ISLAMGREEN34 NEW WORLD

SANAL ALEM ANEKTODLARI 2. BÖLÜM => 4 - SANAL ALEM - SANAL ALEM VE MÜSLÜMAN GENÇLİK İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2. BÖLÜM => Konuyu başlatan: admin üzerinde Aralık 18, 2009, 04:42:16 ÖÖ



Konu Başlığı: SANAL ALEM - SANAL ALEM VE BAZI SOHBET CHAT SİTELERİNİN ZARARLI YÖNLERİ
Gönderen: admin üzerinde Aralık 18, 2009, 04:42:16 ÖÖ
SANAL ALEM - SANAL ALEM VE BAZI SOHBET CHAT SİTELERİNİN ZARARLI YÖNLERİ

Selamün Aleyküm Değerli Müslüman Kardeşlerim
Sanal Alemde İslami Realiteni n hakimiyet i için
gece gündüz çalışan web sitelerin den ve buradaki
İslami gaye ile yazışan kardeşlerimizden Allah c.c razı olsun
başarılarının devamını nasip eylesin inşallah
Sanal Alem ve bazı sohbet chat sitelerin in
gerçek yüzünü görebilmek
ve buradaki yazışan kişilerin gerçek karakter yapılarını
çözümleyebilmek çok basit bir hadise değildir
Bu zaman ile ortaya çıkabilecek
acı çekilerek ve hüsrana uğranılarak elde edilebile cek
çok farklı bir melekedir
Müslüman kardeşlerimiz
ilk etapta hiç bir şeyin farkında olamayabi lirler
halis ve salih bir niyet ile bu tür yerlere girebilir ler 
islami fikir görüş ve düşüncelerini paylaşırlar
daha sonra yine farkında olmadan
sanal alemin ve bazı sohbet chat sitelerin in
bağımlısı haline gelebilir ler
yine farkında olmadan bazı kişilerin
fikir ve düşüncelerinden etkilener ek
bu kişilerin bağımlısı olabilirl er
yine farkında olmadan
20 çeşit psikoloji k travmadan
bazılarını yaşayabilirler
fakat bunları yaşarken bile
ne yaşadıklarının farkına varamayab ilirler
kendileri nin içinde bulunduğu durumuda
analiz edemeyebi lirler
durumun bu hale gelmesind e
bazen suçlu olan web sitesi
veya buradaki yetkilier
veya yazıştığı ve etkisinde kaldığı kişiler olabilir
müslüman kardeşimiz
bazı şeylerin farkına çok geç varabilir
ve kendisini suçlayarak pişmanlık duyabilir
fakat bu bir şey ifade etmemekte dir
acı çekilerek hüsrana uğranılarak
elde edilebile n bir melekedir bu
aslında bir dünya imtihanınında gereğidir
ancak dini konu yazmakla meşgul olan
ve uzun süre sanal alem ve sohbet chat sitelerin de kalanlar
kendi iç dünyasındaki olumsuz değişimleri
ancak belirli bir süre sonra algılayabilirler
bunun içinde müslüman kardeşlerimiz
ilk etapta kesinlikl e suçlanamazlar
gerçekleri görmek
hem zamanla hemde yaşanarak oluşan bir melekedir
genel hatlarıyla bazı sohbet chat üniteleri
batıldan alınmış şekliyle
islami formasyon dan geçirilmeden kullanılmaktadır
bu bazı sohbet chat üniteleri
şer okyanusun da yol alan şer gemisine benzer
Batılın şerre hizmet için ürettiği
bu şer gemisini
müslümanlar imal etmemişlerdir
dolayısıyla ilk etapta
müslümanların islami realite kuralları
bu şer gemisinde geçersizdir
sanal alem ve bazı sohbet chat sitelerin de
islami realiteyi hakim kılmak
ve islami çözümler üretmek
bazı durumlard a samanlıkta iğne aramaya
bataklıkta gül yetiştirmeye benzer
müslümanlar şer gemisinin içindedir
ve her ne kadar hayra ait kuralları ile
batılla savaşmaya çalışsalarda
bu şer gemisi şerrin kurallarıyla
şerre hizmet etmek için imal edildiğinden
ve şerrin çizdiği rotada ilerlediğinden
ve serrin okyanusun a sizi taşıyacağından
ve şerrin rotasında ilerleyec eğinden
siz ne kadarda bu geminin içinde şer ile
savaşsanızda
bu şer gemisinin sizi ulaştıracağı liman
yine şerrin hizmetind eki şer limanıdır
geminin içindesiniz ve siz savaşırken
gemi yol almaktadır
ve savaşı geminin içinde kazandığınızı sanırken
gemi sizi çoktan şerrin limanına ulaştırmıştır
Batılın ürettiği herşeyi alıp
islami formasyon dan geçirmeden kullanaca k olursak
veya İslami realite hükümlerini hiçe sayarsak
bizim için haram olan Domuz etinide yiyelimde olsun bitsin
İslami Realitede nasılki mübarek Ramazan ayında
yapılan Mukabelel erde Bayanlar ile Erkekler bir arada
Kuran-ı kerim okumaları geleneği yanlıştır deniliyor sa
ve kız-erkek bir arada nasılki camide namaz kılmak
gibi bir eylem Dinde Reform denilerek reddedili yorsa
ve böyle bir davranış
Sünneti-seniyye hükümlerine göre
yanlış algılanacaksa
bazı sohbet chat sitelerin deki
kız-erkek bir arada
dini sohbet adı altında yapılan sohbetler de
İslami realiteni n hoş görmediği donelerde ndir
Dini realite hükümlerine göre şüpheli sayılabilecek
herşeyin haram kapsamında olduğunu
harama iletme riski bulunan her türlü doneninde
haram kapsamında olduğunu unutmamalıyız
eğer bizler bir müslüman olarak
ilahiyet konusunda uzman değilsek ve nefs-i emaremizi
kontrol yetisinde n yoksunsak
etki altında kalabilec ek kadar
ve akıl-mantık ekseninde n çıkabilecek kadar
karşımızdaki kişiye bağlanabilecek düzeyde
sevgi yoksunuys ak
dini anlatayım derken
şerrin tuzaklarına yakalanab iliriz
ve yakalandığımızıda bilemeyiz
günahada girebilir iz
kaş yapayım derken gözde çıkarabiliriz


sanal alem ve bazı sohbet chat sitelerin in olumsuz yönleri
interneti n zararları ve bağımlılıktan kurtulma yolları
ile bundan korunma çareleri ile ilgili
bilimsel ve dini otoritele r uyarmakta dırlar
fakat müslümanlar bu uyarıları dikkate
almamakta dırlar
alttaki linklerde ki konuları lütfen okuyunuz
ve Allah c.c rızası için biraz akl-ı selim düşününüz

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=748&goster=10

Merhaba sevgili site ziyaretci lerim,

farkinda oldugunuz gibi siteye yeni bir bölüm actim. Bu bölümün adinida "chat = asrin deccali" diye koydum.

Neden böyle bir baslik attigimi bu bölümdeki yazilari okuyunca anlayacak siniz.

Fakat bölümdeki yazilara gecmeden önce neden böyle bir baslik attigimi kisaca anlatmak istiyorum .

Acayip bir dünyada yasiyoruz . Herkesin kendine göre düsünceleri var. Cesitli inanclar, ideolojil er ve siyasi düsünceler. Hatta bir ailenin fertlerin in düsünceleri bile cok farkli olabiliyo r. Kardesler in düsünceleri ve siyasi görüsleri hatta inanclari degisik olabiliyo r.

Kimisi, Namazi vaktinde kilamadig i icin vicdan azabi cekerken digeri "fuhus yaptigi ve hatta sarap ictigi icin" "bu benim icin bir ihtiyac, onun icin yapiyorum diyerek" kendini tatmin etmis olmasi.  Birisi rahat, digeri huzursuz.

Sevgili site ziyaretci lerim,

farkinda oldugunuz gibi, insanlari n algilama bicimi cok farkli olaylara bakis acisi cok degisik. Her insan bu dünya ya kusursuz gelir, dini acidan söylememiz gerekirse "günahsiz" gelir. Sonra etrafin etkisi ile, anne-baba, egitim ve tv gibi unsurlar biz insanlari n bakis acilarini degistiri rler.

Evet, iste simdi bana "chat = asrin deccali" dedirten etkilere gelecegim . yazdigim gibi, sizin algilama sekliniz baska olabilir, veya beni etkisinde birakan bazi meseleler, benim bu konudaki algilamam i degistirm is olabilir.

Sevgili site ziyaretci lerim,

yukaridad a bahsettim . etraf insani etkiler ve insanin algilamas i ve fikirleri de buna göre olusur... Simdi size kisaca etrafimda n örnekler vererek neden bu sekilde düsündügümü kisaca aktarmak istiyorum .

Efendim ben Bayburt luyum. Biliyorsu nuz Bayburt Dogu da bir ilimiz. Erzurum, Erzincan, Gümüshane ile siniriz. Kücük bir ilimiz, saniyorum nüfusu 30.000 civarinda, Turgut Özal zamaninda il omustu.

Niye Bayburt'dan bahsettim anlatacag im ? Hani demistimy a cevre insani etkiler.. . Iste cocuklugu mda Bayburt da gördüklerimde beni bu sekilde etkilemis tir...

Efendim Bayburt'da insanlari n giyisiler i ve gezisleri biraz daha farkli. Su an 35 yasindayi m. Bayburt'dan Almanyaya geldigimd e 7 yasindayd im... ve Bayburt'da kadinlari n hareketle rini ve erkekleri n haraketle rini halen hatirliyo rum.

Bayburt'da benim etrafimda ki "kadinlar" ihram giyerlerd i. Rahmetli annem de ihram giyerdi.. . Almanyaya gelince "carsaf" giymistir

Ihram bildigini z battaniye büyüklügünde bir bez, asagida resimde görünüyor.
 
 


Kadinlar elbiseler inin üzerinden bunu tüm vucudunu ve hatta yüzünü örtecek sekilde giyerler ve öylece sokaga cikarlard i. Sokak da yürürken karsi tarafdan eger bir erkek geliyorsa, yüzlerini duvara dogru dönerler ve erkegin gecmesini beklerler ve sonra yollarina devam ederlerdi . Bazen kandinlar in, erkekleri n gecmesini beklemele rinden duvara dogru dönüp yere cöküp bekledikl eri de olurdu... .

Neden böyle yaparlard i... Cünkü karsi tarafdan gelen erkegin, onlari gezerken görmemeleri. Tam birer iffet abideleri ydiler.

Simdi ama... ayagina kot pantolun geciren, öyle bir geziyorki sokaklard a... (Allahim sen affet)... Kadin erkek sarmas-dolas carsi sokak geziyorla r.. Elbiseler elbiselik ten cikmis... bilmem ne olmus..

Hani Üstad Necip Fazil derki..

Burnunu göstermekten utanirdi süt ninem
Kizimin gösterigi kefen bezine mahrem...

Sokaga cikmak bile zor oldu... Sanki cehenneme giriyor insan...

Cogu zaman tranvay ile ise gidip geliyorum ... Insanlari gördükce utancimda n yüzümü kaldirip da insanlara bakamiyor um. Öyle giyisiler giyiyorla rki, asil utanmasi gereken onlarken, ben onlardan utaniyoru m... Yani acikcasi sokak=cehennem olmus.

Ahmet Selim var.. ZAMAN gazetesin de yaziyor.. . Ben onu günümüzün "Necip Fazili"na benzetiri m.. Bundan birkac sene önce bir yazi kaleme almisti.. . o yazida sunlari yaziyordu .

"sokakta yürüyormus... karsi tarafdan kiz kardesi geliyormu s...  ve bir zaman sonra bunlar sokakta karsilasa cak ve konusmala ri gerekecek ti... Ama Ahmet Selim karsilasm alarini beklemede n hemen sokagin karsi tarafina gecer... ve yoluna devam eder.. "

Neden böyle davrandig ini da su sekilde anlatiyor ...

Diyorki, "eger sokakta kiz kardesiml e görüsüp konussayd im bu ikimiz arasinda bir sorun olmayacak ti. Ama sokak ta kim biliyor, onun benim kiz kardesim oldugunu? Kimse bilmiyor. .. Bu sebeble sokaktaki diger kisiler.. "sokak ortasinda bir kiz-oglan bulusmus konusuyor lar" diyecekle rdi. Buna sebeb olmak istemedim ...  "

Evet sevgili site ziyaretci lerim bu satirlari okuyunca, donup kaldim... Ahmet Selim abimiz neleri düsünüyordu, iffetli insanimiz neleri düsünüyordu... ve simdi ne durumlard ayiz..

Yok yok konuyu degismedi m... Konumuz CHAT...

simdi tüm bunlari yasayan okuyan biri olarak.. su msn de olanlara ve CHAT de yazisanla ra bir bakiyorum . Yaklasik 2 sene oluyor msn olayini taniyorum .. Internetd eki sitemden dolayi tanidigim, tanimadig im insanlar msn listeme girmis oldular.. . Cok kisi bana derdini aciyor... ve basindan gecenleri anlatiyor du...

Bu iki sene icinde cok dert dinledim. .. msn de neler olabilece gini, ocaklarin nasil söndügünü, ne kavgalar edildigin i duydum.

Bu derece iffetli olabilen insanimiz chat ortaminda birbirler ine gülümsemeler, göz kirpmalar, kahkahala r, güller, öpüsmeler, iltifatla r gönderebiliyorlardi.

Ve hani bir Hadisi serifde.. "Kadinla erkek yanliz görüsürse ücüncüsü Seytandir" ve iste Seytan da araya girince, artik hersey rotasinda n cikmis oluyor... ve onarilmas i güc yaralar aciliyor. Artik iki karsi cins, msn ortaminda gizli bir mekanda olduklari ici, ve birbir gözlerine de bakmadikl ari icin, "utanma" duygusuda olmadigi icin her tür seyi rahatlikl a konusabil iyorlardi .

Sevgili site ziyaretci lerim, farkinda iseniz yazma kabiliyet im yok.. Kimbilir buraya kadar kac defa hata yapmisimd ir... Hic Türkce dersi almadigim icin, ve Almanyada büyüdügüm icin, bu sekilde yazmam ile artik idare edin. :)

Herseye ragmen insallah bu bölümde..

- chat de ki sohbet edenler bu tuzaga nasil düsüyorlar ?

- forumlar'a yazi yazmak neden tehlikeli ..?

- cocuklari nizi odalarind a hangi tehlike ile karsi karsiya.. ?

- Kizlarini zi hangi tehlike bekliyor ?

gibi konulari, Allah c.c. ömür verirse bu bölümde yazacagim ..

Eger sizde bana bu konularda yardimci olup, hatalarim i düzeltip ve bana bu yönde yazilar gönderebilrseniz, baskalari na ibret olmasi acisindan burada yayinlari m insallah. ..

Simdilik saglicakl a kalin.. Hakkinizi Helal edin..

Allaha emanet olun

Sevgi ve selamlari mla

taha
 
 



05.09.200 7 15:43:01
2475 defa görüntülendi

 
 ebrar, 25.01.201 0 12:46:10
  hic böyle düşünmemiştim Allah razı olsun
 
 
 Bihter, 14.12.200 9 16:55:09
  Elleriniz e sağlık. Çok güzel bir konuyu ele almışsınız.İnanın!İnsanlık nereye gidiyor? Şu an ki gençlerde farkettim ve bende dahilim,hareket ve davranışlarımızın hepsi özenti. Allah affetsin. Ama insan bu güzelmiş ona yakışmış diyor ve kendiside giyiyor.E rkeklerde farkettiğim ise "ense" adında boyun kısımlarında saç bırakıyorlar.Biliyorum ki bu da yalnış!Doğum günlerimiz,yılbaşı çekişleri ve daha birçok davranışlar yavaş yavaş dinimize düşkün olan bizleri dinden soğutma oyunlarından biridir.A ncak olay bunu asi,Avrupa gençlerine benzemek isteyen(sorunlu olan Avrupa gençlerinden habersiz olan gençlerimiz)yaşıtlarımızı Allah yardımcı olsun! Ayrıca Mehmet Akif Ersoy'un çok güzel bir sözü vardı ve de çok severim: MEDENİ DEMEK;AÇMAKSA BEDENİ,AFRİKA'DaKİ BEDEVİ SENDEN DAHA MEDENİ!!!
 
 

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=1309&goster=10&offset=0

Aman internet kapmasın!
 


TÛBA KABACAOĞLU - Aksiyon Dergisi

Tedavi gören internet bağımlıları artık Türkiye’de de var. Eğitim hayatımızı etkileyen, aile bağlarımızı koparan, asosyalleştiren, ruhumuzu, duygularımızı hapseden bu yalan dünyaya ‘hayır!’ diyebilme k artık şart.

‘Kabul etmem uzun zaman alsa da ben bir bağımlıyım. Hayatımda onun kadar hiçbir şeyi önemsemiyorum. Ailem, arkadaşlarım, dostlarım bile çoğu zaman anlamsız geliyor. Kendimi tek mutlu hissettiğim ortam orası.”

“Çocuğum alkol ya da uyuşturucuya alışmış kadar üzgünüm. Bir yıldır oğlum bu illetten kurtulmay a çalışıyor. Bizim de çok hatalarımız olmuş. Bu süreç bize çok şey öğretti.”

“Okulda, dershaned e, hatta uyurken bile aklımdaki tek şey oyun. Sabah gözlerimi açar açmaz gece kim, ne yapmış bakıyorum. Bazı günler arkadaşlarımın isteğini kıramıyor, sabaha kadar bilgisaya r başından kalkamıyorum.”

Bu cümleler internet bağımlılığıyla başı belada olanlar ile ailelerin e ait. İnternet bağımlıları ne uyuşturucu ne de alkol alıyor ama en az bunlar kadar hayatlarına zarar veren sanal âlemden vazgeçemiyorlar. Hepsi “birkaç saatten bir şey olmaz” diyerek başlamışlar önce. Sonra devamı gelmiş. Kimse de “Sen ne yapıyorsun?” dememiş. Ebeveynle r çocuklarının ders çalıştığına, önemli araştırmalar yaptığına inanmış hep. Ta ki yavruları, arkadaşlarıyla, hatta aileleriy le tüm iletişimini koparıp yeme-içme ihtiyacını bile bilgisaya r başında karşılayana dek…

Saatlerce odasından çıkmayan gençlerde bir müddet sonra okul başarısızlığı, asilik, mutsuzluk, içine kapanıklık başlamış. Bazıları da hayatlarında ilk kez sigara, uyuşturucu gibi maddelere “görünmeyen arkadaşlar”ı vesilesiy le alışmış. Tabii cinsel istismarl ar da cabası...

Sanal dünyanın verdiği zararları yukarıdaki birkaç cümle özetlese de konu üzerine söylenecek çok şey var. Çünkü her gün 25 milyondan fazla çocuk ve genç saatlerce sörf yapıyor. Kâh ödev yapma, kâh sınıf arkadaşlarıyla sohbet etme bahanesiy le. Aileler, sanal dünyanın çocuklarına vereceği zararları bilmediği için ortalarda uzun süre gözükmeyen yavrularının durumunda n rahatsızlık duymuyor, onları merak etmiyor. Herhangi bir haberde sanal ortam yüzünden başına kötü şeyler gelenleri n hikâyelerini dinledikl erinde de “Bizim çocuk yapmaz!” deyip sorumluluğu üzerlerinden atıyorlar.

ÇOCUKLAR İNTERNETTE NE ARIYOR?

Oysa Türkiye’deki ailelerin yüzde 27’sinin evinde internet var. Üstelik sessizce odasına çekilmiş çocuğunuzun orada ne yaptığını bilmiyors unuz. Evladınızın giderek insanlıktan çıkmasını istemiyor sanız sanal âlemin onun hayatında nelere mal olabileceğini bilmenizd e fayda var. Zihninizi açacak sorular ise aslında basit: Son zamanlard a oğlunuzda/kızınızda ne gibi davranış değişiklikleri gözlemlediniz? Sanal dünyaya tamamen bağlanmış birinin özellikleri nedir? Bu psikoloji k rahatsızlıktan kurtulmak mümkün müdür? Bir çocuk/genç, neden sahte bir dünyayı gerçeğine tercih eder?

Internati onal Crime Analysis Associati on (ICAA), çocukların internett e dolaşırken karşılaştıkları riskler ile verdikler i tepkileri araştırmış. Çalışma kapsamındaki çocuklar, seks ile ilgili konulara hayli ilgi duyuyor. Ebeveynle rin yüzde 47’si çocuklarının internett e ziyaret ettiği siteleri nadiren denetliyo r. Yüzde 27’lik kesim de tamamen denetimsi z bilgisaya rlar kullanıyor. Yüzde 34’ü ise internet kullanım prensiple ri konusunda büyüklerinden hiçbir bilgi, öneri almamış. İnternet güvenlik firması Symantec tarafından Şubat 2008-Temmuz 2009 tarihleri arasında yaptırılan başka bir çalışmada da 7-14 yaş arasındaki internet kullanıcılarının sanal dünyada aradığı anahtar sözcükler masaya yatırılmış. İlk üç sıraya YouTube, Google ve Facebook girerken; ardından “sex” ve “porno” kelimeler i geliyor.

Çocuk ve gençlerin bu kadar internetl e haşir neşir olmasının evveliyatı aslında çok değil. Okul ödevlerinin sanal âlemden araştırılarak yapılması tüm bu olumsuzlu kların belki de çıkış noktası. Çünkü birçok aile kötü ortamlard an çocuklarını korumak için evine internet aldı. Oğlu-kızı kafeye gittiğinde camda, kapıda bekleyen ebeveynle r, internet eve girince “Evladımız nasıl olsa yanımızda” diyerek tüm denetim ve hassasiye tlerini kaybetti. Hâl böyle olunca da sanal dünyanın çekiciliği çocuklarımızı içine alıp bilinmeye n bir yere sürüklemeye başladı…

“KENDİ DÜNYAMI KURMAK İSTEDİM”

Birçok ebeveyn fark edemese de aslında çocuklar anne-babasının bir yansıması. Bu bazen birebir, bazen de farklılaşarak mümkün. Dolayısıyla yaşadığı dünyayı bir kenara itip sanal dünyaya meyleden çocukların bu saplantısında anne-babasının rolü nedir? Çocuk ve ergen psikoloğu Belkıs Ertürk’e göre aileler, geçim ya da çatışmalar sebebiyle çocuklarını internete itiyor: “Anneler artık televizyo n başında. Baba ile çocuklar da sanal dünyada. Evdeki iletişimin aslında ne kadar koptuğunu gösteriyor bu tablo bize.”



