Konu Başlığı: ARİFLERİN YOLU ŞAH-I NAKŞİBENDi HAZRETLERİ K.S - LÜTFEN GİRİŞ İÇİN TIKLAYINIZ Gönderen: admin üzerinde Mart 02, 2009, 04:52:22 ÖS ARİFLERİN YOLU ŞAH-I NAKŞİBENDi HAZRETLERİ K.S - LÜTFEN GİRİŞ İÇİN TIKLAYINI Z
http://site.mynet.com/arifleryolu/menzilozel.htm http://www.ebediyyen.biz/showthread.php?t=2254 http://altinsilsile.altinoluk.com/index.php?pId=567 http://www.ebediyyen.biz/forumdisplay.php?f=76 http://www.menzil.net/modules.php?name=News&file=article&sid=1844&mode=thread&order=0&thold=0 http://www.dervisan.com/silsile/16naksibend/index.html http://www.semerkanddergisi.com/ http://www.semerkandaile.com/ http://yukarikayalar.wordpress.com/category/sah-i-naksibend-hz/ http://www.tasavvufalemi.com/sayfa.php?yaziNo=104 http://www.konyevi.net/yazi_ayrinti.php?yazi_no=654 http://www.ahsenforum.com/tasavvuf/1471-tovbe-ve-intisap.html http://www.menzil.net/modules.php?name=News&file=article&sid=20&mode=&order=0&thold=0 http://islamingulleri.org/index.php?PHPSESSID=a7f35191ad05c391ef006c905aaa4d91&board=30.0 http://www.islamiyasam.com/Forums-file-viewtopic-t-1782-view-next.html http://hizmetnimettir.benimforum.org/-sadat-i-kram-f18/sadat-i-kramin-smler-t115.htm http://www.muhabbetullah.com/smf/index.php?board=83.0 http://myvizyon.blogcu.com/hace-muhammed-bahauddini-sahi-naksibendi_2352536.html http://ilahi.wordpress.com/2008/03/11/sahi-naksibendi-belgesel/ http://www.ilahi.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=960 http://rehber.ihya.org/yenirehber/sah-i-naksibend.html http://www.frmtr.com/islami-resimler/799535-menzilden-goruntuler.html http://www.seymes.com/seslisohbet.html http://www.cennetbilvanis.com/sadat-i-kiramlar/forumlar/sadat-i-kiramlar http://forum.vatan.tc/gavsi-sani-seyit-abdulbaki-el-huseyni-erol-ks-t20854.0.html;wap2= http://www.minare.net/forum/onemli-sahsiyetler/sahi-naksibendi-hz-t158.0.html http://www.mostar.com.tr/ http://forum.shiftdelete.net/din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi/72786-behaedd%CEn-buhar%CE-sah-i-naksibend-2-altin-silsile-16-halka.html http://menzil.wordpress.com/silsile-i-sadat-i-kiram/ http://www.gencislam.com/forum/showthread.php?p=280419 http://www.dervisler.net/forum/index.php?topic=2956.0 Konu Başlığı: SEYYİDLİK KURUMU NAKIBUL EŞRAF - LÜTFEN GİRİŞ İÇİN TIKLAYINIZ Gönderen: admin üzerinde Kasım 09, 2016, 04:17:37 ÖS SEYYİDLİK KURUMU NAKIBUL EŞRAF https://tr.wikipedia.org/wiki/Nak%C3%AEb%C3%BC%E2%80%99l_e%C5%9Fr%C3%A2f Nakîbü'l eşrâf, ilk olarak Abbasi halifesi Mütevekkil zamanında oluşturulan bir kurumdur. Bu zamandan itibaren diğer İslâm devletler inde nikâbet teşkilatı varlığını sürdürmüştür. Nakîbü'l Eşraf, Osmanlı Devleti'nde protokole tabi değildir. Vasıtasız olarak ve vaktini kendi belirleye rek padişahla görüşebilir. Padişahın başkanlık ettiği