmı suçludur hep,onlar sürekli bizlere merhamet ve şefkat gösterdiler Bizler onlara aynı şefkat ve merhameti göstermeyecekmiyiz,düştükleri uçurumu göremediler. Bizler gördük,düşmeden kurtarmay a çalışmayacakmıyız,düşerse kaldırmayacakmıyız. Peygamber imiz Hz.Muhamm ed ( s.a.v ) bu fani dünyada üç şeyi sevdiğini söylüyor. Güzel koku,Namaz ve Mümin-Saliha Kadın.Peygamberimizin sevdiği üç şeyden biri Kadın. Ben artık, bu fani dünyada, Kadınların ezildikle rini,sömürüldüklerini görmek istemiyor um. Bu fani dünyayı ,oldu bitti,zerre kadar sevmeyişimin, asıl nedenleri nden birisi de işte budur. Kadınların ezilmişliği,itilmişliği,dışlanmışlığı,horlanmışlığı ve sömürülmüşlüğüdür. SON DUA Benim kalbimde hep sevgi vardı ben insanları çok severim asla kimseyi kırmak istemem Kırılan kalpler yok olan ümitler ve yıkılan gönüler için ben bir şiir yazmak istedim Mısralardan döküdü heceler ben gerçekte olmayan hayalimde ki ürettiğim aşkın resmini çizdim Ve o çizdiğim resme bakarak aşık olduğum insanın ismini Leyla koydum ve ona seslendim Leylacığım,Allah senden, her şey için binlerce razı olsun,Allah seni korusun Bu dünyada Allah her zaman senin yanında olsun,çile çektirmesin inşallah Rabbim her zaman senin yüzünü güldürsün,ağlatmasın,dualarını kabul etsin Seninle birlikte bir imtihanda n geçtik bu dünyada,Allah ikimizi de affetsin Bir gün sen kabre girersen,kabrin inşallah cennet bahçelerinden bir bahçe olsun Münker-Nekir melekleri ne azap görmeden hesap vermeyi,Allah nasip etsin Ben senin için her namazda dua ediyorum,dua ederkende yaşarıyor gözlerim Allah senin için ettiğim dualarıda izzet-i dergahında inşallah kabul etsin Ahirette,o hesap gününde,Rabbim sorduğunda bana,inşallah istiyorum cevap verebilme yi Leyla günahsızdır ve masumdur bana göre ve nasip etsin Rabbim Leyla suçsuzdur demeyi O yanlış bir şey yapmadı,sadece beni sevdi,başka bir suçu yoktu Rabbim affet sen bizi Ben böyle dualar etmek isterdim keşke gerçekte olsaydı Leyla isminde beni seven birisi Leyla isimli bir aşkım olsaydıda ben ona seslenebi lseydim çok isterdim Leylacığım demeyi Leylacığım,sen dünyada tanıdığım en iyi kalpli,en merhametl i insandın Bana her zaman anlayış gösterdin,seni sevmeyipt e ben ne yapabilir dim Böyle olduğu için sen suçlu değilsin,çünkü sen,zaten böyle sevilecek biriydin Ben suçluyum,Allah seni affetsin ve cennetine koysun inşallah sen iyi birisin Leylacığım,keşke sen var olsaydın senin nur dolu yüzünü,dünyada görebilseydim Bir kez omzunda doyasıya ağlayabilseydim,suçum olsada affet beni Leylam diyebilse ydim Leylam,ayda birde olsa,sadece iyi olduğunu öğrenebilseydim sen gerçekten var olabilsey din Bir gün ölürsen, kabrindek i çiçekleri okşayabilseydim,Leylam ben geldim diyebilse ydim Leylacığım,gerçekten sen olsaydın ve ben beynime ve kalbime söz geçiremeseydim Geceleri aklımda ve rüyalarımda olsaydında seni ölünceye kadar unutamasa ydım Birde aklımda doğum tarihin olsaydı ben o günü hiç unutamasa ydım hep hatırlasaydım Ben her doğum günümde,bunu hatırlayacağım ve yüreğim yanacak biliyorum Çünkü sen hiç olmadın hayallerd e rüyalarda ve şiirlerde kaldın bekledim gelmedin Leylam Leylacığım,sen her kimsen neredeyse n her zaman Allah senin dilekleri ni inşallah kabul etsin Sen varsındır ben göremesemde her zaman senden ve senin gibilerde n binlerce kere razı olsun Allah senin gibilerin sayısını arttırsın,eksik etmesin benim resimleri mdeki hayalim Leylam Allah sana ruh sağlığı versin,acı görmeden cennetine koysun sen yoksun ama düşünüyorsam varsın Her şey için Allah razı olsun senden,Allah senin günahlarını affetsin resimleri mdeki sevdam Leylam Çok zor biliyorum,bir şey demeye yüzümde yok,sende beni affet varsanda yoksanda affet Leylam Beni affet ey dünya ben çok bekledim bana beni sevecek ve affedecek bir Leylayı sen vermedin Sana isyanım yok ey dünya sende Rabbimden sin asıl sen beni affet yalan dünya sende bizdensin Yalan dünya tek dileğim dua edebileceğim bir aşkım olmasıydı senden ben çok şeyde istemedim Ama vermedin yıllarca bekledim beni seven bir yürek istedim sen bunu vermedin neyse sağlık olsun Vardır bununda bir sebep-i kebiri ve takdir-i ilahisi ve hayr-ı mücennebi ile kebir-i imtihanı Rabbimin HAYALİMDEKİ AŞKIMA SON MEKTUP Bu mektup,dünyada en çok sevdiğim ve bu sevgiyle mezara gideceğim resimlerd eki aşkıma yazıldı Olmasını istediğim ama aslında hiç olmayan gerçekte var olmayan hayalleri mdeki sevdaya yazıldı Rüyalarımda gördüğüm her zaman beklediğim ve kim olduğunu asla bilemediğim aşkıma yazıldı Bu mektup son mektuptur artık tükendi satırlar ne gelen var nede giden bu mektup sonsuzluğa yazıldı Beni seven bir yüreği beklemiştim ismini Leylam koymuştum bu mektup var olmayan Leylama yazıldı O Mecnunun Leylasıydı hayalleri mdi çizdiğim resimdi önce hayal edip çizmiştim sonra ona aşık olmuştum İşte bu mektub aslında Rabbime dilekçemdir ve ben sevgisiz ve aşksız yaşadım bir Leylam olsun istedim Mecnun’un Leyla’sı müslüman bayanların kraliçesiydi olmayan hayalimde ki kraliçeme ağlayarak yazdım Yazdım sağıma soluma baktım kimse yoktu bu aşkıma karanlıktan ve Rabbimden başka şahidim yoktu Şahidi olmayan bir sevdaya yazdım bu mektubu yazdıkça ağladım keşke gerçek olsaydı var olsaydı Leylam Ve çizdiğim kara kalem resime bir yağmur damlası değdi çizdiğim resimdeki Leylam ıslandı yok oldu gitti Ben Leylamı çok sevmiştim hani insan aşık olduğunu ve sevdiğini hep kırarya bende Leylamı çok kırdım Leylamda bana çok kırıldı beni terk etti gitti ondan ayrıldık ondan özür diledim kabul etmedi bende kırıldım Satırlardaki şiirlerdeki ve hayalleri mdeki Leylamın geri dönmesini çok bekledim ama hayaldi geri dönemezdi Bende biliyordu m olmayan sevdanın geri dönemeyeceğini olsun dönmesede olmasada ben var gibi yazdım Leylacığım,sol yanım acıyor demiştin,yemin ederimki benimde çok acıyor seni göremeden kaybettim Seni sevdiğim için pişman değilim ve ölünceye kadar da seni seveceğim sen hayalleri mdeki kraliçemsin Sen neredesin kimsin varmısın yokmusun gelecekmi sin bana çokmu kırıldın artık gelmeyece kmisin aşkım Benim tek pişman olduğum şey seni bu kadar severken,üzülmene neden olmamdır böyle olsun istemedim Seni sevmeden yapamazdım,mecburdu yüreğim sevmeye,üzülmenide istemedim affet hayalimde ki sevdam Biz bir imtihanda n geçtik,dünya imtihandır,bende böyle bir aşk ile imtihan oldum buydu benim kaderim Seni sevdiğim için mutluyum,üzüldüğüm şey ise,üzgün olarak ayrılmandı,ayrılsanda sen varsın yüreğimdesin Yüreğimde sevgini ölünceye kadar taşıyacağım,inşallah ilerde sen mutlu olursun ben mutlu olamadım Leylam Kimsin neredesin varmısın yokmusun bilmiyoru m ama inanıyorumki sen varsın ve beni mutlaka duyuyorsu n Senin ileride çok mutlu olmanı isterim,mutsuzluğuna ve üzülmene yüreğim dayanmaz,ben çok üzüldüm Leylam Seni üzdüğüm için pişmanım,çok ağladım aklıma geldikçe ağlıyorum,resimlerdeki hayallard eki olmayan sevdam Ölünceye kadar yüreğimdeki acı silinmez ,acıyla yaşayacağım,seni bekleyeceğim biliyorum hiç gelmeyece ksin Ben böyle olsun istemedim,seni çok severken üzülmeni istememiştim insan sevdiğinin hiç üzülmesini istermi Beni hiç seven olmadıki sevenin sevgisini yaşayamadığım için gerçeği göremedim değerinide bilemedim Sen benim masum prensesim din,bir suçun ve günahın yoktu,suçlu bendim senin hayalini ve resimleri ni kaybettim Bana hakkını helal et,beni affet,sana çok acılar yaşattım ,ama seni çok sevdim seni ölsemde unutmayac ağım Ölünceye kadar seveceğim,özleyeceğim,ben sensiz ne yapacağım ,yeni bir resim yapsam sen olurmusun Leylam Ayda birde olsa,iyi olduğunu,hayatta olduğunu bilsem çizdğim resimdeki aşkımın sen olduğunu bilsem bana yeterdi Dünyanın en mutlu insanı olurdum,yaşadığım aşk yalandan uzak gerçek aşktı ama sen yalan dünya gibi yalandın İmkansızda olsa,yanlışda olsa,seni hep seveceğim,başkasını sevemem ama sen hiç olmadın sen yoktun Leylam Benim yüreğimde, başka bir sevgiye, ölünceye kadar yer yok ,tek sevdiğimsin ,sevdam benim elimle çizdiğim resim Ahirette,Rabbimin huzuruna seni çok sevmiş,bir o kadar da üzmüş olarak çıkacağım ama inan bende çok üzüldüm Elimde olsaydı,seni bırakmamak için, her şeyi yapardım gerçekten,ama bir yağmur damlasıyla sen yok oldun Ahirette,yanımda senin olmanı istiyorum ,seni çok sevdim ve hep seveceğim,keşke yağmurlar yağmasaydı İmkanım olsaydıda,sarılıp saatlerce ağlasaydım,ihtiyacım vardı ama bir damla yağmur resmini yok etti Leylam Sensizlik ve senden hiçbir haber alamamak ölümden beter,sensiz yaşamak çok zor inan Leylacığım Günaha girmek istemiyor sun,acı çekmek istemiyor sun,sen mükemmel bir insansın ama sevdadan yoruldun Sol yanın acıyor biliyorum çok gözyaşı döktün ,çok üzüldün,işte asıl bunları bildiğim için,ben de çok ağlıyorum Ama en çok ağladığım sen aslında yoktun sen olmadığın için ben senin yokluğuna ağlıyorum Leylam Gözümün yaşı dinmez ,ölünceye kadaar seni unutmayac ağım,unutamam çünkü seni beyaz kağıda ben çizdim Beyaz kağıda su damlası değdi ıslandın yok oldun,keşke senin sesini duyabilse ydim,yüreğim yanıyor Leylam, Biliyorum,ne desem,ne yapsam boş,seni kaybettim,ben kalbimi kaybettim sevgimi ve aşkımı kaybettim Bu son mektuptur,kalemle değil,göz yaşlarıyla yazılmıştır su damlasının yok ettiği kağıttaki resime ağlyorum Mektup sanadır yalan dünya herkese aşk verdin bana Leylayı vermedin ,çizdiğim resme aşık olmamı kıskandın Bir yağmur damlasıyla Leylamı elimden aldın hayalleri mi yıktın olsa ne vardı kime zararı vardı benim Leylamın Çokmu kıskandın sevgimizi zormuydu bir aşkımızın olması sevgisiz insan yaşarmı olmayacak mı benim sevdam Benim aşklarım hayalleri m hiç gerçek olmayacak mı şiirlerdemi saklı kalacak çizdiğim resimlerd emi Leylam MAİDEN ’ S TOWER TOUR DE LEANDROS Üsküdar’ın sembolüdür,Kız kulesi,ölümsüz,imkansız ve hüzünlü aşkların kalesidir . Bizans’tan günümüze ulaşan en eski tarihi eserdir,MÖ 2457 yılından beri ayaktadır. Karadeniz ile Marmara denizinin kucaklaştığı yerde,minicik bir ada üzerindedir. Avrupalı tarihçiler Leander Kulesi derler,asıl Tour de Leandros’tur,Maiden’s Tower. Fatih Sultan Mehmet döneminde kule temelleri ve alt kısımlar yeniden inşa edilmiştir. Sultan 2.Mahmud döneminde ise,yeniden onarım görerek,günümüze kadar gelmiştir. Yunan Tarih-Edebiyat ve Felsefeci si Ovidius,Tour de Leandros’u şöyle anlatır. Bizanslı Rahibe Hero,Bizans’tan uzak bir mekan olarak seçtiği bu kulede yaşar. Tanrı ile baş başa,insanlardan uzak bir şekilde, günlerini hep ibadetle geçirir. Afrodit’in Rahibeler inden olan Hero,kendini tanrıya ibadete adamış bir Rahibedir . Rahibe olduğundan dolayı da,aşık olması ve evlenmesi kesinlikl e yasaklanmıştır. Yıllar sonra bir gün,Afrodit’in tapınağındaki törene katılmak için Kuleden ayrılır. Afrodit’in Tapınağında yapılan ayin sırasında,Hero,yakışıklı genç Leandros’u görür. Hero ve Leandros birbirler ini görür görmez aşık olur ve tanışırlar,anlaşırlar. Hero,her gece Kulenin en üst katındaki odanın penceresi nden görülen feneri yakar. Leandros,sahilden denize atlayarak,fenerin ışığına göre yüzerek kuleye gelir. Aşklarını kutsarlar,fakat,bir gün yine Leandros,Hero’nun sevda ateşi fenerini görür. Denize atladığı sırada, kuvvetli bir fırtına çıkar ve Hero’nun feneri söner. Leandros,feneri göremeyince,İstanbul Boğazının azgın sularında yönünü bulamaz. Akıntıya kapılarak ve boğularak can verir,bunu gören Hero’da Kuleden denize atlar. Hero,Leandros’a doğru yüzmeye çalışırsa da başaramaz,Boğazın sularında can verir. Osmanlı savaşçısı Battal Gazi,İstanbul’u Bizans’tan almak için Emevi’lere katılır. Arap-Emevi Ordusuyla,İstanbul’u almak için Kız Kulesi kıyılarına mevzileni rler. İstanbul’un Asya-Üsküdar kıyıları,Osmanlı kontrolüne geçince Bizans şaşırır. Osmanlı savaşçısı Battal Gazi,İstanbul Tekfur’u Theodor’un Kızını görür. Battal Gazi ,Prenses Cornelia’ya ,görür görmez aşık olur,Tekfur Theodor şaşırır. Theodor,Bizans hazineler ini ve Kızı Prenses Cornelia’yı,Kız Kulesine saklar. Battal Gazi,Kuleye gelir ve Cornelia ile hazineler i alarak,Üsküdar’a çıkar. Üsküdar’dan Beyaz At ile Cornelia’yı ve hazineler i alarak,dört nala Afyon’a gider. “At’ı alan Üsküdar’ı geçti ” deyimi de buradan çıkar,Fakat,Afyon Kalesi sarılır. Battal Gazi ve Prenses Cornelia,aşklarını yaşayamadan,Afyon Kalesinde can verir. Kız Kulesi,işte böyle,ölümsüz ve imkansız,ulaşılması zor aşkların sembolüdür. Benim aşkımda böyle ölümsüz ve imkansız,yaşanması ve ulaşılması zor bir aşktır. Öylesine hasret ve özlem duyuyorum ki,o yanımda olsa da dinmeyece k hasretim. YAZ YAĞMURU LEYLA BENİM ARSLANIM Arslan gibi benim sevdam Leylam benim güzel ceylan Yalan değil bu sevgimiz dünya yalan Aşkımız ölümsüz bizim bize kalan Benim sevdam yalan değil Yalansa bu dünya yalan . Mucizedir birleşmemiz Ahirete kalan . Yusuf gibi Züleyhayı bu kadarmı sever insan Özler ağlar bulamıyor Mecnun Leylasını Yalan dünya yalan, ölüm gerçektir . Sevdam gerçek dünyam , gerisi boş imtihan Yaz yağmuru benim sevdam Yüreğimde ismi Leylam Silemem ölüm