ISLAMGREEN34 NEW WORLD

İSLAM-GREEN34 YAZI GRUBU ÜYELERİNDEN ÖRNEK METİNLER => İSLAM - GREEN34 ÜYELERİNDEN ÖRNEK METİNLER => Konuyu başlatan: admin üzerinde Kasım 02, 2012, 12:59:56 ÖS



Konu Başlığı: MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - LÜTFEN TIKLAYINIZ
Gönderen: admin üzerinde Kasım 02, 2012, 12:59:56 ÖS
MURAT YAVUZ ŞAHİNOĞLU - ŞİİR KÖŞESİ

TEVEKKÜL VE TEFEKKÜR

Yaratıcımız Rabbimiz o ne güzel yardımcımızdır
O'nun kudretiyl e iradesiyl e her müşkil aşılır
Herşey onun külli iradesiyl e hallolur
Kapalı kapılar açılır ve o'nun zikriyle kalpler mutmain olur
Necat ve halas ancak Allah c.ca iltica ile olur
Başka türlü sizin kalbinizi yumuşatacak ikna edecek
Korkularınızdan emin eyleyecek
Ruhunuzu teselli edecek
Sağlık ve selamet ile huzur ve mutluluk verecek
zerreden kürreye her şeyde maddi ve manevi zarar görmeden
Doyuma ve selamete ulaştıracak odur
Allah c.c tan başka bir güç ve kudret sahibi yoktur
Bataklıkta gül yetişmez Amerkikayıda yeniden keşfe gerek yok
Rabbimizi düşünmeliyiz ve yardımı ancak ondan dilemeliy iz
Ondan gelen herşeyde sıkıntıda ve kederde bir hayr vardır
Sabretmel iyiz ve asla Rabbimizd en ümidimizi kesmemeli yiz
Sabır ve dua ile gözyaşı bizi Rabbimize ulaştırır inşallah


Kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı
elindeyse beyazdan gelde ayır beyazı

Necip Fazıl KISAKÜREK



EY MÜSLÜMANLAR BİR HAMSİ SÜRÜSÜ OLAMADINI ZMI

HÜSEYİN  RAFET  ALTINOĞLU
 
FORUM İSLAMAKDENİZ DÜNYA MARMARA 2008

EY MÜSLÜMANLAR BİR HAMSİ SÜRÜSÜ OLAMADINI ZMI


Sahile vurmuş ve ölmüş bir Balinayı gördü bir deniz adamı
Balina nefessiz kalarak ölmüş solungaçlarında Hamsi balıkları
Sürüden ayrılan Balina aç kalmış saldırmış Hamsi sürüsüne
Hamsiler tek tek dolaşmazlar onlar dolaşırlar sürü halinde


Hamsi sürüsüne saldıran Balinaya top yekün saldırır Hamsi balıkları
 Önce pullarını döker ve anında denizin rengini bozar Balinanın görüş açısını
Sonra üç beş Hamsi kendini feda eder koca sürü için tıkar solungaçları
Solungaçları tıkanan Balina nefes alamaz kaçar hızla karaya doğru


Ey Müslümanlar Küffar tek milettir Ümmet tek millet siz hangi mllettens iniz
Hamsi kadarda birlikte olmaya gücünüz yetmiyorm u siz nasıl Ümmetsiniz
Bir duvarın tuğlaları gibidir Ümmet yıkılır duvar alırsanız içinden br tuğlayı
Ey Müslümanlar bir Hamsi balığı sürüsü kadarda olamadınızmı


 
MERHABA DÜNYA FORUM 2000

RABBİMDEN SANA GELEN SEVGİYİ BEĞENMEDİNMİ



MURAT YAVUZ ŞAHİNOĞLU - ŞİİR KÖŞESİ
 
MERHABA DÜNYA FORUM 2000


RABBİMİN SANA VERDİĞİNİ SEN HİÇ BEĞENMEDİNMİ


Mevlana Celaleddd in-i Rumi ne der sende bilirsin Ey gönül
İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl  sadaka ver
Umut verip güven aşılayıpta yarıyolda bıraktığın insanın
Gönül sadakasını her iki cihandada veremezsi n Ey gönül
Kabe mutlak yıkılmaz ama yıkılırsa tuğla ve çamur ile mamuldür
Kalp sırçadan saraydır kırılırsa ne mümküm tamiri Ey gönül


Seni sevenin sevgisi eğerki Rabbinden geliyorsa bırak gelsin
Kırma seni seven gönlü kıracaksanda helalleş ne olur
Sen sevmesend e seni sevenin aşkı Haktandır bunu bil
Sen Rabbinden geleni beğenmedinmi ey gönül
Seni kim beğenecek peki sen Rabbinden geleni reddettiy sen eğer


Kalpleri eviren çeviren ve aşkı  kalplere koyan Rabbin değilmidir
Ve seni seven bir kalp varken sen başka bir kalbe ümit vermen nedendir
Ya seni seven kalbin sahibinin Mevlaya nazı geçer ve şikayet ederse
Ve sen ona haber vermeden başka gönüle girmeye çalışırsan habersiz
Seni seven şikayet etmezmi Rabbine ve ne olur halin Rabbine nazı geçerse


Sen kimsinki Rabbinin verdiğinden habersiz ve  vesilesin den izinsizsi n
Ve haberin yokmudur Rabbinin verdiğinden başka aşk arayanın mutsuzluğundan
Aldınmıki seni sevenden izin ben başka gönüle giriyorum diye Ey Sultan
Ve  birgün öğrenemeyecekmi sandın seni sevenin sana ihanetini
Ve kalbi kırılmazmı sandın seni sevenden habersiz başkasına senin sevginden
Bari seni sevene haber verseydin sevmediğini önceden sana alışmadan
Belki bu kadar çok üzülmezdi yanmazdı kalbi ümitle yaşayıp hayallerl e gülerken


Medine ANKARA

KUTUP  YILDIZI  WHİTEROAD  ŞİMŞEK FORUM İSTANBUL 2000

Geceleri seni düşünüyorum,hayalimde ve rüyalarımda yalnız sen
Gökyüzüne bakıyorum,benim ruhumu aydınlatan,senin hayalin
Kutup yıldızı gibisin,diğerlerinden farklı ve öylesine parlak yolumu aydınlatan
Öyle özlüyorum ki seni,ama,sevgimin büyüklüğü kadar benden uzaktasın


Ne saçlarının telini gördüm,ne gözlerinin rengini,nede güzel tenini
Öylesine seviyorum ki seni,biliyorum ruhunun derinlikl erini
Öylesine bana uzak,öylesine imkansız,akan çağlayanlar gibi sevgimin seli
Görüntünün hükmü yok gözümde,duymasam da seviyorum senin sesini
Hissediyo rum ruhumda kalbinin her atışını ve ılık meltem gibi nefesini


Belki böylesine uzak ve imkansız olduğun için seviyorum seni
Ölümsüz aşklar yanlışlardan doğar,akıl ve mantık ekseni
Ulaşmak öylesine zor,öylesine özlüyorumki,hayalimdeki seni
Seninle konuşurken bile,anlatamıyorum seni nasıl sevdiğimi
Seni nasıl özlediğimi,hasretle beklediğimi ve ölünceye kadar bekleyeceğimi


BEN SENİN HİÇ BİR ŞEYİN OLAMADIM

Narin topuğunu saran bir siyah çizme,bastığın toprakta bir yeşil çimen
Yürüdüğün asfaltta bir zift-i katran,ayağının tozu bile olamadım
Zincirler e vurulmuş evinde bir siyahi köle,peşinde dolaşan bir Body Guard
Kapında bağlı bir Rottweıller,sokağında bir tekir kedi bile olamadım


Siyah saçlarını saran bir başörtüsü,nakışında saklı bir gül motifi
Üstünde takılı bir altın iğne,silip attığın mendilind eki bir oya bile olamadım
Çöllünde bir serap,ufkunda bir deniz,hayalinde bir okyanus
Yağmurda yüzüne düşen bir damlacık bile olamadım



Damarlarında dolaşan bir kan sıvısı,gören gözünde bir nur bahçesi
Dudaklarında bir ruj lekesi,nazik parmaklarındaki bir tırnak ojesi bile olamadım
Acılarını dindiren yürekten sevdiğin bir eş,sorunlarını paylaşan bir dost bir arkadaş
Seni koruyabil en bir ağabey bir kardeş,yüreğinde atan bir sevda bile olamadım



Ömrümde kimseyi senin kadar sevmedim,ölünceye kadar bu kalp seni unutmaz,denedim
Senin gibi yüreğimi yakan bir sevda,böyle bir aşk görmedim,seni hep sevdim
Ölünceye kadarda bütün kalbimle seveceğim,başkasını sevemez artık bu yüreğim
Sevmeden kara toprağa gireceğim,şu fani dünyada sen yoksan, bana haram geleceğim

 
ABDULLAH  BİN   MUTARRİF ( r.a  )    HAZRETLERİ  VE   SANAL  ALEM

Abdullah Bin Mutarrif ( r.a )Hazretler i çok mübarek bir zattır,tabiindendir kendileri .
Ebu Hureyre ( r.a ) Hazretler inin talebesid ir,Ebu Hureyre ( r.a ) ise sahabeden dir.
Abdullah Bin Mutarrif ( r.a ) şöyle bir söz söylemiştir,yazılan ve çizilenlerle ilgilidir .
[ Kıyamet günü bazıları diyecekle rki,keşke kalemleri miz ateş olsaydı da,tutamasaydık.
Lüzumsuz ve günah ileten şeyler yazamasay dık,diyecekler ] diyor,mübarek zat.


Sanal alem,sesli-görüntülü veya sadece yazılı sohbet,chat şeklinde bir hayal alemidir.
Gerçek dünya ile ilişkisi yoktur,yaşananlarında gerçek olup olmadığı sorgulanm alıdır.
Sanal alemi,gerçeklere taşımak,insanların psikoloji k yapısına çok fazla zarar vermekted ir.
Yazılacak her satırdan hesaba çekileceğimizi unutmamalıyız,Allah her şeyi gören ve bilendir.
Hiçbir şey Allah’a gizli değildir,sonuçta her sözün ve cümlenin sevabı ve günahı olacaktır.

  
Eğer bir erkek,islami eğitim-kültür-ahlak ve iman derecesin de belirli bir merhaleye gelmişse.
Bir bayan ile chat yapmaya başlamadan önce,özellikle kendini ve ilminin seviyesin i iyi bilmelidi r.
Halis bir niyet ile,imani bir çizginin içinde kalarak,bayan ile chat yapmayı amaç edinmelid ir.
Evliya değildir,fakat,dinsel-ahlaki,bilimsel-kültürel realite sınırlarını iyi bilmelidi r,aşmamalıdır.
Karşısındaki bayanı kırmadan,otokontrol sistemiyl e,belirli bir ölçü-seviye içinde uyarmalıdır.


Kişilik haklarına zarar vermeden,üzmeden,nefsi-i emare ve şeytani tuzaklard an,onu,korumalıdır.
Bayanın kul hakkını çiğnememeye dikkat etmelidir,ona,faydalı ve kalıcı bilgiler vermelidi r.
Bu kurallara uymalıdır,bayanın psikoloji k ve uzun vadede biyolojik yapısına zarar vermemeli dir.
Aksi takdirde,Allah,bu bayana verdiği her türlü zarardan dolayı,o erkeği cezalandıracaktır.
Abdullah bin Mutarrif ( r.a ) Hazretler inin sözü ile yazılı chat arasında,bu tür bir bağ kurulabil ir.


Bazı bayanlar,ram aldıkça yükselir,fakat,hakim oldukça alçalabilir,İslami kültür çok önemlidir.
Bayanlar genel olarak kırılgan,nazik ve alıngan,ince ruhlu ve duygusaldır,Allah böyle yaratmıştır.
Onları uyarırken incitmeme k,kırmamak,psikolojik yapılarına zarar vermeden uyarmak gerekir.
Sizlere Diyanet takvimi 33.sahife-31 Ocak 2008’de yer bir örnek uyarma metni yazıyoruz.
Hz.Hasan (r.a) ve Hz.Hüseyin (r.a) daha henüz çocuktular,bir pınarın başında arkadaşlarıyla.
Oynuyorla rdı,baktılar ki,yaşlı bir adam pınardan abdest alıyor,fakat,yaşlı adamın aldığı adbest.


Yanlıştı,yaşlı adama,doğru abdest alma şeklini öğretme gereği duydular,fakat,ihtiyar adamı.
Utandırmak istemiyor lardı,hem yapılan hatayı düzeltmek,hemde bu işi yaparken.
Hata sahibi yaşlı adamı incitmeme k gerekiyor du,iyice düşündüler,şöyle karar verdiler.
Kendi problemle riymiş gibi davranaca klardı,Hz.Hasan (r.a) ihtiyar adama dedi ki.
[ Amca bakar mısın,kardeşim bana”sen yanlış abdest alıyorsun”diyor,her ikimiz senin önünde.
Bir abdest alalım,bakalım hangimizi n aldığı abdest hatasız oluyor ] dedi,Yaşlı adam dedi ki.


[ Peki yavrularım,abdest alında göreyim ] dedi,ikisi de ihtiyar adamın önünde abdest aldılar.
İkisinin de aldığı abdest hatasızdı,doğruydu,yaşlı adam,onların aldığı abdesti izledi şöyle dedi.
[ Çocuklar,sizin ikinizin de aldığı abdest doğrudur,hatalı olan benim benim aldığım abdestimd ir.
İnceliğinize,kibarlığınıza ve nezaketin ize hayran oldum,Allah ikinizden de razı olsun ] dedi.
Günümüzün müslüman erkeği kaba,kültürsüz,ahlak seviyesi düşük,nezaketle uyarmayıda bilmiyor

ELVEDA  SEVENİN SEVDASI

       Ben alışamadım aşksız yaşamaya çünkü gerçekten bir aşkım hiç olmadı
       Olmasını çok isterdim olsada keşke vedalaşsak sanki ayrılıyor gibi  
       Hep  hayallerd e beklediğim ama bir türlü gelmeyen bir aşkım  vardı
       Yoktuki gelsin hasret çektiğim aşkım belki hiç bir zamanda olmayacak tı  
       Ama olmasada ben ona şiirler yazdım sanki var gibi o benim meleğimdi    
  
       Sen yeryüzünde bir melektin,bir vardın,bir yoktun
       Elveda sevenin sevdası ,Allah’a emanet ol,hakkını helal et
       Seni kimseyi sevmediğim kadar ölesiye sevdim demiştim
       Kalbimde ölünceye kadar başkası olmayacak,böylesine seni sevmiştim
       Meğer söylenenlerde yaşananlarda bu dünya gibi yalanmış nereden bilebilir dim



       Hoşcakal sevda ,fani dünya gibi,sende yok oldun gittin
       Ahirette,hesap ve mizandan sonra,sonsuzluk alemine göçtüğümde
       Cennette hurileri değil,sadece seni bekliyoru m demiştim
       Halbuki ne kadar büyük bir laf etmişim ve gerçekten çok anlamsız konuşmuşum


      Her aşk böyle başlamaz,her aşk böyle bitmez,adı sevenin sevdası
      Öylesine uzak ve aramızda sıra dağlar,engin denizler ve okyanusla r vardı
      Bizi birbirimi ze bağlayan sırlı bağlar,kopmayan sevdalar vardı
      Fani dünya gibi elbette bir gün tuz ile buz olup yok olacaktı ve öylede oldu


     Elveda sevenin sevdası İnşallah bu dünyada mutlu olursun
     İnşallah üzülmezsin,inşallah seni üzmeyen biriyle olursun
     Ben senin mutlu olmanı istiyorum,üzülmeni hiç istemem
     İnşallah,hep yüzün güler,seni üzmeyecek biriyle mutlu olursun


     Ben kimseyi sevemedim aslında çünkü beni hiç kimse sevmedi
     Benim hayalleri mde kaldı hep sevdalar ve vedalar beni kimse sevmedi
     Ben hep sevgisiz yaşadım bu yalan dünyada demekki aşklar yalandı
     Aşklar gerçek olsaydı eğer mutlaka benide bir seven olurdu
     Olmuyorsa demekki bu benim kaderimdi r benimkisi de böyle bir imtihandı  
  

GIRL’S   TOWER  -   KIZ   KULESİ


Üsküdar,Ayazma’da  Cadde arasında bir bina,gündüz müzik dershanes i gece boş katı
Demo kayıt Stüdyosu en üst katı geceleri bir kaç kişi olurdu ben hatıralarla içerdim çayları
Kaset kayıtları yapılır,İstanbul MoonLıght Starmoon Müzik Merkezi’dir, Stüdyonun adı
Gitar veya Bağlama çalarak,kayıt yaparız,belki bir hobi,belki bir yalnızlık ilacı
Yan tarafında bir küçük oda,ara sıra dinlendiğimiz,demli çay içtiğimiz,çatı katı
Denize bakar ve Kız Kulesini görür,ses geçirmeyen,üç katlı sisli camı


Bir gün,canım sıkkın,moralim bozuk,işlerim ters gidiyor,kimse yok Stüdyoda
Alexandra Cavelius isimli yazarın bir romanını okuyorum konusu geçer Bosnada
Bosna hersekte geçen gerçek bir hayat hikayesi ben okumam yaşanmamışları
Bosna hersek savaşı içindeki çekilen acılar ve yaşanan gerçek bir aşk romanı
Leyla isimli bir genç kız var,ve Ratko isimli bir  erkek var bu romanın baş kahramanı
Bıraktım romanı masaya camdan dışarı bakıyorum benimde bir Leylam olmalımıydı


Yada hiç varmıydı benim bir Leylam hiç olmuşmuydu yada neden olmamıştı
Neden benide bir seven olmamıştı yalan dünyada sevgiye hasrettim böylemi olmalıydı
Böyle oluyorsa demekki benim sevgiye ve sevene hakkım yoktu bu benim imtihanımdı
İnşallah Rabbim sevsin beni Rabbimden başkasının aşkına artık güvenim kalmadı
Rabbim sen sev beni banada sabır ver yoruldum sevdasızlığa dayanacak gücüm kalmadı



 GRAND   MUSLIM   GIRL’S

Müslüman bayan nasıl olmalı,buna örnek bir Müslüman bayan siz tanıyor musunuz ?
Ben tanıyorum,ama,siz tanımıyorsunuz,herkes tanıyamaz ve onu anlayamaz .
Mecnun’un Leyla’sıdır,Müslüman bayanların Kraliçesidir o,Arslanımdır Grand Muslım Gırl’s.
Onu tanımak ne kadar büyük bir şeref ve bahtiyarlıktır,siz bunu anlayamaz sınız.
Mecnun’un Leyla’sı,Dünyadan ayrı bir Dünyadır ,ayrı bir çekim alanıdır Marstır gezegendi r.
Ona ulaşmak çok zordur,ancak,uydusu olunabili r,onun etrafında dolaşılabilir.


Dünya’ya bakış açısı çok farklıdır Mecnun’un Leyla’sının,onu tanımak,anlamak çok zordur.
Örnek Müslüman bir bayan ,nasıl konuşuyorsa,nasıl davranıyorsa,Leyla öyledir.
Allah dostudur,İslam ahlakı,terbiyesi,eğitim ve kültürünü almıştır,hep kalbinde taşır.
Müslüman bir Kız,ancak onun kadar namusludu r ve şereflidir,iffetli ve merhametl idir.
Leyla kimsenin kalbini kırmaz,iyi niyetlidi r,cana yakındır,hoş sözlüdür,tatlı dillidir.
Ağzından kötü bir kelime duyamazsınız,o konuşurken melekler konuşuyor sanırsınız.