divanlard a diğer devlet erkânından ayrı olarak padişah ile aynı sedire oturur. Osmanlı Devleti'nde de ilk olarak sâdât nikâbeti Sultan Yıldırım Bayezid zamanında Mayıs 1400 tarihinde tesis edilmiştir. İlk Nakîbü’l-eşrâf da Seyyid Ali Nata b. Muhammed olmuştur. Ondan sonra oğlu Seyyid Zeynelabi din babası gibi seyyid ve şeriflere nâzır olmuştur. Nakîblik, Fatih Sultan Mehmed zamanında bir ara kaldırılmışsa da, II. Bayezid devrinde yeniden oluşturulmuş ve son devirlere kadar varlığını devam ettirmiştir. Bu tarih görünüş olarak kuruluş tarihidir . Yoksa Osmanlının kuruluşundan itibaren seyyid ve şeriflerin öneminin olmadığı anlamına gelmez. Nakîbü'l-eşrâflık, ilmiye sınıfının en üst seviyesin e çıkan seyyidler e veriliyor du. Nakîbü’l-eşrâflar, kadılar gibi belirli bir süre için görevlendirilmiyor, uzun yıllar iş başında kalıyorlardı. Resmi giysileri, konakları ve kendileri ne hizmet eden adamlarıyla saygın bir yer tutuyorla rdı. Osmanlı Devleti'nde nakîbü'l-eşrâflar hakkında ilk biyografi k eser Ahmet Rıf'at Efendi’nin Devhatü'n Nukabâ adlı eseridir. Bu eser 1500'lü yıllardan itibaren 1800'lü yıllara kadar Nakîbü'l-eşrâf olarak görev yapan toplam 62 kişinin biyografi sini vermiştir. Nakîbü'l-eşrâfın başlıca görevi, İslam peygamber i Muhammed'in soyundan geldikler ine ilişkin ellerinde belgeleri bulunan seyyid ve şeriflere tanınmış olan ayrıcalıkları korumaktı. Nakîbü'l-eşrâflar, eyalet, sancak ve diğer yerleşim birimleri ndeki kaymakamlıkları vasıtasıyla bütün seyyid ve şeriflerin isimlerin i kapsayan defterler i tutarlardı. Şecere-i Tayyibe denilen bu defterler de Peygamber soyundan geldikler ini belgeleye nlerin soy kütükleriyle birlikte bulundukl arı şehir, siyâdet veya şerâfet silsilesi, evladı, ahval ve ahlakı, ikametgâhı, görevi ve durumları kayıtlı idi. Seyyid ve şeriflerin kanunlara aykırı tutum ve davranışları görüldüğünde veya herhangi bir suç işlediklerinde, İstanbul'da Nakîbü'l eşrâf, taşralarda ise nakîbü'l-eşrâf kaymakaml arı tarafından yargılanır, gerekli cezaya çarptırılırlardı. Yöneticiler ve kadılar bu işe karışamazlardı. Halktan ayırt edilmeler i için başlarına yeşil sarık sarmaları mecburi idi. Nakîbü'l-eşrâf kaymakaml arı, İstanbul'dan Nakîbü'l-eşrâf'ın sadrazama mektupla sunulmasından sonra atanırlardı. Genellikl e bir yıllık süre için atanan nakîbü'l-eşrâf kaymakaml arının atanmaları mektuplarında, doğrudan kaymakam atanan kişiye hitap edilmekte olup, seyyidler in üzerlerine kaymakam olarak tayin edildikle ri bildirild ikten sonra, göreve tayin edildikle ri tarih yazılır ve daha sonra görecekleri işler açıklanırdı. Seyyidler in haklarının korunması, arûsiyye ve tevcihiyy e gibi vergileri n aldırılmaması, bunlara hürmet edilmesi, sahte seyyidlik iddiasında bulunanla ra müsaade edilmemes i, seyyidler in tespit edilerek İstanbul'a