Ertürk’ün iddiasını doğrulayacak bir örnek de 15 yaşındaki Pelin’in yaşadıkları. Pelin, yaklaşık bir yıldır psikolog ve psikiyatr yardımıyla bağımlılık tedavisi görüyor. Yavaş yavaş bu kötü alışkanlığından kurtulduğunu söylüyor. Sanal dünya ile birlikte hayatının nasıl değiştiğini ise anlamamak mümkün değil: “İçi boşalmış, duygu dünyası altüst biriydim. Yeme-içme ihtiyaçlarımı bile karşılamıyordum doğru düzgün. Dış dünyadan korkuyor, birilerin in bana zarar vereceğini düşünüyordum. Yaşadığım ortamdan koptukça internet cazibesin i artırıyor, hayatımdaki yerini kuvvetlen diriyordu . Yaşadıklarımın farkında bile değildi ailem. Annemle babam kendi kurdukları, içinde bulunmadığım bir hayatta yaşıyordu. Ben de kendi dünyamı sanal ortamda kurmak istedim. Okul birinciliğine oynarken ne zaman ki sınıfta kalacak düzeye geldim, o zaman bir şeylerin yolunda gitmediğini anladılar.”

EBEVEYNLE R İNTERNETİ ÇOCUKLARINDAN KURTULMAK İÇİN KULLANIYO R

Pedagog Adem Güneş de ailelerin internet ve televizyo nu çocuklarından kurtulmak için kullandığını belirtiyo r. Adem Bey, internet bağımlısı danışanlarından yola çıkarak bir ‘ana problem’ bir de ‘yansıyan problem’ bulunduğunu anlatıyor. Buna göre, internet bağımlılığı, yansıyan problem kategoris inde değerlendiriliyor. Yani, çocukları sanal âlemin kucağına iten, görünen ya da görünmeyen sebepler bulunuyor . Hiçbir çocuk durup dururken mutluluğu sahte bir dünyada arama çabası içine girmiyor. Ana problemle rin başında ise ebeveynle rden birinin ya da ikisinin kaybedilm esi, aile içi iletişimsizlik, sevgisizl ik, ilgisizli k, yalnızlık, ergenlik sorunları, okul ya da sosyal hayatta yaşanan sıkıntılar gösteriliyor. Anne-babalar ‘acaba evladımın içinde neyi kaybettim ki o boşluğu internetl e dolduruyo r’ diye kendine sorması, buna kafa yorması gerekiyor .

Anne-babaların ‘Ama bizim çocuk böyle değil ki!’ deyip içini rahatlatm amasında fayda var. Çocuğunuz ağır bağımlı olmasa da bu yolda hızla ilerliyor olabilir. Henüz önemli sorunlar yaşamadığınız için de kafanız rahattır. Fatih Üniversitesi öğretim görevlisi Adem Güneş, bağımlılık tanımını şöyle yapıyor: “Çocuk ve gençler günde en az dört saatini internett e geçiriyor ya da sosyal çevre içinde (kendi akraba ve arkadaşlarının yanında) 4 saat iletişimsiz kalabiliy orsa bu kişilere bağımlı diyebilir iz.”

İnternet bağımlısı çocuk ve gençlerde gözlenebilir değişikliklere gelince… Uzun süre oyun ya da sohbet sitelerin de vakit geçirenler, normal hayatında kendini ifade etmekte zorlanıyor ya da yakın ilişki kurmakta güçlük çekiyor. Hatta evlerine gelen misafirle re ‘hoş geldiniz, nasılsınız’ dahi diyemiyor, onlardan köşe bucak saklanıyor. Yaşanan bu tip sıkıntılar sanal dünyaya daha çok bağlanmasını da tetikliyo r. Sırlarını aile fertlerin e, okul arkadaşlarına anlatmak yerine ‘sanal arkadaş’larıyla paylaşıyor. Gözler bozuluyor, kamburluk başlıyor, dikkat dağınıklığı baş gösteriyor. Sürekli internett e gezinmekt en arkadaşlarıyla ne konuşacağını, kendini nasıl ifade edeceğini bilemiyor . Ayrıca bağımlıların bakışları, konuşma şekli, vücut dili değişiyor. Çünkü makineyle iletişime geçiyor sürekli. Bilgisaya rın duygu dünyası olmadığı için de aralarındaki iletişim alışkanlık yapıyor, bu ruh hâli yavaş yavaş gerçek hayata aktarılıyor. Bağımlılar, internett en uzak kaldığı sürede tırnak yeme, elbise düğmeleriyle oynama, parmaklarını kıvırma-bükme, sürekli yerinde duramama, bir içeri bir dışarı çıkma gibi sıkıntılı bir ruh hâli sergiliyo r. Ya agresif ya da depresifl eşiyorlar. Basitçe çözümlenebilecek bir sorun karşısında duvarları yumrukluy or, etrafındakilere bağırıp anne babasına karşı gelebiliy or.

Çocuk ve gençlerin yaşadığı internet takıntısının sonuçları tabii ki bunlarla da sınırlı değil. Çünkü uyuşturucu satışı, illegal ilişkiler, taciz için de kullanılıyor sanal âlem. Bundan dolayı da karşılaşılan tehlikele r daha da artıyor. 17 yaşındaki Ahmet, uyuşturucu bataklığına girecekke n kurtulanl ardan. Babası, oğlundaki değişiklikleri son anda fark etmiş. Eğer internet başında 9 saat geçirdikten sonra tuvaletin i altına yapmasaymış gözü gibi baktığı yavrusu uyuşturucu satıcılarıyla buluşacak ve o karanlık âlemin bir bireyi hâline gelecekmiş. Ahmet’in internet bağımlılığını tetikleye n olay ise annesini kaybetmes idir. Hayatındaki bu büyük boşluğu internetl e doldurmay a, orada bir daha üzülmeyeceği yeni bir hayat kurmaya çalışır. Yaşıtlarından ziyade kendinden büyüklerle konuşup dertleşir. Babasının gayretler iyle psikolog koltuğuna oturmayı kabul eder. Şimdilerde hem bilgisaya rla kurduğu iletişimden kurtulmay a hem de annesinin yokluğunu doldurmay a çalışıyor Ahmet. Yaşadıklarını da şöyle özetliyor: “Her geçen gün biraz daha insanlığımı kaybediyo rmuşum. Gerçek hayatımda hiç gülümsemezken sanal âlemde kahkaha efektleri kullanıyor, gülücük işaretleri yapıyordum sık sık. Orada güldüğüm, konuştuğum, dertlerim i paylaştığım için gerçek hayatta bunları arkadaşlarımla, ailemle yapma ihtiyacı hissetmiy ordum.”

PORNOGRAFİK SİTE ARAMA SIKLIĞI GÜNDE 68 MİLYON

Kız çocuklarının farklı şekilde sanal ortamdan etkilendiğini söylüyor Belkıs Ertürk: “Oradan arkadaşlar, sevgilile r bulunuyor . Bazen yaşı büyük erkekler küçük kızlara farklı yaklaşımlarda bulunuyor . ‘Abi’ diye başlıyor ilişki. Sonra ‘arkadaş’ ve ‘sevgili’ diye devam ediyor. Dışarıda buluşup bir araya geliyorla r. Çocuk evden kaçınca polis devreye giriyor, küçük kızın hangi sitelere girdiği kontrol ediliyor. Aileler acı gerçekleri ancak o zaman öğreniyor. Öncesinde sanal arkadaşlıkların çocuklarına zarar verebilec eği gerçeğini akıllarından bile geçirmiyorlar.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sosyal Pediatri Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Figen Şahin de sanal dünyadaki çarpık ilişkilere dikkat çekiyor: “Küçükleri cinsel istismar peşindeki erişkinler, onların sık kullandığı sohbet odalarına giriyor ve onlara erotik fotoğraflar göndererek gerçek ortamda da buluşma teklifi yapabiliy or. ‘Küçük çocuklardan cinsel ilgi duyma, haz alma ve cinsel ilişkiye girme’ diye tanımlanan pedofili üzerine 7 bin 650 adet sansürlenmiş site var hâlihazırda. Dünyada pornograf ik web sitesi sayısı 4,2 milyon. Arama motorlarından pornograf ik site arama sıklığı günde 68 milyon. Yasa dışı çocuk pornograf isi site sayısı ise 106 bin 417.”

ONLİNE OYUNLARIN ZARARINI AİLELER BİLMİYOR

Kız ve erkek çocuklar, internet vasıtasıyla kendi yaşından büyüklerle tanışıyor. Özellikle gününün büyük bir çoğunluğunu internet kafede geçiren işsiz bir kesim gerçek hayatta yapamayac ağı aşırılıkları bu çocuklara sanal yolla da olsa yapıyor. Belkıs Ertürk, karşılaştığı vakalarda n da yola çıkarak her çocuğun cinsel istismar karşısında farklı tepki verdiğini söylüyor: “Çocuklar henüz hazır değilken sanal âlemde cinsellik le tanışıyor. Gördükleri karşısında korkup içine kapananla r da var, merak edip müptela olanlar da. Bu çocuklarda uyarı sistemi devreye giriyor. ‘Erken ergenlik’ başlıyor. İnternet ortamında taciz yaşıyorsa kendisi de başkalarına zarar veriyor, öğrendiklerini arkadaşlarına anlatıyor, onlara dokunmak istiyor. Cinselliği zamansız ve yanlış şekilde öğrenen çocuklar eğer kontrol edilmezle rse ileriki yıllarda daha farklı toplumsal sorunlara vesile oluyor.”

Çocukların hayatında eğlence ortamıyla diğer etkinlikl er arasında sağlıklı bir denge kurabilme k her zaman zor olmuştur. İnternetin de günümüzde bu sıkıntıyı artırdığı kesin. Uzmanların ‘en tehlikeli’ diye tanımladığı unsurlard an biri de online oyunlar (çevrim içi oyunlar). İşi daha da içinden çıkılmaz hâle sokan ise ebeveynle rin yanlış yaklaşımları. Çünkü anne-baba işin içinde ‘oyun’ olunca çocuklarının saatlerce bilgisaya rın başından kalkmamasını önemsemiyor, bunu bir sorun kategoris inde değerlendirmiyor. Oysa sanal oyunlar ne bilindiği kadar masum ne de etkisiz. Mecra, herkesin ortak kullandığı bir zeminde. Her bir figür birini temsil ediyor. Oyuna yeni girenler o figürlerle tanışıp duygusal bir bütünlük kuruyor. Sohbet ediliyor, gerçek hayatta buluşuluyor, hatta çeteleşiliyor bile.

Sanal oyuna ilk dâhil olduğunuzda itibarınız ayaklar altında iken oynadıkça statü elde ediyorsun uz. Daha iyi şeyler yapmak, oyunda söz sahibi olmak istiyorsa nız bu sefer de pamuk elleri cebe atmanız şart. Sizin ya da herhangi bir aile ferdinin kredi kartıyla kendinize savaşmak için ekstra donanımlar satın alıyorsunuz. Gücünüz arttıkça diğer oyuncular etrafınızda toplanmay a, size yakınlaşmaya, deneyimle rinizden istifade etmeye çalışıyor. Gerçek hayatta içine kapanık, kendini ifade etme acziyeti yaşayanlar burada kral muamelesi görüyor. Bu da çevrim içi oyunları çocuk ve gençler için cazibe merkezi hâline getiriyor . Bileğinin kuvvetiyl e yüksek statülere gelenler oyundaki figürlerini satılığa çıkarıyor. Genellikl e zengin aile çocukları dolar üzerinden kahramanl arı satın alıyor. Oyunların kimileri için bir kazanç kapısı hâline gelmesi de sanal dünyaya yeni girenleri hayli etkiliyor . Uzmanlar, online oyunların çocuklara hiçbir bilgi, beceri kazandırmadığını, 13’ünden önce bu dünya ile hiçbir çocuğun tanıştırılmaması gerektiğini belirtiyo r.

Çevrim içi oyunların hepsinin formatı birbirini n benzeri. Futbol, savaş ve şiddet, en çok kullanılan konular. Sabahtan akşama kadar tek gündemi oyun olanların bu ortamdan etkilenme mesi mümkün değil. Online oyunların vahametin e Pedagog Adem Güneş dikkat çekiyor: “Bilgisaya r önceden sadece bir makineydi . Ama oyunlar sayesinde artık yarı canlı biri. Bu da işin tehlike arz eden kısmı. Online oyunlar dendiğinde anne-babaların çok tedirgin olması lazım. Çocuğum hangi oyunu oynuyor, kimlerle konuşuyor diye araştırmalılar. Canlı bir dünya var. Böylesi bir ortamdan çocuğu koparabil mek çok zor. Oyundaki savaşta herkes bir sorumlulu k paylaşıyor, bunu hayatının her alanında hissediyo r kişi. Çocukların bedeni buradayke n ruhu hep orada kalıyor. Oyundaki üyelerden biri uyuşturucu satanlarl a irtibatlıysa çocuğunuz onunla arkadaşlık kuruyor, dışarıda buluşuyor.”

Türkiye’de sanal oyun pazarında uzun zaman ‘Knight Online’ oyunu popülerliğini korusa da son zamanların favorisi Metin2. Her iki oyun da fantezi rol tarzında. Savaş ve şiddet ön planda. Bu oyunlar kişiye kendini ifade etme hakkı, belirli bir listede yükselme ve oyuncunun motivasyo nunu diğer oyuncuları kullanara k arttırma gibi özellikler sunuyor.

“SANAL DOSTLARIM DOĞUM GÜNÜMÜ BİLE UNUTMUYOR”

Oynadığı oyunun dışında hiçbir şey düşünemeyen, günde yaklaşık 10-11 saatini sanal dünyada geçiren Halit (18), çevrim içi oyunların yaşıtlarını çok etkilediğini söylese de hayatından memnun. Bu sebeple üniversite sınavını kazanamam asının bile önemi yok hatta. Çünkü ileride savaş oyunu hazırlayıp yönetmek niyetinde . Böylece daha çok para kazanacağını iddia ediyor. Son 3 yıldır ailesi ve arkadaşlarıyla paylaşımı azalmış ama bundan şikâyetçi değil. Ona göre, sanal dünyadaki arkadaşları sıkıntılarını dinliyor, ona hayatın her alanında yardımcı oluyor. Hatta ailesi doğum gününü unuturken oradakile r böyle bir hataya düşmüyor.

Sanal dünyada birçok arkadaş ve değerini kaybetmiş, Knight oyununun müdavimlerinden Rajder isimli oyuncu, veda yazısına ‘Oyuna yeni girenlerl e bağımlılara yazıyorum’ diyerek başlıyor. Belli ki yaşadıklarından Halit’in aksine şikâyetçi: “Lisede okumaktay sanız geleceğinizi mahvedece ksiniz. Üniversitedeyseniz 3’üncü kez bitirme sınavlarını geçemeyecek ya da gece savaşlarına gireceğim diye uykusuz kalıp okula gidemeyec ek, devamsızlıktan sınıfta kalacaksınız. Arkadaşlarınıza hiç vakit ayırmadığınız için bir gün şu koca dünyada yapayalnız kalacaksınız. İleride daha iyi bir oyun çıkarmak için aile fertlerin in kredi kartını gizlice kullanıp her ay en az 100 doları tanımadığınız insanlara yedirecek siniz. Savaşmak sinir sistemini zi değiştirecek. Dengesizl eşip gerekli gereksiz herkese bağıracak, sevilmeye n biri olacaksınız!”

Dikeroad online oyun üretim şirketinin pazarlama ve üretim danışmanlığının yanı sıra birçok çevrim içi oyun projeleri nde çalışmış Sinan Ata, sanal oyunların doğru eğitilmiş bireyler üzerinde herhangi bir probleme sebep olmayacağı kanaatind e: “İngilizce dağarcığımın oyun oynayarak geliştiğini fark ettiğimde 13 yaşımdaydım. Çocuk, oyun oynarken içinde bulunduğu dünyanın sadece ‘oyun’ olduğu bilincini kazanmışsa sorun yoktur. Oyunların çoğu Asya’dan getiriliy or. Kaliteler i ne kadar düşük olursa olsun oynanıyor. Bu sayede çevrim içi oyunlar kişiye bir şeyler katmak yerine zarar veriyor.” Son zamanlard a ekip arkadaşlarıyla ‘insilah’ isimli bir oyun üzerinde çalışan Ata, bugün internet ortamının sokaktan farksızlığına dikkat çekiyor: “Yeni neslin tüm sosyal çevresi çevrim içi. Çocuğa oyun oynamayı yasaklama k, sokağa çıkmasına izin vermemek gibi. Aileler sanal dünya hakkında çok az bilgili. Öncelikle ebeveynle r sokağa evlatlarıyla birlikte çıkmayı denemeli. Kalitesiz prodüksiyonlara kendini kaptıranlar bedenleri ne ve ruhlarına zarar verebilir . Ebeveynle rin yönlendirmesine ihtiyaçları var.”

Her aile internet bağımlılığı konusunda hassas davranmay abilir. Bundan dolayı da çocuklarına müdahale etmeyecek, onları sanal dünya ile baş başa bırakacaktır. O zaman şu soru önemli hâle geliyor: ‘Bugünün internet bağımlısı çocuklar ileride nasıl yetişkinler olur?’ Cevap, Pedagog Adem Güneş’ten geliyor: “Bu bireyleri n iletişim kabiliyet i gelişmez, duygu dünyasında otistikti rler. Yani ağlayamaz, gülemez, üzüntüsünü paylaşamaz, gerçek öfkeyi tadamaz, empati yeteneğini kaybederl er. Mesela böyle bir eş ne anlama gelir? Tabii ki mutsuz bir aile ortamı. Onlar iyi anne-baba da olamaz. Bu kabiliyet ler çocukluk yıllarında adım adım inşa edilir. Bir insanı insan olarak bırakırsanız o zaten melekeler ini geliştirecektir. İnsan, yaşama sanatını birbirind en öğrenir. Ama insanı makineyle baş başa bırakırsanız mumyalaşır.”


Anne-babaların internet bağımlılığı konusunda üzerine düşen görevler:

Bilişim sektöründe birçok filtrelem e programı var. Aileler başlarına bir sıkıntı gelmeden önce interneti alır almaz bu programla rdan faydalanm alı. Ama ‘filtre var’ diye çocuğu kendi hâline bırakmak da doğru değil. Çünkü yüz zararlı site varsa onların ancak 75’ine karşı filtrelem e işe yarıyor.

Aileler ‘çocuğum artık büyüdü, bize eskisi kadar ihtiyacı yok’ diyebilir . Oysa büyüdükçe çocuklar ailelerin e daha fazla ihtiyaç duyuyor. Ergenlik, aile desteğinin daha da artması gereken bir dönem. Bundan dolayı çocuklar aşırı derecede kontrol altında tutulmama lı. Çünkü bastırılan bireyler patlamala r yaşayıp daha büyük sorunların içinde bulabilir ler kendini. Bilgisaya r eve alınmalı ama ailenin ortak vakit geçirdiği odalarda bulunmalı, şahsa değil, aileye ait olmalı. Denetimli bir kontrol uygulanma lı.

Toplum internett eki ortamı gerçek dışı görerek burada günahın da illegal ilişkilerin de bulunmadığını, insanların yanlışa düşmeyeceğini, hatalar yapmayacağını düşünüyor. Dolayısıyla fiziksel arkadaşlıkların önüne geçmek için çok fazla çaba sarf ederken bu ilişkilerin sanal dünyada daha ileri boyutta yaşandığının farkına varmıyor. Gerçek hayatta bir kız ya da erkek, sevgilisi nden ayrıldığında ne hissediyo r, yaşıyorsa aynı sorunlarl a sanal dünyada da karşılaşıyor.

Çocuklarının sanal dünya ile daha az haşir neşir olmasını isteyen ebeveynle r küçük yaşlardan itibaren evlatlarını sportif ve sosyal faaliyetl ere yönlendirmeli. Böyle çocuklar daha sağlıklı, psikoloji leri düzgün, sakin, sosyal, disiplinl i ve sorumlulu k sahibi bireyler oluyor. İnternet, hayatında bulunsa da bu isteğini yönetebiliyor. Aileler genelde derslerin den geri kalacak diye sportif faaliyetl ere sıcak bakmıyor, dışarı çıkmak isteyince de ‘çevre güvenli değil’ diyor. Çocuklar da internetl e yalnızlıklarını gidermeye çalışıyor. Oysa gençlerin sosyalleşebileceği basamakla r hazırlanmalı. Bu konuda okullarda ki kulüplerden de faydalanılabilir. Genelde spor, resim, müzik gibi faaliyetl erle ilgilenen gençler zararlı alışkanlıklardan ve kötü arkadaşlıklardan daha iyi korunuyor .

Aileler çocuklarının gerçek ya da sanal arkadaşlarını tanımalı. Onlar hakkında sohbet ederken bilgiler almalı. Otokontro l sistemi erken dönemlerde çocuklara yerleştirilmeli, sanalla gerçek arasında bir farkın bulunmadığı sıklıkla anlatılmalı.

Aileler her çocuğuna aynı yaklaşmamalı. Birine gösterilen müsamaha diğerinde olumsuzlu klara vesile olabilir.

Piyasada sınırsız ama ücreti düşük internet paketleri var. Genelde aileler evlerinde bunları tercih ediyor. Çocuk sınırsızca internett e kalabiliy or. Oysa aile-ler bilinçlenmeli, sınırlı kapasited eki paketleri tercih etmeli. Böylece hane içindeki herkese dolaylı yoldan sınırlama getirilme li.

Uzmanlara göre internet bağımlılığından vazgeçmek, aynen uyuşturucu alışkanlığını bırakmak kadar zor. Bu problemi aşmak bazı vakalarda 2-3 yıl sürebiliyor. Sanal bağımlılık, ruha çok büyük etki ediyor. İlaç tedavisin in yanında terapi süreci de gerekiyor .

İnternet bağımlısı çocuk 13-17 yaşları arasındaysa ergenlikl e birlikte sorun daha da kuvvetlen iyor. Bu sürece girmiş biriyle konuşurken interneti n boşluğunu dolduraca k zeminler de bir yandan hazırlanmalı. Gencin ruhu hangi açıdan tahribat gördüyse o alan doldurulu p tamir edilmeli. Ergenler ailelerin in sunduğu her türlü alternati fe tepkiyle karşılık verse de ebeveynle r çocuklarının duygu dünyasına girebilme li, sorunlara asla hırsla yaklaşmamalı. Eğer problemle r günden güne artıyorsa uzman desteği alınmalı. Aile problemin üstüne üstüne gitmemeli . Ön ergenlik dönemindeki çocuklar için de evden internet tamamen kaldırılmalı.