gelsede gönlümden Dünyanın sonu gelsede vazgeçmem YERYÜZÜ MELEĞİM MY BABY LEYLA Yalan dünyada bir Prenses tanıdım,kalbi Arslan,üzerindeki Ceylan postu Gerçek bir Allah dostu,ismi sadece iki hece,değeri biçilemeyen Leyla Söylenemeyen kelime,çözülemeyen bilmece,kıymeti hiç bilinemey en Merhametl i,iyi niyetli,şerefli, namuslu ve iffetli,tertemiz bir insan Leyla Arslanlar yatar gönlünde,fırtınalar eser beyninde,engin ufuklar yaşlı gözlerinde Sağlam bir ahlak ve halis bir iman vardır,Allah aşkıyla çarpan yüreğinde Rengarenk açan sümbül,bataklıkta yeşeren bir gül,güle yaprak başörtüsüdür Başörtüsü, hem namusu, hem süsüdür,elmastır,yakuttur,zümrüttür Leyla Görmeden vurulur insan gözlerinin rengine ve yüzünün güzel şekline Hayallerd e görülür ancak,sanaldır,görmek ne mümkün,kimin haddine Girmeyi hak etmek öyle zordur ki,pırlantalarla süslenmiş,altın gibi kalbine Gözüm yok,lüzum yok, fani dünyayı aydınlatan ışıl ışıl uzak fenerlere İslam güneşidir,doğmalıdır,mekkeye,Medineye ve sevgili ülkeme Beyaz kanatlı,yeryüzü meleğidir,masum ve nur yüzlü Leyla Özlem bitsin artık,biz hasret kaldık,Leyla gibi gülen gözlere Ne büyük saadet ulaşmak Kur’an okuyan şefkat nidası seslere Kurban olayım ben Leyla gibi İmam-Hatipli pırıl pırıl yüzlere Allah’ın verdiği en güzel emanettir Leyla,ülkeme ve bizlere Tuşlara dokunan nazik parmaklarını yaratan Allah’a Canım kurban olsun seni dünyaya getiren ve büyüten o kınalı ellere Ben yüreği yaralı bir Arslan’ım Leyla,sakın beni unutmayasın Ben ölünceye kadar seni seveceğim,hiç benzemem ,o başka ellere Seni çok seviyorum,değerli dostum,canım kardeşim,yeryüzü meleğim Leyla Sen ayımsın,güneşimsin,gökteki yıldızımsın,biricik sevdiğimsin,sen benim her şeyimsin Başka kimseyi sevemez artık yüreğim,sevmeden,senide göremeden, kara toprağa gireceğim Yüreğim dayanmıyor,ağlama ne olursun,inci gibi göz yaşların artık dinsin Sana dualarımı gönderiyorum,inşallah yüce rabbim,ağlatmasın,hep yüzünü güldürsün YÜCE ALLAH’IM SEN NEYLERSEN GÜZEL EYLERSİN Yüce Allah’ım, bilirim sen bizi yarattın,aşkı ve sevdayıda sen koydun kalbimize, ben aşksız yaşayamadım Ben hayalleri mdeki aşkımı sevdim nerededir kimdir görmeden ve halimiz ne olacak bilmeden aşık oldum Allah’ım bilmiyoru m ben yanlış bir sevdadamıyım eğer yanlışdaysam dönemiyorum,sen beni döndür Allah’ım Allah’ım çok ağlıyorum,sen benim göz yaşlarıma şahitsin,bilirim bu aşkta sevdada benim bir imtihanım Allah’ım senden gelen her şeye boyun eğerdim,kaderimdir derdim aşksızda yaşamayı denerdim yapamadım affet Allahım Allah’ım ben günah işlemek istemiyor um kalp kırmak gönül yıkmak istemiyor um,sen elimden tut Allah’ım Ben kadere isyan etmedim bu dünyayıda istemedim ben sadece beni seven bir yürek istedim Allah’ım sen beni yarattın,sen beni en iyi tanıyansın,ben seversem nasıl severim sen bilirsin Allahım Allah’ım sana isyan edemem,dertlerin dermanı sende,Rabbim ne olur bana bir çare nasip eyle Rabbim sen bilirsin Çaresizim Allah’ım,mutsuzum Allah’ım,yüzüm gülmüyor, buda imthandır bana sabır ver yüce Allah’ım Allah’ım bilirimki,bu dünyanın aşklarıda yalan ve sen sabredenl erle birliktes in,bana da sabır ver yüce Allah’ım Allah’ım,suçlu olan benim,kimsenin suçu yok ben sevgisiz yapamadım ve ben sevgi aradım Allah’ım,sevgisizliğime çare varsa ver Rabbim ve hayalimde ki sevgime ve gerçeğe beni ulaştır Allahım Benim aradığım özlediğim birisi varmı kimdir nerededir ne zamandır,mümkünse bizi kavuştur Allah’ım Mümkün değilse,biz ne yapalım,sen bizim Rabbimizs in,içimizdeki bekleyişi bitir bize bir çare bul sabır ver Allahım Allah’ım aşk ile imtihan olduk,kalbimdeki acıyı sen dindir ve senden başkasının aşkını verme Allahım Affet Allahım sen bilirsin ve sen neylersin neylersen güzel eylersin bizim sonumuzud a hayırlı eyle Allahım RABBİM KALABALIK LAR İÇİNDE YALNIZIM BU YALAN DÜNYADA ROBİN HOOD FORUMİSTANBUL 2011 ŞİİR SAYFASI Yüce Rabbim ben çok şey istememiştim bu yalan dünyadan Sen bilirsin Rabbim amelleri ve kalpten geçen hakiki niyetleri Belki biraz anlayış istedim biraz sevgi ve biraz merhamet ve birazda ilgi Ne para nede mal ve mülk tek istediğim beni anlayan ve seven bir kalpti Kader-i kebirdir sana isyan edemem Rabbim sen biliyorsu n herşeyi Nasıl ben hep yalnız kaldım sen biliyorsu n Rabbim geçen gündüz ve geceleri Rabbim ben hep kalabalıklar içinde yalnız kaldım sen biliyorsu n halimi Ne zormuş meğer şu yalan dünyada anlaşılamamak Yüce Allahım Ne zor şeymiş anlatamam ak ve gönülden aktaramam ak gerçek ifadeleri Rabbim ben hiç bir şeyi yalan söylemedim sevgi adına bu yalan dünyada Ben hep terkedild im yada şartlar beni uzaklaştırdı sevdikler imden belki Sevgileri m yarım aşklarım yarım kaldı hasret çektiğim hayaller hep tükendi Rabbim ben hiç bir şeyi yalan söylemedim benim kalbimdek i sevgi gerçekti Fakat hayallari m yıkıldığı an gerçeklerde yalan oldu elimden uçtu gitti Rabbim ben kime arzedeyim halimi ben kime anlatayım senden başka derdimi Yaşadığım şehirde çalıştığım işte oturduğum evde aliemin içinde ben yalnızım Kalabalıklar içinde ve bu yalan dünyada kim bilir senden başka lisan-ı halimi Kalbimdek i sevgilerl e ve aşklarla yalnızım ve bekliyoru m ama bilmiyoru m neyi ve kimi Beklediğim gelmedi Rabbim gelenlerd e çoktan bekledikl erim değilmiş meğer çekti gitti Dostlukla rı sevgileri aşkları yalanmış bu yalan dünyanın tıpkı kendisi gibi Bekliyoru m hala hayalimde ki beyazlar içinde bana gülümseyen gözleriyle meleğimi Bekleyiş yıllardır var yüreğimde benim beklediğim kimdi Allahım nereye gitti Allahım ben yoruldum artık bekliyoru m ama beklediğim gelmedi ağlıyorum geceleri Rabbim bana sabır ver direnme gücü ver ve eksiltme Rabbim içimdeki aşkı ve sevgiyi Rabbim senden son isteğim son nefesimde dilim söylesin kelime-i tevhidi Şu yalan dünyada hep yalnızdım kalabalıklar içinde yalnızdım belki bilen bilir beni Arkamda olsun isterim bir iki damla gözyaşı döken ve beni çok seven bir kalbi Bir Fatiha okuyan veya makberde bir nefes gibi arkamdan okusun birisi Yasin-i şerifi Başka ne isterimki Allahım işte budur yalan dünyanın en büyük serveti Rabbim bana hep nasip et şu yalan dünyada yalnızlığı ve ahirette hikmet-i ilahiyi ROBİN HOOD FORUMİSTANBUL 2011 ŞİİR SAYFASI ROBIN HOOD SANAL ALEM - SANAL ALEMDEKİ BAZI İNSANLAR EŞEK DENİLEN HAYVANDAN AŞAĞIDIR Yaratılanı yaratanda n ötürü severiz sevmeliyi z budur bize yakışan İnsan Eşref-i Mahluk olarak yaratıldı Allah c.c tarafından Öyle güzel bir varlıktırki Rabbim güzel yaratmıştır ismi insan Kimi insan vardırki yüzünde nur vardır bakılmaya kıyılamayan Üstün kılındı Rabbimiz tarafından insan bütün yaratıklardan Melekler günahsız yaratıldı yoktur arındırılmıştır günahlardan İnsanda vardır günah ve budur onun için bir feyizli imtihan Günah ve sevap kavramı vardırki akar nefs ve ruhundan Günaha girmeye meyli olduğunda nefsine uymayan insan Meleklerd en bile üstündür yeri geldiğinde tüm varlıklardan Ama gelin görünki bazı insanlar vardır daha aşağıdır hayvanlar dan İnsana has vasıflarını kaybetmiştir artık denemez ona insan Bazı insanlar vardır daha aşağıdır eşek denilen hayvandan Eşek kendine verilen değeri bilir eşektir kendine verilen mimetin farkına varan İnsandır bazen verilen nimete şükretmeyip hak ve hakikatte n uzaklaşan Bir insan vardır bir eşeği vardır bir balya samanın hatırına yük taşıyan Bir araziden geçerler eşekte vardır ağır yük odur taşımakta zorlanan Eşek anlar önündeki çamurlu yolda batacağını hisseder masum hayvan Eşek anlar hem kendisi batacak hem üstündeki yük çıkılamaz çamurdan Girmez çamura durur isterki sahibi anlasın içinden derki " anlasana insan " Anlamaz sahibi çamurda batılacağını gitmiyor diyerek azarlar " yürüsene hayvan " Vurur elindeki kırbacı hayvana gözüne gelir kırbaç gözünden akar yaşlı kan Kör olur hayvanın gözü o acıyla girer çamura yıkılır yük hayvan ve insan Eşek unutmaz bunu ve bir daha geçmez bu çamurlu araziden kafasını kırsan Aynı hatayı yapmaz bir daha geçmez bu çamurdan kafasını koparsan Bazı insanlar vardır sanal alemdeki çamura batmıştır ismi sanal denilen yalan Ancak aynı hataları yineler eşekten aşağı hale gelir eşref-i mahluk olan insan Sanal alemde bazı insanlar vardır özellikle bazı erkekler suret-i insan Sanal alem denilen çamura batmıştır çıkamaz ve ders almaz hatalarından Bir eşek kadar aklı yoktur nefsinin kölesidir çamurlu araziden uzaklaşamayan insan Bayanlara aşık olduklarını söylerler içlerindeki şehvettir onları böyle yazdıran Şehvetin adına aşk der işte bu aşkın manasını bilmeyen ismi insan kendisi hayvan Şehvetin adı aşk olursa eşekler en büyük aşkı yaşayandır birer hayvan Sanal alemde geçen günler ve geceler hepsi boş sevgilerd e aşklarda yalan Yalanı görür ama nefsine engel olamaz eşekten daha aşağı hale gelir insan MAXIMILIA N - SEVDA PINARI - SEVDA ŞİİRİ Günaydın birtanem hayırlı sabahlar nerelerde sin seni çok bekledim Senin uykudan şişmiş gözlerinde çok güzel ben seni her halinle çok severim Belki seni sevmeye hiç hakkım yoktu belkide ben değersizin biriydim Gönül bu tutuldum sana sensiz olmak çok zor seni çok özledim Seninle bir arada olsaydım ilk gördüğümde sana doyasıya sarılırdım Sen bakma benim ağladığıma sen ağlama derdim ama ben hıçkırarak ağlardım Sensiz olmak çok zor aşkım dayanamıyorum sende kalıyor hep aklım Ben sana çok fena bağlanmışım sen gidersen bilmiyoru m ben ne yaparım Sen olmadan seni özleyerek sensizliğe bilmiyoru m ben nasıl alışırım Bir not bırak ne olursun merak ediyorum nasılsın iyimisin bir haber alayım Papatyam o kibar ellerinle bana bir not yaz senin ellerine kurban olayım Bin kere hasretle ellerinde n o minik parmaklarından şefkatle öperim SEVGİLİM SEN BENİM CAN DAMARIMSI N Duymadığın bir kokuyu özledinmi hiç ben her an her saniye özlüyorum Sen benim sol yanımsın dediğin insanı görmek dokunmak hissetmek istedinmi hiç Özlerken sevmeyi severken beklemeyi beklerken acı çekmeyi yaşadınmı hiç Tek sebebim dayanma sebebim sensin bir gün seni görebilmek isterdim Kokunu içime çekebimek benimsin aşkımsın sevdamsın diyebilme k isterdim Kavga edelim bağıralım çağıralım ama bitti demeyelim ne olur Benden uzak olmanı ayrılıkmı sanıyorsun bu aşk ölümsüzdür ayrılık yoktur Sen orada sigaradan bir nefes çekiyorsun külü benim içime düşüyor haberin varmı Sevgilim sen benim can damarımsın bu dünyada olmasanda cennette benimsin Sen bu yalan dünyadada ahiretted e tek aşkımsın bu aşk ne olur bitmesin YAVUZ YILMAZ ŞAHİNOĞLU SEN HER ZAMAN MUTLU OLURSUN İNŞALLAH FORUM İSTANBUL BAHAR 2011 SEN HER ZAMAN MUTLU OLURSUN İNŞALLAH Arslanım bana çok sitem etmişsin ne desen haklısın Haksız olan hep bendim evet biliyorum bunun farkındayım Kalpleri ve beyinleri eviren çeviren Rabbimdir ben değilim Benim gücüm yetmiyork i beynimdek ileri sileyim Gücüm yetseydi beni sevmeyenl eri bir kalemde silerdim Bana " inşallah aradığın aşkı bulamazsın " demişsin Bulamadım ve bulamayac ağımı biliyorum şüphen olmasın Ve bana " aşkımı nefrete dönüştürmeyi başardın " demişsin Bende çok kişiden nefret ettim ama nefretimi söyleyemedim Aşk ile nefret bir arada bulunmaz yinede sen haklısın Bana demişsinki " sen benim aşkımı beğenmedin " demişsin Arslanım ben kimimki değerli birimiyim ki bana verileni beğenmiyeyim Sadece beynimdek ileri silmeye gücüm yetmedi ben güçsüzüm Fakat benim gibi güçsüzlerinde gerçek sevgiye hakkı olamaz Ama benim kimseye nefretimd e olamaz ben böyle biriyim Yinede sen haklısın inşallah sen hep mutlu olursun ne diyeyim Herşey imthandır bu yalan dünyada aşklarda sevgilerd e yalan Rabbim sevsin senide benide gerisi kader - i kebirdir geçer zaman Allaha kul olamadık nefsimizi n esiri olduk kalp kırdık gönül yıktık Rabbim affetsin bizi sende beni affet hakkını helal et Arslanım Allah c.c bana seven bir yürek verdi onunda kıymetini bilemedim Her zaman sen haklıydın Allaha emanet ol inşallah sen mutlu olursun BABA SENİ SEVİYORUM BANA HAKKINI HELAL EYLE Baba ben senden hep ayrı kaldım olamadım seninle memleketi mde Ben hep senden uzaklarda ydım gurbet diyarlarında yaban ellerinde Sana hiç bir faydam olmadı sen bana hep dua ettin ellerinle Bilyorum beni belki benden daha çok sevdin güzel yüreğinle Ben senden hep ayrıydım varamadım bir türlü nasırlı ellerine Gelemedim hastalığında bile bakamadım sana dünya gözüyle Kaybettim seni Baba mezarın gül bahçesi olsun hakkını helal eyle Geldi geçti ömür yalan dünya işte ne olacak bir anlık sermaye Herşey imitihan Baba olamadık seninle ne yapalım işte bilirsen sende Hastanede yanındaydım zor nefes alıyordun zayıftın bir deri bir kemikte Gelmeden önce çok düşünüyordum Babam ölürse ben ne yaparım diye Kendimi kaybederi m sanmıştım öyle geliyordu bana sanki sen ölünce Aylar geçti hatırımızdan çıktın bazen unuttuk seni Babam hakkını helal eyle Söz vermiştim kendime sana Yasin okuyacaktım güya her Perşembe Sözümüzü tutmadık okumadık Baba biz unuttuk seni düştük dünya derdine Hastanede n ben giderken konuşmaya halin yoktu bana el sallamıştın güle güle Yüzünde hafif bir tebessüm