bildirilm esi ve bunların halktan ayırt edilebilm eleri için yeşil sarık ve cüppe giydirilm esi gibi yapacakla rı işler açıklandıktan sonra, Nakîbü'l-eşrâf'ın imzası ile tamamlana n atama mektuplarının, Isparta Şer‛iyye siciline kaydedilm esi ile birlikte atama işlemi de tamamlanmış olmaktaydı. Atanan nakîbü'l-eşrâf kaymakaml arı, Nakîbü'l-eşrâf’ın sancak merkezler inde uygun gördüğü kadılardan, müderrislerden, eski nakîbü'l-eşrâf kaymakaml arından veya eşraftan birisi oluyordu. Seyyid ve şerif oldukları belgelerl e ispatlanmış olan bu kişilere toplum tarafından çok büyük saygı, sevgi ve itibar gösterilmiştir. Aynı zamanda devlet de onları vergi verme ve benzeri bütün kamu yükümlülüklerinden muaf tutmuştur. Kendileri nden önceki Türk ve İslâm devletler indeki yerleşmiş uygulama gibi, Osmanlı Devleti’nde de seyyidler askeri sınıfdan muaf tutulmuştur. Örneğin, 16. yüzyıl'da Hamid Sancağı’nda vergiden muaf olanlar arasında şerifzâde, âl-i Rasul ve seyyidler in de yer aldığı görülmektedir. Toplam 26 adet olarak sâdât-ı kirâmın vergiden muaf olduğu kayıtlara geçmiştir. 18. yüzyıl'da, nakîbü’l-eşrâf kaymakaml arının bir kısmı da birtakım yolsuzluk işlerine karışmaktaydılar. Bazı kazalarda, nakîbü’l-eşrâf kaymakaml arı "harc-ı ma‛kûl", "devriye", "tevcih", "sâdât akçesi", "arûsiyye" isimleriy le tekâlif-i şakka gibi sonradan uydurulan vergiler toplamaya başlamışlardı. 24 Eylül – 3 Ekim 1759 tarihinde Rumeli ve Anadolu'daki kadılara, nâiblere ve nakîbü’l-eşrâf kaymakaml arına gönderilen bir fermanda, nakîbü’l-eşrâfların seyyidler den sorumlu oldukları, uygunsuz hareketle rinde onları yakalamal arı, seyyidlik iddialarında bulunanla rı derhal İstanbul'a göndermeleri, alınan haksız vergileri n hemen iade edilmesi ve bu işlerin takibinde Nakîbü’l-eşrâf Seyyid Mehmed Emin Efendi’nin yetki sahibi olduğu açıklanmıştır. O dönemde, bu gibi haksız yere para tahsil edilmesin i yasaklaya n Vezir-i Azam Mehmed Ragıb Paşa'nın da mektubu mevcuttur Konu Başlığı: İNGİLİZCE VE HAKİKAT - KONU İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ Gönderen: admin üzerinde Nisan 21, 2018, 01:26:08 ÖS İNGİLİZCE VE HAKİKAT
NİHAT FARUK EKİNCİOĞULLARI FORUM İSLAMALATURKA İSTANBUL 2007 İngilizce dil eğitimi konulu aşağıdaki yazıyı okumanız için alıntıladık Ancak aşağıdaki yazıyı okumadan önce Benim bilimsel konularda İngilizce isimleri ve kavramları orjinal haliyle kullanara k yazı yazdığım için Eleştirildiğimi görüyorum Allah razı olsun sizlerden Demekki avrupadak i şehir isimlerin i veya bilimsel terimleri orjinal hali olan İngilizce ile yazarak sizin dikkatini zi çekmeyi başarmışım sizlerde dikkatini zi çektiği için tüm yazdıklarımı okumuşsunuz Ve eleştirdiğinize göre demekki bizler amacımıza ulaşmışız Ve düşüncenin gelişmesine katkıda bulunmayı başarmışız teşekkür