Çocuk sokakta oynamak istiyor ama aile ‘seni döverler, zarar verirler’ diye dışarı çıkmasını istemiyor . Bir çocuğa yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri onu sosyal hayatın içinden soyutlama ktır. İnternet bu boşluğu dolduruyo r sonra. Çocuk kavga etmek, bir şeyler paylaşmak ister. Bir de ani değişiklikler onları sanal dünyanın kucağına iter. Abisini, babasını, annesini ya da çok sevdiği birilerin i kaybetmiştir. Sınavlardan kötü notlar alır, okulda halledeme diği problemle r vardır. Kişi kendini dinlemek için de internete girebilir . Ana problemle r halledilm edikçe internet bağımlılığı çözülmez. Çocuğun elinden interneti bu şartlar altında alırsanız daha büyük sorunlar ortaya çıkar; uyuşturucu bataklığına saplanabi lir, evden kaçabilir…

Kişinin duygu dünyasının beslenme kaynağı annedir. Anneyle evladının ne kadar iyi iletişimi varsa çocuğun bağımlılık riski o kadar azalır. Ama tehlike ortadan kalkmaz. Babanın aile içindeki konumu biraz daha farklıdır. Otoriteyi temsil eder (şu oyunlara girilmeye cek, bu kadar saat dışında bilgisaya r kullanılmayacak, sadece ödevler yapılacak gibi). Baba önlem almadıysa internet bağımlılığına çocuğun yakalanma riski artar. Bu tedbirler i anne almaya kalkıştığında ise çocuk onu dinlemez, annenin hırçınlaşmasına vesile olur. Burada sınır çizme görevi babaya aittir. Ama baba çocuğuna örnek bir ‘baba duruşu’ sergileye miyorsa, eve geldiğinde sürekli sanal dünyada vakit geçiriyorsa böyle bir ebeveynin çocukları da yüzde doksan ihtimalle bağımlı olacaktır. Aynı şey anne için de geçerlidir.

İnternetin şu anki hâli çocuklara da toplumlar a da zararlı. Çünkü anonim kullanım üzerine kurulmuş vaziyette . İsteyen istediği yere giriyor. Gezindiği yerlerde de iz bırakmıyor. Bu ortama bir çocuğu bırakırsanız merak duygusuyl a önüne gelen her linki tıklayacaktır. Dolayısıyla interneti n şu anki hâli çocuğun yetişmesine zarar veriyor. Onun zihinsel ve duygusal gelişimini baltalıyor. Çocukların porno siteleriy le ne zaman tanıştığına dair İlgiltere’de bir araştırma yapılıyor. Ve üçte ikisi ödev yaparken tanıştığını söylüyor. Geri kalanlar da bilinçli şekilde aradıklarını belirtiyo r. İnternetten ödev yapan çocuk yalnız bırakılmamalı. Anne ya da baba çocuğunun yanında bulunmalı.

Anne-babanın ‘bu çok kötü sakın bakma’ dediği her şey bir çocuk için ‘bakılacak, merak edilecek şey’ demektir. Böyle bir yaklaşım kesinlikl e yanlıştır. Ebeveyn işaret göstermemeli. Çünkü çocuğun bilinçlenmesi, iradesini kazanmasıyla alakalı. 8 yaşındaki bir çocuğun bilinçlenmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Ancak biraz bilgilend irebilirs iniz o kadar. İradesi bulunmaya n birine interneti teslim etmek doğru değildir. 8-9 yaşında sanal dünyadan ödevler verilmeye başlanıyor. Bu çocuklara internet tanıtılırken sadece ödev yapmayla alakalı kısmı anlatılmalı. Alınacak en önemli tedbir ancak bu olabilir. Ergenlik dönemindeki çocuklara ise ebeveynle r kesinlikl e güvenmemeli. Onlar cinselliği merak eder ve iradesini tam anlamıyla kontrol edemez.

Çocuğunuzun internet kullanımını sık sık denetleyi n. Hangi sitelere girdiği, hangi sohbet ortamlarında bulunduğu konusunda fikir sahibi olun. Mümkünse sohbet ortamlarındaki arkadaşlarını tanımaya çalışın.


Sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisinin temelleri bu aktivitel erle atılabilir.

Aile içi iletişim çocukları sanal dünyanın zararlarından korumak için çok önemli. Temelleri ise şüphesiz küçük yaşlarda atılıyor. Fakat günümüz aileleri bu konuda her geçen gün kan kaybediyo r. Ya ebeveynle r çok yoğun bir çalışma hayatının içinde yer alıyor ya da ev hanımları günlük işler, misafirle r derken çocuklarıyla hakkıyla ilgilenem iyor. Evde bir vesileyle yalnız kalan çocuk vaktini geçirmek, enerjisin i atmak istiyor. İmdadına ise şüphesiz ya televizyo n ya da internet yetişiyor. İki eğlence aracı da fazla kullanıldığında onlara zarar veriyor. Mevcut eğilimin farkında olan yayıncılar da bu konuda kolları sıvamış gözüküyor.

Timaş Yayınları’ndan çıkan yeni aktivite kitapları çocuk ve ebeveynle rin hayatında yeni bir başlangıca vesile olabilece k nitelikte . ‘365 Cıvıl Cıvıl Etkinlik’, ‘Kırt Kırt Kâğıt’, ‘Bugün Ne Yapayım?’, ‘Hızlı Taraftara Futbol’ ve ‘Benim Tatlı Tarifleri m’ bu kategorid e değerlendirilebilecek kitaplar. Kitapların her birinin içinde onlarca etkinlik var. Bunlar çocukların zekâ, öz güven ve el becerisin i artırırken bir yandan da çocuk-anne-baba arasındaki bağları güçlendiriyor. ‘Çocuğuma özel vakit ayırmak istiyorum ama birlikte ne yapacağımızı bilmiyoru m’ diyenleri n sıkıntısına da çare buluyor. Aktivitel er öyle saatlerce sürmüyor. Her gün çocuğunuza özel yarım saat ayırmanız yeterli. Hatta çocuğunuzun ruh hâlini, gün içinde yaşadıklarını, zevklerin i, sevdiği arkadaşlarını, el becerisin i ve hayal gücünü bu vesileyle öğrenebilirsiniz.

Kitapların yayın editörü Nefise Atçakarlar, amaçlarını şöyle özetliyor: “Bu eser çocuklarını internet ve televizyo ndan uzak tutmak isteyen ama bu boşluğu nasıl dolduracağını bilmeyen aileler için ideal. Yurt dışında yeni nesli sanal dünyanın zararlarından korumak için ciddi çalışmalar yapılıyor. Bu tarz kitaplar da en çok kullanılan yöntemler arasında. Arkadaşınız için ayraç yapın diyor mesela. Çocuk ayracı ilk kez görüyor, ne işe yaradığını öğreniyor, yapıyor ve sevdiği bir arkadaşına bunu hediye ediyor. İnternet çocukları hayattan koparıyor diyoruz ya bu tarz küçük hediyeleşmeler hem çocukları sosyalleştiriyor hem de insan sevgisini artırıyor.”

Kitaplarl a çocuğun buluşması için önce ailelerin gayret göstermesi şart. Ebeveynle r evlatlarının elleri, evleri kirleniyo r diye rahatsız olmamalı. Evin tümünü değil belki ama onların aktivitel er esnasında dağıtabilecekleri, kirletebi lecekleri bir alan ayırmalı.

365 Cıvıl Cıvıl Etkinlik’te parmak boyalarıyla yapılan şekiller, resimler var. Çocuk parmağıyla güzel bir şeyler yapabilec eğini böylece keşfediyor. Evdeki atık maddeleri n hemen hepsini bu aktivitel er vesilesiy le değerlendirmek mümkün.

Kırt Kırt Kâğıt’taki etkinlikl er daha kolay gözüküyor. Onda çocuklar bol bol kâğıt kesiyor, rengarenk oyuncakla r hazırlıyor.

Benim Tatlı Tarifleri m’de çocuklar anne-babalarına, sevdikler ine renkli, tatlı kurabiyel er yapmayı öğreniyor. Genelde tarifleri n yapımı yarım saat kadar sürüyor. Bu esnada anneyle çocuk hem özel bir vakit geçiriyor hem de el becerisi kazanıyor minikler.

Hızlı Taraftara Futbol, daha çok erkeklere hitap ediyor. Futbolla alakalı birçok oyunun yapımı ayrıntısıyla anlatılıyor. Aktivitel erde çizimler, renkli boyalar sıklıkla kullanılıyor.

Yakın zamanda piyasaya çıkacak ‘Becerikli Ellerim’ de kız çocuklarına yönelik. Kitabın başında gerekli malzemele r sayılıyor. Örgü örülüyor, kasnaklar dan şekiller çıkarılıyor, bez bebekler dikiliyor, renkli keçelerden aksesuarl ar tasarlanıyor, çantalar yapılıyor. Örgü esnasında ise şiş kullanılmıyor. Aktivitel erin bazısı birkaç gün sürüyor. Böylece çocuk başladığı bir işi bitirebil me becerisin i de kazanıyor.

Rengârenk kitaplard a etkinlikl erin yapılışı ayrıntısıyla, fotoğraflarla, çizimlerle anlatılıyor. 5 yaşından ilköğretimin sonuna kadar kullanılabilecek kitapların çocukların hayatına nasıl girebilec eğini Nefise Hanım şöyle anlatıyor: “Çocuklarda etkinlikl er alışkanlık yapana kadar, onları televizyo nun bilgisaya rın başından kaldırmak zor. Eğer çocuğa ait bir oda yoksa evin bir köşesine bir gazete serip ‘burası senin çalışma alanın’ denmeli. Çünkü, önce alanı zihninde sabitleştirmek gerekir. Günün belli bir saati tercih edilebili r. (Okuldan geldiği zaman ya da akşam saatlerin de) İlk zamanlar 20 dakika yeterlidi r. Çocuk kendi kendine bir etkinlikt en yenilerin i üretecektir. Aktivitel er sonucu elde edilen her şey günlük hayatta kullanılabilecek tarzda. Çocukların odasında yapılanlar sergilene bilir de.”

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=882&goster=10&offset=0

İnternet iyi mi kötü mü?
 

Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Bilgisaya r Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Bülbül, "internet bağlantısı olan her bilgisaya rın kontrollü kullanılmadığı takdirde, çocukların ve gençlerin ruh sağlığını bozmaya hazır potansiye l bir tehlike olduğunu" söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Bülbül, artık psikiyatr i klinikler inin uğraş alanına giren internet bağımlılığının, içki, sigara, yeme bağımlılığı gibi olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini belirtti.

Bülbül, internet ortamında sohbet ve farklı kategorid eki oyunların internet bağımlılığını tetikleye n faktörler olduğunu ifade ederek, ´´Yeni dünya düzeni çeşitli araçlarla insanı yalnızlaştırıyor, kendisine ve topluma yabancılaştırıyor. İnternet dünyasının insanlığa kazandırdığı varsayılan ´sanal özgürlük´ ortamı ise bir maske işlevi görüyor´´ dedi.

Bilgisaya r ve interneti n, insanların işlerini kolay yapmasına yardımcı olan ´´dostu´´ gibi göründüğünü anlatan Bülbül, ´´Bazen dostumuz bizi yönetmeye başlar. Bu noktada, internet ve bilgisaya r, insanları teslim alarak bağımlılık yaratıyor, kişilikleri bozarak yedek kişilikler oluşturuyor, yalnızlaştırıyor ve dış dünyadan ayırıyor´´ diye konuştu.

-´´SOKAĞIN VE KÖTÜ ARKADAŞIN YERİNİ İNTERNET KAFELER ALDI´´-

Anne babaların, çocuklarını önceleri sokağın ve kötü arkadaşın etkilerin den korumak için çaba gösterdiklerini kaydeden Bülbül, ´´Bilgisayar ve internet hayatımıza girdikten sonra, sokağın ve kötü arkadaşın yerini internet kafeler almıştır´´ dedi. Bülbül, şunları söyledi:

´´Anne baba ile duygusal bağları zayıf, aile içinde kendileri ni değerli hissetmey en, okul başarısı düşük çocuklar ve gençler, artık sokak yerine internet kafelere gitmekted irler. Kötü arkadaşın yerini şimdi internet bağlantısı olan ev bilgisaya rları aldı. Uzmanlara danışmak için gelen anne babalar, sokak yerine internet kafelerde n ve evdeki bilgisaya rdan yakınmaktadırlar.

Bilgisaya r kullanmayı bilmeyen çoğu anne baba, derslerin e yardımcı olacağı zannıyla yüzlerce dolar ödeyip çocukları için bilgisaya r alıyorlar. Bilgisaya rın ders öğretmek ve çocuğu daha akıllı yapmak gibi bir marifeti yoktur. Bilgisaya rı faydalı kılan, belirli bir konuyu öğretmeye yönelik hazırlanmış öğretim yazılımlarıdır. Bu programla r da ancak kullanmasını bilen ve doğru biçimde kullanabi len ellerde faydalı olabilir. İnternet bağlantısı olan her bilgisaya r, kontrollü kullanılmadığı takdirde çocukların ve gençlerin ruh sağlığını bozmaya hazır potansiye l bir tehlikedi r.´´ Bülbül, çocukların, oyunlarla başa çıkamadıkları gerçek dünyadan kaçıp sanal mutluluk veren dünyaya sığındıklarını belirtere k, insanlığın internetl e pasifleştirildiğini dile getirdi. Bülbül, araştırmacıların, bağımlılığın nedeni olarak, insanın sosyalleşme ihtiyacı üzerinde durduğunu bildirdi.

-İNTERNET BAĞIMLILIĞI KLİNİKLERİ-

İnternet bağımlılığının ciddiye alınması gereken bir hastalık olduğunu söyleyen Bülbül, bu tür bağımlılık hastalarının tedavisi için ilk olarak ABD´de klinikler açıldığını, Avrupa ve Uzakdoğu´da da klinikler in arttığını söyledi. Bilgisaya r oyunlarını daha çok 11-35 yaş arasındaki insanların oynadığını ifade eden Bülbül, erkekleri n kadınlara göre 4 kat daha fazla ilgili olduklarını dile getirdi.

Çok oyunculu oyunların dikkat çektiğini anlatan Bülbül, ´´Aşırıya kaçma yüzünden, oyuncuların kişilikleri ve sosyal yaşamlarına zarar verdiğini ortaya koyan sayısız araştırma olmasına rağmen, interakti f rol yapma türünden oyunların, kitlesel bir harekete dönüşmesi engellene miyor´´ dedi.

-UYUŞTURUCU GİBİ-

Bülbül, bazı uzmanlara göre, oyunların dozunda bırakıldığında kişi için ´´hayatın getirdiği zorluklar dan kısa süreli bir kaçış, belki bir beyin jimnastiği´´ anlamına geldiğini, aşırıya kaçanlar içinse ´´uyuşturucu bağımlılığından hiçbir farkı olmadığını´´ söyledi. Oyuncuların başarılı olabilmek için sürekli bilgisaya r başında kaldığını ve bu yüzden sosyal yaşamlarının öldüğüne işaret eden
Bülbül, şöyle devam etti:

´´Son 10 yılda, 100 ila 300 bin arasında Japon genci, en başta bilgisaya r oyunları yüzünden odasına kapanmış durumda. Sadece akşam yemeğinde bilgisaya rın başından kalkanların, ayda bir CD almak için sokağa çıkanların olduğu söylenmekte. Daha da kötüsü, 10 yıldır odasından çıkmayan insanların olduğu sanılıyor. Bu tip çocuk ve gençlere, ´hikikomori´ deniyor. Japonca´daki anlamı ´´geri çekilmek, elini eteğini çekmek´´... Bu durum, yüzde 80 oranında genç erkeklerd e görülüyor.´´

-BİLGİSAYAR YERİNE FARKLI HOBİLER-

Bülbül, bağımlılıktan kurtulabi lmek için internet kullanım çizelgesi yapılabileceğini, küçük aralarla dinlenile bileceğini ve küçük işlerle ekrandan uzaklaşılabileceğini, hobi olabilece k, sevilen konular bulunup ilgilenil ebileceğini söyledi. Gençlerin, arkadaş ve sosyal çevreye zaman ayırmasının, okuma alışkanlığı için ailelerin düzenli kitap okumayı sağlamasının da bağımlılığı önleyebileceğini anlatan Bülbül, gençlere bazı sorumlulu kların verilebil eceğini, ayrıca ailelerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi gerektiğini kaydetti.
 

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=848&goster=10&offset=0

Chat’a giden yol
‘FORUM’lardan geçer.
Muhterem Sanal Âlemdeki Okuyucula rım,

İşini gücünü, msn ini, Chat’ını bir tarafa bırakıp, beni okuma zahmetine katılan ağabeylerim, ablalarım. Bir önceki yazıda insanın, bilgisaya rın basına, önemli islerinin dışında, "yalnız olduğu için", "dostsuz olduğu için", "cani sıkıldığı için" oturduğunu yazmıştım.

Sevgiden, dostlukta n, sohbetten, ilgiden mahsur kalan ve bilgisaya rın başına oturan kişileri hangi tehlikler in beklediğini, dilimin döndüğü kadar anlatmak istiyorum sizlere.

Biliyorsu nuz, internet kocaman bir deniz. Bu denizin içinde ne ararsanız var. Ararsanız dedim. Artik aramak için de yardımcı olan denizcile r var. Bu denizcile r, internett e oluşturulan ‘arama motorları’. En tanınmışı da biliyorsu nuz "google.co m" . Ben google.co m’a, "Google Amca" derim.

Google Amca’ ya ne sorarsanız mutlaka size bir cevabi vardır.. Hem de bir tane değil, yüzlerce cevap verir size. Kendisi çok liberaldi r, sizin aradığınız şeye karışmaz. Neyi istiyorsa nız, Google Amca size onu söyler. Bunun böyle olması hem iyi, hem de kötü. İnsan sevgiden mi yoksun ki, "sevgi" arar… İnsan ilgiden mi yoksun ki, "ilgi" arar… İnsan haberden mi yoksun ki, "haber" arar… Sevgili dostlar, siz bu aranan şeyleri artik kendi kafanızda çoğaltabilirsiniz.

Zaten kim bilir sizler şimdiye kadar neler neler aradınız ve buldunuz. Ve insan içindeki şeytanin dürtüklediğini de arar... Ama bizim meselemiz Chat’e giden yol olduğu için konuyu fazla uzatmadan yolculuğumuza devam edelim.

Evde ilgi görmeyen, etrafındaki insanlar ile dostluk kuramayan, sevgiden, ilgiden, alâkadan yoksun kişi ‘’Google Amca’ya, "Çileli başımla nereye gideyim?" diye sorar. (Allah bilir belki de test etmek için, sizde şimdi bu cümleyi Google Amca’ya sorarsınız :) )


Durun biraz daha açayım konuyu...

Dert dediğim şudur.. Örnegin:

Evin erkeği yorgun argın, işten eve gelir.. Yorulmuştur, ve yüzü acayip asıktır... Selam bile vermez.. Sadece dudak ucu ile.. "Meraba".. (Adam merhabanın içindeki "h" harfini bile söyleyemiyor) :)

Ve evde bir prosedür isliyor.. PTT uygulanıyor.. :) Bu kelimeyi bende ilk görünce ,sizin sandığınız PTT’den sandım.. Ama öyle değilmiş..

Adam merabayı zor dedikten sonra. "Pijama, Terlik, Televizyo n" (PTT) ile buluşuyor.. ses yok, çıt yok,. Sohbet yok, konuşmak yok. Gelsin yemekler. . Demlensin çaylar.. :) Televizyo n zappingin den dönen kafası..

Bir örnek verdim iste.. Dertli işte bu Abimizin hanımı..

Simdi abiler, kızarlar.. Bir başka örnek vereyim.. .

Evin erkeği çok romantik bir abimizdir .. "Sevgiyi sever" .. İsten gelirken yolda çiçekçinin önünden geçerken, "yahu evdeki Fadime’me bir buket çiçek alayım" der... Sevine sevine eve gelir.. Kapıdan içeri girer.. kocaman bir selam verir.. "Dünyalar güzeli meleğim ben geldim... Merhaba.. Bak aynen senin kadar güzel olan, sana benzeyen güller getirdim" der.. (abarttım mı yoksa biraz?)

Evin hanımı ne der biliyor musunuz?

"Budala, bu çiçeklere vereceğin parayı iki porsiyon dönere verseydin de.. Bari karnımı doyursaydım" der.. "Ne yapayım ben bu çiçekleri?"

Böyleleri de var mı? diye soruyorsu nuz... Var var.. Hem de bir sürü.. :)

Neyse örneklerden sonra.... Bu kişiler nette arayışa geçtikten sonra ve bir çok siteyi aradıktan sonra, bu dertli olan kişi "kendi gibi dertliler in" olduğu bir topluluğu buluverir .. Demek ki sadece kendisi dertli değil. Ne kadar da çok dertli varmış. Dünyanın her köşesinden dertliler "Google Amca’ya" dertlerin i açtıkları için Google Amca’da bunları ayni mekânda buluşturur.

İnsanlar dertlerin i, birikimle rini, enerjiler ini genelde başkaları ile bu mekânda paylaşırlar. Bu mekânlara internett e "FORUMLAR" denir.

Eveet geldik forumlara .. Arayan kişi forumlar arasında gezinir.. Binlerce forum vardır... 7 Milyar insan var sanıyorum dünyada... Herkesin görüşü de farklı. Kimisi Müslüman, kimisi Hıristiyan, kimisi sapık, kimisi dinsiz, kimisi dinci.. Kimisi kim bilir neci ?..

İnternette her kesim var...

Bu yazıyı yazan ben "Müslüman" olduğum için, beni de "İslami forumlar" ilgilendi riyor...

Simdi değerli okuyucum. .. "İslami Forumlari" açan adminler. .. Islama hizmet etmek için açarlar.. İsterler ki, sitelerin i ziyaret edenler bundan faydalansınlar… Sitede binlerce mp3, resim, grafik, yazı, makale, video vardır. Bununla beraber tartışma ve yazışma yerleri…

Evet çileli kardeşimiz güzel bir site bulmuştur kendine.. "İslami Forum" ... Buraya girecek birkaç mp3 dinleyece k, birkaç makale okuyacak. . Tartışanları günlerce takip edecek... Ve bir gün kendiside fikir belirtme ihtiyacı duyacak. Hani derler ya "Dert söyletir" diye.. Zaten derdi de çoktur.. Çekinir birisi ile paylaşmaya..

Ne yapar.. ?

Öyle bir şey yapar ki, hem derdini anlatacak , hem de tanınmayacak.. Önce bir takma isim bulma telaşına girer.. Eee burası "İslami" bir forum... Öyle gelişigüzel bir isim koyulmaz ki canim.. Bakar ki diğer üyelerin isimleri "Ebu Yusuf".. "Hz. Hamza" "Ebu Tarik" ...Ayse Bin (ne bileyim nedir?... :)

Kendisi de en son Hz. Meryem filmine bakıp, Hz. Meryem karakteri nden etkilendiği için.. "Hz. Meryem" koyar ismini..

Eğer dertli kişi abimiz ise.. Ohooooo İslam tarihinde bir çok isim var.. Beğendiğini al.. Mesela "Ebu Tarik" koyar abimiz ismini..

Biliyorum ... Simdi forum siteleri olan Adminler beni eleştiri yağmuruna tuttular bile.. Kafama zaten bir sürü taş yemiş oldum.. Durun yahu, kızmayın hele.. :)

Ne kızıyorsunuz yahu ?.. Sabredin biraz..