vardı ve beni gidip geri gelecek sanmıştın belkide Meğer O son vedanmış Baba çok istedim ama bir daha gelemedim seni görmeye Hakkını helal et Babam inan çok istemiştim ama olamadım yanında son nefeste Baba kara haberin geldi geri döndüm hemen memlekete Annem " aç yüzünü gör Babanın " dedi bakmaya korktum cesedine Açmaya korktum öylece hatırımda kalmasın korkunç bir yüzle diye Ben seni biraz sert mizaçlı bilirdimy a bakmadım önce cesedine Artık gidiyordu n bu alemden son bir kez göreyim dedim açtım baktım yüzüne Öyle güzeldinki Babam hep bakmak istedim baktım masum ve gülümseyen yüzüne Keşke dedim Baba görseydim ben hep seni bu masum yüzle İnşallah bu masum yüzün Rabbimin katında başlasın gülmeye Ben seni unuttum Baba Rabbim unutmaz sarıl o sevgiliye Sen varken yoksanda bir Babam var derdim kendi kendime Şimdi hayalleri mde bile kalmadın yoksun gözümde Baba hakkını helal eyle Aklıma geldikçe ağlarım ama söz geçmez artık takdir-i ilahiye Sana hiç sarılıp diyemedm " Seni çok seviyorum Babam " diye Sen öldükten sonra desem neye yararki Babam hakkını helal eyle Bir gün bir eski fotoğrafın geçince elime aklıma geldin birden işte Fotoğrafına baktım " Babam seni çok seviyorum " dedim kendi kendime Ama sen yoktun artık benim Babam yoktu artık ağladım halime Babam seni çok seviyorum dedim Babam sağlığında diyemedim yüzüne Halbuki sen beni sevdiğini hep belli ettin beni çok sevdin sen Baba Seni çok seviyorum Baba sen beni duyarsın inşallah sende ağla halime Seni çok seviyorum ama sen yoksun artık Babam ne olur hakkını helal eyle My Emotional Cats And The World Şiir yazmayalı Bayağı zaman oldu dedimya hani Annemin beni bıraktığı O günden beri Annem beni değil Bu yalan dünyayı terk etti gitti Geriye dilde dua Ve iki yaşlı göz bıraktığından beri Şiir yazmadım ben Ve işte iki satır yazıyorum şimdi My Emotional Cats And The World Benim duygusal kedilerim Ve dünya İşte bir dostun hatırı için Elimde bir kağıt ve kalem Dostum dediğim benim Bu dünyadaki kedilerim Onun hatırı için Bir şiir yazıyorum şimdi Dedimya iki yaşlı göz kaldı Bende dünden beri Kedilerim benim Hayatımdaki kilometre taşı Kendimi bildim bileli Hani bir insana Dost diye sarılırsınızya O sarıldığım dost işte Ve anne diye belki elini öptüklerim Vardırya anne yerine koyduğunuz İşte öyle bir dost elidir kedi Kedi dedimya kim anlar halimden Ve kim anlar bu dili Hayatımın bir yerinde karşıma çıktı Bir arkadaş gibi Sırdaş ve merhamet ile Bir Abla sevgisini n birleştiği İşte böylesine değerli bir insandır Benim ablam dediğim ismi kedi Şiir bitmez Kelimeler tükenmez Ve anlatmaya yürek yetmez Ben neler yaşadım bu dünyada Ve ne fırtınalar koptu içimde Elimden bir tutanım yoktu Ben başka yerdeydim Ailem başka yerde " Evde halimden anlayanım yoktu " Dediğim zamanda karşıma çıktı o kedi Bazen gülen bir yüzdü Karşımda bana bakan Bazende hüzünlüydü bu kedi Gözyaşıydı dediğim yüreğimi yakan Hem onun Hemde benim çilelerimdi Kedi bir damla gözyaşıydı bazen Ama her zaman bana Rabbimi hatırlattı O kedi Allah razı olsun o kediden Dualarım her zaman onunlaydı Dedimya çok şey yazılabilir Ama yaşayan bilir Yaşamayan nereden anlar bu dili Kedi bazen çocuktu Ve bazen genç bir kadındı Çok temiz kalpli ve iyi niyetliyd i Herşeyden değerlisi İnsan gibi bir insan evladıydı Benim duygusal kedi İsmi değişirdi bazen Ama değişmeyen huyu ve karakteri ydi Bana hep acıdı Ve hep sevgi gösterdi Abla gibi merhamet etti Bana çok şey öğretti Maneviyatı derindi Ve yüreğinde hep vardı Allah sevgisi İnsan sevgisi Kedi dedimya işte Öyle bir şeydi Ve hayatımda hep var olsun İnşallah kedi Hep mutlu olsun bu dünyada Ve ahirette cennet olsun inşallah Bu masum kedinin yeri Konu Başlığı: MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - 2. BÖLÜM - LÜTFEN TIKLAYINIZ Gönderen: admin üzerinde Şubat 06, 2013, 10:23:03 ÖÖ MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - 2. BÖLÜM
ARSLANIM BİR İMTİHAN VESİKASIDIR Hayalimiz deki aradığımız özlediğimiz rüyalarda gördüğümüz Ulaşmak için hep çabaladığımız acılar çektiğimiz ümitle beklediğimiz Acılara göğüs gerip sabrettiğimiz ve kimdir nerededir hiç bilmediğimiz Bir aşkı bekledik yıllar geçti ve yıllar geçtikten sonra nihayet geldi ruh ikizimiz Rabbim acıdı halimize merhamet etti gönderdi işte geldi beklediğimiz Bir imtihandır gelen ve hayrdır her hali varlığıda hayrdır yokluğuda hayrdır Rabbim kolay eylesin imtihanımızı böylesine bir sevgiyi hak etmekte zordur Biz kolay sanmıştık hakkımız olmasaydı verilmezd i aşk büyük imtihandır Aradığımız geldi nihayet gönlü geniş ufku geniş Arslanım geldi o bir Arslandır Biz kimiz onun yanında biçareyiz onun kadar güçlüde değiliz gücünüz yetmiyor İlk Rabbimin sonra Arslanımın merhameti ne sığındık sonumuzu bilmıyoruz Bir rüzgara fırtınaya yakalanmış gemi gibiyiz oradan oraya savruluyo ruz Bazen hüzün içindeyiz yüreğimiz yanıyor bazende o kadar çok mutluyuz Gönül isterki ömür boyu Arslanıma hizmet edeyim belki imtihanı kazanırız Rabbim bilir artık sonumuzu yeterki Arslanımı kırmayalım yoksa yanarız ALLAH DOSTU ARSLANIM BENİM Arslanım öyle bir insandırki hep hayr içindedir Bulunduğu neresi olursa olsun hayra yelken açar Gücünü kudretini Haktan alır koruyucus u Haktır Bu kalp Arslanımı hiç unutmaz Arslanım Allah dostudur Arslanımı unutan kalp zaten yıkılır mahv-ı perişan olur Onu kaybeden kendini kaybeder ama sonu hep hayrdır Arslanımın gelişide hayrdır gidişide hayrdır Varlığıda hayrdır yokluğuda onun her hali hayrdır Varlığında hayr ile güldürür yokluğunda hayr ile ağlatır Varlığı mutlu eder yokluğu üzer insanın yüreğini yakar Arslanımı anlamaya bazen kalp yetmez o çok başkadır Anlayacak kalp onun gibi atar kalbi ateş saçar Arslanım bir kilometre taşıdır yüreklerde kalır Enkaz halindeki yüreklerde ümit ışığını yakar Yeniden yüreklerde yaşama sevincini aşılar Gerçek sevgiyi aşkı öğretir yaralı gönüllere ilaçtır Arslanımın duasıda hayrdır bedduasıda mutlak tutar Rabbim Arslanımı kıranlardan eylemesin kıran yanar Arslanım merhameti yle Allahın kullara verdiği pırlantadır Nerede olursa olsun altın gibidir göz kamaştırır parlar O severse çok sever sevdiğini korur herşeyini paylaşır Onu seven kim olursa olsun sevemez onun kadar Arslanım Allahın kullarına verdiği hüzünlü bir imtihandır Kimisi kazanır kimisi kaybeder kaybeden mutlak ağlar Arslanım Allah yardımcın olsun geleceğin hayr olsun Rabbim seni değersiz insanların eline bırakmasın Seni sevenleri nde kırdığı günü Rabbim göstermesin Rabbim seni sevgiyi bilmeyenl erin elinde yıpratmasın Arslanım seni sevenide affet sen büyüksün Rabbimde sen affettin diye inşallah affetsin FATİH YUNUS OSMANLIOĞULLARI ARSLANIM ALLAH DOSTUDUR RABBİM SEN ONU KORU Rabbim sen Arslanıma sahip çık sen onu seversin Merhamet et Arslanıma Rabbim sen merhameti seversin Arslanımdan rahmetini esirgeme bilirim senin boldur rahmetin Sağlık ver sıhhat ver huzur ver Arslanıma inşallah o hep mutlu olsun Arslanımı kötü insanlard an koru ve vaz geçir onların kötülüklerinden Arslanıma sabır ver yaşama sevinci ver korkularından emin eyle Rabbim Arslanım ahlaklıdır Rabbim sen Arslanımı ahlaklı insanarla karşılaştır Rabbim Arslanım sevdiğini korur gözetir sende onu koru gözet Rabbim Allahım Arslanımın hatalarını affet günahlarını bağışla şükrünü arttır Arslanım adaletlid ir imanlıdır onun imanını daim eyle Rabbim Allahım Arslanımı ateşlerde yakma onu hatalara sürükleyenlerden koru Ona düşmanlık edene fırsat verme Rabbim Arslanımı güçlü kıl inşallah Rabbim Arslanımın tüm dilekleri ni ve dualarını kabul eyle zikrini arttır Sen Arslanımı ve onu sevenleri doğru yoldan ayırma hak yolunu göster Rabbim sen Arslanımı nefsinden koru benim Arslanım Allah dostudur SEVGİ GERÇEK OLSADA BU DÜNYA ZATEN YALAN Bir gün nefes alır üç gün boğuluruz bir gün neşeliyiz üç gün hüzün Yalandır bu dünya imtihandır nedir yaşanan geçmişten geriye kalan Sevgisi aşkı gerçek olsada bir gün bitiyorsa zaten dünya temeli yalan Dün çocuktuk büyüdük gençtik yaşlandık ölümdür yüzümüze bakan Üç günlük saltanattır dünya yaşanır biter ne yaşadıysan zaten yalan Yalanların içinde ister mutlu ol ister olma bitecek nasılsa temeli yalan Kalp kırma gönül yıkma kul hakkına girme bilmem sen ne yaşadıysan Son nefeste kelime-i şehadetle göçmeyi nasip ederse sana Yaradan Birde helalleşebildiysen ne mutlu sana geriye kalan koskoca bir yalan Baki kalan Allahtır sende yalansın yaşadıklarında dünyada bir yalan Allahın dediğinden çıkma doğru yoldan ayrılma sapmışlardan olma Bu yalan dünyanın bir anlık zevki için nefsinin şeytanın dediğini yapma Allah dostuysan hakikati söyle ama sakın sakın asla bir kalp kırma Bu yalan dünyada gerçek yoktur sakın sen hakikati buldum sanma Hakikat bir Allah bir ölüm ve imtihandır gerisini sakın gerçek sayma Yalan dünya yalan sevgim ve aşkım gerçektir değildir yalan Malda mülkte canda yalan ama sanmaki sevgi ve aşk yalan Yalan olsaydı sevgi ve aşk Peygamber im Muhammed s.a.v sevmezdi Peygamber im seviyorsa aşkta sevgide gerçektir değildir asla yalan Yalansa bu dünya yalan bir imtihandır bizlere aşkımız geriye kalan Aşkımız yaşanır yaşayan bilir yalansa bu dünya yalan ARSLANIN DÜNYADAKİ GERÇEK AŞKI Hayat kısa ve aslında engebeli bir arazi gibi imtihandır temeli Yol almak için zürriyet farz-sünnet yaşamın sebepleri nden birisi Elmanın diğer yarısını bulmak gerekiyor kaderdir bir bütün olmak Adem a.s ile Havva nın yaşadığı gibi ne güzel sevgiyle aşkla yaşamak Ruh ikizi yarım elma ile hayata direnç kolay önemli olan onu bulmak Ruhlar denk olurmu kolaymı farklı bedenlerd e farklı ruhlarla yaşamak Bulan kaç kişi ve dünyada mutluluk ile cennet-i ala benzeri yaşamak Kaderdir evlilik ama mutluluk nerede yalandır dünyadaki sevgi ve aşk Arslan ruh ikizidir bana benden daha yakın ve okyanusla r ötesindedir Sevgisine layık olmak ona ulaşmak kavuşmak imkansızdır zordur Arslanı sevmeyi sevmek rüyalarda görmek çok büyük mutlulukt ur Yalan dünyanın içinde işte gerçek sevgi işte yaşanan gerçek aşktır Bir gün sona erecekte olsa yaşananlar unuttulma z mümkün değil Yalan dünyanın içinde unutulurm u bu gerçek sevgi ve gerçek aşktır Bir gün bitecek ama zaten herşey bir gün bitecek hiç bir şey baki değil Baki kalan Allahtır ve onu sevgisidi r ve Arslanım bir Allah dostudur O yüzden sevgisi Hakka dayanır ölümsüzdür gerçektir yalan değil SEVGİYLE İMTİHAMINIZI KOLAY EYLE RABBİM Rabbim sensin bana bu sevgiyi bu aşkı nasip eden yüreğime veren Sevdamın hakkınıda vermeyi bana öğret Resululla h s.a.v gibi sevmeyi Nasip et bana Rabbim bir gün sevdam ile aynı yerde aynı havayı koklamayı Sevda yüreğimi yakıyor zor bir imtihan öğret bana ayrı yerlerde sevdamla yaşamayı Yalan dünyanın imtihanı herşey biliyorum vardır Rabbimin her şeyde imtihanı Aşk ilede imtihan oluyoruz ve öğret bize Rabbim sabrını ver kazanalım imtihanı Hayat kısa ömür bir sermaye bizi doğru yoldan ayırma Rabbim göster hakikatını Biz hatalıyız bizim tövbelerimizi kabul et inşallah yaşamayalım haramı ve günahı ARSLAN YOKSA SEVDADA ÖLÜR YÜREĞİMDE Arslan ayrı bir dünyadır mutluluk verir içinde benim yalan dünyamın Arslan ile yeniden güldüm sona erdi benim eski halim ve bunalımlarım Hakkını ödeyemem kilometre taşıdır var olan mutsuz ve çaresiz hayatımın Rabbim bana merhamet etmiş yollamış budur adı benim sevdamın Varlığı ruhumda gerçekte hissettiğim aradığım sevdadır yaşadıklarım Arslanım sensiz olduktan sonra ne baharın tadı var nede yazın Sana ulaşmakta zor kavuşmakta zor ucundasın sanki deryanın Rabbim bilir yüreğimdekileri derinlikl erini yaşadığım sevdanın Sensiz ne facebook güzel nede bir anlamı var ne sanalın nede kanalın Sanal değil gerçektir ruhta yaşanır Rabbimden dir nihayeti bu sevdanın YAVUZ YILMAZ ŞAHİNOĞLU ARSLANIN SEVDASI FORUM İSTANBUL BAHAR 2011 Bir Arslan tanıdım sevdiğini ölümüne seven Şefkat ve merhamet yüklü bir yüreği olan Allah dostudur ve Rabbine asla isyanı olmayan Öyle bir yürektiki acılara ve cilelere göğüs geren En bunalımlı zamanlarında sevdiğinin yanında olan Hakkını ödemek mümkün değil Arslan gibi Arslandır Sevdayıda ondan öğrendim vefayıda cefayıda ondan Bulunmaz eşi yok ruh ikizidir o sevdiğine karşı bir Ceylan Hayat denilen bu yalan dünyanın ortasında Arslanımdır bazen çaresiz kalan Mekanını cennet eder inşallah dileğimdir Rabbimden budur duam Kelimeler tükenir tükenir onda herşey zaman ve mekan Ne söylesek anlatamayız boş söz olur saçmalarız birazda yalan Yaşayan bilir onu ve yüreğindeki sevdasını ancak bilir yaradan Ondan güç alır ona güvenir o Rabbine itimat eden bir Arslan Yalan dünyanın ortasındadır ama tek başına değildir sahibidir Mevlam SEN ÖMRÜN BOYUNCA MUTLU OLURSUN İNŞALLAH Arslanım bana çok sitem etmişsin ne desen haklısın Haksız olan hep bendim evet biliyorum bunun farkındayım Kalpleri ve beyinleri eviren çeviren Rabbimdir ben değilim Benim gücüm yetmiyork i beynimdek ileri sileyim Gücüm yetseydi beni sevmeyenl eri bir kalemde silerdim Bana " inşallah aradığın aşkı bulamazsın " demişsin Bulamadım ve bulamayac ağımı biliyorum şüphen olmasın Ve bana " aşkımı nefrete dönüştürmeyi başardın " demişsin Bende çok kişiden nefret ettim ama nefretimi söyleyemedim Aşk ile nefret bir arada bulunmaz yinede sen haklısın Bana demişsinki " sen benim aşkımı beğenmedin " demişsin Arslanım ben kimimki değerli birimiyim ki bana verileni beğenmiyeyim Sadece beynimdek ileri silmeye gücüm yetmedi ben güçsüzüm Fakat benim gibi güçsüzlerinde gerçek sevgiye hakkı olamaz Ama benim kimseye nefretimd e olamaz ben böyle biriyim Yinede sen haklısın inşallah sen hep mutlu olursun ne diyeyim Herşey imthandır bu yalan dünyada aşklarda sevgilerd e yalan Rabbim sevsin senide benide gerisi kader - i kebirdir geçer zaman Allaha kul olamadık nefsimizi n esiri olduk kalp kırdık gönül yıktık Rabbim affetsin bizi sende beni affet hakkını helal et Arslanım Allah c.c bana seven bir yürek verdi onunda kıymetini bilemedim Her zaman sen haklıydın Allaha emanet ol inşallah sen mutlu olursun Konu Başlığı: İSLAM COĞRAFYASI VE İSLAMİ KÜLTÜREL GERÇEKLERLE İLGİLİ ANEKTOD Gönderen: admin üzerinde Haziran 02, 2013, 09:46:48 ÖS İSLAM COĞRAFYASI VE İSLAMİ KÜLTÜREL GERÇEKLERLE İLGİLİ ANEKTOD ARAKAN MÜSLÜMANLARI KAN AĞLIYOR VE ÜMMET SUSKUN Osmanlı Devletini n yıkılmasıyla birlikte sahipsiz kalan Ümmet paramparça edildi. Biat edecekler i bir baş olmayınca mezhepler e fırkalara ve hiziplere ayrıldılar. Küffar tek milettir ve Ümmette tek millettir fakat Ümmet günümüzde tek millet olamıyor. Ve Ümmet paramparça hepsi farklı bir yerde bir araya gelip hakkını savunamıyor. Hz.