Masum bir Prensesti r ,onunla tanışanın,sevmekten başka yapabilec eği bir şey yoktur
Leyla,Allah tarafından gönderilmiş bir imtihan ve sevgisi bir hediyedir
Yokluğuna dayanmak çok zordur,onunla olmak çok büyük bir mutlulukt ur
Ölünceye kadar ondan başkasını sevmeyeceğim,onu kaybetmek ne kadar acıdır


HAYAT   VE   İMTİHAN


Ben hep aklımda bir sevdayı çizdim ve çizdiğim resimdeki aşkımı sevdim bilmiyoru m o kimdi
Benim sevdam bir imtihandı yüreğimde her zaman bir sevgi vardı ben çok severdim insanları
Sevgisiz yaşayabilenlerden değilim ben ve ben sevmeliyi m ve sevgime karşılık verilmeli ydi
Olmadı hiç bir zaman olmadı beni seven omadı ama bu benim hayatımdı ve imtihanımdı
Bir sevda çizdim hikayeydi ona aşık oldum sonra beni terketti gitti anlatayım size bu kimdi

 
Sevdam ile aramızda,bazı düşünce farklılıkları vardı,yaratılışımız farklıydı dünyalarımız ayrıydı
Ayrı iki insandık hiç mutlu olamadık ama dünyanın aşkları böyleydi zaten çünkü dünya yalandı
Yalan dünyada gerçek yoktuki aşkı nasıl gerçek olsun dünyanın aşkıda dünya gibi yalandı
Aşka hep ihtiyacım vardı ellerimle bir aşk çizdim ismini sevda koydum sevdam aşkımdı

 
Benim çizdiğim sevda öyle biriydiki ,düşüncelerini paylaşacaksa ,o insan sevdiği insan olmalıydı
Sevdiği insan ile ömür boyu paylaşmalıydı,fani dünyanın,fani aşklarını istemiyor du
Fani aşklar bana hep acı verdi ve sevdikler imi kaybettim diyordu,artık üzülmek istemiyor du
Ümitsiz imkansız bir aşk acısı çekmek ,göz yaşları içinde kalmak istemiyor du bunda çok haklıydı
Kim isterki bu yalan dünyada sıkıntı çekmeyi herkes ister sevmeyi ve mutlu olmayı


Sevda dediki " kalbimde,artık,fani aşklara yer yok,kalbimdeki tek aşk, Allah aşkı olmalı " dedi
Haklıydı,bizim aşkımızın,belki de geleceği yoktu,ümitsiz ve imkansız bir aşktı
Çok çeşitli nedenlerd en dolayı, bir araya gelebilme miz,bir mucize gerektiri yordu olamazdı
Allah’tan ümit kesilmez,ama,belki de,ömür boyu bir araya gelemeyec ektik,ne acıydı
Sevdam ,artık,bu ümitsiz ve imkansız aşklardan yorulmuştu,bitkin ve çaresiz kalmıştı


Çok sevmiştik birbirimi zi ,ama bu aşkın belki de sonu yoktu,ama,onu seviyordu m
Bir gün,bana " artık gelmeyeceğim bitti bu kadardı ve seni artık sevmiyoru m "dedi
Yağmurlu bir havaydı ben ıslanmak istiyordu m dışarıda çünkü ruhumda aşk rüzgarı vardı  
Sevdam bana dediki " git beni bırak ve yeniden bensiz ve aşksız yaşantına geri dön " dedi
" Bu aramızdaki yaşananlar saçmalıktır yalandır hayaldir sen gerçek hayatına geri dön " dedi
Beni sevdiği için pişman olduğunu söyledi bana söyleyecek söz kalmadı ve hayallerd e tükendi


Sevda veya sevdalarl a aramızdaki fark ben imkansızda olsa sevgiye hasrettim bumuydu farkı
Ben kadere ve Rabbime isyan edemem benim aşkım hiç olmadı ama aşksızda yapamazdım
Sevda gibi düşünmek,en doğrusuydu,ama ben bunu yapamıyordum,yüreğim aşksız kalamazdı
Sevda haklıydı,islami eğitim-kültür-ahlak ve iman sahibiydi,doğrusunu o bilirdi,her zaman haklıydı
Sevdaya her zaman saygı duydum,görüşlerine her zaman değer verdim,o bir Allah dostuydu
Keşke bende,onun gibi ahlak ve iman sahibi olabilsem bu aşka saçmalık diyebilse ydim ne olurdu
İslami realiteye sıkı sıkıya bağlıydı Sevda,onu bu yüzden sevmiştim,keşke sevdam gerçek olsaydı



Hayat bir imtihan,her şey imtihandır,bu yalan dünya gibi aşklarda yalan aşkta benim bir imtihanım
Yalan dünyadan bir beklentim yok mutsuz sevgisiz ve aşksız bir şekilde hayatıma devam ediyorum
Aşksız yaşayabilsem keşke, aşksız bir hayatın bence anlamı yok,bundan sonrada yüzüm gülmez benim
Ancak sağlığım yerinde Allah’a çok şükürler olsun,anlamsızca yaşamaya devam ediyorum
Hayatımdaki en mutlu zamanlarım,sevdam ile geçirdiğim zamanlardı bu zamanlar dediğim işte şiirlerim


Sevda her kimse,elbette bir gün evlenecek,ve evlendiğinde herkes gibi " mutlu olurum " diye düşünecek
Evlenilin ce geneldeki gibi en uzun aşk ancak iki yıl sürecek,sonra hayatın acı gerçekleri başlayacak
Bir evde iki yabancı,aşksız ve sevgisiz,sadece saygıya dayalı bir birliktel ikle yaşanacak başka ne olacak
Ve sevdam mutsuz bir şekilde yaşamaya devam edecek,ve mutsuzluğunu kimseye anlatamay acak
Sevda keşke bu duruma düştüğü zaman,dertlerini paylaşabileceği bir gerçek dostu olsa
Eğer,şimdiki gibi,dertlerini paylaşamaz ve içine atarsa,nasıl dayanır bu hayata,bu nasıl olacak



Evlilik sonuçta,kadının tüm hak ve özgürlüklerini elinden alır,ülkemdeki evlilikle r böyle sonuçta
Kimse kimseyi sevmiyork i artık herkes nefsinin ve zevkinin kölesi kalmadıki Leyla Mecnunun aşkı
Hayat bir imtihandır dünya bir yalandır ve yalanların içinde gerçek olamazki dünyanın aşkı
Keşke sevdam mutlu olabilse keşke bu dünyada gerçek aşk ve mutluluk diye bir şey olsaydı
Ama sevdam mutlu olamaz biliyorum çünkü dünya mutluluk yeri değil imtihan yeridir sonu acıydı
Leyla gibi bir aşkımız hiç olmadı beni sevende olmadı benim kaderimde buydu aşk şiirlerde kaldı

  


 LOVE  STORY

Leyla Excuse me,can you  serme me ,Do you speak  Muslım-love
Yes,I’m from Paradise,hello,good afternoon
My  name is Mecnun,I’m Muslım,What’s your name
My name is Leyla,My surname’s İslam,Mecnun
I’m Mecnun,Don’t panıc,I’m muslım,nıce to meet yo,Leyla



Nıce to meet you,too,Where do you come from Leyla
Leyla,where are you from ,I’m  from Paradise
Mecnun,I’m from Islam-land,I love you Prophet Hz.Muhamm ed (s.a.v )
Yes,Leyla,okey,I love you Hz.Muhamm ed ( s.a.v )



Leyla,I hope I’m not disturbin g yo
No Mecnun,It’s very nıce to talk to you
Thank you very much,Leyla
Where I you I would go to love,Do you understan d Leyla




Yes Mecnun,I Understan d,can you tell me the way to
Mecnun,How far is love
Shall w ego this way,ıs ıt to far to walk Mecnun,
No Leyla,it is too far,you can’t walk there Mecnun




Which bus go es to love Mecnun
Leyla,ı can take you to the love,if you want
Leyla,are you alone here,How long have you been like this Leyla
Please lie down over there,I love Leyla
I can’t breath easily,I love you Mecnun



MELEĞİM SEVDİĞİM ARSLANIM

Melekler,Allah’ın yarattığı suçsuz ve günahsız yaratıklardır
Bende dünyada tanıdığım bir meleği anlatacağım,evet o bir melektir
Çünkü suçsuz ve günahsız,tertemiz,pırıl pırıl,berrak ve durudur ismi Arslandır
Kusursuz,hatasız ve mükemmel bir insandır,adı Mecnun’un Leyla’sıdır


Meleklere herkes aşık olamaz,o bir yeryüzü meleğidir,ben ona aşığım
Onu sevmek bir şeref,ona ulaşmak çok zor,adı üzerinde o bir melektir
Melekleri seversini z,ama,onlara ulaşamazsınız,ancak hayallerd edir
Ben Mecnun’um Leyla’nın sesini duydum,ancak melekler böyle konuşur



Allah’ım o ne büyük mutlulukt ur,melekle konuşmak,sesini duymak
Böyle bir şerefe nail olmak ve Allah’a binlerce kere şükretmek
Böyle bir meleğe nasıl aşık olunmaz,çok zordur ona aşık olmamak
Ancak bir gün sona erecek bu mutluluk,kavuşmak imkansız
Leyla ile aramızda sıra dağlar,engin denizler ve okyanusla r  var


Mecnun’nun Leyla’sı,o kimsenin kalbini kıramaz,onu da kimse kırmamalı
Kimse onu üzmemeli,hep onun yüzü gülmeli,o mutlu olmalı
O her şeye layık bir melektir,olsa olsa melek böyle bir şey olmalı
İnşallah Allah yarattığı melekleri koruyacak tır,ama,insanlarda korumalı



ÖLÜMSÜZ  AŞKIM  VE İMTİHANIM  LEYLA


Ben yüreğimde bir aşk olsun istedim aşkımın adını Leylam dedim yıllarca onu bekledim
Olmadı hiç bir zaman Leyla isminde bir aşkımız ama ben rüyalarımda resimleri ni çizdim  
Ben hiç bir zaman Leylayı görmedimki hayalleri mde bir Leyla vardı o Leyla çok güzel biriydi
Ben kendi resimleri mde çizdiğim Leylaya aşık oldum Leylam resimlerd e başörtülü bir melekti


Çizdiğim başörtülü meleğime şiirler yazdım hayalleri mde oda beni sevdi kimdi bu melek anlatayım
Sen başörtülü bir melektin,merhametliydin,seni ben sevmeyece ktimde ne yapacaktım Leylam
Senden gördüğüm anlayışı kimseden görmedimki,evimdede çevremdede sevgisiz ve mutsuzdum
Ben seni ölesiye severken,sen beni sevmeden yapabilec ekmiydin,tabiki sende beni çok sevdin
Sevginin yaşı ırkı dini olmaz ,insan sever,sevgisiz yaşayamaz ihtiyaçtır yapamaz insan sevmeden


Aşkın ölçüsü olmaz,şunu seveyim bunu sevmeyeyi m diyemezsi niz siz bilmeden istemeden seversini z
Aşkı kalıba ve ölçü içine koyarak şekil vererek birine aşık olamazsınız,aşkıda parayla satın alamazsınız
Evlilikle aşk farkı şeydir,aşık olursunuz evlenemez siniz,evlenirsiniz imkansızdır sevemezsi niz
Evlenirsi niz,ama aşık olamazsınız,her aşk evlilikle bitmez,her evlilikte de aşk ve mutluluk olmaz
Aşkta yanlış ve doğru olmaz ,akıl ve mantık yer almaz,aşkınız yanlışta olsa siz doğruyu göremezsiniz



İslami kriterler,evliliğin ölçü ve sınırlarını belirler,ama İslamda aşk için hiç bir ölçü yoktur bilemezsi niz
İnsan ne zaman ,nasıl,kime aşık olacağını bilemez,niye aşık olduğunuda bilemez aşk bilinmeye n şeydir
Aşk’ın net bir tanımı yoktur ve olunmayac ak kişiyede aşık olunur,aşk bazen böyle saçmada bir şeydir
Kalp ve ruh ikilisi,ne dine bakarak aşık olur,ne ırka veya yaşa bakarak aşık olur hepsi geçersizdir
Kimisi ben  Müslüman’ım der,ben olsam kesinlikl e böyle birine aşık olmazdım der ama yine aşık olur
Bazen işte dediğiniz halde bile yine aşık olursunuz ve neden olduğunuzu bilemezsi niz neye yarar deseniz


Belki size göre aşk bir yalan ve saçmalıktan ibarettir,ama siz ,bunu aşıkken zaten göremezsiniz
Kimsenin aşkınada saçma ve yalan demeyiniz,aşkı yaşayan bilir ve bir gün sizde böyle aşık olabilirs iniz
Aşkınızda başkalarına göre saçma ve yalan olabilir,ama,aşık olan sizsinizd ir dile getiremez siniz
Aşık olursunuz,yaşanacaklar yaşanır,koparsınız,sonra ancak ne olduğunu anlarsanız anlayabil irsiniz
İmkansız ve evlilikle bitmeyen aşklar hep böyle olmuştur ve olmaya devam edecektir bunuda bilesiniz


Din ile,akıl veya mantık ile siz aşkın önüne set çekemezsiniz,bunlar kaderdir ama siz seçersiniz
Seçtiğinizinde kaderiniz olduğunu bilemezsi niz bilseniz zaten en güzelini siz seçerdiniz
Ama bu dünya mutluluk yeri değil imtihan yeridir siz bazen çirkinide güzel diye seçersiniz
Ve seçtiğinizin ne olduğunu çirkinmidir güzelmidir seçerken siz bunu bazen bilemezsi niz
Siz seçersiniz seçtiğinizi Rabbim nasip eder son sözü Rabbimind ir imtihandır sonunu göremezsiniz


Allah,aşk ile de insanı imtihan eder,çoğu insan da aşk ile imtihan olmuştur bu kaderdir
Önemli olan,Allah’tan af dilemek,tevekkül etmek,sabırlı olmak ve dua etmektir
Rabbim,herkesin kalbini,ruhunu,neden ve nasıl aşık olduğunu bilir,ve kulunu affeder
Aşk sizin planladığınız gibi olmaz,ne olacağınıda bilemezsi niz,aşk sizin tayin ettiğiniz bir şey değildir
Belirli bir plana,proğrama göre siz aşk oluşturamazsınız,o sizin dışınızda oluşur ve gelişir
Bu dünyada aşk ile mutlu olmak istersini z ve olanlar cenneti yaşar ama bu dünya cennet değildir
Aşk ile cenneti bu dünyada yaşayıp mutlu olunamama sının sebebide işte bu dünyanın imtihanıdır





MUSLIM   WOMAN’S


Peygamber imiz Hz.Muhamm ed ( s.a.v ) Efendimiz i doğuran Hz.Amine( r.a ) dir.
Hz.Amine (r.a ) Annemizde,hem hepimizin Annesi,hem de bir Kadın’dır.
Dünyadaki cennetin melekleri bebekler,dünyanın melekleri Kadınlardan başka kimdir.
Bebekler birer günahsız melek ise, onları karnında taşıyan,doğuran ve emziren Anneler.
Annelerim iz birer melek değilmidir,onlar dünyanın gülleri Mübarek Kadınlar değilmidir.


Gözlerinin içi güler onların, dünya güler onlar gülerse,fakat,gülmüyor Kadınlarımız.
Müslüman olduğumuzu iddia ediyoruz,biz İslam toplumund a yaşıyoruz sanıyoruz.
Kadınlar hiç ağlamış mı Asr-ı Saadet devri İslam toplumund a,biz nerede yaşıyoruz.
Müslümanların olduğu İslam toplumund a kadınlar ağlamaz,ağlatılamaz.
Bu ülkede Kadınlar ağlıyorsa,Müslüman yok demektir,Camileri niye yaptınız.


Bu nasıl bir İslam toplumudu r ki,hep ağlayan ve gözyaşı dökenlerle doludur.
Kadınlarımız,Annelerimiz,Halalarımız,Teyzelerimiz,Ablalarımız ve Kız kardeşlerimiz.
Ağlıyorlar,ağlıyorlar ve yine ağlıyorlar,Müslüman kalmamış,derdine derman olacak.
İslam’ın olduğu yer değil,Kadınlar ağlıyor,İn aşağı müezzin,boşuna okuma bu ezanı.
Bizler onlara sahip çıkamadık,sen onlara sahip çık Allah’ım,ağlatma onları.


İster yaşı benden küçük olsun,ister büyük olsun,sonuçta aynı toplumun ferdi değil miyiz.
Onların hepsi benim Annemdir,Ablamdır,Kız kardeşimdir,biz aynı Ümmetin evladıyız.
Hangi Kadın istemez,birini sevmek,sevdiği bir insanla evlenmek, mutlu bir yuva kurmak.
Huzur ve saadet içinde yaşamak,bazı Kadınlarımız çok isteyerek mi yanlış yollara düştüler.
Müslümanların olduğu yerde,İslam’ın yaşandığı yerde yanlış yollara düşen olurmu.


Bu İslam’dan kopmuş toplum yapısıdır ,onları bu hale düşüren,biz aynı toplumun fertleriy iz.
Biz aynı toplumun fertleriy sek,hepimiz, az yada çok,bu durumdan sorumlu değilmiyiz.
Kadınlarda bu toplumda yaşıyor ,bizlerde,biz onlar kadar,sorumlu ve  suçlu değilmiyiz.
Biz ne çaba gösterdikki toplumu düzeltmek için,biz kendimizi düzeltmekten aciz haldeyiz.
Kadınlarda değil suç,önce kendini,sonra bozuk toplum yapısını düzeltmeye uğraşmayanlarda.


Kadınları boşuna suçlamayın,suçlu değiller,onlar herkese şefkat ve merhamet gösterdiler.
Bu toplum hep onları ezdi,kullandı ve sonra attı,hep iyi niyetleri nin kurbanı oldular.
Kadınlarımızmı suçludur hep,onlar sürekli bizlere merhamet ve şefkat gösterdiler
Bizler onlara aynı şefkat ve merhameti göstermeyecekmiyiz,düştükleri uçurumu göremediler.
Bizler gördük,düşmeden kurtarmay a çalışmayacakmıyız,düşerse kaldırmayacakmıyız.


Peygamber imiz Hz.Muhamm ed ( s.a.v ) bu fani dünyada üç şeyi sevdiğini söylüyor.
Güzel koku,Namaz ve Mümin-Saliha Kadın.Peygamberimizin sevdiği üç şeyden biri Kadın.
Ben artık, bu fani  dünyada, Kadınların ezildikle rini,sömürüldüklerini görmek istemiyor um.
Bu fani dünyayı ,oldu bitti,zerre kadar sevmeyişimin, asıl nedenleri nden birisi de işte budur.
Kadınların ezilmişliği,itilmişliği,dışlanmışlığı,horlanmışlığı ve sömürülmüşlüğüdür.


SON  DUA


Benim kalbimde hep sevgi vardı ben insanları çok severim asla kimseyi kırmak istemem
Kırılan kalpler yok olan ümitler ve yıkılan gönüler için ben bir şiir yazmak istedim
Mısralardan döküdü heceler ben gerçekte olmayan hayalimde ki ürettiğim aşkın resmini çizdim  
Ve o çizdiğim resme bakarak aşık olduğum insanın ismini Leyla koydum ve ona seslendim
 

Leylacığım,Allah senden, her şey için binlerce razı olsun,Allah seni korusun
Bu dünyada Allah her zaman senin yanında olsun,çile çektirmesin inşallah
Rabbim her zaman senin yüzünü güldürsün,ağlatmasın,dualarını kabul etsin
Seninle birlikte bir imtihanda n geçtik bu dünyada,Allah ikimizi de affetsin


Bir gün sen kabre girersen,kabrin inşallah  cennet bahçelerinden bir bahçe olsun
Münker-Nekir melekleri ne azap görmeden hesap vermeyi,Allah nasip etsin
Ben senin için her namazda dua ediyorum,dua ederkende yaşarıyor gözlerim
Allah senin için ettiğim dualarıda izzet-i dergahında inşallah kabul etsin


Ahirette,o hesap gününde,Rabbim sorduğunda bana,inşallah istiyorum cevap verebilme yi
Leyla günahsızdır ve masumdur bana göre ve nasip etsin Rabbim Leyla suçsuzdur demeyi
O yanlış bir şey yapmadı,sadece beni sevdi,başka bir suçu yoktu Rabbim affet sen bizi
Ben böyle dualar etmek isterdim keşke gerçekte olsaydı Leyla isminde beni seven birisi
Leyla isimli bir aşkım olsaydıda ben ona seslenebi lseydim çok isterdim Leylacığım demeyi


Leylacığım,sen dünyada tanıdığım en iyi kalpli,en merhametl i insandın
Bana her zaman anlayış gösterdin,seni sevmeyipt e ben ne yapabilir dim
Böyle olduğu için sen suçlu değilsin,çünkü sen,zaten böyle sevilecek biriydin
Ben suçluyum,Allah seni affetsin ve cennetine koysun inşallah sen iyi birisin


Leylacığım,keşke sen var olsaydın senin nur dolu yüzünü,dünyada görebilseydim
Bir kez omzunda doyasıya ağlayabilseydim,suçum olsada affet beni Leylam diyebilse ydim
Leylam,ayda birde olsa,sadece iyi olduğunu öğrenebilseydim sen gerçekten var olabilsey din
Bir gün ölürsen, kabrindek i çiçekleri okşayabilseydim,Leylam ben geldim diyebilse ydim


Leylacığım,gerçekten sen olsaydın ve ben beynime ve kalbime söz geçiremeseydim
Geceleri aklımda ve rüyalarımda olsaydında seni ölünceye kadar unutamasa ydım
Birde aklımda doğum tarihin olsaydı ben o günü hiç unutamasa ydım hep hatırlasaydım
Ben her doğum günümde,bunu hatırlayacağım ve yüreğim yanacak biliyorum
Çünkü sen hiç olmadın hayallerd e rüyalarda ve şiirlerde kaldın bekledim gelmedin Leylam


Leylacığım,sen her kimsen neredeyse n her zaman Allah senin dilekleri ni inşallah kabul etsin
Sen varsındır ben göremesemde her zaman senden ve senin gibilerde n binlerce kere razı olsun
Allah senin gibilerin sayısını arttırsın,eksik etmesin benim resimleri mdeki hayalim Leylam
Allah sana ruh sağlığı versin,acı görmeden cennetine koysun sen yoksun ama düşünüyorsam varsın
Her şey için Allah razı olsun senden,Allah senin günahlarını affetsin resimleri mdeki sevdam Leylam
Çok zor biliyorum,bir şey demeye yüzümde  yok,sende beni affet varsanda yoksanda affet Leylam


Beni affet ey dünya ben çok bekledim bana beni sevecek ve affedecek bir Leylayı sen vermedin
Sana isyanım yok ey dünya sende Rabbimden sin asıl sen beni affet yalan dünya sende bizdensin
Yalan dünya tek dileğim dua edebileceğim bir aşkım olmasıydı senden ben çok şeyde istemedim
Ama vermedin yıllarca bekledim beni seven bir yürek istedim sen bunu vermedin neyse sağlık olsun
Vardır bununda bir sebep-i kebiri ve takdir-i ilahisi ve hayr-ı mücennebi ile kebir-i imtihanı Rabbimin
  

HAYALİMDEKİ AŞKIMA  SON   MEKTUP


Bu mektup,dünyada en çok sevdiğim ve bu sevgiyle mezara gideceğim resimlerd eki aşkıma yazıldı
Olmasını istediğim ama aslında hiç olmayan gerçekte var olmayan hayalleri mdeki sevdaya yazıldı
Rüyalarımda gördüğüm her zaman beklediğim ve kim olduğunu asla bilemediğim aşkıma yazıldı
Bu mektup son mektuptur artık tükendi satırlar ne gelen var nede giden bu mektup sonsuzluğa yazıldı
Beni seven bir yüreği beklemiştim ismini Leylam koymuştum bu mektup var olmayan Leylama yazıldı