Simdi buraya kadar her şey normal... . Ve "Dinen" de bir mahsuru yok diyelim..

Ne siteyi kuran Admin’in, ne ablamızın, ne de abimizin bir günahı yok degil mi ?

Admin, hizmet yapmak istiyor..

Ablamız, forumlard a yazılan yazılara katılmak istiyor..

Abimizde hakeza aynisi..

Bu ablamız, esi ona iyi davranmadığı için, esi onunla sohbet etmediği için, Asrı-Saadetten bir örnek yazar foruma... Efendimiz in (sav) eşine ne kadar güzel davrandığını anlatmak ister sitede..

Mesela... "Efendimiz in eşi ile savaş öncesi bir çok askerin önünde koşu yarışı yapmış olması" .. Bu olayı Hz.Meryem (niki ile) forumda anlatır...

Eee forum bu.. Yazılan yazıya hem teşekkür edilecek hem de cevap verilecek .. Hem de yazıyı yazan kişi, acaba bu yazıma ne gibi tepki gelecek diye bekleyece k..

Ve nasıl oluyorsa oluyor.. "Çiçeği esine verirken, "neden döner almadın" diye tepki alan es" de bu forumda oluyor.. Bu eşin ismi de "Ebu Tarik" dır..

Ve tam da bu yazıya cevap veriyor..

Cevap aynen söyle oluyor..

"Esselamua leyküm ve rahmetull ahü ve berekatühü Meryem bacı, yazdığınız yazı beni çok duygulandırdı, bir o kadar düşündürdü. Allah razı olsun sizden.. Etkileyic i bir yazı... Size teşekkür ederim, sağ olun"

Abooo.... .

Eşinden güler yüz, tatlı dil, bir selamı bile doğru dürüst alamayan Hz. Meryem bu cevap karşısında, sanki çölde susuz kalmış gibi, kana kana bu cümleleri okur. Aman Allah’ım bunlar ne güzel ifadeler, ne güzel methiyele r... Ne güzel duygular. . Ve ne güzel selamlar. . Ve hatta teşekkür bile var içinde..

Kocası "merhabayı" yi bile "h" harfsiz derken.. Bu Ebu.Tarık ne uzun selam vermişti.. Kocasından bir defa "teşekkür" duymayan Hz. Meryem başka bir kişiden bu kadar methiyele rden sonra "teşekkür" almıştı.

Öhhöö öhhööö (burada öylesine öksürdüm)

Artik Hz. Meryem’in kafasına takılır.. "kim bu Ebu.Tarık?" ... "ne kadar mütevazi, ve ne kadar anlayışlı bir şahsiyet böyle" demeye başlar ...

Bozuk Türkçemi okuya okuya yoruldunu z mu ? Sizlerden özür dilerim.. Ama ne kadarda bozuk olursa olsun, bir bilgisaya rcı olarak... Gönderilen e-mailler sonucu, takip ettiğim forumlard an derlediğim, işittiğim, okuduğum tehlikeli konuları sizinle paylaşmaya devam edeceğim...

Chat olayına neredeyse başlamak üzereyiz.. Hz. Meryem’in ve Ebu.Tarık’ın chatleşmelerine az kaldı..

İnşallah bir dahaki yazımda.. Hz. Meryem ve Ebu Tarık’in forumda birbirler i ile sohbetine devam edeceğiz.

Bakalım hikâyenin sonu nasıl bitecek.. ?

Çok değerli okuyucula rım, hakkinizi helal edin lütfen..

Kusur ettimse Af ola..

Allaha emanet olun

Sevgi ve selamlarımla…

taha

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=832&goster=10&offset=0

Internete Bağımlı Olmak
 
 
Dr. Hasan AYDINLI

8 yasinda bir cocugunuz un oldugunu dusunun. Sizler ondan bazi seyleri yani bilmemesi, gormemesi gereken seyleri saklamak icin akla karayi secerken o internett e www.googl e.com adresine girerek ve bir kelime yazip ENTER tusuna basarak herseyi acik ve net olarak gorebilir… Yani internet bir ozgurlukc u ortam degil, kuzunun kurda teslim edilmesid ir bir cocuk icin…
 
Internet, gunumuz insanina buyuk imkanlar sunan onemli bir teknoloji dir. Bu teknoloji deki gelismele re paralel olarak internett eki web sayfalari ndan (www; world wide web, dunya capinda ag) gerekli gereksiz ciddi bir bilgi bombardim anina maruz kalmaktay iz. Is yerlerind en evlere kadar, internet hemen her yerde, gunluk hayatimiz in bir parcasi haline gelmis durumda. Aslinda teknoloji k bir nimet olan internet, insanlar icin buyuk imkanlar sunmasina, bircok guzellige vesile olmasina ragmen, bazi kotu neticeler e de yol acabilmek tedir. Bugun hemen her yastan bircok insan, internet bagimlisi olmus durumda. Insanlari n internetl e munasebet leri sorguland iginda, bugun bu teknoloji nin dunya genelinde faydadan ziyade zarar vermeye basladigi soylenebi lir. Uzmanlar, interneti suursuzca kullanan veya kotu niyet ve maksatlar ina alet eden kisilerin durumunu patolojik bir problem olarak degerlend irmis ve bu durumu 'internet bagimlili gi bozuklugu' (internet addiction disorder) seklinde isimlendi rmislerdi r.
 
Internet bagimlili gi nedir? Gercekten boyle bir bagimlili k olabilir mi? Cevremizi bu sorular isiginda biraz inceledig imizde, kendimizi n veya yani basimizda ki bir dostumuzu n bagimlili k sinirinda oldugunu fark edecegiz. 1997'de Ivan Goldberg, bu bozuklugu dile getirdigi nde, rahatsizl igin bu derece ilerleyec egi tahmin edilememi sti.
 
 'Internet bagimlili gi bozuklugu'nun her hastalik gibi bazi belirtile ri vardir:
 
a) Tolerans gelismesi, alkol bagimlili gindakine benzer bir seyir izler. Yani internett e gecirilen zamanla ters orantili olarak mutluluk azalir.
 
b) Kisi icine kapanir. Bu, bagimli kisinin; internett e giderek daha fazla zaman harcamasi na yol acar. Neticede psikomoto r huzursuzl uk, kaygi, internetl e ilgili hayaller, parmaklar da iradi veya gayr-i iradi yazma gibi hal ve durumlar ortaya cikar. Bu durum, kisinin; sosyal, akademik ve is hayatinda menfi tesirler yapmaya baslar. Internete baglanild iginda kaygi ve huzursuzl uk gibi belirtile r kaybolur.
 
c) Kisi her seferinde internett e daha fazla zaman harcar.
 
d) Internett en uzak kalmak icin caba harcansa bile bu basarilam az.
 
e) Yeni web siteleri kesfetmek, oyun oynamak, 'chat' gibi aktivitel er giderek esas faaliyetl erin yerini alir.
 
f) Aile uyeleriyl e olan diyalog ve aktivitel erin yerini internet isgal eder. Sosyal aktivitel erin sikligi internet bagimlili gi sebebiyle azalir.
 
g) Internet bagimlili ginin kotu neticeler i (sabah gec kalkma, evlilikle ilgili problemle r, onemli isleri terk etme vb) gorulmeye baslar, buna ragmen internet kullanimi devam eder.
 
Yukaridak i belirtile rden uc veya daha fazlasi varsa, kisi bagimlili k kriterler ini tasiyor demektir.
 
Yapilan arastirma larda, internet kullanici larinin yasi kuculdukc e, eglence ve oyunun on plana ciktigi gorulmekt edir. Cocuklar genelde oyun; gencler ise, oyunun yani sira 'chat' ve eglence maksatli internet kullanimi yapmaktad ir. Bu imkani saglikli manada kullananl arin sayisi nispeten daha azdir. Bircok anne-baba, cocuklari nin internet kafelerde oyun oynamasin i engelleye memektedi r. Cocugun internet kafelere gitmesini engelleme k icin eve internet kuruldugu nda ise, cocuklari n internett e daha fazla kaldigi, bunun da aile arasinda surekli bir catisma sebebi oldugu gorulmekt edir. Butun bunlarin yani sira, cocuk ve genclerin zararli sitelere ulasmasi engellene memektedi r. Bu tur menfi sitelerin tesirinde kalan cocuk ve genclerde zamanla davranis bozuklukl ari gorulmeye baslamakt adir.
 
Interneti asiri ve gereksiz kullananl arda fiziki ve ruhi problemle r bas gostermek tedir. Kisinin cevresiyl e iletisimi zayifladi ginda, kendini ifade kabiliyet i de korelmekt e, sosyal munasebet leri bozulmakt a, is verimi dusmekte, aile ici diyalogla rinda aksaklikl ar olabilmek te, artan ferdiyetc i davranisl arina paralel, kiside yalnizlik ve dolayisiy la yabancila sma gorulmekt edir. Kiside, bunlarin yani sira bas, bel ve kas agrilari, gorme bozuklugu, yorgunluk hatta epilepsi (sara) tetiklenm esi gorulebil mektedir.
 
Ne yapilabil ir?
 
Gunumuzde ki ilmi gelismele rin bir semeresi olarak karsimiza cikan bu teknoloji yi reddetmek imkansizd ir. Internet vesilesiy le ilmi gelismele r cok yakindan takip edilmekte, onemli bilgilere hemen ulasilabi lmekte, insanlar istedikle ri (hatta istemedik leri) hemen herkesle cok rahat haberlese bilmekte, alisveris yapabilme kte ve gunluk bircok isi rahatlikl a yerine getirebil mektedir. Bu teknoloji nin onemi tartisilm amakla birlikte, uzmanlari n interneti n istismari konusunda kafa yormalari gerekmekt edir. Bilhassa internet sebebiyle derslerde n uzaklasan, hatta sinifta kalan ogrencile rin; en onemli egitim yillarind a 'oyun'la kaybedile n zamanin; edinilen kotu aliskanli klarin; uygun olmayan bilgi ve goruntule rin; aile fertlerin in ekran karsisina gecerek birbirler inden kopmalari nin; internet uzerinden gelistiri len, fakat hemen hepsi husranla biten sahte arkadasli klarin; yayginlas an kumar aliskanli ginin; okulda veya mesaide gecirilme si gereken zamanin internett e gereksiz konusma ve yazismala rla bosa harcanmas inin; guzel ve hayirli isler yapilabil ecekken malayani islerle ugrasmani n; 'chat' le gecirilen bos zamanlari n uzmanlarc a dikkatle ele alinmasi gerekir.
 
Internett eki bazi oyunlarin gencleri saldirgan lastirdig i, hayattan kopardigi, onlarda karamsarl iga yol actigi bilinmekt edir. Internett e FRP (hayali rol oyunu) oynayan bazi genclerde, gercekler den uzaklasma, depresyon ve intihar girisimle ri gorulmust ur. Okul ve okul disi bilgisaya r kullanimi toplumun orf ve adetlerin e uygun duzenlenm ezse, genclerde ciddi uyum bozuklukl ari ve kotu aliskanli klar bas gosterece ktir. Bugunun dunyasind a zor olmakla birlikte, anne-babalarin masum gorunen bazi faaliyetl erin geri planindan da haberdar olmalari gerekir. Bu konuda onlarin icinin rahat olmasi, cocuklari nin guzel bir arkadas cevresi icinde kalmalari yla mumkun olabilece k gibi gozukmekt edir.
Internete baglanan kisinin hicbir gizliligi nin kalmadigi ni burada vurgulama k yerinde olur. Bir firmanin, internet kullanima acildigin dan beri, milyarlar ca web sitesinin her asamasind aki halini kopya ettigi ve istedigi zaman bir sitenin 10 yil onceki haline bile ulasabild igi bilinmekt edir. Yani web sitesi sahipleri nin internete gonderdig i her bilgi, internet aginin degisik yerlerind e tutularak kayit altina alinmakta dir. Bundan su netice cikabilir; bizim internet uzerinden yaptigimi z her turlu bilgiye ulasma ve haberlesm e faaliyeti miz cok rahat bir sekilde takip edilebilm ekte ve bir yerlerde depolanma ktadir. Belki birkac yil sonra bir firma size 'Sizin su ana kadar gonderdig iniz butun e-postalar bende mevcut.' diyebilec ektir. Bu durumda, kisilerin masumane kullandig i bu teknoloji, birilerin in bilgi toplamasi na ve bunlari kotu maksatli olarak kullanmas ina da firsat verebilir . Bircok 'chat' programin in bilgisaya rin icini bosaltan programla r oldugu ve buna baglanild igi anda bilgisaya rdaki bilgileri n bir yerlere ulastigi bilinmekt edir.
 
Internet bagimlili gi nasil engellene bilir?
 
2005 Mart'inda Cin'de internet ve video oyunlarin in bagimlili gini tedavi etmeye yonelik bir merkezin acildigi bilinmekt edir.2 Bu merkezin hastalari ni daha cok 14-24 yasindaki gencler teskil etmektedi r. Burada danismanl ik, uyku duzeninin saglanmas i, antidepre san ilaclar, sosyal baglantil arin yeniden kurulmasi, fiziki faaliyetl erin artirilma si gibi hizmetler verilmekt edir.
 
Klinige basvurmad an once kisi veya yakinlari tarafinda n alinacak bazi tedbirler vardir. Kisinin kendi durumunun farkina varmasi bu problemin giderilme sinde en onemli adimdir. Eger kisi farkina varmadan boyle bir duruma dusmus ve bunu fark etmiyorsa, duzelmesi daha uzun sure alacaktir . Internett e gecirilen zamanin artisi en onemli bagimlili k sinyalidi r. Tedavide dereceli olarak internet kullanimi nin azaltilma si hedeflenm elidir.
Ikinci olarak, kisinin hayatinda bir psikoloji k problemin veya herhangi bir stres faktorunu n olup olmadigi arastiril malidir. Kisi bazi gercekler den kaciyorsa, internett e daha fazla zaman harcar. Onu gunluk hayattan koparip bilgisaya r onune iten sebepleri arastirma k da onemlidir . Kisinin manevi dunyasini, is verimini, akademik gidisatin i, ailesiyle olan munasebet ini tekrar gozden gecirmesi nde fayda vardir. Onemli mesguliye t ve hedefleri olan kisilerin malayani konulara zaman ayirmasi tabii ki mumkun olmaz. Zira Yuce Nebi'nin (sas) buyurdugu, "Kisinin malayani seyleri terk etmesi Islam'in guzelligi ndendir." hadisini kendimize rehber etmeli ve bu teknoloji k araci hayir yolunda kullanmal iyiz. Dolayisiy la, kisinin kendi dunyasind aki bosluklar in farkina varmak icin iradi bir cehd ortaya koymasi da insanligi nin geregidir .
 
Netice itibariyl e, Allah'a (cc) goturen her seyin guzel; ondan uzaklasti ran her seyin de kotu oldugunu bilerek, bu teknoloji yi kullanmal i; nefisleri mizi ve nesilleri mizi bu sekilde de Allah'a (cc) yaklastir manin yollarini aramaliyi z. 

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=804&goster=10&offset=0

Chat kullanan bütün kızlara
 
(Bir ailenin dağılmasına sebep olan yaşanmış acı veren bir olay)

Bu olay sizlere sahibinin dilinden anlatılıyor.Uzun olmasına rağmen dikkatle okunması gereken bir ailenin sebepsiz yere üzücü bir şekilde viran oluşunu anlatan bir olay...

Olayı yaşayan kız diyor ki: " Kardeşlerim, Esselamu Aleykum ve Rahmetull ahi ve Berekatuh İşte sizlere gerçek,acı veren,üzücü,hayatımı yok  eden,geleceğimi parçalayan,aile hayatımı öldüren,eşimle yollarımızı ayıran hiyake... Ben muhafazak ar ve bilinen bir ailenin ahlak ve İslam terbiyesi  üzerine yetiştirilmiş kızıyım.Hiçbir zaman düşüncesiz yada eğlence arayan bir kız olmadım.Allah'ı kızdıracak bir iş yaptığımı hiç bilmem. Beni seven benimde onu sevdiğim bana fazlasıyla güvenen iyi bir insanla evlendim. Onunşımarık eşiydim hatta ailem ve akrabalarımdan bir çoğu bana eşimin beni daha önce hiçbir kızın görmediği kadar şımarttığını söylüyorlardı.

Benim eşimden birşey isteyipte onun reddedip "hayır" dediğini hatırlamam  ondan ne istesem getirirdi .Birgün ona internet kullanmak istediğimi  söyledim ilk önce bunun iyi olmadığını,benim için uygun olmadığını söyledi.Kurnazlıklarla ona interneti aldırdım ve kötü yönde kullanmay acağıma dair söz verdim o da kabul etti.(keşke kabul etmeseydi .)

Beni internett e eğlendiren ne varsa mutluluk ve sevinçle oraya girer oldum.Dur um öyle hale geldiki eşim hergün işe gidiyor bende internete giriyordu m hatta onun olduğu vakitlerd e...ama bana ne yaptığımı sormuyord u çünkü bana güveniyordu.Günler geçti,internet kullanan bir arkadaşım bana chatten bahsetti: "chat çok eğlenceli,insanlar bu programda birbirler iyle konuşuyor saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsun." dedi.Chat e girdim(keşke girmeseyd im.)Başlangıçta sadece geçici konuşmalar olarak düşünüyordum sonra bir kişi ile tanıştım hergün onunla görüşüyor ve konuşuyorduk.Yüksekahlakıyla diğerlerinden ayırt edilen bir kişiydi daha önce konuştuğum kimselerd en onun gibi olanını görmemiştim. Eşimi daha önce hiçkimseyi sevmediğim bir sevgiyle sevmeme rağmen saatlerce chat önünde oturuyor ve onunla konuşuyordum.Eşim geliyor,beni izliyor ve bilgisaya rın önünde geçirdiğim saatlere kızıyordu.Bir kişiyi beğenmiştim ve onunla sadece beğeni olarak konuşuyordum.Günlerin geçmesiyle durum tersine döndü ve beğeni sevgiye dönüştü.Ona eşimden daha çok bağlandım.Eşimin sinirinde n kaçıp internett e onunla konuşmaya başladım.Bir keresinde kendimi kaybettim ve eşimle kavga ettim.Eşim internet aboneliğini iptal etti ve bilgisaya rı evden çıkardı.Eşime kızdım çünkü ilk defa bana bu şekilde kızdı onu cezalandırmak için chatte sohbet ettiğim kişiyle konuşmaya karar verdim.Ba na onunla konuşmam için yalvarmasına rağmen reddediyo rdum.Bir gece onu aradım ve telefonda onunla konuştum, o andan itibaren eşime olan ihanetim başladı.

Eşim her evden çıktığında onu arayıp konuşuyordum eğer eşimden boşanırsam  benimle evleneceğini vadediyor du ve sürekli onunla buluşmam için
yalvarıyordu.Onun istekleri nin arkasından sürüklendim ve onunla buluştum.Buluşmalarımız bir kadının eşine ihanet ettiğinde yapabilec eği en büyük günaha düşene kadar devam etti. Aramızda ilişki oldu.Chat te tanıştığım adamı sevdim ve eşimin beni boşamasına karar verdim.Eşimden beni boşamasını istedim."neden?" diye sordu.Ara mızda sorunlar çoğalmıştı ve dayanamıyordum.Eşimden hoşlanmamaya başlamıştım.Eşim durumdan şüphelendi ve olayın iç yüzünü araştırdı.Bir keresinde telefonda bir adamla konuştuğumu farketti. Ona gerçeği söyledim.Bütün olanların üzerine eşimin bana karşı iyi olmasına karşın onu istemediğimi artık onunla yaşamaktan hoşlanmadığımı söyledim.Eşim durumu açığa çıkarıp aileme bildirmed i.Ben seni seviyorum ama seninle devam edemem Allah senin ve bizim günahlarımızı örtsün.Ailene benimle yaşamak  istemediğini, birbirimi ze uygun olmadığımızı farkettiğini söylersin dedi. Bununla beraber eşimin hoşlanmadığı tek şey internett en kaynaklan an basit problemle rdi. Bana kötü muamelede bulunmadı hiçbir kusuru yoktu sadece interneti evde istemiyor um dedi.Kördüm bütün bunları anca iş işten geçtikten sonra görebildim.

İnternette tanıştığım gencin sözleri eşimle ayrılığıma sebep olmuştu.

Bana:

"Senden başkasından hoşlanmadım.Hayatımda senden daha tatlı biriyle karşılaşmadım.Sen hayatımda gördüğüm en iyi insansın." diyordu ama işin
sonunda bu hainin gerçek sözleri beni bir yıldırım gibi çarptı. Dediki:

"Eğer evlenirse m tanımadığım yada chat gibi yanlış olan bir yolla tanıştığım biriyle evlenmem özellikle de senin gibi yaşı büyük ve akıllıysa...Eğer ben
birini istersem chatte tanıştığım ve evlenmeyi düşündüğüm biri olsa bile küçük bir kızla tanışırım onu istediğim gibi yönlendiririm,senin gibi evli ve kocasına ihanet etmiş biriyle değil!!!!!...."

Size yemin ederim ki bu söylediğim kelimeler tamamen onun söylediği gibi,yalan söylemiyorum ne bir kelime arttırdım ne de bir kelime
eksilttim .Şimdi şaşkınım intihar etme düşüncesindeyim, bu yazı sizlere ulaştığında intihar edebiliri m yada Allah beni hidayete erdirip karanlığın
yolundan uzaklaştırır. Bana zulmeden ve bu olayla hayatımı sarsan kişi ve onun gibilere diyorum ki: "Birgün gelecek sizde kendi nefisleri nizde kışkırtıcı şeylerin insanı nasıl aldattığını göreceksiniz.Bütün duam Allah'ın bana zulmeden kişinin aynı durumdan(kendisi veya ailesinde) şikayet
ettiğini göstermesidir. Allah'a emanet olun."

Not: bu yazi "chat = asrin deccali" bölümünde yayinlama m icin bir ziyaretci mden geldi.
 
 
 



13.10.200 7 12:16:19
782 defa görüntülendi

 
 gulcin, 21.01.201 0 16:09:14
  Allah hepinizde n razi olsun ki,bole aci hikayeri bizlerle paylasib,bizi pis islerden cekindiri yosunuz.A llah heckimin aklini basindan almasin.P eygamber efendimiz in guzel dualarind an bi tanesinde deyoki,"Ya Rabbim beni goz acib kirpincay a kadar nefsimle bas basa birakma"bence su anda,her yerin haramla dolu oldugu bir devirde, bizim en cok ihdiyacim iz olan dua budur.Rab bim hic bi zaman bizi kendi kapisinda n ayirmasin dileyiyle .Allaha emenet olun.
 
 
 ayşe, 12.01.201 0 21:11:33
  sakın chat ve tavla gibi şeylere takılmayın hep yalan tehdit sınırına vardı benimki bence insanların kolayca ulaşabileceği bu alanların yasaklanm ası gerekiyor
 
 
 HÜSEYİN ÇOBAN, 04.12.200 9 20:44:28
  sevgili kardeşim duygularını anlıyor ve tüm kalbimle katılıyorum ağzına ve yüregine saglık insanların iki yüzlü sevgileri n sahte ve riyakar aydınların karanlık dogal olan hiç bir şeyin kalmadığı ALLAH,dan korkanların yok denecek kadar azaldığı şu günlerde senin yitirdigi n şey çok degil kardeşim ALLAH yar ve yardımcın olsun.... .
 