Ömer r.a zamanındaki adalet merhamet her insana karşı eşitti. Osmanlı devletind ede İslam coğrafyasında ve Osmanlının ulaştığı her yerde adalet vardı. Fakat Osmanlıdan sonra adalet ve merhamet duygusu sekteye uğradı. Hz. Ömer r.a adaleti uygularke n Kuran-ı Kerimin ahlakının gereği olarak herkese eşit davranmış; soyluluk, zenginlik, akrabalık makam gibi unsurların adaleti engelleme sine kesinlikl e izin vermemiştir. İdaresi altındaki topraklar da adaletin katıksız bir biçimde uygulanma sı için her türlü önlemi almıştır. Her zaman Müslümanlara karşı büyük bir sorumlulu k duygusuyl a hareket etmiştir. Tarihi kaynaklar a göre bu konuda, "Fırat kıyısında bir deve helak olsa bile bundan kendimi sorumlu bilirim" sözü meşhurdur. Şimdi islam Coğrafyasında kan ve gözyaşı hakim ve Ümmet suskun. Ümmet bir araya gelip kendileri ne yapılan zulümlere karşı gelemiyor . Hz.Ömer r.a "Davalara bakarken telaşa, çığırtkanlığa ve tarafların haysiyeti ni kırıcı davranışlara asla müsaade etme Çünkü adaletin yerini bulması için sükunet ve ciddiyet şarttır. Hakkın tecelli etmesi ise İlahi adaletin itibar kazanmasına sebep olur. Bir Müslümanın niyeti iyi ise Allah, onun insanlarl a olan münasebetlerini ıslah eder, ama içi başka dışı başka olursa Allah ona musibet verir. Bu durumda hakimin görevi Allah'ın rızk ve rahmet hazineler inin kulları arasında adaletle dağıtılmasını sağlamaktır." [Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Cilt: 2 s: 109] Adalet konusunda ki bu hassasiye ti nedeniyle herkese adaletli ve eşitlikle davranılmasını yazılı olarak yöneticilere duyurmuştur. Tarihi kaynaklar a göre Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] dönemin kadılarına gönderdiği bildirile n mektup, kendinden sonra gelen tüm yöneticiler için de bir rehber olmuştur: Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] özellikle hassasiye t gösterdiği konularda n biri de "Yüce Allah Katında sizin en üstün Kerim olanınız [ırk ya da soyca değil] takvaca en ileride olanınızdır." [Hucurat Suresi, 13] ayetinin gereği olarak halk arasından biri ile yetki sahibi bir valinin eşit olduğunun anlaşılmasını sağlamaktı. Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] nezdinde bir Vali toplumun herhangi bir ferdi gibiydi. Bu nedenlede adaleti uygularke n herhangi bir kişi ile bir Valiyi bile ayırt etmezdi. Bugün Arakanlı Müslümanların başına gelenler Diğer müslümanlarında başlarına gelebilir . Ümmetin artık fırkaları hizipleri mezhepler i ve siyasi görüşlerini bir tarafa bırakarak İslam Coğrafyasındaki akan kan ve gözyaşı için Bir araya gelip birlik ve beraberli k içinde Zulme dur demesi gerekmekt edir Yoksa Ümmetin suskunluğu ve nefsleriy le meşguliyetinin bedeli çok ağır olacaktır Allah c.c Müslümanların yardımcısı olsun AMİN İSLAM VE TARİH BİLİNCİ http://www.el-aziz.com/irkci_cumhuriyetin_eseri_haber6889.html TEDAVİSİNE ÇALIŞILAN TÜRKÇÜLÜK VE KÜRTÇÜLÜK AKIMLARI Siyonist ırkçı emperyali zm küresel hâkimiyetini tesis etmek için, Hıristiyanlık temelinde kurulan Batı Medeniyet ini laiklik adı altında dinle mücadele ederek yok etmeyi, eski paganist kavimleri n kültürlerini diriltmey i esas alan ulusal devletler oluşturmayı,Büyük Fransız İhtilali temelinde oluşturduğu ilkeler doğrultusunda toplumları dinsizleştirmeyi amaçlayan bir plan uyguladı. Büyük Fransız İhtilalini kabalist hahamlar kurdukları Tapınak Şövalyeleri ve masonluk teşkilatı ile uzun yıllar süren yer altı faaliyetl eri ve mücadeleler sonunda gerçekleştirdiler. Zaten bir kişi, hareket ya da olayın başına büyük sıfatı konuyorsa onun Yahudi veya Yahudi eseri olduğunu düşünmek gerekir. Türkiye tarihinde de başına büyük sıfatı konulan kişiler yahudi asıllı, ya da Siyonizm’e hizmet eden kişiler olmuştur. Birinci Dünya Savaşını çıkartan Siyonistl er Avusturya Macarista n İmparatorluğunu, Osmanlı İmparatorluğunu yıkarken, gerçekleştirdikleri Bolşevik İhtilali ile de Rus Çarlığını yıktılar. Siyonistl er dünyadaki bu üç büyük imparator luğu yıkarak Avrupa’da ırkçı, faşist ulus devletler oluştururken; çökerttikleri Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını Haçlı ordularına işgal ettirip Türkiye Cumhuriye ti’ni de güdümlü ırkçı bir ulus devlet olarak kurdular. Avrupa’daki Hıristiyan kurumlarını, kuruluşlarını, kültürünü; Fransız İhtilali ile oluşturulan din dışı seküler ideolojil er aracılığıyla bertaraf eden Siyonistl er Hıristiyanlık öncesi paganist, ırkçı kavimleri n kültürlerini, zihniyetl erini, anlayışlarını diriltere k ikame etmeye çalıştılar. Hıristiyanlık temelinde bütünleşen Avrupa bu paganist ırkçı düşüncelerle parçalanıp birbirine düşman ulus-kavim devletler ine ayrıldı. Siyonistl er İkinci Dünya Savaşını da bu ırkçı, ulusçu, faşist zihniyetl e kurulan devletler i birbirine karşı kışkırtarak ve tekelleri ndeki silah sanayiini kullanara k gerçekleştirdiler. Türkiye Cumhuriye ti’ni askeri ve siyasi olarak, Başkent İstanbul’u işgal eden İngiltere İngilizci İttihat ve Terakki Partisi mensuplarını el altından destekley erek kurdu ve Lozan Anlaşması ile uluslarar ası resmiyet ve meşruiyet kazandırdı. Ancak Türkiye Cumhuriye ti kültürel olarak Fransız İhtilali ile Avrupa’da oluşan ırkçı/ulusçu bir zihniyet temelinde kuruldu. Fransız Jakobenle rinin tepeden inmeci, baskıcı yöntemleri ve Fransız tipi din düşmanı bir laiklik temelinde kurulan Türkiye Cumhuriye ti tıpkı Avrupa’daki gibi, Selçuklu ve Osmanlı İslam Medeniyet ini yok edip köklerini kazıyarak, izlerini silerek eski ilkel kavimlere ait paganist uygarlıkları diriltme politikal arı izledi. Bu anlayış ve yaklaşımla hareket edilerek Cumhuriye t döneminin en prestij kuruluşları olan Sümerbank ve Etibank ilkel dönemlerin putperest/paganist kavimleri olan Sümerlerin, Etilerin adlarıyla kuruldu. Aynı düşünceden hareketle başkent Ankara’nın amblemi olarak yine eski bir ilkel paganist/putperest kavim olan Hititlere ait Hitit Güneşi belirlend i. İslam Medeniyet ine ait Selçuklu ve Osmanlı eserleri aşağılanıp tahrip edilirken, vakıflarına ait mallar yağma, talan üleşilip bölüşülürken; putperest/paganist Sümerlere, Etilere, Hititlere ait eserlerin günışığına çıkartılıp ihya edilmesi, rağbet gösterilmesi Siyonizm’in küresel planlarının gereği yapılıyordu. Haçlı ordularının işgal edip sömürgeleştirdiği bütün Müslüman ülkelerde de İslam öncesi ırkçı, putperest/paganist ilkel uygarlıklara ait semboller, anlayışlar, uygulamal ar işbirlikçi yönetimler tarafından resmen yüceltiliyor, buna karşın açık ya da sinsi bir İslam düşmanlığı yürütülüyordu. Zaten Siyonizm’in güdümündeki Haçlı Devletler i ordularıyla işgal ettikleri İslam ülkelerinde gayrimüslim ya da sapkın mezhep toplumlarını yönetime getirip Müslümanları ve Sünnileri devletten, siyasette n, ekonomik ve kültürel hayattan dışlayıp köylü, bedevi, parya toplumlar haline getiriyor lardı. Bu uygulama bir prototip olarak İngilizlerin Başkent İstanbul’u işgal altında tutup Ankara’yı yeni başkent yaparak işbirlikçilerine kurdurduk ları Türkiye Cumhuriye ti’nde Haim Nahum ilkeleri ile gerçekleştirildi. İsmet İnönü’nün Lozan Anlaşması müzakerelerinde başdanışmanlığını yapan Mısırlı Haham Haim Nahum, Türk Milleti Kur’an’dan, İslam’dan yoksun bırakılmadan; devletten, siyasette n, ekonomik ve kültürel hayattan uzaklaştırılmadan; köylü, yoksul, cahil bir parya toplum haline getirilme den bu coğrafyada hâkimiyet kurulamay acağını Haçlı Devletler e anlattı. Böylece Türkiye Cumhuriye ti’nin kurulmasına ve Sevr Planının geçici bir süre askıya alınmasına razı etti. Nitekim Lozan anlaşmasını müteakip İngilizler İstanbul’un resmen işgaline son verince hemen ardından Cumhuriye t ilan edildi ve Haim Nahum ilkeleri doğrultusundaki devrimler in art arda hayata geçirilmesine başlandı. Vehbi Koç’un ortağı ve servetini n asıl sahibi Bernard Nahum işte bu Mısırlı Haham Haim Nahum’un oğludur. Türkiye Cumhuriye ti, Siyonistl erin süper güç yaptıkları İngiltere tarafından Sabetayis t Yahudi Cemaatine kurduruld u. Selçuklu/Osmanlı tarihi tahrif edilip İslam medeniyet inin izleri silinerek Türklerin mazisi Ergenekon efsanesin e dayandırıldı ve ırkçı, paganist, putperest bir anlayışla Türkiye Cumhuriye ti kuruldu. Cumhuriye t’in kurucu iradesini temsil eden çakma, sentetik Türkler; Sabetayis t Yahudi gerçek kimlikler ini örtbas etmek için kendileri ni Çılgın Türkler, Beyaz Türkler, suyun öte tarafından gelen Türkler gibi nitelemel erle ifade etmektedi rler. En doğru bir niteleme ile Sentetik Türkler denilmesi gereken Sabetayis t Yahudiler Osmanlı Devletini de Jön Türkler jargonunu kullanara k yıktılar. Osmanlı Devletini yıkmak amacıyla Avrupa başkentlerinde, özellikle de Paris’te eğitim gören Jön Türkler ulusçuluk, ırkçılık, kavmiyetçilik yaparak Anasırı İslam denilen Osmanlı milletler toplulukl arını ayrıştırmaya yönelik fitne, fesat, tefrika, düşmanlık tohumları ektiler. Balkan Savaşlarında yaşanan korkunç hezimetle rin özünde de ordu içerisindeki Sabetayis t Yahudi unsurların ihanetler i ve onlardan oluşan Jön Türklerin yol açtıkları ayrılıkçı düşünceler vardı. Bugün de Türkiye’yi bölmeye yönelik Kürtçülük akımının Avrupa Başkentlerinde, özellikle de Paris’te faaliyet yapan bölücü PKK unsurları tarafından yürütülmesi bir tesadüf değil, bilinçli bir tarihi tekerrürdür. Osmanlı Devleti döneminde Paris’te Türkçülük Enstitüsü kurulurke n şimdi Kürtçülük Enstitüsü kurulması da keza bir tesadüf değil tarihin bilinçli şekilde tekerrür ettirilme sidir. Başbakan Erdoğan TBMM Grup Toplantısında bütün Türkiye’ye seslenirk en getirip kameralar a gösterdiği tarihi bir belgede Türkiye Cumhuriye ti’nin ilk yıllarında nasıl kafatasçılık yapıldığı ve devletin iki kurucu önderi tarafından bu çalışmaları yürütenlerin nasıl takdir ve tebrik edildiği gerçekliğini gözler önüne serdi. Bu, Başbakan Erdoğan tarafından Türkiye Cumhuriye ti’nin kafatasçı, ırkçı zihniyet temelinde kurulduğunun TBMM’de resmen ilanıdır ve gerçeğin de ta kendisidi r. Frengi hastalığı gibi Avrupa’dan getirilip bulaştırılan ırkçılık, ulusçuluk, milliyetçilik illeti Selçuklu ve Osmanlı İslam medeniyet inde hiçbir şekilde barınamayan, Hıristiyanlıkta da yeri olmayan tarih öncesi ilkel kavimlere ait paganist inanç ve düşüncelerdir. Bu sapkın inançlar, düşünceler yeniden diriltile rek ve Darwinist evrim teorisiyl e sözde bilimsell eştirilerek insanlığın başına bela edildi. Yaratanı ve yaratılışı inkâr eden batının bütün materyali st ideolojil eri merhameti, fedakârlığı, şefkati, hayırhahlığı, yardımlaşmayı, hoşgörüyü, dürüstlüğü, ahlaki esasları anlamsızlaştırıp kavgayı, mücadeleyi, rekabeti, şiddeti, hileyi, entrikayı, asimilasy onu, imha etmeyi esas alır. Bu yüzden batıdan dünyaya yayılan ırkçılık, milliyetçilik, ulusalcılık, faşizm, komünizm gibi bütün ideolojil er güç ve şiddete dayanır, hak hukuk tanımaz, kendinden olmayanı imha eder, boyun eğdirir, asimilasy ona tabi tutar… PKK’nın Marksist, Leninist bir parti olarak şiddet ve terörü yöntem olarak kullanması ve Kürt milliyetçiliğini, kavmiyetçiliğini esas alan bir ulus devlet ideolojis i oluşturmaya çalışması birbiriyl e bağdaşmaz, çelişir gibi gözükse de özünde temel zihniyet olarak batı kaynaklı aynı materyali st ideolojid en beslenmek tedir. Sözde bilimsel ortak dayanakla rı da Darwinizm’dir. Çünkü Darwin hayatın bir mücadeleden ibaret olduğunu, sadece güçlünün yaşamaya hakkı olduğunu, zayıf ve güçsüz olanın yok olmaya mahkûm