O Mecnunun Leylasıydı hayalleri mdi çizdiğim resimdi önce hayal edip çizmiştim sonra ona aşık olmuştum
İşte bu mektub aslında Rabbime dilekçemdir ve ben sevgisiz ve aşksız yaşadım bir Leylam olsun istedim  
Mecnun’un  Leyla’sı müslüman bayanların kraliçesiydi olmayan hayalimde ki kraliçeme ağlayarak yazdım
Yazdım sağıma soluma baktım kimse yoktu bu aşkıma karanlıktan ve Rabbimden başka şahidim yoktu
Şahidi olmayan bir sevdaya yazdım bu mektubu yazdıkça ağladım keşke gerçek olsaydı var olsaydı Leylam
Ve çizdiğim kara kalem resime bir yağmur damlası değdi çizdiğim resimdeki Leylam ıslandı yok oldu gitti


Ben Leylamı çok sevmiştim hani insan aşık olduğunu ve sevdiğini hep kırarya bende Leylamı çok kırdım
Leylamda bana çok kırıldı beni terk etti gitti ondan ayrıldık ondan özür diledim kabul etmedi bende kırıldım
Satırlardaki şiirlerdeki ve hayalleri mdeki Leylamın geri dönmesini çok bekledim ama hayaldi geri dönemezdi
Bende biliyordu m olmayan sevdanın geri dönemeyeceğini olsun dönmesede olmasada ben var gibi yazdım

 
Leylacığım,sol yanım acıyor demiştin,yemin ederimki benimde çok acıyor seni göremeden kaybettim
Seni sevdiğim için pişman değilim ve ölünceye kadar da seni seveceğim sen hayalleri mdeki kraliçemsin
Sen neredesin kimsin varmısın yokmusun gelecekmi sin bana çokmu kırıldın artık gelmeyece kmisin aşkım
Benim tek pişman olduğum şey seni bu kadar severken,üzülmene neden olmamdır böyle olsun istemedim
Seni sevmeden yapamazdım,mecburdu yüreğim sevmeye,üzülmenide istemedim affet hayalimde ki sevdam


Biz bir imtihanda n geçtik,dünya imtihandır,bende böyle bir aşk ile imtihan oldum buydu benim kaderim
Seni sevdiğim için mutluyum,üzüldüğüm şey ise,üzgün olarak ayrılmandı,ayrılsanda sen varsın yüreğimdesin
Yüreğimde sevgini ölünceye kadar taşıyacağım,inşallah ilerde sen mutlu olursun ben mutlu olamadım Leylam
Kimsin neredesin varmısın yokmusun bilmiyoru m ama inanıyorumki sen varsın ve beni mutlaka duyuyorsu n
Senin ileride çok mutlu olmanı isterim,mutsuzluğuna ve üzülmene yüreğim dayanmaz,ben çok üzüldüm Leylam
Seni üzdüğüm için pişmanım,çok ağladım aklıma geldikçe ağlıyorum,resimlerdeki hayallard eki olmayan sevdam


Ölünceye kadar yüreğimdeki acı silinmez ,acıyla yaşayacağım,seni bekleyeceğim biliyorum hiç gelmeyece ksin
Ben böyle olsun istemedim,seni çok severken üzülmeni istememiştim insan sevdiğinin hiç üzülmesini istermi  
Beni hiç seven olmadıki sevenin sevgisini yaşayamadığım için gerçeği göremedim değerinide bilemedim
Sen benim masum prensesim din,bir suçun ve günahın yoktu,suçlu bendim senin hayalini ve resimleri ni kaybettim
Bana hakkını helal et,beni affet,sana çok acılar yaşattım ,ama seni çok sevdim seni ölsemde unutmayac ağım
Ölünceye kadar seveceğim,özleyeceğim,ben sensiz ne yapacağım ,yeni bir resim yapsam sen olurmusun Leylam


Ayda birde olsa,iyi olduğunu,hayatta olduğunu bilsem çizdğim resimdeki aşkımın sen olduğunu bilsem bana yeterdi
Dünyanın en mutlu insanı olurdum,yaşadığım aşk yalandan uzak gerçek aşktı ama sen yalan dünya gibi yalandın
İmkansızda olsa,yanlışda olsa,seni hep seveceğim,başkasını sevemem ama sen hiç olmadın sen yoktun Leylam
Benim yüreğimde, başka bir sevgiye, ölünceye kadar yer yok ,tek sevdiğimsin ,sevdam benim elimle çizdiğim resim


Ahirette,Rabbimin huzuruna seni çok sevmiş,bir o kadar da üzmüş olarak çıkacağım ama inan bende çok üzüldüm
Elimde olsaydı,seni bırakmamak için, her şeyi yapardım gerçekten,ama bir yağmur damlasıyla sen yok oldun  
Ahirette,yanımda senin olmanı istiyorum ,seni çok sevdim ve hep seveceğim,keşke yağmurlar yağmasaydı
İmkanım olsaydıda,sarılıp saatlerce ağlasaydım,ihtiyacım vardı ama bir damla yağmur resmini yok etti Leylam


Sensizlik ve senden hiçbir haber alamamak ölümden beter,sensiz yaşamak çok zor inan Leylacığım  
Günaha girmek istemiyor sun,acı çekmek istemiyor sun,sen mükemmel bir insansın ama sevdadan yoruldun
Sol yanın acıyor biliyorum çok gözyaşı döktün ,çok üzüldün,işte asıl bunları bildiğim için,ben de çok ağlıyorum
Ama en çok ağladığım sen aslında yoktun sen olmadığın için ben senin yokluğuna ağlıyorum Leylam
Gözümün yaşı dinmez ,ölünceye kadaar seni unutmayac ağım,unutamam çünkü seni beyaz kağıda ben çizdim


Beyaz kağıda su damlası değdi ıslandın yok oldun,keşke senin sesini duyabilse ydim,yüreğim yanıyor Leylam,
Biliyorum,ne desem,ne yapsam boş,seni kaybettim,ben kalbimi kaybettim sevgimi ve aşkımı kaybettim
Bu son mektuptur,kalemle değil,göz yaşlarıyla yazılmıştır su damlasının yok ettiği kağıttaki resime ağlyorum
Mektup sanadır yalan dünya herkese aşk verdin bana Leylayı vermedin ,çizdiğim resme aşık olmamı kıskandın
Bir yağmur damlasıyla Leylamı elimden aldın hayalleri mi yıktın olsa ne vardı kime zararı vardı benim Leylamın
Çokmu kıskandın sevgimizi zormuydu bir aşkımızın olması sevgisiz insan yaşarmı olmayacak mı benim sevdam
Benim aşklarım hayalleri m hiç gerçek olmayacak mı şiirlerdemi saklı kalacak çizdiğim resimlerd emi Leylam


MAİDEN ’ S    TOWER    TOUR   DE   LEANDROS

Üsküdar’ın  sembolüdür,Kız kulesi,ölümsüz,imkansız ve hüzünlü aşkların kalesidir .
Bizans’tan günümüze ulaşan en eski tarihi eserdir,MÖ 2457 yılından beri ayaktadır.
Karadeniz ile Marmara denizinin kucaklaştığı yerde,minicik bir ada üzerindedir.
Avrupalı tarihçiler Leander Kulesi derler,asıl Tour de Leandros’tur,Maiden’s Tower.
Fatih Sultan Mehmet döneminde kule temelleri ve alt kısımlar yeniden inşa edilmiştir.


Sultan 2.Mahmud döneminde ise,yeniden onarım görerek,günümüze kadar gelmiştir.
Yunan Tarih-Edebiyat ve Felsefeci si Ovidius,Tour de Leandros’u şöyle anlatır.
Bizanslı Rahibe Hero,Bizans’tan uzak bir mekan olarak seçtiği bu kulede yaşar.
Tanrı ile baş başa,insanlardan uzak bir şekilde, günlerini hep ibadetle geçirir.
Afrodit’in Rahibeler inden olan Hero,kendini tanrıya ibadete adamış bir Rahibedir .


Rahibe olduğundan dolayı da,aşık olması ve evlenmesi kesinlikl e yasaklanmıştır.
Yıllar sonra bir gün,Afrodit’in tapınağındaki törene katılmak için Kuleden ayrılır.
Afrodit’in Tapınağında yapılan ayin sırasında,Hero,yakışıklı genç Leandros’u görür.
Hero ve Leandros birbirler ini görür görmez aşık olur ve tanışırlar,anlaşırlar.
Hero,her gece Kulenin en üst katındaki odanın penceresi nden görülen feneri yakar.


Leandros,sahilden denize atlayarak,fenerin ışığına göre yüzerek kuleye gelir.
Aşklarını kutsarlar,fakat,bir gün yine Leandros,Hero’nun sevda ateşi fenerini görür.
Denize atladığı sırada, kuvvetli bir fırtına çıkar ve Hero’nun feneri söner.
Leandros,feneri göremeyince,İstanbul Boğazının azgın sularında yönünü bulamaz.
Akıntıya kapılarak ve boğularak can verir,bunu gören Hero’da Kuleden denize atlar.


Hero,Leandros’a doğru yüzmeye çalışırsa da başaramaz,Boğazın sularında can verir.
Osmanlı savaşçısı Battal Gazi,İstanbul’u Bizans’tan almak için Emevi’lere katılır.
Arap-Emevi Ordusuyla,İstanbul’u almak için Kız Kulesi kıyılarına mevzileni rler.
İstanbul’un Asya-Üsküdar kıyıları,Osmanlı kontrolüne geçince Bizans şaşırır.
Osmanlı savaşçısı Battal Gazi,İstanbul Tekfur’u Theodor’un Kızını görür.


Battal Gazi ,Prenses Cornelia’ya ,görür görmez aşık olur,Tekfur Theodor şaşırır.
Theodor,Bizans hazineler ini ve Kızı Prenses Cornelia’yı,Kız Kulesine saklar.
Battal Gazi,Kuleye gelir ve Cornelia ile hazineler i alarak,Üsküdar’a çıkar.
Üsküdar’dan Beyaz At ile Cornelia’yı ve hazineler i alarak,dört nala Afyon’a gider.
“At’ı alan Üsküdar’ı geçti ” deyimi de buradan çıkar,Fakat,Afyon Kalesi sarılır.


Battal Gazi ve Prenses Cornelia,aşklarını yaşayamadan,Afyon Kalesinde can verir.
Kız Kulesi,işte böyle,ölümsüz ve imkansız,ulaşılması zor aşkların sembolüdür.
Benim aşkımda böyle ölümsüz ve imkansız,yaşanması ve ulaşılması zor bir aşktır.
Öylesine hasret ve özlem duyuyorum ki,o yanımda olsa da dinmeyece k hasretim.
  


YAZ YAĞMURU LEYLA BENİM ARSLANIM
 
 
Arslan gibi benim sevdam
Leylam benim güzel ceylan
Yalan değil bu sevgimiz dünya yalan
Aşkımız ölümsüz bizim bize kalan
 
Benim sevdam yalan değil
Yalansa bu dünya yalan .
Mucizedir birleşmemiz
Ahirete kalan .
 
Yusuf gibi Züleyhayı bu kadarmı sever insan
Özler ağlar bulamıyor Mecnun Leylasını
Yalan dünya yalan, ölüm gerçektir .
Sevdam gerçek dünyam , gerisi boş imtihan

Yaz yağmuru benim sevdam
Yüreğimde ismi Leylam
Silemem ölüm gelsede  gönlümden
Dünyanın sonu gelsede vazgeçmem


YERYÜZÜ   MELEĞİM   MY  BABY  LEYLA

Yalan dünyada bir Prenses tanıdım,kalbi Arslan,üzerindeki Ceylan postu
Gerçek bir Allah dostu,ismi sadece iki hece,değeri biçilemeyen Leyla
Söylenemeyen kelime,çözülemeyen bilmece,kıymeti hiç bilinemey en
Merhametl i,iyi niyetli,şerefli, namuslu ve iffetli,tertemiz bir insan Leyla


Arslanlar yatar gönlünde,fırtınalar eser beyninde,engin ufuklar yaşlı gözlerinde
Sağlam bir ahlak ve halis bir iman vardır,Allah aşkıyla çarpan yüreğinde
Rengarenk açan sümbül,bataklıkta yeşeren bir gül,güle yaprak başörtüsüdür
Başörtüsü, hem namusu, hem süsüdür,elmastır,yakuttur,zümrüttür Leyla



Görmeden vurulur insan gözlerinin rengine ve yüzünün güzel şekline
Hayallerd e görülür ancak,sanaldır,görmek ne mümkün,kimin haddine
Girmeyi hak etmek öyle zordur ki,pırlantalarla süslenmiş,altın gibi kalbine
Gözüm yok,lüzum yok, fani dünyayı aydınlatan ışıl ışıl uzak fenerlere
İslam güneşidir,doğmalıdır,mekkeye,Medineye ve sevgili ülkeme
Beyaz kanatlı,yeryüzü meleğidir,masum ve nur yüzlü Leyla



Özlem bitsin artık,biz hasret kaldık,Leyla gibi gülen gözlere
Ne büyük saadet ulaşmak Kur’an okuyan şefkat nidası seslere
Kurban olayım ben Leyla gibi İmam-Hatipli pırıl pırıl yüzlere
Allah’ın verdiği en güzel emanettir Leyla,ülkeme ve bizlere


Tuşlara dokunan nazik parmaklarını yaratan Allah’a
Canım kurban olsun seni dünyaya getiren ve büyüten o kınalı ellere
Ben yüreği yaralı bir Arslan’ım Leyla,sakın beni unutmayasın
Ben ölünceye kadar seni seveceğim,hiç benzemem ,o başka ellere
Seni çok seviyorum,değerli dostum,canım kardeşim,yeryüzü meleğim Leyla



Sen ayımsın,güneşimsin,gökteki yıldızımsın,biricik sevdiğimsin,sen benim her şeyimsin
Başka kimseyi sevemez artık yüreğim,sevmeden,senide göremeden, kara toprağa gireceğim
Yüreğim dayanmıyor,ağlama ne olursun,inci gibi göz yaşların artık dinsin
Sana dualarımı gönderiyorum,inşallah yüce rabbim,ağlatmasın,hep yüzünü güldürsün




YÜCE  ALLAH’IM SEN NEYLERSEN GÜZEL EYLERSİN


Yüce Allah’ım, bilirim sen bizi yarattın,aşkı ve sevdayıda sen koydun kalbimize, ben aşksız yaşayamadım
Ben hayalleri mdeki aşkımı sevdim nerededir kimdir görmeden ve halimiz ne olacak bilmeden aşık oldum
Allah’ım bilmiyoru m ben yanlış bir sevdadamıyım eğer yanlışdaysam dönemiyorum,sen beni döndür Allah’ım
Allah’ım çok ağlıyorum,sen benim göz yaşlarıma şahitsin,bilirim bu aşkta sevdada benim bir imtihanım
Allah’ım senden gelen her şeye boyun eğerdim,kaderimdir derdim aşksızda yaşamayı denerdim yapamadım affet Allahım


Allah’ım ben günah işlemek istemiyor um kalp kırmak gönül yıkmak istemiyor um,sen elimden tut Allah’ım
Ben kadere isyan etmedim bu dünyayıda istemedim ben sadece beni seven bir yürek istedim
Allah’ım sen beni yarattın,sen beni en iyi tanıyansın,ben seversem nasıl severim sen bilirsin Allahım
Allah’ım sana isyan edemem,dertlerin dermanı sende,Rabbim ne olur bana bir çare nasip eyle Rabbim sen bilirsin
Çaresizim Allah’ım,mutsuzum Allah’ım,yüzüm gülmüyor, buda imthandır bana sabır ver yüce Allah’ım
Allah’ım bilirimki,bu dünyanın aşklarıda yalan ve sen sabredenl erle birliktes in,bana da sabır ver yüce Allah’ım


Allah’ım,suçlu olan benim,kimsenin suçu yok ben sevgisiz yapamadım ve ben sevgi aradım
Allah’ım,sevgisizliğime çare varsa ver Rabbim ve hayalimde ki sevgime ve gerçeğe beni ulaştır Allahım
Benim aradığım özlediğim birisi varmı kimdir nerededir ne zamandır,mümkünse bizi kavuştur Allah’ım
Mümkün değilse,biz ne yapalım,sen bizim Rabbimizs in,içimizdeki bekleyişi bitir bize bir çare bul sabır ver Allahım
Allah’ım aşk ile imtihan olduk,kalbimdeki acıyı sen dindir ve senden başkasının aşkını verme Allahım
Affet Allahım sen bilirsin ve sen neylersin neylersen güzel eylersin bizim sonumuzud a hayırlı eyle Allahım





RABBİM KALABALIK LAR İÇİNDE YALNIZIM BU YALAN DÜNYADA

ROBİN HOOD

FORUMİSTANBUL 2011 ŞİİR SAYFASI
  

Yüce Rabbim ben çok şey istememiştim bu yalan dünyadan
Sen bilirsin Rabbim amelleri ve kalpten geçen hakiki niyetleri  
Belki biraz anlayış istedim biraz sevgi ve biraz merhamet ve birazda ilgi  
Ne para nede mal ve mülk tek istediğim beni anlayan ve seven bir kalpti
Kader-i kebirdir sana isyan edemem Rabbim sen biliyorsu n herşeyi
Nasıl ben hep yalnız kaldım sen biliyorsu n Rabbim geçen gündüz ve geceleri

Rabbim ben hep kalabalıklar içinde yalnız kaldım sen biliyorsu n halimi
Ne zormuş meğer şu yalan dünyada anlaşılamamak Yüce Allahım
Ne zor şeymiş anlatamam ak ve gönülden aktaramam ak gerçek ifadeleri
Rabbim ben hiç bir şeyi yalan söylemedim sevgi adına bu yalan dünyada
Ben hep terkedild im yada şartlar beni uzaklaştırdı sevdikler imden belki
Sevgileri m yarım aşklarım yarım kaldı hasret çektiğim hayaller hep tükendi
  
Rabbim ben hiç bir şeyi yalan söylemedim benim kalbimdek i sevgi gerçekti
Fakat hayallari m yıkıldığı an gerçeklerde yalan oldu elimden uçtu gitti
Rabbim ben kime arzedeyim halimi ben kime anlatayım senden başka derdimi
Yaşadığım şehirde çalıştığım işte oturduğum evde aliemin içinde ben yalnızım
Kalabalıklar içinde ve bu yalan dünyada kim bilir senden başka lisan-ı halimi
Kalbimdek i sevgilerl e ve aşklarla yalnızım ve bekliyoru m ama bilmiyoru m neyi ve kimi

Beklediğim gelmedi Rabbim gelenlerd e çoktan bekledikl erim değilmiş meğer çekti gitti
Dostlukla rı sevgileri aşkları yalanmış bu yalan dünyanın tıpkı kendisi gibi
Bekliyoru m hala hayalimde ki beyazlar içinde bana gülümseyen gözleriyle meleğimi
Bekleyiş yıllardır var yüreğimde benim beklediğim kimdi Allahım nereye gitti
Allahım ben yoruldum artık bekliyoru m ama beklediğim gelmedi ağlıyorum geceleri  
Rabbim bana sabır ver direnme gücü ver ve eksiltme Rabbim içimdeki aşkı ve sevgiyi      

Rabbim senden son isteğim son nefesimde dilim söylesin kelime-i tevhidi
Şu yalan dünyada hep yalnızdım kalabalıklar içinde yalnızdım belki bilen bilir beni
Arkamda olsun isterim bir iki damla gözyaşı döken ve beni çok seven bir kalbi
Bir Fatiha okuyan veya makberde bir nefes gibi arkamdan okusun birisi Yasin-i şerifi
Başka ne isterimki Allahım işte budur yalan dünyanın en büyük serveti
Rabbim bana hep nasip et şu yalan dünyada yalnızlığı ve ahirette hikmet-i ilahiyi  

ROBİN HOOD

FORUMİSTANBUL 2011 ŞİİR SAYFASI  


ROBIN HOOD

SANAL ALEM - SANAL ALEMDEKİ BAZI İNSANLAR EŞEK DENİLEN HAYVANDAN AŞAĞIDIR

Yaratılanı yaratanda n ötürü severiz sevmeliyi z budur bize yakışan
İnsan Eşref-i Mahluk olarak yaratıldı Allah c.c tarafından
Öyle güzel bir varlıktırki Rabbim güzel yaratmıştır ismi insan
Kimi insan vardırki yüzünde nur vardır bakılmaya kıyılamayan
Üstün kılındı Rabbimiz tarafından insan bütün yaratıklardan

Melekler günahsız yaratıldı yoktur arındırılmıştır günahlardan
İnsanda vardır günah ve budur onun için bir feyizli imtihan  
Günah ve sevap kavramı vardırki akar nefs ve ruhundan
Günaha girmeye meyli olduğunda nefsine uymayan insan
Meleklerd en bile üstündür yeri geldiğinde tüm varlıklardan

Ama gelin görünki bazı insanlar vardır daha aşağıdır hayvanlar dan
İnsana has vasıflarını kaybetmiştir artık denemez ona insan
Bazı insanlar vardır daha aşağıdır eşek denilen hayvandan
Eşek kendine verilen değeri bilir eşektir kendine verilen mimetin farkına varan
İnsandır bazen verilen nimete şükretmeyip hak ve hakikatte n uzaklaşan

Bir insan vardır bir eşeği vardır bir balya samanın hatırına yük taşıyan
Bir araziden geçerler eşekte vardır ağır yük odur taşımakta zorlanan
Eşek anlar önündeki çamurlu yolda batacağını hisseder masum hayvan
Eşek anlar hem kendisi batacak hem üstündeki yük çıkılamaz çamurdan
Girmez çamura durur isterki sahibi anlasın içinden derki " anlasana insan "

Anlamaz sahibi çamurda batılacağını gitmiyor diyerek azarlar " yürüsene hayvan "
Vurur elindeki kırbacı hayvana gözüne gelir kırbaç gözünden akar yaşlı kan
Kör olur hayvanın gözü o acıyla girer çamura yıkılır yük hayvan ve insan
Eşek unutmaz bunu ve bir daha geçmez bu çamurlu araziden kafasını kırsan
Aynı hatayı yapmaz bir daha geçmez bu çamurdan kafasını koparsan