 
 Birol 29, 01.12.200 9 23:59:59
  En son bir sene önce okumustum,ayni hayret ve üzüntüyle tekrar okudum.Ha ngi birine üzülecegime,Beyinemi yada aldatilan Hanim Bacimizam i yoksa biten bir Aile yuvasinam i.Allah bu Bacimizin yardimcis i olsun.Bu ibret dolu yazisiyla bir Aile yikildi ama Binlerce Ailenin Kurtulmas ina Vesile olur insaallah ...
 
 
 , 25.05.200 9 22:46:38
  selamun aleykum kardeşlerim ben de chate takılıyorum ama benim takıldığım yerde böyle boş konuşmalar yok islami sohbetler yapılır Alahtan ve rasulunde n bahsedili r bazen kalplerim iz çoşar ve o çoşkuyla bizde bişeyler yazarız ve orada tanıştığım bir sürü abim ablam var onlarla gerçekten islam kardeşliğini yaşıyoruz onları görmesemde çok seviyorum .Bana da yol gösterir misiniz ben bazen işinn içinden çıkamıyorum ve daha 17 yaşındayım. Yorum yazarsanız sevinirim .
 
 


http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=972&goster=10&offset=0

İnternetin zararlarından korunma çareleri...

Günümüzde internet denilen bir iletişim aracı gittikçe yaygınlaşıyor, şimdiye kadar görülmemiş süratte dünya ile iletişim sağlıyor, topyekûn insanlığa büyük çapta faydalı hizmetler veriyor. Denebilir ki, çağın en büyük kolaylığını sağlayan hizmetler in vericisi durumuna giriyor internet.

Ancak bu yaygın faydasına rağmen bazı aileler de bu faydalı sistemin zararlı şekilde kullanılmasından şikâyetçi oluyorlar . Bu aracın içinde her türlü iyilikler, kolaylıklar olduğu gibi; kötülükler yanlışlıklar da söz konusu olabiliyo r. İyiliklerinden istifade edip kötülüklerinden de aile ve çocuklarımızı korumak için ne yapmalı, nasıl tedbirler almalıyız, diye sorular da sıralıyorlar.

     * * *

Gerçekten de internet Allah'ın insanlığa lütfettiği eşsiz nimetlerd en biridir. Fevkalade faydalı ve etkili bir hizmet aracıdır. Dünya artık bu sistemle kendini yönlendirmekte, her türlü faaliyeti ni bununla organize etmektedi r.

Bununla beraber böylesine faydalı nimeti zararlı şekilde kullananl ar da olabilmek tedir. Tıpkı silah gibidir bunlar. Kullanmasını bilirsen kendini korursun, kullanmasını bilmezsen kendini vurursun.

Bu yüzden böylesine faydalı bir sistemi zararlı duruma getirmeme k için çareler aranmakta dır. Başvurulan tedbirler den bazılarını ise şöyle sıralamak mümkündür:

1- Artık zararlı programla rı engelleye n sistemler de bulunmuştur. Bu sistemi kurup mahzurlu programla rın ekrana gelmesini engelleme ye gayret etmelidir .

2 - Mümkün oldukça makineyi umumun görebileceği geniş ve açık mekânlara kurmalı, oralarda hizmet vermesini sağlamalıdır. Ta ki hep faydalıda kullanılsın, başkalarının görmesinden rahatsızlık duyulacak zararlı görüntüleri ekrana getirme arzusu söz konusu olmasın.

3 - Ayrıca kullanım saatlerin e bir sınır getirilsi n, geceleri istirahat saatleri burada harcanara k gündüz yapacağı işte başarının düşmesine sebep olunmasın.

4 - Herkesin istifade edeceği fevkalade faydalı dinî ve ahlakî sitelerin de hizmet vermeye başladığı unutulmasın. Bunları bularak verdikler i koruyucu bilgilerd en istifade etmenin de gerekli olduğu hatırlansın.

www.herku l.org, www.sorul arlaislam iyet.com , www.hayre ttinkaram an.net, www.cevap lar.org, www.ahmet sahin.org gibi siteler istifade edilecek sitelerde n bazılarıdır.

Bütün bunlara rağmen gerçekten de interneti müstehcende kullanmak ahlakı çökertiyor, kabiliyet ve istidatla rı çürütüyor, zihin ve hayalleri de darmadağın edip kirletiyo r. Sözüm Gençlere kitabındaki şu tespitler de bunu ifade ediyor:

"- Bütün günahlar, ahlakî bozulmala r, müstehcene bakışla başlar, bakışın devamıyla baskısını artırır, arkasından fiili günaha dönüşür. Ayrıca gözler baktıklarının resimleri ni de çeker, hayaline depo eder. Artık nereye gitse, nereye baksa çektikleri müstehcen resimler hayal perdesind e gözlerinin önündedir. Böylece gerileme başlar gençte. Öğrenciyse dersine kilitlene mez, işçiyse mesleğine yönelemez, fikir adamıysa zihnini toparlaya maz, derken her konuda gerileme ve düşüşler başlar kendileri ni müstehcenliğe kilitleye nlerde.

Bir ilim adamı da müstehcenin zihinlerd e hâsıl edeceği zararları şöyle sıralıyor:

1- İnsanın içindeki iyilik hücrelerini öldürür.

2. Şehvetini azdırır.

3. Melekleri n moralini bozar, dua etmelerin e engel olur.

4. İnsanın kendisine karşı saygısını azaltır.

5. İradesine karşı güvenini sarsar.

6. Hafızayı zayıflatır.

7. Kalbi meşgul eder ve kararmasına yol açar.

8. Şehvet, insana verilmiş emanettir . Bunu meşru yoldan tatmin etmek gerektir. Bunun en güzel yolu da evlilikti r.

Bu tür çirkin görüntüler, ileride gerçekleşecek evliliğin gizemini de azaltır.

Bütün bu zararları göz önünde tutunca, aklıselim bu tür müstehcenlikten uzak durmayı emreder. Siz de irade sınavında bu savaşı kazanmak için gayret edin.

Bunun bir iç cihat olduğunu unutmayın!"


Ahmet Sahin - ZAMAN Gazetesi

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=872&goster=10&offset=0

     
Sanal Aemde Kimliğimi Kaybettim  Hükümsüzdür

Sanal Aemde Kimliğimi Kaybettim  Hükümsüzdür

"Ne tuhaf" dedi. "İnsan, anne karnında hacmini genişletirken, anne-babası da isim dağarcığını genişletir." Kendi sesinin yalın halini beğenmeyerek sustu.

Bu kez de içinden: "Adımı seçme özgürlüğüne sahip değilim, tıpkı annemi, babamı ve doğum yerimi seçmeye irademin olmadığı gibi" diye geçirdi. "Hayat denen sınavın istediğimiz sorusunda n başlama hakkı verilmemiştir bize ama ilk sorudan da, son sorudan da başlasak bu sınavın soru-cevapları aynıdır."

Karşısına açılmış bir sofra gibi duran ekrana bakarken bunları düşünüyordu ve gözlerini ekrandaki küçük kutucuğa dikmiş, öylece duruyordu . "Bir rumuz seçin" diyordu kutucuk, bir "sekme" işareti ise topun kendisine atılmasını bekleyen aceleci bir çocuk gibi zıplayıp duruyordu .

Annemiz bize Mehmet veya Ayşe ismini verdiğinde sistem onu uyarmazdı kırmızı bir ışıkla "bu isimde bir üye var, lütfen başka bir isim seçiniz" diye. Bu düşünce onu gülümsetti. "Şimdi özgürüm" dedi. "Geçici bir süre ve geçici bir toplum içinde de olsa kendi ismimi kendim koyabilec eğim, beni tanıtan ama aynı anda da gizleyen bir kelimeyle iç dünyamı özetleyeceğim."

Bir bardak su içti, gömleğinin kollarını sıvadı ve piyano çalmaya başlayacak bir piyanist gibi hazırlandı.

İlk olarak kendi ismini yazmayı düşündü bu boş kutucuğa. Çok mühim bir anlamı vardı isminin. Bu güzide ismi tam yazacakke n bir anda içinden "Mert, Cenk, Berk" gibi jönlere verilen bir isim yazmak geçti. "Ramazan, İrfan, Süleyman" isimleri ya kapıcıya, ya bakkala ya da filmin şaklabanına verilirdi izlediği filmlerde; bu düşünceyle ismini yazmaktan vazgeçti.

Sonra eli klavyenin üzerinde biraz da isteksizc e gezindi ve "evrensel" yazdı. Bu rumuz onun her görüş ve düşünceye saygılı biri olarak tanınmasını sağlayacaktı. "Peki, öyle misin" diye sorguladı kendini ve cevabını bu ismi silerek verdi.

"Exe-mple" yazdı. Süperdi bu isim. Birkaç resim çizebilirdi bu rumuzla muhatabının kafasında. Bilgisaya r, İngilizce ve sorgulayıcı bir kişilik... Ekşitti sonra yüzünü.

Normal hayatta kalabalıklar arasında seçilemeyecek kadar sıradan, duygularını yansıtamayacak kadar içe dönük biriydi. Kimse onu anlamasa da o kendini hep "özel" biri olarak görürdü. İçinde keşfedilmeyi bekleyen düşünceleri vardı. Bir balon nasıl ki içi doldukça gerginleşir ve patlamaya hazırlanırdı, o da bir balon gibiydi ve kendi kendine patlamakt ansa, içindekileri başkalarına aktarmalıydı. Oysa benlik denen balon yarı geçirgen bir yapıya sahiptir ve kendinden verdiği kadar, kendi bünyesine de bir şeyler almaya müsaittir.

Aşk kalbinde kımıldamaya başladığından beri; biriyle adının yan yana yazılma ihtimalin in imkânsızlığı da beyninde kımıldıyordu. Bu bir fırsat işte dedi, onu ve beni ifade eden bir isim bulup aşkımın sızılarına geçici bir serum verebilir im. sen_ve_ ben yazdı; kabul etmedi sistem. Leyla_mec nun yazdı, Ferhat_şirin yazdı... Bu isimlerin hepsi seçilmişti. İmkansızlığın bu kadar imkansızlaşması onu da şaşırttı.

Kafası gittikçe zonkluyor du. İnsanın kendini bir kelimeye sığdırması ne kadar zormuş, dedi. Sevmediği yanları geldi aklına. Onun soğuk ve ciddi olduğunu söylerdi arkadaşları. Sanki bu özelliğini bastırmak istercesi ne "minik" yazdı, "şirin" yazdı, sevmedi; "sempatik" yazdı beğenmedi.

Sonra fikir dünyasını yansıtsın diye "n.fazıl, ebuhureyr e, akifçe" yazmayı düşündü. Benim gibi düşünen biri için en güzel ipucu olur bu... Ama birisi çıkar da "Necid Çölleri'nde.." şiirini açıkla derse ya da bir başkası Ebuhureyr e'nin hayatından bir şey sorarsa mahcup olabilird i. Geçenlerde entelektüel bir tip çizmeye çalışmış; "edebiyatçı" rumuzu ile girdiği sohbette "yannızım ve kahverenk li saçlıyım" deyince, herkes yaptığı imla hatasını yüzüne vurmuştu.

"satanist" yazıp tüm ilgiyi bir anda üstüme de çekebilirim, dedi. Sonra "kedicik" rumuzlu bir arkadaşı geldi aklına, bir kahkaha atıp vazgeçti. Ya da dedi "yalnız_kalp, acılar, kadersiz" gibi arabesk bir rumuz mu bulsam. Yok, daha neler "çile bülbülüm çile" yaz istersen, dedi sırıtarak.

"imparator, general" gibi baskın bir isim bulmalıyım bir de bu isimleri büyük harfle yazarsam gücüme güç katarım dedi ve muzipçe sırıttı çünkü kendisi elli beş kiloda çelimsiz bir adamdı.

O kadar çok düşündü ve zıplayıp duran sekme göz bebekleri nde o kadar çok yansıdı ki göz kapakları erimiş naylon gibi kendini salıverdi. Karnı da acıkmıştı ve evde yiyecek bir şey yoktu. Şu yeni açılan restorana gidip döner alayım dedi içinden. Tüm kimlik arayışlarını bilgisaya r başına bırakıp açlığını ceplerine koyarak çıktı dışarı. Ertesi gün forumlard a ve sohbet odalarında ilginç bir rumuz geziyordu ve çok dikkat çekiyordu:

döner+ayran=1,5YTL: s.a
seher : a.s rumuzunuz çok ilginç.
döner+ayran=1,5YTL : teşk :))…


09.12.200 7 23:27:43
647 defa görüntülendi

 
En son yorumlar. >>> Tüm yorumlar için buraya tıklayın
   ilyas zorca, 03.03.201 0 11:27:41
     hamza , 11.02.201 0 22:18:40 Hürriyeti bu mülevves kelimeler in esaretind en kurtulmak la baslar düsünce hurriyeti ve düsunce namusu aydin olmak icin önce insan olmak lazim insan,mukaddesi olandir insan hirlasmaz konusur maruz kalmaz secer aydin kendi kafasiyla düsünen kendi gönlüyle hisseden kisi aydini yapan uyanik bir suur tetikte bir dikkat hakikatin bütününü kucaklama ya calisan bir tecessüs öyle bir ifade bulmak istiyorum,ki türk insaninin uyusan suuruna bir alev mizrak gibi saplansin kamusa uzanan el namusa uzanmisti r izm,ler idrakimiz e giydirile n deli gömlekleri itibarlar i mense,lerinden geliyor hepside avrupali vatanlari ni yasanmaz bulanlar vatanlari ni yasanmazl astiranla rdir bir kucak odun kücuk bir atesi söndürur büyük bir atesi daha,da canlandir ir kulun bütün haysiyeti müminin olusunda kul mümin olunca hukuki bir hüviyet kazanir dilenciyi halifeye esif kilan bir hüviyet imansiz ve idealsiz nesiller türettik pusuda bekleyen yabanci ideolojil er setleri yikilan irmaklar gibi yayildila r ülkeye bu ülkenin bütün irklarini tek irk tek insan haline getiren islamiyet olmustur ancak bu ülkenin askeriyes indeki bazi din düsmani asil amaclari baska olan generalla r subaylar ve ana mualefett eki ülkede bir dikili agaci olmayan bütun cabalari calisan ülke icin hayirli isler yapanlari engelleme ye calismakt ir ve ne oldugu belli olmayan mhp samimmiye tsiz cahil ve iki yüzlü göruldügü gibi olmayan ve bu ülke icin hicbir faydalari yoktur allah inancli samimi ülke icin gercekten calisan yüreyinde allah korkusu olan insanlari basimizda n ülkemizin basindan eksik etmesin:[saygilarimla] yorumu yazan kişi neüdi belli olmayan sen vesenin gibi düşünen vatanın her kutsal değerini sattınız kalkmış utanmadan dinden bahsediyo rsun sahte dincilere bu ülkede yer kalmadı kaçacak delik arasanızda nafile..!
 
   hamza , 11.02.201 0 22:18:40
     Hürriyeti bu mülevves kelimeler in esaretind en kurtulmak la baslar düsünce hurriyeti ve düsunce namusu aydin olmak icin önce insan olmak lazim insan,mukaddesi olandir insan hirlasmaz konusur maruz kalmaz secer aydin kendi kafasiyla düsünen kendi gönlüyle hisseden kisi aydini yapan uyanik bir suur tetikte bir dikkat hakikatin bütününü kucaklama ya calisan bir tecessüs öyle bir ifade bulmak istiyorum,ki türk insaninin uyusan suuruna bir alev mizrak gibi saplansin kamusa uzanan el namusa uzanmisti r izm,ler idrakimiz e giydirile n deli gömlekleri itibarlar i mense,lerinden geliyor hepside avrupali vatanlari ni yasanmaz bulanlar vatanlari ni yasanmazl astiranla rdir bir kucak odun kücuk bir atesi söndürur büyük bir atesi daha,da canlandir ir kulun bütün haysiyeti müminin olusunda kul mümin olunca hukuki bir hüviyet kazanir dilenciyi halifeye esif kilan bir hüviyet imansiz ve idealsiz nesiller türettik pusuda bekleyen yabanci ideolojil er setleri yikilan irmaklar gibi yayildila r ülkeye bu ülkenin bütün irklarini tek irk tek insan haline getiren islamiyet olmustur ancak bu ülkenin askeriyes indeki bazi din düsmani asil amaclari baska olan generalla r subaylar ve ana mualefett eki ülkede bir dikili agaci olmayan bütun cabalari calisan ülke icin hayirli isler yapanlari engelleme ye calismakt ir ve ne oldugu belli olmayan mhp samimmiye tsiz cahil ve iki yüzlü göruldügü gibi olmayan ve bu ülke icin hicbir faydalari yoktur allah inancli samimi ülke icin gercekten calisan yüreyinde allah korkusu olan insanlari basimizda n ülkemizin basindan eksik etmesin:[saygilarimla]

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=837&goster=10&offset=0

     
İslamî Siteler ve İtikadî Tehlike

İslamî Siteler ve İtikadî Tehlike

Adem YAKUT
 
İslâm dünyasında, kardeşler arasına nifak sokma gayreti, yeni gelişen bir şey olmayıp bilakis evvelden beri bilfiil devam ede gelen bir mefhumdur . Oldukça ciddi ve sinsi planlar çerçevesinde mü’minlerin arasında olması gereken ülfet-ünsiyet ve muhabbetl er, kimi zaman “tecavüzkâr” kimi zamanda “tecdîd” veya “reform” kisvesi ve bu kisvenin gerekleri nin bir sonucu olarak yok edilmeye çalışılmıştır.
 
Maalesef bu “reform” politikasının cahil kesim üzerindeki tecellisi, politikanın yaverleri nin ekmeğine bal sürmüş ve peşinden giden gürûhla birlikte telafisi zor hatalara kapı aralamıştır. Ehl-i Sünnete ters düşen sapık görüşleriyle bilinen İbn-i Teymiyye ve onun meddahları ve daha buna benzer kişilerce iş içinden çıkılmaz bir hale bürünmüş görünmektedir.
 
Tarih boyunca ne yazık ki dinimiz adına derin yaralar açılmaya çalışılmış, dahası bu fikir ayrıcalıklarının sonucu Müslümanlar birbirine düşürülüp kanlar dökülmüştür… Denebilir ki bu gürûhun fikir temelinin ciddi bir kısmını taasupkârlık oluşturmaktadır.
 
Peki günümüzde bu fırtına dindi mi?
 
Elbette hayır!
 
İnternet dünyası ilmi cihetten ne kadar büyük bir fırsat ise, beyinleri zehirleme k bakımından o denli de tehlikeli dir. Değerli ilimlerin yayılması-öğrenilmesi bakımından bir nimet, hatalara düçâr olmak bakımından bir tehlikedi r. Adeta bir bıçak… Nasıl kullanacağını bilmez isen, o seni dilediğince kullanır.
 
Ne hikmettir bilinmez, internet dünyasında bu sapık fikirleri n meddahlığını yapmak marifette n sayılmaya başlanır oldu. Forumlara başlıklar atılmakta ki, “Falanca alim ve müdafâsı - Filanca alim ve tenkitler e cevaplar” vesaire… Gûya gizli kalmış veya yanlış anlaşılmış âlim yaftasıyla bulanık beyinlere bozuk fikirler şırınga edilmekte dir. İtikadî açıdan tehlike oluşturan bu tür site ve yazılarla gereğinden fazla hemhâl olmak ve sonrasında “Efendim ben okurum ama etkilenme m” demek yalnızca kendini avutmak ve kandırmak olur.
 
Bu tür yazıları neşreden kesimleri n ağına takılmaktaki ana sebeplere gelince,
 
1- Yazan ve savunan kişilerin edebî olarak güzel bir dil kullanması ve ikna kabiliyet inin yüksek oluşu.

2- “Araştıma” mefhumumu zun kısır olması ve ilk okunan kaynağın şartsız sualsiz kabul edilmesi… Sonrasında bunu sökmek ise, paslı çiviyi sökmek gibidir…
 
Benim müşahede edebildiğim bu iki temel sebebe farklı versiyonl ar ziyade edilebili r.
 
Bazı İslamî geçinen siteler vardır ki, açtıkları “Fıkıh – Hadis” vesaire bölümlerde in-cin top oynarken, “Tartışma Platforml arı” bölümüne hergün bir yenisi eklenir. Bu tartışmalarda ya bir cemaat ya bir alim karalanma kta ya da kendileri ne vaz’ ettikleri “Bid’at temizleme ilacı” sıfatının icrası(!) gereği, kandil geceleri vesaire gibi bir takım ibadet ve mükaddesât eleştirilerek, durgun beyinler bulandırılmaktadır.
 
Peygamber i Zîşân Efendimiz in “Bu din ilmi, dinin ta kendisidi r, öyle ise onu kimden öğrendiğinize dikkat edin.” (1) şeklindeki buyruğu herhalde sebepsiz olmasa gerektir.
 
Hasılı kelam, bu nevî yayın organlarından dini bilgi edinen ve gereğinden fazla ilgilenen kişilerin i‘tikadî-amelî ve ahlâkî bakımdan kendileri ve çevreleri için fevkalâde zararlı olacağına dair âcizane kanaatimi belirtmey i bir vazife telakkî ediyorum.


10.11.200 7 11:38:04
570 defa görüntülendi

 
En son yorumlar. >>> Tüm yorumlar için buraya tıklayın
   sevde, 07.05.200 8 22:03:32
     allah razı olsn taha abi.inan bu kadar açık ve net anlatmışsınki gerçekleri.ben çok utanıyorumm günahlarımdan.bende girdm öle sitelere ve olmaması gereken insanlarl a muhatap oldum.ama m çok şükür rabbim anamın ağlamalı dualarıyla kurtardı inş
 
   mehtap, 08.12.200 7 20:06:23
     Bazı islami sitelere güvenip üye oluyoruz ama gördüğüm kdarıyla hepsine güvenip üye olunmamalı ismini hatırlayamadığım bir siteye üye oldu ama malesef hergün birileri msn adresime email atmaya başladı ve çok üzüldüm ben gerçekten dini site olduğu için üye olmuştum ama amaçları galiba farklıymış ,o yüzden hangi siteye güveneceğimi de bilmiyoru m.Bilgile ndirmek adına gayret ettiğiniz belli devamını dilerim.