olduğunu, böylece elenme, ayıklanma sonucu evrimin gerçekleştiğini iddia etmektedi r. Adalet, hakkaniye t, düşküne merhamet, şefkat, iyilik ve yardımlaşma gibi duyguların; dürüstlük, vefa, sadakat, sevgi, saygı gibi ahlaki ve manevi mefhumların hayatta yeri olmadığını, yalnızca arzuların, istekleri n, menfaatle rin, ihtirasla rın, tatmin duygusunu n geçerli olduğunu kabul eden Darwinist ler bir zulüm, inkâr, kaos, kargaşa ortamından başka bir şey vaat etmemekte dirler. Her türden inkârcı felsefele ri, materyali st ideolojil eri örgütleyen Siyonizm, Yahudiler in üstün ve hâkim olduğu bir dünya düzeni kurmak amacıyla engel tanımaz şekilde ırkçı emperyali zmini yürütüyor. Bu amaçla 1897 Basel Siyonist Kongresin de asırlık planlar yapılarak küresel kararlar alındı. İlk 50 yıl içerisinde Sultan II. Abdülhamit’in tahttan indirilme si, Osmanlı Devletini n dağıtılması ve Filistin’de Yahudi devleti kurulması; ikinci 50 yılda Arzımevud üzerinde Büyük İsrail kurulması, Siyonizm’in dünya hâkimiyetinin tesis edilmesi öngörülüyordu. İlk 50 yıl için öngörülenlerin tamamı bu süre içerisinde gerçekleştirildi. İkinci 50 yıl içerisinde gerçekleştirilmesi öngörülenler Büyük Ortadoğu Projesini n hayata geçirilememesi nedeniyle henüz başarılabilmiş değil. İlk 50 yılda gerçekleştirilenler art arda çıkartılan iki dünya savaşı sayesinde başarılabildi. Önce Birinci Dünya Savaşı çıkartılarak dünyadaki 3 büyük imparator luk yıkılarak ırkçı, faşist, ulusal, milliyetçi ideolojil er ve yönetimler kuruldu… Rus çarlığını yıkan Bolşevik İhtilalini 30 milyon $ harcayara k gerçekleştiren Siyonistl er Avrupa ülkelerinde nasyonali st faşist yönetimler işbaşına getirirke n, Rusya’da enternasy onalist komünist bir yönetim oluşturdular. Bolşevik ihtilalin in lider kadrosu bütünüyle istisnasız Yahudi idi. Avrupa ülkelerinde yönetime gelen ırkçı faşist yönetimler, başta Yahudiler farklı ırklara mensup toplumlar a zulüm, baskı ve soykırım uygulamay a başladılar. Böylece Avrupa ülkelerinde büyük bir refah ve lüks içinde yaşadıkları için Filistin’e gitmek istemeyen Yahudiler gemilere doluşup İsrail devletini oluşturmak üzere göç etmeyi canlarına minnet bildiler. Siyonistl er İkinci Dünya Savaşını da çıkartarak faşist yönetimleri devirip çok partili demokrati k yönetimler oluşturulmasının yolunu açmak üzere savaşın bitiminde 1945 yılında Yalta Konferansını tertipled iler. ABD, İngiltere ve Rusya liderleri nin katıldığı zirvede Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve onun çatısı altında iki kutuplu bir dünya düzeni kuruldu. ABD ve SSCB iki kutuplu dünya düzeninin süper güçleri olurken Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının galibi, üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya İmparatorluğu ise Yalta Konferansında devre dışı bırakıldı. Böylece dünyadaki son imparator luğun da dağıtıldığı Yalta Konferansından çıkan sonuçlar üst üste iki dünya savaşını Siyonistl erin çıkardığı gerçeğini tescillem iş oldu. Yoksa İngiltere her iki savaşın da galibi olarak girdiği Yalta Konferansından hezimetle çıkmazdı. Bu hiçbir şekilde İngiliz diplomasi sinin beceriksi zliğine bağlanamaz, Siyonizm’in açık bir başarısıdır. Yalta Konferansında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatının aldığı ilk karar ise Filistin’de İsrail Devletini n kurulması oldu: 1948. Yani 1897 Basel Siyonist Kongresin in ilk 50. yılı! Yalta Konferansında kurulan iki kutuplu dünyanın Doğu Blokunda tek partili demokrati k komünist sistem egemen olurken, Batı Blokunda sosyalist/komünist partileri n de kurulabil diği çok partili demokrati k sistem egemen oldu. Bu, Siyonizm’in nihai küresel düzen olarak komünizmi öngördüğü anlamına gelir! Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizlerin başkent İstanbul’u işgal edip işbirlikçilerine Ankara’da kurdukları Türkiye Cumhuriye ti tek parti CHP yönetiminde İkinci Dünya Savaşına girmediği halde Yalta Konferansında kurulan iki kutuplu dünya sistemind e Batı Blokuna dâhil edildi. Bu yüzden Türkiye 1946’dan itibaren çok partili hayata zorunlu geçiş yaparken patronluğunu da İngiltere’den ABD devraldı. Ancak Türkiye Cumhuriye ti, tek partili düzenden çok partili düzene geçerken kuruluş felsefesi ni dayandırdığı ırkçı, ulusalcı, milliyetçi resmi ideolojis ini aynen, daha da pekiştirerek sürdürdü. Öyle ki, 1950 seçimini ezici bir çoğunlukla kazanıp CHP’yi marjinal konuma getiren Demokrat Parti iktidarı demokrasi nin mabedi denilen TBMM binasının inşaatı yerine, resmi ideolojin in mabedi olan Anıt Kabir inşaatına öncelik verdi. Her iki proje de daha önce başlatılmış olmasına karşın Anıtkabir 1953’te bitirilir ken, TBMM binası 1961’de 27 Mayıs Darbe yönetimi tarafından tamamlanıp hizmete konuldu! Demokrat Parti iktidarı bununla da yetinmeye rek resmi ideolojiy i koruma amaçlı TCK’nın 5816 sayılı yasasını çıkarttı. Bunu da yeterli görmeyip rejim için potansiye l tehdit ve tehlike olarak görülen dindar Müslümanları irtica ile yaftalayıp cezalandıran TCK 163 sayılı yasasını çıkardı. Türkiye Cumhuriye ti’nin kuruluş felsefesi ni oluşturan Türk Milliyetçiliği tamamen ırkçı, paganist, faşist bir ideoloji olarak sürdürdüğü asimilasy oncu politikal arla nihayet Kürt milliyetçiliğine ve bölücü terör örgütü PKK’nın doğmasının yolunu da açıp tetikledi . Hiç kuşkusuz ki bölücü terör örgütü PKK’nın ortaya çıkmasına yol açan tek neden asimilasy on uygulayan rejimin Türk milliyetçisi temelli politikal arı değildir. Bu politikal ar tetikleyi ci faktör olsa bile PKK terör örgütü, Türkiye’yi bölme kararı alan Siyonistl erin içerideki uzantılarını kullanara k kurup yönettikleri, alınan dış kaynaklı her türlü destekle yürütülen bir büyük organizas yondur. Türkiye’yi bölme kararını ise, Erbakan’ın başlattığı Millî Görüş hareketin in önlenemez yükselişi karşısında ABD ve SSCB liderleri 23-24 Kasım 1974 günleri Vladivost ok Zirvesind e aldılar. ABD Başkanı Gerald Ford ile SSCB Lideri Leonid Brejnev tarafından Sibirya’daki turistik Vladivost ok kasabasında gerçekleştirilen zirve ile ilgili bir Millî Selamet Partisi seminerin de değerlendirmeler yapan Erbakan özetle şunları anlatmıştı: “Elbette ki bu iki süper güç arasında yapılan çok gizli bir zirve idi; neler konuşulduğunu, ne kararlar alındığını bilmek mümkün değildir. Ancak bu tür zirvelerd e alınan kararlara ilişkin fikir yürütmek, sonrasında meydana gelişmeler değerlendirilerek mümkündür. 1974 yılında ABD-SSCB arasında gerçekleştirilen Vladivost ok Zirvesi sonrasında göze çarpan şu 3 önemli gelişmenin yaşandığına tanık olundu: 1-ABD Vietnam Savaşını sonlandırıp bu ülkeyi SSCB’ye terk etti. Herkes acaba ABD bu savaşı kaybetti mi diye düşünürken, SSCB de Mısır’dan çekilerek bu ülkeyi ABD’ye terk etti. Vladivost ok Zirvesi sonrası meydana gelen bu gelişmeden ABD ve SSCB arasında Vietnam ile Mısır’ın takas edildiği anlaşıldı. 2-Pakistan’daki iki lider Zülfikar Ali Butto ve Mucibburr ahman arasında başlayan şiddetli siyasi kavga sonunda ülke bölündü; Doğu Pakistan ayrılarak Bangladeş adında yeni bir devlet kuruldu. Vladivost ok Zirvesi sonrası meydana gelen bu olaydan anlaşılan ise iki süper gücün Pakistan’ı bölme kararı aldıkları oldu. Çünkü Pakistan gibi büyük nüfusa sahip bir İslam ülkesinin varlığı küresel Siyonist hakimiyet i için potansiye l tehlike olarak görülüyordu. 3-Vladivostok Zirvesi sonrasında Pakistan’daki Zülfikar Ali Butto ile Muciburra hman arasındaki şiddetli siyasi kavganın bir benzeri de paralel bir süreçte Türkiye’de Demirel ile Ecevit arasında sağ-sol kavgası şeklinde şiddetlendi ve ülkeyi saran anarşik olaylara dönüştü. Aniden bütün ülkeyi saran sağ-sol anarşisi ve bunun ardından başlayan kitlesel kanlı Alevi-Sünni olayları ilginç şekilde Türkiye’yi ortasından bölecek şekilde kuzey-güney ekseni üzerinde yoğunlaştırıldı. Fatsa, Sivas, Çorum, Kahramanm araş, Adana hattında meydana gelen kitlesel anarşik olayların amacı, oluşturulmak istenen kurtarılmış bölgelerin halkalar halinde birleştirilip zincir şeklinde doğu ile batıyı bir koridorla ayırarak Türkiye’yi filen bölmekti.” Bunları anlattığı toplantıda Allah’ın izniyle ABD ve SSCB’yi karton gibi yırtacağız demeyi de ihmal etmeyen Erbakan bir de şunları söylemişti: Generalle rle her gece beraberiz . “Bu ülkeyi senden başkasına teslim etmeyiz” diyorlar. Onlara diyorum ki siz ülkeyi bana teslim etseniz bile ancak üç gün kalır, Yahudi elimden alır. Ama Allah’ın izniyle öyle bir zamanda ülke yönetimini ele alacağım ki artık Yahudi alamasın.” Türkiye’nin bölünmesi Pakistan gibi kolay olmayınca ABD 12 Eylül 1980 askeri darbe planını hazırladı. Amaç askerlere yaptıracakları yanlışlar ve ihanetler sonucu anarşinin alevlenme sini ve ülkenin bölünmesini hızlandırmaktı. Ancak Kenan Evren ve silah arkadaşları ABD’nin talimatı ve desteği ile 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirdikten sonra Erbakan ile birlikte hareket ettiler. Sağ-sol anarşisi üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül darbe yönetimi olayların bıçakla kesilir gibi önünü aldı. Böylece Türkiye’nin sağ-sol anarşisi ve kitlesel Alevi-Sünni olayları ile bölünmesi engellenm iş oldu. Ancak Dünya Siyonizm’i tarafından kullanılan iki süper güç ABD ve SSCB Türkiye’yi bölme planının 12 Eylül yönetimi tarafından önlenmesine seyirci kalacak değildi. Bir yanda Türkiye’yi Erbakan’ın kurduğu millî derin devlet yönetimine sokan 12 Eylül darbecile rinden hesap sormak için siyasi planlar yapılırken diğer yanda Ermeni terör örgütü ASALA derhal devreye sokuldu ve eylemleri ne başladı. Ancak Ermeni ASALA örgütünün yaptığı terör olayları milli birlik ve beraberliği pekiştirici ve 12 Eylül yönetimini güçlendirici sonuçlara yol açmaya başlayınca derhal vazgeçildi. Böylece ASALA terörü de bıçakla kesilir gibi son buldu. Bunun üzerine bölücü PKK terör örgütü kurulup eylemleri ni gerçekleştirmeye başladı. PKK’nın ilk terör eylemi Başbakan Turgut Özal liderliğindeki ANAP iktidarında gerçekleştirildi. Turgut Özal 12 Eylül yönetiminin kurduğu Bülent Ulusu Hükümetinde Başbakan Yardımcılığına getirilmiş ve bu sayede kamuoyund a tanınmıştı. Ancak iç ve dış baskılarla 12 Eylül yönetimi 1982 anayasasını hazırlayıp referandu ma götürdükten sonra ülke yönetimini sivil iktidara devretmek üzere 1983 yılında genel seçime gidildi. Bu seçime 12 Eylül yönetiminin icazeti ile kurulan sadece iki parti girecekti . Ancak ABD’den gelen bir Yahudi heyeti referandu mda anayasa ile birlikte Cumhurbaşkanlığı onaylanan Kenan Evren’i ziyaret edip Turgut Özal’ın ANAP’ının da seçime sokulması için vize aldı. ABD Yahudi Cemaati kendileri ne ihanet edip ülke yönetimini Erbakan’ın kontrolündeki milli derin devlete teslim eden Kenan Evren ve arkadaşlarından hesap sorsun diye Turgut Özal’a ANAP’ı kurdurup seçime girmesi için vize almıştı. Fakat ANAP seçim kazanıp iktidar olunca Turgut Özal da Kenan Evren ile birlikte hareket ederek Yahudi’ye ihanet edenler kervanına katılmış oldu. Bu yüzden bir yanda PKK ilk eylemini ANAP iktidarı döneminde gerçekleştirirken öte yanda da Başbakan Özal’a yönelik suikast girişimi yapıldı. Bölücü PKK terör örgütü eylemleri ni İsrail-ABD-SSCB ve Avrupa Birliği desteğinde arttırarak sürdürdü. Ama hiçbir zaman nihai hedefine ulaşamadı. SSCB dağıldıktan sonra Putin yönetimi Türkiye’nin Çeçenleri desteklem ekten vazgeçmesi karşılığında PKK’dan desteğini çekti. ABD ve Avrupa Birliği de El-Kaide’nin gerçekleştirdiği eylemlerd en sonra PKK’ya verdikler i destekler i pazarlık konusu yapmaya başladılar. Ancak İsrail ve İran hiçbir zaman PKK terörüne desteğini azaltmadı. Daha da önemlisi İsrail’in Türkiye’deki uzantısı oldukça güçlü bir yapılanma -ki Ergenekon da buna dâhildir- PKK’ya her türlü desteği vermeye devam etmektedi r. İsrail işbirlikçisi iktidarla r döneminde eylemleri ni yavaşlatan PKK İsrail ile arası açılan iktidarla r döneminde azgınlaşıp adeta kudurmakt adır. Nitekim Başbakan Erbakan ve 54. Hükümete yönelik başlatılan 28 Şubat sürecinde göreve getirilen Başbakan Bülent Ecevit Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan Kenya’dan paketleni p getirildi, teslim edildi. Bu sayede Kenya Fatihi ilan edilen Başbakan Ecevit’in partisi 1999 genel seçiminde birincili k ipini göğüsleyerek DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin kurulması sağlandı. Ecevit Başbakanlığındaki bu koalisyon hükümeti döneminde Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayıp siyasi kaosa sürüklenirken PKK bu durumdan yararlanm ayı asla düşünmedi. Aksine eylemleri ne son verip Başbakan Ecevit döneminde terörü sıfırladı! 