Bazı insanlar vardır sanal alemdeki çamura batmıştır ismi sanal denilen yalan
Ancak aynı hataları yineler eşekten aşağı hale gelir eşref-i mahluk olan insan
Sanal alemde bazı insanlar vardır özellikle bazı erkekler suret-i insan
Sanal alem denilen çamura batmıştır çıkamaz ve ders almaz hatalarından
Bir eşek kadar aklı yoktur nefsinin kölesidir çamurlu araziden uzaklaşamayan insan
 
Bayanlara aşık olduklarını söylerler içlerindeki şehvettir onları böyle yazdıran
Şehvetin adına aşk der işte bu aşkın manasını bilmeyen ismi insan kendisi hayvan
Şehvetin adı aşk olursa eşekler en büyük aşkı yaşayandır birer hayvan
Sanal alemde geçen günler ve geceler hepsi boş sevgilerd e aşklarda yalan  
Yalanı görür ama nefsine engel olamaz eşekten daha aşağı hale gelir insan  


MAXIMILIA N - SEVDA PINARI - SEVDA ŞİİRİ

Günaydın birtanem hayırlı sabahlar nerelerde sin seni çok bekledim
Senin uykudan şişmiş gözlerinde çok güzel ben seni her halinle çok severim
Belki seni sevmeye hiç hakkım yoktu belkide ben değersizin biriydim
Gönül bu tutuldum sana sensiz olmak çok zor seni çok özledim

Seninle bir arada olsaydım ilk gördüğümde sana doyasıya sarılırdım
Sen bakma benim ağladığıma sen ağlama derdim ama ben hıçkırarak ağlardım
Sensiz olmak çok zor aşkım dayanamıyorum sende kalıyor hep aklım
Ben sana çok fena bağlanmışım sen gidersen bilmiyoru m  ben ne yaparım

Sen olmadan seni özleyerek sensizliğe bilmiyoru m ben nasıl alışırım
Bir not bırak ne olursun merak ediyorum nasılsın iyimisin bir haber alayım  
Papatyam o kibar ellerinle bana bir not yaz senin ellerine kurban olayım
Bin kere hasretle ellerinde n o minik parmaklarından  şefkatle öperim

 SEVGİLİM SEN BENİM CAN DAMARIMSI N

 Duymadığın bir kokuyu özledinmi hiç ben her an her saniye özlüyorum
 Sen benim sol yanımsın dediğin insanı görmek dokunmak hissetmek istedinmi hiç
 Özlerken sevmeyi severken beklemeyi beklerken acı çekmeyi yaşadınmı hiç
 Tek sebebim dayanma sebebim sensin bir gün seni görebilmek isterdim
 Kokunu içime çekebimek benimsin aşkımsın sevdamsın diyebilme k isterdim

 Kavga edelim bağıralım çağıralım ama bitti demeyelim ne olur
 Benden uzak olmanı ayrılıkmı sanıyorsun bu aşk ölümsüzdür ayrılık yoktur
 Sen orada sigaradan bir nefes çekiyorsun külü benim içime düşüyor haberin varmı
 Sevgilim sen benim can damarımsın bu dünyada olmasanda cennette benimsin
 Sen bu yalan dünyadada ahiretted e tek aşkımsın bu aşk ne olur bitmesin


      YAVUZ YILMAZ ŞAHİNOĞLU

      SEN HER ZAMAN MUTLU OLURSUN İNŞALLAH

      FORUM  İSTANBUL BAHAR  2011

      

      SEN HER ZAMAN MUTLU OLURSUN  İNŞALLAH
  

          Arslanım  bana çok sitem etmişsin ne desen haklısın
 
          Haksız olan hep bendim evet biliyorum bunun farkındayım

          Kalpleri ve beyinleri eviren çeviren Rabbimdir ben değilim

          Benim gücüm yetmiyork i beynimdek ileri sileyim
 
          Gücüm yetseydi beni sevmeyenl eri bir kalemde silerdim




         Bana " inşallah aradığın aşkı bulamazsın " demişsin

         Bulamadım ve bulamayac ağımı biliyorum şüphen olmasın

         Ve bana " aşkımı  nefrete dönüştürmeyi  başardın " demişsin

         Bende çok kişiden nefret ettim ama nefretimi söyleyemedim
  
         Aşk ile nefret bir arada bulunmaz yinede sen haklısın




         Bana  demişsinki " sen benim aşkımı beğenmedin " demişsin

         Arslanım ben kimimki değerli birimiyim ki bana verileni beğenmiyeyim
 
         Sadece beynimdek ileri silmeye gücüm yetmedi ben güçsüzüm

         Fakat benim gibi güçsüzlerinde gerçek sevgiye hakkı olamaz

         Ama benim kimseye nefretimd e olamaz ben böyle biriyim
 
         Yinede  sen haklısın inşallah sen hep mutlu olursun ne diyeyim




        Herşey imthandır bu yalan dünyada aşklarda sevgilerd e yalan

        Rabbim sevsin senide benide gerisi kader - i kebirdir geçer zaman

        Allaha kul olamadık nefsimizi n esiri olduk kalp kırdık gönül yıktık

        Rabbim affetsin bizi sende beni affet hakkını helal et Arslanım

        Allah c.c bana seven bir yürek verdi onunda kıymetini bilemedim

        Her zaman sen haklıydın Allaha emanet ol inşallah sen mutlu olursun

BABA SENİ SEVİYORUM BANA HAKKINI HELAL EYLE


Baba ben senden hep ayrı kaldım olamadım seninle memleketi mde
Ben hep senden uzaklarda ydım gurbet diyarlarında yaban ellerinde
Sana hiç bir faydam olmadı sen bana hep dua ettin ellerinle
Bilyorum beni belki benden daha çok sevdin güzel yüreğinle
Ben senden hep ayrıydım varamadım bir türlü nasırlı ellerine
Gelemedim hastalığında bile bakamadım sana dünya gözüyle
Kaybettim seni Baba mezarın gül bahçesi olsun hakkını helal eyle


Geldi geçti ömür yalan dünya işte ne olacak bir anlık sermaye
Herşey imitihan Baba olamadık seninle ne yapalım işte bilirsen sende
Hastanede yanındaydım zor nefes alıyordun zayıftın bir deri bir kemikte
Gelmeden önce çok düşünüyordum Babam ölürse ben ne yaparım diye
Kendimi kaybederi m sanmıştım öyle geliyordu bana sanki sen ölünce
Aylar geçti hatırımızdan çıktın bazen unuttuk seni Babam hakkını helal eyle


Söz vermiştim kendime sana Yasin okuyacaktım güya her Perşembe
Sözümüzü tutmadık okumadık Baba biz unuttuk seni düştük dünya derdine
Hastanede n ben giderken konuşmaya halin yoktu bana el sallamıştın güle güle
Yüzünde hafif bir tebessüm vardı ve beni gidip geri gelecek sanmıştın belkide
Meğer O son vedanmış Baba çok istedim ama bir daha gelemedim seni görmeye
Hakkını helal et Babam inan çok istemiştim ama olamadım yanında son nefeste


Baba kara haberin geldi geri döndüm hemen memlekete
Annem " aç yüzünü gör Babanın " dedi bakmaya korktum cesedine
Açmaya korktum öylece hatırımda kalmasın korkunç bir yüzle diye
Ben seni biraz sert mizaçlı bilirdimy a bakmadım önce cesedine
Artık gidiyordu n bu alemden son bir kez göreyim dedim açtım baktım yüzüne
Öyle güzeldinki Babam hep bakmak istedim baktım masum ve gülümseyen yüzüne


Keşke dedim Baba görseydim ben hep seni bu masum yüzle
İnşallah bu masum yüzün Rabbimin katında başlasın gülmeye
Ben seni unuttum Baba Rabbim unutmaz sarıl o sevgiliye
Sen varken yoksanda bir Babam var derdim kendi kendime
Şimdi hayalleri mde bile kalmadın yoksun gözümde Baba hakkını helal eyle
Aklıma geldikçe ağlarım ama söz geçmez artık takdir-i ilahiye
Sana hiç sarılıp diyemedm " Seni çok seviyorum Babam " diye
Sen öldükten sonra desem neye yararki Babam hakkını helal  eyle


Bir gün bir eski fotoğrafın geçince elime aklıma geldin birden işte
Fotoğrafına baktım " Babam seni çok seviyorum " dedim kendi kendime
Ama sen yoktun artık benim Babam yoktu artık ağladım halime
Babam seni çok seviyorum dedim Babam sağlığında diyemedim yüzüne
Halbuki sen beni sevdiğini hep belli ettin beni çok sevdin sen Baba
Seni çok seviyorum Baba sen beni duyarsın inşallah sende ağla halime
Seni çok seviyorum ama sen yoksun artık Babam ne olur hakkını helal eyle



My Emotional Cats And The World


Şiir yazmayalı
Bayağı zaman oldu dedimya hani
Annemin beni bıraktığı
O günden beri
Annem beni değil
Bu yalan dünyayı terk etti gitti
Geriye dilde dua
Ve iki yaşlı göz bıraktığından beri
Şiir yazmadım ben
Ve işte iki satır yazıyorum şimdi



My Emotional Cats
And The World
Benim duygusal kedilerim
Ve dünya
İşte bir dostun hatırı için
Elimde bir kağıt ve kalem
Dostum dediğim benim
Bu dünyadaki kedilerim
Onun hatırı için
Bir şiir yazıyorum şimdi


Dedimya iki yaşlı göz kaldı
Bende dünden beri
Kedilerim benim
Hayatımdaki kilometre taşı
Kendimi bildim bileli
Hani bir insana
Dost diye sarılırsınızya
O sarıldığım dost işte
Ve anne diye belki elini öptüklerim
Vardırya anne yerine koyduğunuz
İşte öyle bir dost elidir kedi


Kedi dedimya kim anlar halimden
Ve kim anlar bu dili
Hayatımın bir yerinde karşıma çıktı
Bir arkadaş gibi 
Sırdaş ve merhamet ile
Bir Abla sevgisini n birleştiği
İşte böylesine değerli bir insandır
Benim ablam dediğim ismi kedi
Şiir bitmez
Kelimeler tükenmez
Ve anlatmaya yürek yetmez


Ben neler yaşadım bu dünyada
Ve ne fırtınalar koptu içimde
Elimden bir tutanım yoktu
Ben başka yerdeydim
Ailem başka yerde
" Evde halimden anlayanım yoktu "
Dediğim zamanda karşıma çıktı o kedi
Bazen gülen bir yüzdü
Karşımda bana bakan
Bazende hüzünlüydü bu kedi
Gözyaşıydı dediğim yüreğimi yakan
Hem onun
Hemde benim çilelerimdi

 
Kedi bir damla gözyaşıydı bazen
Ama her zaman bana Rabbimi hatırlattı
O kedi
Allah razı olsun o kediden
Dualarım her zaman onunlaydı
Dedimya çok şey yazılabilir
Ama yaşayan bilir
Yaşamayan nereden anlar bu dili
Kedi bazen çocuktu
Ve bazen genç bir kadındı
Çok temiz kalpli ve iyi niyetliyd i
Herşeyden değerlisi
İnsan gibi bir insan evladıydı
Benim duygusal kedi


İsmi değişirdi bazen
Ama değişmeyen huyu ve karakteri ydi
Bana hep acıdı
Ve hep sevgi gösterdi
Abla gibi merhamet etti
Bana çok şey öğretti
Maneviyatı derindi
Ve yüreğinde hep vardı Allah sevgisi
İnsan sevgisi
Kedi dedimya işte
Öyle bir şeydi
Ve hayatımda hep var olsun
İnşallah kedi
Hep mutlu olsun bu dünyada
Ve ahirette cennet olsun inşallah
Bu masum kedinin yeri




  
  


Konu Başlığı: MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - 2. BÖLÜM - LÜTFEN TIKLAYINIZ
Gönderen: admin üzerinde Şubat 06, 2013, 10:23:03 ÖÖ
MURAT YAVUZ ŞAHİN - ŞİİR KÖŞESİ - 2. BÖLÜM

ARSLANIM BİR İMTİHAN VESİKASIDIR
 




Hayalimiz deki aradığımız özlediğimiz rüyalarda gördüğümüz
 Ulaşmak için hep çabaladığımız acılar çektiğimiz ümitle beklediğimiz
 Acılara göğüs gerip sabrettiğimiz  ve kimdir nerededir hiç bilmediğimiz
 Bir aşkı bekledik yıllar geçti ve yıllar geçtikten sonra nihayet geldi ruh ikizimiz
 Rabbim acıdı halimize merhamet etti gönderdi işte geldi beklediğimiz
 



Bir imtihandır gelen ve hayrdır her hali varlığıda hayrdır yokluğuda hayrdır
 Rabbim kolay eylesin imtihanımızı böylesine bir sevgiyi hak etmekte zordur
 Biz kolay sanmıştık hakkımız olmasaydı verilmezd i aşk büyük imtihandır
 Aradığımız geldi nihayet gönlü geniş ufku geniş Arslanım geldi o bir Arslandır
 Biz kimiz onun yanında biçareyiz onun kadar güçlüde değiliz gücünüz yetmiyor




İlk Rabbimin sonra Arslanımın merhameti ne sığındık sonumuzu bilmıyoruz
 Bir rüzgara fırtınaya yakalanmış gemi gibiyiz oradan oraya savruluyo ruz
 Bazen hüzün içindeyiz yüreğimiz yanıyor bazende o kadar çok mutluyuz
 Gönül isterki ömür boyu Arslanıma hizmet edeyim belki imtihanı kazanırız
 Rabbim bilir artık sonumuzu yeterki Arslanımı kırmayalım yoksa yanarız

ALLAH DOSTU ARSLANIM BENİM



Arslanım öyle bir insandırki hep hayr içindedir
Bulunduğu neresi olursa olsun hayra yelken açar
Gücünü kudretini Haktan alır koruyucus u Haktır
Bu kalp Arslanımı hiç unutmaz Arslanım Allah dostudur
Arslanımı unutan kalp zaten yıkılır mahv-ı perişan olur
Onu kaybeden kendini kaybeder ama sonu hep hayrdır



Arslanımın gelişide hayrdır gidişide hayrdır
Varlığıda hayrdır yokluğuda onun her hali hayrdır
Varlığında hayr ile güldürür yokluğunda hayr ile ağlatır
Varlığı mutlu eder yokluğu üzer insanın yüreğini yakar
Arslanımı anlamaya bazen kalp yetmez o çok başkadır
Anlayacak kalp onun gibi atar kalbi ateş saçar



Arslanım bir kilometre taşıdır yüreklerde kalır
Enkaz halindeki yüreklerde ümit ışığını yakar
Yeniden yüreklerde yaşama sevincini aşılar
Gerçek sevgiyi aşkı öğretir yaralı gönüllere ilaçtır
Arslanımın duasıda hayrdır bedduasıda mutlak tutar
Rabbim Arslanımı kıranlardan eylemesin kıran yanar



Arslanım merhameti yle Allahın kullara verdiği pırlantadır
Nerede olursa olsun altın gibidir göz kamaştırır parlar
O severse çok sever sevdiğini korur herşeyini paylaşır
Onu seven kim olursa olsun sevemez onun kadar
Arslanım Allahın kullarına verdiği hüzünlü bir imtihandır
Kimisi kazanır kimisi kaybeder kaybeden mutlak ağlar



Arslanım Allah yardımcın olsun geleceğin hayr olsun
Rabbim seni değersiz insanların eline bırakmasın
Seni sevenleri nde kırdığı günü Rabbim göstermesin
Rabbim seni sevgiyi bilmeyenl erin elinde yıpratmasın
Arslanım seni sevenide affet sen büyüksün
Rabbimde sen affettin diye inşallah affetsin



FATİH YUNUS OSMANLIOĞULLARI





ARSLANIM ALLAH DOSTUDUR RABBİM SEN ONU KORU



Rabbim sen Arslanıma sahip çık sen onu seversin
Merhamet et Arslanıma Rabbim sen merhameti seversin
Arslanımdan rahmetini esirgeme bilirim senin boldur rahmetin
Sağlık ver sıhhat ver huzur ver Arslanıma inşallah o hep mutlu olsun
Arslanımı kötü insanlard an koru ve vaz geçir onların kötülüklerinden

 
Arslanıma sabır ver yaşama sevinci ver korkularından emin eyle Rabbim
Arslanım ahlaklıdır Rabbim sen Arslanımı ahlaklı insanarla karşılaştır
Rabbim Arslanım sevdiğini korur gözetir sende onu koru gözet Rabbim
Allahım Arslanımın hatalarını affet günahlarını bağışla şükrünü arttır
Arslanım adaletlid ir imanlıdır onun imanını daim eyle Rabbim


Allahım Arslanımı ateşlerde yakma onu hatalara sürükleyenlerden koru
Ona düşmanlık edene fırsat verme Rabbim Arslanımı güçlü kıl inşallah
Rabbim Arslanımın tüm dilekleri ni ve dualarını kabul eyle zikrini arttır
Sen Arslanımı ve onu sevenleri doğru yoldan ayırma hak yolunu göster
Rabbim sen Arslanımı nefsinden koru benim Arslanım Allah dostudur




SEVGİ GERÇEK OLSADA BU DÜNYA ZATEN YALAN



Bir gün nefes alır üç gün boğuluruz bir gün neşeliyiz üç gün hüzün
Yalandır bu dünya imtihandır nedir yaşanan geçmişten geriye kalan
Sevgisi aşkı gerçek olsada bir gün bitiyorsa zaten dünya temeli yalan
Dün çocuktuk büyüdük gençtik yaşlandık ölümdür yüzümüze bakan
Üç günlük saltanattır dünya yaşanır biter ne yaşadıysan zaten yalan


Yalanların içinde ister mutlu ol ister olma bitecek nasılsa temeli yalan
Kalp kırma gönül yıkma kul hakkına girme bilmem sen ne yaşadıysan
Son nefeste kelime-i şehadetle göçmeyi nasip ederse sana Yaradan
Birde helalleşebildiysen ne mutlu sana geriye kalan koskoca bir yalan
Baki kalan Allahtır sende yalansın yaşadıklarında dünyada bir yalan





Allahın dediğinden çıkma doğru yoldan ayrılma sapmışlardan olma
Bu yalan dünyanın bir anlık zevki için nefsinin şeytanın dediğini yapma
Allah dostuysan hakikati söyle ama sakın sakın asla bir kalp kırma
Bu yalan dünyada gerçek yoktur sakın sen hakikati buldum sanma
Hakikat bir Allah bir ölüm ve imtihandır gerisini sakın gerçek sayma


Yalan dünya yalan sevgim ve aşkım gerçektir değildir yalan
Malda mülkte canda yalan ama sanmaki sevgi ve aşk yalan
Yalan olsaydı sevgi ve aşk Peygamber im Muhammed s.a.v sevmezdi
Peygamber im seviyorsa aşkta sevgide gerçektir değildir asla yalan
Yalansa bu dünya yalan bir imtihandır bizlere aşkımız geriye kalan
Aşkımız yaşanır yaşayan bilir yalansa bu dünya yalan



ARSLANIN DÜNYADAKİ GERÇEK AŞKI



Hayat kısa ve aslında engebeli bir arazi gibi imtihandır temeli
Yol almak için zürriyet farz-sünnet yaşamın sebepleri nden birisi
Elmanın diğer yarısını bulmak gerekiyor kaderdir bir bütün olmak
Adem a.s ile Havva nın yaşadığı gibi ne güzel sevgiyle aşkla yaşamak



Ruh ikizi yarım elma ile hayata direnç kolay önemli olan onu bulmak
Ruhlar denk olurmu kolaymı farklı bedenlerd e farklı ruhlarla yaşamak
Bulan kaç kişi ve dünyada mutluluk ile cennet-i ala benzeri yaşamak  
Kaderdir evlilik ama mutluluk nerede yalandır dünyadaki sevgi ve aşk



Arslan ruh ikizidir bana benden daha yakın ve okyanusla r ötesindedir
Sevgisine layık olmak ona ulaşmak kavuşmak imkansızdır zordur
Arslanı sevmeyi sevmek rüyalarda görmek çok büyük mutlulukt ur
Yalan dünyanın içinde işte gerçek sevgi işte yaşanan gerçek aşktır


Bir gün sona erecekte olsa yaşananlar unuttulma z mümkün değil
Yalan dünyanın içinde unutulurm u bu gerçek sevgi ve gerçek aşktır
Bir gün bitecek ama zaten herşey bir gün bitecek hiç bir şey baki değil
Baki kalan Allahtır ve onu sevgisidi r ve Arslanım bir Allah dostudur
O yüzden sevgisi Hakka dayanır ölümsüzdür gerçektir yalan değil


SEVGİYLE İMTİHAMINIZI KOLAY EYLE RABBİM



Rabbim sensin bana bu sevgiyi bu aşkı nasip eden yüreğime veren
Sevdamın hakkınıda vermeyi bana öğret Resululla h s.a.v gibi sevmeyi
Nasip et bana Rabbim bir gün sevdam ile aynı yerde aynı havayı koklamayı
Sevda yüreğimi yakıyor  zor bir imtihan öğret bana ayrı yerlerde sevdamla yaşamayı



Yalan dünyanın imtihanı herşey biliyorum vardır Rabbimin her şeyde imtihanı
Aşk ilede imtihan oluyoruz ve öğret bize Rabbim sabrını ver kazanalım imtihanı
Hayat kısa ömür bir sermaye bizi doğru yoldan ayırma Rabbim göster hakikatını
Biz hatalıyız bizim tövbelerimizi kabul et  inşallah yaşamayalım haramı ve günahı