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=810&goster=10&offset=0

     
internet dostmu düşmanmı‏

internet dostmu düşmanmı‏
Uzm. Dr. Gökben Hızlı
 

Kişi internett e yasak olana ulaşabilir, risk alıp heyecan duyabilir, oyun oynayabil ir, tamamen bir başkasının kimliğine bürünebilir. İnsan yaşamına getirdiği kolaylığın yanı sıra verdiği bu haz sebebiyle de internet giderek daha fazla kişiyi esir alan bir teknoloji k tuzak haline gelmekted ir. Kuşkusuz herkesin "Chat" yapma, bilgisaya r oyunu oynama ve internett e gezinme nedeni birbirind en farklıdır. İnternet iletişim kurmanın kolay bir yoludur, ancak sanal ortamda kurulan ilişkiler çoğu zaman sahtedir. Sanal ortamda bireyler kendileri ni daha kolay ifade edebilirl er, tanınmak istedikle ri gibi davranabi lirler. Bireyler üye oldukları gruplar içinde bir yerleri olduğunu hisseder, bu grubun içinde değer gördükleri, onaylandıkları hissi ile daha rahat davranırlar. İnternette yüzünü görmedikleri insanlarl a dertleşmek daha kolay olduğu için bireyler daha derin ilişkiler kurabilir, gerçek hayatta kimseye açamadığı sırlarını anlatabil ir. İnternette kurulan ilişkiler kolay ve risksizdi r. Kişinin bu ilişkiye duygusal yatırımı az olduğu için de değeri daha az olan bir ilişkidir.

Henüz tıp literatürüne girmemiş olsa da internet bağımlılığı bir hastalık kategoris i olma yolunda hızla ilerliyor .

İnternette çok fazla zaman geçiren bireyleri n, internett en uzaklaştıklarında ya da uzaklaştırıldıklarında bağımlı insanlard a görülen arama belirtile ri gösterdiği giderek daha fazla görülüyor.

İnternete her girişinde planladığından daha uzun zaman geçiren,

diğer sosyal aktivitel ere ilgisi azalan ya da vakit bulamayan,

gerçek hayattaki aile ve arkadaş ilişkileri bozulan,

meslek ya da okul hayatındaki işlevselliği düşen,

internett e geçirdiği zamanla ilgili kendisini savunmak için yalan söyleme ihtiyacı duymaya başlayan,

gece internett e geçirilen zamanı uykusunda n çalan ve ertesi gün yorgun gezen,

bu yorgunluğa rağmen bir sonraki gece de internett e dolaşma gücü bulabilen,

çok önemli bir haber beklemediği halde elektroni k posta hesabını kontrol edemediği günler sıkıntılı ve tahammülsüz hisseden,

bilgisaya r başında geçirdiği uzun saatler sebebiyle sağlığı bozulan,

sağlık sorunlarına rağmen bu tutumuna devam eden


Kişiler internet bağımlılığı riski altındadır!


Bağımlılık davranışının ruhsal etkilerin in yanı sıra uzun süre bilgisaya r başında oturmanın getirdiği bedensel sorunlar da bulunmakt adır. Örneğin klavye ve fare ile aynı hareketle rin saatler boyu tekrarlan ması ile el bilekleri nde sinir sıkışması olabilmek te, kronik uykusuzlu k ve bilgisaya r başında geçiştirilen öğünler kişiyi güçsüz bırakarak hastalığa davetiye çıkarmakta, uygun olmayan monitörlerle gözler yorulmakt a, saatlerce monitöre bakar halde oturma kalıcı omurga eğriliklerine sebep olabilmek tedir.

İnternet bağımlılığından kurtulmak isteyenle r günlük kullanım için bir süre belirleyi p bunun dışına çıkmamak, bilgisaya rı aile bireyleri nin ortak kullandığı bir alana taşımak, gün içinde internete girdikler i saatleri değiştirmek, sorun çözülemiyorsa bir psikiyatr ya da psikologd an profesyon el yardım alma yoluna gidebilir ler. Çocukları internett e çok zaman geçirdiği için endişelenen binlerce aile bulunmakt adır. Bu gençler için internete girmeyi yasaklama k çözüm olmadığı gibi gencin internet kafeler gibi daha sağlıksız ortamlara yönelmesine sebep olabilece ktir. Bu sebeple saat sınırı koymak daha uygun olacaktır. Gencin arkadaşları ile internet dışı yollarla iletişim kurması özendirilmelidir. Gençlerin bilgisaya r ve internet dışında da hobi geliştirmeleri teşvik edilebili r, aile bu konuda sağlıklı yaşam için spor yaparak, kendileri için kitap okuma saatleri belirleye rek gence örnek olabilir. Ayrıca gence belirli sorumlulu klar verilmeli, aile içindeki işbölümüne aktif katılması istenmeli dir. İnterneti muhakkak yenilmesi gereken bir düşman olarak görmek yerine, dozunda ve etkili biçimde kullanıldığında bu çağın tüm bilgisine ulaşmayı ve öğrenmeyi kolaylaştıran faydalı bir eğitim, iletişim ve eğlence aracı olduğunu da unutmamak gerekir.
 


20.10.200 7 16:12:55
552 defa görüntülendi

 
   erdinç , 14.04.200 8 15:00:29
     internet hem dost hem düşman. dost çünkü bu fikirleri nizi bu araçla bize ilettiniz dost çünkü bir çok harama burdan ulaşabiliriz. İnterneti iyi yapanda kötü yapanda insanın kendisi nefsidir

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=788&goster=10&offset=0


Teknoloji yle tanıştı, çapkınlığa başladı
    Taylan YILDIRIM - Milliyet Gazetesi - 02.10.200 7

İZMİR'de, evli ve iki çocuk babası emekli öğretmen 55 yaşındaki M.K. internett e ‘chat’ yaptığı Suudi Arabistan uyruklu ‘Cemile’ adlı kadın için evini terketti. M.K., bilgisaya rda fotoğrafını görüp aşık olduğu Türkiye'de yaşayan kadına kredi kartından para gönderip yeni bir ev kurdurduk tan sonra 32 yıllık eşini ve iki çocuğunu bırakıp gitti. M.K.'nin eşi Safiye K. ise teknoloji nin, sessiz, kendi halinde biri olan eşini bozduğunu söyledi.

      İlköğretim okulunda sınıf öğretmeni olan M.K.'nin hayatı, 2006 yılında emekli olduktan sonra değişti. Kızını evlendiri p oğlunu da üniversite eğitimine gönderen M.K., kendisi gibi emekli öğretmen olan 32 yıllık eşi 50 yaşındaki eşi Safiye K. ile kaldı. Emekliliğin ardından, boş oturmakta n canı sıkılmaya başlayan M.K., sık sık bir araya geldiği arkadaşlarının tavsiyesi yle internet kullanıp, sanal alemde oyun oynamak için eve bilgisaya r aldı. M.K.'nin hayatı da bilgisar kulllanma yı öğrendikten sonra değişmeye başladı.
     
      MSN'YLE TANIŞTI
      Bilgisaya r bağımlısı haline geldiği belirtile n M.K., gecenin ilerleyen saatlerin e kadar başından bir an olsun ayrılmadığı bilgisaya rdan, internet üzerinden, yazılı, görüntülü ve sesli haberleşmeye yarayan MSN'ye kaydoldu. Sanal alemde chat'leşen emekli öğretmen M.K., bir süre sonra da ikili sohbetler e başladı. Ailesinin anlattıklarına göre, mesleğe ilk başladığı günlerde çektirdiği fotoğrafını MSN'de kullanan M.K., bu sohbetler i sırasında kendisini ‘Cemile’ olarak tanıttığı belirtile n, Suudi Arabistan uyruklu kadınla tanıştı. M.K., yaklaşık iki ay bilgisaya r üzerinden sürdürdüğü görüşmenin ardından kendisine fotoğrafını gönderen kadına aşık oldu.
     
      SANAL ALEMDE AŞK BAŞLADI
      İddiaya göre, ikisi arasında sanal alemde başlayan yakınlaşma aşka dönüşünce M.K., sadece fotoğrafını gördüğü ‘Cemile’nin yeni hayatları için ev tutup eşya alması için para gönderdi. Yaklaşık 20 bin YTL harcayan M.K. geçen mayıs ayında da aniden ortadan kayboldu. Bir hafta sonrada ailesini arayan M.K., evi terk ettiğini ve yeni birisiyle birlikte olmaya başladığını söyledi. Ailesinin ikna çabalarına rağmen geri dönmeyen M.K., temmuz ayında bu kez kendi isteğiyle tekrar evine döndü.
     
      İKİNCİ KEZ TERKETTİ
      Yaptıklarından pişman olduğunu söyleyen M.K., af dilediği eşi Safiye K. ve iki çocuğuna kendisini güçlükle affettird ikten 10 gün sonra, ikinci kez ortadan kayboldu. Yakınlarına bilgisaya rda bulduğu aşkını tercih ettiğini ve kendisini aramamala rı notunu bıraktığı belirtile n M.K., izini ikinci kez kaybettir di.
     
      TEKNOLOJİ EŞİMİ BOZDU
      Eşinin iki kez evden uzaklaşmasıyla büyük bir şok yaşayan Safiye K., teknoloji nin eşini bozduğunu anlattı. Üzüntülü eş Safiye K. “Canının sıkıldığını, sanal alemde okey, tavla gibi oyunlar oynayacağını söyleyip bilgisaya r almak istedi. Ben de isteğine olumlu baktım. Bilgisaya r eve girdikten sonra çok değişti. Başından kalkmaz oldu. Sürekli yazılar yazdığını görüyordum, ama hiç şüphelenmedim. Çünkü eşim çapkınlık bilmeyen birisidir . Komşularım bile eşimin evden gitmesiyl e şoka girdi. Sessiz kendi halinde birisiydi'' dedi.

      Eşinin mutlu olmadığına inandığını da sözlerine ekleyen Safiye K., “Temmuz ayında gelip bizlerden af diledi. Suudi Arabistan uyruklu olduğunu söylediği kadını bir daha görmek istemediğini belirtere k, fotoğrafını da bizlere gösterdi. Ailece çok mutlu bir 10 gün geçirdikten sonra ikinci kez evden ayrıldı. Bir daha da kendisind en haber alamadık. Ancak zaman zaman gelen kredi kartı harcamala rından İstanbul'da olduğunu öğrendik, aramalarımıza rağmen bir sonuç elde edemedik. Kocam teknoloji yle tanıştı, çapkınlık öğrendi. Teknoloji onu da bozdu'' diyerek dert yandı.

taha'nin notu:

Chat lesip de bana birsey olmaz diyenlere seslenmek istiyorum:

- adam ögretmen, demekki bu kisi bir akademisy en, bir üniverste okumus. Ayrica ögretmen, cocuklari miza birseyler ögretmis. Buna ragmen ne olmus ?... Yinede chat=seytanin tuzagina düsmüs

- Neymis bu adam? 32 sene Evliymis. Eside ögretmenmis, kendide 2 de cocuklari varmis. Ne olmus.? cani sıkılmıs bilgisaya r alip ögrenmis ve dostlarin in tavsiyesi ile msn ile tanismis ve ondan sonra olanlar olmus...

Sevgili dostlar,

lütfen "bana birsey olmaz" demeyin. Lütfen hic bir zaman  yabanci kisiler ile, veya karsi cinsten birisi ile chat lesmeyin.

ister avukat olun, ister doktor, ister profesör. Hangi egitimi almis olursaniz olun, ve iman gücünüz ne kadar kuvvetli olursa olsun, sakin chat=seytanin tuzagina düsmeyin.

lütfen dikkatli olun.

Allaha emanet olun

sevgi ve selamlari mla

taha


02.10.200 7 11:03:22
543 defa görüntülendi

 
En son yorumlar. >>> Tüm yorumlar için buraya tıklayın
   , 20.10.200 8 13:13:59
     çok üzüldüm Allah Safiye hanıma yardım etsin sabır versin..b izleride şeytana uydurmasın
 
   stratejis t, 01.08.200 8 21:54:24
     Çalışmalarında başarılar dilerim güzel yazıların var kardeşim. Bende seninle aynı meslekten im; ben bir şey yaptım teyzeminoğlu playstati on hastası idi dedimki buna harcayacağın vakte bi bilgisaya r alalım kendini yetiştir dedim istersen oyununuda oynasrsın dedim. Kendisi bana hep cahilliğinden yakınırdı, bende tavsiye olarak böyle derdim. 1 buçuk sene önce aldık abisinede kendisine de (bu arkadaşalr itişiktir) biri almasa diğeri almazdı. Konuya dönelim abiside kendi ile aynı seviyede idi 0 dı ben ikisinede eğitim verdim sürekli ne nedir nasıldır vs. öğrettim... Sonuç: Abisi şimdi köyünü bi araya getirip toplayan bi site yönetiyor radyo da çok tutualn konuşması dinlenen ve ileride kitaplaştıracak kadar kaliteli yazılar yazan ve herkes tarafından sevilen biri halien geldi. küçük olanı ise maalesef evli olduğu halde (yakılıklıda) nefsinin kölesi olmuş sürekli yardığım halde yeni bayanlarl a tanışıp gezmekten usanmayan ve bilgisaya r bilgisini abisinin yanında %5 te kalan biri oldu. Yani birazda kişide bitiyor iş. Tek suçlu net değil Bende bu arkdaşlardan 3 yıl önce başladım, 3 sitem var ikisi ticari, diğeri de forum ama köy forumu. Nasipse 2-3 aya kdar Münihte olacam bende, sizinle tanışmak isterim klavuz olursunuz bana. Lütfen mailinizi bekliyoru m
 
   nihal, 12.05.200 8 21:19:33
     taha bey siz ve sizin gibilerde n ALLAH razı olsun çok güzel konuları işlemişsiniz şu zamanın belası olan chat meselesin i gündeme getirdiğiniz için tekrar teşekür ederim.
 
   KADRİYE, 15.03.200 8 19:39:53
     S.A. Arkadaşlar.Ya tamam doğru söylüyorsunuz ben de zmn zmn chata giriyorum ama bu adamda abartmış ya yani bir insan sadece fotosunu gördüğü biri için ailesini terkeder mi???Üstüme iyilik sağlık benim de msn em var ama ben arkadaşlarımla konuşuyorum bu msn yi kötü kullananl ar için geçerli bence.Ban a kızabilirsiniz ama okuyucula r bu benim düşüncem benim sevgilim chatta tanıştığım ve çok güzel gidiyor ama yine de içim rahat değil elbetteki lütfen bana yardım edin.Ne yapmam gerektiğini söyleyin.Onun beni aldattığını sanmıyorum ama aldatadab ilir bu onun arsızlığı olur benim değil.ALLAH o adamın ailesine yardım etsin.O adamda ama hakikaten abartmış ben olsam asla böyle bir şey yapmam.AL LAH'A EMANET OLUN.İNŞALLAH HERŞEY GÖNLÜNÜZCE OLUR.AYRI CA BÖYLE BİR SİTE YAPTIĞIN İÇİN ALLAH SENDEN RAZI OLSUN TAHA ABİ.İNŞALLAH.ALLAH'A EMANET OLUN..... .
 
   fatıma, 17.02.200 8 16:41:58
     chat gerçekten de insanın hayatını alt üst ediyor.be lki şaka gibi geliyor ama chatte olanlar hiç te masum değil sadece ve sadece masum görünüşlü ona aldanmaya lım derim....

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=788&goster=10&offset=0
http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=748&goster=10&offset=10
http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=724&goster=10&offset=10

Chat
Bayanlar için bir ayet-i kerime meali ve açıklamasını yazıyorum:



" Ey Peygamber Hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi
değilsiniz...Eğer (Allah'tan) korkuyors anız, (yabancı erkeklere karşı
perde arkasında) sözü yumuşak söylemeyin ki kalbinde hastalık bulunan kimse kötü ümide kapılmasın.Güzel ve münasip sözler söyleyin."

(El-Ahzab 32)

Ayet-i kerime Peygamber Efendimiz in üstün zevceleri ne hitaben bütün ümmet kadınlarına üstün adabı hatırlatmaktadır, ezvac-ı tahirat,şeref ve iffette imamlar mesabesin de oldukları için muhatab olmuşlardır.

Müslüman bir kadın,kelimeleri köşeletip,adeta erkeği kendine avcı kılacak derecede söyleşmemelidir.

Müslime bir kadının konuşma esnasında sesini inceltip muhatab olan erkeği tahrik etmemesi,sesini değiştirmeksizin tabi olan sesiyle konuşması,ve konuşurken de adaba aykırı lakırdı,laf atma gibi tavırlarda bulunmama sı gerekir ki bu,onun iffetinin,mensup olduğu ailesinin şerefinin ta kendisidi r.

İcab ettikçe kadın,Allah Azze ve Celle 'nin hoşuna gidebilec ek tabii sesiyle konuşabilir,lakin konuşmakta tahrik edici olmaması,yani kalbinde HASTALIK olan yahud psikoloji k olarak hemen mağlup olabilece k erkekleri n tahrikine sirayet edilmemes i için ma'ruf söz söylemesi mecburdur .

( kaynak: Müslime genç şuuru,dilara yayınları)

Evet,bu ayet gayet açık..

Eğer bir bayan bir erkekle konuşmak istiyorsa, bu ayeti asla aklından çıkarmasın.

Chat ortamında kişilerin yüz ifadesini görmek mümkün değildir, Bu bir..

ikincisi,eğer evliya değilseniz,karşınızdakinin kalbinin hasta mı sağlam mı olduğunu asla bilemezsi niz ki bu çok önemli.

Karşınızdakiyle 'siz' diye hitabeder ek konuşsanız,ah ne kadar kibar'diye etkileneb lir,'sen' diye konuşsanız 'neden benimle samimi konuşuyor'der.Ne basit bir kelime değil mi,siz ya da sen...

Fakat ne bilebilir siniz ki karşınızdaki emin bir insan mıdır,kalbi sağlam mıdır,nasıl konuşacaksınız,nasıl hitab edeceksin iz,öyle kelimeler seçmelisiniz ki,ayetin hükmü yerine gelsin.

Hiç tanımadığınız karakteri ni bilmediğiniz biriyle sanırım doğru kelimeler i seçerek konuşmak zor olsa gerek.

Böylece, chatte bir bayanın bir bayla sohbet etmesi,büyük bi sorumlulu k altına girmesi demektir.

Eğer karşısındaki erkek etkilenir se,ola ki tebliğden başka hiçbir şey söylememiş olsun,gene de kalbi hasta ise etkileneb ilir,o zaman bunun günahı acaba kimedir?

Bu durumda bayanlara söyleyeceğim şu:

illa chat yaparak tebliğ yapmak istiyorla rsa,bayanlarla konuşsunlar.

Tabii bulabilir lerse...

Deneyenle r diyor ki:bayanlar bayanlarl a konuşmuyor arkadaş... !

Tabi bu arada,bayan sandığınız biri bayan olmayabil ir de.

Tanımadığınız insanların aklında kalbinde ne var bilemezsi niz,dürüstlük ise...peh!!

Güldürmeyin beni...Bi z insanlard a koskoca bir nefs varken mi???

İkinci bir husus:Kadınların cihadı(ayet ve hadislerl e sabittir) vakarla evlerinde oturmalarıdır. Şimdi,internetle(yani chatle) insan evinden çıkar,başkalarının evlerine misafir olur.

Fiziksel olarak değilse de sanal olarak,ama sonuçta çıkmıştır.

Bunun yorumunu kendiniz yapın hanımlar...

Bırakın bazı sahalarda tebliğ erkeklere kalsın.

Zira dış dünya,sanal da ve reelde,örneğin çalışma ortamlarında,çarşıda pazarda sokakta,dükkanda,okullarda ve chatte, zorluklar la dolu.

Zayıf olan kadın nev'ine göre değil,kayıp gitmek işten bile değil.

Böyle olmasaydı,kadının cihadı evindedir denmezdi.

Yani bilfiil kadının karşı cinsle muhatab olması,sakıncalı görülmüş ki,sakındırılmış.

Arkadaşlar,kusuruma bakmayın,işin gerçeği bu,biz hanımların chat ortamında verimli bi şekilde tebliğ yapabilme imkanımız yok gibi görünüyor.

En güzeli eğer insanlara ulaşmak,bişeyler anlatmak istiyorsa nız,önce kendiniz okuyun öğrenin ve okuduklarınızı önce aile iyalinize,çocuklarınıza aşılayın,sonra da eğer vaktiniz kalıyorsa,incilere yazın,ya da başka mail gruplarına.

Chatte bir saat iki saat harcayara k en fazla iki üç kişiyle konuşursunuz,ama,gruba yazacağınız bir maili yüzlerce kişi okuyabili r.


BU TAVSİYE BAYLARA DA GEÇERLİ TABİ Kİ..

Evet,sıra geldi beyefendi lere:

(yarım saat aradım ama hangi kitapta okuduğumu bulamadım,kaynak veremiyce m o yüzden); Emir-ül Mü'minin,Halife Ömer Bin Abdulaziz,radıyallahu anh,tebaasından kendisine gelip nasihat isteyen birine şöyle der:

"...ilim için dahi olsa asla kadınlarla tenhalaşma..."

Birebir karşılıklı konuşmalarda chat,gayet tenha bir ortam değil midir?


Evleriniz de haremlik selamlık uygularke n,chatte kalkıp hanımlarla
sohbetin ne alemi var değil mi?

Bu da bir çeşit sanal ihtilat olmuyor mu?

Ayrıca,satlerce bilgisaya r başında oturup aileyi bi kenara itenlere ne demeli?

Adam eşini yalnız bırakıyor,eşiyle hüsn-ü muaşeret edeceği yerde,ona arkadaş olacağı yerde,gidiyor bilgisaya rla arkadaşlık ediyor.

Fıkıh kitaplarını açın bakın,bir adamın,geçim sağlama haricinde çarşı pazarda boş vakit geçirip eşini ihmal etmesi,onu yalnız bırakması caiz mi değil mi?e şimdi artık dış dünya sanallaştı...

Hükümleri buna göre değerlendirin.

Şimdi kategoriy i değiştirelim:

Evliler ve bekarlar için chat:

Bi kere,en büyük hatamız,tebliğe 'evden' başlamak yerine 'el-den'
başlamak....Evdekiler dururken,eh nefsimize de hoş geliyor,önce ellerle uğraşıyoruz.

Peki evde tebliğ nasıl olur?Oturup fıkıh dersi vermekle mi?

değil elbet,usulüne göre hüsn-ü muaşeretle,yani çoluğu çocuğuyla hoş geçinmekle,sohbetle,karşısına alıp konuşmakla...

Kişinin ailesiyle hoş vakit geçirmesi çok büyük sevaplara vesiledir .
Önce aile sonra,diğer yakın çevre,sonra da uzak çevre gelmeli.. .

Şimdi,sayın babalar,elinizi vicdanınıza koyun ve itiraf edin,eşinizle çocuğunuzla mı daha çok meşgulsünüz,yoksa bilgisaya rınızla mı?...

(sayın babalar diyorum,çünkü genelde çevreden gelen şikayetler babaları hedef alıyor...)