3 Kasım 2002 erken genel seçiminde DSP-MHP-ANAP koalisyon u topluca barajın altına düşüp AKP tek başına iktidar olunca açılım çabalarına inat PKK terör eylemleri ni yeniden arttırdı. Bu yüzden sürekli Başbakan Erdoğan’a sen terörü sıfırdan alıp zirveye çıkardın diye yüklenen muhalefet İsrail faktörüne ilişkin tek söz bile etmemekte dir. Dünya Siyonizm’inin Vladivost ok Zirvesind e kararlaştırdığı Türkiye’yi bölme planı bugüne kadar hiçbir şekilde gerçekleştirilemedi. Çünkü Türkiye, Siyonizm’in uzantısı Ergenekon derin devleti ile mücadelesinde galip gelen milli derin devletin ülke yönetimine hâkim olması ve Millî Görüş’ü devlet politikası haline getirmesi sayesinde bölge lideri bir küresel güç haline geldi ve bölünmekten de kurtuldu. PKK’ya silah bıraktırmaya ilişkin görüşmeler yürütülürken, artık terörden bıkan Güneydoğunun halkı gibi terör eylemleri ni sürdürme kabiliyet ini yitiren ve herhangi bir sonuç almaya umudu kalmayan Kandil yönetimi de anlaşılıyor ki destek vermekted ir. PKK terörünün kaymağını yiyen BDP ise bir yandan eski Marksistl erle yaptığı işbirliği, diğer yanda Kürt milliyetçiliği yaparak oluşturduğu taban sayesinde siyasete devam etme umuduyla silahların bırakılması için sürece katkı yapmaya çalışmaktadır. Ancak Türkiye’yi örtülü batı sömürgesi olarak işbirlikçi unsurlar üzerinden yöneten Dünya Siyonizm’inin ırkçı emperyali st hegemonya sından kurtarıp bağımsızlaştıran, fiilen İslam Birliği lideri ve küresel güç haline getiren Millî Görüş, Müslüman Milletimi zi Türkçülük ve Kürtçülük illetinde n de kurtarıp İslam kardeşliği potasında yeniden iman cevherine dönüştürecektir. Erbakan, Siyonizm Deccalının küresel hegemonya sından Türkiye’yi, İslam Âlemini ve tüm insanlığı kurtaraca k olan Millî Görüş hareketin i başarıya ulaştırıp geri dönülmez noktada bıraktı. Artık yeniden Büyük Türkiye liderliğinde, İslam Birliği temelinde Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen için hiçbir engel kalmamıştır. Bunun için belirlenm iş hedef 2023 yılıdır. >>>O<<< Sayı: 749 TARİH VE HAKİKATLER MEHMET ŞEVKET EYGİ MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/62_Maddede_1924-1945_Turkiyesi/15349 1924’ten 1945’e kadar Türkiye: 1. Demokrasi ve çoğulculuk yok, tek parti faşizmi var. 2. Muvazaalı (=danışıklı, aldatmaca) Serbest Cumhuriye t Fırkası ve Terakkipe rver Cumhuriye t Fırkası kuruluyor; halkın çoşkun desteği karşısında kapatılıyor. 3. Karakuşî İstiklal (Terör) Mahkemele ri kuruluyor ve nice aydın, politikacı, din adamı, tarikat şeyhi avukatsız yargılanıyor, Yargıtay’a başvuru hakkı olmadan idam ediliyor. 4. Müslümanların Halifesi Abdülmecid bin Abdülaziz Han ve bütün Osmanlı ailesi yurt dışına sürülüyor. 5. Alevî Şeyhi Seyit Rıza hile ile yakalanıp idam ediliyor. 6. Oğlunun yaşı küçük, alelacele yaşı büyütülerek o da idam ediliyor. 7. Dersim halkı, Sabiha Gökçen (Hatun Sebilciya n) tarafından bombalanıyor. 8. Zilan deresinde on beş bin vatandaş mitralyöz ve top ateşiyle katl ediliyor. 9. İskilipli Âtıf Efendi, Şapka Kanununda n önce yazmış olduğu kitapçık yüzünden idam ediliyor. 10. Düzmece Menemen hadisesi bahane edilerek Şeyh Erbilli Esad Efendi Erenköy’den zincire vurularak götürülüyor ve hastahane de şehit ediliyor. 11. İslam medresele ri kapatılıyor, bir gecede 40 bin talebe-i ulum sokağa atılıyor. 12. On bin cami, mescid, medrese, tekke, taş mektep, imaret, vakıf binası kapatılıyor, kimisi satılıyor, kimisi kiraya veriliyor, kimisi yıkılıyor. 13. Bin yıl boyunca kullanılmış olan alfabe değiştiriliyor. 14. Türk Dil Kurumu genel sekreteri A. Dilaçar (Agop Martayan) marifetiy le dilde sadeleştirme, arıtma, özleştirme faaliyeti başlatılıyor, edebî lisanımızın canına okunuyor, Türkiyeli Müslümanlar dilsiz bırakılıyor. 15. Basında dinî yayın yapılması yasaklanıyor. 16. Kürt ileri gelenleri, aşiret reisleri, uleması, tarikat şeyhleri Batıya sürülüyor. 17. Ezan-ı Muhammedî okunması yasaklanıyor, Türkçe ezan okutuluyo r. 18. Namazlard a Türkçe Kur’an okunması için hazırlıklar yapılıyor. Mısırda bunu duyan Mehmed Âkif, bir kısmını hazırladığı Kur’an mealini Diyanette n geri alıyor ve vefatından sonra yakılmasını vasiyet ediyor. 19. Camilerin mihraplarına, kiliseler de olduğu gibi piyano konulmasına dair bir rapor hazırlatılıyor. 20. Mecelle-i Ahkam-ı Adliye yürürlükten kaldırılıyor, onun yerine, dibacesin de İslam hukukuna hakaret edilen İsviçre Medenî Kanunu tercümesi getiriliy or. 21. Sürgündeki Bediüzzamana bin türlü eziyet, haksızlık, yapılarak iman ve Kur’an hizmetler i akamete uğratılmak isteniyor . 22. Bir Müslüman, Bursada Ulucami minaresin den Arapça ezan okuduğu için irtica hortladı yaygarala rı kopartılarak ezan okuyana ve nice Müslümana eziyet ediliyor. 23. Dindar Müslümanlar çocuklarına dağlarda, mağaralarda, samanlıklarda bin bir korku ve dehşet içinde Kur’an ve ilmihal öğretmeye çalışıyor. Yakalanan hocalar zincire vurularak tutuklanıyor. 24. Türkiyeyi bit istila ediyor, tifüs salgını oluyor. 25. Müslümanların evleri basılıyor, Nurculuk veya tarikatçılık bahanesiy le tutuklanıyor, kitaplarına el konuluyor, ağır ceza mahkemele rinde yargılanıyor. 26. İşçilerin sigortası ve sosyal hakları yok, köle gibi çalıştırılıyor. 27. Varlık Vergisi toplanıyor, nice zengin iflas ettiriliy or, veremeyen ler Aşkale’ye sürgüne gönderiliyor. 28. Tek partili seçimler yapılıyor, CHP yüzde 99, 9 ile seçimi kazanıyor. Oylar açıkta veriliyor, sayım ve tasnif gizli yapılıyor. 29. Şark fatihi General Kazım Karabekir Paşa uzun müddet ev hapsinde tutuluyor 30. Tarihî İslam kabristan ları yıkılıp düzleniyor. Sadece Üsküdar Bülbül deresinde ki Sabataycılar mezarlığının bir taşına bile dokunulmu yor. 31. Yahudi Moiz Kohen, Tekin Alp takma adıyla milliyetçilik ve Türkçülük kitapları yazıyor ve bunların birine Kahr Olsun Şeriat bölümünü koyuyor. 32. Ayasofya camilikte n çıkartılıp müze yapılıyor. 33. Padişahların yaptırdığı nice binanın kitabeler i ve tuğraları kazınıyor. 34. Halkın büyük kısmı açlık, sefalet sıkıntı içinde sürünüyor. 35. Üniversite öğrencilerinin yüzde doksanı yurtsuzke n, İstanbul Teknik Üniversitesinde okuyan Millî Şefin oğlu Dolmabahçe Sarayı’nı lojman olarak kullanıyor. 36. İkinci dünya savaşı yıllarında ekmek vesika ile veriliyor . 37. Bazı kış aylarında açlık ve kıtlıktan toplu ölümler oluyor. 38. Sağlık hizmetler i çok zayıftır, halk veremden sıtmadan frengiden kırılıyor. 39. 1944’te Türkçüler, milliyetçiler tutuklanıyor ve İst. İkinci Şubede (Sansaryan Hanı) korkunç tabutluk işkencelerine tabi tutuluyor . 40. Ramazan aylarında devlet tekelinde ki radyolard a iftar saati bile bildirilm iyor, tek cümle dinî yayın yapılmıyor. 41. Hacca gitmek yasak ediliyor. 42. Bazı büyük devlet adamları, ömürleri boyunca ticaret, sanayi, para kazandıracak başka işler yapmadıkları halde efsanevî servetler e sahip olarak dünya çapında zengin oluyor. 43. İktidara karşı en ufak tenkit ve memnuniye tsizlik büyük isyan olarak görülüyor ve çok ağır şekilde cezalandırılıyor. 44. 1928’de birçok yerde Osmanlıca ve Arapça kitaplar, meydanlar da üzerlerine gaz yağı dökülerek yakılıyor. 45. İstiklal Savaşında Hindistan Müslümanlarının Türkiyeye yardım için göndermiş olduğu 30 bin altın birilerin in zimmetind e kalıyor ve bunlarla banka kuruluyor . 46. Kaçan veya sürülen Rum ve Ermeniler den kalan malların bir kısmı gayr-i âdil şekilde dağıtılıyor. 47. Sovyetler birliğinde Stalinin yaptığı gibi bizde de İslama, Şeriata savaş ilan ediliyor ve Müslüman halkın temel hakları ve hürriyetleri ayaklar altına alınıyor. 48. Uyduruk, düzmece, sahte bir tarih üretiliyor ve genç nesilleri n beyinleri yıkanıyor. 49. Millî kimlik, millî kültür darbeleni yor. 50. Mukaddesa tımıza, millî büyüklerimize hakaret ediliyor. 51. Şapka Kanunu’nu tenkit ettiği için Erzurumda Şalcı Şöhret Bacı adındaki zavallı bohçacı çarşaflı Müslüman kadın idam ediliyor. 52. Mimar Sinan’ın mezarı açılıyor, kafatası Ankara’ya getiriliy or ve sonra kayb ediliyor. 53. Nice eserler vermiş, halka tarih kitapları okuma zevkini aşılamış ünlü bir tarihçi Büyük Ada’da bir kulüpte, masaya çıkartılıp ben bir eşeğim diye bağırtılıyor ve adamcağız kısa bir müddet sonra kahrından ölüyor. 54. İngiliz elçisi çağırılıyor ve kendisine “Ekselans Türkiye’nin başına siz geçiniz” deniliyor . 55. Tek partinin gazetesin de Ankara Yenişehiri için “Tarihte ilk defa mabetsiz bir şehir inşa ettik” cümlesini ihtiva eden bir başmakale yazılıyor. 56. Manzarayı bozmasınlar diye perişan kıyafetli köylüler Yenişehire sokulmuyo r. 57. Büyük kahraman, hamiyet sahibi, Hilafet-i İslamiyenin cesur ve yılmaz müdafii Trabzon mebusu Ali Şükrü bey Topal Osmana şehid ettiriliy or, sonra Topal Osman öldürülüyor. 58. Camiden çıkarken, dalgınlıkla başında namaz takkesini unutan zavallı Müslümanlar caniler gibi tutuklanıyor. 59. Antalya müftüsü camiye namaz kılmaya gidiyor, müezzin Türkçe kamet getirirke n müftünün dudakları titriyor. Vay sen sessiz şekilde Arapça kamet okudun diye savcı tarafından sorgulanıyor. 60. Köylerde ayakkabı lüks. Bulabilen ler çarık giyiyor, onu da bulamayan lar yalın ayak geziyor. 61. Matbuat Umum Müdür Muavini İzzettin Nişbay imzasıyla gazeteler e tamim gönderilip dinî tefrikala ra, köşeyazılarına, haber ve bendlere en kısa zamanda son verilmesi isteniyor . 62. İslamda süt kardeşlerin evlenmesi yasaktır, yeni Medenî Kanuna bu konuda bir madde konulsun teklifine, biz öyle süt yoğurt kardeşliği bilmeyiz cevabı veriliyor . Daha yazayım mı?.. Yetmez mi?.. Bu eski kara günlere dönülmesini isteyenle r var. Allah onlara fırsat vermesin. (İkinci yazı) Halk Eşittir Ama Onlar Daha Eşittir 1. EŞİTLİK: Bütün Türkiyeliler eşittir ama egemen azınlıklar, çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlardan daha eşittir. 2. Türkiye elbette bir hukuk devletidi r ama hukukun üzerinde Kemalizm ideolojis i vardır ve son sözü o söyler. Kemalizme aykırı hüküm verilemez . 3. Halkın iradesine saygı gösterilir ama egemen azınlıkların, bilhassa Sabataycıların ve Kemalistl erin iradeleri daha fazla saygıya layıktır. 4. Büyük Millet Meclisi halk iradesini n tecelligâhıdır ama faiz lobisi Sanhedrin’inin iradesi Meclisin üzerindedir. 5. Türkiye bir yıldan fazla bir müddet lisanını, edebiyatını, devlet arşivlerini, atalarının mezar taşlarını, sosyal ve kültürel hafızasını İslam-Kur’an yazısıyla yazmıştır ama halk 1928’den önce yazılmış Türkçe kitapları okuyamasa bile Latin alfabesi ondan önemli ve üstündür. 6. Kölelik yasaktır ama birtakım kadınları TC başlıklı resmî vesikalar la seks kölesi olarak kullanmak, bunların hijyenik seksüel hizmetler inden KDV ve gelir vergisi alıp devlet bütçesine koymak çağdaşlığa ve uygarlığa aykırı değildir. 7. Laikliğe göre Yahudi vatandaşlar cumartesi günleri, Hıristiyan vatandaşlar pazar günleri hafta tatili yapabilir ama çoğunluğu oluşturan Müslümanlar cuma günü tatil yapamazla r. 8. İslamcı iktidar Taksim parkındaki birkaç ağacı yerinden söküp başka bir yere dikmeye kalkarsa, bu bir isyan sebebi olur ama faizci egemen azınlık aileleri ormanları tahrip ederek üniversiteler kurarlars a bu tahribata ses çıkartılmaz. 9. Bir Müslüman yolsuzluk yaparsa büyük suç olur ama bir egemen azınlık mensubu çalar çırparsa egemen azınlıklar bunu önemsemez. 10. İlerici, uygar, çağdaş bir kadın veya kız bikini mayo, mini etek, dekolte kıyafet giyer veya iç çamaşırsız gezerse bu gayet normal karşılanır ama Müslüman bir kadın avukat, kadın memur başını örterse buna izin verilmez. İngilterede böyle bir şeye ses çıkartılmaz ama Türkiyede Kemalizme ve laikliğe aykırı olur. 11. Hıristiyan İngilterede Müslümanlar için Şeriat Mehkemele ri kurulmuştur ama Müslüman Türkiyede böyle bir şeyi istemek bile suçtur. 12. Türkiye hür bir ülkedir. Hıristiyan Misyonerl eri ve papazları Notre Dame de Sion, Saint Michel, Saint Benoît, Saint Georg gibi okullar açabilirler ama Müslümanlar İmamı Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Şah Bahaüddin Nakşibend okullara açamaz. Laiklik Hıristiyanlara hürriyet verir, Müslümanlara vermez. 13. Türkiyede İslam dışındaki her dinin, her mezhebin başında bağımsız bir din reisi vardır ama Müslümanların bir İmam-ı Kebir’i yoktur. Çünkü Müslümanlar, gayr-i Müslimler kadar eşit değildir ve onlara bu hak tanınmamıştır. 14. Kemal Paşayı biraz sert tenkit ederseniz veya açıklanması doğru olmayan tarihî gerçekleri yazar veya söylerseniz suç işlemiş olur, mahkemeye verilir ve hapse atılabilirsiniz ama Peygamber e hakaret ederseniz fazla önem verilmez. 