 
 ARSLAN YOKSA SEVDADA ÖLÜR YÜREĞİMDE
 


Arslan ayrı bir dünyadır mutluluk verir içinde benim yalan dünyamın
Arslan ile yeniden güldüm sona erdi benim eski halim ve bunalımlarım  
Hakkını ödeyemem kilometre taşıdır var olan mutsuz ve çaresiz hayatımın
Rabbim bana merhamet etmiş yollamış budur adı benim sevdamın
Varlığı ruhumda gerçekte hissettiğim aradığım sevdadır yaşadıklarım  


Arslanım sensiz olduktan sonra ne baharın tadı var nede yazın
Sana ulaşmakta zor kavuşmakta zor ucundasın sanki deryanın
Rabbim bilir yüreğimdekileri derinlikl erini yaşadığım sevdanın
Sensiz ne facebook güzel nede bir anlamı var ne sanalın nede kanalın
Sanal değil gerçektir ruhta yaşanır Rabbimden dir nihayeti bu sevdanın


YAVUZ YILMAZ ŞAHİNOĞLU

      ARSLANIN SEVDASI

      FORUM  İSTANBUL BAHAR  2011





Bir Arslan tanıdım sevdiğini ölümüne seven
Şefkat ve merhamet yüklü bir yüreği olan
Allah dostudur ve Rabbine asla isyanı olmayan
Öyle bir yürektiki acılara ve cilelere göğüs geren
En bunalımlı zamanlarında sevdiğinin yanında olan







Hakkını ödemek mümkün değil Arslan gibi Arslandır
Sevdayıda ondan öğrendim vefayıda cefayıda ondan
Bulunmaz eşi yok ruh ikizidir o sevdiğine karşı bir Ceylan
Hayat denilen bu yalan dünyanın ortasında Arslanımdır bazen çaresiz kalan
Mekanını cennet eder inşallah dileğimdir Rabbimden budur duam







Kelimeler tükenir tükenir onda herşey zaman ve mekan
Ne söylesek anlatamayız boş söz olur saçmalarız birazda yalan
Yaşayan bilir onu ve yüreğindeki sevdasını ancak bilir yaradan
Ondan güç alır ona güvenir o Rabbine itimat eden bir Arslan
Yalan dünyanın ortasındadır ama tek başına değildir sahibidir Mevlam





           SEN  ÖMRÜN BOYUNCA  MUTLU OLURSUN  İNŞALLAH
 


          Arslanım  bana çok sitem etmişsin ne desen haklısın
 
          Haksız olan hep bendim evet biliyorum bunun farkındayım

          Kalpleri ve beyinleri eviren çeviren Rabbimdir ben değilim

          Benim gücüm yetmiyork i beynimdek ileri sileyim
 
          Gücüm yetseydi beni sevmeyenl eri bir kalemde silerdim


        
         Bana " inşallah aradığın aşkı bulamazsın " demişsin

         Bulamadım ve bulamayac ağımı biliyorum şüphen olmasın

         Ve bana " aşkımı  nefrete dönüştürmeyi  başardın " demişsin

         Bende çok kişiden nefret ettim ama nefretimi söyleyemedim
  
         Aşk ile nefret bir arada bulunmaz yinede sen haklısın



         Bana  demişsinki " sen benim aşkımı beğenmedin " demişsin

         Arslanım ben kimimki değerli birimiyim ki bana verileni beğenmiyeyim
 
         Sadece beynimdek ileri silmeye gücüm yetmedi ben güçsüzüm

         Fakat benim gibi güçsüzlerinde gerçek sevgiye hakkı olamaz

         Ama benim kimseye nefretimd e olamaz ben böyle biriyim
 
         Yinede  sen haklısın inşallah sen hep mutlu olursun ne diyeyim



        Herşey imthandır bu yalan dünyada aşklarda sevgilerd e yalan

        Rabbim sevsin senide benide gerisi kader - i kebirdir geçer zaman

        Allaha kul olamadık nefsimizi n esiri olduk kalp kırdık gönül yıktık

        Rabbim affetsin bizi sende beni affet hakkını helal et Arslanım

        Allah c.c bana seven bir yürek verdi onunda kıymetini bilemedim

        Her zaman sen haklıydın Allaha emanet ol inşallah sen mutlu olursun


Konu Başlığı: İSLAM COĞRAFYASI VE İSLAMİ KÜLTÜREL GERÇEKLERLE İLGİLİ ANEKTOD
Gönderen: admin üzerinde Haziran 02, 2013, 09:46:48 ÖS


İSLAM COĞRAFYASI
VE İSLAMİ KÜLTÜREL GERÇEKLERLE İLGİLİ ANEKTOD  

ARAKAN MÜSLÜMANLARI KAN AĞLIYOR
VE ÜMMET SUSKUN

Osmanlı Devletini n yıkılmasıyla birlikte
sahipsiz kalan Ümmet paramparça edildi.
Biat edecekler i bir baş olmayınca mezhepler e fırkalara
ve hiziplere ayrıldılar.
Küffar tek milettir ve Ümmette tek millettir
fakat Ümmet günümüzde tek millet olamıyor.
Ve Ümmet paramparça hepsi farklı bir yerde
bir araya gelip hakkını savunamıyor.
Hz.Ömer r.a zamanındaki adalet merhamet
her insana karşı eşitti.
Osmanlı devletind ede İslam coğrafyasında
ve Osmanlının ulaştığı her yerde adalet vardı.
Fakat Osmanlıdan sonra
adalet ve merhamet duygusu sekteye uğradı.
Hz. Ömer r.a adaleti uygularke n
Kuran-ı Kerimin ahlakının gereği olarak
herkese eşit davranmış; soyluluk, zenginlik, akrabalık
makam gibi unsurların
adaleti engelleme sine kesinlikl e izin vermemiştir.
İdaresi altındaki topraklar da adaletin katıksız bir biçimde
uygulanma sı için her türlü önlemi almıştır.
Her zaman Müslümanlara karşı büyük bir sorumlulu k
duygusuyl a hareket etmiştir.
Tarihi kaynaklar a göre bu konuda, "Fırat kıyısında
bir deve helak olsa bile
bundan kendimi sorumlu bilirim" sözü meşhurdur.
Şimdi islam Coğrafyasında kan ve gözyaşı hakim
ve Ümmet suskun.
Ümmet bir araya gelip
kendileri ne yapılan zulümlere karşı gelemiyor .
Hz.Ömer r.a "Davalara bakarken telaşa, çığırtkanlığa
ve tarafların haysiyeti ni kırıcı davranışlara
asla müsaade etme
Çünkü adaletin yerini bulması için sükunet
ve ciddiyet şarttır.
Hakkın tecelli etmesi ise
İlahi adaletin itibar kazanmasına sebep olur.
Bir Müslümanın niyeti iyi ise Allah, onun insanlarl a olan
münasebetlerini ıslah eder, ama içi başka dışı başka olursa
Allah ona musibet verir. Bu durumda hakimin görevi
Allah'ın rızk ve rahmet hazineler inin kulları arasında
adaletle dağıtılmasını sağlamaktır." [Doğuştan Günümüze
Büyük İslam Tarihi, Cilt: 2 s: 109]
Adalet konusunda ki bu hassasiye ti nedeniyle
herkese adaletli ve eşitlikle davranılmasını yazılı olarak
yöneticilere duyurmuştur. Tarihi kaynaklar a göre
Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] dönemin kadılarına gönderdiği
 bildirile n mektup, kendinden sonra gelen tüm
yöneticiler için de bir rehber olmuştur:
Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] özellikle
hassasiye t gösterdiği konularda n biri de
"Yüce Allah Katında sizin en üstün Kerim olanınız
[ırk ya da soyca değil] takvaca en ileride olanınızdır."
[Hucurat Suresi, 13] ayetinin gereği olarak
halk arasından biri ile yetki sahibi bir valinin
eşit olduğunun anlaşılmasını sağlamaktı.
Hz. Ömer'in [radıyallahu anh] nezdinde bir Vali
toplumun herhangi bir ferdi gibiydi.
Bu nedenlede adaleti uygularke n
herhangi bir kişi ile bir Valiyi bile ayırt etmezdi.
Bugün Arakanlı Müslümanların başına gelenler
Diğer müslümanlarında başlarına gelebilir .
Ümmetin artık fırkaları hizipleri mezhepler i
ve siyasi görüşlerini bir tarafa bırakarak
İslam Coğrafyasındaki akan kan ve gözyaşı için
Bir araya gelip birlik ve beraberli k içinde
Zulme dur demesi gerekmekt edir
Yoksa Ümmetin suskunluğu
ve nefsleriy le meşguliyetinin bedeli çok ağır olacaktır
Allah c.c Müslümanların yardımcısı olsun AMİN  