Bilgisaya r ,tıpkı tv gibi,daha çok erkekleri esir alıyor.

Bazı vızıltılar duyar gibiyim,ya da 'iç itiraflar';" e benim eşim benimle ilgilenmi yor ki ben de o yüzden chatlerde sürünüyorum.." etmeyin yaw,siz ilgilendi nizde mi sanki?..

insanların kadın olsun erkek olsun,ilgiye karşılıklı olarak

ihtiyacı vardır,siz verirseni z,alırsınız da...

Arkadaşlık,sevgiyi paylaşmak gibi şeyleri çok esefle söylüyorum ki tv ve bilgisaya r hastalıkları öldürüyor,güzelim aile yuvaları buzdolabına dönüyor adeta.

Bundan ahrette sual olmaz mı arkadaşlar?...

Bir iki örneğe rastladım,chat yüzünden kocasının yüzünü göremeyenler var,ağlıyo kadın yaw,yazıktır...


Silin şu chat programını bilgisaya rınızdan...

Bekarlara gelince,bay ya da bayan, onlar da evlilik hayali ile,chatte önce karakter tahlili yapıp sonra da tanışmak..

Eh tabi tanıştıktan sonra sükut-u hayal,çünkü iki taraf da tam dürüst davranmamıştır.ayrıca, karşı cinslerin birbirler ine tiplerini tarif etmeleri caiz olmaz,zira yabancı bir erkeği kadının,yabancı bir kadını da erkeğin hayal etmesi,hayalinde canlandırması caiz değildir.alın bakalım işte bi haram daha...

Hem gençler,bi kere sanal dünyada insanlard an dürüstlük nasıl beklersin iz ki, gazeteler den okuduklarımıza göre,çeteler dahi var,insanları chat yolu ile türlü felaketle re götüren.baştan sona herşeyi yalan söylese ,karşınızdaki ,asla bilemezsi niz...

Aman dikkat,chatte tanışılan bi kişiyle evlilik hayali kurulmaz bu kadar da hayalpere st olmayın,artık milenyumd ayız,dünya acımasızlaştı,güven duygusu öldü...romantizm ise ...O da ne? Ama var,chatte tanışıp mutlu bi yuva kuarnlar demeyin,bu sadece bir kumar olur.O ancak binde bir...

Binde birin size isabet etmesini mi bekliyors unuz yani? gerçekçi olalım lütfennnn gerçekçiii.

Tebliğ konusuna gelince,tebliğ her yiğidin harcı değildir.Biliyorsan
öğretirsin,bilmiyorsan avlayacağın yerde avlanırsın.

Her taraf İslam düşmanları ile dolu.
Öyle sorular sorarlar ki bunlar,eğer itikadi meseleler de sağlam bilginiz yoksa,eyvaahhh yandınız demektir. ..


Aklınıza otuz çeşit vesvese takılır,Allah korusun.

Bi de işin şu yönü var, yanlış bilgi vermek,eh bu da daha büyük bi
sorumlulu k.

Ayrıca, fikrinde sabit olan ve karşısındakine onu aşılamaya çalışan
'taraflar',saatlerce konuşsa da hiçbiri diğerini chat ortamında ikna
edemez.ol acak iş değil,ancak havanda su dövülmüş olur.adam zaten fikrini isbat için gelmiş,sıkı da hazırlanmış,ikna olması çok zor...

Evet arkadaşlar,laf uzadı,ama chat gerçeği aslında bu kadarla da bitmiyor,chat vakti öldürmekten pek de öteye geçen birşey değil.Ve korkarım çağımızın tehlikeli hastalıklarından biri haline gelecek,zira öldürdüğü şey sadece vakit de değil,insanın ailesiyle akrabasıyla arkadaşlarıyla ilgisini hatta sevgisini de öldürüyor.

Şimdi,hangi iş olursa olsun,yapılmasındaki zarar ,faydasından çoksa o iş yapılmamalıdır.hele harama girmekten kendinizi koruyamay acaksanız o işi asla yapmamalısınız.

Buna göre tüm chatçiler;elinizi vicdanınıza koyup,haram üzerinde mi yoksa helal üzerinde mi istikamet iniz bi bakın...


Şer şerdir,ehven-i şer diye bişey olmaz.teb liğ farz-ı kifayedir,ayrıca bi sürü tehlikesi z yolları vardır...

Havanda su dövüyorsanız,çıkın şu chatten,onun yerine daha faydalı bişeyler yapabilir siniz:

Kur'an okuyun,kitap okuyun,mail yazın...
İnternette faydalı siteleri dolaşın...

Ya da,
Yatın uyuyun
Hiç olmazsa sabah namazına kalkmak kolay olur...


http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=750&goster=10&offset=10

     
Chat yaptım, kaçtım, pişmanım!

'Chat yaptım, kaçtım, pişmanım!

Chat yaptım, kaçtım, pişmanım!

İnternette chat yaparken tanıştığı kişiyle anlaşıp evi terkedere k Mardin'e kaçan 13 yaşındaki Tuğçe, ailesine geri döndü ve yaşıtlarına "ben yaptım, siz yapmayın" dedi.

Yaptığından çok pişman olduğunu söyleyen Tuğçe, yaşıtlarına seslenere k internett e tanımadıkları kişilerle asla konuşmamalarını istedi.

Balıkesir'de geçen hafta evden kimseye haber vermeden ayrılıp gizlice buluştuğu G.A (18) ile Mardin'e kaçan ilköğretim 7. sınıf öğrencisi Tuğçe'nin yürekleri ağza getiren macerası mutlu bitti.

Göçmen Konutları'nda ikamet eden Şenol-Kadriye Ş. çiftinin iki çocuğundan biri olan Edip Gürcün İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Tuğce Ş., yaklaşık 3 aydır internet ortamında chat yaparken tanıştığı ve MSN'den yazıştığı Mardinli G.A. (18) isimli genç ile sohbet ederken gönlünü kaptırdı. Sanal alemde kısa sürede birbirler ine aşık olan 18 yaşındaki G.A. ile henüz 13 yaşındaki öğrenci Tuğçe Ş., plan yapıp Mardin'e kaçtılar. Daha sonra Balıkesir'deki ailenin müracaatı üzerine harekete geçen Balıkesir Polisi, Tuğçe'nin kiminle kaçtığını tespit etti ve titiz bir çalışma ile sonuca ulaştı. Mardin'in Derik ilçesinde olduğu anlaşılan G.A.'nın ailesine ulaşan polisler, G.A. ve Tuğçe'yi aileden teslim aldı.

Balıkesir-Mardin hattında ailelerde n habersiz ve izinsiz olarak internet üzerinde gerçekleşen aşk, cezaevind e noktalandı. Tuğçe'nin birlikte kaçtığı G.A., Mardin'de sevk edildiği adli makamlarc a tutuklana rak cezaevine gönderildi. Polisin bilgi vermesi üzerine hemen yola çıkan aile Mardin Derik İlçe Emniyet Amirliği'ne giderek kızlarına kavuştu. Önceki gün yola çıkan aile yaşadıkları tüm engelleme lere rağmen karşı taraftan şikayetçi olurken, nihayet Balıkesir'e döndüler. Göçmen konutlarındaki evlerine anne ve babasıyla birlikte gelen Tuğçe Ş., yaptığından son derece pişman olduğunu söyledi.

İHA'ya konuşan Ş. ailesi, sanki dünyaya yeniden geldikler ini söyleyip mutlulukl arını ifade ettiler. Günlerdir gözyaşı döken anne Kadriye Ş., "Bir anne olarak çocuğumu yanımda görmek çok büyük mutluluk. Çocukları kaybolan bütün ailelerin aynı mutluluğu yaşamalarını isterim. Tuğçe yokken dünyam kararmıştı, yani bir annenin evladından ayrı kalması çok kötü bir şey. Şu anda dünyaya yeniden gelmiş gibiyim. Evladımı kazanmışım, elini tutuyorum . Çok mutluyum. Bize yardımcı olan herkese çok teşekkür ediyorum, ellerinde n ne geliyorsa yaptılar" dedi.

"PİŞMANIM, KİMSE İNTERNETTE TANIMADIĞI KİŞİLERLE KONUŞMASIN"

Balıkesir'deki baba evinde anne, baba, ağabeyi ve diğer akrabalarıyla kucaklaşan 13 yaşındaki Tuğçe, yaptığından çok pişman olduğunu söyledi. İnternette MSN'de tanıştığı G.A. ile 2-3 aydır görüştüklerini, kendisini n güzel sözlere inanıp evden kaçtığını, ancak gerçekleri görünce pişman olup eve dönme planı yaptığını anlatan Tuğçe, özellikle yaşıtlarına internett e dikkatli olmaları ve MSN'de tanımadıkları kişilerle asla görüşmemeleri gerektiğini söyledi. Annesine sarılıp öpen Tuğçe Ş., "Pişmanım. Ben oraya gitmeyi aslında düşünmüyordum. MSN'de tanıştığım kişi oraların bana çok güzel olduğunu anlattı. Ben de gitmeye karar verdim, gidince oradaki hayatı gördüm. Bence hiç güzel değil. Çok farklı. İlk başta bambaşka bir dünya hayal ettim. Ama, oraya gidince fikrimi değiştirdim ve aileme dönmeye karar verdim. Balıkesir'de annem ve babam işe gittikten sonra birkaç parça eşyamı alıp gitmiştim. G.A. ile internett e tanışalı 2-3 ay oldu. İnternet aslında bilgi için güzel bir şey, ama, başka birileriy le konuştuğunda onlar büyük bir ihtimal ile seni kandırıyor. Ben bunu yaşadım, gördüm. Onun için herkese şunu söylüyorum, MSN'de tanımadığınız kişilerle asla konuşmayın" dedi.

Balıkesirli Tuğçe'nin internett e tanıştığı genç için ailesini terkedip evden kaçması kamuoyund a da endişeyle takip edildi. Yaptıklarının doğru olmadığını ve pişmanlığını defalarca ifade eden güzel Tuğçe, şimdi tek isteğinin eğitimine devam edip, ileride polis olmak istediğini söyledi.

İlköğretim okulu 8. sınıfa geçen Tuğçe Ş., bu sene derslerin e çok iyi çalışıp OKS'de iyi bir derece almayı amaçlıyor. Ardından polis kolejini hedefleye n Tuğçe, "Ailem yanımda yokken yalnızlık hissettim . Bambaşka kişilerin içine girmiştim, utandım, sıkıldım. İstediğim gibi hareket edemiyord um. Ailemle olduğum rahatlığı bulamadım. Eğitimimle ilgili artık geriye döndüm, okuyacağım. Başarabileceğimi düşünüyorum. Polis olmak istiyorum" dedi.

Dün gece evlerine dönen Ş. ailesi, bugün kızlarıyla birlikte tatil yapmak üzere Balıkesir'den ayrıldı.


06.09.200 7 13:13:47
193 defa görüntülendi

 
En son yorumlar. >>> Tüm yorumlar için buraya tıklayın
   makbule, 16.11.200 7 17:51:12
     bende 13 yaşındayım akranımın başına gelenlerd en çok üzgünüm
 
   asya, 15.10.200 7 19:24:36
     s.a.çok ibret verici.be ni en çok etkileyen kızın yaşı oldu.daha 13 yaşında başına o yaşında herşey gelebilir di .diğer bölümde de söylendiği gibi çocuklarımızın odasına biz şeytanı oturtmuşuz.ama herşey maalesef değişti...bedirhan gökçenin okuduğu benim adım aşk a bi bakın ,msn aşkım benim diye şarkı bile çıktı ,birde bu şarkıya...EY AŞK SEN NE KADAR UCUZA DÜŞTÜN diyesi geliyor insanın tşkler abiii...
 
   Ümmü Gülsüm, 04.10.200 7 11:49:02
     S.aleyküm, Suclu Tek bir taraf demek zaten yanlis, burda iki tarafinda psikoloji si dikkate almak lazim, Eminim Sade Tugce degil G.A `da Pismanlik duygusu hissediyo rdur, MSN de görüstükleri 2-3 ay icerisind e gercek sevgiyi bulduklar ina inanmis bir Cift ama Reelde hersey cok farkli iste , Hayal kirikligi oluyor ve hic birsey MSN de anlatildi gi gibi degil ....Rabbi m Kimseleri Öyle Yollara Sürüklemesin İnş...Amin insaALLAH ..
 
   MiLiTaN, 30.09.200 7 18:39:28
     Ya Abiler Gökan Benim En Yakın Dostlarımdan Biri Kız Kendi İsteğiyle Geldi Ama Gökan Elini Bile Sürmedi...Eğer Kız Pişman Olsaydı Gökan Gel Kaçır Beni demezdi.. .Ama Mutlu Sona Ulaştı Hepimiz Buna Sevdindik ...Rabbim Kimseleri Öyle Yollara Sürüklemesin İnş...

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=747&goster=10&offset=10


Şeytan Şimdi
Oturum Açtı
Ayşegül Genç

I.bölüm; Küçük Savaş

Üstümüze düşmeyen bomba ancak kelimeler imizi acıtır… içimizde gezinen o acı bilinçsiz, alışkanlık hücreleri tarafından hemen yenilenir ve onarılır, birkaç dakika sonra kaybolur… kalbin duvarlarına tutunarak yürüyen acı, yerini; bir imleç-çarpı işareti buluşmasıyla parlak reklamlar a bırakır. Durmaksızın değişik ses ve görüntülere maruz kalan beyin; gelişimini tamamlaya mayan araz çocuklara döner…

II.bölüm; Büyük Savaş

Ama biz tenhalaşmıyoruz ki dedi genç kız gözlerini yere indirirke n…
Biz sadece sohbet ediyoruz. . konuşuyoruz güncel mevzulard an, yazıdan ve kelimeden, gidişattan... zaman zaman havadan ve sudan… bazen derinleme sine, bazen öylesine… ama saatlerce…

Tenhalaşmıyoruz dedi genç kız ısrarla… oysa neydi tenhalaşmak; kötü karakteri şeytan olan üç kişilik bir film seti… ya da iki kişinin şeytana yol haritası çizdiği bir yarışın en önde seyreden otomobili…bir yalnızın iki olabilmek adına nefsinde verdiği "kalbim temiz" brifingle ri... kimine göre bir kapıyı kapatmak kadar basit bir eylem... kimine göre tüm kapalı kapıların üstüne kilitlend iği yarı karanlık bir sofa...

Bazen bir kadın ve bir erkeğin diğer tüm beşerin soluk alıp vermesi kadar çok bahaneyi “doğru düşünce ve prensip” duvarlarına vurması, çarpması, kırması ama yok edememesi…

Bazen de “biz iki olgun insanız, biliriz kendimizi” diyerek çiftlerin dağların zirvesind e, ya da ormanın gölgesinde, yahut ırmağın akışında, tenha adına en tenha neresi varsa orada bile tenhalaşamaması…yani yok edememesi o kesin hadis-i şerifi… sorumluluğunu buharlaştıramaması… o sorumlulu k ki kadın ve erkeği saçından yada eteğinden kavrayıp kalabalıkların içine çekmeye muktedird ir…

Ama biz tenhalaşmıyoruz dedi kız üstüne basa basa… oysa ona göre sadece bir odada yalnız bırakılmışlık haliydi tenhalaşmak… bir bay-bir bayan; masa, koltuk ve sehpa, duvar, halı ve pencere…vs… oysa yaşanan neydi; bir bay-bir bayan; ekran, kablo ve teller, kodlar, 01 ler, adresler…vs…

Bu açıdan bakmayı sevmedi genç kız “seslerimi zi duymuyoru z mesela” dedi … oysa ses, havanın ses tellerini titretmes i ve dilin beyinden aldığı emirle o çıkan tınılara hükmetmesi demekti; ya dilim elime inip, parmaklarıma yürürse... mesela tuşların her biri ses teli hükmüne geçip, parmaklar dil gibi ona hükmediyorsa… öyle ya dile hükmeden akıl, parmağı başıboş bırakmaz değil mi?

Ama bakışlar yok dedi kız... gözler, anlamın ruhtan süzülerek ışıldadığı tek yerdir dedi... "kaş ve göz yok!"dedi … oysa bakış; bir anlık iletinin yanıp sönen sarı lambasından sadece birkaç “an” daha fazla yaklaştırır günaha… camların önünde sevdiğinin bir bakışını yakalamak isteyen insanın duyduğu iştiyakın belki yüzde kaçını, muhabbet ve ünsiyet kurduğu bir kişinin “oturum açıldı” panosunu görünce de hissedebi lir insan dediğin… söz bakıştan daha tehlikeli dir bazen... aşık olduğu kişinin gözlerine yanıp yakılan bir insan iş muhabbete gelince dumura uğrar bazen.. yine ve daha fazla sözleri kalbi güneş gibi saran bir insanın gözlerini görmez olur aşık…yani söz o bedenin gözü, saçı, eli, ayağı oluveriri r…

Ama harama giden bir ayak, harama uzanan bir el yok ki dedi kız; oysa bazen tüm küçük adımları koca bir adıma sığdırıp tek adımda bulaşırız günaha… ve elin tek bir hareketi ve bazen masum bir “tık” sesi ; bazen o kadar da masum ve yalın olmayabil ir… illa günah sıcak ve akıcı mıdır…seni alıkoyan her günah ister millerce uzağında olsun, ister ışık hızı yakınında olsun senin ceza sebebindi r…

Bir başka mütedeyyin bey ben eşimi aldatmam ki dedi özelindeki 12. bayanla konuşurken… biz nitelikli sohbet ediyoruz. .. sözüm ona beyin fırtınaları estirmekt edirler… içeride yan odada çocuklarına laf anlatmaya çalışan hanımsa kendisine ne zaman sıra gelecek diye bekler durur… beklesin bey irşad etmektedi r, cihad yazıları yazmaktadır…

Normal yaşantısında tek bir beyle bile kişisel muhabbete girmeyen dindar bayanların adres defterind e onlarca bey ve bilgisaya r başında geçen onlarca saat… “kendin”leştirirsin yazıyı ve imgeleri. . komiksind ir… cazipsind ir… denksindi r.. ama çoğu kez Allah’a yalan söylersin… ben sadece din adına yazıyorum, öğrenip-öğretiyorum dersin… "kardeş" dersin ama bunun şimdilik olduğunu bilirsin…

Velhasıl; insan gittiği her yeri kendileştirir… sanalı da, hayali de… içindeki isyankar yanına bir rumuz takar, isyan eder sinirlend iği konu başlıklarına… içindeki saldırgan yanına bir isim takar sevmediği şahıslara saldırır… kalbine hapsettiği aşık yanına bir isim takar ve site site maşukunu arar… bazen gününde değildir mütevazı takılır… ama asla ve asla kendi ismini kullanmaz .. kendi ismi mütevazi olamayaca k kadar dik, saldırgan olamayaca k kadar asildir…

Aman canım sanal ortamdayız dedi kız son koz olarak… unutmayalım ki; tüm yaratılmışların ve tüm buudların, bildiğimiz-bilmediğimiz tüm alemlerin ve dahi sanal alemin ilahı yine Allah (CC) tır. Ve şeytan kendini götürdüğün her yerde ya eline ya parmağına musallat olmaya devam edecektir…

Ve son söz kendimedi r.
Umarım ayşe genç sen eriyip tükenmezden evvel sahip olduğun tüm plastikle r eriyip kaybolur. .. ve sen bulduğun tek kömür parçasıyla ağaç kabuklarına yazı yazmaya mahkum edilirsin….

eddai

Lütfen bu yaziya yapilan yorumlari da okuyun (taha)

http://www.cemaat.com/node/3112

 


05.09.200 7 13:26:22
229 defa görüntülendi

 
En son yorumlar. >>> Tüm yorumlar için buraya tıklayın
   g.ç, 20.07.200 9 13:45:18
     s.a yazılarınızı ilk defa okudum ama çok beğendim Allah sizden razı olsun.İnsan nisyandan geliyor çabuk unutuyor çok gaflete düçüyor. Siz insanın tüm seytani fısıltılarını susturmay a çalışmışsınız.Allah razı olsun.
 
   meryem, 07.12.200 7 13:20:12
     bir kere merak edip bende girnişdim chat ta ama beni açmadı çünkü bizim gibilere göre degil oralar anladım tabi ama yeni yetişen nesil çok meraklı ve bilgisiz her şeyden uzak allah yadımcımız olsun evlatlarımızı yetişdirirken taha abi
 
   SKY, 06.12.200 7 13:19:29
     chat cok kotu bısey bnde grıyodum ama artık hatamı anladm bıdaha gırmıycem Allah ım benı affetsın cumlemızı affetsın ben oralara gırmenın pısmanlıgını yasıyorum ınternet cok kotu bı hastalık oralara gırıyoruz snra pısman oluyorz gerıye keskeler kalıyo keske demek ıstemıyosanız oralardan uzak derım musluman kardesler m hepımızın ınsallah gunahlarını Rabbım affeder AMIN!!!!!!!
 
   -__, 11.10.200 7 21:54:54
     kim bilir bizim gibi chat aleminde solan güllerin sayısını...kim bilir en değerli zamanları chatte geçireceğimize ne faydalı işlerle meşgul olabilird ik.ahh lar kaldı geriye... en derinden ahh lar.Rabbi m bu ahh larla affeyle bizi.şüphesiz Sen'den kaçış yine San'a dır kabul eyle tövbemizi.umarım bu pişmanlığımız diğer chat sevenlere ibret olur...
 
   S.T, 11.10.200 7 14:58:35
     SADECE ASRIN DECCALİ DEĞİL,İNSANIN DÜNYASINI VE AHİRETİNİ MAHVEDEN AFEDERSİNİZ AMA LAĞIM ÇUKURU.İNSAN NE KADAR ALLAH YOLUNDA OLURSA,HER NEKADAR BEN MANAZIMDA NİYAZIMDAYIM DESEDE,NEFS VE ŞEYTAN ÖYLESİNE ESİR ALIYOR Kİ İNSANI,İNSAN ANCAK BU KADAR ZULÜM YAPABİLİR KENDİSİNE VE SEVDİKLERİNE.YA RAB! ELLERİMİ VE SİNEMİ SANA AÇTIM VE TEVBE EYLEDİM.AFET YA RABBİ ,KUSURLARIMI SETTAR İSMİN HÜRMETİNE ÖRT,SEN GAFFURSUN RAHİMSİN,AFFETMEYİ BAĞIŞLAMAYI SEVERSİN,BEN VE BENİM GİBİ BU GÜNAH ÇUKURUNA DALMIŞ AKU PAK OLAMAYI İSTEYEN SİNELERİ TEMİZLE YA RABBİM.ANNEM BABAM SİZE LAYIK EVLAT OLAMADIĞIM İÇİN AFFEDİN.YA RAB NASIL BİR ATEŞTİR Kİ YAKMASI İNSANI İÇTEN İÇE ERİTMEZ BU KADAR.YA RABBİ GÜNAHIMA AĞLIYORUM,YANLIZ KENDİ GÜNAHIMA DEĞİL KARŞI TARAFATAKİ İNSANINDA GÜNAHINA ,YANLIZ KENDİME DEĞİL ONADA SEBEP OLDUM.RAB BİM SEN GERÇEK MÜSLÜMAN KMLİĞİ İLE YAŞAYABİLMEYİ NASİP EYLE.İMANIMIZI KORU RABBİM ESFELİ SAFİLİNE DÜŞMEKTEN ,ŞU FANİ DÜNYADA REZİL RÜSVAY OLAMAKTAN SANA SIĞINIYORUM.RABBİM BANA TÜM İMAN EHLİNE SANA LAYIK KUL OLABİ BİLMEYİNASİP ETSİN İNŞAALLAH.RABBİM DOĞU İLE BATIYI BİRBİRİNDEN AYIRDIĞI GİBİ BİZLERİDE NEFSİMİZİN HEVES VE İSTEKLERİNDEN ÖYLE AYIRSIN İNŞAALLAH.SELAM VE DUA İLE KALIN.