ederim hepinize Önce Osmanlının ve islamın yıkılması için çabalayan Bazı İngilizleri ve ( Siyonistl erin dünya dili ) ingilizce okuyup yazmayı sevmediğimi belirtere k Asıl amacımızın Osmanlı ve Türk-islam kültürünü yaymak olduğunu belirtere k Dikkatini zi çekmek istediğim ( Forumda daha önce yazılan "İngilizce bilmenin önemi " ile ilgili ) bir kaç şey yazmak istiyorum İngilizce bir sömürgeci lisanıdır İngiltere , dünyayı sömüren ülkelerden birisidir Ayrıca siyonistl erin ortak dilide İngilizcedir Osmanlıyı yıkmak için çalışan siyonistl erin kullandığı lisan ise önce Osmanlıca idi İslam ve Osmanlı Türk gençliği kendisi gibi Osmanlıca konuşan siyonistl erce Zehirlenm işlerdir Daha sonra ise Osmanlıca yok edilerek İngilizce ile zehirleme devam etmeye başlamıştır Siyonizm dünyayı kan gölüne çeviırmiştir Yılan zehrine karşı en etkili ilaç Yılan kanından yapılan panzehird ir İngilizce ile zehirlenm eye devam edilen gençliği tedavi etmek içinde Önce yılanın dilini tanımak lazımdır Yılanın dili ingilizce dir Türkiye gibi bir islam ülkesinde İngilizce ile zehirlene ni Türkçe ile tedavi edemezsin iz Gitar ve Rock ile zehirlene ni Ney ve İlahilerle tedavi edemeyeceğiniz gibi Konuya bu perspekti ften bakarak inceleyip araştırdıktan sonra İngilizce okuyup yazarak Osmanlı Türk ve islam kültürünü Küresel anlamda İngilizlere ( sömürgeci olan her ülkeye ) ve ingilizce konuşanlara ( Siyonistl erin ingilizce ile zehirlediği toplumlar a ) anlatmanız daha kolay olacaktır diye düşünüyorum Çünkü dünyada ingilizce okuyup yazan insanların içinde Farklı ırk veya dinlere mensup olup iyi niyetli ,temiz kalpli ve hakikatle ri görmeye çalışan insanlar mutlaka vardır Onlara hakikatle ri ancak bir dünya dili haline gelmiş olan İngilizce ile anlatabil irsiniz Dünyada kan ve gözyaşını durdurmak için Bunu yapmak aslında her müslümanın görevidir Eğer Osmanlı bir sömürgeci devlet olsaydı Bugün ne ingiliz kalırdı ne Amerikalı nede ingilizce diye bir dil kalırdı Osmanlının içindeki siyonistl er ve vatan hainleri Osmanlıca konuşarak Müslümanlık ve islamdan bahsedere k Türk'üm diyerek Osmanlının önce bilim ve teknoloji de geri kalmasını Sonrada yıkılmasını sağlamışlardır Endülüs'te Aristonun Yunanca felsefesi ni anlamak için O çağlardaki bilim dili Arapça'yı okumak yazmak gerekliyd i Ancak Endülüsü ortadan kaldırmak isteyenle r Önce Arapça yazılmış bilimsel kitapların tümünü batı dillerine çevirdiler Çeviri bittiğinde Endülüse ve Arapçanın varlığına gerek kalmadığı için Endülüs islam kültürü ve Arapça eserler ortadan kaldırıldı Arkasından zaten müslümanlar soykırımla katledile rek yok edildi Batının çağdaş medeniyet e ulaşmasının Ve Rönesansın temelinde ki yapı taşları işte bu yok edilen Endülüstür Batı kültürü ( siyonizm ) sizden alacağını alır Sonra sizin yaşamanıza fırsat vermez ve