İSLAM VE TARİH BİLİNCİ

http://www.el-aziz.com/irkci_cumhuriyetin_eseri_haber6889.html

TEDAVİSİNE ÇALIŞILAN TÜRKÇÜLÜK VE KÜRTÇÜLÜK AKIMLARI


Siyonist ırkçı emperyali zm küresel hâkimiyetini tesis etmek için, Hıristiyanlık temelinde kurulan Batı Medeniyet ini laiklik adı altında dinle mücadele ederek yok etmeyi, eski paganist kavimleri n kültürlerini diriltmey i esas alan ulusal devletler oluşturmayı,Büyük Fransız İhtilali temelinde oluşturduğu ilkeler doğrultusunda toplumları dinsizleştirmeyi amaçlayan bir plan uyguladı.
Büyük Fransız İhtilalini kabalist hahamlar kurdukları Tapınak Şövalyeleri ve masonluk teşkilatı ile uzun yıllar süren yer altı faaliyetl eri ve mücadeleler sonunda gerçekleştirdiler. Zaten bir kişi, hareket ya da olayın başına büyük sıfatı konuyorsa onun Yahudi veya Yahudi eseri olduğunu düşünmek gerekir. Türkiye tarihinde de başına büyük sıfatı konulan kişiler yahudi asıllı, ya da Siyonizm’e hizmet eden kişiler olmuştur.
Birinci Dünya Savaşını çıkartan Siyonistl er Avusturya Macarista n İmparatorluğunu, Osmanlı İmparatorluğunu yıkarken, gerçekleştirdikleri Bolşevik İhtilali ile de Rus Çarlığını yıktılar.
Siyonistl er dünyadaki bu üç büyük imparator luğu yıkarak Avrupa’da ırkçı, faşist ulus devletler oluştururken; çökerttikleri Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını Haçlı ordularına işgal ettirip Türkiye Cumhuriye ti’ni de güdümlü ırkçı bir ulus devlet olarak kurdular.
Avrupa’daki Hıristiyan kurumlarını, kuruluşlarını, kültürünü; Fransız İhtilali ile oluşturulan din dışı seküler ideolojil er aracılığıyla bertaraf eden Siyonistl er Hıristiyanlık öncesi paganist, ırkçı kavimleri n kültürlerini, zihniyetl erini, anlayışlarını diriltere k ikame etmeye çalıştılar.
Hıristiyanlık temelinde bütünleşen Avrupa bu paganist ırkçı düşüncelerle parçalanıp birbirine düşman ulus-kavim devletler ine ayrıldı. Siyonistl er İkinci Dünya Savaşını da bu ırkçı, ulusçu, faşist zihniyetl e kurulan devletler i birbirine karşı kışkırtarak ve tekelleri ndeki silah sanayiini kullanara k gerçekleştirdiler.
Türkiye Cumhuriye ti’ni askeri ve siyasi olarak, Başkent İstanbul’u işgal eden İngiltere İngilizci İttihat ve Terakki Partisi mensuplarını el altından destekley erek kurdu ve Lozan Anlaşması ile uluslarar ası resmiyet ve meşruiyet kazandırdı.
Ancak Türkiye Cumhuriye ti kültürel olarak Fransız İhtilali ile Avrupa’da oluşan ırkçı/ulusçu bir zihniyet temelinde kuruldu. Fransız Jakobenle rinin tepeden inmeci, baskıcı yöntemleri ve Fransız tipi din düşmanı bir laiklik temelinde kurulan Türkiye Cumhuriye ti tıpkı Avrupa’daki gibi, Selçuklu ve Osmanlı İslam Medeniyet ini yok edip köklerini kazıyarak, izlerini silerek eski ilkel kavimlere ait paganist uygarlıkları diriltme politikal arı izledi.
Bu anlayış ve yaklaşımla hareket edilerek Cumhuriye t döneminin en prestij kuruluşları olan Sümerbank ve Etibank ilkel dönemlerin putperest/paganist kavimleri olan Sümerlerin, Etilerin adlarıyla kuruldu. Aynı düşünceden hareketle başkent Ankara’nın amblemi olarak yine eski bir ilkel paganist/putperest kavim olan Hititlere ait Hitit Güneşi belirlend i.
İslam Medeniyet ine ait Selçuklu ve Osmanlı eserleri aşağılanıp tahrip edilirken, vakıflarına ait mallar yağma, talan üleşilip bölüşülürken; putperest/paganist Sümerlere, Etilere, Hititlere ait eserlerin günışığına çıkartılıp ihya edilmesi, rağbet gösterilmesi Siyonizm’in küresel planlarının gereği yapılıyordu.
Haçlı ordularının işgal edip sömürgeleştirdiği bütün Müslüman ülkelerde de İslam öncesi ırkçı, putperest/paganist ilkel uygarlıklara ait semboller, anlayışlar, uygulamal ar işbirlikçi yönetimler tarafından resmen yüceltiliyor, buna karşın açık ya da sinsi bir İslam düşmanlığı yürütülüyordu.
Zaten Siyonizm’in güdümündeki Haçlı Devletler i ordularıyla işgal ettikleri İslam ülkelerinde gayrimüslim ya da sapkın mezhep toplumlarını yönetime getirip Müslümanları ve Sünnileri devletten, siyasette n, ekonomik ve kültürel hayattan dışlayıp köylü, bedevi, parya toplumlar haline getiriyor lardı.
Bu uygulama bir prototip olarak İngilizlerin Başkent İstanbul’u işgal altında tutup Ankara’yı yeni başkent yaparak işbirlikçilerine kurdurduk ları Türkiye Cumhuriye ti’nde Haim Nahum ilkeleri ile gerçekleştirildi.
İsmet İnönü’nün Lozan Anlaşması müzakerelerinde başdanışmanlığını yapan Mısırlı Haham Haim Nahum, Türk Milleti Kur’an’dan, İslam’dan yoksun bırakılmadan; devletten, siyasette n, ekonomik ve kültürel hayattan uzaklaştırılmadan; köylü, yoksul, cahil bir parya toplum haline getirilme den bu coğrafyada hâkimiyet kurulamay acağını Haçlı Devletler e anlattı. Böylece Türkiye Cumhuriye ti’nin kurulmasına ve Sevr Planının geçici bir süre askıya alınmasına razı etti.
Nitekim Lozan anlaşmasını müteakip İngilizler İstanbul’un resmen işgaline son verince hemen ardından Cumhuriye t ilan edildi ve Haim Nahum ilkeleri doğrultusundaki devrimler in art arda hayata geçirilmesine başlandı.
Vehbi Koç’un ortağı ve servetini n asıl sahibi Bernard Nahum işte bu Mısırlı Haham Haim Nahum’un oğludur.
Türkiye Cumhuriye ti, Siyonistl erin süper güç yaptıkları İngiltere tarafından Sabetayis t Yahudi Cemaatine kurduruld u. Selçuklu/Osmanlı tarihi tahrif edilip İslam medeniyet inin izleri silinerek Türklerin mazisi Ergenekon efsanesin e dayandırıldı ve ırkçı, paganist, putperest bir anlayışla Türkiye Cumhuriye ti kuruldu.
Cumhuriye t’in kurucu iradesini temsil eden çakma, sentetik Türkler; Sabetayis t Yahudi gerçek kimlikler ini örtbas etmek için kendileri ni Çılgın Türkler, Beyaz Türkler, suyun öte tarafından gelen Türkler gibi nitelemel erle ifade etmektedi rler.
En doğru bir niteleme ile Sentetik Türkler denilmesi gereken Sabetayis t Yahudiler Osmanlı Devletini de Jön Türkler jargonunu kullanara k yıktılar.
Osmanlı Devletini yıkmak amacıyla Avrupa başkentlerinde, özellikle de Paris’te eğitim gören Jön Türkler ulusçuluk, ırkçılık, kavmiyetçilik yaparak Anasırı İslam denilen Osmanlı milletler toplulukl arını ayrıştırmaya yönelik fitne, fesat, tefrika, düşmanlık tohumları ektiler.
Balkan Savaşlarında yaşanan korkunç hezimetle rin özünde de ordu içerisindeki Sabetayis t Yahudi unsurların ihanetler i ve onlardan oluşan Jön Türklerin yol açtıkları ayrılıkçı düşünceler vardı.
Bugün de Türkiye’yi bölmeye yönelik Kürtçülük akımının Avrupa Başkentlerinde, özellikle de Paris’te faaliyet yapan bölücü PKK unsurları tarafından yürütülmesi bir tesadüf değil, bilinçli bir tarihi tekerrürdür.
Osmanlı Devleti döneminde Paris’te Türkçülük Enstitüsü kurulurke n şimdi Kürtçülük Enstitüsü kurulması da keza bir tesadüf değil tarihin bilinçli şekilde tekerrür ettirilme sidir.
Başbakan Erdoğan TBMM Grup Toplantısında bütün Türkiye’ye seslenirk en getirip kameralar a gösterdiği tarihi bir belgede Türkiye Cumhuriye ti’nin ilk yıllarında nasıl kafatasçılık yapıldığı ve devletin iki kurucu önderi tarafından bu çalışmaları yürütenlerin nasıl takdir ve tebrik edildiği gerçekliğini gözler önüne serdi.
Bu, Başbakan Erdoğan tarafından Türkiye Cumhuriye ti’nin kafatasçı, ırkçı zihniyet temelinde kurulduğunun TBMM’de resmen ilanıdır ve gerçeğin de ta kendisidi r.
Frengi hastalığı gibi Avrupa’dan getirilip bulaştırılan ırkçılık, ulusçuluk, milliyetçilik illeti Selçuklu ve Osmanlı İslam medeniyet inde hiçbir şekilde barınamayan, Hıristiyanlıkta da yeri olmayan tarih öncesi ilkel kavimlere ait paganist inanç ve düşüncelerdir. Bu sapkın inançlar, düşünceler yeniden diriltile rek ve Darwinist evrim teorisiyl e sözde bilimsell eştirilerek insanlığın başına bela edildi.
Yaratanı ve yaratılışı inkâr eden batının bütün materyali st ideolojil eri merhameti, fedakârlığı, şefkati, hayırhahlığı, yardımlaşmayı, hoşgörüyü, dürüstlüğü, ahlaki esasları anlamsızlaştırıp kavgayı, mücadeleyi, rekabeti, şiddeti, hileyi, entrikayı, asimilasy onu, imha etmeyi esas alır.
Bu yüzden batıdan dünyaya yayılan ırkçılık, milliyetçilik, ulusalcılık, faşizm, komünizm gibi bütün ideolojil er güç ve şiddete dayanır, hak hukuk tanımaz, kendinden olmayanı imha eder, boyun eğdirir, asimilasy ona tabi tutar…
PKK’nın Marksist, Leninist bir parti olarak şiddet ve terörü yöntem olarak kullanması ve Kürt milliyetçiliğini, kavmiyetçiliğini esas alan bir ulus devlet ideolojis i oluşturmaya çalışması birbiriyl e bağdaşmaz, çelişir gibi gözükse de özünde temel zihniyet olarak batı kaynaklı aynı materyali st ideolojid en beslenmek tedir. Sözde bilimsel ortak dayanakla rı da Darwinizm’dir.
Çünkü Darwin hayatın bir mücadeleden ibaret olduğunu, sadece güçlünün yaşamaya hakkı olduğunu, zayıf ve güçsüz olanın yok olmaya mahkûm olduğunu, böylece elenme, ayıklanma sonucu evrimin gerçekleştiğini iddia etmektedi r.
Adalet, hakkaniye t, düşküne merhamet, şefkat, iyilik ve yardımlaşma gibi duyguların; dürüstlük, vefa, sadakat, sevgi, saygı gibi ahlaki ve manevi mefhumların hayatta yeri olmadığını, yalnızca arzuların, istekleri n, menfaatle rin, ihtirasla rın, tatmin duygusunu n geçerli olduğunu kabul eden Darwinist ler bir zulüm, inkâr, kaos, kargaşa ortamından başka bir şey vaat etmemekte dirler.
Her türden inkârcı felsefele ri, materyali st ideolojil eri örgütleyen Siyonizm, Yahudiler in üstün ve hâkim olduğu bir dünya düzeni kurmak amacıyla engel tanımaz şekilde ırkçı emperyali zmini yürütüyor.
Bu amaçla 1897 Basel Siyonist Kongresin de asırlık planlar yapılarak küresel kararlar alındı. İlk 50 yıl içerisinde Sultan II. Abdülhamit’in tahttan indirilme si, Osmanlı Devletini n dağıtılması ve Filistin’de Yahudi devleti kurulması; ikinci 50 yılda Arzımevud üzerinde Büyük İsrail kurulması, Siyonizm’in dünya hâkimiyetinin tesis edilmesi öngörülüyordu.
İlk 50 yıl için öngörülenlerin tamamı bu süre içerisinde gerçekleştirildi. İkinci 50 yıl içerisinde gerçekleştirilmesi öngörülenler Büyük Ortadoğu Projesini n hayata geçirilememesi nedeniyle henüz başarılabilmiş değil.
İlk 50 yılda gerçekleştirilenler art arda çıkartılan iki dünya savaşı sayesinde başarılabildi. Önce Birinci Dünya Savaşı çıkartılarak dünyadaki 3 büyük imparator luk yıkılarak ırkçı, faşist, ulusal, milliyetçi ideolojil er ve yönetimler kuruldu…
Rus çarlığını yıkan Bolşevik İhtilalini 30 milyon $ harcayara k gerçekleştiren Siyonistl er Avrupa ülkelerinde nasyonali st faşist yönetimler işbaşına getirirke n, Rusya’da enternasy onalist komünist bir yönetim oluşturdular. Bolşevik ihtilalin in lider kadrosu bütünüyle istisnasız Yahudi idi.
Avrupa ülkelerinde yönetime gelen ırkçı faşist yönetimler, başta Yahudiler farklı ırklara mensup toplumlar a zulüm, baskı ve soykırım uygulamay a başladılar. Böylece Avrupa ülkelerinde büyük bir refah ve lüks içinde yaşadıkları için Filistin’e gitmek istemeyen Yahudiler gemilere doluşup İsrail devletini oluşturmak üzere göç etmeyi canlarına minnet bildiler.
Siyonistl er İkinci Dünya Savaşını da çıkartarak faşist yönetimleri devirip çok partili demokrati k yönetimler oluşturulmasının yolunu açmak üzere savaşın bitiminde 1945 yılında Yalta Konferansını tertipled iler.
ABD, İngiltere ve Rusya liderleri nin katıldığı zirvede Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve onun çatısı altında iki kutuplu bir dünya düzeni kuruldu. ABD ve SSCB iki kutuplu dünya düzeninin süper güçleri olurken Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının galibi, üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya İmparatorluğu ise Yalta Konferansında devre dışı bırakıldı.
Böylece dünyadaki son imparator luğun da dağıtıldığı Yalta Konferansından çıkan sonuçlar üst üste iki dünya savaşını Siyonistl erin çıkardığı gerçeğini tescillem iş oldu. Yoksa İngiltere her iki savaşın da galibi olarak girdiği Yalta Konferansından hezimetle çıkmazdı. Bu hiçbir şekilde İngiliz diplomasi sinin beceriksi zliğine bağlanamaz, Siyonizm’in açık bir başarısıdır.
Yalta Konferansında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatının aldığı ilk karar ise Filistin’de İsrail Devletini n kurulması oldu: 1948. Yani 1897 Basel Siyonist Kongresin in ilk 50. yılı!
Yalta Konferansında kurulan iki kutuplu dünyanın Doğu Blokunda tek partili demokrati k komünist sistem egemen olurken, Batı Blokunda sosyalist/komünist partileri n de kurulabil diği çok partili demokrati k sistem egemen oldu. Bu, Siyonizm’in nihai küresel düzen olarak komünizmi öngördüğü anlamına gelir!
Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizlerin başkent İstanbul’u işgal edip işbirlikçilerine Ankara’da kurdukları Türkiye Cumhuriye ti tek parti CHP yönetiminde İkinci Dünya Savaşına girmediği halde Yalta Konferansında kurulan iki kutuplu dünya sistemind e Batı Blokuna dâhil edildi. Bu yüzden Türkiye 1946’dan itibaren çok partili hayata zorunlu geçiş yaparken patronluğunu da İngiltere’den ABD devraldı.
Ancak Türkiye Cumhuriye ti, tek partili düzenden çok partili düzene geçerken kuruluş felsefesi ni dayandırdığı ırkçı, ulusalcı, milliyetçi resmi ideolojis ini aynen, daha da pekiştirerek sürdürdü.
Öyle ki, 1950 seçimini ezici bir çoğunlukla kazanıp CHP’yi marjinal konuma getiren Demokrat Parti iktidarı demokrasi nin mabedi denilen TBMM binasının inşaatı yerine, resmi ideolojin in mabedi olan Anıt Kabir inşaatına öncelik verdi. Her iki proje de daha önce başlatılmış olmasına karşın Anıtkabir 1953’te bitirilir ken, TBMM binası 1961’de 27 Mayıs Darbe yönetimi tarafından tamamlanıp hizmete konuldu!
Demokrat Parti iktidarı bununla da yetinmeye rek resmi ideolojiy i koruma amaçlı TCK’nın 5816 sayılı yasasını çıkarttı. Bunu da yeterli görmeyip rejim için potansiye l tehdit ve tehlike olarak görülen dindar Müslümanları irtica ile yaftalayıp cezalandıran TCK 163 sayılı yasasını çıkardı.
Türkiye Cumhuriye ti’nin kuruluş felsefesi ni oluşturan Türk Milliyetçiliği tamamen ırkçı, paganist, faşist bir ideoloji olarak sürdürdüğü asimilasy oncu politikal arla nihayet Kürt milliyetçiliğine ve bölücü terör örgütü PKK’nın doğmasının yolunu da açıp tetikledi .
Hiç kuşkusuz ki bölücü terör örgütü PKK’nın ortaya çıkmasına yol açan tek neden asimilasy on uygulayan rejimin Türk milliyetçisi temelli politikal arı değildir. Bu politikal ar tetikleyi ci faktör olsa bile PKK terör örgütü, Türkiye’yi bölme kararı alan Siyonistl erin içerideki uzantılarını kullanara k kurup yönettikleri, alınan dış kaynaklı her türlü destekle yürütülen bir büyük organizas yondur.
Türkiye’yi bölme kararını ise, Erbakan’ın başlattığı Millî Görüş hareketin in önlenemez yükselişi karşısında ABD ve SSCB liderleri 23-24 Kasım 1974 günleri Vladivost ok Zirvesind e aldılar.
ABD Başkanı Gerald Ford ile SSCB Lideri Leonid Brejnev tarafından Sibirya’daki turistik Vladivost ok kasabasında gerçekleştirilen zirve ile ilgili bir Millî Selamet Partisi seminerin de değerlendirmeler yapan Erbakan özetle şunları anlatmıştı:
“Elbette ki bu iki süper güç arasında yapılan çok gizli bir zirve idi; neler konuşulduğunu, ne kararlar alındığını bilmek mümkün değildir. Ancak bu tür zirvelerd e alınan kararlara ilişkin fikir yürütmek, sonrasında meydana gelişmeler değerlendirilerek mümkündür.
1974 yılında ABD-SSCB arasında gerçekleştirilen Vladivost ok Zirvesi sonrasında göze çarpan şu 3 önemli gelişmenin yaşandığına tanık olundu:
1-ABD Vietnam Savaşını sonlandırıp bu ülkeyi SSCB’ye terk etti. Herkes acaba ABD bu savaşı kaybetti mi diye düşünürken, SSCB de Mısır’dan çekilerek bu ülkeyi ABD’ye terk etti. Vladivost ok Zirvesi sonrası meydana gelen bu gelişmeden ABD ve SSCB arasında Vietnam ile Mısır’ın takas edildiği anlaşıldı.
2-Pakistan’daki iki lider Zülfikar Ali Butto ve Mucibburr ahman arasında başlayan şiddetli siyasi kavga sonunda ülke bölündü; Doğu Pakistan ayrılarak Bangladeş adında yeni bir devlet kuruldu.
Vladivost ok Zirvesi sonrası meydana gelen bu olaydan anlaşılan ise iki süper gücün Pakistan’ı bölme kararı aldıkları oldu. Çünkü Pakistan gibi büyük nüfusa sahip bir İslam ülkesinin varlığı küresel Siyonist hakimiyet i için potansiye l tehlike olarak görülüyordu.
3-Vladivostok Zirvesi sonrasında Pakistan’daki Zülfikar Ali Butto ile Muciburra hman arasındaki şiddetli siyasi kavganın bir benzeri de paralel bir süreçte Türkiye’de Demirel ile Ecevit arasında sağ-sol kavgası şeklinde şiddetlendi ve ülkeyi saran anarşik olaylara dönüştü.
Aniden bütün ülkeyi saran sağ-sol anarşisi ve bunun ardından başlayan kitlesel kanlı Alevi-Sünni olayları ilginç şekilde Türkiye’yi ortasından bölecek şekilde kuzey-güney ekseni üzerinde yoğunlaştırıldı.
Fatsa, Sivas, Çorum, Kahramanm araş, Adana hattında meydana gelen kitlesel anarşik olayların amacı, oluşturulmak istenen kurtarılmış bölgelerin halkalar halinde birleştirilip zincir şeklinde doğu ile batıyı bir koridorla ayırarak Türkiye’yi filen bölmekti.”
Bunları anlattığı toplantıda Allah’ın izniyle ABD ve SSCB’yi karton gibi yırtacağız demeyi de ihmal etmeyen Erbakan bir de şunları söylemişti: Generalle rle her gece beraberiz . “Bu ülkeyi senden başkasına teslim etmeyiz” diyorlar. Onlara diyorum ki siz ülkeyi bana teslim etseniz bile ancak üç gün kalır, Yahudi elimden alır. Ama Allah’ın izniyle öyle bir zamanda ülke yönetimini ele alacağım ki artık Yahudi alamasın.”
Türkiye’nin bölünmesi Pakistan gibi kolay olmayınca ABD 12 Eylül 1980 askeri darbe planını hazırladı. Amaç askerlere yaptıracakları yanlışlar ve ihanetler sonucu anarşinin alevlenme sini ve ülkenin bölünmesini hızlandırmaktı.
Ancak Kenan Evren ve silah arkadaşları ABD’nin talimatı ve desteği ile 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirdikten sonra Erbakan ile birlikte hareket ettiler. Sağ-sol anarşisi üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül darbe yönetimi olayların bıçakla kesilir gibi önünü aldı. Böylece Türkiye’nin sağ-sol anarşisi ve kitlesel Alevi-Sünni olayları ile bölünmesi engellenm iş oldu.
Ancak Dünya Siyonizm’i tarafından kullanılan iki süper güç ABD ve SSCB Türkiye’yi bölme planının 12 Eylül yönetimi tarafından önlenmesine seyirci kalacak değildi. Bir yanda Türkiye’yi Erbakan’ın kurduğu millî derin devlet yönetimine sokan 12 Eylül darbecile rinden hesap sormak için siyasi planlar yapılırken diğer yanda Ermeni terör örgütü ASALA derhal devreye sokuldu ve eylemleri ne başladı.
Ancak Ermeni ASALA örgütünün yaptığı terör olayları milli birlik ve beraberliği pekiştirici ve 12 Eylül yönetimini güçlendirici sonuçlara yol açmaya başlayınca derhal vazgeçildi. Böylece ASALA terörü de bıçakla kesilir gibi son buldu.
Bunun üzerine bölücü PKK terör örgütü kurulup eylemleri ni gerçekleştirmeye başladı. PKK’nın ilk terör eylemi Başbakan Turgut Özal liderliğindeki ANAP iktidarında gerçekleştirildi.
Turgut Özal 12 Eylül yönetiminin kurduğu Bülent Ulusu Hükümetinde Başbakan Yardımcılığına getirilmiş ve bu sayede kamuoyund a tanınmıştı. Ancak iç ve dış baskılarla 12 Eylül yönetimi 1982 anayasasını hazırlayıp referandu ma götürdükten sonra ülke yönetimini sivil iktidara devretmek üzere 1983 yılında genel seçime gidildi.
Bu seçime 12 Eylül yönetiminin icazeti ile kurulan sadece iki parti girecekti . Ancak ABD’den gelen bir Yahudi heyeti referandu mda anayasa ile birlikte Cumhurbaşkanlığı onaylanan Kenan Evren’i ziyaret edip Turgut Özal’ın ANAP’ının da seçime sokulması için vize aldı.
ABD Yahudi Cemaati kendileri ne ihanet edip ülke yönetimini Erbakan’ın kontrolündeki milli derin devlete teslim eden Kenan Evren ve arkadaşlarından hesap sorsun diye Turgut Özal’a ANAP’ı kurdurup seçime girmesi için vize almıştı. Fakat ANAP seçim kazanıp iktidar olunca Turgut Özal da Kenan Evren ile birlikte hareket ederek Yahudi’ye ihanet edenler kervanına katılmış oldu.
Bu yüzden bir yanda PKK ilk eylemini ANAP iktidarı döneminde gerçekleştirirken öte yanda da Başbakan Özal’a yönelik suikast girişimi yapıldı.
Bölücü PKK terör örgütü eylemleri ni İsrail-ABD-SSCB ve Avrupa Birliği desteğinde arttırarak sürdürdü. Ama hiçbir zaman nihai hedefine ulaşamadı. SSCB dağıldıktan sonra Putin yönetimi Türkiye’nin Çeçenleri desteklem ekten vazgeçmesi karşılığında PKK’dan desteğini çekti.
ABD ve Avrupa Birliği de El-Kaide’nin gerçekleştirdiği eylemlerd en sonra PKK’ya verdikler i destekler i pazarlık konusu yapmaya başladılar. Ancak İsrail ve İran hiçbir zaman PKK terörüne desteğini azaltmadı.
Daha da önemlisi İsrail’in Türkiye’deki uzantısı oldukça güçlü bir yapılanma -ki Ergenekon da buna dâhildir- PKK’ya her türlü desteği vermeye devam etmektedi r. İsrail işbirlikçisi iktidarla r döneminde eylemleri ni yavaşlatan PKK İsrail ile arası açılan iktidarla r döneminde azgınlaşıp adeta kudurmakt adır.
Nitekim Başbakan Erbakan ve 54. Hükümete yönelik başlatılan 28 Şubat sürecinde göreve getirilen Başbakan Bülent Ecevit Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan Kenya’dan paketleni p getirildi, teslim edildi. Bu sayede Kenya Fatihi ilan edilen Başbakan Ecevit’in partisi 1999 genel seçiminde birincili k ipini göğüsleyerek DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin kurulması sağlandı.
Ecevit Başbakanlığındaki bu koalisyon hükümeti döneminde Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayıp siyasi kaosa sürüklenirken PKK bu durumdan yararlanm ayı asla düşünmedi. Aksine eylemleri ne son verip Başbakan Ecevit döneminde terörü sıfırladı!
3 Kasım 2002 erken genel seçiminde DSP-MHP-ANAP koalisyon u topluca barajın altına düşüp AKP tek başına iktidar olunca açılım çabalarına inat PKK terör eylemleri ni yeniden arttırdı. Bu yüzden sürekli Başbakan Erdoğan’a sen terörü sıfırdan alıp zirveye çıkardın diye yüklenen muhalefet İsrail faktörüne ilişkin tek söz bile etmemekte dir.
Dünya Siyonizm’inin Vladivost ok Zirvesind e kararlaştırdığı Türkiye’yi bölme planı bugüne kadar hiçbir şekilde gerçekleştirilemedi. Çünkü Türkiye, Siyonizm’in uzantısı Ergenekon derin devleti ile mücadelesinde galip gelen milli derin devletin ülke yönetimine hâkim olması ve Millî Görüş’ü devlet politikası haline getirmesi sayesinde bölge lideri bir küresel güç haline geldi ve bölünmekten de kurtuldu.
PKK’ya silah bıraktırmaya ilişkin görüşmeler yürütülürken, artık terörden bıkan Güneydoğunun halkı gibi terör eylemleri ni sürdürme kabiliyet ini yitiren ve herhangi bir sonuç almaya umudu kalmayan Kandil yönetimi de anlaşılıyor ki destek vermekted ir.
PKK terörünün kaymağını yiyen BDP ise bir yandan eski Marksistl erle yaptığı işbirliği, diğer yanda Kürt milliyetçiliği yaparak oluşturduğu taban sayesinde siyasete devam etme umuduyla silahların bırakılması için sürece katkı yapmaya çalışmaktadır.
Ancak Türkiye’yi örtülü batı sömürgesi olarak işbirlikçi unsurlar üzerinden yöneten Dünya Siyonizm’inin ırkçı emperyali st hegemonya sından kurtarıp bağımsızlaştıran, fiilen İslam Birliği lideri ve küresel güç haline getiren Millî Görüş, Müslüman Milletimi zi Türkçülük ve Kürtçülük illetinde n de kurtarıp İslam kardeşliği potasında yeniden iman cevherine dönüştürecektir.
Erbakan, Siyonizm Deccalının küresel hegemonya sından Türkiye’yi, İslam Âlemini ve tüm insanlığı kurtaraca k olan Millî Görüş hareketin i başarıya ulaştırıp geri dönülmez noktada bıraktı. Artık yeniden Büyük Türkiye liderliğinde, İslam Birliği temelinde Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen için hiçbir engel kalmamıştır. Bunun için belirlenm iş hedef 2023 yılıdır.
>>>O<<<
Sayı: 749


TARİH VE HAKİKATLER

MEHMET ŞEVKET EYGİ

MİLLİ GAZETE


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/62_Maddede_1924-1945_Turkiyesi/15349



1924’ten 1945’e kadar Türkiye:
 
1. Demokrasi ve çoğulculuk yok, tek parti faşizmi var.
 
2. Muvazaalı (=danışıklı, aldatmaca) Serbest Cumhuriye t Fırkası ve Terakkipe rver Cumhuriye t Fırkası kuruluyor; halkın çoşkun desteği karşısında kapatılıyor.
 
3. Karakuşî İstiklal (Terör) Mahkemele ri kuruluyor ve nice aydın, politikacı, din adamı, tarikat şeyhi avukatsız yargılanıyor, Yargıtay’a başvuru hakkı olmadan idam ediliyor.
 
4. Müslümanların Halifesi Abdülmecid bin Abdülaziz Han ve bütün Osmanlı ailesi yurt dışına sürülüyor.

5. Alevî Şeyhi Seyit Rıza hile ile yakalanıp idam ediliyor.
 
6. Oğlunun yaşı küçük, alelacele yaşı büyütülerek o da idam ediliyor.
 
7. Dersim halkı, Sabiha Gökçen (Hatun Sebilciya n) tarafından bombalanıyor.
 
8. Zilan deresinde on beş bin vatandaş mitralyöz ve top ateşiyle katl ediliyor.
 
9. İskilipli Âtıf Efendi, Şapka Kanununda n önce yazmış olduğu kitapçık yüzünden idam ediliyor.
 
10. Düzmece Menemen hadisesi bahane edilerek Şeyh Erbilli Esad Efendi Erenköy’den zincire vurularak götürülüyor ve hastahane de şehit ediliyor.
 
11. İslam medresele ri kapatılıyor, bir gecede 40 bin talebe-i ulum sokağa atılıyor.
 
12. On bin cami, mescid, medrese, tekke, taş mektep, imaret, vakıf binası kapatılıyor, kimisi satılıyor, kimisi kiraya veriliyor, kimisi yıkılıyor.
 
13. Bin yıl boyunca kullanılmış olan alfabe değiştiriliyor.
 
14. Türk Dil Kurumu genel sekreteri A. Dilaçar (Agop Martayan) marifetiy le dilde sadeleştirme, arıtma, özleştirme faaliyeti başlatılıyor, edebî lisanımızın canına okunuyor, Türkiyeli Müslümanlar dilsiz bırakılıyor.
 
15. Basında dinî yayın yapılması yasaklanıyor.
 
16. Kürt ileri gelenleri, aşiret reisleri, uleması, tarikat şeyhleri Batıya sürülüyor.
 
17. Ezan-ı Muhammedî okunması yasaklanıyor, Türkçe ezan okutuluyo r.
 
18. Namazlard a Türkçe Kur’an okunması için hazırlıklar yapılıyor. Mısırda bunu duyan Mehmed Âkif, bir kısmını hazırladığı Kur’an mealini Diyanette n geri alıyor ve vefatından sonra yakılmasını vasiyet ediyor.
 
19. Camilerin mihraplarına, kiliseler de olduğu gibi piyano konulmasına dair bir rapor hazırlatılıyor.
 
20. Mecelle-i Ahkam-ı Adliye yürürlükten kaldırılıyor, onun yerine, dibacesin de İslam hukukuna hakaret edilen İsviçre Medenî Kanunu tercümesi getiriliy or.
 
21. Sürgündeki Bediüzzamana bin türlü eziyet, haksızlık, yapılarak iman ve Kur’an hizmetler i akamete uğratılmak isteniyor .
 
22. Bir Müslüman, Bursada Ulucami minaresin den Arapça ezan okuduğu için irtica hortladı yaygarala rı kopartılarak ezan okuyana ve nice Müslümana eziyet ediliyor.
 
23. Dindar Müslümanlar çocuklarına dağlarda, mağaralarda, samanlıklarda bin bir korku ve dehşet içinde Kur’an ve ilmihal öğretmeye çalışıyor. Yakalanan hocalar zincire vurularak tutuklanıyor.
 
24. Türkiyeyi bit istila ediyor, tifüs salgını oluyor.
 
25. Müslümanların evleri basılıyor, Nurculuk veya tarikatçılık bahanesiy le tutuklanıyor, kitaplarına el konuluyor, ağır ceza mahkemele rinde yargılanıyor.
 
26. İşçilerin sigortası ve sosyal hakları yok, köle gibi çalıştırılıyor.
 
27. Varlık Vergisi toplanıyor, nice zengin iflas ettiriliy or, veremeyen ler Aşkale’ye sürgüne gönderiliyor.
 
28. Tek partili seçimler yapılıyor, CHP yüzde 99, 9 ile seçimi kazanıyor. Oylar açıkta veriliyor, sayım ve tasnif gizli yapılıyor.
 
29. Şark fatihi General Kazım Karabekir Paşa uzun müddet ev hapsinde tutuluyor
 
30. Tarihî İslam kabristan ları yıkılıp düzleniyor. Sadece Üsküdar Bülbül deresinde ki Sabataycılar mezarlığının bir taşına bile dokunulmu yor.
 
31. Yahudi Moiz Kohen, Tekin Alp takma adıyla milliyetçilik ve Türkçülük kitapları yazıyor ve bunların birine Kahr Olsun Şeriat bölümünü koyuyor.
 
32. Ayasofya camilikte n çıkartılıp müze yapılıyor.
 
33. Padişahların yaptırdığı nice binanın kitabeler i ve tuğraları kazınıyor.
 
34. Halkın büyük kısmı açlık, sefalet sıkıntı içinde sürünüyor.
 
35. Üniversite öğrencilerinin yüzde doksanı yurtsuzke n, İstanbul Teknik Üniversitesinde okuyan Millî Şefin oğlu Dolmabahçe Sarayı’nı lojman olarak kullanıyor.
 