13.06.201 3 http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Turkiye_Denkleminin_Bilinmeyenleri/15392 Okullarda iki bilinmeye nli denklem nasıl çözülür, öğretirler. Çözümü çok ama çok zor denklemle r de vardır. Türkiye bunlardan biridir. Kaç bilinmeye n? Sanırım en az 25 bilinmeye nli bir denklem. Herkes konuşuyor, çok kişi yazıyor, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Şu yetmiş beş milyonluk ülkenin denklemin i anlayıp çözecek yedi kişi çıkar mı acaba? Türkiyenin bilinmeye nleri nelerdir? Birkaçını saymama izin vermenizi rica ederim. Birincisi: 1923 Lozan anlaşmasının gizli protokoll eridir. İkincisi: En az bir milyon kişi olan Kripto Yahudiler dir. Üçüncüsü: Bir milyondan az olmayan Kripto Hıristiyanlardır. Dördüncüsü: En büyük bilinmeye n M. Kemal Paşadır. Beşincisi: Cumhuriye tin kuruluşunda Hahambaşı Hayim Nahumun rolüdür. Altıncısı: Mütarekede, bir yat ile Karadeniz den Tuna yoluyla Avrupaya sessizce kaçırılan 22 ton Osmanlı altınıdır. Yedincisi: Son 350 yılın en önemli aktörü Sahte Mesih Sabatay Sevi’dir. Sekizinci si: Asıl kökenleri Yahudilik olan, sonra sahte Ermeni kılığına giren ve en son Müslüman postuna bürünen Pakraduni lerdir. Dokuzuncu su: Sahnede Müslüman görünen bazı Kırımçaklar, Tat Yahudiler idir. Onuncusu: Boğaziçi aşiretidir. İyi bir anayasa yapılırsa işler düzelirmiş… Sünnî çoğunluğa hürriyet verilirse iyi olurmuş… Gerçek bir demokrasi yle bütün krizler giderilir miş… Bunlar boş, ucuz, kolay laflardır. İşin esası, bilinmeye nleri bilmek ve karmaşık denklemi çözmektir. M. Kemal Paşa çözülmeden Türkiye denklemi çözülmez. Kriptolar Kriptolar Kriptolar… Bunları bilmeyenl er hiçbir şey bilmiyor demektir. Pakraduni ler kimlerdir bilmiyor ve sonra Türkiyenin bugünkü çıkmazları hakkında konuşup duruyor. Bilmezlik karanlıkları içinde çok konuşanlar. Türkiyeyi anlamak için şunlara ihtiyaç vardır: 1. Çok derin İslam kültürüne sahip olmak. 2. Gerçek tarihi ve tarih felsefesi ni bilmek. 3. Dünyaya, insanlığa tepeden bakacak derecede genel kültür sahibi olmak. 4. Konvansiy onel yalan dolanlara aldanmama k. 5. Hads=sezgi sahibi olmak. 6. Geçmişte olanları, günümüzde olup bitenleri nebevî nur ışığında görebilmek, anlayabil mek. 7. İrtibatlı olmak. 8. Keşif sahibi olmak. İslamı iyi anlayanla r, iyi bilenler Türkiyenin durumunu sezebilir . Türkiyeyi anlayabil mek için bazı kıraat tavsiyele ri: İbn Haldun Mukaddime si… Arnol J. Toynbee’nin Tarih Üzerine bir Etüd kitabı… Padişah çok kötüymüş, M. Kemal paşa Samsuna pür velvele pür tantana çıkmış ve uzun zahmetli uğraşlardan sonra vatanı kurtarmış… Bunlara inanan kimseler Türkiyeden, tarihten, gerçeklerden bî haber demektir. Adamlar, kadınlar 1928’den önce yazılmış, yayınlanmış kitapları ve belgeleri okuyamaya cak kadar cahiller ve kalkmışlar kurtuluş çare çözümleri, reçeteleri yazıyorlar. Tarihi, hele yakın tarihi bilmeden bugünü anlamak, geleceği tahmin etmek mümkün müdür? Atalarının Türkçe mezar taşlarını okuyamaya nlar ne kadar çok konuşup ahkam kesiyor. Türkiye Titanic’i nereye gidiyor? Buzdağlarına karşı tedbir alınmış mıdır? Gemideki Pakraduni ler, Kripto Yahudiler, Kripto Haçlılar ne yapıyor. Gemide çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlar niçin bin parçaya ayrılmıştır? Bu gemide ne kadar çok boşboğaz, zevzek, geveze var… Gemi temiz değil; pislik, soygun, hırsızlık, sömürü, kokuşma, irtişa, zina, riba, fısk fücur, fuhşiyyat=azgınlık… Niceleri ah Türkiye vah Türkiye diye bağırırken gemiyi bilerek veya bilmeyere k batırmaya çalışıyor. Tiitanic dalgalar, fırtınalar, krizler içinde bata çıka yol alıyor. Gemideki orkestral ar çılgınça çalıyor. Danslar… İçkiler… Çin çin şerefinize… Çok içmeyin, hayır içeceğim tartışmaları… Gemideki tadilat, boya badana, taahhüt işleri… Uluyan sarhoşlar… Anıranlar… 150 desibel şiddetinde ezan okuyanlar… Ayasofya açılsın diye bağıranlar… Evet elbette açılsın ama biraz ötede Sultan Ahmet Camii boş… İslamda kader yoktur diye haykıran o biçim İslamcılar… Kader yok mu? Bekleyin göreceksiniz. Devasa Titanic’in uçak pistlerin den umre uçakları havalanıyor. Zam Zam Tower Zam Zam Tower… Titanic’te her gün altı milyon ekmek ziyan ve israf ediliyor. Kimi dans ediyor, kimi ilahi okuyor. Titanic bata çıka menzil-i maksuduna gidiyor… Bilinmeye nler kumkuması Titanic… (İkinci yazı) Âhir Zuhur Namazı Kılınmalıdır BAZI bid’atçi, reformcu, modernist, Sünneti hafife alan, Mason Afganîci, Mason Abduhçu, Reşid Rızacı, Fazlurrah mancı, Kemalist, mezhepsiz, telfik-i mezahib taraftarı, laik, seküler ilahiyatçıların ve İslamcıların, cumadan sonra ihtiyaten kılınan zuhr-i âhir namazını inkar etmeleri, önlemeye çalışmaları, halkı bu ibadetten soğutmaları ve vaz geçirmeleri bir zulümdür. Çünkü zuhr-i âhir namazı ihlasla kılındığı takdirde mutlak olarak bir ibadettir, nurdur, feyiz ve bereketti r. Kaldı ki zamanımızda, Hanefî mezhebine göre cumanın şartlarından biri eksiktir. Cumanın sıhhati için ya Emirülmü’minîn olan zatın beratı olması gerekir. Beratsız kişiler rasgele kendi hevalarıyla Cuma namazı kıldıramaz ve hutbe okuyamaz. Reformcul arın İslamda teravih namazı diye bir namaz yoktur demeleri nasıl akıllara ziyan bir inkarsa, cumanın ilk ve son sünnetlerinin ve ahir zuhur namazının inkarı da öyledir. Zuhr-i âhir namazını kılmanın faydaları nedir? 1. Zuhr-i ahir, namaz ve ibadet olmakla, onu kılan ecir alır, ilahî rızaya nail olur. 2. Zuhr-i ahir namazı Müslümanın darülislam ve darülharb kavramlarını öğrenmesine bu konuda şuurlu olmasına vesile olur. 3. Zuhr-i âhir kılmak, gayr-i İslamî düzeni bir tür, dolaylı şekilde protesto etmektir. Tekrar ediyorum: Müslümanlar cumanın ilk ve son sünnetlerini ve bilhassa zuhr-i âhir namazını kılmaya teşvik edilmelid ir. Bu namazları önlemek zulümdür. Sultan Abdülhamid zamanında zuhr-i âhir kılmaya lüzum yoktu. Çünkü Hilfafet vardı, İmamü’l-Müslimîn vardı. Galatasar ay lisesinde bile bütün Müslüman öğrencilerin beş vakit namazı cemaatle kılmaları mecburî idi. Hafta tatili cumaydı. Mahkemele rde İslam fıkhı ile hüküm veriliyor du. Bütün İslam kadınları tesettürlüydü. Ceza kanununda zina suçtu. Bir konuda çok ciddî şüpheler varsa, ihtiyatlı olmak ve şüpheyi giderici işi yapmak gerekmez mi? Zuhr-i âhir namazını kılan bir şey kaybetmez . Kılmayan kaybeder. Türkiyedeki laik rejimin kullarının, zuhr-i âhir konusunda ki menfi fetvaları yersizdir, gereksizd ir, bâtıldır, bunlara uyulmaz. Hâtemü’l-Fukaha dersiamda n Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen hazretler i, Büyük İslam İlmihali adlı muhalled ve mübarek kitabında cumanın ön ve son sünnetlerinin ve zuhr-i ahir namazının kılınmasını emr ve tavsiye buyurmakt adır. Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanlarının bu emir ve tavsiyeye uyması gerekir. Bir beldede aynı anda birkaç yerde cuma namazı kılınabileceği, binaenale yh zuhr-i ahire lüzum olmadığı tezi ve iddiası konuyu çarpıtmaktır. Konu cumanın Darülislam ile, Halifenin izniyle ve beratıyla ilgilidir . Fazlurrah mancılara kalsa, cumayı da tarihsel ilan ederler ve kaldırırlar. Reşid Rızanın, cuma ve ahir zuhur namazı ile ilgili fetvalarının, Ehl-i Sünnet nazarında hiçbir kıymeti yoktur. Sevgili Müslüman kardeşlerim… Cuma ve ahir zuhur namazları konusunda sahih itikadlı, icazetli fakih olan, Ehl-i Sünnetten taviz vermeyen Ömer Nasuhi Bilmen hocaefend iye tabi olalım. 16.06.201 3 http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Reformcular_ve_Yenilikciler_Neler_Yaptilar/12660 Reformcul ar, dinde yenilikçiler, dinde değişimciler, mezhepsiz ler, telfik-i mezâhib taraftarl arı, çeşit çeşit İslamcılar, Kemalist İslamcılar, Feminist İslamcılar, Aktivist İslamcılar hangi niyetlere sahipler, şimdiye kadar ne gibi tahribat yapmışlardır, yanlış ve bozuk tarafları ve fikirleri nelerdir, amaçları nedir?.. Çok açık ve seçik olması için maddeler halinde yazıyorum. 1. Bütün reformcul arın ana amacı Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmaktır. 2. Onların çok büyük kısmı, farkında olarak veya olmayarak laiklik taraftarıdır, Müslümanların sekülerleşmesini, dünya işlerinde dinden kopmasını isterler, bazısı açıkça mezhep fıkıh Şeriat düşmanlığı yapar. 3. Münzel (İndirilmiş) gerçek İslam’ın yerine uydurulmuş türeme bir din çıkartmak isterler. Dini bir hümanizmaya veya bir ideolojiy e yahut da aktivist bir harekete dönüştürmeye çalışırlar. 4. Onların bir kısmı Resululla h Efendimiz in (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinin, İslam’ın ikinci ana kaynağı olduğunu inkâr eder, tek kaynak Kur’andır der. 5. Sünneti yüzde yüz inkâr etmeyenle r, onu hafife alır, Müslümanların kafalarına şeytani şüpheler ve tereddütler sokar, mütevâtir ve sahih hadislere gölge düşürür. 6. Onlar her Müslüman’ın Kur’an’dan, (kabul ediyorlar sa) Sünnetten kendi kafasına, re’yine, anlayışına göre hüküm çıkartmasını ister. 7. Reformcul arın bir kısmı Kemalistt ir. Birbirler i ile uzlaşmaları ve bağdaşmaları mümkün olmayan iki zıddı, İslam ile Kemalizm’i bağdaştırmaya uğraşırlar. 8. Reformcul arın ve İslamcıların bir kısmı Tevhid ve Tenzih akidesine çok zıt olan, inananı küfre götüren, son derece bozuk inançlara ve zındıklıklara hoşgörü ile bakar. Mesela: Ali Şeriatî’nin ‘Allah gerçek bir Janustur = Hoda Janus-i hakiki est’ (Janus iki çehreli bir Roma putudur) cümlesinden hiç rahatsız olmazlar, Şeriatî’yi baş tacı ederler, öve öve bitiremez ler, onu Müslüman gençliğe, peşinden gidilecek bir önder olarak tanıtırlar. 9. Bir kısım reformcul ar Ehli Sünnet Müslümanlığını aşağılamak, hafife almak için alaycı bir ifade ile ona İlmihal Müslümanlığı derler. 10. Onlar, Müslümanların dinlerini, güvenilir ve muteber ilmihal, akaid, fıkıh ve ahlak kitaplarından öğrenmelerini istemezle r. 11. Reformcul arın bir kısmı Kur’anda, Sünnette, Şeriatta kesin haram olan faize cevaz vermişler; Kitab ile, Sünnet ile, icmâ-i ümmet ile kesin haram olan bir günah ve isyanı helalleştirmişlerdir. 12. Onlar, binlerce ve binlerce Ehl-i Sünnet imamını, müctehidlerini, ulema, fukaha ve mürşitlerini saf dışı bırakarak; farmason Afgani’yi, farmason Muhammed Abduh’u, onun talebesi telfikçi ve Menarcı Reşid Rıza’yı, birkaç aşırıyı hidayet rehberi olarak gösterirler. 13. Reformcul arın büyük ekseriyet i tasavvufa, tarikatla r, sufîlere karşıdır. 14. Reformcul arın bir kısmı Tevhidi, İslam’ı, Kur’anı, Resululla h’ı yalanlaya n Teslisçi Ehl-i Kitab’ın da cennetlik olduğunu iddia eder. 15. Reformcul arın bir kısmı fanatik feministt ir. Feminizm bozuk ideolojis ine uymayan ayetleri te’vil ederler. İşlerine gelmeyen hadisleri de yok sayarlar. 16. İşlerine gelmediği için din ilimlerin de icazeti kabul etmezler. 17. Reformcul ar takiye yaparlar, Müslüman halkı aldatırlar. 18. Bir kısım reformcul ar Pakistan’dan kovulmuş, Kur’andaki 300 küsur kesin hükümlü ayetin bugün geçerli olmadığını iddia eden Fazurrahm anı imam kabul ederler. 19. Reformcul ar mucizeler i inkâr eder. 20. Onlar İslam Şeriatında recm cezası olduğunu inkar ederler. Hâlbuki Resululla h Efendimiz recm cezasını uygulamıştı. 21. Reformcul ar Kur’an-ı Kerim’in abdestsiz tutulabil eceğini iddia ederler. 22. Onlar özürlü kadınların yapamayac akları şeylerin yapılabileceğine, bir takım şazz rivayetle re dayanarak fetva verirler, cumhur-i ulemaya muhalefet ederler. 23. Bazı reformcul ar haccın kesin tarihi değişebilir, başka zamanlard a da hacc edilebili r diyerek son derece bozuk ve bâtıl ictihadla r yumurtlamıştır. 24. Bazı reformcul ar tesettürü inkâr eder. 25.Bir kısım reformcul ar Derin Devletle, vesayet rejimi ile, resmî ideoloji ve faşist sistemle işbirliği yapmışlar ve karşılığında yüklü telif ücretleri almışlardır. 26.Hiçbir reformcun un ‘Müslümanlar birleşsin, tek bir İmama biat ve itaat etsin, Ümmet haline gelsin’ dediği görülmemiştir. 27. Onlar, ehliyet ve liyakatle ri olmadığı halde bol bol bozuk ictihadla r yapar. 28. Onlar Kur’ana, Sünnete, icmaya aykırı saçma sapan fetvalar ve ruhsatlar verirler. 29. Onlar, din ile dünyayı ayırırlar, dinin hüküm dairesini daraltırlar. 30. Onlar, Ehl-i Sünneti herhangi bir fırka, hizip ve parça gibi görürler; onun İslam’ın gerçek yorumu olduğunu kabul etmezler. 31. Reformcul arın hemen hemen ekseriyet i Osmanlı Devlet-i İslamiyesine ve Hilafetin e karşıdır. 32. Reformcul ar Türkiye’nin Sünnî Müslüman çoğunluğunu, birbirind en kopuk, bazısı bazısıyla çarpışan, başlarındaki zevat yılda bir kez bile bir iftar sofrasında toplanama yan yüzlerce hattâ binlerce cemaate, gruba ayırmışlar, dehşet verici bir anarşi ve kaosa sebep olmuşlardır. 33. Reformcul ar âhir zamanda çıkacağı mânevî tevâtürle bildirilm iş olan Hz. Mehdi’nin zuhurunu ve yine mânevî tevâtürle haber verilmiş olan nüzul-i İsa aleyhisse lamı inkar ederler. 