yok eder Osmanlı'dan alacağını alan Batı Osmanlıyı aynı şekilde yok etmiştir Bu hakikatle ri dünyaya anlatmanız içinde Öncelikle İngilizceyi okumak yazmak gerekmekt edir Hakikatle ri öğrenenler elbette önce Endülüsü sonra Osmanlı ve Türk-islam kültürünü anlayabil mek için mutlaka sizin dilinizi öğrenmeye çalışacaklardır Dünyaya islamı ve barışı yaymak için Büyük bir devlet olmanız gereklidi r Amacınız buysa eğer önce kendinizi dünyaya anlatmanız gerekecek tir Bunun ilk aşamasıda zaten sizi anlayabil ecekleri dillerde Onlara kendinizi anlatabil meniz gerekmekt edir Kaldıki bazılarının iyi niyetli olarak ifade etmeye çalıştığı Türkçe konuşup yazmak derken şunuda ilave edelim Bir dil bilimcisi nin dediği dibi " Türkçe konuşmak isteyen hiç bir şey konuşamaz Çünkü hiç Farsça'dır Şey Arapça " şeklindedir Osmanlıyı yok etmeye çalışanların ve Jön-Türkler gibilerin kullandıkları argümanlardan biride Sözde amaç Türkçe konuşup yazmaktır Ama daha sonra amacın bu olmadığı ortaya çıkmıştır Aslında Jön-Türkleri kullananl arın amaçlarından biri Türkçeyi Osmanlıca ( Batı Türkçesi ) gibi bir zengin dilden ayrıştırarak Arapça-Farsça kelimeler den arındırmak maskesi altında İslami kavramları anlaşılmaz hale getirmek Ve islamiyet ile bağı koparmak Osmanlıya bağlı olan coğrafyayı sömürmek için Arap ve islam toplumlarıyla bağlantıyı koparmak Arapça-Farsça kelimeler yerinede Fransızça kelimeler den devşirme Latin kültürüne benzer bir dil ve kültür oluşturmaktır Asıl amaç Türk'lerin Osmanlı ile birlikte zirveye taşıdıkları Türk-islam kültür ve medeniyet ini yok etmektir Dil ortadan kalkınca Osmanlı Türk-islam kültür ve medeniyet ini araştırma imkanıda ortadan kalkmıştır Irak ve Suriye Türkleri Arap alfabesiy le yazıyor Uygur Türkleri Sogd alfabesiy le yazıyor Kazakista n ve Kırgızistan Kril alfabesiy le yazıyor Türkiye ise yıllardır Latin alfabesiy le yazıyor Dünyada Türk alfabesin i kullanan bir ülke yok Çinlilerin resim gibi zor bir alfabesi var Ama yazıyorlar Türkler ise Türk alfabesiy le yazamıyorlar Latin alfabesiy le yazıyorlar Kısacası bizler zaten Türkçe konuşmuyoruz ve yazmıyoruz Sovyetler Birliğinin sömürdüğü bir sürü Türk bölgeleri var Ama Azerbayca n dışında hiç biriyle Türkçe anlaşamıyorsunuz Çünkü nasıl Türkiye'de latin kültür ve emperyali zmi ile Türkçe dil ve kültür yok edilmeye çalışılıyorsa Türk bölgelerinde ise Rus kültür ve emperyali zminin etkisi var Bu hakikatle ri dünyaya anlatmanız sizin görevinizdir Bunu ancak Dünyanın en çok kullandığı ortak dil olan ingilizce ile yapabilir siniz İngilizce bilmiyors anız eğer Türk-islam coğrafyasına ve dünya ile insanlığa Kurulan tuzakları öğrenemezsiniz ve Tuzaklard an korunmak için birlik oluşturmayı dünyaya öğretemezsiniz İNGİLİZCE VE HAKİKAT NİHAT FARUK EKİNCİOĞULLARI FORUM İSLAMALATURKA İSTANBUL 2007 |