36. İkinci dünya savaşı yıllarında ekmek vesika ile veriliyor .
 
37. Bazı kış aylarında açlık ve kıtlıktan toplu ölümler oluyor.
 
38. Sağlık hizmetler i çok zayıftır, halk veremden sıtmadan frengiden kırılıyor.
 
39. 1944’te Türkçüler, milliyetçiler tutuklanıyor ve İst. İkinci Şubede (Sansaryan Hanı) korkunç tabutluk işkencelerine tabi tutuluyor .
 
40. Ramazan aylarında devlet tekelinde ki radyolard a iftar saati bile bildirilm iyor, tek cümle dinî yayın yapılmıyor.
 
41. Hacca gitmek yasak ediliyor.
 
42. Bazı büyük devlet adamları, ömürleri boyunca ticaret, sanayi, para kazandıracak başka işler yapmadıkları halde efsanevî servetler e sahip olarak dünya çapında zengin oluyor.
 
43. İktidara karşı en ufak tenkit ve memnuniye tsizlik büyük isyan olarak görülüyor ve çok ağır şekilde cezalandırılıyor.
 
44. 1928’de birçok yerde Osmanlıca ve Arapça kitaplar, meydanlar da üzerlerine gaz yağı dökülerek yakılıyor.
 
45. İstiklal Savaşında Hindistan Müslümanlarının Türkiyeye yardım için göndermiş olduğu 30 bin altın birilerin in zimmetind e kalıyor ve bunlarla banka kuruluyor .
 
46. Kaçan veya sürülen Rum ve Ermeniler den kalan malların bir kısmı gayr-i âdil şekilde dağıtılıyor.
 
47. Sovyetler birliğinde Stalinin yaptığı gibi bizde de İslama, Şeriata savaş ilan ediliyor ve Müslüman halkın temel hakları ve hürriyetleri ayaklar altına alınıyor.
 
48. Uyduruk, düzmece, sahte bir tarih üretiliyor ve genç nesilleri n beyinleri yıkanıyor.

49. Millî kimlik, millî kültür darbeleni yor.
 
50. Mukaddesa tımıza, millî büyüklerimize hakaret ediliyor.
 
51. Şapka Kanunu’nu tenkit ettiği için Erzurumda Şalcı Şöhret Bacı adındaki zavallı bohçacı çarşaflı Müslüman kadın idam ediliyor.
 
52. Mimar Sinan’ın mezarı açılıyor, kafatası Ankara’ya getiriliy or ve sonra kayb ediliyor.
 
53. Nice eserler vermiş, halka tarih kitapları okuma zevkini aşılamış ünlü bir tarihçi Büyük Ada’da bir kulüpte, masaya çıkartılıp ben bir eşeğim diye bağırtılıyor ve adamcağız kısa bir müddet sonra kahrından ölüyor.
 
54. İngiliz elçisi çağırılıyor ve kendisine “Ekselans Türkiye’nin başına siz geçiniz” deniliyor .
 
55. Tek partinin gazetesin de Ankara Yenişehiri için “Tarihte ilk defa mabetsiz bir şehir inşa ettik” cümlesini ihtiva eden bir başmakale yazılıyor.
 
56. Manzarayı bozmasınlar diye perişan kıyafetli köylüler Yenişehire sokulmuyo r.
 
57. Büyük kahraman, hamiyet sahibi, Hilafet-i İslamiyenin cesur ve yılmaz müdafii Trabzon mebusu Ali Şükrü bey Topal Osmana şehid ettiriliy or, sonra Topal Osman öldürülüyor.
 
58. Camiden çıkarken, dalgınlıkla başında namaz takkesini unutan zavallı Müslümanlar caniler gibi tutuklanıyor.
 
59. Antalya müftüsü camiye namaz kılmaya gidiyor, müezzin Türkçe kamet getirirke n müftünün dudakları titriyor. Vay sen sessiz şekilde Arapça kamet okudun diye savcı tarafından sorgulanıyor.  

60. Köylerde ayakkabı lüks. Bulabilen ler çarık giyiyor, onu da bulamayan lar yalın ayak geziyor.
 
61. Matbuat Umum Müdür Muavini İzzettin Nişbay imzasıyla gazeteler e tamim gönderilip dinî tefrikala ra, köşeyazılarına, haber ve bendlere en kısa zamanda son verilmesi isteniyor .
 
62. İslamda süt kardeşlerin evlenmesi yasaktır, yeni Medenî Kanuna bu konuda bir madde konulsun teklifine, biz öyle süt yoğurt kardeşliği bilmeyiz cevabı veriliyor .
 
Daha yazayım mı?.. Yetmez mi?..
 
Bu eski kara günlere dönülmesini isteyenle r var. Allah onlara fırsat vermesin.
 
 
 
(İkinci yazı)
 
Halk Eşittir Ama Onlar Daha Eşittir
 
1. EŞİTLİK: Bütün Türkiyeliler eşittir ama egemen azınlıklar, çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlardan daha eşittir.
 
2. Türkiye elbette bir hukuk devletidi r ama hukukun üzerinde Kemalizm ideolojis i vardır ve son sözü o söyler. Kemalizme aykırı hüküm verilemez .
 
3. Halkın iradesine saygı gösterilir ama egemen azınlıkların, bilhassa Sabataycıların ve Kemalistl erin iradeleri daha fazla saygıya layıktır.
 
4. Büyük Millet Meclisi halk iradesini n tecelligâhıdır ama faiz lobisi Sanhedrin’inin iradesi Meclisin üzerindedir.
 
5. Türkiye bir yıldan fazla bir müddet lisanını, edebiyatını, devlet arşivlerini, atalarının mezar taşlarını, sosyal ve kültürel hafızasını İslam-Kur’an yazısıyla yazmıştır ama halk 1928’den önce yazılmış Türkçe kitapları okuyamasa bile Latin alfabesi ondan önemli ve üstündür.
 
6. Kölelik yasaktır ama birtakım kadınları TC başlıklı resmî vesikalar la seks kölesi olarak kullanmak, bunların hijyenik seksüel hizmetler inden KDV ve gelir vergisi alıp devlet bütçesine koymak çağdaşlığa ve uygarlığa aykırı değildir.
 
7. Laikliğe göre Yahudi vatandaşlar cumartesi günleri, Hıristiyan vatandaşlar pazar günleri hafta tatili yapabilir ama çoğunluğu oluşturan Müslümanlar cuma günü tatil yapamazla r.
 
8. İslamcı iktidar Taksim parkındaki birkaç ağacı yerinden söküp başka bir yere dikmeye kalkarsa, bu bir isyan sebebi olur ama faizci egemen azınlık aileleri ormanları tahrip ederek üniversiteler kurarlars a bu tahribata ses çıkartılmaz.
 
9. Bir Müslüman yolsuzluk yaparsa büyük suç olur ama bir egemen azınlık mensubu çalar çırparsa egemen azınlıklar bunu önemsemez.
 
10. İlerici, uygar, çağdaş bir kadın veya kız bikini mayo, mini etek, dekolte kıyafet giyer veya iç çamaşırsız gezerse bu gayet normal karşılanır ama Müslüman bir kadın avukat, kadın memur başını örterse buna izin verilmez. İngilterede böyle bir şeye ses çıkartılmaz ama Türkiyede Kemalizme ve laikliğe aykırı olur.
 
11. Hıristiyan İngilterede Müslümanlar için Şeriat Mehkemele ri kurulmuştur ama Müslüman Türkiyede böyle bir şeyi istemek bile suçtur.

12. Türkiye hür bir ülkedir. Hıristiyan Misyonerl eri ve papazları Notre Dame de Sion, Saint Michel, Saint Benoît, Saint Georg gibi okullar açabilirler ama Müslümanlar İmamı Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Şah Bahaüddin Nakşibend okullara açamaz. Laiklik Hıristiyanlara hürriyet verir, Müslümanlara vermez.
 
13. Türkiyede İslam dışındaki her dinin, her mezhebin başında bağımsız bir din reisi vardır ama Müslümanların bir İmam-ı Kebir’i yoktur. Çünkü Müslümanlar, gayr-i Müslimler kadar eşit değildir ve onlara bu hak tanınmamıştır.
 
14. Kemal Paşayı biraz sert tenkit ederseniz veya açıklanması doğru olmayan tarihî gerçekleri yazar veya söylerseniz suç işlemiş olur, mahkemeye verilir ve hapse atılabilirsiniz ama Peygamber e hakaret ederseniz fazla önem verilmez.
 
13.06.201 3


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Turkiye_Denkleminin_Bilinmeyenleri/15392


Okullarda iki bilinmeye nli denklem nasıl çözülür, öğretirler. Çözümü çok ama çok zor denklemle r de vardır. Türkiye bunlardan biridir. Kaç bilinmeye n? Sanırım en az 25 bilinmeye nli bir denklem.
Herkes konuşuyor, çok kişi yazıyor, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Şu yetmiş beş milyonluk ülkenin denklemin i anlayıp çözecek yedi kişi çıkar mı acaba?
 Türkiyenin bilinmeye nleri nelerdir? Birkaçını saymama izin vermenizi rica ederim.
 Birincisi: 1923 Lozan anlaşmasının gizli protokoll eridir.
 İkincisi: En az bir milyon kişi olan Kripto Yahudiler dir.
 Üçüncüsü: Bir milyondan az olmayan Kripto Hıristiyanlardır.
 Dördüncüsü: En büyük bilinmeye n M. Kemal Paşadır.
 Beşincisi: Cumhuriye tin kuruluşunda Hahambaşı Hayim Nahumun rolüdür.
 Altıncısı: Mütarekede, bir yat ile Karadeniz den Tuna yoluyla Avrupaya sessizce kaçırılan 22 ton Osmanlı altınıdır.
 Yedincisi: Son 350 yılın en önemli aktörü Sahte Mesih Sabatay Sevi’dir.
 Sekizinci si: Asıl kökenleri Yahudilik olan, sonra sahte Ermeni kılığına giren ve en son Müslüman postuna bürünen Pakraduni lerdir.
 Dokuzuncu su: Sahnede Müslüman görünen bazı Kırımçaklar, Tat Yahudiler idir.
 Onuncusu: Boğaziçi aşiretidir.
 İyi bir anayasa yapılırsa işler düzelirmiş… Sünnî çoğunluğa hürriyet verilirse iyi olurmuş…
 Gerçek bir demokrasi yle bütün krizler giderilir miş…
 Bunlar boş, ucuz, kolay laflardır. İşin esası, bilinmeye nleri bilmek ve karmaşık denklemi çözmektir.
 M. Kemal Paşa çözülmeden Türkiye denklemi çözülmez.
 Kriptolar Kriptolar Kriptolar… Bunları bilmeyenl er hiçbir şey bilmiyor demektir.
 Pakraduni ler kimlerdir bilmiyor ve sonra Türkiyenin bugünkü çıkmazları hakkında konuşup duruyor. Bilmezlik karanlıkları içinde çok konuşanlar.
 Türkiyeyi anlamak için şunlara ihtiyaç vardır:
 1. Çok derin İslam kültürüne sahip olmak.
 2. Gerçek tarihi ve tarih felsefesi ni bilmek.
3. Dünyaya, insanlığa tepeden bakacak derecede genel kültür sahibi olmak.
 4. Konvansiy onel yalan dolanlara aldanmama k.
 5. Hads=sezgi sahibi olmak.
 6. Geçmişte olanları, günümüzde olup bitenleri nebevî nur ışığında görebilmek, anlayabil mek.
 7. İrtibatlı olmak.
 8. Keşif sahibi olmak.
 İslamı iyi anlayanla r, iyi bilenler Türkiyenin durumunu sezebilir .
 Türkiyeyi anlayabil mek için bazı kıraat tavsiyele ri: İbn Haldun Mukaddime si… Arnol J. Toynbee’nin Tarih Üzerine bir Etüd kitabı…
 Padişah çok kötüymüş, M. Kemal paşa Samsuna pür velvele pür tantana çıkmış ve uzun zahmetli uğraşlardan sonra vatanı kurtarmış… Bunlara inanan kimseler Türkiyeden, tarihten, gerçeklerden bî haber demektir.
 Adamlar, kadınlar 1928’den önce yazılmış, yayınlanmış kitapları ve belgeleri okuyamaya cak kadar cahiller ve kalkmışlar kurtuluş çare çözümleri, reçeteleri yazıyorlar.
 Tarihi, hele yakın tarihi bilmeden bugünü anlamak, geleceği tahmin etmek mümkün müdür?
 Atalarının Türkçe mezar taşlarını okuyamaya nlar ne kadar çok konuşup ahkam kesiyor.
 Türkiye Titanic’i nereye gidiyor?
 Buzdağlarına karşı tedbir alınmış mıdır?
 Gemideki Pakraduni ler, Kripto Yahudiler, Kripto Haçlılar ne yapıyor.
 Gemide çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlar niçin bin parçaya ayrılmıştır?
 Bu gemide ne kadar çok boşboğaz, zevzek, geveze var…
 Gemi temiz değil; pislik, soygun, hırsızlık, sömürü, kokuşma, irtişa, zina, riba, fısk fücur, fuhşiyyat=azgınlık…
 Niceleri ah Türkiye vah Türkiye diye bağırırken gemiyi bilerek veya bilmeyere k batırmaya çalışıyor.
Tiitanic dalgalar, fırtınalar, krizler içinde bata çıka yol alıyor.
 Gemideki orkestral ar çılgınça çalıyor.
 Danslar… İçkiler… Çin çin şerefinize… Çok içmeyin, hayır içeceğim tartışmaları…
 Gemideki tadilat, boya badana, taahhüt işleri…
Uluyan sarhoşlar… Anıranlar… 150 desibel şiddetinde ezan okuyanlar…
 Ayasofya açılsın diye bağıranlar… Evet elbette açılsın ama biraz ötede Sultan Ahmet Camii boş…
 İslamda kader yoktur diye haykıran o biçim İslamcılar… Kader yok mu? Bekleyin göreceksiniz.
 Devasa Titanic’in uçak pistlerin den umre uçakları havalanıyor. Zam Zam Tower Zam Zam Tower…
 Titanic’te her gün altı milyon ekmek ziyan ve israf ediliyor.
 Kimi dans ediyor, kimi ilahi okuyor.
 Titanic bata çıka menzil-i maksuduna gidiyor…
Bilinmeye nler kumkuması Titanic…
 
(İkinci yazı)
 Âhir Zuhur Namazı Kılınmalıdır
 BAZI bid’atçi, reformcu, modernist, Sünneti hafife alan, Mason Afganîci, Mason Abduhçu, Reşid Rızacı, Fazlurrah mancı, Kemalist, mezhepsiz, telfik-i mezahib taraftarı, laik, seküler ilahiyatçıların ve İslamcıların, cumadan sonra ihtiyaten kılınan zuhr-i âhir namazını inkar etmeleri, önlemeye çalışmaları, halkı bu ibadetten soğutmaları ve vaz geçirmeleri bir zulümdür.
 Çünkü zuhr-i âhir namazı ihlasla kılındığı takdirde mutlak olarak bir ibadettir, nurdur, feyiz ve bereketti r.
 Kaldı ki zamanımızda, Hanefî mezhebine göre cumanın şartlarından biri eksiktir.
Cumanın sıhhati için ya Emirülmü’minîn olan zatın beratı olması gerekir.
 Beratsız kişiler rasgele kendi hevalarıyla Cuma namazı kıldıramaz ve hutbe okuyamaz.
 Reformcul arın İslamda teravih namazı diye bir namaz yoktur demeleri nasıl akıllara ziyan bir inkarsa, cumanın ilk ve son sünnetlerinin ve ahir zuhur namazının inkarı da öyledir.
 Zuhr-i âhir namazını kılmanın faydaları nedir?
 1. Zuhr-i ahir, namaz ve ibadet olmakla, onu kılan ecir alır, ilahî rızaya nail olur.
 2. Zuhr-i ahir namazı Müslümanın darülislam ve darülharb kavramlarını öğrenmesine bu konuda şuurlu olmasına vesile olur.
 3. Zuhr-i âhir kılmak, gayr-i İslamî düzeni bir tür, dolaylı şekilde protesto etmektir.
 Tekrar ediyorum: Müslümanlar cumanın ilk ve son sünnetlerini ve bilhassa zuhr-i âhir namazını kılmaya teşvik edilmelid ir. Bu namazları önlemek zulümdür.
 Sultan Abdülhamid zamanında zuhr-i âhir kılmaya lüzum yoktu. Çünkü Hilfafet vardı, İmamü’l-Müslimîn vardı. Galatasar ay lisesinde bile bütün Müslüman öğrencilerin beş vakit namazı cemaatle kılmaları mecburî idi. Hafta tatili cumaydı. Mahkemele rde İslam fıkhı ile hüküm veriliyor du. Bütün İslam kadınları tesettürlüydü. Ceza kanununda zina suçtu.
 Bir konuda çok ciddî şüpheler varsa, ihtiyatlı olmak ve şüpheyi giderici işi yapmak gerekmez mi?
 Zuhr-i âhir namazını kılan bir şey kaybetmez . Kılmayan kaybeder.
 Türkiyedeki laik rejimin kullarının, zuhr-i âhir konusunda ki menfi fetvaları yersizdir, gereksizd ir, bâtıldır, bunlara uyulmaz.
 Hâtemü’l-Fukaha dersiamda n Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen hazretler i, Büyük İslam İlmihali adlı muhalled ve mübarek kitabında cumanın ön ve son sünnetlerinin ve zuhr-i ahir namazının kılınmasını emr ve tavsiye buyurmakt adır. Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanlarının bu emir ve tavsiyeye uyması gerekir.
 Bir beldede aynı anda birkaç yerde cuma namazı kılınabileceği, binaenale yh zuhr-i ahire lüzum olmadığı tezi ve iddiası konuyu çarpıtmaktır. Konu cumanın Darülislam ile, Halifenin izniyle ve beratıyla ilgilidir .
 Fazlurrah mancılara kalsa, cumayı da tarihsel ilan ederler ve kaldırırlar.
 Reşid Rızanın, cuma ve ahir zuhur namazı ile ilgili fetvalarının, Ehl-i Sünnet nazarında hiçbir kıymeti yoktur.
 Sevgili Müslüman kardeşlerim… Cuma ve ahir zuhur namazları konusunda sahih itikadlı, icazetli fakih olan, Ehl-i Sünnetten taviz vermeyen Ömer Nasuhi Bilmen hocaefend iye tabi olalım.
 16.06.201 3


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Reformcular_ve_Yenilikciler_Neler_Yaptilar/12660



Reformcul ar, dinde yenilikçiler, dinde değişimciler, mezhepsiz ler, telfik-i mezâhib taraftarl arı, çeşit çeşit İslamcılar, Kemalist İslamcılar, Feminist İslamcılar, Aktivist İslamcılar hangi niyetlere sahipler, şimdiye kadar ne gibi tahribat yapmışlardır, yanlış ve bozuk tarafları ve fikirleri nelerdir, amaçları nedir?.. Çok açık ve seçik olması için maddeler halinde yazıyorum.
 1. Bütün reformcul arın ana amacı Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmaktır.
 
2. Onların çok büyük kısmı, farkında olarak veya olmayarak laiklik taraftarıdır, Müslümanların sekülerleşmesini, dünya işlerinde dinden kopmasını isterler, bazısı açıkça mezhep fıkıh Şeriat düşmanlığı yapar.
 
3. Münzel (İndirilmiş) gerçek İslam’ın yerine uydurulmuş türeme bir din çıkartmak isterler. Dini bir hümanizmaya veya bir ideolojiy e yahut da aktivist bir harekete dönüştürmeye çalışırlar.
 
4. Onların bir kısmı Resululla h Efendimiz in (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinin, İslam’ın ikinci ana kaynağı olduğunu inkâr eder, tek kaynak Kur’andır der.
 
5. Sünneti yüzde yüz inkâr etmeyenle r, onu hafife alır, Müslümanların kafalarına şeytani şüpheler ve tereddütler sokar, mütevâtir ve sahih hadislere gölge düşürür.
 
 6. Onlar her Müslüman’ın Kur’an’dan, (kabul ediyorlar sa) Sünnetten kendi kafasına, re’yine, anlayışına göre hüküm çıkartmasını ister.
 
7. Reformcul arın bir kısmı Kemalistt ir. Birbirler i ile uzlaşmaları ve bağdaşmaları mümkün olmayan iki zıddı, İslam ile Kemalizm’i bağdaştırmaya uğraşırlar.
 
8. Reformcul arın ve İslamcıların bir kısmı Tevhid ve Tenzih akidesine çok zıt olan, inananı küfre götüren, son derece bozuk inançlara ve zındıklıklara hoşgörü ile bakar. Mesela: Ali Şeriatî’nin ‘Allah gerçek bir Janustur = Hoda Janus-i hakiki est’ (Janus iki çehreli bir Roma putudur) cümlesinden hiç rahatsız olmazlar, Şeriatî’yi baş tacı ederler, öve öve bitiremez ler, onu Müslüman gençliğe, peşinden gidilecek bir önder olarak tanıtırlar.
 
9. Bir kısım reformcul ar Ehli Sünnet Müslümanlığını aşağılamak, hafife almak için alaycı bir ifade ile ona İlmihal Müslümanlığı derler.
 
10. Onlar, Müslümanların dinlerini, güvenilir ve muteber ilmihal, akaid, fıkıh ve ahlak kitaplarından öğrenmelerini istemezle r.
 
11.  Reformcul arın bir kısmı Kur’anda, Sünnette, Şeriatta kesin haram olan faize cevaz vermişler; Kitab ile, Sünnet ile, icmâ-i ümmet ile kesin haram olan bir günah ve isyanı helalleştirmişlerdir.
 