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=745&goster=10&offset=10


Çocukların odalarında 24 saat açık bomba var! (adsl)
Evdeki bomba ADSL

Çocukların odalarında 24 saat açık bomba var!

Murat ilköğretim 5. sınıf öğrencisi. Babası ona bilgisaya rı bir yıl önce aldı. Bu yılın başından beri de internete girebiliy or. Her akşam saatlerce internett e geziyor. Çünkü Türk Telekom'un ADSL kampanyası ile sabit bir ücretle sınırsız internet imkanından faydalanıyor. İnternet birçok ödevini yapmada ona büyük fayda sağlıyor. Ama interneti sadece ödev yapmak için kullanmıyor. Anne Feride Hanım, oğlunun bu sene çok ders çalıştığını ve odasından çıkmadığını söylüyor. Odasında, bilgisaya rın başında her gece farklı sitelere girmek onun için büyük eğlence. Feride Hanım, baba Yusuf Bey, internett en hiç anlamıyor. Zaten Murat da anne-babası odaya geldiğinde bilgisaya r ekranında görünmesini istemediği şeyleri onlardan rahatlıkla gizleyebi liyor. Anne-baba da çocuklarının zararlı sitelere çok rahat girilebil eceğini bilmiyor.

Evine ADSL alanlarda n biri de Fuat Bey. Önceleri oğlu Sedat için çok iyi olacağını düşünmüş. Ama iki ay geçmeden interneti kapatmış. İşten erken geldiği bir gün bilgisaya rın başına geçip, merakla internete sarılmış. Merakı giderek moral bozukluğuna dönüşürken, oğlunun girdiği sitelerin bir dökümünü çıkarıp birkaçına girmiş. "Aman Allah'ım!" şokuyla sarsılırken, en ahlaksız sitelerin ne kadar da çok olduğunun farkına varmış. "Bu fotoğraflar, bu saçma-sapanlıklar insanın beynini bulandırır." düşüncesiyle ertesi günü internet aboneliğini sona erdirmiş... Sedat bu işin henüz ekonomik gerekçelerle olduğunu zannediyo r...

Sınırsız internet kullanıcılığında çocukların kullanım oranı giderek artıyor. Artık ilköğretim öğrencileri de internete giriyor. Birçok ailede internett en dolayı sorunlar oluşmaya başladı. Çocukların odalarına konulan ve sınırsız bağlanma imkanı olan internet dünyası, çocukların ve gençlerin dünyalarını altüst ediyor. Her türlü gayri ahlaki siteye kolaylıkla ulaşılabiliyor, kontrolsüz chat yapılabiliyor. Sapık ilişkilerin normalmiş gibi resmedild iği birçok site yeni ergenlik çağına girmiş çocukları cinsel yönden tahrik ediyor. Genç kızlar ise daha çok chat yaparak, gecelerin i internet başında geçiriyor. Ödev konusunu ararken, rastgele çıkabilecek herhangi bir uygunsuz site, çocuğun yenilerin e girmesini de açılan pencerele rle teşvik ediyor. İnternette en çok kumar, porno, e-posta ile rahatsız edilme (spam), bilgisaya ra virüs bulaştırma, Truva atı (trojan) yerleştirme olayları dikkat çekiyor.

Internati onal Crime Analysis Associati on (ICAA) tarafından İtalya'da yapılan ve çocukların internett e dolaşırken karşılaştıkları riskleri ve buna tepkileri ni tespit etmeyi amaçlayan "İnternet Çocuk Risk Algılama" adlı araştırmaya göre, çocukların yüzde 27'si denetimsi z olarak internett e dolaşabiliyor. Türkiye'de bu oranın çok daha yüksek olduğunu söylemek mümkün.

Kumarhane ler sanal aleme taşındı

Türkiye'de yasaklandığı için internete taşınan kumarhane ler, birçok siteye reklam vererek yeni müşteriler buluyorla r. Çarkıfelek tabir edilen, televizyo nlardan aşina olunan renkli oyun alanları reklamlar da kullanılarak ziyaretçiden "tık"lanması isteniyor . Bağımlılarına zahmetsiz kumar oynama ortamı sunan sanal kumarhane ler yeni bağımlılar üretmek için çırpınıyor. Sivil toplum kuruluşları tarafından da bu felakete zaman zaman dikkat çekiliyor. Ancak yetersiz. Ankara Ticaret ve Sanayi Odası'nın hazırladığı rapora göre, milyonlar ca Türk, sanal kumarhane nin kapılarından tıklayarak giriyor. Evde ya da internet kafede oturup, yalnız ya da arkadaşlarıyla, zaman zaman da ebeveynle riyle sanal kumarhane nin kapısını tıklayan Türkler; 21, Rulet, Poker gibi oyunlar oynayabil iyor. Dünyanın dört bir yanındaki futbol, basketbol, at yarışı, boks, tenis maçları için iddiaya girebiliy or. Kumar sitelerin in büyük çoğunluğu yurtdışı kaynaklı. Ancak Türk pazarının büyüklüğü yabancı bahis ve kumar şirketlerinin iştahını kabartıyor. Siteler birbiri ardına Türkçeye geçiyor. Türkçe bahis ya da kumar oynatan sitelerin sayısı artık yüzlerle ifade ediliyor. Türkiye'de internet üzerinden kumar ve bahis oynayanla rın sayısı 1 buçuk milyonu buluyor. Milli Piyango İdaresi'ne göre Türkiye'de online kumarhane lerin yıllık cirosu 1 milyar dolara ulaşmış durumda. İngilizlerin Türkiye'de yaptığı bir araştırmaya göre ise bu rakam 5 milyar doları buluyor.

Kumar bağımlılarının yüzde 75'ini sanal ortamda kumar oynayanla r oluşturuyor. Sanal kumarhane lerde bilinenin aksine yalnızca erkekler oynamıyor. Rapora göre, bağımlılar arasında kadınlar ve çocuklar başı çekiyor. Çünkü bayanlar büyük oranda dışarıdaki kumarhane lere gidemiyor . Çocuklar ise merakla başlıyor. Birkaç kez bedava kumar oynayan gençler, sonunda paralı kumarın pençesine düşmekten kurtulamıyor. Bedava oyunların bağımlılık yaparak kumar hastalığına dönüşebileceğini düşünemeyen ebeveynle rin, çocuklarının bu sitelerde dolaşmasına izin verdikler ine, kimi zaman birlikte oynadıklarına raporda dikkat çekiliyor. Bazı siteler 18 yaşın altındaki çocukları kabul etmediğini söylüyor; ancak tıpkı sigara paketleri nin üzerinde yazılı olan "yasak" gibi göstermelik kalıyor. Hatta bazı siteler, ebeveynle rinin kredi kartını kullanmak koşuluyla kumar oynanmasına izin veriyor. Yine bazı sitelerde promosyon veriliyor, bonus dağıtılabiliyor. Örneğin 100 Euro depozit verenlere 30 Euro bonus kredi açılıyor.

Türkiye'de bir milyondan fazla internet kullanıcısı var

Milli Eğitim Bakanlığı'nın dizüstü bilgisaya r kampanyasıyla 85 bin öğretmen bilgisaya r sahibi oldu. Türk Telekom'un öğretmen ve öğrencilere yönelik yaptığı ADSL kampanyasıyla da 1 milyon abone sayısı aşıldı. Artık, birçok evde internete ulaşabileceğimiz, televizyo n gibi 24 saat açık bilgisaya rlar var. Eskiden normal modemle çevirmeli ağı kullanara k internete ulaşanlar 'çok para yazmasın' diye işlerini çabucak bitirip bağlantıyı keserlerd i. Şimdi ise 'nasıl olsa ücreti sabit, açık bırakayım çoluk-çocuk rahatlıkla kullansın' deniliyor . Hatta web kamera aracılıyla görüntülü olarak iletişim kurma, sesli görüşme ve sohbet etme kolaylaştığı için birçok kişi internet bağımlısı haline gelmeye başladı. Bütün dünyanın internetl e tanıştığı, öğrencilerimizin okullarda bilgisaya rla tanışıp internet kullandığı dönemde velilerin de bilgisaya r kullanmayı öğrenmeleri zorunlulu k haline geldi.

Filtre programınız var mı?

Zararlı içeriğe ve virüslere karşı filtre programla rıyla korunmak mümkün. Bu koruma yüzde yüz değilse de yüksek oranda güvenlik sağlayabiliyor. Uydu anteni kullanara k televizyo n izleyenle r, dekoder tercih ederken 'çocuk kilidi' olanları satın alarak çocuğun her kanalı izlemesin in önüne geçebiliyor. Bu uygulamanın benzeri internet için de mümkün. Site engelleme hem modemle hem de programla rla yapılabiliyor. Modemlere adres yazarak internet kullanıcısının girmesini engelleye biliyorsu nuz.

Ziyaret edilen sitelerin istatisti ki bilgileri ni tutan ve uygun görülen sitelere girilmesi ne izin veren e-filtre programı yapay zeka teknoloji siyle çalışmakta. İnternetten kısıtlı kullanımı www.efilt re.com adresinde n indirip deneyebil ir, sonra beğenirseniz satın alabilirs iniz.

4 milyon siteye girmeyi engelleye n programla r var

Eğer hem zararlı sitelere girmeyi önleyeyim, hem de virüslere, art niyetli kişilerin saldırısına karşı tedbirimi alayım diyorsanız internet güvenlik paketleri ni tercih edebilirs iniz. Birçok anti-virüs programının zararlı sitelere karşı tedbiri var. Birkaçını inceleyip, beklentil erinize göre kararınızı verebilir siniz. Bu güvenlik paketleri nden biri de Symantec'in Norton'un Internet Security programı. Virüslere ve hacker'lara karşı güvenli korumanın yanı sıra web sitesi sınırlama özelliği de var. Web sitesi sınırlaması ile çocuğunuzun internet erişimini kontrol altına alabilirs iniz. Türkçe siteleri de kontrol altına alan bu program 50-60 dolar civarından satılıyor. 4 milyon civarında zararlı site adresine girmenin engellend iği programın bir özelliği de sürekli güncelleniyor olması.

Siz şimdilik "İnternet güvenlik paketi ve ebeveyn filtresi almak istemiyor um. Modemle kısmi engelleme de işimi görür." diyorsanız, birçok modem, kullanıcısının belirlediği adreslere girmeyi engelleme yebiliyor . ADSL modem markalarından Yaksu'nun Türkiye Teknik Müdürü Erhan Yazgan, "Modemler, adres filtrelem enin yanı sıra evde çalışanlar için ilave güvenlik desteği sağlamakta. Kötü niyetli bilgisaya r korsanlarına karşı güvenliği korurken, bilgisaya rınızın internett e hangi uygulamay a müsaade etmesini istediğinizi belirleme nizde yardımcı olmakta." diyor.

Bu tedbirler i almak da bazen gençlerin bilgisaya rda uygunsuz sitelere girmesini n önüne geçmeyebilir. Onun için bilgisaya rın çocuğun odası yerine en çok kullanılan oturma odasında olması da lüzumsuz kullanımın önüne geçecektir.

2010'da öğrencilerin tamamı internet kullanaca k

Devlet Planlama Teşkilatı'nın Peppers&Rogers adlı danışmanlık kuruluşuna hazırlattığı rapora göre, Türkiye'nin büyük çoğunluğu birkaç yıl içinde internet kullanıyor olacak. Rapora göre internet kullananl arın oranı 2010 yılında yüzde 51, internet kullanan öğrencilerin oranı ise yüzde 96 olacak. Çalışanların yüzde 77'si, internete bağlı bulunan evlerin oranı yüzde 48, internett en alışveriş yapanların oranı yüzde 30'a yükselecek. Her dört kullanıcıdan biri güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalacak.

Anne-babalar da bilgisaya r kullanmayı öğrenmeli

Birçok kişi, bilgisaya r kullanmak tan korkuyor. Özellikle yaşı kırkın üzerinde olanlar. Bilgisaya r ve interneti yeni, genç nesle bırakıyorlar. Aile arasındaki konuşmalarda, "bizim çocuk iyi bilir" deyip geçiliyor. Ebeveynle rin bilgisaya rdan korkmaması lazım. Okur yazar olmayan bir ebeveyn, nasıl ki okula giden çocuğuna yardımcı olamayıp eziklik hisseders e bilgisaya r ve internet okur yazarı olmayan veliler de aynı ezikliği hissedebi lmekte. Sorduğu sorulara cevap alamayan çocuk, bir süre sonra "annem-babam bu işten anlamaz" hissine kapılmakta. Artık o alanda bildiği gibi davranmak ta. Kimseye karşı da sorumlulu k hissetmem ekte. Hatta bir süre sonra kendisini n daha bilgili olduğuna inanmakta . Bunun çözümü, bilgisaya r kurslarına gitmekte. Bu eğitimi alabileceğiniz birçok eğitim kurumu var. Size en yakın halk eğitim kurslarına da müracaat edebilirs iniz. Eğer bilgisaya r kullanım kursu yoksa bile talep üzerine açılabilmekte. Eşiniz, dostunuzl a birlikte müracaat edip toplu halde eğitim alabilirs iniz.

Rahatsız edilmek istemiyor sanız her yere e-postanızı yazmayın

Birden fazla e-posta sahibi olmakta fayda var. Bazen program indirmek veya üye olmak zorunda kaldığınız sitelere çok kullanmadığınız e-posta adresiniz i verebilir siniz. Çünkü bazı siteler verdiğiniz adresi paylaşma yoluna gidiyorla r. Sonra size tanımadığınız kişi ve sitelerde n lüzumsuz e-posta gelmeye başlıyor. Posta kutunuz sık dolmaya başladığı için de spam olarak isimlendi rilen, istenmeye n e-postalardan kurtulmanın yollarını arıyorsunuz. E-posta tuzaklarından biri de "Lösemili hastaya yardım için lütfen bu e-postayı 10 kişiye gönderin" şeklinde gelen mailler. Bazı uyanıklar bu yöntemle e-posta adresleri toplayıp satıyorlar. Bunu size "elimizde binlerce e-posta adresi bulunmakt a" şeklinde gelen adres pazarlama maillerin den görebilirsiniz.

ACİLEN YAPILMASI GEREKENLE R

1. Çocuklarınızla iletişim kurun. Pornograf ik spam, e-postalar gibi uygunsuz içeriğin zararları konusunda açık ve net konuşun.

2. Bilgisaya rı çocukların odasından çıkarın. Herkesin ortak kullanım alanı olan bir odaya yerleştirin.

3. Sınırsız interneti niz olsa bile internet kullanımına sınır getirin.

4. Çocuklarınızın online alışkanlıklarını öğrenin. Müzik indirme, online oyunlar, msn gibi ne tür aktivitel ere katıldığını bilin.

5. Spam'e engel olun. Bir spam filtrelem e yazılımı ile çocuklarınızın rahatsız edici mesajlar almalarını engelleyi n.

ailem dergisi

http://www.tahapinar.com/g1_index.asp?ID=743&goster=10&offset=10


Siyah atlı Prens eşlerini beğenmeyip chatta beyaz atlı aşık arayanlar a

Sefih medeniyet in kaynağı olan batının eliyle gelen bütün teknoloji k icatlar,felsefi fikir akımları hayatımıza kolaylıkların yanında felaketle rde getirmiştir. Bu kolaylıklar ve nimetlerd en birisi de internett ir. İnternetin en büyük yararı ağ üzerinden bilgisaya r aracılığıyla dünyanın her tarafıyla bilgi alışverişi yapma,gerekli bütün ilimlere ulaşma, insanlarl a dünyanın öteki ucunda bile olsa yüzyüze görüşüp konuşma imkanı vermesidi r. B imkan dışında. Bu görüşme yollarından birisi olan ve daha çok birbirini tanımayanların tanışma ortamı olan Chat denilen sohbet odalarıdır.

İnternet hayatımıza ve evlerimiz e girdikten sonra sohbetler in mecrası değişti. Evlerin içerisindeki ahali sanki şimdiye kadar mutsuzmuşlar gibi,derttaşları sırdaşları yokmuş gibi bir tevehhümle birden dert küpüne döndüler,birden evler matemhane yi umumi suretini aldı,psikoloji,biyolojik,fizyolojik rahatsızlıklar evlerde baş göstermeye başladı bu hüzünlü evlerde rahatlama . Nefes alma,gevşeme,mutlu olma için yol olarak interneti n sohbet odaları seçildi ve haliyle evler üzerinde ki tevehhüm edilen,vehim ve zanlara dayanan kara bulutlar dağılmadı iyice toplandı ,çünkü sanal alemlerde chatta aranan tesellile r yerine evlerde eşler arasında sadakati,hoşgörüyü ,sevgi ve saygıyı yıktı. Chat ile aldatmala r neticesi canları aldı,şeref ve namusları paralayar ak nikahları da aldı götürdü. Geriye ise elemler,firaklar,ihanetler,nefretler,acılar bıraktı.

Masumane başlanan chat serüvenleri eşler arasında ihanete dönünce bazıları soluğu mahkemele rde aldı,ihaneti kaldırmayanlar ise eşlerini öldürerek soluğu hapishane lerde aldılar. Evli veya bekarlar arasında dostane yapılan muhabbetl er için kalkip Almanyala rdan Türkiye ye gelen,bir şehirden öteki şehre giden uçkur müptelası bayanların muhabbetl eri yatak odalarına taşınınca . Resimleri ni çekip kendileri ne şantaj yapan sanal aşıklarının elindeki ihanet belgeleri netlerde,şantaj için ellerde dolaşınca mağdur bayanlar milyonlar a rezil olma pahasına kalan namuslarını kurtarmak için. Soluğu savcılıklarda aldılar. nette macera heyecan arayan kızlar sanal kahramanl arın peşinden sürüklenmek neticesin de soluğu kadın tacirleri nin kucaklarında aldılar. Yada macera ararken farkında olmadan konuştukları sanal kahramanl arı kendi eşleri ,babaları,abileri çıktığını görünce soluğu intiharda aldılar. Yada sanal kahramanl arının kendileri için özel olarak hazırladığı son durağı olan yatak odalarında gözlerini açtılar. güvendikleri kahramanl arının mertlikle rinin kurbanı olarak onlarca erkeğe fantezi olsun diye tecavüzüne maruz kaldılar.

Chatlarda,sohbet odalarında sanal kahramanl arın sözlerine ve yalanlarına aldanıp tuzaklarına düşenlerin yüzde yetmişi hem rezil hem zelil oldular . Görsel ve yazılı medyanın haberleri ni istemeden süslediler. Bu sanal aldatıcı ve gerçek sevgi ve muhabbeti n olmadığı ve her şeyin menfaat üzerine ve uçkur üzerine kurulduğu bu alemde herkes zararlı çıktı. Macera arayanda , hakiki dost arayanda. Tebliğ yapanda sanal kahramanl arı çoğunun kabusu oldu. Kiminin ruhunu kiminin kalbini kiminin de namusunu şerefini yaraladı. Yanıbaşında ki insanlara güvenmeyip de ,onlardan dost aramayıp da sanal aleminin yalancı uzaktan hoş görünen sesine ve ışıklarına aldanmanın cezasını yanıbaşındakilerini de kaybedere k ödediler. Fantazile rin esiri olan kadınları yüzlerce erkeğin yatağına sürükledi Chat.. Günde elli kere eşiyle çiftleşme kabiliyet i olan hayvanları taklid etmede yarışına gitti..

Chat yüzünden aldatmala rda dünya birinciliğine çıkılarak boşanmaların hızına Chat sayesinde hız verildi.

Chatlar sanal randevu evlerine döndü.sanal pezevenkl er türedi,sanal fuhuşların buluşma yerleri oldu Chat odaları. Kadın arayan kadınlar,erkek arayan erkekler,erkek arayan kadınlar, kadın arayan erkekleri n pislik mezbelesi ne ve arenasına döndü Chat odaları,siyah atlı eşini beğenmeyen kadınların beyaz atlı aşık aradıkları yerlere döndü Chat odaları , Mümin eşlerine alternati f olacak alim erkek aramaya başladılar mümine kadınlar chat odalarında, haram olan fantezile rini gerçekleştirmeyen eşlerine alternati f olarak fantezile rini gerçekleştireceği türbanlı , çeyrek tesettürlü, modern Müslüman geçinen kadınlar aradılar Chat odalarında, kanıyla canıyla bütün varlığıyla sevdikler i eşlerini fantezi uğruna boynuzlam a sevdası ile günübirlik güçlü erkekler aradılar kadınlar chat odalarında, çoğusu Chat odalarında aradıkların buldular çünkü aradıkları da onları arıyordu. Çoğunluğu bu macera ve aramanın neticesin de bir lezzete mukabil binlerce elem keder zillet buldular. Sanal kahramanl arı çoğunun kabusu oldu. Felaketi oldu milyonlar ca insanın dillerind e sakız oldu,

Kuran ile Allah'la (c.c.)(c.c.) mülaki olma şerefini şerefsizce bir fasıkla muhabbete tercih ettiler. Peygamber i tanıma şerefini inançsız bir gafili tanıma şerefsizliğine tercih ettiler. Kendileri ni dünyada rezil Ahirette zelil olmaya mahkum ettiler chat yüzünden. Allah ( c.c.) kitapları ile Rab'bi ile Kuran ile Peygamber ile manevi chat yapma lezzetini versin. !!!

Bu yeter de artar da. !!!

Çünkü dost isteyene Allah (c.c.) yeter, yaran isteyene Kuran yeter. !!!


M.KAKÇA


05.09.200 7 12:18:25
213 defa görüntülendi

 
   g.ç, 02.08.200 9 17:00:20
     s.a ben hiç chat yapmadım Allah ayaklarımı sabit kadem kılsın bu yanlışa sürüklemesin insaallah . chat konussund a yazdıklarınız çok doğru. Üstadımızın cümleleriyle dahada bir anlam buluyor tefekkür etmeye vesile oluyorsun uz Allah razı olsun. bu illete bulaşmış yada bulaşmak üzere olanlar okurda feyizleni rler insaalah.