34. Bazı reformcul ar imanın temel şartlarından kaderi inkar eder. 35. Bazısı Allahın izniyle yapılacak olan ve Kur’anla, Sünnetle, icmâ ile sabit bulunan şefaati ve kabir ahvalini inkar eder. Bu çeşit çeşit, renk renk, kendi aralarında bir yığın meşrebe ayrılmış reformcul ar camiası Ehl-i Sünneti, Ümmet birliğini yıkmak konusunda ittifak ve ittihad etmiştir. Müslüman halkı bunlara karşı uyarmak gerekir. Bu hizmet benim yazılarımla olmaz, Türkiye Ehl-i Sünnet Müslümanları tez elden bir ‘Ehli Sünnet Müslümanları Şûrası’ toplamalı, neler yapılması gerekiyor sa o hizmet ve vazifeler i yerine getirmeli dir. Bu dediğim yapılmazsa din konusunda ki kaosun, anarşinin, çekişme ve tepişmenin, cahilliğin önüne geçilemez. Dinin kesin inançları, helaller, haramlar, had cezaları, Allahın kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olduğu, müminlerin tek bir ümmet olması gerektiği, iman edenlerin Allah’a, Resul’üne ve kendileri nden olan emir sahipleri ne itaatleri nin farz olduğu gibi temel din hükümlerinde çekişen, tartışan, doğru yoldan çıkan Müslümanlar iflah olmaz. İslam dünyasında tek bir ümmet olmaması, bir yığın birbirind en kopuk cemaat, fırka ve hizip bulunması büyük değil çok büyük bir felaketti r. Kur’an-ı Kerim açıkça beyan ediyor: Allah katında geçerli, muteber, kabul edilen tek hak din İslam’dır. Reformcul ar bir bu temel inanca karşı çıkmıştır; onların uyarılması, aydınlatılması, bilgilend irilmesi Kuran ve Sünnet yolunda olan âlim ve muktedir Müslümanlara farzdır. Reformcul arın saçtıkları mikroplar, ortaya attıkları sapık yorumlar yüzünden Türkiye’de din, iman tehlikede dir. Şeriat çoktan elden gitmiştir. Reformcul uk, dinde yenilik, dinde değişim, mezhepsiz lik, Fazlurrah mancılık, Kemalizm’e uygun İslam, AB ve Feminizm normlarına ayarlanmış, ayıklanmış yeni bir İslam türetme gibi helâk edici yangınlar söndürülmezse, büsbütün söndürülemediği takdirde kontrol altına alınıp tecrid edilemezs e Türkiye Müslümanları kurtulama z. Ehl-i Sünnet elden giderse Kur’ana, Sünnete, icmâya uygun din de gider; bid’atler ortalığı istila eder, fitne fesat, nifak şikak, isyan tuğyan yaygın hale gelir, korkunç bir kaos ve anarşi oluşur. 14.12.201 2 http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Cemaat_Taassubu/1052 SEYDİŞEHİR'den Hasan Dinç kardeşimize... Selâmdan sonra: "Birçok yazılarınızda cemaatler i rencide edecek talihsiz yazılar yazıyorsunuz. Bu sizin ilminize, kişiliğinize yakışmaz. Bunlardan biz zarar görmeyiz, çünkü rüşdümüzü isbatlamışız, Müslüman halkımızla bütünleşmişiz... Cemaatler in hizmetler ini anlayamam ak, görememek cehaletin ve sığ düşüncenin bir göstergesidir. Bizim yurtlarımızda 100 bini aşkın talebemiz en iyi şartlarda okuyorlar . Biz onlardan para da almıyoruz, alırken ayrım da yapmıyoruz. Sizin yazdığınız gibi reklâm da yapmıyoruz. Çünkü müesseselerimizin tertip ve düzeni, hocalarımızın ihlâsı, talebeler imizin başarısı bize yetip artıyor. Yurtlarımız Ay'da değil, Merih'te değil, isteyen herkes rahatça gezip görebilir. Yeter ki, art niyet olmasın...Netice itibarıyla göbekten aşağı vuruşları bırakınız. Hizmet kollektif çalışmayla olur, cemaatle olur..... . Parayı çarçur eden, reklâm yapan cemaatler vardır, onları ayırın. Tüm cemaatler i aynı kefeye koyamazsınız..." Cevaplarım: (1)Elbette bütün cemaatler aynı kefeye konulamaz . Ben de koymuyoru m. BÜTÜN cemaatler i tenkit etmiyorum, BAZI cemaatler deki TENKİT EDİLMESİ GEREKEN hususları tenkit ediyorum. Böyle bir iş bana düşer mi, düşmez mi, bilmem ama kimse tenkit etmediği için, dinimizin emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmek için kınıyorum, uyarıyorum. (2)İslâm'da esas olan Ümmet şuurudur. Ümmet şuuru yok, cemaat asabiyeti var... Bu eksikliği kabul edemeyiz. (3) Dine, Şeriata, ehli sünnete uygun şekilde çalışan cemaatler i takdir ediyorum, onlara teşekkür ediyorum, tebrikler imi sunuyorum . Onların, benim yazılarımdan alınacak, gocunacak bir tarafları yoktur. (4) Cemaatler i bırakalım, daha genel konuşalım. Bazı Müslümanlar Ehl-i Kitab ile Ehl-i İslâm arasında Âmentüde ihtilâf olmadığını, ittifak olduğunu/Hazret-i Muhammed'i inkâr edip yalanlaya nların,Kur'ân'ı inkâr edenlerin, İslâm'ı inkâr edenlerin de ehl-i necat ve ehl-i cennet olduğunu / Üç "ibrahimî din" bulunduğunu / Tevhid inancı ile Teslis inancına bağlı olanların esasta bir olduğunu... iddia ediyorlar . Bu gibi Müslümanların, hayırlı ameller yapsalar, sâlih işler işleseler de mutlaka tenkit edilmeler i, uyarılmaları gerekir. Çünkü USÛLDE vahim hataları vardır. İtikad bakımından ayakları kaymıştır. Onları, itikadlarını TASHİH etmeleri için uyarmak gereklidi r. Uyarmayan lar sorumlu olur. Bu gibi Müslümanları uyarmak, "Bizim dinimizde böyle inanç ve görüşler yoktur" demek kardeşlik hukukuna aykırı değildir, bilâkis kardeşliğin bir gereğidir. (5) BAZI(hepsi değil) cemaatler, halktan topladıkları hayır ve hizmet paralarının bir kısmı ile bir şahsın reklâmını yapıyorlar. Bunu uygun bulmuyoru m, yıkıcı olmamak şartıyla tenkit ediyorum. İslâm'da, başkanların, reislerin, kaidlerin reklâmı, övgüsü, pohpohu yapılamaz. Böyle bir şey dine de, hikmete de (bilgeliğe), aklıselime de (sağduyu) aykırıdır. İki hadîs meali vereyim: (1) "Meddahların (övücülerin) suratlarına toprak saçınız!" (2) "Din kardeşini gıyabında öven kişi, sanki onun boynuna keskin bir bıçak çalmış gibi olur..." (Bu hadîsleri İhya'da okumuştum.Arzu eden o kitaba bakar, kaynaklarını görür..." Kur'ân-ı Kerîm'de Yahudiler ve Nasranîler din ulularını, ruhbanlarını erbab haline getirmekl e suçlanıyorlar. Müslümanlar bu gibi aşırılıklardan, reklâm ve övgü edebiyatından kaçınmalıdır. Büyüklerimizi elbette severiz, sayarız, onlara hürmet ederiz ama Ehl-i İslâm'dan hizmet için toplanmış paraların bir kısmı ile onların fuzulî reklâmını yapamayız. Bazı cemaatler in bazı mensupları (bağlıları) Allah'a, dine, imana, Peygamber e, Kur'ân'a, Şeriata saldırılınca tepki göstermiyorlar ama kendi din-başlarına fiske vurulunca küplere biniyor, aşırı şekilde öfkelenip yaygara kopartıyorlar. Onların bu hali islâmî bakımdan sağlıklı mıdır? NETİCE OLARAK: Bütün cemaatler i aynı kefeye koymayız. Bazılarının tenkit edilmesi gereken hallerini ve işlerini, isim vermeden müsbet şekilde tenkit ederiz. Bunu yapmaya mecburuz. Bu gibi tenkitler bize maddî bakımdan hiçbir şey kazandırmaz. Aksine bir yığın başağrısına sebebiyet verir. Bir Müslüman, ÜMMET ŞUURUNA SAHİP OLMAK ŞARTIYLA bir cemaate bağlı olabilir ama asla CEMAATÇİLİK yapamaz. Yüce İslâm dini, bizleri bu gibi cahiliyet lerden, taassubta n, aşırılıklardan uzak durmaya çağırıyor. İslâm'da futbol kulübü tutar gibi tarikat, cemaat, hizip, fırka tutulmaz. Allah katında üstünlük şu veya bu tarikata ve cemaate mensup olmakta değil, takvadadır, dindarlıktadır. Diyalog-İftar-Showları İftar ne demektir? Oruç tutan Müslümanların, gün batınca sofraya oturup yemekle karınlarını doyurmala rıdır. Peki son yıllarda çıkan Dinlerara sı Diyalog iftarlarına ne demeli? İslâm hocaları, çeşitli kiliseler e mensup Hıristiyan papazları, Hahamlar oturmuşlar ve iftarı bekliyorl ar. Top atılıyor ve yemek yeniliyor . Böyle iftarlar İslâm tarihinin hangi devrinde görülmüştür? Bunun mânâsı nedir? Bu iftarları tertipley enlerin amacı nedir, ne yapmak istiyorla r? Efendiler ciddî olalım. Ramazanı, orucu, iftarı böyle şovlara, böyle nümayişlere âlet etmeyelim . Oruç bir ibadettir . Bu ibadeti bu gibi iftar şovları ile ifsad etmeyelim . Eğer gerekiyor sa, eğer zaruret ve lüzum varsa İslâm hocaları ile papazlar ve hahamlar bir araya gelip yiyip içebilirler. Ancak böyle toplantılar oruç ibadetind en ayrı yapılmalı, ibadet dışı tutulmalıdır. Evangelis t Amerikalılar Irak'ta sivil Müslümanları tavuk gibi boğazlıyor, ırkçı İsrail Filistinl ilere ve Lübnanlılara kan kusturuyo r ve bizler burada mübarek Ramazan aylarında papazlar, hocalar, hahamlar cümbür cemaat güle oynaya iftar ziyafeti tertipliy oruz. Şeytan bile şu acınacak ve gülünecek halimize şaşıyordur http://www.mehmetsevketeygi.com/ http://www.gazeteoku.com/mehmet-sevket-eygi/tumyazilari/232 http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/mehmet-sevket-eygi/ Konu Başlığı: YEHOVA VE İSLAM - KONU İLE İLGİLİ TIKLAYINIZ Gönderen: admin üzerinde Mayıs 16, 2014, 05:30:31 ÖS YEHOVA VE İSLAM
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=685 Bu dinin kurucusu Amerikalı papaz Charles Russel’dir. İlkokul mezunudur . 1872 yılında kurmuş, 1916’da ölmüştür. “Bin yıllık krallığın peygamber i” olarak kabul edilir. Önceleri Protestan presbiter yan kilisesin e bağlı iken, sonra Protestan congregas ionalist kilisesin e üye oldu. Buradan da ayrıldı. Russel, satışa çıkardığı bir buğdayın çok fazla ürün vereceğini, bu buğdayın mucizeli olduğunu ilan etti. Bu yalana inananlar bir avuç buğdayı 60 dolara alarak ektiler. Fakat istenilen ürünü alamayanl ar, dolandırıldıklarını anlayanla r mahkemeye verdiler. Mahkemede bu buğdayın diğer buğdaylardan farkı olmadığını itiraf etti ve mahkum oldu. Evlatlık kızı Rose Boly’ye tecavüz ettiği için karısı Maria Francis tarafından mahkemeye verilmiş ve mahkemede suçunu itiraf ederek hüküm giymiştir. Mahkeme, Russel’in “yalan yere yemin eden” bir yalancı olduğuna dair de bir hüküm vermiştir. Bu din, bir zamanlar Russelizm adıyla anılmış ve bir cins Luthercil ik olarak görülmüştür. Hedefleri tanrının denetimin de Hazret-i İsa’nın liderliğinde bir dünya krallığı, tek tip toplum düzeni kurmaktır. Yehova şahitleri 1917-1928 yılları arasında inançlarında 148 kadar değişiklik yaptılar. Karmakarışık bir inanç sistemi haline gelen Yehovacılık, gerçek Hıristiyanlık iddiası ile ortaya çıkmasına ve Yahudilik le Hıristiyanlık karması gibi görünmesine rağmen onlardan tamamen farklı bir inanış haline geldi. Yehova: Bu kelimesin in aslı Yahvedir. Yahve İsraillilerin milli ilahlarının adıdır. Bu din, önceleri “Russel tarikatı” adıyla çalışıyordu. 1931’de “Yehova şahitleri” adıyla meydana çıktı. Dört incili esas alırlar. (İsa’nın dünya krallığı başladı) diyerek, devletler in sonunun yaklaştığını, tarihler vererek ortaya atmışlardır. Bu tarihler, 1914, 1918, 1925 ve 1975’tir. Tabii hepsi de boşa çıkmıştır. Yehovacılar, yeni yorumlarl a ayrı bir akım, ayrı bir Hıristiyanlık dini şeklinde görünürler. Bazı Hıristiyanlar (İsa üç tanrıdan biridir) derler. Yehovacılar için tek ilah Yehova derler ise de, (İsa, Yehovanın oğludur, üstün bir varlıktır) derler. Hazret-i İsa’yı ilah olmaktan çıkarmaları ve ruhu kabul etmemeler i Katolik, Ortodoks ve Protestan ları kızdırmıştır. Yehovacılara göre de, diğer Hıristiyanlar gibi, her çocuk günahkâr doğar. İnançlarını aşılamak için, Hıristiyanlıklarını gizlerler . Yehova yerine “Allah” ve diğer İslami terimleri kullanırlar. Bunlara ancak cahiller kanar, dinini bilen hiçbir Müslüman kanmaz. Bunlar ahirete inanmaz. Cennetin dünyada olacağına, Hazret-i İsa’nın oradaki krallığına inanırlar. Ruhun ölmezliğine inanmazla r. Üçleme inancını yorumlama ları, bazı Hıristiyan mezhepler den farklı olmakla birlikte, onu reddetmez ler. Dünya onlara göre bâkidir. Kendileri ni bir millete ve vatana bağlı hissetmez ler. Hıristiyanlık inancını benimserl er. Hatta kendileri ni asil Hıristiyan olarak tanıtırlar. Bayrağa karşı çıkarlar, milliyet ve vatan sevgisini reddederl er. Vatan bütünlüğü, vatan savunması ve askerlik yapmaya karşıdırlar. Zina dışında herhangi bir sebeple boşanmaya ve İncillere aykırı olduğunu ileri sürerek kan nakline karşı çıkarlar. Tatlı, okşayıcı dillerle gençleri aldatmaya, Hıristiyan yapmaya çalışıyorlar. Çeşitli yollardan ele geçirdikleri adreslere broşür ve kitap gönderiyorlar. Şık, süslü giyinmiş güzel kızlar, kapı kapı dolaşarak, evlere bu kitap ve broşürleri bırakıyorlar. Bu oyuna gelmemeli dir. Yahudilik dışında bütün dinleri düşman bilirler. Yöneticilerin hemen hepsi Yahudidir . Yahudiler in 19 kitabını bunlar da mukaddes kabul ederler. 144 bin seçkin Yahudinin dünyayı yönlendireceğine, Cennetin dünyada olacağına, Hazret-i İsa'nın dünyadaki Cennette krallık kuracağına, Yehovacıların dışında herkesin ölüp bir daha dirilmeye ceğine ve ölen Yehovacıların dirileceğine ve bir daha ölmeyeceğine inanırlar. Her çocuk günahkâr doğar derler. Bunlar, birçok yönden Selefiyec ilere (Necdilere) benzerler . Bazıları şöyledir: 1- Yehovacılar, "İlk Hıristiyanlar gibi, İncillere sarılalım" derler. Selefiyec iler de, "Yalnız Kur'ana sarılalım" derler. 2- Yehovacılar da, selefiyec iler de mezhebe, tarikata karşıdırlar. Selefiyec iler, birçok tasavvuf büyüğüne kâfir derler. 3- Yehovacılar, ilk Hıristiyanların yolunda olduklarını söylerler. Selefiyec iler de aynı mantıkla ilk Müslümanların yolunda olduklarını söylerler. (Selef, ilk Müslümanlar manasına gelir.) 4- Yehovacılar Cehennemi inkâr ederler. Selefiyec iler de, pirleri olan İbni Teymiye gibi Cehennem sonsuz değil derler. 5- Yehovacılar, Allah insan gibi düşünür diyerek "Tanrının düşüncesi" tabirini kullanırlar. Selefiyec iler de, "Kur'ani düşünce, İslam düşüncesi" gibi tabirler kullanırlar. Halbuki İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul etmek küfürdür. 6- Yehovacılar da Selefiyec iler de, Allah gökte derler. 7- Yehovacılar ruha inanmaz, "elektriğe benzeyen kişiliksiz bir kuvvet" derler. Bazı selefiyec iler de meleklere, rüzgar, tabiat kuvvetler i derler. 8- Yehovacılar, doğum günü kutlamazl ar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyec iler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygamber e tapmak derler. 9- Yehovacılar, kadere inanmazla r. Selefiyec ilerin bir kısmı da kadere inanmaz. 10- İncilleri işlerine geldiği gibi yorumlar, Yehovacı olmayanla ra kâfir derler. Selefiyec iler de, Kur'anı işlerine geldiği gibi yorumlarl ar. Selefiyec i olmayanla ra müşrik derler. İbni Sebe, bir Yahudi’dir, Hıristiyanlığı bozan Pavlos da Yahudi’dir. Selefiyec ilerin Yehovacılara benzemele ri tesadüf değildir. Her bozuk fırkanın altında, bir Yahudi veya İngiliz parmağı vardır. Her taşın altında onlar gizlidir. |