12.  Onlar, binlerce ve binlerce Ehl-i Sünnet imamını, müctehidlerini, ulema, fukaha ve mürşitlerini saf dışı bırakarak; farmason Afgani’yi, farmason Muhammed Abduh’u, onun talebesi telfikçi ve Menarcı Reşid Rıza’yı, birkaç aşırıyı hidayet rehberi olarak gösterirler.
 
13.  Reformcul arın büyük ekseriyet i tasavvufa, tarikatla r, sufîlere karşıdır.

14.  Reformcul arın bir kısmı Tevhidi, İslam’ı, Kur’anı, Resululla h’ı yalanlaya n Teslisçi Ehl-i Kitab’ın da cennetlik olduğunu iddia eder.
 
15.  Reformcul arın bir kısmı fanatik feministt ir. Feminizm bozuk ideolojis ine uymayan ayetleri te’vil ederler. İşlerine gelmeyen hadisleri de yok sayarlar.

16.  İşlerine gelmediği için din ilimlerin de icazeti kabul etmezler.
 
17.  Reformcul ar takiye yaparlar, Müslüman halkı aldatırlar.
 
18. Bir kısım reformcul ar Pakistan’dan kovulmuş, Kur’andaki 300 küsur kesin hükümlü ayetin bugün geçerli olmadığını iddia eden Fazurrahm anı imam kabul ederler.

19. Reformcul ar mucizeler i inkâr eder.
 
20. Onlar İslam Şeriatında recm cezası olduğunu inkar ederler. Hâlbuki Resululla h Efendimiz recm cezasını uygulamıştı.
 
21. Reformcul ar Kur’an-ı Kerim’in abdestsiz tutulabil eceğini iddia ederler.
 
22. Onlar özürlü kadınların yapamayac akları şeylerin yapılabileceğine, bir takım şazz rivayetle re dayanarak fetva verirler, cumhur-i ulemaya muhalefet ederler.

23. Bazı reformcul ar haccın kesin tarihi değişebilir, başka zamanlard a da hacc edilebili r diyerek son derece bozuk ve bâtıl ictihadla r yumurtlamıştır.
 
24. Bazı reformcul ar tesettürü inkâr eder.
 
25.Bir kısım reformcul ar Derin Devletle, vesayet rejimi ile, resmî ideoloji ve faşist sistemle işbirliği yapmışlar ve karşılığında yüklü telif ücretleri almışlardır.
 
26.Hiçbir reformcun un ‘Müslümanlar birleşsin, tek bir İmama biat ve itaat etsin, Ümmet haline gelsin’ dediği görülmemiştir.
 
27. Onlar, ehliyet ve liyakatle ri olmadığı halde bol bol
 bozuk ictihadla r yapar.
28. Onlar Kur’ana, Sünnete, icmaya aykırı saçma sapan fetvalar ve ruhsatlar verirler.
 
29. Onlar, din ile dünyayı ayırırlar, dinin hüküm dairesini daraltırlar.
 
30. Onlar, Ehl-i Sünneti herhangi bir fırka, hizip ve parça gibi görürler; onun İslam’ın gerçek yorumu olduğunu kabul etmezler.
 
31. Reformcul arın hemen hemen ekseriyet i Osmanlı Devlet-i İslamiyesine ve Hilafetin e karşıdır.
 
32. Reformcul ar Türkiye’nin Sünnî Müslüman çoğunluğunu, birbirind en kopuk, bazısı bazısıyla çarpışan, başlarındaki zevat yılda bir kez bile bir iftar sofrasında toplanama yan yüzlerce hattâ binlerce cemaate, gruba ayırmışlar, dehşet verici bir anarşi ve kaosa sebep olmuşlardır.
 
33. Reformcul ar âhir zamanda çıkacağı mânevî tevâtürle bildirilm iş olan Hz. Mehdi’nin zuhurunu ve yine mânevî tevâtürle haber verilmiş olan nüzul-i İsa aleyhisse lamı inkar ederler.
 
34. Bazı reformcul ar imanın temel şartlarından kaderi inkar eder.
 
35. Bazısı Allahın izniyle yapılacak olan ve Kur’anla, Sünnetle, icmâ ile sabit bulunan şefaati ve kabir ahvalini inkar eder.
 
Bu çeşit çeşit, renk renk, kendi aralarında bir yığın meşrebe ayrılmış reformcul ar camiası Ehl-i Sünneti, Ümmet birliğini yıkmak konusunda ittifak ve ittihad etmiştir. Müslüman halkı bunlara karşı uyarmak gerekir. Bu hizmet benim yazılarımla olmaz, Türkiye Ehl-i Sünnet Müslümanları tez elden bir ‘Ehli Sünnet Müslümanları Şûrası’ toplamalı, neler yapılması gerekiyor sa o hizmet ve vazifeler i yerine getirmeli dir. Bu dediğim yapılmazsa din konusunda ki kaosun, anarşinin, çekişme ve tepişmenin, cahilliğin önüne geçilemez.

Dinin kesin inançları, helaller, haramlar, had cezaları, Allahın kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olduğu, müminlerin tek bir ümmet olması gerektiği, iman edenlerin Allah’a, Resul’üne ve kendileri nden olan emir sahipleri ne itaatleri nin farz olduğu gibi temel din hükümlerinde çekişen, tartışan, doğru yoldan çıkan Müslümanlar iflah olmaz. İslam dünyasında tek bir ümmet olmaması, bir yığın birbirind en kopuk cemaat, fırka ve hizip bulunması büyük değil çok büyük bir felaketti r. Kur’an-ı Kerim açıkça beyan ediyor: Allah katında geçerli, muteber, kabul edilen tek hak din İslam’dır. Reformcul ar bir bu temel inanca karşı çıkmıştır; onların uyarılması, aydınlatılması, bilgilend irilmesi Kuran ve Sünnet yolunda olan âlim ve muktedir Müslümanlara farzdır.

Reformcul arın saçtıkları mikroplar, ortaya attıkları sapık yorumlar yüzünden Türkiye’de din, iman tehlikede dir. Şeriat çoktan elden gitmiştir.

Reformcul uk, dinde yenilik, dinde değişim, mezhepsiz lik, Fazlurrah mancılık, Kemalizm’e uygun İslam, AB ve Feminizm normlarına ayarlanmış, ayıklanmış yeni bir İslam türetme gibi helâk edici yangınlar söndürülmezse, büsbütün söndürülemediği takdirde kontrol altına alınıp tecrid edilemezs e Türkiye Müslümanları kurtulama z. Ehl-i Sünnet elden giderse Kur’ana, Sünnete, icmâya uygun din de gider; bid’atler ortalığı istila eder, fitne fesat, nifak şikak, isyan tuğyan yaygın hale gelir, korkunç bir kaos ve anarşi oluşur.
 
14.12.201 2


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Cemaat_Taassubu/1052


SEYDİŞEHİR'den Hasan Dinç kardeşimize... Selâmdan sonra: "Birçok yazılarınızda cemaatler i rencide edecek talihsiz yazılar yazıyorsunuz. Bu sizin ilminize, kişiliğinize yakışmaz. Bunlardan biz zarar görmeyiz, çünkü rüşdümüzü isbatlamışız, Müslüman halkımızla bütünleşmişiz... Cemaatler in hizmetler ini anlayamam ak, görememek cehaletin ve sığ düşüncenin bir göstergesidir. Bizim yurtlarımızda 100 bini aşkın talebemiz en iyi şartlarda okuyorlar . Biz onlardan para da almıyoruz, alırken ayrım da yapmıyoruz. Sizin yazdığınız gibi reklâm da yapmıyoruz. Çünkü müesseselerimizin tertip ve düzeni, hocalarımızın ihlâsı, talebeler imizin başarısı bize yetip artıyor. Yurtlarımız Ay'da değil, Merih'te değil, isteyen herkes rahatça gezip görebilir. Yeter ki, art niyet olmasın...Netice itibarıyla göbekten aşağı vuruşları bırakınız. Hizmet kollektif çalışmayla olur, cemaatle olur..... . Parayı çarçur eden, reklâm yapan cemaatler vardır, onları ayırın. Tüm cemaatler i aynı kefeye koyamazsınız..."

Cevaplarım:

(1)Elbette bütün cemaatler aynı kefeye konulamaz . Ben de koymuyoru m. BÜTÜN cemaatler i tenkit etmiyorum, BAZI cemaatler deki TENKİT EDİLMESİ GEREKEN hususları tenkit ediyorum. Böyle bir iş bana düşer mi, düşmez mi, bilmem ama kimse tenkit etmediği için, dinimizin emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getirmek için kınıyorum, uyarıyorum.

(2)İslâm'da esas olan Ümmet şuurudur. Ümmet şuuru yok, cemaat asabiyeti var... Bu eksikliği kabul edemeyiz.

(3) Dine, Şeriata, ehli sünnete uygun şekilde çalışan cemaatler i takdir ediyorum, onlara teşekkür ediyorum, tebrikler imi sunuyorum . Onların, benim yazılarımdan alınacak, gocunacak bir tarafları yoktur.

(4) Cemaatler i bırakalım, daha genel konuşalım. Bazı Müslümanlar Ehl-i Kitab ile Ehl-i İslâm arasında Âmentüde ihtilâf olmadığını, ittifak olduğunu/Hazret-i Muhammed'i inkâr edip yalanlaya nların,Kur'ân'ı inkâr edenlerin, İslâm'ı inkâr edenlerin de ehl-i necat ve ehl-i cennet olduğunu / Üç "ibrahimî din" bulunduğunu / Tevhid inancı ile Teslis inancına bağlı olanların esasta bir olduğunu... iddia ediyorlar . Bu gibi Müslümanların, hayırlı ameller yapsalar, sâlih işler işleseler de mutlaka tenkit edilmeler i, uyarılmaları gerekir. Çünkü USÛLDE vahim hataları vardır. İtikad bakımından ayakları kaymıştır. Onları, itikadlarını TASHİH etmeleri için uyarmak gereklidi r. Uyarmayan lar sorumlu olur. Bu gibi Müslümanları uyarmak, "Bizim dinimizde böyle inanç ve görüşler yoktur" demek kardeşlik hukukuna aykırı değildir, bilâkis kardeşliğin bir gereğidir.

(5) BAZI(hepsi değil) cemaatler, halktan topladıkları hayır ve hizmet paralarının bir kısmı ile bir şahsın reklâmını yapıyorlar. Bunu uygun bulmuyoru m, yıkıcı olmamak şartıyla tenkit ediyorum. İslâm'da, başkanların, reislerin, kaidlerin reklâmı, övgüsü, pohpohu yapılamaz. Böyle bir şey dine de, hikmete de (bilgeliğe), aklıselime de (sağduyu) aykırıdır. İki hadîs meali vereyim: (1) "Meddahların (övücülerin) suratlarına toprak saçınız!" (2) "Din kardeşini gıyabında öven kişi, sanki onun boynuna keskin bir bıçak çalmış gibi olur..." (Bu hadîsleri İhya'da okumuştum.Arzu eden o kitaba bakar, kaynaklarını görür..." Kur'ân-ı Kerîm'de Yahudiler ve Nasranîler din ulularını, ruhbanlarını erbab haline getirmekl e suçlanıyorlar. Müslümanlar bu gibi aşırılıklardan, reklâm ve övgü edebiyatından kaçınmalıdır. Büyüklerimizi elbette severiz, sayarız, onlara hürmet ederiz ama Ehl-i İslâm'dan hizmet için toplanmış paraların bir kısmı ile onların fuzulî reklâmını yapamayız. Bazı cemaatler in bazı mensupları (bağlıları) Allah'a, dine, imana, Peygamber e, Kur'ân'a, Şeriata saldırılınca tepki göstermiyorlar ama kendi din-başlarına fiske vurulunca küplere biniyor, aşırı şekilde öfkelenip yaygara kopartıyorlar. Onların bu hali islâmî bakımdan sağlıklı mıdır?

NETİCE OLARAK: Bütün cemaatler i aynı kefeye koymayız. Bazılarının tenkit edilmesi gereken hallerini ve işlerini, isim vermeden müsbet şekilde tenkit ederiz. Bunu yapmaya mecburuz. Bu gibi tenkitler bize maddî bakımdan hiçbir şey kazandırmaz. Aksine bir yığın başağrısına sebebiyet verir. Bir Müslüman, ÜMMET ŞUURUNA SAHİP OLMAK ŞARTIYLA bir cemaate bağlı olabilir ama asla CEMAATÇİLİK yapamaz. Yüce İslâm dini, bizleri bu gibi cahiliyet lerden, taassubta n, aşırılıklardan uzak durmaya çağırıyor. İslâm'da futbol kulübü tutar gibi tarikat, cemaat, hizip, fırka tutulmaz. Allah katında üstünlük şu veya bu tarikata ve cemaate mensup olmakta değil, takvadadır, dindarlıktadır.

Diyalog-İftar-Showları
İftar ne demektir? Oruç tutan Müslümanların, gün batınca sofraya oturup yemekle karınlarını doyurmala rıdır. Peki son yıllarda çıkan Dinlerara sı Diyalog iftarlarına ne demeli? İslâm hocaları, çeşitli kiliseler e mensup Hıristiyan papazları, Hahamlar oturmuşlar ve iftarı bekliyorl ar. Top atılıyor ve yemek yeniliyor . Böyle iftarlar İslâm tarihinin hangi devrinde görülmüştür? Bunun mânâsı nedir? Bu iftarları tertipley enlerin amacı nedir, ne yapmak istiyorla r? Efendiler ciddî olalım. Ramazanı, orucu, iftarı böyle şovlara, böyle nümayişlere âlet etmeyelim . Oruç bir ibadettir . Bu ibadeti bu gibi iftar şovları ile ifsad etmeyelim . Eğer gerekiyor sa, eğer zaruret ve lüzum varsa İslâm hocaları ile papazlar ve hahamlar bir araya gelip yiyip içebilirler. Ancak böyle toplantılar oruç ibadetind en ayrı yapılmalı, ibadet dışı tutulmalıdır. Evangelis t Amerikalılar Irak'ta sivil Müslümanları tavuk gibi boğazlıyor, ırkçı İsrail Filistinl ilere ve Lübnanlılara kan kusturuyo r ve bizler burada mübarek Ramazan aylarında papazlar, hocalar, hahamlar cümbür cemaat güle oynaya iftar ziyafeti tertipliy oruz. Şeytan bile şu acınacak ve gülünecek halimize şaşıyordur

http://www.mehmetsevketeygi.com/

http://www.gazeteoku.com/mehmet-sevket-eygi/tumyazilari/232

http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/mehmet-sevket-eygi/


 
 


Konu Başlığı: YEHOVA VE İSLAM - KONU İLE İLGİLİ TIKLAYINIZ
Gönderen: admin üzerinde Mayıs 16, 2014, 05:30:31 ÖS
YEHOVA VE İSLAM

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=685


Bu dinin kurucusu Amerikalı papaz Charles Russel’dir. İlkokul mezunudur . 1872 yılında kurmuş, 1916’da ölmüştür.

“Bin yıllık krallığın peygamber i” olarak kabul edilir. Önceleri Protestan presbiter yan kilisesin e bağlı iken, sonra Protestan congregas ionalist kilisesin e üye oldu. Buradan da ayrıldı.

Russel, satışa çıkardığı bir buğdayın çok fazla ürün vereceğini, bu buğdayın mucizeli olduğunu ilan etti. Bu yalana inananlar bir avuç buğdayı 60 dolara alarak ektiler. Fakat istenilen ürünü alamayanl ar, dolandırıldıklarını anlayanla r mahkemeye verdiler. Mahkemede bu buğdayın diğer buğdaylardan farkı olmadığını itiraf etti ve mahkum oldu.

Evlatlık kızı Rose Boly’ye tecavüz ettiği için karısı Maria Francis tarafından mahkemeye verilmiş ve mahkemede suçunu itiraf ederek hüküm giymiştir. Mahkeme, Russel’in “yalan yere yemin eden” bir yalancı olduğuna dair de bir hüküm vermiştir.

Bu din, bir zamanlar Russelizm adıyla anılmış ve bir cins Luthercil ik olarak görülmüştür. Hedefleri tanrının denetimin de Hazret-i İsa’nın liderliğinde bir dünya krallığı, tek tip toplum düzeni kurmaktır. Yehova şahitleri 1917-1928 yılları arasında inançlarında 148 kadar değişiklik yaptılar. Karmakarışık bir inanç sistemi haline gelen Yehovacılık, gerçek Hıristiyanlık iddiası ile ortaya çıkmasına ve Yahudilik le Hıristiyanlık karması gibi görünmesine rağmen onlardan tamamen farklı bir inanış haline geldi.

Yehova: Bu kelimesin in aslı Yahvedir. Yahve İsraillilerin milli ilahlarının adıdır. Bu din, önceleri “Russel tarikatı” adıyla çalışıyordu. 1931’de “Yehova şahitleri” adıyla meydana çıktı. Dört incili esas alırlar.
(İsa’nın dünya krallığı başladı) diyerek, devletler in sonunun yaklaştığını, tarihler vererek ortaya atmışlardır. Bu tarihler, 1914, 1918, 1925 ve 1975’tir. Tabii hepsi de boşa çıkmıştır.

Yehovacılar, yeni yorumlarl a ayrı bir akım, ayrı bir Hıristiyanlık dini şeklinde görünürler. Bazı Hıristiyanlar (İsa üç tanrıdan biridir) derler. Yehovacılar için tek ilah Yehova derler ise de, (İsa, Yehovanın oğludur, üstün bir varlıktır) derler. Hazret-i İsa’yı ilah olmaktan çıkarmaları ve ruhu kabul etmemeler i Katolik, Ortodoks ve Protestan ları kızdırmıştır.

Yehovacılara göre de, diğer Hıristiyanlar gibi, her çocuk günahkâr doğar. İnançlarını aşılamak için, Hıristiyanlıklarını gizlerler . Yehova yerine “Allah” ve diğer İslami terimleri kullanırlar. Bunlara ancak cahiller kanar, dinini bilen hiçbir Müslüman kanmaz.

Bunlar ahirete inanmaz. Cennetin dünyada olacağına, Hazret-i İsa’nın oradaki krallığına inanırlar. Ruhun ölmezliğine inanmazla r. Üçleme inancını yorumlama ları, bazı Hıristiyan mezhepler den farklı olmakla birlikte, onu reddetmez ler. Dünya onlara göre bâkidir. Kendileri ni bir millete ve vatana bağlı hissetmez ler. Hıristiyanlık inancını benimserl er. Hatta kendileri ni asil Hıristiyan olarak tanıtırlar.
Bayrağa karşı çıkarlar, milliyet ve vatan sevgisini reddederl er. Vatan bütünlüğü, vatan savunması ve askerlik yapmaya karşıdırlar. Zina dışında herhangi bir sebeple boşanmaya ve İncillere aykırı olduğunu ileri sürerek kan nakline karşı çıkarlar.

Tatlı, okşayıcı dillerle gençleri aldatmaya, Hıristiyan yapmaya çalışıyorlar. Çeşitli yollardan ele geçirdikleri adreslere broşür ve kitap gönderiyorlar. Şık, süslü giyinmiş güzel kızlar, kapı kapı dolaşarak, evlere bu kitap ve broşürleri bırakıyorlar. Bu oyuna gelmemeli dir.

Yahudilik dışında bütün dinleri düşman bilirler. Yöneticilerin hemen hepsi Yahudidir . Yahudiler in 19 kitabını bunlar da mukaddes kabul ederler. 144 bin seçkin Yahudinin dünyayı yönlendireceğine, Cennetin dünyada olacağına, Hazret-i İsa'nın dünyadaki Cennette krallık kuracağına, Yehovacıların dışında herkesin ölüp bir daha dirilmeye ceğine ve ölen Yehovacıların dirileceğine ve bir daha ölmeyeceğine inanırlar. Her çocuk günahkâr doğar derler.

Bunlar, birçok yönden Selefiyec ilere (Necdilere) benzerler .

Bazıları şöyledir:
1- Yehovacılar, "İlk Hıristiyanlar gibi, İncillere sarılalım" derler. Selefiyec iler de, "Yalnız Kur'ana sarılalım" derler.

2- Yehovacılar da, selefiyec iler de mezhebe, tarikata karşıdırlar. Selefiyec iler, birçok tasavvuf büyüğüne kâfir derler.

3- Yehovacılar, ilk Hıristiyanların yolunda olduklarını söylerler. Selefiyec iler de aynı mantıkla ilk Müslümanların yolunda olduklarını söylerler. (Selef, ilk Müslümanlar manasına gelir.)

4- Yehovacılar Cehennemi inkâr ederler. Selefiyec iler de, pirleri olan İbni Teymiye gibi Cehennem sonsuz değil derler.

5- Yehovacılar, Allah insan gibi düşünür diyerek "Tanrının düşüncesi" tabirini kullanırlar. Selefiyec iler de, "Kur'ani düşünce, İslam düşüncesi" gibi tabirler kullanırlar. Halbuki İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul etmek küfürdür.

6- Yehovacılar da Selefiyec iler de, Allah gökte derler.

7- Yehovacılar ruha inanmaz, "elektriğe benzeyen kişiliksiz bir kuvvet" derler. Bazı selefiyec iler de meleklere, rüzgar, tabiat kuvvetler i derler.

8- Yehovacılar, doğum günü kutlamazl ar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyec iler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygamber e tapmak derler.

9- Yehovacılar, kadere inanmazla r. Selefiyec ilerin bir kısmı da kadere inanmaz.

10- İncilleri işlerine geldiği gibi yorumlar, Yehovacı olmayanla ra kâfir derler. Selefiyec iler de, Kur'anı işlerine geldiği gibi yorumlarl ar. Selefiyec i olmayanla ra müşrik derler.

İbni Sebe, bir Yahudi’dir, Hıristiyanlığı bozan Pavlos da Yahudi’dir. Selefiyec ilerin Yehovacılara benzemele ri tesadüf değildir. Her bozuk fırkanın altında, bir Yahudi veya İngiliz parmağı vardır. Her taşın altında onlar gizlidir.